Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 1995 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Yine mi kısmi değişimler...
Tankatlann, camı hatıplennın etkısınde olan seçmen
çoğunluğu yuceltılerek ılen bır noktaya gelmek umut edılmez
Ne \ar kı, 82 Anayasası'nı tümden değıştırme yolu açılacaktır
Türk parlamentosunun ve parlamenterlennın buna ıstıdatlan
vardır
Prof. BAHRİ SAVCI
8
2 nın ruhu, ozu. yöntemı
ana>asacılığa terstır Onu
tumden değı^nnp devlet
vakıasına demokratıkleş-
me ısteyen bır toplumun
ozune özlemıne uygun
yepyenı bıranayasa yapmak gerek Tur-
kıye'ye Ama gıdılemıyor o yola O
yüzden kısmı değışımlerle yetınmeye
kalkıyoruz Bu, aslında anayasa yapım-
cılığina aykındır Anayasalar genelde
şöyle^apılmıştır
I) Ulkenin hükumran'ı (egemenı)
sankı "Kariha-i ZatiyesTnden (kendı-
lı|ınden doğmuş kışışel fıknnden) ol-
mak uzere tekyanlı bır anayasa yapıp
ulkeve lutfeder (Ama çoğunlukla 'hö-
kümran'ı buna uikenın aydınian zorla-
mıştır Hukumranın lutfettığı anayasa.
aslında monarkın "Kariha-i Zatiye"
urunu imış gıbı tantana ıle ılan edılır.
ama anayasanın mımarları toplumun
ilen kesıtlendır)
II) Bazen de anayasa, hukumran ile
üeri gek-nkr arasında bır sozleşme gıbı
gözükur Hukumran. uikenın sıyasal ve
sosyal ılen kesımlennın desteğıne ge-
reksınım du>ar, bu seçkınler de ne de
olsa son >oz kendısının olan hukumra-
nın hukmu karşısında kendı ayncalık-
lannın guvene kavuşmasını ısterler
Bu, karijilıklı gereksınmeler ıçınden
hukumranın ve seçkınlenn bırbırlenne
sadaka'tlannı deyımleyen metınlerorta-
ya çıkar Bunlar, anayasa hukmünde-
dır
III) O zamana kadar ulkede "Parle-
man" denen bır kurum zaten vardır
Vergı ve askerlık konulan başta olmak
uzere, hükumran. buna danışmak zo-
rundadır Bu kurum aslında bır ustmah-
keme rolu de gorerek uikenın turlu sos-
yal kesıtlennden gelen uyelerle oluş-
muştur Bır gun gelırkı.bu kurum ken-
dısını 'kurucu meclis" gıbı sayar ve ke-
sıtlerden her bın, kendısını gonderen-
lerın temsılcısı olarak değıl, butun ui-
kenın temsılcısı sayar. reformlar ve ana-
yasa yapar *
IV) Aslında. doğrudan 'halk seçi-
mi'nden çıkan bır 'kurucu meclis'oluş-
turulur ve anayasavı o yapar En de-
mokratıgı, en çağda^ olan budur
V) Kımı zaman da bır ihtilal darbesi-
olur Amadarbe>ı>apanlar yenıbırde-
mokratık anayasa yapmak ısterler
Onun ıçın de yıne bır 'kurucu meclis'
oluşrurulmasına yonelınır Fakat genel
seçımvapmaolanağı voktur Sosyo-po-
lıtık durum buna elvenşlı değıldır O
zaman "'genel seçime en jakın" von-
temle bır kurucu meclıs toplayarak bır
anayasa yapılır
VI) Yıne bır darbe olmuştur Ama
darbey ı > apanlar bır kurucu meclis ara-
ma gereksınmesını duymayacak kadar
demokrası karşısında kordurler Onun
ıçın kendı ıstedığı yolda. kendı belırle-
dıgı üyelerden olan bır danışma meclt-
sı kurarlar Anayasa taslağını ona hazır-
latırlar, ama asıl bıçımı ve ozu kendıle-
n bır olıgarşı olarak bızzat saptarlar ve
o da anayasa olur Bır olıgar^ının ana-
>asası
V II)Şımdı yenı bıranayasa aranıyor
bunun demokratık yolu da yukarıda
gosterdığımız gıbı bellıdır, bır kurucu
mecli!> kurarak. anayasa^ı ona yaptır-
mak Ama ulkemızdekı mevcut sı>asal
dınamıkler, bu yola sevgıy le bakmıvor-
lar 82 Anavasası nın. ancak çok ufu-
netli kimi bukıimlerini de busburun sav •
saklamak ellerınden gelmıyor Onun
ıçın demokrasının kımı kurumlarım,
demokratık ozlemlenn kımı ıstemlen-
nı karşılamak uzere 'kısmi değistirme-
ler'e gıdıyorlar Hatta kımı partıler, bu-
na razı olmasalar da
Şunu lyı bılelım Bu dunyada de-
mokrasının en eskı ve geteceklere yo-
nelık değışmez ılkelerı bellıdır De-
mokrası, bunlara göre kurulur Oyley-
se Turkıye'de sahıden demokrası ku-
rulmak ıstenıyorsa 82'yı. kımı yerle-
nnde değıştınp yıne onun ruhunu. ıçe-
nğını, bıçımını ulkeye dayatmak doğ-
ru mudur' 82'yı kjyısından koşesınden
değıştırerek 20001ı yıllann Turkıye-
sı'ne ulaşmak olanaklı mıdır0
Değıldır
dogal olarak Ama şımdıkı Meclısımız
ıçındekı "RkaHSiyasiyun'*.buehlı>e-
tı gosteremıyor Onlar. ruhlannda ve al-
gılarında demokrasıyı tam algılamıs
değıllerdır Onlar Mustafa Kemal'ın
"avdınlıklar esprisi'"nın ozune tam va-
ramamı^lardır Onlar, sosyo-kulturel ta-
banınreıım demokrası bır'semavisul-
ta'dan çıkıp bır 'yeryuzu ıktidan'na ge-
çışin eksenı olan laıklığın farkında de-
gıldırler Onlar hâlâ kendılennı ve hal-
kı dınsel bağnazlıklann (taassuplann)
ve somurulenn uhrevı kucağınateslım
etme yanlısıdırlar Yoksa terör vandal-
lığı olurmuydu0
Genelde parlamenter
ışle\lenne boşvenp çıkar uğruna halk
ve onun kutsal duygulannın tellallığı-
nı vapmayanşmagırerlermıvdı' Yanı
Sıyasıyunumuz ('") temelde, egosant-
nk bır vıcdan ve kata ılcdolu oldukla-
n ıçın Turkıye'dekı sosyal gelışımın ge-
rısınde kalmaktadırlar Bunlann, tarı-
katlann camı hatıplennın etkısınde
olan seçmen çoğunluğunu beraberle-
nnde yucelterek ılen bır noktaya gele-
ceklen umut cdılemez Ne var kı 82
Anayasası"nı tumden değıştırme yolu
açıldcaktır Turk parlameıitosunun ve
parlamenterlennın buna ıstıdatlan var-
dır Buıstıdatlanıleanayasalaradaege-
men olan ust hukuk kurallannı bırgün
tumuyle kavrayacaklardır Buna da
82 nın kotuluklcrını anlaya anlaya va-
racaklardır Varacaklardır kı anayasa.
bır "yapı" ı^ıdır onun kendısıne özgu
ststematığı ve demokratık bır anayasa-
nın ıçenklerı vardır
Bugunku olçulere göre toplumu,
onun ruhunu (halk ruhu), yalnız kendı-
lennın temsıl ettıklerını ılen surerler
Ama ülkenın yonetıcılen, kendılennı
ayncalıklı ve ustun sayan Nazıst-faşıst
anayasaya yuz vermeyeceklerdır
Emeğın mutlak eşıtlığını temel alan
ve demokratık ruhu -kurumlan- ılışkı-
len son derece katı bır merkezıyete bağ-
lavan ogretılere de (doktnnlere) yuz
vermeyeceklerdır Boylece l4
insan"ın
\e onun geçmışten gelıp sonsuz gele-
ceğe gıden haklanyla (ınsan haklany-
la) devletı sınırlayan ve görevlendıren
bır demokratık ıçenklı anayasaya yö-
nelmek. olanak ıçıne gırecektır
Bugun lıse çıkışlı bırgenç, yukanda-
kı tıplerde gostenlen bır anayasa tasla-
ğmı hazırlajabılır Çunku butun dunya
anayasalannınTurkçeçevınlen vardır
Ama onemlı olan sızın ulkenızın sos-
>al-sıyasal-kultur61gelışımyonuneuy-
gununu bulmaktır, sıze aydınlıklarça-
ğının genış ozgürluk, eşıtlık. mülkıyet,
her turlu guvence ılkelenne uygun ola-
nını bulmaktır
Bu da tartışma ve ondan çıkan uyuş-
malara (konsensuslere) ula^makla bu-
lunur Uikenın toplumun uzak geçmı-
^ınden gelıp karmaşık şımdıkı durumu-
nu da ıçeren ve sonsuz geçmüje uzanı-
şını sağlayan sosyo-kulturel, sosyo-
ekonomık ve psıkolojık dalgalanmala-
nnı yansıtan ve yatıştıran ılkelere var-
mak, bır müzakere ve tartışma sonucu
varılan uyuşmalara baglıdır
Iştebızım l980ve 1995 parlamento-
lanmız, henüz bu ruhtan uzak gozuku-
yor
Evet, onda demokratlar vardır, ama
"kralî" bır yetkı olan fesıh yetkısını.
parlamentanzmın sorumsuz ve dolayı-
sıyla da yctkisız "simge devlet başka-
nı"na, fesıh yetkısı ıstemekte, rejım ıçın
nasıl bır sakınca olduğunu düşunme-
yen bır eskıl kafa da vardır
Gen, ortaçağ kafalılarda vardır El-
betteolsun fakat onlann güttuklen yo-
lun, 200 yıldır ızledığımiz sosyal gelı-
şım yonumuze bır aykınlığa varmasın-
dakı yolu gormemezlık de vardır Bu,
"Herkes, kendi hukukunu yaşar"dıye-
rek herkeste bır demokrası atmosfen
yaratarak, sözde onun aydınlık ılkele-
nnın ışığı altında yaşatma aymazlığı
olur Onlar 200 yıldır ızlenen toplum-
sal, külturel bır aydınlık çağına yonel-
mışlığe yabancıdırlar' Nehn ters akıt-
mak ıstıdatlan ıçındedırler Onun ıçın-
dır kı, Turk tanhınde bır "bid'afolan
82'yı yırtıp onun yenne, yenı bır de-
mokratık anayasa yapma olanağı yok-
tur Ama 71 yıldır aydınlığa yönelmış
Turkıye'nın gereksınımlen Turkıye'yu
ergeç, >enı demokratık bır anayasaya
ıtecektır Evet,şımdılıkanlaşılan kısmı
değışımlerle yetıneceğız, ama ezelı ve
ebedı demokrasının evrensel değerlen-
nın kapılanm kapamamak suretıyle
Şenatçılığın kapısını açan 24 madde-
ye hep bu açıdan bakmalıyız
ARADABIR
Prof. Dr. ERDOGAN SORAL
Sosyal Demokratlar,
Bütünleşiniz
Bu çağn, uç sosyal demokrat partının sayın genel baş-
kanlanna değıldır Onların koşulsuz bır butunleşmeden ya-
na olmadıklannı, artık çocuklar bıle bılıyor Onlara gore bu-
tunleşme, genel başkanlıklannın korunması, partı ıçındekı
ekonomık konumlarının daha da pekışmesıyle eşanlamlı-
dır Çunku onlar, sıyasetı bır meslek olarak değıl, koltuğa
uzanan bır yol olarak gormuşlerdır Kendılennde duşledık-
len becerı ve yeteneklennı ulaşılmaz sanmışlardır Oysa
devlet yonetımınde ve sıyasettekı başansızlıklan, başanla-
nndan daha fazladır Sıyaset bır meslektır Çok cıddı bır
meslektır Sıyasetçı olarak kendısını kanrtlayan kışı, aşama-
lardan geçerek partının ust yonetımıne gelebılır Başarılı
bulunduğu surece, bu koltukta oturabıiır Demokrasıde ge-
nel kural budur Demokrasının henuz bıryaşam bıçemı ola-
rak algılanmadığı, demokratık kurallann saygınlık kazanma-
dığı toplumlarda, bıçımsel sureçlenn urettığı ınsanlarla par-
tıler yonetılebılır Ne var kı, bu partıler vıtnnlen, genel baş-
kanları da vıtrındekı bebeklen sımgeler Turk demokrasısı-
nın 'dramı' buyuk olçude bu olgudan kaynaklanır
Öte yandan, partılı olmak varlık sahıbı olmanın bır aracı
değıldır Hele genel başkanlık, varsıl olmanın, mal-mulk
edınmenın yolu hıç değıldır Olursa genel başkanlıktan duş-
menın malıyetı daha da artar Çunku yrtınlecek değerler ara-
sına yalnız yonetsel guç, kanzma, şan ve şohret değıl ev-
ler, arsalar, borsalar, dolar ve mark gıbı değerlı paralar da
gırecektır Dunya genelınde, sosyal demokrat lıderlenn sağ-
dakı partılenn lıderlen gıbı, kılolarını aşan altınları, ust uste
konulduğunda boylannı geçen değerlı para paketlerıne sa-
hıp olduklan, geçmışte pek gonjlmemıştır Ama gunumuz-
de lıberal ekonomı ruzgârlarının estığı dunyamızda, pıyasa
mekanızmasının kırlı ellennın, onlann da yuzlennı hafifçe ok-
yaşıp geçtığı gozlenmıştır Bu gozlem, ulkemızın sosyal de-
mokrat lıderlen ıçın geçerlı olmayabılır Bızımkıler ıçın pa-
ranın, varlıklann değıl, şan ve şohretın ağırlıklı olduğu soy-
lenebılır Şu ya da bu bıçımde, son tahlılde yıtırılecek bır de-
ğer vardır Fakat bu değer, partının en ust kademesıne gel-
mış, ulkeyı yonetmış ınsanlar ıçın acaba ne denlı onemlı-
dır
9
Önemlı olmalı kı, ulkemızın ıçınde yaşadığı bu guç or-
tamda bır araya gelırlerdı Eteklenndekı taşları atıp sosyal
demokrat soytemın akılcı ve ınsancıl ortamında uygarca tar-
tışır, saygın bır uçlu olarak anlaşıriardı Ne yazık kı, boyle
olmadı Bırısı, saygıdeğer polıtıkacı eşıyle ve guvercınlı mı-
nıbusuyle uzaklara, çok uzaklara uçtu gıttı Şımdı bır ıkılı
var ortada Bugune kadar butunleşmede onemlı yol aldı-
lar Uygarca davrandılar Bunun devamını dılıyoruz Bun-
dan sonrakı aşamada serınkanlı ve akılcı olmalannı beklı-
yoruz Çunku bır partıyı ıki genel başkanın yonetmesı ola-
sı değıldır Boyle olunca gerçek anlamda butunleşme ıçın
sosyal demokratların kendılennden bekledıklen, bıraz sa-
bır ve ozverıdır Bır sure genel başkanlık yarışından uzak
durmalarıdır Yenıden yapılanma surecıne deneyımlerıyle
guç katmalandır Eğer bu yapılamazsa son soz bılınçlı, du-
rust, yurtsever sosyal demokrat tabana kalacaktır Benım
bıldığım kadanyla bu tabanın yıtıreceğı bır şey yoktur Ak-
sıne ulkelerıne kazandıracaklan çok, ama pek çok şey var-
dır Acaba nasıl? Başkanlık seçımıne hazırianan Fransa'da
Jacques Delors'un aday olmayacağını açıklamasıyla
Fransız sosyalıst partısı aday arayışına gırmıştır Le Mon-
de'da(*) unlu karıkaturıst Plantu, bu arayışı şoyle çızıyor
Masanın başında gozlen bantlı bırkaç kışı, seçılecek aday
adayını tartışmaktadır Odanın duvannda bır elın sıkıca tut-
tuğu gul vardır Kapının onunde kellı fellı bır adam, kulağın-
dan sarkan buruşmuş bır çıçekle beklemekte, yardakçıla-
nndan bın kapya kulağmı vennış dınlemektedır Masada-
kılerden bırı, "Öyle bınnı bulalım kı, bır gul fıdanı gıbı top-
rağa kollannı atmış, lyı tutmuş sağlıklı bırı olsun", bır baş-
kası, "Toprakla ozdeşleşmış gerçek bır gul fıdanı olsun"
demektedır Kapıdakı kellı fellı aday adayı, yardakçısına, en-
dışe ve merakla "Bunlann ne dedıklennı anlıyor musun"
dıye sormaktadır
Ulkemızdekı sosyal demokratlann da koklerı toprağın
dennlıklenne uzanmış, sağlıklı bır gul fıdanı gıbı toplumla
ozdeşleşmış bır adamı aradığına ınanıyorum
C) Le Monde 6 Ocak 1995 Cuma
Solda birliğe doğru
Sosyal demokrat kesımdekı dağınıklığı derleyıp toparlayacak, sözlen
ve davranışlanyla tutarlı bır kışı, güven duyulan bır ad belırdı. Mümtaz
Soysal
Prof. Dr. MUSTAFA ÖZYUKV Uludağ Üm. Tıp Fak Öğr. Üyesı
S
ıvasolaylandavasmdabekle-
nen cezalann venlmemış ol-
ması venlmemesı, Alevı
yurttaşlanmızı ve kamuoyu-
nu uzdu, adaletın ışleyı^ıne
guvenı sarstı Emırdağ'da bır
sapıgı lınç etmek ısteyen halkın tepkisı, yı-
ne adalet ışle>ışıne guvensızlıkten kaynak-
lanmaktadır Bılınçsıztopluluğunattığı slo-
ganlar arasında "Onun «aasnıı biz \erece-
ğjz" tumcesınuı sık kullanılması du^undu-
rucudür Yolsuzluk, ruşvet ve becenksızlı-
ğın kol gezdığı ulkemızde, sıstemsızlığe
karşıtavnnıkoymaktadırhalkımız Demok-
ratık parlamenter duzene ınanılmadığının
sık sık dıle gelmesı anlamlıdır Hukumet
başkanının tankat lıderlenyle goruştuğu ko-
alıs>on ortağı ıse kahve dövucunun "hık"
deyıcısı gıbı koltuk sevdasının peşınde koş-
maktadır Halkımızın çoğunluğunda yasa-
ma vurutme ve vargıya olan guvensızlık
kemıkleşmıştır Altıok'un devamı oldukla-
nnı savunan ıkı partıye gelınce, bugune de-
gın bırbınnı yemekten oteye ne uretmıştır
Kuvayı Mıllı>e ruhuna ınanan bır avuç
ınançlı ınsanın umutlannı darmadağın et-
mekten ba^ka
Gunumuz arayış gunudur Laık Turkıye
Cumhunyetı'ne ınananlan bırleştıncı ve
onurlu bır lıder çev resınde toplanmanın gu-
nu gelmış ve geçmektedır 28 ocak gunu ya-
pılacak olan toplantıda CHP ve SHP bürun-
le^mesıyle ortaya çıkacak sılkınışe umut
bağlayanlann ellennı boşta bırakmayacak
bır lıder aranı>or
Aydınlann yakılmasına yazarvebılım
adamlannın bırer ıkışer yok olmasına göz
yumma>acak. sozlen ve davranışlanyla tu-
tarlı bır kışı Kım derleyıp toplayacak sos-
val demokrat kesımdekı bu dağınıklığı9
Gu-
ven duyulan bu ad belırdı Mümtaz Soysal.
Sayın Mümtaz SoysaPı yakandan tanıma
fırsatım olmadı Adını ılk kez 1961 Anaya-
sası'nın hazırlandığı gunlerde duyduğumu
anımsıyorum
Özgeçmışını rahmetlı Abdi İpekçi'nın
Mıllıyet gazetesının ıkıncı savfasında haf-
tada bır gun yazdığı Milliveften Mektup
başlıklı sutununda okumuştum Kesıp sak-
ladıgım gazete kupunıne tanh kojTnayı
unutmuşum Ama gazetenın 24 yılı, 9449
sav ısı ve fıyatının da 100 kuruş olduğunu ar-
ka yuzunden oğrerunce. epeyce eskı oldu-
ğunu anladım
Abdı Ipekçı, o gunlerde Mıllıyet'te >azı
yazmaya başlavacak olan Sayın Mümtaz
Soysal'ı okuvuculanna şu satırlarla tanıtı-
vordu
tt
Galatasara\Lisesi'ningirişindesus-
lu püslü bir iftihar İevhası asılıdır. Ortaoku-
lun ilk sınıfından lise>i bitirene kadar, o lev-
hava adımızı yazdırmava uğraşmış, bir tur-
lu başaramamıştıL Buna karşılık iftihar le> -
hasının. isimlerini her \ ıl gıpta ile okuduğu-
muz bazı aboneleri vardı. Onlardan bın
Mümtaz Soysal idi. Bizden bir kuçuk sınıf-
ta okuyor >e iftihar lev hasına her yıl birinci
olarak geçiyordu. Okulda kendısıni hiç tanı-
mamıştık. ama adı belleğımızde kalmıştı.
V ülar sonra tanıştığımızda \kıs dergisin-
de vazılan vavınılanan genç bır unıversite
doçenri idi Vlumtaz. Galatasarav Lisesi'ni
bıtirdıkten sonra Sivasal Bılgiler Oku-
lu'ndan mezun olmuş. London School of
Economics'te, Amerika'nın Princeton ve
Berkelev unıversitelerindeihrisasınıtajnam-
lamıstLAslında amacı diplomatolmaktı. Fa-
kat Turhan Feyzıoğlu, Sivasal Bilgiler Fa-
kultesi'ndeki bu pariak oğreneisinde buv ük
istidat görmüş; onu, akademik kartyere de-
vBnuna ikna etmişti. Ve Mümtaz, fakultede
kalarak akademik kariyere Feyzioğlu'nun
asistanı olarak girmişti. Ö sırada da Akis gi-
bı dergilere yazı vazmava. vazar olarak da
dikkat çekmeye başlamıştı.
Gerek fakultedeki çalışmaJan. gerek vazar
olarak yayınlan ik Vlumtaz SoysaL kendisin-
den vararlanılması gereken bir genç oiduğu-
nu ispatiıyordu. Nitekim 1%1'de Kurucu
Meclis'e üye secilmiş. \nayasa Komisyo-
nu'nda görev almış ve 1961 Anayasası'nuı,
haarlanmasında buyuk katkılan bulunmus-
tu.
Sosyal, bundan sonra aktif politikaya geç-
me önerilerini benimsemedi, bağımsız bir
bilim adamı olarak kalmayı, bır vandan bi-
limsel çalışmalar y aparak. bır > andan da va-
zılannı çeşıtlı dergılerde ve gazetelerde ya-
yımlayarak yararlı olmavı yegledi. 1969'da
kırk yaşına gırerken profesor olmuş, iki yıl
sonra da Srvasal Bilgıler Fakultesi Dekanb-
ğı'na secilmıştı.
O kritik donemde jazdjğı yazüaria, yap-
tığı konuşmalarla universitedeki şiddet ey-
lemlerinin karşısına çıkıyor ve demokrarik
yontemleri savunuyordu. Ne \w ki Anaya-
saya Giriş adlı kitabu haklunda açılan bir ta-
kibatta konu vapıldı. Fakat Sıkıyonetim
Mahkemesi'nin mahkûmiyet karan, Aske-
ri Vargıtay taraündan dort kez bozuldu.
Mümtaz, o arada Sivasal Bilgiler Fakulte-
si'ndeki oğretim üyeİiğı gorevine devam et-
ti. Aynı zamanda gunluk gazetelerde ve der-
gilerde herkesın ılgısinı topla\an. her çevre-
de tartışüan vazılan da yayımlanıvordu.
Çunku sivasal olaylara bilimsel açıdan yak-
laşıpgoruşlerini veyargılannı hiçbırfanatiz-
me, art duşunceye kapılmadan herkesin ra-
hatlıkla anlayabüeceği bir üslupla yazıyor-
du»."
Gorunen o kı. Mümtaz Soysal. du^undük-
lennı açık yureklılıkle yazabılen ve yazdık-
lanyla aynı davranış çızgısını sergıleyen,
ender polıtıkacılardan bın Geometnde duz
çızgı. ıkı nokta arasmdakı en kısa yol dıye
tanımlanır tnsan yaşamı da çızgıye beniter
Kaypaklığın eğn çızgıyı, kınk çızgının do-
neklıgı. hıç çızgısı olmayanlann dumen su-
yunu seçtıklen gunumüzde. Mümtaz Soy-
sal'ın bunca yıl duz çızgıde kalabılmış ol-
ması bıle bır lıderde aranan belkı de en
onemlı ozellıktır sanınm Dılenm, kamu^
oyunun bu guvenı, ulkemıze mutluluk
getınr
TARTIŞMA
Mümtaz Soysal 'var'
ANMA
Sevıncı kor koşarsın acılara
Koşarsın yenılgıden yenılgıye
Yuru ey kılıcı kınk suvan
Tekleye tekleye yuru aptal
Tu betanı versın yurek gıbı!
Ali Çiçekh
1932-1994
Sevgı taşan yurecığın tekleyerek de olsa yuruye-
bılseydı. Senj çok özledık
SUNA - ALİ
r dedı
Mümtaz
Hoca
Şımdı,
delegeler
'Bizde
z'demelıler Nıçın mı
9
Bunun yanıtını, Soysal ın
Dışışlen Bakanlığı'ndan
ıstıfası uzerıne. Ali Llvi'nın,
30Kasım I994tanhlı
Cumhunyet'tekı karıkaturuyle
vermek ıstıyorum Alı Ulvı, bu
kankaturunde, sıradan altı
ınsan çızıyor ve onlan, bu
ıstıfa konusunda şoyle
konuşturuyor
1 „ "ABDnin sert ifadesine
karşı, sert ifadeler kullanmıstı,
iyi oldu isrifası vaaa."
2,, u
Yunanistan'ın 12 miline
böyle sert karşı çıkıiır mı abi
yaa."
3., "Ylzede karşılıklılık ilkesini
gerirmişti, ne kustahlık abi ya."
4,, "Kuzey Irak'a gıriş-çıkışı
denetime almıştv. bunu niye
yaptı ki va."
5,, "Yabancüanncezaolerini
ziyarerini onlemişti. Şimdi bu
demokrasi mi abi ya."
6, "Durup dunırken
özelleştinneye karşı,
demokratikîeşme savunulur
mu abi ya."
Yanıtın bu boyutunu boyle
verdıkten ve ayrıca bu konuda
yazılmış, 18 Ocak 1994tanhlı
Cumhunyet'tekı AhmetTaner
kışlairnın 'Niçin Mümtaz
Soysal' vazısını da
anımsattıktan sonra,
bellegımın ardına duşup Dıl \e
Tanh Coğrafya Fakultesi'nde
oğrencı olduğum, 1970"lı
yıllaragıdıyorum 12Mart
donemı butun ağırlığı, acılığı
kısacası butun 'şiddetiyle'
yaşanırken bır gun sınıf
arkadaşımız Hatıce, Yıldınm
Bolge Kadınlar Koğuşu'ndakı
ablasını zıyarete gıttı Ve
sonra gozlennde ışıklar,
saçlannda ruzgârlarla gerı
donup, "Biliyor musunuz?"
dedı, "Bugun Se>gı Soysal'la
Mümtaz Soysal'ın evlıliklerinin
binncı yıldonumuymuş. Hoca.
yıldonumu armağanı olarak,
Sevgi'nin koğuşundan
gorulebilen vegeçilmesi yasak
olan toprak yoldan, elınde bir
demet çiçekle ağır ağır
yüruyerek geçip gitmiş."
Ortalığı once bır sessızlık
kapladı, hemen ardından da
çılgmca bıralkış koptu Âşık
olmayı bıle ayıp saydığımız o
yıllarda ınce duyarlıklarla
yuklu bu davranış, Mümtaz
Hoca'yı alıp yureğımızın en
ozel yenne koymamıza neden
oldu O gun onu hep bırlıkte
'Sevgi'adına sevdık Sevgj
Soysal, daha sonralan bu olayı,
1976'da yayımlanan 'YıJdınm
Bolge Kadınlar Koğuşu" adlı
kıtabında şoyle anlatır
"Bugun ayin 13'u. Mamak'ta,
13 temmuzda nikâhlanmıştık.
Bir yıl oldu demek. Bunlan
duşiınerek volta atıyorum,
güneşin altında. Kazime
kolumu çekiyor. 'Bak asağı
yoldan Mümtaz
geçıyor Gerçekten,o
kimselerin geçmedifi,
geçmenın yasak olduğu toprak
yolda yuruyen Mümtaz'ın,
sanki herhangi bir yerde
rastgele y uruyormuş gibi bir
havası var. -.Şaşkınlık ve
sevinçle izbvorum Mümtaz'ın
geçışini. Şoyle bir bizim tarafa
bakıp geciyor. Kimse onu
durdurmuyor. ...Bundan âlâ
evlenme yıldonumu armağanı
olur mu bana. O sevinçle
giriyorum içeri. .^Az sonra
polis odasından çağınvorlar,
avukatınız geldı dıve. Dogan'ı
gorunce daha da artıyor
sevincim. Mavi gozleri dolu
dolu, sıcaktan kurumuş bir
demet çiçek bırakıyor masaya.
Bunlan Mümtaz gonderdi,
diyor. Teşekkurler...'*
(Oysa bızım sınırsız gençlık
duşlenmızde, bu bır demet
çıçek, ağır ağır geçen
Hoca'nın elındeydı)
Ben bunlan, Soysal'ı çok
'katı' bulanlara o katı gorunru
altında duran ınce, sıcak,
duyarlı ınsanı gostermek ıçın
yazdım Aynca, onun
konuşmak ıstemedığı zaman,
bır bıçak ağzı gıbı sımsıkı
kapattığı dudaklanna ve çatık
çehresıne bakıp, 'Gülmesini
bilmeyen dukkân açmasın' Çin
atasozunu anımsatanlara da
"•.\slinda, Mümtaz Hoca
gulumsüyor. ama yüreğiyle"
demek ıçın Şu anda Soysal,
elınde ınsan duyarlığından.
devlet adamı kararlılığından \e
ulus onurundan oluşmuş bır
demet çıçekle, çok
yakınımızda duruyor ve bıze
'Ben vanm'dıyor Onun,
oylece geçıp gıtmesıne ızın
vermemelıyız Çunku,
Kıbnslılann deyışıyle 'Soysal
Bey'ın, kendısının de
anımsattığı gıbı. bu uikenın
avdınlanma' tarlasında
yaklaşık kırk > ıllık bır ızı
vardır Oyleyse elbette,
harmanda da yuzu olmalıdır ve
bu yuz, kendını olur olmaz
goruntulerle eskitmemış,
aydınlık bır yuzdur Mümtaz
Hoca, ıyı kı 'varsm'
Muhsine Helimoğlu
Yavuz
Halkbılımcı-Yazar
PENCERE
Asık Suratla Güler Yüz...
Hasan Pulur 19 ocak perşembe gunu Mıllıyet'tekı ko-
şe yazısına şoyle başlıyor
"Salı gunu llhan Selçuk, koşesınde hıç duymadığımız
bır Bektaşı fıkrası anlatıyordu "
Şaştım kaldım
Demek kı Hasan Pulur'un bılmedığı bır Bektaşı fıkrası da
varmış, dıye duşundum
Fıkra şoyle
Eskıden Ortakoy'de, Bektaşı babası, kılısenın papazry-
la çok dostmuş, yedıklen ıçtıklerı ayn gıtmezmış Gel za-
man gıt zaman, papaz hastalanmış, ağırlaşmış, son nefe-
sını verecek Bektaşı'ye haber ıletmışler, Baba Erenler
kalkmış, papazın evıne vannış
Papaz, Baba Erenler'ı karşısında gorunce konuşmaya
çabalamış, dudaklan kıpırdıyor, ama, Bektaşı hemen elıy-
le adamcağızın ağzını kapatmış
Çevredekıler
- Erenler ne yapıyorsun?..
Bektaşı
- Ben bu hergeleyı kırk yıldır tanınm, şımdı bır kelıme-ı
şahadet getınr, doğru cennete gıder; bız bu yolda yaya ka-
lınz
•
Bu fıkranın tersı de var
Bektaşı yatağa duşmuş, ağırlaşmış, son nefesını vere-
cek, Ortakoy'de papazla kırk yıllık dostluğunu bilmeyen
yok1
Bızımkı demış kı
- Bana papazı çağırın1
- Ne yapacaksın"?
- Dın değıştıreceğım, Hırıstıyan olmaya karar verdım .
Çevredekıler telaşlanmışlar
- Aman Baba Erenler ne yapıyorsun?
Bektaşı
- Nasıl olsa gebereceğım, demış, olmeden once dın de-
ğıştırırsem bu dunyadan bır Musluman yenne bır gâvur ek-
sılır..
*
Bektaşılık ınsanlığın en ozgur ve aydınlık ınancıdır, Bek-
taşı mızahının tadına doyum olmaz Suratından duşen bın
parça olan yobazlar bu gulmeceye dayanamazlar, son yıl-
larda Bektaşı fıkralan da duyulmaz oldu
Ortakoy'de bılındığı gıbı camı, kılıse, havra uçlusu ıç ıçe-
dır Bu hoşgoru ortamında Bektaşı yalnız papazla değıl, ha-
ham ve ımamla da dosttur Baba Erenler camıye gıtmez-
mış, ımam da sıkıştırıp dururmuş
- Baba Erenler, gelıp bır namaz kılsan ne kadar makbu-
le geçer bılıyor musun?
Bektaşı dıretırmış
- Olmaz, benım yerıme sen kılıyorsun ya!
Sonunda Bektaşı, Imam Efendı'nın ısranna dayanama-
mış, ama, şart koşmuş
- Gelırım, ama ıkı rekâttan fazla kılmam!.
-Pekı
Baba Erenler camıye varmış, ıkı rekât namaz kılmış, son-
ra çıkmış, kapının onunde tam ayakkabılannı gıyerken bır
habera koşa koşa gelmış
- Baba Erenler, baban/zsızlereomur, cenazeyı kaldırmak
ıçın koyde beklıyorlar
Eskı zaman ya, Bektaşı eşeğıne bınmış, Boğaz'ın sırtla-
nndakı koyune gıdecek, yolda bır su bırıkıntısıne rastlamış-
lar, eşeğın ınadı tutmuş suyu geçmıyor, Bektaşı hayvanın
başını çekiyor, olmuyor, kıçından ıtıyor olmuyor, sonunda
eşeğın kulağına eğılmış
- Ulan, demış, ya bu suyu geçersın ya da senın ıçın de
ıkı rekât kılarım
Anadolu Muslumanlığı guleryuzludür, çöl şeriatj asık su-
ratlı
1
Şerıatla Islam, kımı yerde bırbırının Fçıne geçse de,
aynı değıldir, şerıat hukuktur, Islam ınanç..
Bektaşı şenata karşıdır
A N M A flTHTURJfCü1 1 1 1 1 1 1 1 1
DUSIKICE
ÜUUIil
Muammer AKSOY - Uğur MUMCU
Birllkte Anma Haftası
İZMİTili
"Halkım unutma bizi" etkinliğj
Konuşmacılan
Ceyhan MUMCU/Mustafa KÜPÇÜ
Yer. Saraybahçe Evlendirme Salonu
Gün: 27 Ocak 1995Saat 18.00
Birflikte analım
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞI
IZMİT SUBESİ
M I L L I A Y D I N B A N K A S I TA.S
I31ARİŞBA1UK
GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI
1 Bankamıza aıt, aşagıda dokumu verılen tarlalar belırtılen
muhammen bedeller uzennden açık arttırma suretıyle satılacak-
tır
Izrm
*
lznw
Izmır
Tortab
•
TortMİı
*
*
Torta*
Yazıtaşı
Yaabaş
Aydmydu
Taşttpe
Kalaruk
L18C02C
L18C02C
1613
1624
1625
2153
2154
2155
2160
509
12875 m2
30110 m2
24000 m2
6950 m2
6900 m2
6900 m2
6900 m2
49500 m2
1599.242 258
3 838172 325
2 726 703470
991532668
2007047.377
1452 828.391
2000650433
383 823 078
TL
TL
Tl
TL
TL
TL
TL
TL
2 Yme Bankamıza art Istanbol ılı Emınonu ı^ea, Çetebıoğlu Mah Yerncamı
Cad No 1/11 SULTANHAMAM adresındekı 33 pafta 392 ada 2 parselde
128 50 m2 sahalı arsa uzennde yaklaşık 40'ar m2 txx)njm zemın ve ara kat ıle
93 er m2 lık 3 normaJ kattan oluşan toplam 400 m2 lık kapalı alana sahıp kagır
ışhanı vasfındakı gaynmenkul 40 000 000 000 - TL muhammen bedelle açık art-
tırma suretıyle satılacaktır
3 Bmncı gaynmenkul ıçın ıhate 06 02 1995 gunu saat 14 00 -14 30 arası,
ıkıncı gaynmenkul ıçın ıhale aynı gün saat 15 00 -15 30 arası Mıllı Aydın Bankası
TAŞ Tanşbank Genel Muduriuk bınasıran 7 kaönda yaptlacaktır
4 Ihaleye ıştırak edecek olanlann ıhale saatınden once muhammen bedelın
%5'ı nıspetınde temınat yattrmalan gerekmektedır
5 Bankamız 2886 sayılı Devlet Ihale Yasası na tabı değıldır Ihaleyı yapıp
yapmamakta ve dıtedığıne ıhale etmekte serbesttır Bu nedenle ışbu açık arthr-
ma gaynmerkulun muvakkat ıhatesı anlamında o)up Banka Yonetım Kurulu nun
onayının alınmasıyla kesınlık kazanacaktır Şartname mesaı saatlen dahılınde
Genie) Muduriuk Levazım Inşaat Servısı nden temın edılır
MILLI AYDıN BANKASı TAŞ
TARIŞBANK
GENEL MU0URLÛ6Ö
LEVAZIM INŞAAT SERVİSI
Şaır Eşref Bulvarı 3/1
IZMİRTel (0232) 445 00 23