02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 1995 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Yine mi kısmi değişimler... Tankatlann, camı hatıplennın etkısınde olan seçmen çoğunluğu yuceltılerek ılen bır noktaya gelmek umut edılmez Ne \ar kı, 82 Anayasası'nı tümden değıştırme yolu açılacaktır Türk parlamentosunun ve parlamenterlennın buna ıstıdatlan vardır Prof. BAHRİ SAVCI 8 2 nın ruhu, ozu. yöntemı ana>asacılığa terstır Onu tumden değı^nnp devlet vakıasına demokratıkleş- me ısteyen bır toplumun ozune özlemıne uygun yepyenı bıranayasa yapmak gerek Tur- kıye'ye Ama gıdılemıyor o yola O yüzden kısmı değışımlerle yetınmeye kalkıyoruz Bu, aslında anayasa yapım- cılığina aykındır Anayasalar genelde şöyle^apılmıştır I) Ulkenin hükumran'ı (egemenı) sankı "Kariha-i ZatiyesTnden (kendı- lı|ınden doğmuş kışışel fıknnden) ol- mak uzere tekyanlı bır anayasa yapıp ulkeve lutfeder (Ama çoğunlukla 'hö- kümran'ı buna uikenın aydınian zorla- mıştır Hukumranın lutfettığı anayasa. aslında monarkın "Kariha-i Zatiye" urunu imış gıbı tantana ıle ılan edılır. ama anayasanın mımarları toplumun ilen kesıtlendır) II) Bazen de anayasa, hukumran ile üeri gek-nkr arasında bır sozleşme gıbı gözükur Hukumran. uikenın sıyasal ve sosyal ılen kesımlennın desteğıne ge- reksınım du>ar, bu seçkınler de ne de olsa son >oz kendısının olan hukumra- nın hukmu karşısında kendı ayncalık- lannın guvene kavuşmasını ısterler Bu, karijilıklı gereksınmeler ıçınden hukumranın ve seçkınlenn bırbırlenne sadaka'tlannı deyımleyen metınlerorta- ya çıkar Bunlar, anayasa hukmünde- dır III) O zamana kadar ulkede "Parle- man" denen bır kurum zaten vardır Vergı ve askerlık konulan başta olmak uzere, hükumran. buna danışmak zo- rundadır Bu kurum aslında bır ustmah- keme rolu de gorerek uikenın turlu sos- yal kesıtlennden gelen uyelerle oluş- muştur Bır gun gelırkı.bu kurum ken- dısını 'kurucu meclis" gıbı sayar ve ke- sıtlerden her bın, kendısını gonderen- lerın temsılcısı olarak değıl, butun ui- kenın temsılcısı sayar. reformlar ve ana- yasa yapar * IV) Aslında. doğrudan 'halk seçi- mi'nden çıkan bır 'kurucu meclis'oluş- turulur ve anayasavı o yapar En de- mokratıgı, en çağda^ olan budur V) Kımı zaman da bır ihtilal darbesi- olur Amadarbe>ı>apanlar yenıbırde- mokratık anayasa yapmak ısterler Onun ıçın de yıne bır 'kurucu meclis' oluşrurulmasına yonelınır Fakat genel seçımvapmaolanağı voktur Sosyo-po- lıtık durum buna elvenşlı değıldır O zaman "'genel seçime en jakın" von- temle bır kurucu meclıs toplayarak bır anayasa yapılır VI) Yıne bır darbe olmuştur Ama darbey ı > apanlar bır kurucu meclis ara- ma gereksınmesını duymayacak kadar demokrası karşısında kordurler Onun ıçın kendı ıstedığı yolda. kendı belırle- dıgı üyelerden olan bır danışma meclt- sı kurarlar Anayasa taslağını ona hazır- latırlar, ama asıl bıçımı ve ozu kendıle- n bır olıgarşı olarak bızzat saptarlar ve o da anayasa olur Bır olıgar^ının ana- >asası V II)Şımdı yenı bıranayasa aranıyor bunun demokratık yolu da yukarıda gosterdığımız gıbı bellıdır, bır kurucu mecli!> kurarak. anayasa^ı ona yaptır- mak Ama ulkemızdekı mevcut sı>asal dınamıkler, bu yola sevgıy le bakmıvor- lar 82 Anavasası nın. ancak çok ufu- netli kimi bukıimlerini de busburun sav • saklamak ellerınden gelmıyor Onun ıçın demokrasının kımı kurumlarım, demokratık ozlemlenn kımı ıstemlen- nı karşılamak uzere 'kısmi değistirme- ler'e gıdıyorlar Hatta kımı partıler, bu- na razı olmasalar da Şunu lyı bılelım Bu dunyada de- mokrasının en eskı ve geteceklere yo- nelık değışmez ılkelerı bellıdır De- mokrası, bunlara göre kurulur Oyley- se Turkıye'de sahıden demokrası ku- rulmak ıstenıyorsa 82'yı. kımı yerle- nnde değıştınp yıne onun ruhunu. ıçe- nğını, bıçımını ulkeye dayatmak doğ- ru mudur' 82'yı kjyısından koşesınden değıştırerek 20001ı yıllann Turkıye- sı'ne ulaşmak olanaklı mıdır0 Değıldır dogal olarak Ama şımdıkı Meclısımız ıçındekı "RkaHSiyasiyun'*.buehlı>e- tı gosteremıyor Onlar. ruhlannda ve al- gılarında demokrasıyı tam algılamıs değıllerdır Onlar Mustafa Kemal'ın "avdınlıklar esprisi'"nın ozune tam va- ramamı^lardır Onlar, sosyo-kulturel ta- banınreıım demokrası bır'semavisul- ta'dan çıkıp bır 'yeryuzu ıktidan'na ge- çışin eksenı olan laıklığın farkında de- gıldırler Onlar hâlâ kendılennı ve hal- kı dınsel bağnazlıklann (taassuplann) ve somurulenn uhrevı kucağınateslım etme yanlısıdırlar Yoksa terör vandal- lığı olurmuydu0 Genelde parlamenter ışle\lenne boşvenp çıkar uğruna halk ve onun kutsal duygulannın tellallığı- nı vapmayanşmagırerlermıvdı' Yanı Sıyasıyunumuz ('") temelde, egosant- nk bır vıcdan ve kata ılcdolu oldukla- n ıçın Turkıye'dekı sosyal gelışımın ge- rısınde kalmaktadırlar Bunlann, tarı- katlann camı hatıplennın etkısınde olan seçmen çoğunluğunu beraberle- nnde yucelterek ılen bır noktaya gele- ceklen umut cdılemez Ne var kı 82 Anayasası"nı tumden değıştırme yolu açıldcaktır Turk parlameıitosunun ve parlamenterlennın buna ıstıdatlan var- dır Buıstıdatlanıleanayasalaradaege- men olan ust hukuk kurallannı bırgün tumuyle kavrayacaklardır Buna da 82 nın kotuluklcrını anlaya anlaya va- racaklardır Varacaklardır kı anayasa. bır "yapı" ı^ıdır onun kendısıne özgu ststematığı ve demokratık bır anayasa- nın ıçenklerı vardır Bugunku olçulere göre toplumu, onun ruhunu (halk ruhu), yalnız kendı- lennın temsıl ettıklerını ılen surerler Ama ülkenın yonetıcılen, kendılennı ayncalıklı ve ustun sayan Nazıst-faşıst anayasaya yuz vermeyeceklerdır Emeğın mutlak eşıtlığını temel alan ve demokratık ruhu -kurumlan- ılışkı- len son derece katı bır merkezıyete bağ- lavan ogretılere de (doktnnlere) yuz vermeyeceklerdır Boylece l4 insan"ın \e onun geçmışten gelıp sonsuz gele- ceğe gıden haklanyla (ınsan haklany- la) devletı sınırlayan ve görevlendıren bır demokratık ıçenklı anayasaya yö- nelmek. olanak ıçıne gırecektır Bugun lıse çıkışlı bırgenç, yukanda- kı tıplerde gostenlen bır anayasa tasla- ğmı hazırlajabılır Çunku butun dunya anayasalannınTurkçeçevınlen vardır Ama onemlı olan sızın ulkenızın sos- >al-sıyasal-kultur61gelışımyonuneuy- gununu bulmaktır, sıze aydınlıklarça- ğının genış ozgürluk, eşıtlık. mülkıyet, her turlu guvence ılkelenne uygun ola- nını bulmaktır Bu da tartışma ve ondan çıkan uyuş- malara (konsensuslere) ula^makla bu- lunur Uikenın toplumun uzak geçmı- ^ınden gelıp karmaşık şımdıkı durumu- nu da ıçeren ve sonsuz geçmüje uzanı- şını sağlayan sosyo-kulturel, sosyo- ekonomık ve psıkolojık dalgalanmala- nnı yansıtan ve yatıştıran ılkelere var- mak, bır müzakere ve tartışma sonucu varılan uyuşmalara baglıdır Iştebızım l980ve 1995 parlamento- lanmız, henüz bu ruhtan uzak gozuku- yor Evet, onda demokratlar vardır, ama "kralî" bır yetkı olan fesıh yetkısını. parlamentanzmın sorumsuz ve dolayı- sıyla da yctkisız "simge devlet başka- nı"na, fesıh yetkısı ıstemekte, rejım ıçın nasıl bır sakınca olduğunu düşunme- yen bır eskıl kafa da vardır Gen, ortaçağ kafalılarda vardır El- betteolsun fakat onlann güttuklen yo- lun, 200 yıldır ızledığımiz sosyal gelı- şım yonumuze bır aykınlığa varmasın- dakı yolu gormemezlık de vardır Bu, "Herkes, kendi hukukunu yaşar"dıye- rek herkeste bır demokrası atmosfen yaratarak, sözde onun aydınlık ılkele- nnın ışığı altında yaşatma aymazlığı olur Onlar 200 yıldır ızlenen toplum- sal, külturel bır aydınlık çağına yonel- mışlığe yabancıdırlar' Nehn ters akıt- mak ıstıdatlan ıçındedırler Onun ıçın- dır kı, Turk tanhınde bır "bid'afolan 82'yı yırtıp onun yenne, yenı bır de- mokratık anayasa yapma olanağı yok- tur Ama 71 yıldır aydınlığa yönelmış Turkıye'nın gereksınımlen Turkıye'yu ergeç, >enı demokratık bır anayasaya ıtecektır Evet,şımdılıkanlaşılan kısmı değışımlerle yetıneceğız, ama ezelı ve ebedı demokrasının evrensel değerlen- nın kapılanm kapamamak suretıyle Şenatçılığın kapısını açan 24 madde- ye hep bu açıdan bakmalıyız ARADABIR Prof. Dr. ERDOGAN SORAL Sosyal Demokratlar, Bütünleşiniz Bu çağn, uç sosyal demokrat partının sayın genel baş- kanlanna değıldır Onların koşulsuz bır butunleşmeden ya- na olmadıklannı, artık çocuklar bıle bılıyor Onlara gore bu- tunleşme, genel başkanlıklannın korunması, partı ıçındekı ekonomık konumlarının daha da pekışmesıyle eşanlamlı- dır Çunku onlar, sıyasetı bır meslek olarak değıl, koltuğa uzanan bır yol olarak gormuşlerdır Kendılennde duşledık- len becerı ve yeteneklennı ulaşılmaz sanmışlardır Oysa devlet yonetımınde ve sıyasettekı başansızlıklan, başanla- nndan daha fazladır Sıyaset bır meslektır Çok cıddı bır meslektır Sıyasetçı olarak kendısını kanrtlayan kışı, aşama- lardan geçerek partının ust yonetımıne gelebılır Başarılı bulunduğu surece, bu koltukta oturabıiır Demokrasıde ge- nel kural budur Demokrasının henuz bıryaşam bıçemı ola- rak algılanmadığı, demokratık kurallann saygınlık kazanma- dığı toplumlarda, bıçımsel sureçlenn urettığı ınsanlarla par- tıler yonetılebılır Ne var kı, bu partıler vıtnnlen, genel baş- kanları da vıtrındekı bebeklen sımgeler Turk demokrasısı- nın 'dramı' buyuk olçude bu olgudan kaynaklanır Öte yandan, partılı olmak varlık sahıbı olmanın bır aracı değıldır Hele genel başkanlık, varsıl olmanın, mal-mulk edınmenın yolu hıç değıldır Olursa genel başkanlıktan duş- menın malıyetı daha da artar Çunku yrtınlecek değerler ara- sına yalnız yonetsel guç, kanzma, şan ve şohret değıl ev- ler, arsalar, borsalar, dolar ve mark gıbı değerlı paralar da gırecektır Dunya genelınde, sosyal demokrat lıderlenn sağ- dakı partılenn lıderlen gıbı, kılolarını aşan altınları, ust uste konulduğunda boylannı geçen değerlı para paketlerıne sa- hıp olduklan, geçmışte pek gonjlmemıştır Ama gunumuz- de lıberal ekonomı ruzgârlarının estığı dunyamızda, pıyasa mekanızmasının kırlı ellennın, onlann da yuzlennı hafifçe ok- yaşıp geçtığı gozlenmıştır Bu gozlem, ulkemızın sosyal de- mokrat lıderlen ıçın geçerlı olmayabılır Bızımkıler ıçın pa- ranın, varlıklann değıl, şan ve şohretın ağırlıklı olduğu soy- lenebılır Şu ya da bu bıçımde, son tahlılde yıtırılecek bır de- ğer vardır Fakat bu değer, partının en ust kademesıne gel- mış, ulkeyı yonetmış ınsanlar ıçın acaba ne denlı onemlı- dır 9 Önemlı olmalı kı, ulkemızın ıçınde yaşadığı bu guç or- tamda bır araya gelırlerdı Eteklenndekı taşları atıp sosyal demokrat soytemın akılcı ve ınsancıl ortamında uygarca tar- tışır, saygın bır uçlu olarak anlaşıriardı Ne yazık kı, boyle olmadı Bırısı, saygıdeğer polıtıkacı eşıyle ve guvercınlı mı- nıbusuyle uzaklara, çok uzaklara uçtu gıttı Şımdı bır ıkılı var ortada Bugune kadar butunleşmede onemlı yol aldı- lar Uygarca davrandılar Bunun devamını dılıyoruz Bun- dan sonrakı aşamada serınkanlı ve akılcı olmalannı beklı- yoruz Çunku bır partıyı ıki genel başkanın yonetmesı ola- sı değıldır Boyle olunca gerçek anlamda butunleşme ıçın sosyal demokratların kendılennden bekledıklen, bıraz sa- bır ve ozverıdır Bır sure genel başkanlık yarışından uzak durmalarıdır Yenıden yapılanma surecıne deneyımlerıyle guç katmalandır Eğer bu yapılamazsa son soz bılınçlı, du- rust, yurtsever sosyal demokrat tabana kalacaktır Benım bıldığım kadanyla bu tabanın yıtıreceğı bır şey yoktur Ak- sıne ulkelerıne kazandıracaklan çok, ama pek çok şey var- dır Acaba nasıl? Başkanlık seçımıne hazırianan Fransa'da Jacques Delors'un aday olmayacağını açıklamasıyla Fransız sosyalıst partısı aday arayışına gırmıştır Le Mon- de'da(*) unlu karıkaturıst Plantu, bu arayışı şoyle çızıyor Masanın başında gozlen bantlı bırkaç kışı, seçılecek aday adayını tartışmaktadır Odanın duvannda bır elın sıkıca tut- tuğu gul vardır Kapının onunde kellı fellı bır adam, kulağın- dan sarkan buruşmuş bır çıçekle beklemekte, yardakçıla- nndan bın kapya kulağmı vennış dınlemektedır Masada- kılerden bırı, "Öyle bınnı bulalım kı, bır gul fıdanı gıbı top- rağa kollannı atmış, lyı tutmuş sağlıklı bırı olsun", bır baş- kası, "Toprakla ozdeşleşmış gerçek bır gul fıdanı olsun" demektedır Kapıdakı kellı fellı aday adayı, yardakçısına, en- dışe ve merakla "Bunlann ne dedıklennı anlıyor musun" dıye sormaktadır Ulkemızdekı sosyal demokratlann da koklerı toprağın dennlıklenne uzanmış, sağlıklı bır gul fıdanı gıbı toplumla ozdeşleşmış bır adamı aradığına ınanıyorum C) Le Monde 6 Ocak 1995 Cuma Solda birliğe doğru Sosyal demokrat kesımdekı dağınıklığı derleyıp toparlayacak, sözlen ve davranışlanyla tutarlı bır kışı, güven duyulan bır ad belırdı. Mümtaz Soysal Prof. Dr. MUSTAFA ÖZYUKV Uludağ Üm. Tıp Fak Öğr. Üyesı S ıvasolaylandavasmdabekle- nen cezalann venlmemış ol- ması venlmemesı, Alevı yurttaşlanmızı ve kamuoyu- nu uzdu, adaletın ışleyı^ıne guvenı sarstı Emırdağ'da bır sapıgı lınç etmek ısteyen halkın tepkisı, yı- ne adalet ışle>ışıne guvensızlıkten kaynak- lanmaktadır Bılınçsıztopluluğunattığı slo- ganlar arasında "Onun «aasnıı biz \erece- ğjz" tumcesınuı sık kullanılması du^undu- rucudür Yolsuzluk, ruşvet ve becenksızlı- ğın kol gezdığı ulkemızde, sıstemsızlığe karşıtavnnıkoymaktadırhalkımız Demok- ratık parlamenter duzene ınanılmadığının sık sık dıle gelmesı anlamlıdır Hukumet başkanının tankat lıderlenyle goruştuğu ko- alıs>on ortağı ıse kahve dövucunun "hık" deyıcısı gıbı koltuk sevdasının peşınde koş- maktadır Halkımızın çoğunluğunda yasa- ma vurutme ve vargıya olan guvensızlık kemıkleşmıştır Altıok'un devamı oldukla- nnı savunan ıkı partıye gelınce, bugune de- gın bırbınnı yemekten oteye ne uretmıştır Kuvayı Mıllı>e ruhuna ınanan bır avuç ınançlı ınsanın umutlannı darmadağın et- mekten ba^ka Gunumuz arayış gunudur Laık Turkıye Cumhunyetı'ne ınananlan bırleştıncı ve onurlu bır lıder çev resınde toplanmanın gu- nu gelmış ve geçmektedır 28 ocak gunu ya- pılacak olan toplantıda CHP ve SHP bürun- le^mesıyle ortaya çıkacak sılkınışe umut bağlayanlann ellennı boşta bırakmayacak bır lıder aranı>or Aydınlann yakılmasına yazarvebılım adamlannın bırer ıkışer yok olmasına göz yumma>acak. sozlen ve davranışlanyla tu- tarlı bır kışı Kım derleyıp toplayacak sos- val demokrat kesımdekı bu dağınıklığı9 Gu- ven duyulan bu ad belırdı Mümtaz Soysal. Sayın Mümtaz SoysaPı yakandan tanıma fırsatım olmadı Adını ılk kez 1961 Anaya- sası'nın hazırlandığı gunlerde duyduğumu anımsıyorum Özgeçmışını rahmetlı Abdi İpekçi'nın Mıllıyet gazetesının ıkıncı savfasında haf- tada bır gun yazdığı Milliveften Mektup başlıklı sutununda okumuştum Kesıp sak- ladıgım gazete kupunıne tanh kojTnayı unutmuşum Ama gazetenın 24 yılı, 9449 sav ısı ve fıyatının da 100 kuruş olduğunu ar- ka yuzunden oğrerunce. epeyce eskı oldu- ğunu anladım Abdı Ipekçı, o gunlerde Mıllıyet'te >azı yazmaya başlavacak olan Sayın Mümtaz Soysal'ı okuvuculanna şu satırlarla tanıtı- vordu tt Galatasara\Lisesi'ningirişindesus- lu püslü bir iftihar İevhası asılıdır. Ortaoku- lun ilk sınıfından lise>i bitirene kadar, o lev- hava adımızı yazdırmava uğraşmış, bir tur- lu başaramamıştıL Buna karşılık iftihar le> - hasının. isimlerini her \ ıl gıpta ile okuduğu- muz bazı aboneleri vardı. Onlardan bın Mümtaz Soysal idi. Bizden bir kuçuk sınıf- ta okuyor >e iftihar lev hasına her yıl birinci olarak geçiyordu. Okulda kendısıni hiç tanı- mamıştık. ama adı belleğımızde kalmıştı. V ülar sonra tanıştığımızda \kıs dergisin- de vazılan vavınılanan genç bır unıversite doçenri idi Vlumtaz. Galatasarav Lisesi'ni bıtirdıkten sonra Sivasal Bılgiler Oku- lu'ndan mezun olmuş. London School of Economics'te, Amerika'nın Princeton ve Berkelev unıversitelerindeihrisasınıtajnam- lamıstLAslında amacı diplomatolmaktı. Fa- kat Turhan Feyzıoğlu, Sivasal Bilgiler Fa- kultesi'ndeki bu pariak oğreneisinde buv ük istidat görmüş; onu, akademik kartyere de- vBnuna ikna etmişti. Ve Mümtaz, fakultede kalarak akademik kariyere Feyzioğlu'nun asistanı olarak girmişti. Ö sırada da Akis gi- bı dergilere yazı vazmava. vazar olarak da dikkat çekmeye başlamıştı. Gerek fakultedeki çalışmaJan. gerek vazar olarak yayınlan ik Vlumtaz SoysaL kendisin- den vararlanılması gereken bir genç oiduğu- nu ispatiıyordu. Nitekim 1%1'de Kurucu Meclis'e üye secilmiş. \nayasa Komisyo- nu'nda görev almış ve 1961 Anayasası'nuı, haarlanmasında buyuk katkılan bulunmus- tu. Sosyal, bundan sonra aktif politikaya geç- me önerilerini benimsemedi, bağımsız bir bilim adamı olarak kalmayı, bır vandan bi- limsel çalışmalar y aparak. bır > andan da va- zılannı çeşıtlı dergılerde ve gazetelerde ya- yımlayarak yararlı olmavı yegledi. 1969'da kırk yaşına gırerken profesor olmuş, iki yıl sonra da Srvasal Bilgıler Fakultesi Dekanb- ğı'na secilmıştı. O kritik donemde jazdjğı yazüaria, yap- tığı konuşmalarla universitedeki şiddet ey- lemlerinin karşısına çıkıyor ve demokrarik yontemleri savunuyordu. Ne \w ki Anaya- saya Giriş adlı kitabu haklunda açılan bir ta- kibatta konu vapıldı. Fakat Sıkıyonetim Mahkemesi'nin mahkûmiyet karan, Aske- ri Vargıtay taraündan dort kez bozuldu. Mümtaz, o arada Sivasal Bilgiler Fakulte- si'ndeki oğretim üyeİiğı gorevine devam et- ti. Aynı zamanda gunluk gazetelerde ve der- gilerde herkesın ılgısinı topla\an. her çevre- de tartışüan vazılan da yayımlanıvordu. Çunku sivasal olaylara bilimsel açıdan yak- laşıpgoruşlerini veyargılannı hiçbırfanatiz- me, art duşunceye kapılmadan herkesin ra- hatlıkla anlayabüeceği bir üslupla yazıyor- du»." Gorunen o kı. Mümtaz Soysal. du^undük- lennı açık yureklılıkle yazabılen ve yazdık- lanyla aynı davranış çızgısını sergıleyen, ender polıtıkacılardan bın Geometnde duz çızgı. ıkı nokta arasmdakı en kısa yol dıye tanımlanır tnsan yaşamı da çızgıye beniter Kaypaklığın eğn çızgıyı, kınk çızgının do- neklıgı. hıç çızgısı olmayanlann dumen su- yunu seçtıklen gunumüzde. Mümtaz Soy- sal'ın bunca yıl duz çızgıde kalabılmış ol- ması bıle bır lıderde aranan belkı de en onemlı ozellıktır sanınm Dılenm, kamu^ oyunun bu guvenı, ulkemıze mutluluk getınr TARTIŞMA Mümtaz Soysal 'var' ANMA Sevıncı kor koşarsın acılara Koşarsın yenılgıden yenılgıye Yuru ey kılıcı kınk suvan Tekleye tekleye yuru aptal Tu betanı versın yurek gıbı! Ali Çiçekh 1932-1994 Sevgı taşan yurecığın tekleyerek de olsa yuruye- bılseydı. Senj çok özledık SUNA - ALİ r dedı Mümtaz Hoca Şımdı, delegeler 'Bizde z'demelıler Nıçın mı 9 Bunun yanıtını, Soysal ın Dışışlen Bakanlığı'ndan ıstıfası uzerıne. Ali Llvi'nın, 30Kasım I994tanhlı Cumhunyet'tekı karıkaturuyle vermek ıstıyorum Alı Ulvı, bu kankaturunde, sıradan altı ınsan çızıyor ve onlan, bu ıstıfa konusunda şoyle konuşturuyor 1 „ "ABDnin sert ifadesine karşı, sert ifadeler kullanmıstı, iyi oldu isrifası vaaa." 2,, u Yunanistan'ın 12 miline böyle sert karşı çıkıiır mı abi yaa." 3., "Ylzede karşılıklılık ilkesini gerirmişti, ne kustahlık abi ya." 4,, "Kuzey Irak'a gıriş-çıkışı denetime almıştv. bunu niye yaptı ki va." 5,, "Yabancüanncezaolerini ziyarerini onlemişti. Şimdi bu demokrasi mi abi ya." 6, "Durup dunırken özelleştinneye karşı, demokratikîeşme savunulur mu abi ya." Yanıtın bu boyutunu boyle verdıkten ve ayrıca bu konuda yazılmış, 18 Ocak 1994tanhlı Cumhunyet'tekı AhmetTaner kışlairnın 'Niçin Mümtaz Soysal' vazısını da anımsattıktan sonra, bellegımın ardına duşup Dıl \e Tanh Coğrafya Fakultesi'nde oğrencı olduğum, 1970"lı yıllaragıdıyorum 12Mart donemı butun ağırlığı, acılığı kısacası butun 'şiddetiyle' yaşanırken bır gun sınıf arkadaşımız Hatıce, Yıldınm Bolge Kadınlar Koğuşu'ndakı ablasını zıyarete gıttı Ve sonra gozlennde ışıklar, saçlannda ruzgârlarla gerı donup, "Biliyor musunuz?" dedı, "Bugun Se>gı Soysal'la Mümtaz Soysal'ın evlıliklerinin binncı yıldonumuymuş. Hoca. yıldonumu armağanı olarak, Sevgi'nin koğuşundan gorulebilen vegeçilmesi yasak olan toprak yoldan, elınde bir demet çiçekle ağır ağır yüruyerek geçip gitmiş." Ortalığı once bır sessızlık kapladı, hemen ardından da çılgmca bıralkış koptu Âşık olmayı bıle ayıp saydığımız o yıllarda ınce duyarlıklarla yuklu bu davranış, Mümtaz Hoca'yı alıp yureğımızın en ozel yenne koymamıza neden oldu O gun onu hep bırlıkte 'Sevgi'adına sevdık Sevgj Soysal, daha sonralan bu olayı, 1976'da yayımlanan 'YıJdınm Bolge Kadınlar Koğuşu" adlı kıtabında şoyle anlatır "Bugun ayin 13'u. Mamak'ta, 13 temmuzda nikâhlanmıştık. Bir yıl oldu demek. Bunlan duşiınerek volta atıyorum, güneşin altında. Kazime kolumu çekiyor. 'Bak asağı yoldan Mümtaz geçıyor Gerçekten,o kimselerin geçmedifi, geçmenın yasak olduğu toprak yolda yuruyen Mümtaz'ın, sanki herhangi bir yerde rastgele y uruyormuş gibi bir havası var. -.Şaşkınlık ve sevinçle izbvorum Mümtaz'ın geçışini. Şoyle bir bizim tarafa bakıp geciyor. Kimse onu durdurmuyor. ...Bundan âlâ evlenme yıldonumu armağanı olur mu bana. O sevinçle giriyorum içeri. .^Az sonra polis odasından çağınvorlar, avukatınız geldı dıve. Dogan'ı gorunce daha da artıyor sevincim. Mavi gozleri dolu dolu, sıcaktan kurumuş bir demet çiçek bırakıyor masaya. Bunlan Mümtaz gonderdi, diyor. Teşekkurler...'* (Oysa bızım sınırsız gençlık duşlenmızde, bu bır demet çıçek, ağır ağır geçen Hoca'nın elındeydı) Ben bunlan, Soysal'ı çok 'katı' bulanlara o katı gorunru altında duran ınce, sıcak, duyarlı ınsanı gostermek ıçın yazdım Aynca, onun konuşmak ıstemedığı zaman, bır bıçak ağzı gıbı sımsıkı kapattığı dudaklanna ve çatık çehresıne bakıp, 'Gülmesini bilmeyen dukkân açmasın' Çin atasozunu anımsatanlara da "•.\slinda, Mümtaz Hoca gulumsüyor. ama yüreğiyle" demek ıçın Şu anda Soysal, elınde ınsan duyarlığından. devlet adamı kararlılığından \e ulus onurundan oluşmuş bır demet çıçekle, çok yakınımızda duruyor ve bıze 'Ben vanm'dıyor Onun, oylece geçıp gıtmesıne ızın vermemelıyız Çunku, Kıbnslılann deyışıyle 'Soysal Bey'ın, kendısının de anımsattığı gıbı. bu uikenın avdınlanma' tarlasında yaklaşık kırk > ıllık bır ızı vardır Oyleyse elbette, harmanda da yuzu olmalıdır ve bu yuz, kendını olur olmaz goruntulerle eskitmemış, aydınlık bır yuzdur Mümtaz Hoca, ıyı kı 'varsm' Muhsine Helimoğlu Yavuz Halkbılımcı-Yazar PENCERE Asık Suratla Güler Yüz... Hasan Pulur 19 ocak perşembe gunu Mıllıyet'tekı ko- şe yazısına şoyle başlıyor "Salı gunu llhan Selçuk, koşesınde hıç duymadığımız bır Bektaşı fıkrası anlatıyordu " Şaştım kaldım Demek kı Hasan Pulur'un bılmedığı bır Bektaşı fıkrası da varmış, dıye duşundum Fıkra şoyle Eskıden Ortakoy'de, Bektaşı babası, kılısenın papazry- la çok dostmuş, yedıklen ıçtıklerı ayn gıtmezmış Gel za- man gıt zaman, papaz hastalanmış, ağırlaşmış, son nefe- sını verecek Bektaşı'ye haber ıletmışler, Baba Erenler kalkmış, papazın evıne vannış Papaz, Baba Erenler'ı karşısında gorunce konuşmaya çabalamış, dudaklan kıpırdıyor, ama, Bektaşı hemen elıy- le adamcağızın ağzını kapatmış Çevredekıler - Erenler ne yapıyorsun?.. Bektaşı - Ben bu hergeleyı kırk yıldır tanınm, şımdı bır kelıme-ı şahadet getınr, doğru cennete gıder; bız bu yolda yaya ka- lınz • Bu fıkranın tersı de var Bektaşı yatağa duşmuş, ağırlaşmış, son nefesını vere- cek, Ortakoy'de papazla kırk yıllık dostluğunu bilmeyen yok1 Bızımkı demış kı - Bana papazı çağırın1 - Ne yapacaksın"? - Dın değıştıreceğım, Hırıstıyan olmaya karar verdım . Çevredekıler telaşlanmışlar - Aman Baba Erenler ne yapıyorsun? Bektaşı - Nasıl olsa gebereceğım, demış, olmeden once dın de- ğıştırırsem bu dunyadan bır Musluman yenne bır gâvur ek- sılır.. * Bektaşılık ınsanlığın en ozgur ve aydınlık ınancıdır, Bek- taşı mızahının tadına doyum olmaz Suratından duşen bın parça olan yobazlar bu gulmeceye dayanamazlar, son yıl- larda Bektaşı fıkralan da duyulmaz oldu Ortakoy'de bılındığı gıbı camı, kılıse, havra uçlusu ıç ıçe- dır Bu hoşgoru ortamında Bektaşı yalnız papazla değıl, ha- ham ve ımamla da dosttur Baba Erenler camıye gıtmez- mış, ımam da sıkıştırıp dururmuş - Baba Erenler, gelıp bır namaz kılsan ne kadar makbu- le geçer bılıyor musun? Bektaşı dıretırmış - Olmaz, benım yerıme sen kılıyorsun ya! Sonunda Bektaşı, Imam Efendı'nın ısranna dayanama- mış, ama, şart koşmuş - Gelırım, ama ıkı rekâttan fazla kılmam!. -Pekı Baba Erenler camıye varmış, ıkı rekât namaz kılmış, son- ra çıkmış, kapının onunde tam ayakkabılannı gıyerken bır habera koşa koşa gelmış - Baba Erenler, baban/zsızlereomur, cenazeyı kaldırmak ıçın koyde beklıyorlar Eskı zaman ya, Bektaşı eşeğıne bınmış, Boğaz'ın sırtla- nndakı koyune gıdecek, yolda bır su bırıkıntısıne rastlamış- lar, eşeğın ınadı tutmuş suyu geçmıyor, Bektaşı hayvanın başını çekiyor, olmuyor, kıçından ıtıyor olmuyor, sonunda eşeğın kulağına eğılmış - Ulan, demış, ya bu suyu geçersın ya da senın ıçın de ıkı rekât kılarım Anadolu Muslumanlığı guleryuzludür, çöl şeriatj asık su- ratlı 1 Şerıatla Islam, kımı yerde bırbırının Fçıne geçse de, aynı değıldir, şerıat hukuktur, Islam ınanç.. Bektaşı şenata karşıdır A N M A flTHTURJfCü1 1 1 1 1 1 1 1 1 DUSIKICE ÜUUIil Muammer AKSOY - Uğur MUMCU Birllkte Anma Haftası İZMİTili "Halkım unutma bizi" etkinliğj Konuşmacılan Ceyhan MUMCU/Mustafa KÜPÇÜ Yer. Saraybahçe Evlendirme Salonu Gün: 27 Ocak 1995Saat 18.00 Birflikte analım ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞI IZMİT SUBESİ M I L L I A Y D I N B A N K A S I TA.S I31ARİŞBA1UK GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI 1 Bankamıza aıt, aşagıda dokumu verılen tarlalar belırtılen muhammen bedeller uzennden açık arttırma suretıyle satılacak- tır Izrm * lznw Izmır Tortab • TortMİı * * Torta* Yazıtaşı Yaabaş Aydmydu Taşttpe Kalaruk L18C02C L18C02C 1613 1624 1625 2153 2154 2155 2160 509 12875 m2 30110 m2 24000 m2 6950 m2 6900 m2 6900 m2 6900 m2 49500 m2 1599.242 258 3 838172 325 2 726 703470 991532668 2007047.377 1452 828.391 2000650433 383 823 078 TL TL Tl TL TL TL TL TL 2 Yme Bankamıza art Istanbol ılı Emınonu ı^ea, Çetebıoğlu Mah Yerncamı Cad No 1/11 SULTANHAMAM adresındekı 33 pafta 392 ada 2 parselde 128 50 m2 sahalı arsa uzennde yaklaşık 40'ar m2 txx)njm zemın ve ara kat ıle 93 er m2 lık 3 normaJ kattan oluşan toplam 400 m2 lık kapalı alana sahıp kagır ışhanı vasfındakı gaynmenkul 40 000 000 000 - TL muhammen bedelle açık art- tırma suretıyle satılacaktır 3 Bmncı gaynmenkul ıçın ıhate 06 02 1995 gunu saat 14 00 -14 30 arası, ıkıncı gaynmenkul ıçın ıhale aynı gün saat 15 00 -15 30 arası Mıllı Aydın Bankası TAŞ Tanşbank Genel Muduriuk bınasıran 7 kaönda yaptlacaktır 4 Ihaleye ıştırak edecek olanlann ıhale saatınden once muhammen bedelın %5'ı nıspetınde temınat yattrmalan gerekmektedır 5 Bankamız 2886 sayılı Devlet Ihale Yasası na tabı değıldır Ihaleyı yapıp yapmamakta ve dıtedığıne ıhale etmekte serbesttır Bu nedenle ışbu açık arthr- ma gaynmerkulun muvakkat ıhatesı anlamında o)up Banka Yonetım Kurulu nun onayının alınmasıyla kesınlık kazanacaktır Şartname mesaı saatlen dahılınde Genie) Muduriuk Levazım Inşaat Servısı nden temın edılır MILLI AYDıN BANKASı TAŞ TARIŞBANK GENEL MU0URLÛ6Ö LEVAZIM INŞAAT SERVİSI Şaır Eşref Bulvarı 3/1 IZMİRTel (0232) 445 00 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle