Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10EYLÜL1994CUMARTESİ
12 KULTUR
51. ULUSLARARASIVENEDIK FILM FESTIVAU'NDEN NOTLAR:
Bu'Mostra'yıen iyiWoody anlatabilirdi...
'Bullets Over Broadvvay' (Broadway Üzerinde Kurşunlar)
adh son filmi Venedik Festivali'nde yanşma dışı gösterilen
Woody Allen, sanatçılan ve sanat dünyasını ne kadar iyi
tanıdığını, her zamanki ustalığıyla bir kez daha kanıtlıyor.
Düşlerini gerçekleştirme çabasınm yanı sıra, gerçeklerle
düşîer arasındaki sınırlan toptan kaldınyor.
Yan bölümde izlediğimiz, Yeni Zelanda'da yaşayan yerli
halk Maoriler'in bugünkü yaşamından bir kesit getiren
"Once Were Warriors" (Önce Savaşçılar Vardı) adh film,
tatlı ve hınzır düşlerin değil, acı karabasanlannfilmiydi.Ilk
uzunfilminigerçekleştiren Lee Tamahori, kültürel farklılık
temasını sağlam bir senaryo içinde irdelemiş.
MEHMETBASUTÇU
VENEDİK - Gerçekleri çarpıtarak olma-
yanı olmuş gibi göstenneye çabalayanlara,
ikiyüzlü davrananlara, Fransızcada 'sinema
yapma!' diye çıkışılır. Türkçede bu gibilere
'rol kesme!' ya da kabaca deyimiyle, 'bunu
bize yutturmaya kalkma!' diyerek takıhnz...
Bütün dillerde kullanılan ortak deyimler-
den biri de, 'düş görmek' fiilinin içerdiği kü-
çûmseyici anlamdır.
Çoğu kez, sanatçı ruhu taşıyanlann -ne
demekse o- davranışlannı tanımlamakta
kullanılır...
Woody Allen, bana kalırsa bu ve benzeri
deyimlerin içerdiği anlamlann en asıl çağnşı-
mlannı hak eden dört dörtlük bir sanatçıdır.
Bu nedenle de, düşlerini gerçekleştirme ça-
basının yanı sıra, gerçeklerle düşler arasında-
ki sınırlan toptan kaldırmayı dener; genellik-
le de başanr. Böylece yepyeni ufuklar açar...
Ve her zaman toz pembe değildir bu ufuk-
lar... Güldürünün hafifliği ardında, insanlık
halinin -ya da dramının- yoğunluğu renk
renk, dalga dalgadır.
Dünyatiyatrosahnesi değil mi?
"Bullets Over Broadway" (Broadway Üze-
rinde Kurşunlar) adlı sonfilmıVenedik Festi-
vali'nde yanşma dışı gösterilen VVoody Al-
len, sanatçılan ve sanat dünyasını ne kadar
iyi tanıdığını, her zamanki ustalığıyla bir kez
daha kanıthyordu.
'Düş kurma' diye azar işiten sanatcıya, yö-
neltilen 'Gerçek dünya öyle sandığm gibi de-
ğil, gözlerini iyi aç' uyansı, öfkelenmekle ım-
renmek arasında gidip gelen bir hoşgörünün
dışa vurumu değil midir? 1920'li yıllann Bro-
adway'inde geçen "Bullets Oer Broadway"in
kahramanı genç yazar David Te, fılmin daha
ilk sahnesinde bu sözlerle karşılaşınca,
"Yazdığım oyundan birtek satır bile kesmem"
diye diklenir... Yaratma özgürlüğünü kendi-
ni beğenmişlikle harmanlayan toy bir yazar
mıdır acaba? Yoksa, gerçek bir deha mı?..
VVoody AJlen, ne insanlann ne de olaylann
kesin çizgilerle tanımlanamayacak İcadar
çok boyutlu, karmaşık ve değişken olduğu-
nu, herkesle dalga geçerek bir güzel anlatır
yine...
Aslında hepimiz, günlük yaşamın sıradan
akışı içinde durmadan değişik roller üst-
lenmiyor muyuz? Broadway'in ötesinde,
tüm dünya geniş bir tiyatro sahnesi değü de
nedir?
VVoody Allen, 'Hamama giren terler' özde-
yişini de çok iyi biliyor olacak ki, burnu
havalarda dolaşan David'i kolundan tuttu-
ğu gibi bir hamama sokar; hem de Türk ha-
mamına! (VVoody Allen'ın New York'ta
Türk dostlan olduğundan süpheleniyo-
nım...) Evet, bizim "yaratıcı genç yazar', so-
nunda, oyununu Broadway'de sahneye koy-
ma olanağı bulacakür. Bu güzer haberi, ge-
rekli bütçeyi zengin bir işadatnınm(!) katkı-
lanyla derikleştırdiğini de belirterek, Türk
hamamındaki randevuda David'e muştula-
yan prodüktör peştemah içinde keyif çatar-
ken, bizim toy yazar, ceket ve kravaünın
ağırhğı altında iyiden iyiye buharlaşacakür...
Ancak, sıcak, kuşkucu tavnnı eritecek ka-
dar güçlü değildir: "Peki karşıuğında benden
nan trajedilerin temel boyutuna parmak ba-
san içeriğiyle önemü bir film. Ne yazık ki, bi-
çimsel açıdan, eli yüzü düzgün bir Hollywood
filmıne benziyor. Lee Tamahori'run, reklam
fılmciliği deneyimi yanı sıra -adının
çağnştırdığının tersine- Maori kökenli olma-
ması da, sanıyorum, konusuna yeterli derin-
liği kazandırmasını engellemiş...
'Sinema yapan' politikacılar
ne beküyor bu adamT diye sorar hemen...
Mafya babası olan tiyatrosever(!) zengin,
sevgılısi kabare dansözü Ohve'e önemli bir
rol vermesini istemektedir yalnızca... Hama-
ma gjren terleyecektir. Cırtlak sesli Olive'in
kültürel birikirni, tam takır kuru bakırdır!
Aynca, provalara yanında koruyucusuyla
birlikte katılması zorunludur... Oyununun
hazırlık çalışmalan sırasında, koruyucu me-
lek gangster, bir de içindeki yazarlık cevheri-
VVoody AJlen, değişik türlenn bırbınne
kanştığı dalgalı ve akıntılı sularda usta bir
kaptan gibi yol alırken, yelkenlerini eleştırel
bakışın sert rüzgarlanna alabildiğıne
açmıştır...
VVoody Allen'ın New York City'sini bıra-
karak, dünyamızın başka yörelerine, başka
gerçeklerine dönelim biraz da... "Finestra
Suile Immagini" adlı yan bölümde izlediği-
miz, Yeni Zelanda'da yaşayan yerli halk
dengeliyici işlevini vurgulayan Yeni Zelan-
dalı yönetmen, kültürel köklenn yaşamsal
öneminın altını çıziyor. Auckland'ın yoksul
yan mahallelennde yaşayan Maoriler, iki
kültür arasında kalarak kişiliklerini yitirmiş-
lerdir. Alkolün ve şiddetin batakhğında sü-
riinmektedirler...
Batı medeniyetinden arta kalan tek diş bile
çürümüştür artık. Maoriler'e, demokratik
bir toplum düzeni içinde. yepyeni onurlu bir
Lido Adası, sinemacılardan çok 'sinema yapan' politikacılarla dolu bir yıl yaşıyor...
Plastik sanatlardan müziğe dek değişik etkinlikleri arasında "Mostra
Interaazionale Del Cinema" da bulunan Venedik Bienali (La Biennale di Venezia),
gelecek yıl, yedinci sanatla birlikte yüzüncü yaşını kutlayacak.Çok para yuttuğu ge-
rekçesiyle devamlı eleştirilen bienalin yeni bir yapılanmaya gitmesi gerektiğini
düşünenler ise giderek çoğalmakta. Yüzüncü yaş günü, beklenen reformlar için,
zamanlama açısından kuşkusuz iyi bir fırsat yaratıyor.
ni keşfetmesin mi? David'in, yeniden yaz-
ması gerektiğine zar zor da olsa inandığı bö-
lümleri en gerçekçi, en çarpıa ve en
inandıncı dille kaleme almayı başaran o ola-
caktır... Ve sonunda, Olivie'in gerçekten çok
kötü bir oyuncu olduğuna inandığı için,
artık bir ölçüde kendisinın olan yapıtı kur-
tarmak amaayla, korumakla görevb olduğu
Olive'i bir kurşunla öbürdünyaya postalayı-
verecektir...
Maoriler'in bugünkü yaşamından bir kesit
getıren "Once Were VVarriors" (Önce Sa-
vaşçılar Vardı) adb film, tatlı ve hınzır düşle-
rin değil, acı karabasanlann filmıydı. Rek-
lam fılmlerinde kazandığı başanlardan son-
ra ilk uzun filmini gerçekleştiren Lee Tama-
hori, kültürel farklılık temasını sağlam bir se-
naryo içinde irdelemiş.
Yüzyıllann darruttığı geleneklerin, hem
toplumsal hem de manevi düzeylerdeki
yer vermekten yoksundur... Köklennı yiti-
ren Maoriler ıse, güçlü bedenlerinde akan sa-
vaşçı kanın getirdiği gücü, yapıcı bir yönde
kullanamayarak. kendi kendilerini yiyip bi-
tirmektedirler. Tek çıkış yolu, eski köklerine
sahipçıkmalandır...
Montreal Festivali'nden bir dizi ödülle dö-
nen "Önce Savaşçılar Vardı", Kuzey Afri-
ka'dan Amerika'ya, Doğu Avrupa ülkele-
rinden Kanada'ya dek birçok ülkede yaşa-
Sinema, sinema salonlannın dışına da taşı-
yor bu güz, Venedjk'te.
Lido Adası, sinemacılardan çok 'sinema
yapan' pohtıkacılarla dolu bir yıl yaşıyor...
Plastik sanatlardan müziğe dek değişik et-
kınliklen arasında "Mostra Interaazionale
Del Cinema" da bulunan Venedik Bienali
(La Biennale di Venezia), gelecek yıl, yedinci
sanatla birlikte yüzüncü yaşını kutlayacak.
Çok para yuttuğu gerekçesıyle devamlı eleş-
tirilen bienalin yeni bir yapılanmaya gıtmesı
gerektiğini düşünenler ise giderek çoğalmak-
ta. Yüzüncü yaş günü, beklenen reformlar
için, zamanlama açısından kuşkusuz iyi bir
fırsat yaratıyor.
Ancak, Berlusconi başkanhğındaki iş biti-
rici' sağcı hükümetin söz konusu reformlan
hazırlayacak olması, kültürel konularda fa-
şizmin ayak seslerini yeniden duymak ıste-
meyen demokrat çevreleri tedirgın etmekte.
Venedik Bienali yönetımınde sol çevrele-
rin uzun süre etkin olması ise, bugünkü poli-
tık ortamda konunun iyice alevlenmesi so-
nucunu doğurmuş. Parlamento ve senato
başkanlanndan tanm bakanına dek bir dizı
politikacı Lido Adası'nda boy göstererek
nabız yokluyorlar. Vargas Llosanın jüri
üyeliği konusunda tepkılerin örneklediğı
gibi, hem sağ hem de sol uçlardan gelen
çıkışlar sıcak polemiklere kaynak oluşturu-
yor...
İtalya'nın sinema politikası
Örneğin, Vittorio Gassman ın sunduğu, si-
nemanın yüzüncü yıbnda İtal>an sınemasını
tanıtmayı amaçlayan yirmi beş dakikalık
belgesel fılmde, aralannda Pier Paolo Pasoli-
ni'nin de bulunduğu bazı yönetmenlerin
unutulmuş (!) olması eleştirilirken. kültür
bakanlığı müsteşar yardımcısı, yatıştıncı yu-
varlak sözlerle zaman kazanmaya çalışıyor...
Kısacası, sinemadan çok. İtalya'nın sine-
ma politikası tartışılıyor bu güz. Venedik'-
te... Mostra'nın bütçesinde yapılan kesintiler
sonucu, gazetecılere ve sinema eleştırmenle-
nne gönderilen davetiyelerin büyük ölçüde
kısılması, özellikle yabancı basın mensup-
lannın sayısını azaltmış. İtalyan gazeteciler
ise, ülkelerinin kültürel polıtfkasırdaki soru
çengellerine, ızledikleri fılmlerden daha fazla
yer ayınyorlar...
Bu ilginç ortamdan yararlanan Michael
Douglas, David Lynch ve Quentin Tarantino
gibi Hollywood yıldızlan ıse. "Paparazri"
akınına uğramadan Venedık'in tadını çıkar-
maktalar...
Önemli değışiklıklere gebe olan 51. Most-
ra'nın renkli gerçekleri sinemava yansıtı-
lmak istenseydi. bu işi kuşkusuz en iyi VVo-
ody Allen yapardı. Hem güler, hem ağ-
lardık..
Oıarlie Parker'ın
kişisel eşyası
müzayedede
Kültür Servisi - 1955'te ölen
Charüe Parker'ın (Bird) ha-
yatı birçok kişi için iyi bir konu
olarak çekicüiğini korumuş-
tur. Parker'ın inişli çıkışlı ya-
şamı, 1988 yılmda Clint East-
wood'un yönetmenliğini
yaptığı "Krd" fılminin de ko-
nusunu oluşturdu. Charlie
Parker'ın düzensiz, dağınık
yaşantısı fılmde anlatıldığı-
ndan da kötü.
Chan Parker, Bird'ün, Pa-
ris'te yaşayan 70 yaşmdaki eşi.
Chan, bugünlerde eşinin,
Londra'nın ünlü müzayede
salonu Christie's'te açık arttı-
rmaya çıkacak olan 84 parça-
dan oluşan kağıt ve nesnelerin
satışıyla ilgüeniyor.
Sonmektubu
Bu eşya Charlie Parker'uı
üzerine kendi el yaasıyla "özür
dilerim" yazdığı küçük bir
kagıttan, 1953 yılı Mayıs ayı-
nda Toronto'da Massey HalT-
da verdiği konserde çaldığı
saksofona kadar gidiyor. Bu
saksofonun müzayedede 30 üa
40 bin sterline satılması bekle-
niypr.
Ünlü saksofoncu, düzensiz,
sarhoş, profesyonelliğe yakı-
şmayan davranışlan yüzün-
den çok eleştirilmesine karşın
bu hali çakştığı kulüp sahiple-
rinin işine geliyor ve ona söz-
leşmeye uymadıgı için daha az
ücret veriyorlardü.
New York'taki kulüplerde
bir haftalık çalışması
karşılığında 350 doiar alan
Parker, alkol ve eroin ihti-
yacını bu parayla karşılayamı-
yordu. Paralannın suyunu
çekmesiyle ilk başvurduğu yer
tefeciler oluyordu. Önce, İco-
lundaki saati tefecilere rehin
veren sanatçı, daha sonrada
enstrümanlannı rehin vermek
zorunda kahyordu. Parker'ın
saatleri, onun kolundan çok
tefecilerde kahyordu. 1953'te
radyoda yaptığı bir röportaj-
da, kendisine bir İngiliz tarafı-
ndan saksofon hediye edildiği-
ni söyleyen Bird'ün bu sakso-
fonunun dünyada bir eşi daha
yoktu. Tuşlan pirinçten olan
bu saksofon, plastikten
yapümıştı. Daha sonra hiçbır
zaman bu İngiliz ortaya çı-
kmayacaktj.
Charlie Parker 12 Mart
1955'te yakın arkadaşı ve pat-
ronu Baroness Pannonica de
Koenigswarter'm evinde öldü-
ğü gece kansı Chan de sanki
onun öleceğini önceden se-
zinlemiş gibi ona bir mektup
yazmışü. Mektupta artık ken-
disine çeki düzen vermesi ge-
rektiğini anlatan Chan,
yazısının sonunu "Sen bir deti-
an, Charlie Parker" diye bitiri-
yordu. Mektup Bird'ün ölü-
münün ertesi günü postaya
aülacakü.
Bu mektup da, müzayedede
satılacaklar arasında yer ala-
cak. Ancak Parker'm yetenek-
leri, dehası çok büyük bir gi-
zemlilik içindedir; hiçbir mek-
tup, eşya bunlan açığa çıkar-
maya yeterli olmayacaktır.
Bird, notalan, ritimleri büyük
ustalıkla kullanarak, kimsenin
ulaşamadığı ustalığı yakaladı;
plastik alto saksofonunun da
yardımıyla.
Yapımcılığını TRT Ankara Televizyonu'nun üstlendiği 'Gerilla' fılmi îzmir'de çekiliyor
80 soıırasııuıı
6
zavallı yalnızlığı'
SERAPDİKMKN
İZMİR-" Gerilla", 80 öncesi-
ne bir bakış, belli bir açıdan sor-
gulama ve "zavallı bir yalnız-
ük"..
TRT Ankara Televizyonu
adına yapılan Gerilla adlı fıl-
min çekimleri İzmir İnciraltı'-
nda sürdürülüyor. Çekimlerin
gerçekleştirildiği Ahinet Tatar
'a ait evde yaşayanlann, İnci-
raltı'nda kuş cıvıltılan arasında
sürdürdüğü sakin yaşantısı tü-
müyle değişmiş görünüyor.
"Başla", "stop", "tekrar" diye
bağınp oradan buraya koşuş-
turan "filmdkrin" yanısıra, bir
de yaşananlan merak eden
komşular doldurmuş bahçeyi.
Istanbul'dan gelen yıldızlan, bi-
raz da film çalışmalannın nasıl
gerçekleştirildiğıni merak eden
komşular, ne Ahmet Bey'i, ne
de filmin yapımında çahşanlan
yalnız bırakıyorlar.
Yönetmenin "ba^a" komu-
tuyla, bahçedeki curcuna bir-
den kesiliyor. Mehmet Aslan-
tuğ, san motorsikletiyle bahçe-
ye girip, havuzun kenanndaki
Ayşegül Aldinç'in yanına gidi-
yor.
Ancak, iş burada bitmiyor.
Aslantuğ, Aldinç'in yanına
10-15 kez daha geliyor. Tam
her şey yolundayken, Aslantuğ,
Aldinç'in yanına oturmuş ko-
nuşurken, çekim bir daha duru-
yor. Bu sefer ne oldu? Aldinç,
suflörün sesini duyamıyor.
Komşulann merakı yavaş ya-
vaş sıkıntıya dönüşüyor. Ama
fılmciler bu işten sıkılmış gö-
rünmüyorlar. Ne de olsa bu,
onlann işi. Sabırla ve aynı özen-
le aynı sahneyi, defalarca çeki-
yorlar.
Senaryosunu Nuran Devres'-
'Gerilla'da Mehmet Aslantuğ eski bir polisi canlandırıyor, rol arkadaşı da Ayşegül Aldinç.
in yazdığı "Gerilla" adlı 100 da-
kikalık sinema fılminin çekim-
leri İzmir'de sürüyor. TRT An-
kara Televizyonu adına yapılan
fılmin Yönetmeni Osman
Sınav, Yönetmen Yardımcısı
Hakkı Metin Gönay, Görüntü
sinde yaşanan anarşi ve diğer
olaylar sonrası. bunlan kulla-
narak rant elde edenlerin, bun-
lan acı olarak geri ödediğini an-
laüyor.
Film ekibinin 36 kişilik kad-
rosuyla 21 ağustostan bu yana
deki mekanı:
"Senaryo gereği, müstakil ve
kişiliği olan bir binava ihtiyacH
mız >ardı. Bu binanın geniş bir
arazide yayılmış olnıa şartını da
aradık. 2 ay boyunca mekan
aradık ve bulduğumuz alterna-
Senaryosunu Nuran Devres'in yazdığı, Osman Sınav'ın yönettiği
filmde, '80 öncesinde, ideolojik çatışmalardan rant sağlayan silah
tüccan bir adamın kurduğu para imparatorluğunda bugün içine
düştüğü zavallı yalnızlığı ve ona her an ölüm duygusunu yaşatan
kimliğini bilmediği bir gerillayla mücadelesi konu ediliyor.
Yönetmeni Tevfik Şenol. Ya-
pımcısı da Celaiettin Doğan.
Başrollerinı Mehmet Aslantuğ,
Ayşegül Aldinç, Fikret Hakan
ve Tomris Oğuzalp'ın paylaştığı
Gerilla. polisıye-genüm türün-
den. Film, 12 Eylül 1980 önce-
İzmir'de çalıştıklannı belirten
Yönetmen Yardımcısı Hakkı
Metin Gönay. "Gerilla"nın İs-
tanbul'da geçen birfilmolması-
na karşın, ana mekanı İzmir'de
bulabildiklerini söylüyor. Gö-
nay, şunun için seçmış İzmir'-
tifler arasında, tnciraltı'ndaki
bu evi sectik. Aslında filmin ko-
nusu İstanbul'da geciyor"
Film özel bir olaydan yola çı-
kıp bir dönemi anlatıyor. Gö-
nay fılmin diğer özellikkrini
şöyle gösteriyon
"12 Eylül 1980 öncesinde ya-
şanan anarşi >e diğer olaylar so-
nucu çekilen acılar her kesimi et-
kiledi. Bu olaylardan kazanılan
rantlar da daha sonrada acı ola-
rak ödendi. Filmde, bu mesajı
vermeyi çalışıyonız. Kalifiye
eleman problenıimiz >ar tabiki.
Sanatunızı >e mesajımızı iyi ak-
tarabilmek ka>gısını taşnoruz.
Ama bu şartlar altında, bunu ne
denli başarabileceğiz bilemiyo-
rum. TRT'ye film cekmemizin
bir avantajı var. O da TRT'nin
post pruduction konusunda iyi
olanaklara sahip olması. Film-
de, '80 öncesinde, ideolojik çatış-
malardan rant sağlayan silah
tüccan bir adamın kurduğu para
imparatorluğunda bugün içine
düştüğü zavallı yalnızlığı ve ona
her an ölüm du>gusunu >aşatan
kimliğini bilmediği bir gerillayla
mücadelesi konu ediliyor."
Çekimler sırasında verilen
çay molasında yakaladığımız
ve fılmde emekli bir polisi can-
landıran Mehmet Aslantuğ, ro-
lünü sevdığini belirtiyor. Bu rol
onu bir başka özelliğiyle de ra-
hatlatmış:
"Mesleğiyle arası açık, eski
bir polisi canlandınyorum. Bu
adam statükocu değil. Serserili-
ği yapısuıda barındınyor. Pek
serseri sayılraam ama bu karak-
teri kendime yakın buluyorum.
Yavuz Özkan'la yaptığım Yen-
geç Sepeti'ndeki mesleğine bağ-
lı, hatta işkenceci özellikler taşı-
yan karakterin, konturu oldu bu
rol. O nedenle de rahatladım.
Yaşama daha kavgısız. daha te-
laşsız, mantıkla bakan ve kural-
lara tepki duyan, bu nedenlerle
de mesleğinden a>Tilmış bir ka-
rakteri canlandınyorum. Bu re-
havet gerçek kimliğe gectiği için
de sıkdmıyorum."
Aktör Dennis
Morgan öldü
• FRESNO(AA)-
Amerikab sinema sanatçısı
Dennis Morgan'ın öldüğü
bildirildi. Sanatçının aile
dostuFiorence Hamer,
Morgan'ın bir süredir kalp
hastası olduğunu söyledi.
Bette Davis, Barbara
Stanwyck ve Ginger Rogers
gibi sanatçılarla birlikte
birçokfilmderol alan Dennis
Morgan'ın unutulmayan bazı
fılmleri şöyle: "'Kitty Foyle",
"My VVild Insh Rose" ve
"God is My Co-Pilot".
Dennis Morgan, 85
yaşındaydı.
Erkan Yûcel
anıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Tiyatro sanatçısı
Erkan Yücel, ölümünün 9.
yıbnda anıjdı. İşçi Partisi
Ankara İl Örgütü'ncedün
Cebeci Asri Mezarlığı'nda,
Yücel'in mezan başında bir
anma töreni düzenlendi. İP
Genel Sekreter Yardımcısı
Ali Kalan, Yücel'in sanatçı
kişih'ğiyledevrimci kişiliği
birleştirdiğını belirterek,
"Devrimci kişiliği herkese
örnek olacaktır." dedi.
Öğrenciye
ûcretsiz mûze
• Istanbul Haber Senisi-
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi. 12-16 eylül
tarihlen arasında kutlanan
"İlköğretim Haftası"
nedeniyle. beledıyelere bağlı
müzelenn öğretmen ve
öğrenciler tarafından ücretsiz
gezilebileceğini bildirdi.
Ücretsiz gezilebilecek
müzelerin ısimleri ise şöyle:
"Şehir Müzesi, Aşiyan
Müzesi, Atatürk Müzesi,
Tanzimat Müzesi, Karikatür
veMizah Müzesi"
Dortmund'ıla'Hat
Sanatı ve Ebru'
sergisi
• DORTMLTVD (AA) -
Almanya'nın Dortmund
kentindeki Türk Eğitim
Merkezi'nde. 'Hat Sanatı ve
Ebru" sergısı açılacak. 18-29
eylül tanhlen arasında halka
açık olacak sergıde Savaş
Çevik. Ali Toy, Fuat Başar,
Nedim Sönmez. Hikmet
Barutçugü'ın eserlen
sergilenecek Serginin açılışını
Türkıye'nin Bonn
Büyükelçisi Onur Oymen ve
Dortmund Vab'sı Gunther
Sandleber yapacak.
Fosil yataklarını
kurtarma
çalışmalan
• MUĞLA(AA)-
Muğla'mn merkez Özlüce
Köyü'nde. geçen yıl ortaya
çıkanlan fosil yataklannı
kurtarma kazılanna
başlandı. Ankara
Cnıversitesi Dil Tarih ve
Coğrafya Fakültesi
Antropoloji Anabilim Dalı
Başkanı Berna Alpagut
başkanhğında yürütülen
kurtarma kazılannın 20 gün
devam edeceği bildirildi.
Kurtarma kazılan için Kültür
Bakanlığı veİl Özel
İdaresi'nce toplam 100
mılvon bra ödenek aynldı.
Bölgede. geçen yıl ekim
ayındabirçiftçinin
tarlasında, bazı fosil parcalan
bulması üzerine yapılan
bilimsel araşürmada ve
kurtarma kazısında. 10
milyon yıl öncesine ait fosil
yataklan bulunmuştu.
Sabahattin
KudpetAksal'ın
tüm öyküleri
• Kültür Servisi - Yapı Kredi
Yayınlan. Sabahattin Kudret
Aksal'ın öykülenni. "Gazoz
Ağacı. Yarab Hayvan ve
Ötesi" adb kitapta topladı.
Farkb dallarda ürünler veren
edebiyatçının ölümünden
kısa süre önce "Batık Kent"
adıyla hazırladığı, ama
kıtaplaştığını göremediği son
şiir dosyasıyla başlatılan
dizinin ikinci kitabında,
Aksal'ın bütün öyküleri yer
ahyor. Kitabın büyük
bölümünü, yazann
öykülenni topladığı ve
1954'te tamamladığı "Gazoz
Ağacfile 1956 yıbnda
kaleme aldığı "Yarab
Hayvan" oluşturuyor. "Son
Öyküler" başbklı ek bölümde
ise Aksal'ın. bu iki kitabın
1983'te yapılan ikinci
basımına eklediği yeni
öyküler bulunuyor. Aksal,
"Gazoz Ağaa" ile 1955 Sait
Faik Hikaye Armağanı'nı,
"Yaralı Hayvan" ile 1957
Türk Dil Kurumu Sanat
Armağanı'nı kazanmıştı. Öte
yandan, gazeteci Zekeriya
Sertel'in kaleminden 70'li
yıllann Amerikası'nı yansıtan
"'Amerikan Tarzı Yaşam"
adlı kitap da Yapı Kredi
tp«fiTvİRn okurlara suntüdu.