Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 EYLÛL1994 CUMARTESJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
32. Gûn'e
asker davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu - "Asker kışilerle
röportaj yaparak
topladıklan beyanlan
kamuoyuna duyurduklan"
savıyla haklannda dava
açılan 32. Gûn programının
yapıması Mehmet Ali
Birand, Genel Yayın
Yönetmeni Deniz Arman ve
Kameraman Halim
Abanoz'un yargılanmasına
Ankara 4. Kolordu Askeri
Mahkemesi'nde başlandı.
Birand, Arman ve Abanoz
hakkında dava açılmasına
gerekçe olarak, Bakanlar
Kurulu'nun 7 Ocak 1994
tarihinde askerliğin
uzatılmasına ilişkin karan
ûzerine, halen askerliğini
yapan kişilerle röportaj
yapmalan ve bunu 32. Gün
programında yayımlamalan
gösterildi.
Mumcu Parkı'nın
adı değiştiPiMi
• SALtHLİ (Cumhuriyet)-
Salihli Belediye Şarayı
kompleksi içerisinde yer alan
"Uğur Mumcu Demokrasi
Parkı"nm adı, törenle "Şehit
Mehmetçik" olarak
değiştirildi. MHP'li Belediye
Başkanı Cengiz Tunç,
'Mehmetçiklere sahip
çıktıklannı göstermek için"
böylebirdeğişiklik
yaptıklannı belirtirken SHP
üçe Başkanı Halim Ülker,
Mumcu'nun adının kasıtlı
olarak değiştirildiğini öne
sürdü.
ftgrenci için
güvenlik onlemi
• lstanbul Haber Senisi -
İstanbul Valihği, yeni eğitim
ve öğretim yıünda
öğrencilerin güvenli bir
şekilde okullanna gidip
gelebilmeleri için birdizi
önlemaldı. Valilik,
kaymakamhklara, ll
Emniyet Müdürlüğüne,
Büyûkşehir ve îlçe Belediye
Başkaniıklanna gönderdiği
genelgede okul önlerini
ükayan, sağlıksız ve
kontrolsûz mamulleri satan
seyyar satıalann önlenmesi
konusunda olcul
yöneticileriyle, Emniyet ve
belediye zabıta ekiplerinin
işbirliği yapmalannı istedi.
Okul yöneticileri
kitap pazannda
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Ankara Kitap ve
Kırtasiyeciler Odası Başkanı
Aslan Arslan, bazı okul
yöneticilerinın yasalan
çiğneyerek okullarda kitap
sattığını ve haksız kazanç
sağladıklannı öne sürdü.
Ankara Valiliği'nin
okullarda kitap saüşını
yasakladığmı vurgulayan
Arslan, yeni öğretim yılına
hazjrlanıhrken bu biçimde
hareket eden okul
yöneticüerine itibar
edilmemesıni istedi.
37 milyarlık
eğitim yardımı
• tSTANBUL(AA)-
Istanbul Büyûkşehir
Belediyesi, Anakent, İSKİ ve
ÎETTdeçalışan7binl38
memura, okullann açılması
nedeniyle 37 milyar 127
milyon lira eğitim
yardımında bulundu.
Konuya ilişkin olarak
belediyede düzenlenen
törende konuşan İstanbul
Büyûkşehir Belediye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan,
Tûrkiye'de çalışanlar
arasındaki ücret
dengesizliğinin kaosa yol
açtığmı söyledi.
Bel-Beton
eylemine destek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Ankara Anakent
Belediyesi'ne bağh
Beton-Bonı Fabrikası'ndan
(Bel-Beton) aülan işçilerin 29
ağustosta başlatüğı direniş
sûrerken, SHP Yenımahalle
ilçe örgütûyle birlikte işçileri
ziyaret eden eski Devlet
Bakanı Ibrahim Tez,
"Emeğe uzanan eller kınhr,
işçilerin onurlu müçadelesini
destekliyoruz" dedi.
Pendik'te orman
yangını
• tstanbul Haber Servid-
Pendik Kurtdoğmuş
köyündedünöğle
saatlerinde çıkan orman
yangını itfaiye ekiplerince
söndürüldü. Kurtdoğmuş
köyü Kınalı mevkiinde Ali
Durmaz, Murat Kaya ve
Hasan Sevinçtekin adlı
kişiler, yakarak yangına
neden olduklan gerekçesiyle
gözaltına ahndılar.
Yangında iki dönümlük
orman alanı yandı.
Alevi yurttaşlar, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve istanbul Valiliği'ne başvuruyor
Cemeviyıkımınate•Karacaahmet Kültür Derneği Başkanı Mehmet Başaran, • Mimarlar Odası istanbul Büyükkent Şubesiaeyaptığı yaalı
Karacaahmet Sultan Türbesi'nin cem ve aşevi bölümlerinin açıklamada, Karacaahmet'teki dergâha karşı gösterilen
yıkımına başlanmasını "İnanç özgürlüğüne vurulmak istenen hassasiyetin, İstanbul'un yaşam kaynaklannı ve kültürünü yok
büyük darbe" diye niteledi. eden tüm kaçak yapılara karşı da gösterilmesini istedi.
İstanbul Haber Senisi - Üs-
küdar'da yaklaşık 720 yıldır
varhgını koruyan Karacaah-
met Sultan Türbesi'nin Alevi
yurttaşlanmızca cemevi ve aşe-
vi olarak kullanılan bölümleri-
nin RP'li Büyûkşehir Belediyesi
tarafmdan yıktınlmak istenme-
si üzerine Alevi cemaati Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel.
Başbakan Tansu Çiller ve İs-
tanbul Valiliği'ne başvuruyor.
Karacaahmet Kültür Derneği
Başkanı Mehmet Başaran'ın,
"İnanç özgürlüğüne vurulmak
istenen büyük bir darbe" olarak
nitelendirdiği bu girişimle ilgili
olarak RP'li Büyûkşehir Bele-
diye Başkanı Tayyip Erdoğan
ise binalan kesinlikle boşalttı-
racaklannı söylüyor. Kaçak ol-
duğu gerekçesiyle İstanbul Bü-
yûkşehir Belediyesi tarafından,
gece yansı yıktırılmak istenen
Karacaahmet Sultan Türbesi
cem ve aşevleriyle ilgili gelişme-
ler büyüyerek sürüyor. Meh-
met Başaran, "Bu hareket. Ale-
vi yurttaşlann inanç ve kültürle-
rini yaşatma ve ibadet etme ihti-
açıklan
"fmar
yaçlannı karşılama özgûrlükle-
rine iiHÜrilen siyasi bir darbedir"
dedi. Başaran açıklamasında,
"Sünni kardeşlerimizin, inanç ve
ibaderi ne deıili insani bir haksa
AJevilerin de inanç ve ibadetleri
o denli insani bir haktır. Bu hak,
laik \e demokratik Türkiye
Cumhuriyeti'nin karakteri ol-
ması gereken anayasal bir hak-
tır" görüşünü savundu.
Açıklamasında, atv'de önce-
ki akşam yayımlanan "A Takı-
nu" programında İstanbul Bü-
yûkşehir Belediye Başkanı Er-
doğan'ın konuşmalanna da de-
ğinen Başaran, "Başkan, Kara-
caahmet Türbesi'nde kaçak
yapılaşma olduğundan söz ede-
rek giriştikleri saldınyı meşru-
laştırmaya çalışıyor. Buranın
kuüaıum hakkı Nurettin Sözen
tarafından 1990 yılında dernek
yönerJmine verilmiştir. Ancak
Recep Tayyip Erdoğan, bu kul-
lanım hakkını iki ay önce kaldı-
rarak derneğin faaliyetini dur-
durdu. Böyleyken Başkan Erdo-
ğan, 'Hz. Ali'yi ben de seviyo-
rum' diyerek demogoji yapıyor.
Bu nasıl Hz. Ali sevgisi, anla-
mak gûç. Hem bunu söylüyor
nem de cemevi yıkıyor" şeklinde
konuştu.
Başaran, Karacaahmet Sul-
tan Kültür Derneği olarak, 32
Alevi derneğinin imzasının bu-
lunduğu bir dilekçe ile Recep
Tayyip Erdoğan'dan, daha ön-
ce cami yapılmak istenen Tak-
sım Meydanı Sular İdaresi'nde-
kı 2 bin metrekarelik bir alanın
cemevi yapılması için tahsis
edilmesini istediklerini belirte-
rek şöyle dedi:
"Daha önce 'Kendileri yer
göstersinler gereğini yapalım'
demişlerdi. Buyursunlar gereğini
Yapsüüar o zaman. Halkonız da
bu sözlerinde içten olup olma-
dıklannı görsün."
Pir Sultan Abdal Derneği
Genel Başkanı Mürteza Demir
ise Karacahmet Sultan Ce-
mevi'ni yıkma girişimini "Ale-
vi-Sünni aynmcdığına hizmet"
olarak nitelediği açıklamasında
"Bunun sorumluluğu böyüktür.
Yurttaşlanmızın inanç özgürlü-
ğünü yaralamasınlar. Türkiye'-
nin en büyük camisi olarak bili-
nen Ankara Kocatepe Camisi
belediye ruhsati olmadan
y apürnıştır. Yurt sathındaki 64
bin canüden bir çoğu da nıhsat-
sız ve kaçak yapılmıştır. Kendi-
leri buralan da yıkmayı düşünü-
yoriar mı" sorusunu yöneltti.
Mimarlar Odası İstanbul Bü-
yükkent Şubesi de dün yazıh
ıklama yaptı. Açıklamada,
uygnlamalarinda 'çifte
standart' hem kente hem de de-
mokrasi ve uygaruğa zarar vere-
cektir" denıldi. Açıklamada şu
görüşlere yer venldi: "Anakent
Belediye Başkanı'm ve tüm ilçe
belediye başkanlarını Alevilerin
dergahına karşı gösterilen ka-
rarlılığı, İstanbul'un doğasma,
yaşam kaynaklaruıa ve kültürü-
nü yok eden diğer tüm kaçak iıt-
şaatlara karşı da göstermeye
cağınyoruz."
Karacaahmet'teki cem ve aşevlerinin gece yarısı belediye tarafından kısmen yıkılmasına tepkiler sürüyor. Belediyenin yeni bir girişimine karşı Karacaahmet'ten
ayTilmayan Alevi vatandaşlar, RP'li tstanbul Büyûkşehir BelediyesTnin ekiplerini içeri sokmayacaklaruu söylüyorlar. (Fotoğraflar: YASEMIN KOYUTu RK)
Avrupa Barolan Akdeniz Komisyonu:
Demokrasi
laiklikle korunur•Avrupa Barolar Federasyonu Akdeniz Komisyonu'nunca
Çırağan Oteli'nde düzenlenen toplantıda, tüm
konuşmacılar, demokrasinin laiklikle korunabileceğini
vurguladılar. Toplantıyı yöneten Anayasa Mahkemesi
Başkanı özden, Tûrkiye'de laikliğe baskı olduğunu, bazı
Sevr özlemcilerinin, laüdik aleyhine eleştiri yaptığını söyledi.
Basın özgürlüğü' konusunun
tamşıldığ] oturumda da basının
toplumdaki çoksesliliği sağ-
ladıgını ve bu nedenle basın üze-
nndeki kısıtlamalann kaldı-
nlması gerektiğini vurgulandı.
İstanbul Barosu'nca Çırağan
Oteli'nde düzenlenen ve iki gün
sürecek toplantı, İstanbul Barosu
Başkanı Turgut Kazan'ın açış ko-
nuşmasıyla başladı.
Tûrkiye'de bir demokrasi so-
runu olduğunu ve toplanüdan
büyük yararlar sağlanacağını
söyleyen Kazan, demokrasinin
yerleşmesinde hukukçulara
tstanbul Haber Servisi - Av-
rupa Barolar Federasyonu Ak-
deniz Komisyonu'nun İstanbul'-
da düzenlediği "Demokrasi" ko-
nulu toplantıya katılan konuş-
macılar, demokrasinin laiklikle
korunabıleceğini vurguladılar.
İstanbul Barosu tarafından Çı-
rağan Oteli'nde düzenlenen top-
lantının dün yapılan ikinci oturu-
munda "Demokrasi ve Laiklik"
konusu ele ahndı. Yekta Güngör
Özden, yönettiği toplantıyı açar-
ken yapuğı konuşmada, laiklik
olayını devletin 70 yıl önce çöz-
düğünü, bu konunun, laik-Müs-
lüman, Kemalist-Müs-
Kiman aynmı yapan-
larca gündemde tutul-
duğuna işaret etti. Öz-
den, bu kışilerce eleşti-
rilen rejimin laikliğe
karşı olanlan da koru-
duğunu söyledi.
Laikliğin bağımsız-
lık ve özgürlük olduğu-
nu, hukuksal ve sıyasal
birliğin kaynağını oluş-
turduğunu belirten Öz-
den, "Biz, Ataturk sa-
yesiııde laikUği çok ko-
lay edindik. Şimdi bunu
konmaya çauşıyoruz.
Tûrkiye'de laikliğe Barolar Birliği Başkanı Sav (sokto) ve
baskı vardır ama biçbir Anayasa Mahkemesi Başkanı özden.
inanca baskı yoktur.
Herkesin istediği gibi yasadığı
Tûrkiye'de bazı Se>T özlemcfleri,
laikUk aleyhine eleştiri getirmek-
tedir" dedi.
Laiklik tartışmasının sadece
Tûrkiye'de olmadığını, bazı Av-
rupa ülkelerinde de bu tar-
üşmanın yaşandıgını dile getiren
gazeteci-yazar Ali Sirmen, Baü
ülkelerinde tartışmanın boyut-
lannın küçük olmasının, dinin ik-
tidar ortagı olamayacagının
yüzyıllar önce anlaşılmasından
kaynaklandıgmı belirtti
Toplantıya katılan Barcelona
Barosu üyesi Frances Chamorro
ve Aix en Provence Üniversitesi
öğretim üyesi Charles Caddoux
da laikliğin ülkelerindekı uygula-
malanndan tarihsel örnekler ver-
diler.
Toplantının 'Demokrasi ve
önemli görevler dûştügünü be-
lirtti.
Toplanünın 'Demokrasi ve
Basın özgürlüğü' konulu otu-
rumu, Türkiye Barolar Birliği
Başkanı önder Sav tarafından
yönetildi. Demokrasinin tüm ku-
rum ve kurallanyla yerleşmesin-
de basının önemini vurgulayan
Şav, basın özgürlüğünün kamu
özgürlüklerinin en önemlisi oldu-
ğuna işaret etti.
Dr. Hıfzı Topuz da gazetecile-
rin öldürüldüğü Tûrkiye'de basın
özgürlüğünden söz edilemeye-
ceğinıdilegeürdi.
Paris Barosu eski Başkanı Ber-
nard Du Grannıt da demokrasi-
lerde enformasyonun hür ve
özerk olması gerektiğine işaret
ederek "Basın hürriyeti demokra-
siniıı barometresidir
n
dedi.
BU OKULDA MİLÜ EĞİTİM BAKANLIĞINCA
TAVSİYE EDİLMİS
"YA-PA OKULÖNCESİ
EĞİTİM ARAÇLARI"
KULLANILMAKTADIR.
Okulun Adı:
Sözleşme Süresi: 1994-1995 Öğretim Yılı
SayınAna-Baba,
Yukandaki tabehnın asılı oldugu
anaokulunda;
• Bir öğretim yılı içinde YA-PA 'nın uzmanlara hcrzırlattığı toplam
32 çeşit kitap ve dergi uygulamalarda kullanılıyor demektir.
• Uygulamalarda kullanılacak kitap ve dergilerle çocuklann zeka,
dil, sosyal ve duygusal gelişmelerini hızlandırmanın yanı sıra el becerileri
de geltştiriliyor demektir.
• YA-PA 'nın işbirliği içinde olduğu 350 eğitimci ve bilim adamının
desteğini alıyor ve onlar tarafından aydınlatılryor demektir.
• Öğretmenler, YA-PA'nın düzenlediği seminerlere katılarak yeni
gelişmelerden anında haberdar oluyor demektir.
• Çocuklanmızı kitap okuma zevkinden uzaklaştıran, aynca telif hak-
larını çiğneyen "Fotokopi" ile çoğaltma yapılmıyor demektir.
• Kitap, öğrenme ve okuma sevgisi, YA-PA ürünleri ile billnçli bir
biçimde çocuğa kazandınlıyor demektir.
• Yukandaki tüm maddelerin uygulanırlılığı ve devamlılığı konusunda
OKUL/YA-PA İle işbirliği yapıyor demektir.
YA-PA Ürünleri, YA-PA Çocuk Moğazalarında
YA-PA YAYIN PAZARLAMA SANAYİ LTD. ŞTİ.
YAY1N1AR1
Tel: 0 1212) 0 1212) 5 1 2 37 2 5
TOKTAMIŞ ATEŞ
Terörü Yorumlamak
Aradan neredeyse bir hafta geçmesine karşın, Kabal-
cı Kitabevi'ne konulan bombanın amacı ve niteliği üzeri-
ne kesin bir şeyler söylemek mümkün olamıyor. Inanıl-
ması çok güç bir şey ama bombanın niteliği konusunda
emniyetten yapılan iki açıklama birbiriyle çelişiyor. llk
açıklamada, bombanın tüm binayı uçuracak güçte oldu-
ğu söylenirken; ikinci açıklama, bombanın kendini bile
uçurmaktan aciz olduğunu belirtiyordu. Buyrun baka-
lım...
Hele bir emniyet yetkilisinin "Bomba belki birkaç gün-
dür orada duruyordu" gibisinden bir açıklama yapması,
tam komedi. Zaten ben bu "yetkili" lafına oldum-bittim
kızarım. Kimdir bu "yetkili", nereye kadaryetkilidir? Bir
türlü akıl-fikir erdiremem.
Bombanın niteliğinin anlaşılması kolay bir şey. Asıl
anlamakta ve yorumlamakta zorlandığım şey, bomba-
nın "amacı". Allah'tan olayı duyduğum zaman soğuk-
kanlılığımı yitirip iieri-geri şeyler söylemedim. Yoksa
kepaze olmak da vardı. Canımız kurtulduktan sonra, gü-
lünç duruma da düşebilirdik...
Günlerden beri, hem bombanın (her ne nedenle olur-
sa olsun) patlamadığına şükrediyor, hem de bu bomba-
yı kimlerin ve hangi amaçla yerleştirdiğini yorumlama-
yaçalışıyorum. Inanın işin içinden çıkamıyorum.
Maksat sadece beni ortadan kaldırmak olsa, (tüm ön-
lemlere ve tedbirlerime karşın) bunun daha kolay yolları
vardı. Maksat kitlesel bir katliam yapmak olsa, bunun
için de daha uygun planlar yapılabilirdi. Peki o zaman bu
bombayı koyanların asıl amacı ne olabilirdi?
Kilitlenmiş telefonlarım ara sıra düştüğü zaman kc-
nuştuğum dostlarım, "Olay nasıloldu?"diye soruyorlar.
Keşke bılebılsem. Bu işte ben de herkesin gazetelerden
öğrendiği kadar bilgi sahibiyim. Hep 'miş'U geçmiş za-
manla konuşuyorum. Arkamda bir bomba varMIŞ, be-
nim imza günüm sona erdikten sonra temizlik yapan ço-
cuklar bu paketi bulMUŞ, bu arada gazeteye İBDA-C bir
ihbar telefonu yapMIŞ, bulunan bomba tüm binayı uçu-
racak güçteyMİŞ... bir sürü 'miş', bir sürü 'muş'... Ama
ne işin aslı belli oldu, ne de astarı...
Birileri oyun oynuyor Türkiye ile. Elbette biz de bu
oyunun figüranları durumundayız. Başrol oyuncuları ka-
ranlıkların ardına gizlenmiş durumda. Zaman zaman bi-
rilerini sahne önüne sürüyorlar. Değişık roller biçiyor-
lar. Bu rol bazen yürek parçalayıcı ve isyan ettirici birci-
nayet oluyor, bazen "menfur" bir saldırı oluyor, bazen
"faili meçhul" bir cinayet... Tansiyon belli bir noktaya
getiriliyor. Sonra da bir başka oyun çerçevesinde, bir
başka isim gündemeçıkartılıyor..
Bir ara geçen yıl, Hasan Mezarcı adında bir milletve-
kilinin adı etrafında fırtınalar kopartıldı. Düşüncesine ve
söylediklerine tüm varlığımla karşıydım elbette. Ama
öyle bir zamanda ve öyle bir senaryo ile ortaya çıkardı-
lar ki; bir oyun oynandığını hemen farkettim. Beni de alet
etmek istediler, ama (sanıyorum) bu oyuna gelmedim.
Mitingler, toplantılar yaptılar. Ve bir süre sonra da yeni-
den gündemi değiştirdiler ve yeni senaryolar uygula-
maya konuldu.
Bu tür olaylar, korkarım dünyanın her yerinde oluyor.
Hele kitle iletişim araçları tekelleştikten sonra, bu tür se-
naryoları sahneye kaymak ve tüm ağırlığıyla gündeme
sokmak çok daha kolay oldu. Şimdi rahmetli olan bir es-
ki başbakanın, "gündemi belirlemesi" övgüyle anlatılır
ve üzerinde konuşulurdu. Yahu bundan kolay ne var?
Birkaç gazetenin (aynı zamanda yazar olan) genel yayın
yönetmenine açarsınız telefonu, biraz "pışpışlar", bir
"tüyo verir" ve sonra da istediğiniz "mesajı" aktarırsı-
nız. Zaten bu arkadaşlar da "mal bulmuş Mağrıbi" gibi
atlarlar böyle şeylerin üstüne. Buyrun size "gündemi
belirlemek..."
ûzel koşulları olan Hindistan hariç tutulursa, fert başı-
na düşen ulusal gelir payı 2000 dolar civarında olup da
özgürlükçü demokrasiyi (kör-topal da olsa) yürütebilen
bir başka ülke örneği yoktur. Şimdi, Türkiye'nin bu işi
nasıl ve neden başarabildiği konusu üzerinde duracak
değilim. Zaman zaman bunun analizini yapmaya çalış-
tim. llerde gene yaparız. Ama özgürlükçü demokrasiyi
yaşamak ve yaşatmak kolay olmuyor. Hele bizim gibi,
sapla samanın karıştığı ülkelerde, her şey çok daha zor.
Bazen öyle şeyler oluyor ki; öyle şeyler söyleniyor ki;
insan isyan etmemek için kendini zortutuyor. Neredey-
se "Silahlı mücadeleden başka çare yok" dlyen 18'likle-
re hak verecek insan...
En son Sayın Başbakanımız sosyal demokrat olduğu-
nu iddia etti. Gözümüz aydın... Umarım yakında üç parti-
den birine transfer olur. Düşünüyorum da acaba SHP'ye
mi, CHP'ye mi, yoksa DSP'ye mi daha çok yakışır, karar
veremiyorum. Belki de sadece Sayın Çiller değil, tüm
DYP'liler sosyal demokrattır. Zaten öyle sosyal demok-
rasi tammları çıktı ki (o tanımlar çerçevesinde) sosyal
demokrat olduklarınayemin etseler, başları ağrımaz.
Toplumu ve insanların kafasını alt-üst ettiler. Bu date-
rörün bir başka türlüsü. Tüm değerler sistemi ve insani
insan yapan bütün özellikler ayaklar altına alınmışken,
bir bombanın lafı mı olur?..
GECE EVLERİNDEN ALINDILAR
Çiller'i yuhalayan
3 sendikaaya gözaltı
İZMİR/ANKARA (Cumhu-
riyet >- 63. Uluslararası tzmir Fu-
an'nın açılışı sırasında Başbakan
Tansu Çfller'e yapılan protesto
eyleminden sonra üç sendikanın
şube temsılcisı gece yansı evlenn-
den gözaltına ahndı. Izmır Cum-
huriyet Savcılığı. Emniyet Mü-
dürlüğü'nün gözalünın pazartesi
gününe kadar uzatılması ıstemini
kabul etti. Gözaltı süresinin
uzatılmasına, "olayla ilgili aranan
kişilerin bulunması" gerekçe gös-
terildi.
Tepkı eyleminın sonra erme-
sinin ardından güvenlik güçleri
gece yansı DfSK"e bağlı Birleşik
Metal Sendikası Şube Başkanı
Coşkun Yümaz ile Türk-lş'e bağlı
Petrol-lş Alıağa Şube Başkanı
Mustafa öztaşkın ve Tüm-Tıs
Şube Başkanı Şükrii Günsili'yı
evlerinden alarak emniyet mü-
dürlüğüne götürdüler. Uç sendi-
ka başkanı, lzmir Emniyet Mü-
dürlüğü Terörle Mücadele Şube
Müdürlüğü'nde sorguya ahndı.
Türk-lş 3. Bölge Temsilcisı
Mustafa Kundakçı olaylar kar-
şısında sessız kalmayı yeğliyor.
Kundakçı, şube başkanlannın
evlerinden toplandıgını behrterek
"Şube başkanlan, değerlendirme
yaptık. Bu değeıiendirmemizi
Türk-tş Genel Merkezi'ne bildir-
dik. Orası açıklama yapacak"
diye konuştu.
DİSK Bölge Temsilcisi Musa
Çam ise olaya sert tepki gösterdı.
Çam. "tşçflerin. çalışaıüann, me-
murların demokratik hak arayışı-
na karşın hükümetin ve Başba-
kan'm yapmış olduğu yaptınmla-
ra sonuna kadar karşı çıkacağız.
Emni>etin sendikacılar üzerindeki
teröriine son >erilmelidir. Çiller'e
karşı tepkimizi bütün meydanlar-
da haykıracağız" dedi.
İçışlen Bakanı Nahıt Menteşe,
fuann açıhşında yaşanan olayla-
ra tepkı gösterdı. "Fuarın açılışı-
ndaki protestolaria hürri) etler su-
üstimal edikli" diyen Menteşe,
şöyle konuştu:
"Eğer aralanna illegal örgüt
üyeleri kanşmamışsa hürriyetie-
rin suiistimali >ar. Toplantı te gös-
terinin bir şekli >ardır. Bu usuller
aşıunış, ihlal edümiştir. Bu tür
olaylara illegal örgütler ve provo-
kasyon da kanşıyor. Onun için
kanunsuz hareket edenler mutlak
surette cezalandınlacaklardır."
Türk-İş Yönetım Kurulu da
bir bildiri yayımlayarak protesto
eyleminin "demokratik bir hak"
olduğunu vurguladı. Bildiride,
vaatlerini yerine getirmeyen hü-
kümetin "tepkflerin temelinde ya-
tan nedenleri ortadan kaldırma
yerine, a\nı gün işverenlerin yeme-
ğinde Başbakan'uı Türk-tş ve işçj-
lere adeta meydan okuduğu" kay-
dedildı.
Petrol-fş Sendikası Genel Baş-
kanı Adnan özcan, gözalülan
protesto ederek Çiller ile Başba-
kan Yardımcısı Murat Kara-
yalçıııın yuhalanarak protesto
edilmesinin Türk-îş Başkanlar
Kurulu'nca ahnan bir karar ol-
duğunu ve "demokratik bir
hakkın kullanılması" niteliği
taşıdığını kaydetti.