27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya Dış Haberler: Ergun Balcı • Ekonomı: Bülenl • Genel Yayın Danışmanı: Orhan Erinç • Kızanlık • İstihbarat: Yalçın Çakır • Yurt Yazıişleri Müdürleri: tbrahim Yıldız (Sorumlu), Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami DincTayanç • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Karaören • Spor: Abdülkadir Yücelman Kara • Görsel Yönetmen: FikretEser • Düzekme: AbduUah Y azıcı Ankara Temsilcisı: Mustafa Balbav #Haber Müdürü Doğan Akın AtatürkBul- vanNo:125, Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 Hat), Telex: 42344, Fax. (4)4195027 •İzmır Temsilcisı. Serdar Kızık, H Zı>a Biv 1352 S 2 3 Tel.4411220 Telex: 52359. Fax: 4419117 »Adana Temsılcısi. Çetin Yiğetıoğlu İnönü Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel- 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155. Fax: 3522570 .Mûessese Mudürü' Erol Erkut #Koordına- tör Ahmet Korulsan •Muhasebe BulentYe- ner • Idare- Hüseyin Gürer • tşletme. önder Çeük •Bılgı-İşlem Nailtnal • Bılgısa>arS>s- tem: Mürüvet Çiler •Reklam. Reha Işrtman Yaymbyuı re Basın: Yenı Gûn Haber Ajans, Basm ve Yayıncıhk A Ş TürlcocaJb Cad 39 41 CafcüoiÜu 34334 Ist. PK. 246 fstanbul Tet (0ı2\2) 512 05 05 (20 hat) Telex. 22246, Fax. (0 212) 513 85 95 1 EYLÜL 1994 İmsak: 4 52 Güneş: 6.23 Oğlel3 09 İkındı 16 49 Akşam: 19.45 Yatsı:21 09 Büyücö doktordan günümüze • Haber Merkezi - Münih'teki Siemens Müzesi'nde, geçmişten günümüze dek kullanılmış bütün üp araç ve gereçlerinin sergilendığı ilginç bir sergi açıldı. Tıp biliminin babası sayılan Hipokrat'ın adına atfedilen sergı, "Hipokrat'ın AJetlerf'adını taşıyor. Sergide, en ilkel dişçi sandalyesinden, en son üp aJetlerine kadar hemen her şeyi görmek mümkün. Ortaçağda Venedik'te büyücülerin vebalı hastalan tedavi ederken kullandıklan maskeyi takarak. en ileri teknolojiyi simgeleyen kompütortomografi cihazının önünde duran görevli ise serginin en ilgj çeken görüntüsünü oluşturdu. Tıpve Hastane Fuarı • İSTANBUL (UBA) - Tıp alarunda kaydedilen son yenilikler. İstanbul'da düzenlenen bir fuarla tanıtılacak. JstanbulTabıp Odası'nın katkılanyla. CNR Uluslararası Fuarcıhk tarafından Yeşilköy'deki Dünya Ticaret Merkezi'nde düzenlenecek 'I. Medicaland Hospital '94 Uluslararası Tıp ve Hastane Fuan' 15-19eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Fuar süresince Taksim AKM'nin önünden kaldınlacak araçlarla fuaralanına ulaşım kolaylığı sağlanacak. Basın '94 Sonbahar Gecesi • İstanbul Haber Servisi -Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin uzun yıllardan bu yana ilk kez düzenlediği "Basın '94 Sonbahar Gecesi" 17 Eylül 1994 cumartesi günü gerçekleştirilecek. Beylerbeyi Sarayı'nda yapılacak olan yemekli-müzikli geceye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de katılacak. Saat 20.30'da başlayacak gecede aynca ünlü sanatçı Nükhet Duru da özel orkestra eşüğinde bir konser verecek. Çöpsüz istanbul • İSTANBLL(AA) -İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, RP'li belediyelerin hizmetlerini istikrarb biçimde sürdürdüklerini beürterek "İstanbul'da artık çöp. çukur ve çamur kelimelerini duymayacağız'' dedi. Erdoğan. RP Beyoğlu İlçe Teşkilatı'nın 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle öncekj gece Beyoğlu Evlendirme Sarayı'nda düzenlediği toplantıda, "Uyguladığımız doğru politikalarla gelirlerimiz artıyor. Aşın kirlenme nedeniyle kapatılan Elmah Barajı bugün yeniden hizmete girecek. Dünya Barış Günü'ndedostluk ve kardeşlik etkinliği düzenlendi Kayaköy'de 'Barışnostaljisf yaşanacak • Türkiye'nin ve dünyanın aydınlık insanlan bugün, yeryüzünün banşa olan özlemlerini vurgularken, Kaya Çukuru'nun vefalı dostlan da aynı günleri "banşın nostaljisini" yaşayarak kutlayacaklar. OKTAY EKİNCt "Barış" denilince hemen ar- dından "dostluğun" ve berabe- rinde "kardeşliğiıı" anımsan- ması, hiç kuşkusuz bir rastlantı değil. Tarihte yaşanan ünlü "barış süreçlerine" bakddığmda, bun- lar arasında "siyasi antlaşma- larla" sağlananlann ya da "güc- lü ordulara dayanılarak" sürdü- rülenlerin eninde sonunda yeni bir savaş ya da çatışmayla son bulduklannı sayısız örnekle görmek mümkün. Ama, kökeninde gerçekten "dostluğun ve kardeşliğin kültü- rünün" bulunduğu banş dolu günler kimi zaman salt "yûzyıl- larca" sürmekle kalmamış, aynı anda "uygarca bir yaşamm" da yine o banş dolu günlerde zen- gin bir "kültür birikimi" yarat- masına neden olmuş. Hele ki o dostluk ve kardeşlik, Anadolu gibi binlerce yıla kucak açan bir "analar yurdunda" yaşanmış ve kökleşmişse... İşte bu nedenle, 1 Eylül Dün- ya Banş Günü'nün. ülkemiz ta- rihindeki zengin "dosduk kûltü- rûnün" anımsanarak kutlan- ması, hem bizler için. hem de banşa susayan tüm insanlık için çok özel bir anlamı ve değe- ri var. Bu kültürün yüzlerce yıl do- yasıya yaşandığı Kayaköy'ün ise. yine Dünya Banş Günü'- nde bir dizi etkinliğe ve "duygu- lu söyleşilere" konu edilmesi. ayn bir coşkuyu ve "içtenliği" sergiliyor. Denebilir ki Fethiye ve Kaya yöresinin duyarlı insanlannca 2-4 Eylül 1994 tarihlerinde dü- zenlenen "Kaya Günleri" adlı etkinlik. geçmişte yine Fethiye ve Kaya yöresinde yaşanan dostluk ve kardeşlik çağlannın "evrensel banş" için de gerekli olan kültür kökenlerini yeniden ülkeye ve insanlığa "armağan eöneyi" amaçlıyor... Yöresel duyarlılık Türkiye'nin ve dünyanın ay- dınlık insanlan, bugün ve hafta boyunca yeryüzünün banşa olan özlemlerini vurgularken. Kaya Çukuru'nun vefalı dostla- n da aynı günleri "banşın nos- taJjisini" yaşayarak kutlaya- caklar. Yüzlerce yıl çevresindeki Türk ve Rum kövlerine "ortak • 1 Eylül Dünya Banş Günü'nün, ülkemiz tarihindeki zengin "dostluk kültürünün" anımsanarak kutlanması, hem bizler için, hem de banşa susayan tüm insanlık için çok özel bir anlamı ve değeri var. Ege uvgarlıkları içerisinde banşın ve dostluğun yarattığı küküni simgeleyen Kayaköy, duyarlı kesimlerin cabalarıyla eski günlerini v enjden > aşama\ a hazırlanıyor. yaşam kaynağı" olan bereketli Kaya ovasında. geçmişten ka- lan zengin kültür izlerinin >enı- den "uygarlığa dönüşmesini" tartışacaklar. Bir >andan ünlü Kayaköy'ün tarihsel dokusu ve mimari değerleri korunurken, öbür yandan bu değerlere "in- san sıcaklığını katan" gelenek- sel sanatlann nasıl yaşatılabile- ceğini konuşacaklar... Etkinliği düzenleyen "Kaya Turizm Geüştirme Kooperatifi" yöneticilerinden Ahmet Kizen, "Kaja Günleri'nın amacı ve içe- riğini şöyle özetlivor: "Kaya'da beton yerine doğanın, kitle turiz- mi yerine altematif halk turizmi- nin, yapay ilişkiler verine dostlu- ğun ve banşın egemen olmasını istiyoruz. Tıpkı eskisi gibi..." Kizen, bunlan söyledıkten sonra. salt doğanın ve tarihin değil, banş ve dostluğa dayalı geleneklenn de "düşmanı" kesi- len betona ılişkin yorumunu şöyle yapıyor: "Sadece ranta önem veren kit- le turizminin dev yapılaşması, çevreyi \e doğal silüeti bozmak- la kalnmor, insana saygılı bir yaşam ortamını da ortadan kal- dırıvor. Yöre insanını kul köle yapan bu turizm baskısının ar- dından sosyai çöküntü başladı. Cinayetlerortaya çıktı. Yani be- tonlaşan sadece kıyüar, ornıan- lar, şehirler *e köyler değiJdir. Kültür de betonlaştı, duygular betonlaştı, toprak betonlaştı..." Dünya banş günlennde "tıp- kı eskisi gibi" dostluğun ve kar- deşüğin gündeme getirileceği Kayaköy, 1922'lere dek Türk ve Rum halklannın "Anadolu'- daki banşa dayalı kültürü" yüz- lerce yıl nasıl yaşattıklannın "gizemini" taşıyor. Bugün bile çevresine bereket saçan Kaya ovasının (ya da yö- re diliyie Kaya Çukuru'nun) kenarlanndaki yamaçlara ku- rulan tarihsel köyler. Kayaköy- deki "eski dostlan" artık Ege'nin karşı kıyılannda bıle olsalar tarihten gelen kardeşlik duygulannı sürekli canlı tutu- \orlar. Belki de bu duvgulann verdı- ği "insan ve doğa sevgisi" saye- sinde, Ka>a Turizm Geüştirme Kooperatifi'nin de en coşkulu üyelen. yine bu köylerde "kül- türlerini yaşatan" yöre ınsanla- n. Kayaköy Muhtarı, Keçiler Köyü Muhtan, Kaya'da yaşa- yanlar, Kayalı olup şimdi baş- ka ıllerde >aşa>anlar ve elbette "Kaya dostları", o acımasız \e "tahripkar" kitle turizmine kar- şı Kaya'yı ve banşı "birlikte" koruyabılmek için. sonunda ör- gütlenmevi yeğlemişler. 2-4 Evlüİ 1994 tanhlennde Kavaköv'ün tarihsel ortamın- da gerçekleşecek Kaya Gün- leri'nde, ışte bu anlamlı örgüt- lenmenin hem kuruluşu kutla- nacak, hem de bundan böyle _\ine Kayaköv'ün bir "banş \e dostluk merkezi" olması için atılacak yeni adımlar tartışıla- cak. İki yıldır Kayaköy'ün duy- gulu eski evleri üzerinde rölöve çalışmalan yapan Galata Gö- nüllü Öğrenci Grubu, bu önemli etkinliğe mımariık araştımıala- n sergılen ile katılacak. Muğla ve Fethi>e'nın yerel yöneticile- nyle birlikte kültür ve sanat çevrelennden Kaya dostlan ise. yine Kaya Çukuru'nun dost in- sanlanyla "banşı ve sevgiyi öre- cek" bir alternatıf tunzm politi- kasının koşullannı araştıracak- lar. Dünya Banş Günü olan bu- gün. yolu Güne> Ege'ye ve Akdeniz'e doğru düşenler, 2-4 e\lül tarihlerinde Fethiye'nin Kavaköy'e uğrayabılırler Ora- da. kö\ meydanının hemen kenanndaki kahvede başlayan söyleşilere katılıp. Anadolu"- daki "barış külrürünü" yaşat- mak üzere kollarını sıvavan dostlann coşkulu duygulanna ortak olabılirler.. Olimpiyat 100yıldanberiuluslan kucaklıyor O.HALUKSAN 1994. Birleşmiş Milletler tara- fından "Dünya Spor ve Olimpik Düşünce Yüı" olarak kabul edıl- di. Daha önce spor dallan, kişile- rin inisiyatiflerine göre yapıhrdı ve bırkuraiı yoktu. 1850yılından sonra Ingiltere'de futbol, Fran- sa'da güreş, ABD'de boks spor- lannın halk tarafından ilgi gör- mesi sonucu profesyonellik orta- ya çıktı. Yıllar geçtikçe Alman- ya'da cimnastik, Batı Avrupa uluslan ile ABD'de atletizm, yüz- me, kürek, yelken sporu da geliş- meye başladı. Modern sporlar büyük bir hız- la insanlan etkisi altına aldı ve örgütleme hareketleri baş göster- di, kulüpler, federasyonlar, bir- likler kurulmaya başlandı. tsa'nın doğumundan 776 yıl önce Mora (Peleponez) yanma- dasında başiayan eski (antık) olimpiyatlar. fsa'nın doğumun- dan sonra 392 yılına kadar 1168 yıl her dört yılda bir yapılarak sürdü. Fransa'nın ansiklopedik ya- yınlar yapan "Laronse" müesse- sesinin 1960 yıünda çıkardığı "Encycolopedie des spors"un 523'üncü sa>fasında şunu oku- ruz: "392'den tam 1500 yü sonra, Paris'te Sorbonne Üni>ersitesi < nin amfisinde I'L nian des Socielles Françaines de Sports Athetiques (Fransa Atktik Sporlar Kulüpleri Birtiği) USFSA'nın 5. kuruluş yıl- dönümü 25 Kasun 1982 Cuma günü kutlanıyordu. Bu kuruluşun kalınca bıyıklı ve tahminen otuz yaslaruıdaki Başkanı Barron Pi- erre de Coubertin açılış konuş- masında şunlan söylüyordu: Olimpik oyunlann modern bir şe- kilde yeniden yapılacağınuı karar altına aunmasuıı istiyorum ve bu nedenie de kürekç-iierimizi, ko- şuculanmızı, atlayıcılarımızı baş- ka ûlkelere gönderelim ve onlar- dan da sporculannı yurdumuza OLİMPİYATLARIN KURUCUSU Baron, kadın düşmanı mıydı? Olimpiyat Komitesinin 100. kuruluş yıldönümü kutlamalan çercevesinde Eyfel Kulesi'ne asüacak olan bayrak dünya tımıanma şampiyonu Francois Legrand tarafından yerine yerleştirildi. Francois Legrand Eyfel Kulesi'nin 2.katuidan 120 metrc aşağıda sarı- u duran bayrağı açmak için izleyenlerin yüreğini ağzına getiren bir gösteri yaptı. (Fotoğraf: AP) göndermelerini isteydim. Gelece- ğin hakiki özgür spor altşverişini kabul ettiğimiz ve Yunanlıların te- kdinden çıkarıp bütün dünyanın belli başlı şehirlerine mal edebildi- ğimiz gün, banş davası yeni ve kuvvetli bir dost kazanacaktır." Bu teküf büyük alkışlarla ka- bul edildi. Hemen haarbk çalı- şmalanna, Amerika'dan Prof. W.M. Slaon, tngiltere'den Her- bert, Fransa'dan da teklifi yapan Baron Pierre de Coubertin baş- ladılar ve ıki yıllık bir çahşmadan sonra yine Sorbonne Üniversite- si'nin amfisinde 16 Haziran 1894 günü Modern Olimpıyat Oyun- lan'run kuruluş kongresı top- landı. 8 gün süren bu toplantının son günü olan 23 Haziran 1894 günü delegelerin o> birliği ile hazırlanan statü ile Coubertin'in tezı onaylandı ve olımpızm fel- setesı ve'düşüncesı bundan 100 yıl önce boylece ortaya çıktı. Fransızcası Conite Internatio- nale Olympique (CIO), İngilızce- si International Olympic Com- mittee (IOC). Türkçesı Uluslara- rası Olimpiyat Komıtesi (UOK) olan bu teşkilata. "Birleşmiş Mil- letler"den daha çok olan 180 ül- kenin Miili Olimpijat Komiteieri ve bu mılü komitelenn bazılann- dan seçilen 91 kişi üye oldu. Bu üyelerden biri de Türkiye Miili Oümpişat Komitesi Başkanı Si- nan Erdem. 16-23 Haziran 1894 günleri arasında yapılan bu ilk toplantı- da "Modern Olimpiyat Oyun- lan"nın. şubat ayının 29 gün ol- duğu dört yılda bir ve ılkinin 1896'da Atina'da yapılması da ona\landı. Bu nedenle. Uluslara- rası Olimpiyat Komitesi'nin (CIO IOC) kuruluşunun 100'- üncü yıl dönümüne rastlavan 1994. "Dünya Spor ve Olimpik Düşünce Yılı" olarak ılan edildi. ClO'nun yedıncı başkanı olan Juan Antonio Samaraneh \e bü- tün mıllı olimpı\at komıteleri ile CIO üyelen. bu yüzuncu vılı Pa- ris'te 30 Ağustos-3 E\lül İ994 günleri, yeni yapılan kongre sara- yındakutla>acaklar. Bu toplantı- nın şeref konuklan Günev Afri- kalı Mandela ile Fransız bıüm adamı Jacques-Y>es Cousteau. Spor Servisi - Çağdaş Olımpiyatlar'ın başlangıç tarihinden bugüne dek tam lOOyılgeçtı. lOO.yıl kutlamalan geçtiğimiz gün Paris'te görkemü gösterilerle başladı. Bu kutlamalann başlamasıyla hareketin kurucusu Baron de Coubertin'in kişıüği üzerine ortaya atılan çelişkıü ıddialar da tartışmaya açıldı. Baron de Coubertin bir idealıstmivdi. yoksa ırkçı ve kadın düşmanı birşarlatanmı\dı?Pek çok Fransız tarihçisine göre Olimpiyatlar'ın kurucusu hem idealist hem de şarlatandı. O> sa. IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) yetkiüleri Coubertin'i sa\ gın bir politikacı. gençlerin örnek olacağı bir spor adamı olarak görihor. 20. yüzyıün sonuna yakJaşüğımız şu günlerde Olimpiyat oyunlanrun saygınlığına düşürülen gölge Coubertin'in adını da lekelemeye başladı. Fransız gazetelerinin başlattığı tartışma o denli ileriye gitti ki Baron'a ait olduğu iddia edilen 'Katılmak. kazanmaktan önemlidir" sözünün Amenkalı bırdin adamına ait olduğu ileri sürülüyor. Baron 1894yılında IOC'vi kurduğu zaman kadınlara ilişkin şu yorumu yapmıştı: "Kaduilarsporcu olamaz: eskiden olduğu gibi ancak ödül törenlerinde kazananları taçlandırır." Dünyanın en güçlüsüNaim Spor Servisi - Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC'nin lOO.yıleıkınhklen çercevesinde yer alan ÇITİUS.ALTİUS. FORTİUS' ödülleri yann Paris'te düzenlenecek törenle veriliyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından dünyanın en güçlü sporcusu olarak seçilen Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu Naim Süleymanoğlu bu törende 'FORTİUS' ödülünü alacak. Askerliğini yapan Süleymanoğlu. özel ızinle Paris'e gıttı. Carl Le»ise 'en hızlı". sınkla yüksek atlamaa" ödülü verilecek. Tolstoy'un 'Anna Karenina' romanından yola çıkılarak oluşturulanfilmdeTürkan Şoray başrolde 'Bir Aşk Uğruna', 1940'larıyaşatacak FİGEN YAMK 1940'b yıllar Türkiyesi... Şimdi 20 milyona yalda^n nüfusun 250 binlere indirildiği savaş yıllannın Istanbul'u... Evli bir kadın ile bir binbaşı arasındaki aşkın etrafı- nda İstanbul sosyetesi, Anadolu taşra eşrafı, yokluklan ve varü- klanyla yeni oluşmakta olan tica- ret burjuvazisi... Tolstoy'un ünlü eseri "Anna Karenina" romanından yola çı- kılarak, 194O'lı yıllann Türkiyesi üzerine temellendirilerek senar- yolaşünlan "Bir Aşk Lğruna"nın çekimleri tamamlandı. Yönet- menliğini Tunca Yönder'in üst- lendiği ve 10 bolüm halinde atv'- de yayınlanacak dönem fılmi "Bir Aşk Uğnına" Antalya Film Festivab'ne de katılacak. Sinema ve tiyatro dünvasırun ünlü isimleri Türkan Şoray, Can Gürzap, Gülsen Tuncer, Faruk Peker, Tuncer Kurtiz, Dilek Tür- ker, Meltem Savcı, \ alçın Bora- tap ve Setanin Karaaii filmde rol alıyor. Markiz Pastanesi. Hidi\ Kasn, Beykoz'da bir eski Alman kışlası. Kirklareb', Babaeski istas- yonlan, eski otel lobileri fılmin dönem filmi olmasına katkıda bulunması için secilmiş özel me- kanlardan birkaçı. Klasik eserlerin sinemaya ve televizyona uyarlanması yönün- deki çaüşmalara ağırlık veren ve bu tarzdaki çalışmalannm sayısırun hayli fazla olduğu yö- neçmenlerimizden Tunca Yön- der, Türkiye'de kültürel kalkı- nmaya gereken önemin verilme- diğinindealtınıçizerek "Türkiye'- de demokratikleşme ile kültürel gelişme ters oranlı olarak gelişti. Onun için bütün çauşmaJanmda bu topluma bir şeyler verebilme düşüncesindeyim. Klasikleri, ede- biyat uyarlamalannı sinemava- TV'ye aktarmamuı nedeni bu yüz- deudir" şekünde konuşuyor. Fihnin baş karakteri Selma'yı canlandıran Türkan Şoray da, sorulanmızı yanıtlarken çoğu kadın için şartlann hiç değiş- Tiirkan Şoray, Bir Aşk Uğruna adlı filmde, dünya standartları- na göre mucizeler yarattıklarını sövlüyor. mediğıni ve Selma'lann bugün de olduğunu düşündüğünü söyledi. - Fiundeki Selma karakterini bize tanıtabilir misiniz? ŞORAY - Benim canlandır- dığım 1940'lardaki Selma karak- teri, çoğu kadın için şartlar değiş- mediğinden bugün de var. Selma; naif. içine kapanık. sevgne-ilgiye muhtaç, kocasıyla tüm çabasına rağmen iletişimi bitmiş, yeknesak bir hayat sürdürürken büyük bir aşk \ aşamasıv la iç benüğinde gız- li kalan yanlar ortaya çıkı\or ve aşkını savunuyor, başkaldınv or. Son derece duygu yüklü. içinde fırtınalar, patlamalar yaşayan bir kadın. Çekimler çok uzun sür- düğü için nerdeyse rolle özdeşleş- meye başladım. Sokakta "Sel- ma.." deseler. dönüp bakacak hale geldim. - Dizimn çekimlerinde neler ya- şadınız? ŞORAY - Çekimler bir hayli uzun sürdü. Proje aşamalann- dan. senaryo yazımı, çekim ve dublaj neredeyse bir seneye yak- laştı. Dünya standartlanna göre yine mucizeler yarattık, lObölüm kolay değil. Bir filmde, önceükle senaryonun, yani temelin ne ka- dar önemli olduğunu bu çabşma- da bir kere daha anladun. Ne yazık kı senaryo çalışmalan şanssız başladı, birkaç kez yazıldı ve uzun sürdü. Süremiz kısıtlıydı ve senaryo tam bitmeden fılme başladık. zaman zaman çok zor- landık. Başta yönetmenimiz ol- mak üzere tüm ekip büyük bir öz- ven ile çalıştık. Yönetmen Tunca Yönder ile ilk kez çalıştım. Ken- disi de çok duyarlı ve >-umuşak bir ınsan, müthiş birestetik görü- şü ve değişik bir anlatımı var. Ka- rakterlerin seçimi çok i\i. tüm rollerde bütün oyuncular çok ba- şanlı. Mekanlar, çevre. kostüm- ler, makyaj her şey mükemmel. Seyrettiğim kareler birer tablo. Film, görsel ve duygusal olarak izleyiciyı çok etkileyecek. Yorgu- num. ama neticeden çok mutlu- yum. - 35 ydı aşan meslek yaşammız sonunda "Yeşilçam'ın Sultanı' un- vanını taşıyan, Türk sinemasının simgesi haline gelmiş bir sanatçı olarak Türk sinemasının 90'lannı nasıl değerlendirnorsunuz? ŞORAY - 90'fı \illarda umut ve umutsuzluk iç içe yaşandı. Ba- şanb fılmlerimiz dışanda yü- zümüzû güldürdü, ama burada seyircisiz sinema, salonsuz. alt- yapısız, sermayesiz bir sinema... Ama ben ilensi için umutluyum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle