26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EYLÛL1994 CUMARTESJ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 32. Gûn'e asker davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu - "Asker kışilerle röportaj yaparak topladıklan beyanlan kamuoyuna duyurduklan" savıyla haklannda dava açılan 32. Gûn programının yapıması Mehmet Ali Birand, Genel Yayın Yönetmeni Deniz Arman ve Kameraman Halim Abanoz'un yargılanmasına Ankara 4. Kolordu Askeri Mahkemesi'nde başlandı. Birand, Arman ve Abanoz hakkında dava açılmasına gerekçe olarak, Bakanlar Kurulu'nun 7 Ocak 1994 tarihinde askerliğin uzatılmasına ilişkin karan ûzerine, halen askerliğini yapan kişilerle röportaj yapmalan ve bunu 32. Gün programında yayımlamalan gösterildi. Mumcu Parkı'nın adı değiştiPiMi • SALtHLİ (Cumhuriyet)- Salihli Belediye Şarayı kompleksi içerisinde yer alan "Uğur Mumcu Demokrasi Parkı"nm adı, törenle "Şehit Mehmetçik" olarak değiştirildi. MHP'li Belediye Başkanı Cengiz Tunç, 'Mehmetçiklere sahip çıktıklannı göstermek için" böylebirdeğişiklik yaptıklannı belirtirken SHP üçe Başkanı Halim Ülker, Mumcu'nun adının kasıtlı olarak değiştirildiğini öne sürdü. ftgrenci için güvenlik onlemi • lstanbul Haber Senisi - İstanbul Valihği, yeni eğitim ve öğretim yıünda öğrencilerin güvenli bir şekilde okullanna gidip gelebilmeleri için birdizi önlemaldı. Valilik, kaymakamhklara, ll Emniyet Müdürlüğüne, Büyûkşehir ve îlçe Belediye Başkaniıklanna gönderdiği genelgede okul önlerini ükayan, sağlıksız ve kontrolsûz mamulleri satan seyyar satıalann önlenmesi konusunda olcul yöneticileriyle, Emniyet ve belediye zabıta ekiplerinin işbirliği yapmalannı istedi. Okul yöneticileri kitap pazannda •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara Kitap ve Kırtasiyeciler Odası Başkanı Aslan Arslan, bazı okul yöneticilerinın yasalan çiğneyerek okullarda kitap sattığını ve haksız kazanç sağladıklannı öne sürdü. Ankara Valiliği'nin okullarda kitap saüşını yasakladığmı vurgulayan Arslan, yeni öğretim yılına hazjrlanıhrken bu biçimde hareket eden okul yöneticüerine itibar edilmemesıni istedi. 37 milyarlık eğitim yardımı • tSTANBUL(AA)- Istanbul Büyûkşehir Belediyesi, Anakent, İSKİ ve ÎETTdeçalışan7binl38 memura, okullann açılması nedeniyle 37 milyar 127 milyon lira eğitim yardımında bulundu. Konuya ilişkin olarak belediyede düzenlenen törende konuşan İstanbul Büyûkşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tûrkiye'de çalışanlar arasındaki ücret dengesizliğinin kaosa yol açtığmı söyledi. Bel-Beton eylemine destek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara Anakent Belediyesi'ne bağh Beton-Bonı Fabrikası'ndan (Bel-Beton) aülan işçilerin 29 ağustosta başlatüğı direniş sûrerken, SHP Yenımahalle ilçe örgütûyle birlikte işçileri ziyaret eden eski Devlet Bakanı Ibrahim Tez, "Emeğe uzanan eller kınhr, işçilerin onurlu müçadelesini destekliyoruz" dedi. Pendik'te orman yangını • tstanbul Haber Servid- Pendik Kurtdoğmuş köyündedünöğle saatlerinde çıkan orman yangını itfaiye ekiplerince söndürüldü. Kurtdoğmuş köyü Kınalı mevkiinde Ali Durmaz, Murat Kaya ve Hasan Sevinçtekin adlı kişiler, yakarak yangına neden olduklan gerekçesiyle gözaltına ahndılar. Yangında iki dönümlük orman alanı yandı. Alevi yurttaşlar, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve istanbul Valiliği'ne başvuruyor Cemeviyıkımınate•Karacaahmet Kültür Derneği Başkanı Mehmet Başaran, • Mimarlar Odası istanbul Büyükkent Şubesiaeyaptığı yaalı Karacaahmet Sultan Türbesi'nin cem ve aşevi bölümlerinin açıklamada, Karacaahmet'teki dergâha karşı gösterilen yıkımına başlanmasını "İnanç özgürlüğüne vurulmak istenen hassasiyetin, İstanbul'un yaşam kaynaklannı ve kültürünü yok büyük darbe" diye niteledi. eden tüm kaçak yapılara karşı da gösterilmesini istedi. İstanbul Haber Senisi - Üs- küdar'da yaklaşık 720 yıldır varhgını koruyan Karacaah- met Sultan Türbesi'nin Alevi yurttaşlanmızca cemevi ve aşe- vi olarak kullanılan bölümleri- nin RP'li Büyûkşehir Belediyesi tarafmdan yıktınlmak istenme- si üzerine Alevi cemaati Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel. Başbakan Tansu Çiller ve İs- tanbul Valiliği'ne başvuruyor. Karacaahmet Kültür Derneği Başkanı Mehmet Başaran'ın, "İnanç özgürlüğüne vurulmak istenen büyük bir darbe" olarak nitelendirdiği bu girişimle ilgili olarak RP'li Büyûkşehir Bele- diye Başkanı Tayyip Erdoğan ise binalan kesinlikle boşalttı- racaklannı söylüyor. Kaçak ol- duğu gerekçesiyle İstanbul Bü- yûkşehir Belediyesi tarafından, gece yansı yıktırılmak istenen Karacaahmet Sultan Türbesi cem ve aşevleriyle ilgili gelişme- ler büyüyerek sürüyor. Meh- met Başaran, "Bu hareket. Ale- vi yurttaşlann inanç ve kültürle- rini yaşatma ve ibadet etme ihti- açıklan "fmar yaçlannı karşılama özgûrlükle- rine iiHÜrilen siyasi bir darbedir" dedi. Başaran açıklamasında, "Sünni kardeşlerimizin, inanç ve ibaderi ne deıili insani bir haksa AJevilerin de inanç ve ibadetleri o denli insani bir haktır. Bu hak, laik \e demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin karakteri ol- ması gereken anayasal bir hak- tır" görüşünü savundu. Açıklamasında, atv'de önce- ki akşam yayımlanan "A Takı- nu" programında İstanbul Bü- yûkşehir Belediye Başkanı Er- doğan'ın konuşmalanna da de- ğinen Başaran, "Başkan, Kara- caahmet Türbesi'nde kaçak yapılaşma olduğundan söz ede- rek giriştikleri saldınyı meşru- laştırmaya çalışıyor. Buranın kuüaıum hakkı Nurettin Sözen tarafından 1990 yılında dernek yönerJmine verilmiştir. Ancak Recep Tayyip Erdoğan, bu kul- lanım hakkını iki ay önce kaldı- rarak derneğin faaliyetini dur- durdu. Böyleyken Başkan Erdo- ğan, 'Hz. Ali'yi ben de seviyo- rum' diyerek demogoji yapıyor. Bu nasıl Hz. Ali sevgisi, anla- mak gûç. Hem bunu söylüyor nem de cemevi yıkıyor" şeklinde konuştu. Başaran, Karacaahmet Sul- tan Kültür Derneği olarak, 32 Alevi derneğinin imzasının bu- lunduğu bir dilekçe ile Recep Tayyip Erdoğan'dan, daha ön- ce cami yapılmak istenen Tak- sım Meydanı Sular İdaresi'nde- kı 2 bin metrekarelik bir alanın cemevi yapılması için tahsis edilmesini istediklerini belirte- rek şöyle dedi: "Daha önce 'Kendileri yer göstersinler gereğini yapalım' demişlerdi. Buyursunlar gereğini Yapsüüar o zaman. Halkonız da bu sözlerinde içten olup olma- dıklannı görsün." Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Mürteza Demir ise Karacahmet Sultan Ce- mevi'ni yıkma girişimini "Ale- vi-Sünni aynmcdığına hizmet" olarak nitelediği açıklamasında "Bunun sorumluluğu böyüktür. Yurttaşlanmızın inanç özgürlü- ğünü yaralamasınlar. Türkiye'- nin en büyük camisi olarak bili- nen Ankara Kocatepe Camisi belediye ruhsati olmadan y apürnıştır. Yurt sathındaki 64 bin canüden bir çoğu da nıhsat- sız ve kaçak yapılmıştır. Kendi- leri buralan da yıkmayı düşünü- yoriar mı" sorusunu yöneltti. Mimarlar Odası İstanbul Bü- yükkent Şubesi de dün yazıh ıklama yaptı. Açıklamada, uygnlamalarinda 'çifte standart' hem kente hem de de- mokrasi ve uygaruğa zarar vere- cektir" denıldi. Açıklamada şu görüşlere yer venldi: "Anakent Belediye Başkanı'm ve tüm ilçe belediye başkanlarını Alevilerin dergahına karşı gösterilen ka- rarlılığı, İstanbul'un doğasma, yaşam kaynaklaruıa ve kültürü- nü yok eden diğer tüm kaçak iıt- şaatlara karşı da göstermeye cağınyoruz." Karacaahmet'teki cem ve aşevlerinin gece yarısı belediye tarafından kısmen yıkılmasına tepkiler sürüyor. Belediyenin yeni bir girişimine karşı Karacaahmet'ten ayTilmayan Alevi vatandaşlar, RP'li tstanbul Büyûkşehir BelediyesTnin ekiplerini içeri sokmayacaklaruu söylüyorlar. (Fotoğraflar: YASEMIN KOYUTu RK) Avrupa Barolan Akdeniz Komisyonu: Demokrasi laiklikle korunur•Avrupa Barolar Federasyonu Akdeniz Komisyonu'nunca Çırağan Oteli'nde düzenlenen toplantıda, tüm konuşmacılar, demokrasinin laiklikle korunabileceğini vurguladılar. Toplantıyı yöneten Anayasa Mahkemesi Başkanı özden, Tûrkiye'de laikliğe baskı olduğunu, bazı Sevr özlemcilerinin, laüdik aleyhine eleştiri yaptığını söyledi. Basın özgürlüğü' konusunun tamşıldığ] oturumda da basının toplumdaki çoksesliliği sağ- ladıgını ve bu nedenle basın üze- nndeki kısıtlamalann kaldı- nlması gerektiğini vurgulandı. İstanbul Barosu'nca Çırağan Oteli'nde düzenlenen ve iki gün sürecek toplantı, İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan'ın açış ko- nuşmasıyla başladı. Tûrkiye'de bir demokrasi so- runu olduğunu ve toplanüdan büyük yararlar sağlanacağını söyleyen Kazan, demokrasinin yerleşmesinde hukukçulara tstanbul Haber Servisi - Av- rupa Barolar Federasyonu Ak- deniz Komisyonu'nun İstanbul'- da düzenlediği "Demokrasi" ko- nulu toplantıya katılan konuş- macılar, demokrasinin laiklikle korunabıleceğini vurguladılar. İstanbul Barosu tarafından Çı- rağan Oteli'nde düzenlenen top- lantının dün yapılan ikinci oturu- munda "Demokrasi ve Laiklik" konusu ele ahndı. Yekta Güngör Özden, yönettiği toplantıyı açar- ken yapuğı konuşmada, laiklik olayını devletin 70 yıl önce çöz- düğünü, bu konunun, laik-Müs- lüman, Kemalist-Müs- Kiman aynmı yapan- larca gündemde tutul- duğuna işaret etti. Öz- den, bu kışilerce eleşti- rilen rejimin laikliğe karşı olanlan da koru- duğunu söyledi. Laikliğin bağımsız- lık ve özgürlük olduğu- nu, hukuksal ve sıyasal birliğin kaynağını oluş- turduğunu belirten Öz- den, "Biz, Ataturk sa- yesiııde laikUği çok ko- lay edindik. Şimdi bunu konmaya çauşıyoruz. Tûrkiye'de laikliğe Barolar Birliği Başkanı Sav (sokto) ve baskı vardır ama biçbir Anayasa Mahkemesi Başkanı özden. inanca baskı yoktur. Herkesin istediği gibi yasadığı Tûrkiye'de bazı Se>T özlemcfleri, laikUk aleyhine eleştiri getirmek- tedir" dedi. Laiklik tartışmasının sadece Tûrkiye'de olmadığını, bazı Av- rupa ülkelerinde de bu tar- üşmanın yaşandıgını dile getiren gazeteci-yazar Ali Sirmen, Baü ülkelerinde tartışmanın boyut- lannın küçük olmasının, dinin ik- tidar ortagı olamayacagının yüzyıllar önce anlaşılmasından kaynaklandıgmı belirtti Toplantıya katılan Barcelona Barosu üyesi Frances Chamorro ve Aix en Provence Üniversitesi öğretim üyesi Charles Caddoux da laikliğin ülkelerindekı uygula- malanndan tarihsel örnekler ver- diler. Toplantının 'Demokrasi ve önemli görevler dûştügünü be- lirtti. Toplanünın 'Demokrasi ve Basın özgürlüğü' konulu otu- rumu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı önder Sav tarafından yönetildi. Demokrasinin tüm ku- rum ve kurallanyla yerleşmesin- de basının önemini vurgulayan Şav, basın özgürlüğünün kamu özgürlüklerinin en önemlisi oldu- ğuna işaret etti. Dr. Hıfzı Topuz da gazetecile- rin öldürüldüğü Tûrkiye'de basın özgürlüğünden söz edilemeye- ceğinıdilegeürdi. Paris Barosu eski Başkanı Ber- nard Du Grannıt da demokrasi- lerde enformasyonun hür ve özerk olması gerektiğine işaret ederek "Basın hürriyeti demokra- siniıı barometresidir n dedi. BU OKULDA MİLÜ EĞİTİM BAKANLIĞINCA TAVSİYE EDİLMİS "YA-PA OKULÖNCESİ EĞİTİM ARAÇLARI" KULLANILMAKTADIR. Okulun Adı: Sözleşme Süresi: 1994-1995 Öğretim Yılı SayınAna-Baba, Yukandaki tabehnın asılı oldugu anaokulunda; • Bir öğretim yılı içinde YA-PA 'nın uzmanlara hcrzırlattığı toplam 32 çeşit kitap ve dergi uygulamalarda kullanılıyor demektir. • Uygulamalarda kullanılacak kitap ve dergilerle çocuklann zeka, dil, sosyal ve duygusal gelişmelerini hızlandırmanın yanı sıra el becerileri de geltştiriliyor demektir. • YA-PA 'nın işbirliği içinde olduğu 350 eğitimci ve bilim adamının desteğini alıyor ve onlar tarafından aydınlatılryor demektir. • Öğretmenler, YA-PA'nın düzenlediği seminerlere katılarak yeni gelişmelerden anında haberdar oluyor demektir. • Çocuklanmızı kitap okuma zevkinden uzaklaştıran, aynca telif hak- larını çiğneyen "Fotokopi" ile çoğaltma yapılmıyor demektir. • Kitap, öğrenme ve okuma sevgisi, YA-PA ürünleri ile billnçli bir biçimde çocuğa kazandınlıyor demektir. • Yukandaki tüm maddelerin uygulanırlılığı ve devamlılığı konusunda OKUL/YA-PA İle işbirliği yapıyor demektir. YA-PA Ürünleri, YA-PA Çocuk Moğazalarında YA-PA YAYIN PAZARLAMA SANAYİ LTD. ŞTİ. YAY1N1AR1 Tel: 0 1212) 0 1212) 5 1 2 37 2 5 TOKTAMIŞ ATEŞ Terörü Yorumlamak Aradan neredeyse bir hafta geçmesine karşın, Kabal- cı Kitabevi'ne konulan bombanın amacı ve niteliği üzeri- ne kesin bir şeyler söylemek mümkün olamıyor. Inanıl- ması çok güç bir şey ama bombanın niteliği konusunda emniyetten yapılan iki açıklama birbiriyle çelişiyor. llk açıklamada, bombanın tüm binayı uçuracak güçte oldu- ğu söylenirken; ikinci açıklama, bombanın kendini bile uçurmaktan aciz olduğunu belirtiyordu. Buyrun baka- lım... Hele bir emniyet yetkilisinin "Bomba belki birkaç gün- dür orada duruyordu" gibisinden bir açıklama yapması, tam komedi. Zaten ben bu "yetkili" lafına oldum-bittim kızarım. Kimdir bu "yetkili", nereye kadaryetkilidir? Bir türlü akıl-fikir erdiremem. Bombanın niteliğinin anlaşılması kolay bir şey. Asıl anlamakta ve yorumlamakta zorlandığım şey, bomba- nın "amacı". Allah'tan olayı duyduğum zaman soğuk- kanlılığımı yitirip iieri-geri şeyler söylemedim. Yoksa kepaze olmak da vardı. Canımız kurtulduktan sonra, gü- lünç duruma da düşebilirdik... Günlerden beri, hem bombanın (her ne nedenle olur- sa olsun) patlamadığına şükrediyor, hem de bu bomba- yı kimlerin ve hangi amaçla yerleştirdiğini yorumlama- yaçalışıyorum. Inanın işin içinden çıkamıyorum. Maksat sadece beni ortadan kaldırmak olsa, (tüm ön- lemlere ve tedbirlerime karşın) bunun daha kolay yolları vardı. Maksat kitlesel bir katliam yapmak olsa, bunun için de daha uygun planlar yapılabilirdi. Peki o zaman bu bombayı koyanların asıl amacı ne olabilirdi? Kilitlenmiş telefonlarım ara sıra düştüğü zaman kc- nuştuğum dostlarım, "Olay nasıloldu?"diye soruyorlar. Keşke bılebılsem. Bu işte ben de herkesin gazetelerden öğrendiği kadar bilgi sahibiyim. Hep 'miş'U geçmiş za- manla konuşuyorum. Arkamda bir bomba varMIŞ, be- nim imza günüm sona erdikten sonra temizlik yapan ço- cuklar bu paketi bulMUŞ, bu arada gazeteye İBDA-C bir ihbar telefonu yapMIŞ, bulunan bomba tüm binayı uçu- racak güçteyMİŞ... bir sürü 'miş', bir sürü 'muş'... Ama ne işin aslı belli oldu, ne de astarı... Birileri oyun oynuyor Türkiye ile. Elbette biz de bu oyunun figüranları durumundayız. Başrol oyuncuları ka- ranlıkların ardına gizlenmiş durumda. Zaman zaman bi- rilerini sahne önüne sürüyorlar. Değişık roller biçiyor- lar. Bu rol bazen yürek parçalayıcı ve isyan ettirici birci- nayet oluyor, bazen "menfur" bir saldırı oluyor, bazen "faili meçhul" bir cinayet... Tansiyon belli bir noktaya getiriliyor. Sonra da bir başka oyun çerçevesinde, bir başka isim gündemeçıkartılıyor.. Bir ara geçen yıl, Hasan Mezarcı adında bir milletve- kilinin adı etrafında fırtınalar kopartıldı. Düşüncesine ve söylediklerine tüm varlığımla karşıydım elbette. Ama öyle bir zamanda ve öyle bir senaryo ile ortaya çıkardı- lar ki; bir oyun oynandığını hemen farkettim. Beni de alet etmek istediler, ama (sanıyorum) bu oyuna gelmedim. Mitingler, toplantılar yaptılar. Ve bir süre sonra da yeni- den gündemi değiştirdiler ve yeni senaryolar uygula- maya konuldu. Bu tür olaylar, korkarım dünyanın her yerinde oluyor. Hele kitle iletişim araçları tekelleştikten sonra, bu tür se- naryoları sahneye kaymak ve tüm ağırlığıyla gündeme sokmak çok daha kolay oldu. Şimdi rahmetli olan bir es- ki başbakanın, "gündemi belirlemesi" övgüyle anlatılır ve üzerinde konuşulurdu. Yahu bundan kolay ne var? Birkaç gazetenin (aynı zamanda yazar olan) genel yayın yönetmenine açarsınız telefonu, biraz "pışpışlar", bir "tüyo verir" ve sonra da istediğiniz "mesajı" aktarırsı- nız. Zaten bu arkadaşlar da "mal bulmuş Mağrıbi" gibi atlarlar böyle şeylerin üstüne. Buyrun size "gündemi belirlemek..." ûzel koşulları olan Hindistan hariç tutulursa, fert başı- na düşen ulusal gelir payı 2000 dolar civarında olup da özgürlükçü demokrasiyi (kör-topal da olsa) yürütebilen bir başka ülke örneği yoktur. Şimdi, Türkiye'nin bu işi nasıl ve neden başarabildiği konusu üzerinde duracak değilim. Zaman zaman bunun analizini yapmaya çalış- tim. llerde gene yaparız. Ama özgürlükçü demokrasiyi yaşamak ve yaşatmak kolay olmuyor. Hele bizim gibi, sapla samanın karıştığı ülkelerde, her şey çok daha zor. Bazen öyle şeyler oluyor ki; öyle şeyler söyleniyor ki; insan isyan etmemek için kendini zortutuyor. Neredey- se "Silahlı mücadeleden başka çare yok" dlyen 18'likle- re hak verecek insan... En son Sayın Başbakanımız sosyal demokrat olduğu- nu iddia etti. Gözümüz aydın... Umarım yakında üç parti- den birine transfer olur. Düşünüyorum da acaba SHP'ye mi, CHP'ye mi, yoksa DSP'ye mi daha çok yakışır, karar veremiyorum. Belki de sadece Sayın Çiller değil, tüm DYP'liler sosyal demokrattır. Zaten öyle sosyal demok- rasi tammları çıktı ki (o tanımlar çerçevesinde) sosyal demokrat olduklarınayemin etseler, başları ağrımaz. Toplumu ve insanların kafasını alt-üst ettiler. Bu date- rörün bir başka türlüsü. Tüm değerler sistemi ve insani insan yapan bütün özellikler ayaklar altına alınmışken, bir bombanın lafı mı olur?.. GECE EVLERİNDEN ALINDILAR Çiller'i yuhalayan 3 sendikaaya gözaltı İZMİR/ANKARA (Cumhu- riyet >- 63. Uluslararası tzmir Fu- an'nın açılışı sırasında Başbakan Tansu Çfller'e yapılan protesto eyleminden sonra üç sendikanın şube temsılcisı gece yansı evlenn- den gözaltına ahndı. Izmır Cum- huriyet Savcılığı. Emniyet Mü- dürlüğü'nün gözalünın pazartesi gününe kadar uzatılması ıstemini kabul etti. Gözaltı süresinin uzatılmasına, "olayla ilgili aranan kişilerin bulunması" gerekçe gös- terildi. Tepkı eyleminın sonra erme- sinin ardından güvenlik güçleri gece yansı DfSK"e bağlı Birleşik Metal Sendikası Şube Başkanı Coşkun Yümaz ile Türk-lş'e bağlı Petrol-lş Alıağa Şube Başkanı Mustafa öztaşkın ve Tüm-Tıs Şube Başkanı Şükrii Günsili'yı evlerinden alarak emniyet mü- dürlüğüne götürdüler. Uç sendi- ka başkanı, lzmir Emniyet Mü- dürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorguya ahndı. Türk-lş 3. Bölge Temsilcisı Mustafa Kundakçı olaylar kar- şısında sessız kalmayı yeğliyor. Kundakçı, şube başkanlannın evlerinden toplandıgını behrterek "Şube başkanlan, değerlendirme yaptık. Bu değeıiendirmemizi Türk-tş Genel Merkezi'ne bildir- dik. Orası açıklama yapacak" diye konuştu. DİSK Bölge Temsilcisi Musa Çam ise olaya sert tepki gösterdı. Çam. "tşçflerin. çalışaıüann, me- murların demokratik hak arayışı- na karşın hükümetin ve Başba- kan'm yapmış olduğu yaptınmla- ra sonuna kadar karşı çıkacağız. Emni>etin sendikacılar üzerindeki teröriine son >erilmelidir. Çiller'e karşı tepkimizi bütün meydanlar- da haykıracağız" dedi. İçışlen Bakanı Nahıt Menteşe, fuann açıhşında yaşanan olayla- ra tepkı gösterdı. "Fuarın açılışı- ndaki protestolaria hürri) etler su- üstimal edikli" diyen Menteşe, şöyle konuştu: "Eğer aralanna illegal örgüt üyeleri kanşmamışsa hürriyetie- rin suiistimali >ar. Toplantı te gös- terinin bir şekli >ardır. Bu usuller aşıunış, ihlal edümiştir. Bu tür olaylara illegal örgütler ve provo- kasyon da kanşıyor. Onun için kanunsuz hareket edenler mutlak surette cezalandınlacaklardır." Türk-İş Yönetım Kurulu da bir bildiri yayımlayarak protesto eyleminin "demokratik bir hak" olduğunu vurguladı. Bildiride, vaatlerini yerine getirmeyen hü- kümetin "tepkflerin temelinde ya- tan nedenleri ortadan kaldırma yerine, a\nı gün işverenlerin yeme- ğinde Başbakan'uı Türk-tş ve işçj- lere adeta meydan okuduğu" kay- dedildı. Petrol-fş Sendikası Genel Baş- kanı Adnan özcan, gözalülan protesto ederek Çiller ile Başba- kan Yardımcısı Murat Kara- yalçıııın yuhalanarak protesto edilmesinin Türk-îş Başkanlar Kurulu'nca ahnan bir karar ol- duğunu ve "demokratik bir hakkın kullanılması" niteliği taşıdığını kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle