02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 1995 PERŞEMBE HABERLERIN DEVAMI Sinop, cam derdinde CENGİZDEMİREL SİNOP- Iki yıl önce kapatıltfn Sinop Cam Fabrikasfnın malla- nnın Denizli'ye taşınması için, 4 gün önce Sinop"a gönderiien iki kamyon, yükleri ile fabrika içinde bekliyor. Bu arada, fabri- kanın taşınmasına karşı çıkan Sinoplular da direnişlerini sür- dürüyorlar. Direnişin kent içinde de birta- kımolaylaryaratabileceği endi- şesi, Vali İrfan Kunıcu'yu ra- hatsız ediyor. Vali Kurucu dün SHP. ANÂP, RP il başkanlarını Belediye • Fabrikanın Denizli'ye taşınmasına karşı direnen Sinoplular gergin bir bekleyişi sürdürürken. Vali Irfan Kurucu SHP, ANAP, RP il başkanlan ve Belediye Başkanı ile toplantı yaparak havayı yumuşatma çabasına girişti. ve Başkanı AliKa- ragülk ile es- naf örgütlen- nin yöneticile- rini makamına çağırarak uyar- dı. Sinop Emni- vet Müdürü ile 11 Jandarma Alay Komuta- nı'nın da hazır bulunduğu toplantıda Vali Irfan Kurucu yöneticılere, "Halkıtah- rik etineyta* uyansında bulun- du. Toplantı sonrası bir açıklama yapan SHP II Başkanı Cafer YükseL, amaçlannın cam fabri- kasının açılması için ses getir- mek olduğunu belirterek "Sonı- numuzu valiye aktardık" dedi. Öte yandan Sinop'ta yayın ya- pan Gözde FM Radyosu'na ön- ceki gece 11.15 sulannda gelen polis memurlan radyoya bir uyan yazısı tebliğ ettiler. Yazıda halkı galeyana getiren yayınlar- dan ve haberlerden vazgeçilme- si isteniyor. Kentte önceki gün elektrikle- rin sık aralıklarla kesilmesi yii- zünden hoparlör ve radyolar ye- terli anons yapamadı. Bu arada Gerze, Erfelek \e Ayancık ilçelerinden. Sinop Cam Sanayii önüne belediye başkanlarının yanı sıra çok sayı- da vatandaşgeldi. Belediye Baş- kanı Ali Karagülle. Sinop'un kalkınmada 2. derecede il oldu- ğunu. bu nedenle fabrikanın bir- çok giimrük muafiyeti ve teşv ik- lerden yararlandığını söyledi. Karagülle, "Devletten Si- nop'a yatırım adı altında teş- vikalanlar.şim- di bu fabrikayı taşımak isriyor- lar. Bu durum- da fabrikanın resmen kapan- madığı tarafı- mızdan bilini- vor. Fabrika, iiretbninidurdurmuştur. Kapat- ma >e durdurma a\rı şe>lerdir. Denizli, kalkınmış iller kapsa- mında. Yani buranın malı Deniz- li'ye taşındığı takdirde hukuksal hatalar doğar" dedi. Sinop'ta direnişi belediye, SHP, ANAP. RP. CHP. DSP. Es- naf ve Şoförodalan, Gazeteci- ler Cemiyeti. Baro Başkanlığı. memur sendikalan. Or-Koop. Balıkçılar Kooperatifi, Yardım Sevenler Derneği. Çevreyi ve Hayvanlan Koruma Derneği gi- bi birçbk dernek ile ilçe beledi- ye başkanlan destekliyor. Türk-Yıınan ilLşkileri gergiııleşti • Baştarafı 1. Sayfada nışması var. Davayı açan, aşın sağeı Stohos gazetesinin muha- birkrinden Bibis Ellinidis. GeUşmeleri iztryoruz." Atina Büyükelçilik Müsteşan VTgît Alpogan ise olaya tepki- sini şu sözlerle dıle getirdi: "Yunanistan hükümeri Müslüman azınbğın kendi oytanyla seçtiği müftüleri tanımıvor. Kendisi iki şehre (Gümülcine \e lskeçe) miiftü atıyor. Oysa bu durum in- san haklanna, azınlık haklanna ve Lozan An'tlaşması'na aykı- n bir durum. Bu rutum iki ülke arasındaki ilişkilerin zedeİen- mesirn? ve dosthığun yok oimasına neden oluyor. Burada yaşa- yan Müslüman azınlık. gelişmeteri endişeyle izliyor, ama soğuk- kanlıltğını da koruyor. Birim hükiimet nczdindeki girişimleri- miz Tûrk Dışişleri Bakanhğı'nın politikası doğruttusundadır. Müftünün derhal serbest btrakılnıası için Yunan makamlan- nın karannı beklryoruz." Bu arada Dışişİeri Bakanhği Enformasyon Dairesi'ncebir açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi: •*Baü Trakya'daki Tiirk azmlığı tarafından seçilmiş bulunan tskeçe müfrüsü Mehmet Emin Aga, müftülük sıfatınt gasp ettf- ği kÛiasıyla Larissa Istinaf Mahkernesi'nce 10 ay hapis cezas»- 08 çarpürümıs ve tutuklanarak Larissa Cezaevi'ne sevk edil- miştir. Bilindtği üzerc müftük'rin azınlık içinde yapılacak bir se- cimte işbasına geimeieri 1913 tarihli Atina Antlaşması'yla ön- görühnüş ve daha sonra 1920 yılında kabul edilen bir yasayla Yunan iç hukukuna derç edilmişrir. Aynca Lozan Antiaşma- a'yta söz konusu haklar garanri altına ahnmtştır. Ancak Yuna- nistan, 25 Aralık 1990 günii kanun hükmiindeki bir kararna- meyfesöz konusu yasayı ilga etmiş ve müftülerin Yunan makam- lan tarafından atanması voluna tevessül etmiştir. Yunan ma- kamtan bu yasayı dermeyan ederek secimk- işbaşma geüniş oian tskeçe ve Gümülcine müftülerinin görevlerini engelkmeye ça- hsmâktadır. Bir din adamınuı görevini ifade etmesinden dolayı cezalandınlmasL din ve inanç özgürtüğü ik hiçbir şekilde bağ- daşmamaktadır. Ikili ilişkilerimizin olumsuz yansımalan ola- cak bu tutum, uluslararası aolaşmalarla teminat altma aiınan çağdaş demokratik uygulamalar >c insan haklanna aykındır. Yunanistan'ın ikili \e çok taraflt aniaşmalarla öngörülmüş bu- lunan ahdi > ükümiülüklerine uymasım ve bu doğruituda Batı Trakya Tiirk azınlığuıın haklanna ve azınlık tarafından seçfl- mi; müftülere saygriı davTanmasını beklemekteyiz." 4 Din ve inanç özgûriüğü ile bağdaşmaz' öte yandan Diyanet lşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz, dün yaptığı yazılı açıklamada kendi müfîülerini seçmelerinin ulus- lararası aniaşmalarla Batı Trakya Türklerine tanındığını kay- dederek "Bu hakkın gasp edilerek tayink bir müftünün işbaşı- na getirilmesinin. seçilmiş müftünün görevden azledilerek tu- tukiaıunasnun ve cezalandınlmasuun, din ve inanç özgürlüğü ik bağdaştmlması asla mümkün değDdir" dedi. S.S. ÖZBİRİKİM KONUT YAPI KOOPERATİFİ NİN 1994 YILI OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA OAVET Kcx)peratrfimızin 1994 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı 26 Şubat 1995 Pazar günü saat 11.00'de Fevzı Paşa Cad- desi, No: 74/1 -2 Beykoz - İSTANBUL adresinde aşağıdaki gündem maddelerı doğrultusunda yapılacaktır. Toplantının ertelenmesı halinde 12 Mart 1995 Pazar gunü saat 11 00'de aynı adreste yeniden yapılacaktır. Ortaklanmızın teşrif etmeleri önemle rica olunur. 6ÜN0EM 1. Açılış ve saygı duruşu, 2. Başkanlik Dıvanı seçimı ve Başkanlık Divanına tuta- naklan imza etmesi hakkında yetki verilmesi, 3. Yönetım ve Denetim Kurulu raporlarının okunması, 4. 1994 Yılı Bılanço - Envanter ve Gelır - Gıder Farkı hesaplarının ıncelenmesi, onanması veya reddi, 5. Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin ıbrası. 6. Yenı Yönetim ve Denetim Kurulu Asil ve Yedek üyelerinin seçimi, 7. Kooperatif inşaatlannın yaptınlma hususunun karara bağlanması, 8. Yeni Ödeme Planı ve Gelecek Yılın Bütçe ve Çalışma Programının gorüşülmesı ve karara bağlanması, 9. Taahhütlerini yerine getırmeyen ortaklann durumlarının göruşülmesı ve karara bağlanması. 10. Gereklı görülen diğer hususlann görüşülerek karara bağlanması, 11. Dilekler ve kapanış. S.S ÖZBİRİKİM KONUT YAPI KOOPERATİFİYÖNETİM KURULU "Insan karıştırıyor bazan yaşamak mı ölmek, yoksa ölmek mi yaşamak..." Sevgili eşim ALİ AĞIR'ı ölümünün 40'ıncı gününde (28.2.1995) Karacaahmet Vakfı'nda anıyoruz. Dost ve akrabalanna duyurulur. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı I. Sayfada 'birlik çalışmalannda bugün ne olur'u konuştuk. Bir dizi ittifak arayışı, dün Kara- yalçın'dan yana olanlar bugün Baykal demeye başlamış, dün Ka- rayalçın'ı yerden yere vuranlar bu- gün. partinin lideri o olmalı türkü- sünü söylüyor. Kısacası durum karmakarışık, her tarafta bir hareket bir hareket. Ama alınmış bir arpa boyu yol yok. İki parti liderinın, solda birliğe kişi- sel hesaplardan bağımsız bakama- yacağı anlaşılıyor. Değil solcular. sağdaki iyi niyetli, Türkiye'nin RP, MHP gibi demokra- siyi baştacı etmek yerine, hedefine ulaşmak için basamak yapan uçla- ra teslim olmamasını isteyenler de, solun birleşmesini bekliyor. SHP ve CHP kadrolarının birlik tartışması, ev yanarken önce hangi eşyaların kurtarılması gerektiğine karar vere- meyip birbirini yiyen aile üyelerine benziyor. Biraz daha çekişirlerse, kurtarılacak bir şey de kalmayacak. lyisi mi bir gün daha bekleyelim. "Ey sağduyu, gelirsen bilgisayara virûs olarak gir, bir daha da çıkma" diyelim ve yazının başlıgındaki ko- nuya geçelim. Bundan tam 50 yıl önce bugün, Ikinci Dünya Savaşı'nın en vahşi, en insanhkdışı, en korkunç sahne- lerinden biri kapandı. 26 Ocak 1945, Polonya'nın Katoviçe kenti- nin 30 kilometre güneydoğusunda- ki Auschwitz (Ausşvits okunuyor) toplama ve imha kampında yaşa- nan acıların son günüydü. 27 ocak Auschvvitz'lep Olmasın... sabahı Kızılordu askerleri kampa girdiler ve insana, 'teknoloji, bilim ilerledikçe, vahşet de ilerliyor' de- dirten sahnelere son verdiler. Almanlar, 1940 Mayısı'ndan iti- baren Auschvvitz çevresinde dört kamp kurdular. Avrupa'nın çeşitli ülkelerindeki Yahudileri buraya ta- şıyıp, gaz odaları ve yakma fınnla- nnda imha ettiler. Yaşlılar, hastalar, kadınlar ve çocuklar hemen öldü- rüldü. Sağlam olanlann bir kısmımn işgücünden yararlanıldı. Birçoğu denek oiarak kullamldı. Çok sağlıklı olanlar, kolay ve ucuz kısırlaştırma yöntemlerini bulmak için kullamldı. ıkizler öldürülerek, cesetleri üzerin- de gen araştırmalan yapıldı. Kampta çeşitli yöntemlerle öldü- rülenlerin sayısı tam olarak bilinmi- yor. Tahminler 2 milyonla 4 milyon arasında. 1991 yılı sonbaharında Polonya, Macaristan ve Çekoslovakya'ya (o zaman aynlmamıştı) gitmiştim. Po- lonya'daki programımda doğal ola- rak Auschvvitz kampı da vardı. Var- şova'dan trenle Krakov'a geldim. Krakov, Polonya'nın Varşova'dan önceki başkenti. Kaledeki, Osmanlı eserlerinin de bulunduğu müzeyi gezip, Katoviçe trenine bilet aldım. Dulova istasyonundan sonra inip, Auschvvitz trenine bindim. Yağmurlu bir gündü. Gökyüzü kapkaranlık, öğle saatlerinde ak- şam olmuş gibiydi. Ince gövdeli ağaçlar bitti, sazlıklar başladı. Ara- da bir su birikintileri. Trenin acı gü- rültüsünden başka ses yok. Çevre- de insan eli değmiş çok az şey var. Ya da bana öyle geliyor. Kampta yakılarak öldürülenlerin küllerinin çevreye atıldığını okumuştum. Yer yer siyahlık başlayınca, kampın es- rarı sardı bedenimi. Bu tren hattından kampa götürü- len insanları düşündüm. Asırlar de- ğil, daha 46 yıl önce yaşanmış bu acıyı bugün insanlığın sadece yıl- dönümlerinde ya da turistik gezıler- de duyumsaması ne kadar acı. Grup halinde gelen turistleri kampa götürecek otobüsler istas- yonda bekliyordu. Ama ben yalnız- dım. Telaşla araç aradım. Sanki, bir an önce kampa gıdersem birkaç kişinin ölümünü önleyeceğim... Kamptan içeri girince bütün çıp- laklığıyla gördüm ki, yazılan roman- larda, çekilen filmlerde hiçbir abart- ma yok, eksik var. Yağmur şiddetini giderek arttırdı. Çoğunluğu Japon turist grubu, sa- dece kapalı bölmeleri gezmekle yetindi. Çantamı bir turiste emanet edip, kendimi kampın tel örgülü bölümlerine attım. Zamanında elektrik yüklü, yüksek tşl örgülere titreyerek dokundum. Her şey olduğu gibi korunduğu için yakma fınnlanna girmek güçtü, içi yarım metre suyla doluydu. Ül- kesini bilmediğim birkaç gençle ayakkabılarımızı çıkarıp girdik. Du- varlar simsiyah, insan siyahı. Fırının ağzı simsiyah, Yahudi kanına gir- miş Alman siyahı. Bir insan bir diğer insanı, bin de- recelik fırına nasıl atabilir? Ya da bunu yapana insan denebilir mi? Disipline uymayanların kurşuna dizildiği duvar ölüm sessizliğinde, kendisini tel örgülerin arasına gizle- miş, öylece duruyor. Kampa getirilenlerin barındığı ba- rakalarda tahtalar çürümüş, içleri küflü ot kokuyor. Kimbilir kaç bin insanın, kurtuluş umuduyla uyandı- ğı tahta yataklardan birine dokun- dum. Bir an uzanıp, zaman tünelin- de 1940'lara gitmek istedim. Ama hafif yüklenince gıcırdadı. Sanki bir insan inlemesi duymuş gibi ürk- tüm. Kamptan aynlırken, iç çamaşırla- nm dahil sırılsıklamdım. Ne bir üşü- me, ne bir titreme. Dönüş treninde kendi kendime, "Sadece bu kamp bile insanlara banşı öğretemez mi" diye sordum. Yüreğim, "öğretir", beynim, "Ö<J- retemez" dedi. Acaba, Yahudiler o kamplardan ders alsaydı, yıllarca Filistinlilere özyurtlarını zindan eder miydi? Acaba, Almanlar o kamplardan ders alsaydı, burnunun dibindeki Bosna-Hersek'in yangın yerine dönmesine kibrit olur muydu? Acaba, Auschvvitz kampını kapa- tan Kızılordu o kamptan ders al- saydı, Kafkaslar'da banşı Kafda- ğı'nın arkasına atar mıydı? Halen 40 yerinde sıcak savaşın yaşandığı dünyamızda barışın sembolü güvercin, zaferinki kartal. Keşke, barış ve zaferin sembolü aynı olsaydı... Darbecfler yargdansınI Baştarafı 1. Sayfada mak isteyen RP ile bazı ANAP ve DYP'lilerin oyalama taktiği olarak de- ğerlendirildi. Cumhuriyet'in DYP içinde güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ken- disinin görüşlerini alan bazı DYP millet- vekillerine, 12 Eylül yönetıcilerine yargı yolunu kapatan anayasanın geçici 15. maddesinin tümüyle metinden çıkanlma- sı gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı, 12 Eylül dönemi yöneticilerine karşı yargı yolunun anayasayla kapalı tutulmasının doğru olmadığını vurguladı. Demirel'in, görüşlerini alan milletve- killerine. bu yönde bir değişiklik yapma- nın önemini vurgularken, yargılama işi- nin ayn bir konu olduguna dikkat çektiği ve gerekip gerekmediği boyutuna girme- digi kaydedildi. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ŞerifErcan. Cumhurbaşkanı'nın, kendisi- ne herhangi birtelkini bulunmadtğını be- lirtirken. Cumhurıyet'e. "Eğer Sayın Cumhurbaşkanı'nın bir önerisi olursa, bu- nu Sa\ın Başbakan'a iletir. Doğnıdan ko- misyona bir öneride bulunması söz konu- su olmaz. Biz şimdiye kadar yapılacak mevcut çalışmalan değeriendireceğiz" açıklamasını yaptı. DYP. SHP ve ANAP'ın hazırladıgı ge- çici 15. maddeye ilişkin değişiklik metnin- de, sadece 12 Eylül döneminde kurulan Milli Güvenlik Konseyi ile bu dönemde kurulan hükümetlerin çıkardığı yasalara ve yasa gücünde kararnamelere karşı da- va açma olanagı tanınırken. 12 Eylül yö- neticilerinin yargılanmalannı engelleyen hüküm korunuyordu. Anayasanın geçici 15. maddesi. 12 Ey- lül 1980 tarihinden başlayarak ilk genel se- çimler (1983) sonucu oluşturulacak TBMM Başkanlık Divanı'nın toplanma- sına kadar gececek süre içinde yasama ve yürütme yetkilerini kullanması hüküm al- tına aiınan Milli Güvenlik Konseyi ile bu dönemde kurulan hükümetler ve Danışma Meclisi'nde görev alanlar hakkında, her türlü karar ve tasarruflanndan dolayı ce- zat, mali ve hukuki sorumluluk savıyia yargıya başvurulamayacağını hükme bağ- lıyor. DYP, ANAP ve SHP'nin hazırladıgı 21 maddelik anayasa değişikliği paketine iliş- kin görüşmeler de. dün TBMM Anayasa Komisyonu'nda başladı. 301 ımzalı, 21 maddede degişiklikler öngören pakete komisyonda bir madde da- ha eklendi. Izmir Milletvekili Cemal Ter- can'ın daha önceden verdigi, anayasanın 82. maddesinde değişiklik yapılarak. ka- mu kurumu niteligindeki meslek kuruluş- lan ile işçi sendikalannın yönetim organ- lannda görev yapanlara milletvekili ola- bilme yolu açılmasına ilişkin önerisi ile Zonguldak Milletvekili Güneş Müftüoğ- lu"nun anayasanın 127. maddesinde deği- şiklik yapılarak. yerel seçimlerle genel se- çımlerin birleştirilmesine ilişkin önerileri de pakete eklendi. 82. madde konusunda birdeğişiklik önerisi pakettebulundugun- dan. Müftüoğlu'nun önerisiyle birlikte pa- ketteki madde sayısı 22'ye yükselmiş ol- du. Ecevit. komisyonda görüşlerini açık- larken. pakete birengelleme yapmayacak- lannı bildirdı. Ecevit, milletvekili sayısının 600'e çı- kanlmasına ilişkin degişikliğe karşı çıkar- ken, Cumhuriyet Senatosu'nun yeniden kurulmasının daha uygun olacağını söyle- di. Ecevit. bir v ıl veya daha fozla hapis ce- zasınaçarptmlanlann milletvekili seçile- memesine ilişkin öneriyi ele?»irerek. "Böyle bir hüküm, Güney Afrika'da oba> - dı, Mandela pariamenter bile olamazdı. Bcninı de gj\ diğim hükümler birkaç ay da- ha fazla olsa>dı, ben de aranızda buluna- mayabilirdim" dedi. Ecevit aynca. bugün Kürtçe dergıler basılabildigine dikkat çe- kerek, anayasanın bu konudaki 26. mad- desinin çıkanlmasını önerdi. Ecevit. yerel ve genel seçimlerin birlikte yapılması öne- risine de karşı çıkarak, "TBMM'nin ken- di seçûnlerini erkene alma yetkisi var. Bu gerek ortaya çıkabilir, o zaman bütün Tür- Idye'deki yerel seçimleri deerkene almanın mantığı yoktur" dedi. Komisyon üyelerinden Münif tslamoğ- lu'nun sorusu üzerine Ecevit, 12 Eylül yö- neticilerine yargı yolunu kapatan anayasa- nın geçici 15. maddesinin kaldınlması önerisine katılmadığını bildirdi. Ecevit, toplantıdan sonra Cumhuriyet'in sorulan- nı yanıtlarken. "Şu huzursuzluk ortamın- da bu doğru olmaz. 12 E> lül'den sonra ses- lerini çıkarmayanlar, şimdi orta\a çıkıyor. Zamanaşımı oldu, huzursuzluk yaratma- ya gerek yok" dedi. Ecevit'in konuşmasından sonra, bazı DYP'li üyelerpaket üzerinde daha aynn- tılı bir çalışma yapılması için bir alt komis- yon kurulmasını önerdiler. RP'nin 14 ve 24. madde degişikligi konustmdaki ısrap nedeniyle destek vermediği de^Sjiklik p#- keti ile memurlara grevli toplus5zteşmCÎT sendıkal hak tanınırken. seçmen yaşı 20'den 18'e, seçilme yaşı 30'dan 25'e in- diriliyor. Değişiklik önerisi ile anayasanın geçi- ci 15. maddesinin son fıkrası metinden çı- kanlarak. 12 Eylül döneminde kurulan Milli Güvenlik Konseyi ile o dönemde ku- rulan hükümetlerin çıkardığı yasa ve ya- sa gücünde kararnameler ve diğer karar- lara karşı. yargı yolunun açılması sağlanır- ken. MGK ve hükümet üyelerine karşı yar- gı yolu kapalı tutuluyor. Gazeteci Ilkiıı Aydın ağır yarah İstanbul Haber Servisi- Yeni Yüzyıl gazetesi ekonomi muhabirlennden Ilkin Aydın trafik kazası nedeniyle ağır yaralandı. Güneşli Basın Ekspres Yolu Medya Plaza yanındaki yolda karşıya geçmek ısterken 34 LTG 25 plakalı, Nihat Akpınar yönetimindeki minibüsün çarptığı Aydın. f.Ü. Capa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınlarak ameliyata alındı. Aydın'ın sağlık durumunun ciddi olduğu bildirildi. Kazanın. Aydın'ın haber için gittiği bir toplantıdan gazetesine dönerken meydana geldiği bildirildi. Sürücü Nihat Akpmar kazadan sonra gözalnna alındı. Hükümete memura zam yetkîsi • Baştarafı 1. Sayfada memur ve emeklisinin mali ve sosyal haklann- da iyileştirme yapmak için birden fazla kanun hükrnünde kararname çıkarabilecek. Hükümet bu yetkiyi 6 aylıgına aldığı için ek zammı ister- se hemen, isterse 6. ay dobnadan verebilecek. TBMM Genel Kunılu'nda, hükümetin 6 aylı- ğına yetki istemesi, muhalefetin sert eleştirile- rine neden oldu. Genel Kurul'da söz alan ANAP ve RP milletvekilleri, hükümetin zam konusun- da yetki ıstemesinı, "memur zammını Mec- bs'ten kaçırmak'' şeklİnde yorumlarken sürenin 6 aylıgına istenmiş olması "hükümetin seçinı y^tınmı yapabiteceği*' eleştirilerine yo! açtı. Muhalefet partilerinin sözcüleri. hükümetin, olası bir erken seçim öncesinde koz olarak kul- lanmak için 6 aylıgına yetki istediği görüşünü dile geördiler. Bu çerçevede, RP'nin, yetki sü- resinin 1 aya ındinlmesi için verdigi önerge ise reddedıldi. TBMM Genel Kunılu'nda kabul edilen yasa ile daha önce mali ve sosyal haklannda iyileş- tirme yapılan Cumhurbaşkanlıği ve TBMM Ge- nel Sekreterliği personeli dışındaki bütün kamu kurum ve kuruluşlannda çalışan memurlara ek zam yapılması hükme bağianjyor. OLAYLARIN ARDINDAKÎ GERÇEK • Baştarafı l. Sayfada tarikat üyelerinin toplu inti- harlan gerçekleştirdikleri gö- rülüyor. Buna ilişkin son olay Amerika'da yaşanmıştı. Şim- di solda birieşme adı altında SHP ve CHP'nin toplam 1800 delegesi toplu bir inti- hara sürüklenişjn akıntısına mı kapılacaklardır?.. Birleş- menin değil, aynlığın, çatış- manın, kavganın simgelerine dönüşmüş politikacılarla oy- nanan bir oyunun neferlerine ya da müritlerine mi dönüşe- ceklerdir? llginç bir gelişmenin gün- begün gelişen aşamalan izle-' niyor. Birleşme kurultayına iki gün kala her şey belirsizdir. SHP Genel Başkanı Kara- yalçın ile CHP Genel Başka- nı Baykal hiçbir noktada an- laşamıyorlar. Genel başkanlık koltuğu ve delege hesaplan her şeyi geriye itmiş, solda birlik bir kördövüşüne dö-; nüşmüştür. * Delegeler de kurultay günü' bu kördövüşünün çekimine kapılırlarsa, her iki parti için toplu intihar kararı verilmiş olacaktır. Bu ortamda biz yine de iyimser olmak istiyoruz, lider- lerde değilse bile delegeler- de sağduyunun son anda egemen olacağına ilişkin gö- rüşü korumakta yarar var. Gönül isterdi ki Karayakpın ile Baykal bu karmaşa ve kargaşaya yol açmadan otu- rup anlaşsınlar, partide ve kamuoyunda umut rüzgârlan estiren bir çözüm yolunu be- nimsesinler... ; Vakit geç mi oldu?.. Öyleyse son umut delege- lerdedir. Delegeler, kendilerini ve partilerinin geleceğini düşü- nerek oylarını kullandıkları zaman belki "birleşme" söz- cüğüne yakın bir sonuç alı- nabilir. • * * ABD'Ii • Baştarafı I. Sayfada tânın bazı ayak parmaklarında uyuşma görüldügünü ancak felç tehlikesi yadadonmanınsöz ko- nusu olmadıgpıı bildirdirer. Doktorlar yarbay ve oğlunun su kaybından kaynaklanabilecek olası bir metabolik komplikas- yona karşı sürekli gözetim altın- da tutuldugunu kaydettiler. Has- talara dokuz gün süreyle hiçbir yiyecek almamış olmalanna kar- şı normal bir beslenme rejimi uy- gi'.landığı ve normal kahvaltı ve- rildigi belirtildi. Yarbay Mike Couillard ve oğ- lu, hastanedeki ilk gecelerini kendilerinden hernen sonra An- kara'dan lncirlik Üssü'ne gelen bayan Couillard ve diger çocu- ğuyla bırlikte geçirdi. Ankara'da Savunma lşbirliği Ofisi 'nde askeri ataşe olarak gö- rev yapan Yarbay Couillard ve oğlunun hastaneden ne zaman taburcu edilecekleri belirtilmedi. Bu arada yarbay ve oğlunu arama çalışmalanna ABD Hava Ku\-vetleri'ne ait bir HC-130 P, iki MH-60 G helikopteri ile ABD Kara Kuvvetleri'ne bağlı 16 özel güç personelinin katıldı- ğı bunun yanı sıra Türk koman- dolanna ek olarak 600 Türk as- kerinin destek verdifii belirtildi. TEŞEKKUR Gerçekleştırdigi başanlı amelıyatla beni sağlıgima kavuşturan Cerrahpaşa Tıp Fak. Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesı Sn. Doç. Dr. CÎHA.N URAS'a, Dr. M. HAKAN TEKELÎOĞLU'na Gürkan-C semsinın görev abidesi Hemşire SABİHA KLRTULDU'ya ve diğer hemşirelerine, Sekreter FATMA ÇAVUŞOĞLU'na, sürekli yakın ılgilerıni gördüğümüz degerli bilim adamı Sn. Prof. Dr. SEDAT TAVŞANOĞLU'na, ailedoktorumuz Sn. Uznı. Dr. MECDt ERGÜNEY'e, amelıyat öncesi tanı ve yaklaşımı ile benı yönlendiren. bilınçlendıren Gast. bilim dalından Sn. Uznı. Dr. AHMET DOBRUCALrya ve aynı bölümden sevgili arkadaşım Kinı. Müh. SEMtH AYDOĞDU'ya teşekkürü bir borç bilirim. ALİ EROL EDEOĞLU GALERI • ATÖLYE 293 89 78 (3H*T) Köy Enstitülü öğretmen, şair ENVER ATILGAN'ı 25.10.1995 günü yitirdik. Anısı sağolsun. Cenazesi 26.10.1995 Perşembe günü (bugün) Bakırköy Zuhuratbaba-Camii'nden ikindi namazını müteakip kaldınlacaktır. AİLESİ MÇIHSIN BİLYAPResiM StKf,ısı 'İ«lqi kİRİE^MEVEN Ifk (ttMMİİR. 25Oc*k- 12 Şoö*ı 1995 GALERİ C E P IsnkUI U MuEyytr St No 9 Itinl lıl 245 19 96 ALKENTAaUELART AFANASIE OPREA Resim Sergisi Teptcik Yolu F3-18 Etileı Ist. Tel: (0212) 257 46 84 JJ I I NUZHET KUTLUĞ UZAY II Resim Sergisi 18 Ocak-25 Şubat 1995 Osmonbey Hoîcskârgozı Cod SoksıSol 21/2 I«l 10 2121 232 09 2 0 - 2 3 3 45 1 MÜRECCEL KÜÇÜKAKSOY 10 Ocak- ÎO Şubat 1995 Is gunleıı socf) 1 00 1B 00 HC» aükto Abdı PB-.Ç, C a d 7 5 Vucko T eı 0-212 2 3 1 2 8 32-36 Galeri Atölye ılanlarınız ıçın 293 89 78 (3 ZEHRAARALResim Sergisi Son Gün Türkiya İş Bankası Parmakkapı Sanat Galerisi Beyo«lu4st. Tal: 244 20 21 07.00-08.30 Sabahın İlk Işıkları 08.30-09.30 Basında Haber 09.30-11.00 Sabahın ilk Işıkları-Devam 1İ .00-13.00 Gûneşli DakikaJar 13.00-17.00 At Yarışları (Naklen Yayın) 17.00-20.00 Her telden, her türden 20.00-24.00 istekler (Sevgi Çağlayanı) 24.00-07.00 Gecenin Sesi Haber Saatleri: 10.45-11.45-12.45 16.45-18.45-20.45-24.00 Pasaportumu kaybettim. Hükümsüzdür. SÜLEYMAN YALABIK Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. OZAN YALABIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle