22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 OCAK 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Şıvas katliamını değerlendiren Daruştay, Tugay Komutanlığı'nın geç müdahale ettiği görüşünde Danıştay, askeriERGÜNAKSOY ANKARA-Damştay 2. Dairesi, Sıvas'ta 37 lci- şinin katledilmesiyle sonuçlanan olaylardan son- ra, tçişleri Bakanlığı müffetişlerince dönemin Sı- ,'vas Valisi Ahmet Karabilgin ve Emniyet Müdürü 'DoğukanÖnerhakkındabaşlatılan soruşturma ile ilgili olarak oy çokluğuyla "men-i muhakeme" karan verdi. Idarenin kusursuz olduğunu bildıren Danıştay, olayda, Sıvas 5. Er Eğitim Tugayı'nın "ihmali" bulunduğu kanısına vardı. Danıştay, "Idare tarafindan Tugay KomutanlığYndan yar- dım istenmesine karşın. yardımın kundaklama ola- yından sonra gönderikiiği, çev re U ve ilçelerden ge- îen koliuk kuvvetlerinin de sayıea yetersiz ve gecik- meli gelmesi nedeni>le olay lann önlenemediği an- laşılmaktadır" görüşünü bildirdi. Damştay'ın karan Sıvas'ta 2 Temmuz 1993 günü 37 kişinin katle- dilmesiyle sonuçlanan olaylardan sonra, tçişleri Bakanhğı'na baglı müfettişlerce, dönemin Sıvas Valisi Ahmet Karabilgin ve Emniyet Müdürü Do- ğukan Öner hakkında başlatılan soruşturma, Da- nıştay 2. Dairesi tarafindan karara bağlandı. Içişleri Bakanlığı'nca 26 Kasım 1993 gün ve 82- 189-1993-53-f 531 sayılıyazı ile Danıştay 2. Da- iresi'ne "birinci derecede karar verilmek üzere" gönderilen soruşrurma dosyası ile ilgili olarak "lii- zum-u muhakeme"karanna gerek olmadığı karar- laştınldı Danıştay 2. Daıresi'nce verilen kararda, şöyledendi: Danıştay 2. Dairesi. "Tugay Komutanlığı'ndan yardım istenmesine karşın, yardımın kundaklama olayından sonra gönderildiği, çevre il ve ilçelerden gelen koliuk kuvvetlennin de sayıea yetersiz olması ve gecikmeli gelmesi nedeniyle olaylann önlenemediği anlaşılmaktadır" görüşünü bildirdi. "Pir Suhan Abdal Kültür ve Tanrtma Derneği tarafindan programlanan, Kültür Bakanhgı'nın maB katkılan iledesteklenen,Geleneksel 4. Pir Sul- tan Abdal Kültür Etkinlikleri"nüı 26 Hadran 1993 tarihinde aluıan v alilik izniyle, Sıv as il merkezinde 1 Temmuz 1993 tarihinde başladığL, emniyet ted- biri olarak Sıvas Emnivet Müdürlüğü'ne bağb tüm birimlerde görevli personelin. ikinci bir emre ka- dar izinleri kaldınlarak etkinliklerin yapıldığı çe- şitii yeıierde görevlendirildiği, şenlikler başlama- dan önce 30.6.1993 gününün gecesi dağıtılan 'Müs- lüman Kamuoyuna' başlıklı bildiri dışında olay çt- kacağına ilişkin olarak mahalli basında bir haber yer almadıgı gibi MİT Bölge Müdürlüğü'nce de duyum aunmadığu I Temmuz 1993 tarihinde neş- redilen mahalli basında da sadece bir gazetede Sı- vas halkınm tahriklere kapılmaması yönünde bir yazmın çıkügı. şenliklerin birinci gününün olaysız gectiği,ikindgünü saat 13JO'dan iribaren çeşitüca- milerden cuma namazından çıkan vatandaşlann ve bu vatandaşlan yönlendiren bir grubuo, yazar Aziz Nezin ve Vali Ahmet Karabilgin aleyhine, şe- riat lehine sloganlar afmasu toplanan vatandaşla- nn bunlara katılmasıyla büyük bir kalababğm oluştuğu. bu kalabalığa zor kullanılmasının. Sıvas ilinin etnik y apısı itibany la mezhep çatişmasına ve panik sonucu masum insanlann da kalabahkta ezilmesine neden olacağı düşünülerek sakıncalı gö- rüldüğü, tahrik edilmiş haik topluluğunun, sakin- leştirici konuşmalaria dağralmak istendiği anlaşıl- maktadır." Askerlergeç müdahale etti Danıştay karannda, il idaresi kanununa göre va- lilerin il içinde çıkabilecek toplumsal olayîan em- rindeki koliuk kuvetleriyle önlenmesine olanak bulamamalan kanısına varmalan veya koliuk kuv- vetleriyle bastınlamayacak ani ve olağanüstü olay- lann çıkması durumunda en yakın askeri (Kara, Hava, Deniz) kuvvet komutanmdan yardım ıste- neceği hükmünün bulunduğu anımsatılarak, şu görüşlere yer venldr "Cuma namazından çıkan halkın gnıpterhaBn- de yürüy üşe geçmesi, mevcutemniyet personelinin de tedbir olarak şenliklerin yapıldığı yerterde gö- reviendirilmiş olması nedeniyle tl Jandarma Atay Komutanlığı'ndan. ilçe emniyet amirlikJerinden, çevTe il emniyet teskilatlaruıdan ve en önemlisj Sı- vas'ta konuşlandınlan 5. Er Eğitim Tugay Komu- tanlığı'ndan önce telefonla, sonra yazı üe yardım istendiği Uerleyen saatlerde de yardım isteginin tekrariandığu aynca tçişleri Bakanlığı ve Başba- kanhğa faks çekilerek olayın vahim boy utta oldu- ğu belirtilerek takviye kuvvetlerin uçak ve hetikop- terie gönderilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Kanunsuz gösterinin başladığı saat 1330'dan iti- baren Pir Suhan Abdal etkinlikleri nedeniyle Sı- vas'ageienlerin kaidıklan MadımakOteli'nin kun- daklandtgı saat 20.05'e kadar Tugay Komutanlı- ğı'ndan yardım istenmesine karşın, yardımın kun- daklama olayından sonra gönderildiği, çevre il ve ilçelerden gelen koüuk kuvvetlerinin de sayıea ye- tersiz ve gecikmeli gelmesi nedeniyle olaylann ön- lenemediği dosyadaki bilgj ve belgelerden anlaşıl- maktadır. Sıvas ilinde konuşlandınlan 5. Er Eği- tim Tugayı'nın mevcudiyeri göz öniinde tutukJu- ğunda da ek tedbir alınmamasından dolayı sanık- lann sorumlu tutulmaianna olanak görüimemiş- tir." Danıştay, bu nedenlerden dolayı sanıklar Ahmet Karabilgin ve Dogukan Öner ile ilgili olarak, oy çoklugu ile men-i muhakeme karan alarak, idare- nin kusursuz olduğunu bildirdi. İdare kusurlu Oy çokluğu ile alınan karara katılmayan Danış- tay 2. Daire üyelerinden Doç. Dr. MuammerOy- tan. Karabilgin ve Öner'in "görevini savsakladı- ğuun savundu. Ecevit'ten birlik öncesi rest ^ . 1 M t , GENÇ PANTER Bırlık nesabını ^ DSP'ye dayandırmayın •Ecevit'in açıklaması, DSP ile birleşme işareti veren Soysal'a mesaj olarak değerlendirildi. Kulislerde; DSP liderinin açıklamasının, seçilmesi durumunda, kendisini en çok zorlayacak adayın Soysal olması varsayımına dayandığı savlandı. ANKARA(CumhuriyetBü- gulayarak, son günlerde DSP rosa) - DSP Genel Başkanı Bü- lent EcevH, SHP-CHP bütünleş- me kurultayı arifesinde, lider adaylanna, birlik hesaplannı DSP'ye dayandırmamalan uya- nsında bulundu. Ecevit'in, par- tisinin hiçbir şekilde kurumsal birleşmeye girmeyeceği yönün- deki açıklaması, solda tam birli- ^i sağlama yönünde görüş belir- ten kurultay adayı Mütntaz Soy- sal'a mesaj olarak değerlendınl- di. Kulislerde, Ecevit'in açıkla- masının, seçilmesi durumunda, kendisini en çok zorlayacak ada- yın Soysal olması varsayımına dayandığı savlandı. DSP lideri Ecevit, dün yaptığı yazılı açıJdamada, partisinin, bü- tünleşme kurultayı ile ilgili geliş- melenn dışında kalmaya başın- dan beri önem gösterdiğini vur- Atamalar gecikti üzerinde de hesaplar yapıldığını kaydetti. "Bizim öyle hesaplaria hiçbir ilgimiz yoktur"diyen Ecevit, şöyle devam etti: "SHP-CHP toplanbsmdan ne sonuç çıkarsa çıksın. DSP'nin herhangi bir başka partivle ku- rumsal birleşmesi söz konusuola- maz. Çünkü DSP, yıllardır sabır- la ve özenle oluşturduğu sagüklı ve tutarlı yapısını tehUkeye ata- maz. SHP'nin veya CHP'nin ya- pısal sorunlannı çözmeye ise kimsenin gücü yermez. Kaldı ki, DSP'nin, güçlenmek içtn, başka bir partiyle birleşmeye gereksin- mesi yoktur. Demokfatik, ulusal ve ulusakı sol, zaten kitlesel kad- hmlaria partimizde birieşip bü- rünleşerek hızla güçlenmek- tedir." Dışişleri'nde gözler kurultayda •Diplomatlar, kurultaydan çıkacak sonucun hükümeti nasıl etkileyeceği ve iç politik uğraşlan yüzünden dış politikaya tam olarak el atamayan Dışişleri Bakanı Karayalçın'ın geleceğini merakla bekliyor. LALE SARIİBR\HtMOĞLU -Dışişleri Bakanlt- ğı mensuplan da, SHP ile CHP fcrasında bugün yapılacak ve hü- kümetin geleceğini belirleyecek plan birleşme kurultayının so- nuçlannı merakla bekliyor. Dı- şişleri Bakanlığı'nda müsteşar krizi yüzünden büyükelçiler ka- rarnamesinin gecikmeli olarak çıkması, merkezde gerçekleşti- filmesi gereken yapılanmayı da önemli ölçıide aksatrı. •' İç politik uğraşlan yüzünden dış politika konulanna el atama- yan SHP Genel Başkanı ve Dı- şişleri Bakanı Murat Karayal- çın'ın. bakanlıktaki yapılanmay- !a ilgili tüm kararlan bugünkü [urultay sonuçlanna endeksle- diği belirtiliyor. Bu gecikmenin, günlük dış politika işlerinin yürütülmesin- de diplomatlan sıkıntıya düşür- düğü vurgulanıyor. Dışişleri Bakanlığı'nda diplo- matlann yersizlik sorununun da ciddi boyutlara ulaştığı bildirili- yor Bu sorunun, diplomatlann, meslektaşlannın yurtdışı ziya- retlerinden yararlanarak, geçici de olsa onlann masalanna otur- malanna kadar vardığı belirtili- yor. 3 yıl iki aydır devam eden ko- alisyon hükümetinin en uzun sü- reli görevde kalan Dışişleri Ba- kara Hiknoet Çetin'in geçen yıl ternelinı attığı ve yersizlik soru- nunu önemli ölçüde gıderecek ek binanın yapımı, ödeneğin ge- cikmesi yüzünden yapılamıyor. Başbakan Tansu Çiller'in ıs- rarla Dışişleri Bakanlığı Müste- şarlığı'na getirilmesini istediği Büyükelçi Volkan Vunü'ın atan- masının da, son üç yılın 3. Dışiş- leri Bakanı Karayalçın tarafin- dan da birleşme kurultayı nede- niyle yapılamadığı bildiriliyor. Hikmet Çetin, ardından da 4 ay görevde kalan eski Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal ile Baş- bakan arasında krize neden olan Vural'ın müstesarhğa getirilme- sine kesin gözüyle bakılıyor. Ancak Müsteşar Sanberk'in Şubat basında Londra Büyükel- çiliği görevine başlayacağı anımsatılarak, ortada, Vural'ın atamasını öngören bir kararna- menin bulunmadığı anım&atılı- yor. Piramitin üstündeki beürsİ2Ük Müsteşarlık krizi yüzünden 60'a yakın büyükelçi ile ilk kez yurtdışma büyükelçi olarak çı- kacak diplomatlann atamalannı ilgılendiren kararname, 1.5 yılı aşkın bir gecikmeden sonra bu ay içinde çıktı. Ancak bu gecikme, merkezde yapılması gereken diplomatlar arasındaki görev dağılımı ve di- ğeryapılanmalan önemli ölçüde aksattı. Büyükelçi unvanlı dip- lomatlann, kararnamenin gecik- mesi yüzünden merkezde yığıl- malan düşük kıdemli diplomat- lann terfilennı de aksattı. DOGADA KENDINI USTALIKLA KORUR YOLLARDA Mumcu'nun kitaplan Korsan basım davaları ANDA DURUR •Ankara'da, Uğur Mumcu'nun 23 bin adet kitabının korsan basırrunı yapan matbaa ile kitaplan sipariş veren yayınevi hakkında açılan dava sürerken yazanmızın 2058 kitabı da ıstanbul 'da korsan olarak basılırken yakalandı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Bombalı suikast sonucu iki yıl önce yaşamını yitiren ga- zetemiz yazan Uğur Mum- cu'nun kitaplannı korsan olarak basan bir matbaa daha ortaya çıktı. Ankara'da Mumcu'nun 23 bin adet kitabının korsan bası- rrunı yapan matbaa ile siparişi veren yayınevi hakkında açılan cezadavası sürerken istanbul'da da yazanrruzın 2058 adet kitabı, korsan olarak basılırken yaka- landı. Mumcu ailesi ile kitapla- nn yayın hakkını elinde bulun- duran Tekin Yayınevi, baskı sipa- rişini veren Nesa AŞ ile korsan basımın yapıldığı Papirüs Mat- baacılık hakkında da ceza dava- sı açtılar. Mumcu'nun ağabeyi Avukat Ceyhan Mumcu tarafin- dan Saydam ve Çizgi Matbaacı- lık hakkında Fikir ve Sanat Eser- leri Kanunu'nu ihlal ettileri ge- rekçesiyle 1 aydan 3 aya kadar hapis ve 30 bin liradan az olma- mak üzere para cezası uygulan- ması istemiyle açılan davaya, Ankara 2. Asliye Ceza Mahke- mesi'nde devam edildi. Saydam Matbaacılık Limited Şirketi'nin sahibi Sım Saydam, duruşma- da, daha önce ihbar üzerine ya- pılan polis baskınından sonra emniyette verdiği ifadesini de- ğişrirdi. 19 Ekim 1994 tarihinde- ki ifadesinde, "Kitaplarm, Çizgi Matbaası'ndan geldiğini"so\ le- yen Sırn Saydam. duruşmada, kitaplann kendi matbaasına 'Te- kin Bey diye biri'tarafindan gön- derildiğini söyledi. Kitaplan sipariş verdiği kay- dedilen Çizgi Matbaasf nm sahi- bi Mesut Hakan Korkmaz da 'Tekin Şensoy adındaki bir şahıs- tan' sipariş aldığını belirtti. Avukat Ceyhan Mumcu da Sırn Saydam 'ın ifadesini değiş- tirdiğine dikkat çekerek "Tekin isminin uydurulduğunu'* savun- du. Duruşma, sanıklann sabıka kayıtlannm istenmesi ve Çizgi Matbaacılık AŞ'nin diğer ortağı Savaş Yılmaz'ın gelmemesi ne- deniyle ileri bir tarihe ertelendi. Sırn Saydam, duruşmadan son- ra, Avukat Ceyhan Mumcu'nun üstüne yürüyerek hakaret etti. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Solda Birleşme Solda birleşme kurultayının delegeleri çok ağır bir so- rumluluk altında. Umuyorum bunun bilincinde olsunlar ve umuyorum bu sorumluluğun sonucu olarak doğru karar- lar alsınlar. Bugün, ayda artı milyon lira aylıkla ailesini geçindirme- ye çalışan memurun gö'zü bu kurultayda. Saatlerce kuyrukta bekleyip aldığı üç buçuk milyon lira aylıkla yaşamını sürdürmeye çalışan emekli de bu kurul- tayı gözlüyor. özelleştirmenin kendisine ne gibi sürprizfer (!) hazırladı- ğını merak eden işçi de, taban fiyatının ne olacağını bek- leyen köylü de gö'zlerini bu kurultaya dikti. Soğuk bir yurdun okuma salonunda ders çalışmaya uğ- raşan öğrenci de, yetmiş kişilik sınıflarda ders öğretmeye çalışan oğretmen de bu kurultaydan ne çıkacağını gözlü- yor. Daha iyi bir iş, oturulabilir bir ev, çocuklarına iyi bir eği- tim ve gelecek, iş güvencesi, güler yüzlü bir sofranın, umut ve mücadelesi içinde olan tüm dar gelirliler bu kurultayın sonucunu bekliyor. "Gidişattan" memnun olmayan ve kendileri için bir "çı- kış yolu" göremeyen ve bu nedenle "değişim " talep eden tüm emekçiler umutlannı bu kurultayın sonuçlarına bağ- lamış durumdalar. Güneydoğu'da yıpratıcı bir savaşın aalannı yaşayan as- kerler de, büyük kentlerde hava kirliliğinden nefes alama- yan krtleler de bu kurultayı izliyorlar. Bunlann büyük bir bölümü ne SHP'ye ve ne de CHP'ye oy veren insanlar. Ama bu iki partinin birleşmesinin orta- ya çıkaracağı yapılanmanın, Türk siyasal yaşamına bir iv- me kazandıracağını ve sorunlannın çözümü için bir umut doğuracağını biliyorlar. Türkiye'de işler iyi gitmiyor. Sıkıntısı var insanlanmızın. Ve bu yüzden kim "değişimden" söz ederse, onun peşi- ne takılmak istiyorlar. Çoğu zaman bunun boş bir hayal oJ- duğunu bilseler bile. Türkiye'de sol sahipsiz kaldı. 12 Eylül sendromunu bir türlü üzerinden atamayan insanlar, örgütlenemiyorlar. Tam tersine gitgide parçalanıyorlar. Zaten yasal düzenleme de bu yönde hazırlanmış. Ve darmadağınık kitleler, nereye çekerseniz oraya gidiyor. Türkiye'de sol sahipsiz kaldı ama, sol sloganlar herke- sin dilinde. Türkiye'de emek kesiminin yaşam koşullannın zorluğunu TÜSİAD dile getiriyor. Refah Partisi'nin ve Re- fah Partili'lerin bugün söyledıkleri şeyler için 12 Eylül ön- cesinde 141 'den dava açılırdı. Her alanda dizboyu somürü var. Haksızlıklar, adaletsiz- liklerartık zulüm düzeyine ulaştı. İnsanlartutunacak bir dal anyor. Ve kimi zaman da denize düşen, yılana sanlıyor. Sermaye örgütlenmeleri, kendilerini solcu ilan ediyorlar. Siyasette kirlenmenin şampiyonlan ise "en büyük devrim- ci" sayılıyor. Adalet mekanizması çalışmıyor. Adaletten umudunu ke- sen insanlar, kendilerine "mafya" adı takılan bir takım çe- telerin kapısını çalıyorlar. Yeraltı ve yerüstü birbirine kanş- tı. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Hırsızlık, ayıplanır bir suç olmaktan çıktı. "Adam çalıyor, ama iş de yapıyor" gibisinden garip savunmaiar dile geti- riliyor. "Bal tutan parmağını yalıyor" ama, geniş kitleler "avuçlannı yalıyor." Ekonominin neredeyse yansı kayıt dışı. Ne üretilen bel- li, ne satılan belli, ne kazanılan belli. Elbette, devlet vergi de toplayamıyor. Ve acı reçeteler hep dar gelirli kesimle- re, hep emekçi kitlelere yükleniyor. Enflasyon yüzde 150 olmuşken, bu durum bir başarı olarak sunuluyor. Kimileri "Güneydoğu'da yangın var" diyor. Ne Güney- doğusu? Yangın memleketin her yanına yayılmış durum- da. Mutfakta ayn bir yangın var, okulda ayn bir yangın var, sokakta ayn bir yangın var. Ve ülke bu koşuflar altındayken, solda birlik sağlanama- ması, ihanetten başka bir şey değildir. Eğer bu kurultay (oy venmiş olsun, ya da olmasın) geniş kitlelerin umutlannı besleyecek bir biçimde sonuçlanamazsa, kurultayın tüm delegeleri ağır bir sorumluluk altına gireceklerdir. "Bu ku- rultayda delege değil miydin" sorusundan yakalannı kur- taramayacaklardır. Evlatlanndan bile hesap sorulacaktır. Ülke bu koşullar altındayken, "sen-ben" hesabı yapıla- maz. Ihanettir bu. Hem sola ıhanettir, hem de ülkeye iha- nettir. Solcu olsun olmasın, Tünkiye'deki tüm namuslu insan- lann gözü ve umudu bu kurultaydadır. Yaşamlannda hiç oy vermemiş ve vermeyecek olsalar bile solda biriiğin, de- mokrasinin yaşaması açısından ne denli önemli olduğunu bilen insanlanmızın, bu umutlannı yeniden yitirmelerinin ve- bali, bu kurultayın delegelerinin omuzlanndadır. Bu yük çok ağır, ama onurlu bir yüktür. Batıkent'teki büstü acılıyor Mumcu etkinlikleri devam ediyor • Bugün saat 16.30'da 'Sıvas Katliarm ve Devlet Güvenlik Mahkemesi' konulu panel ile saat 18.30*da 'Muammer Aksoy-Ulusal Onnancılık ve Çevre Sorunu' konulu panel düzenlenecek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Bombalı suikast sonucu öldürülen gazetemiz yazan Uğur Mumcu'yu anma etkinlikleri sü- rüyor. ığdecık ve Hocabey köy der- neklerinin düzenlediği "Uğur Mumcu ve Demokrasi" konulu söyleşiye katılan Öğretim Üyele- ri Derneği Başkanı ve Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Aipaslan Işıkh Uğur Mumcu'nun şeriatçılann ve ırkçı akımlann karşısında olduğunu söyledi. Işıklı, "Ancak ünKersite gençle- rinden bugün burada olduğu gi- bi köy derneklerine kadar her- kesin Uğur Mumcu 'ya sahip çık- ması onu bir kere daha haklı çı- karmaktadır" dedı. Demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla düzenlenen 31 ocak salı gününe kadar sürecek olan "Adalet ve Demokrasi HaftasT kapsamında "Sıvas Katliamı ve Devlet Güvenhk Mahkemesi" konulu panel, bugün saat 16.30'da Çankaya Belediyesi Maltepe Çokkatlı Otoparkı Mü- zayede Salonu'nda yapılacak. Prof. Dr. Süıa Akşin. Dr. Sıtkı Pir Sultan Abdal Kültür Derne- ği 'nin katkısıyla gerçekleştirile- cek olan panele yazar-yayıncı Muzaffer Ilhan Erdost. avukat Ali Sangül, Nebahat Çetin Ata- ok, PırSuitan Abdal Kültür Der- neği Genel Başkanı MurtazaDe- mir, gazeteci Hasan Yalçın ko- nuşmacı olarak katılacakiar. Aynı gün saat 18.30'da Tuna Caddesi'ndeki Yenı Sahne'de "Muammer Aksoy-Ulusal Or- mancdık ve Çevre Sorunu" ko- nulu panel düzenlenecek. Panel- de Prof. Dr. Doğu Ergil, Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunlan Araştırma Derneği Başkanı Doç. Dr. Yücel Çağlar, Yargıtay Daire Başkanı Ferruh Atbaşoğlu, Prof. Dr. Metin Günday konuşmacı olarak bulunacaklar. Atatürkçü Düşünce Derne- ği' nce düzenlenen "Misak-ı MD- li'nin Meclis-i Mebusan'da Ka- bulü" konulu, sinevizyon, say- dam gösterimi ve panel bugün saat 15.30'da Rajiv Gandi Cad- desi Yeni Güneyce Kooperatifı yanındaki Yasemin Parkfnda gerçekleştirilecek. Maral Üner ve Tomris Çetiner'in şiir dinleti- leriyle katılacaklan panelde, Sa- biha Gökçen'e Atatürkçü Dü- şünce Derneği onur üyeliği pla- keti ve beratı verilecek. Panele, ADD Genel Başkanı SuphiGür- soytrak, Prof. Dr. Seçil Akgün. Aydınel ve Prof. Dr. Özer Ozan- kaya konuşmacı olarak katıla- cak. Batıkent'te yaptınlan Uğur Mumcu büstünün açılışının da gerçekleştirileceği etkinlik için Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi önünden saat 11.00'de araç kal- dınlacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle