Katalog

Cumfıuriyetİmtiyaz sahibi: BerinNadi Genel Yayın Koordınatöru. Hikmet Çetinkaya • Genel Yavın Daruşmanı: Orhan Erinç • Yaaışlen Müdürlen: Ibrahim Yüdız , Dinç Tayanç (Sorumlu) • Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fıkret Eser Dış Haberler: Ergun Balcı • Ekonomi: Bülent Kızanlık • İstihbarat: Yalçın Çakır • Yurl Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdüikadir Yücelman • Düzeltme: AbduDah Yazıcı Ankara Temsilcisi: Mustafa Balba> • Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul- vanNo:125. Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 Hat). Telex 42344, Fax. (4)4195027 •İzmir Temsilcisi: Sertlar Kızık, H.Zıya Blv. 1352 S.2 3 Tel-4411220 Telex: 52359, Fax: 4419117 «Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. 119 S. No: 1 Kat: I, Tel. 352255O-35226O1-3522492, Telex: 62155. Fax: 3522570 Muessese Muduru Erol Erkut • Koordına- tor- Ahmet Korulsan •Muhasebe Bülent Ve- ner • Idare Hiiseyin Gürer • tşletme önder Çelik • Bıigı-İşleni Naillnal • BılgısavarSıs- tem: Mürüıet Çiler •Reklam Retıa Işıtman YıynbvuveBasan: Ven Gun Haber Ajansı, Basınve Yayıncılık A Ş TürkocaİıCad 39 41 C'ağaloğlu 34334lst PK 246lstanbu!Tel (0 212)5l2O5O5(2Ohat)Telex 22246. Fax (0 213)5118595 6AĞUSTOS1994 İmsak:4.14 Güneş:5.57 Öğle: 13.14 Ikindr 17.08 Akşam: 20.22 Yatsı 21 57 Coca-Cota'dan Cappy ve Nestea İstanbul Haber Servisi- Coca-Cola, " E n ÎVIeyveü Meyve Suyu" sloganıyla yeni bir ürün piyasaya çıkinyor. Dûn Polat Renaissance Oteli'nde düzenlenen bir basın toplantısıyLa ünlü mankenler tarafindan tanıtılan ürün "Cappy" adını taşıyor. Portakal, vişne ve kayısı olmak üzere üç çeşit olarak imal edilen üriinler 200 ml. depositosuz şişe, 200 ml. tetra, 1000 mJ. tetra ve 330 ml.'lik kutularda piyasaya sunulacak. Coca- Cola'nın bir diğer yeni üriinü ise "Nestea" adlı meyve suyu. Jackson ve eşmdenBvis konseri LOSANGELES(AA)- Pop mûziğinin yıldızı Michael Jackson ve eşi Lisa Marie Presley-Jackspn'ın, ekim ayında efsanevi şarkıcı Elvis Presiey'in anısına konser verecekleri bildirildi. Hollywood Reporter gazetesi, Michael veElvis'in kızı Lisa Marie'nin girişimiyle Memphis kentinde dûzenlenecek konserde, pop mûziğinin diğer ünlü isimleri Elton John ve VVillie Nelson'm yanı sıra rock topluluğu Bon Jovi'nin de yer alacağıru yazdı. livea Visage'ma •• •• •• yemurumı Istanbul Haber Servisi- Eczacıbaşı-Biersdorf Kozmetik Üriinler Sanayi ve Ticaret AŞ'nin ithal ettiği Nivea Visage ailesinin son ürünü kınşık önleyici krem, önceki gün Holiday Inn Crowne Plaza Oteli'nde tanıtıldı. Ürün hakkında bilgi veren Pazarlama Müdürü Erol Dönmez ve ürün sorumlusu Elvan Şengün, Fransa'da 1993 yıhnda 50 Millions de Consarnmateurs adlı tüketici dergisi tarafindan yapılan araştırmaya göre Nivea Visage kınşık önleyici kremin birçok önemli marka arasından sıynlarak bir dizi testin en iyisi seçildiğini belirttiler. Gelibolu için kampanya •İSTANBLL(AA)- Marmara ve Bogazlan Belediyeleri Birliği ile 14 gönüllü çevre kuruluşu, "Gelibolu için elele kampanyası" çerçevesinde, ortakbirprogram oluşturmak amaayla bir araya geldi. Bakırköy Belediye Başkanı Ali Talip Özdemir başkanlığında yapılan toplantıya aynca Orman Bakanlığı Müsteşan Hayri Berk ile Ankara'nın Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen katıldı. Kymekanlan ALİAĞA (AA) - Izmir'in Aliağa ilçesi sınırlan içinde bulunan Kyme antik kentinde, 1994yıhkazı çalışmalanna başlandı. Italya'nın Catania Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Sebastiana Lagona başkanhğındaki kazılar, eylül ayı sonuna kadar sürecek. TarilıiesertrafiğideğiştiZAFERAKNAR Tarihi eser kacakçıhğında yeni bir dö- nem açıldı; artık Türkiye'den, tarihi eser kaçırma dönemi geride kaldı. Şimdi, tra- fık tam ters yönde işliyor. Dışandan, Tür- kiye'ye tarihi eser getirmek daha karlı oldu. Bunun tarihtekı ilk örneği (belki de tek olacak) geçen günlerde Edirne Kapı- kule gümrüğünde yaşandı. Çeyrek asır- lık tarihi eser kaçakçısı Sami Gülener, kaçakçıhk yaşamının en ters ve en ilginç girişimini yaptı; Balkan ve Adriyatik ül- kelerinden topladığı 11 parçalık tarihi eseri Türkiye'ye sokarken yakalandı. "YakalandT sözü aslında yanlış. Çün- kü Türkiye'ye tarihi eser sokmak 2863 sayılı yasaya göre suç sayılrruyor. Ancak Kapıkule gümrük yetkilileri, böylesi bir girişimi hiç yaşamadıklan için bunu suç olarak kabul ediyor ve Gülener'i göz hap- sine alıyor. Gülener'in gümrük kapısında, uzun süre yasalan anlatmaya çalışması güm- rük memurlannı ikna etmeye yetmiyor. Gerekli görüşmelerin sonunda, Türki- ye'ye sokulmak istenen tarihi eserler ken- Çeyrek asırlık tarihi eser kaçakçısı Sami Gülener, Balkan ve Adriyatik ülkelerinden topladığı 11 parçalık tarihi eseri Türkiye'ye sokarken gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakılan Gülener, "Tarihi eserler Türkiye'de daha çok para yapmaya başladı" diye konuştu. disine teslim ediliyor. Gülener, başından geçenleri şöyle anlatıyor: "Benyurtdışın- dan, tarihi eseıieri topladım. Buigaristan üzerinden Türkiye'ye getirdim. Türk gümrüğünde, memuriara .vanımda tari- hi eser getirdiğimi ve Türkiye'ye sokmak istediğiıni söyledim. Beni göz hapsine al- dılar. Sonra uzun bir sorgudan geçtim. Adamlara anlatanuyonım. Yasaya göre Türkiye'den tarihi eser kaçtrmak suç; an- cak dışandan Türkiye'ye getirmek suç değiL Bunu bir türlü anlatanıadını. Beni Interpol'a sormak istedüer. Neyse, güç be- la ikna ettim. Tarihi eserleri Türkiye'ye sokrum." Sami Gülener, 25 yıllık kaçakçıhk ya- şamında genelde Türkiye'den dışanya ta- rihi eser kaçırdı. Kendisi, bu sektörün ün- lülerinden. Ancak Karun Hazinesi'nin, Türkiye'ye geri getirilmesi, ülkemizden kaçınlan eserlere kuşkuyla bakılmasına yol açtı. Şimdi, Türkiye'ye tarihi eser ge- tirmek daha kazançlı. Gülenerde bunu inkar etmiyor: Ülkemizin kanunlan geri "Buiş bir ticaret Ben nasıl daha iyi pa- ra kazanırsam öyle ticaretyapanm. Ama, ülkemizdeki kanunlar çok geri. Bir kere özel koleksivonculuğun yasayla teminat altına alınması lazım. Bu işeticaret olarak bakılması gerekiyor. İşte ben yaşamımda ilk kez dışandan Türkije'ye eser getiriyo- rum. Adamlar bana suçlu gözüyle bakı- yor. Biz dışanya Türkiye'den eser götü- rürken,yabancılar neredeyse madalya ve- recek." Gülener, yıllardan bu yana, Tür- kiye'den tarihi eser kaçınp, sonra bu işi- ni tersine çevirmesini ticaret olarak yo- rumluyor. "Çarkarûk tersine işliyor" di- yor. Gerekçesini de, "Tarihi eserİer Tür- kiye'de daha çok para yapmaya başladı" şeklinde açıkhyor. Gülener'e göre yaptı- ğı iş "vatanseverük^ama kendisine anar- şist gibı davranıldığını bunun da gücüne gittiğini söylüyor! Tarihi eserleri yurtdı- şından Türkiye'ye getirmek için milyon- larca dolar harcayan Kültür Bakanlığı'na da kızgın. u Bu kadar para harcayacak- laruıa yasa çıkarsınlar" diyor ve ardından ekliyor: "Gökyüzüne bir taş atmışız. Taş kuşa gjtmemiş, kuş taşa çarpmış, ağbkim« T> Gülener'in 1 ton ağırlığında ve 11 par- çalık tarihi eserleri şimdi tstanbul'da. Tüm koleksiyonculara haber salmış eser- leri satmak için. Bu işten kar edemezse, bir daha Türkiye'ye eser getirmeyeceğini vurguluyor "Karedemezsem, helemas- raflan çıkaramazsam, bu eserleri sat- mam. Koyanm evime,durur bir köşede" diyor. K.ırmızı gömlekli, yıllann tarihi eser kaçakçısı Sami Gülener; şimdi Tür- kiye'ye eser getiriyor. Dünya tersine dön- müyor ancak, kaçakçıhk tersine dönüyor galiba... McDonald's insanlan aldatmakla suçlanıyor Çeviri Servisi - Sundugu besinlerin sağlıklı ve dengeli bir beslenmenin önemli bir parcası olduğunu ileri süren McDonald's, Londra mahkemeleri tarafindan insanlan aldatmakla suçlanıyor. McDonald's. sundugu yiyeceklerin dengeli bir beslenmede etkili oldugu yolundaki reklam kampanyasını 1987 yıhnda başlattı. Reklamda, bir paket kızarmış patatesin üstüne yerleştirilmiş bir hamburgerin de üzerine bir kutu süt kondurulmuş, tüm bunlann altına da "denge" sözcüğü iliştirilmişti. Kampanyaya tepki olarak New York, Kalifonıiya ve Teksas savcılıklan McDonald's şirketine bu reklamın aldatıcı oldugu yolunda bir şikayet mektubu yolladı. Mektupta şirketin sundugu yiyeceklerin hiç de dengeli ve sağlıklı olmadığı iddia ediliyordu. öte yandan, McDonald's şirketinın genel danışmanı John Honvitz reklamlann yalnızca bu besinlerin dengeli bir beslenmeye katkısı olabileceğini belirttiğini, şirketin insanlan aldatmak gibi bir niyetten çok uzak olduğunu ileri sürüyor. Bu konuda dava henüz sonuca ulaşamadı. îsveç'te kazalar azalıyor GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - îsveç'te trafîk canavanna kurban gıdenlenn sayısındaki azalma bu yıl da sürüyor. 1994'ün ilk altı ayında 214 kişi trafık kazası sonucu öidü. Bu sayı, şu anda ağır yaralı olanlann ölmesi halinde 235'e yükselebilecek. Ne var ki bu durumda bile ortada büyük bir azalış var. Aynı süre içinde 1993'te 319, 1992'de 366 kişi ölmüştü. Isveç Istatistik Merkez Bürosu (SCB) azalışın böylesine önemli bir sayıda olmasından ötürü ortada herhangi bir rastlanhsal dunım olmadığını açıkladı. Trafîğin en riskli grubu kabul edilen 18-19 yaşındakilerden bu yılın ilk altı ayında 9 kişi trafık kazası sonucu öldü. Yüksek konjonktürün sürdüğü 1989'un ilk altı ayında bu sayı 31 'di. Bundan önceki ikı yılın sayılanyla karşılaştırma yapıldığı zaman, ölüm oranının en çok 25-34 yaş grubunda düştüğü görülüyor. (1994=120, 1993= 146 ve 1992=182 - ilk altı avda). Felaketyorgunluğu... Felaketier, insanlan hep ummadıklan anlarda >akalar. Bu kez de öyle oldu. Kamboçya'nın orta kısımlannda aşın yağmuıiann yol açtığı seller, binkrce Kamboçyalırun evsiz kalmasına ve anayoüardaJd köprülerin yıialmasına yoi açü. Bu küçük Kamboçyalı da seller ahuıda kalan evinden kaçarken telaş ve korkudan o denli yorgun düşmüş ki, bislkletin gjdonu ve babasuun kollan arasında uyuya kalmış^Fotoğraf: REUTER) Akçalı: Mutlak korumacılık açlığa götürür •Ekonomi ile ekolojinin uyum içinde olması gerektiğini söyleyen Çevre Bakanı Rıza Akçalı, "Çevrecilik, mutlak korumacılık değildir" dedi. Bakan, Türkiye'de Yalıkavak ve Foça kıyılannda yaşayan Akdeniz foklannın korunabilmesi için de foklarla balıkçılann banş içinde yaşamalannın sağlanması gerektiğini savundu. OLCAY AKDENİZ Havagazlı bölgelere doğalgaz zorıuılu Istanbul Haber Servisi- Istanbul 'un ha- va kirliliğüıin önlenmesine önemli birkat- kı sağlayacak olan doğalgazın, bazı bölge- lerde kullanımı zorunlu hale getiriliyor. Yapılmış olan yatınmla 400 bin aboneye daha doğalgaz verebilecek olan İGDAŞ, kullanımın arttmlması için kampanyabaş- lath. 1 -30 ağustos tarihleri arasında geçer- li olan kampanya süresi içinde başvuran a b o n e l e r e , abone katılım bedelindeyüz- de 20 indirim yapılacak ve 31 Ekim 1994 tarihine kadar da 100 metreküp doğalgaz bedava verile- cek. Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı 30 ağustosa kadar doğalgaza abone olacaklara yüzde 20 indirim yapılacak. Abonelere 31 Ekim 1994'e kadar 100 metreküp doğalgaz bedava verilecek. abone sayısının ise 126 binden 139 bine yükseldiğini söyledi. Istanbul'daki 37 bin sokaktan yedi bin 142'sinde doğalgaz te- sisatının bulunduğunu vurgulayan Erdo- ğan, "1-30 ağustos tarihleri arasında şirke- timiz İGDAŞ tarafindan bir kampanya açılmışür. Bu dönemde abone olan herke- se abone kaölım bedeünde \ üzde 20 indi- rim ve 31 ekime kadar 100 metreküp do- ğalgazbedava kııllanma im- kanı sağlan- mısür" dedi. T e r c i h l i abonelik ve kendi sayacı- nı kendin oku uygulamalanmn da devreye sokulacagını, Istanbul'un üç ayn bölgesin- de proje kontrol ekipleri oluştunılacağını layyipErdoğan İGDAŞ'ın kampanyası ile belirten Erdoğan, doğalgaz ağının yaygın- ilgili bir basın toplantısı düzenledi. The laştınlması için devlet kumluşlannın ko-ilgili bir basın topL Marmara Opera Salonu'nda yapılan top- lantıda IGDAŞ getkilileri de hazır bulun- du. Doğalgazın Istanbul için hayati önem taşıdığmı ve bu projenin temel amacının hava kirliliğini önlemek olduğunu belirten Erdoğan, 27 marttan bu yana abone sayı- sının 180 binden 210 bine, gaz kullanan nuya özel bir önem göstermesi gerektiği- ni söyledi. Erdoğan, doğalgaz kullanımınm zorun- lu hale getınp getinlmeyeceği sonısunu, "Havagazı külrürünün hakim oldugu yer- lerde bu işi mecbur küacağız" şeklinde yanıtladı. Kazakistan9 dan Akkuyu'ya destek ÜMTTOIAN İ22VÜR - Akkuyu'ya yapılması planla- nan nükleer santralla ilgili ihale sonucu- nun açıklanmasının üç ay ertelenmesi, yö- rede yapılan eylemler ve 'ihaleye katılan firmalann gerçek yüzünün ortaya çıkarü- masına" bağlandı. Bu arada Kazakis- tan'dan anti-nükleer kampanyaya destek geldi. TEK Nükie- Nevada Semipalatınsk AntinükJeer CT Sa î!F^- P î'?~ Hareket Başkanı Suleimenov je Mudurlu- . . , { . , . . . . . .., , . ., . «^U w. U U I U »- gü'nce Akku- Gezegenımızdekı butun nükleer testlen nuTsioganıy- yu ihalesinin durdunm"çağnsinda bulundu. la yaptığı^ağ- sonuçlarının rıda. "Umit 'dahatitizbir arasbrma'için üç ay ertelen- ediyoruz kl diplomasi ve parlamenterier; mesine. Yeşıller ve gönüllü kuruluşlar çe- " şitli yaklaşımlar getirdiler. thaleye katılan bazı fırmalarla ilgili somut bulgulann TEK Santral Proje Müdürlüğü'nce de araştınldığı belirtilirken, S.O.S Ingiltere Bürosu'nun ihaleye katılan bazı yerli fır- dürülüyor. Akkuyu'daki eyleme evsahip- liği yapan Arkadaş Çevre Grubu sözcüsü Yaşar Oztürk, ihale sonuçlannın 3 ay er- telenmesini kamuoyu baskjsına bağladı. Nükleer deneme bölgesi olarak 'ünte- nen'Kazakistan'dan da anti-nükleer kam- panyaya hem destek hem de işbirliği çağ- nsı geldi. Nevada Semipalatınsk Antinük- leer Hareket Başkanı Otdıas Suleimenov, "Gezegeni- mizdeki bü- tün nükleer tesaeridurdu- y y malann da peşinde oldugu bildirildi. Gre- en Screen aracılığıyla bazı fırmalarla ilgi- li elde edilen veriler dünya kamuoyuna ak- tanlırken, Belgatom, Penta Dış Ticaret ve Mar Holding'le ilgili araştırmalar da sür- siz ne yapıp edip ülkemizdeki liderler üze- rinde etkili olarak söz geçireceksiniz ve nükleer testlerden vazgeçümesi için akılcı adunlar atacaksınızr 'dedı işbirliği çağnsından sonra her türlü öne- riye açık olduğunu belirten Amangeldy, tüm çevrecilerle haberlesmek için adresi- ni de verdi: Mustann Amangeldy, Nevada Semipalatinsk Hareketi Vlnogradova, 85 Almaty/ Kazakhstan. Telefon: 07-3272- 638743 ve 634902, Faks: 507187. BODRUM - Foklann doğal yaşama ortamlannı görmek ve incelemelerde bulunmak üzere Bodrum Yalıkavak'a gelen Çevre Bakanı RızaAkçah, eko- nomi ile ekolojinin uyum için- de olması gerektiğini belırterek "Ancak çevrecilik, mutlak ko- rumacılık değildir. Mutlak ko- rumacıüğı savunursamz açhğa mahkum olursunu/" dedi. Çevre Bakanı Akçalı, sayılan dünyada 500 kadar kalan ve bunlardan 100 kadan Türki- ye'de Yalıkavak ve Foça kıyıla- nnda yasayan Akdeniz foklan- nın korunabilmesi için de, fok- larla balıkçılann banş içinde yaşamalannın sağlanması ge- rektiğini savundu. Çevre Bakanı Rıza Akçalı, Uluslararası Akdeniz Fokunu Koruma Birliği'ne bağlı Yalı- kavak Akdeniz Fokunu Koru- ma Yerel Komitesi'nin davetli- si olarak Bodrum Yalıkavak'a geldi. Burada yerel komite ta- rafindan Bakan Akçalı 'ya Ak- deniz foklan (Monachus Mo- nachus) hakkında brifıng veril- di. Yerel komite sekreteri Su- nıri Akdoğan tarafindan veri- len brifingde, foklann beslene- bihnek amacıyla yöredeki balık üretim tesislerinin denızdeki balık havuzlannın ağlannı par- çaladıklan anlatılarak balık üretim tesislerinin sorunlan ko- nusunda foklara zarar verme- yecek önlemlerin alınması ge- rektiği savunuldu. Zaman za- man bölgede avlanan balıkçı- lann ağlanna takılan foklann ya ağlarda boğularak öldüğü ya da balıkçılar tarafindan öldü- rüldüğü vurgulanarak, foklann yaşam alanlanna büyük balık- çı teknelerinın girişlennin ön- lenmesi için alınan yasaklama kararlannın uygulanmasına özen gösterilmesi ve bu yönde gerekli denetimlerin yapılması istendi. Çevre BakanıHıza Akçalı da dünyada sayılan yalnızca 500 kadar kalan ve bunlardan 100 kadan Türkiye'de, Yalıkavak ve Foça yöresinde yaşayan fokla- nn, Akdeniz'ın en eskı sahıple- ri olduğunu ve Akdeniz'in eko- lojik zıncırinin halkasını oluş- turduğunu vurgulayarak balık- çılarla foklann banş içinde ya- şamayı öğrenmeleri gerektiğini bildirdi. Çevre bilinci konusun- da devletin, bakanlığın, gönül- lü kuruluşlann ve halkın gide- rek daha duyarlı hale gelmesi- ni sevinerek gözlemlediklerini anlatan Çevre Bakanı Akçalı "Arnk iükemizde topyekün bir çevre bilinci oluşmaktadır" di- ye konuştu. Çevre Bakanlı- ğı'nın, bundan sonra yapılacak yatınmlann çok öncesinde ÇED raporu hazırlatılması ve yatınmlann bu rapora göre pianlanması yönünde hazırlık- İaryaptığını anlatan Bakan Ak- çalı, ÇED raporunda "kısmi bir zarar, buna karşın kısmi bir ekonomik yarar" söz konusu olunca tercıhın nasıl kullanıla- cağı yönündekı bir soruyu şöy- le yanıtladı: "Ekonomi ile ekoloji uyum içinde olmalıdır. Mutlak çevre- cflik de ohnaz, mutlak ekonomi de olmaz. ÇevrecUik, 'mutlak korumacılık' değildir. Mutlak korumacılığı savunursamz açlı- ğa mahkum olursunuz." LE CANARD ENCHAINE'IVİN SAVI İzmirli Balladur 'onursalhemşeri' belgesini reddetti MİŞEL PERLMAN PARİS - Fransa'nın en ıyi ha- ber alan basın organlanndan ve •yıllardan beri çeşitlı skandallan ortaya çıkarmış ünlü haftalık sı- yasi hiciv gazetesi Le Canard Enchaine, Paris gezisi sırasında Tansu Çilkr ın. Edouard Balla- dur a. doğdugu kent Izmır'in "onursal hemşeri" belgesini be- lediye meclisi adına vermeyi ta- sarladığını, fakat Fransız başba- kanın bunu nazik bir şekilde red- dettiğini öne sürdü. Gazetenin son sayısında ya- yımlanan bu haberi doğrulatmak isteyen Cumhuriyet muhabinne. başbakanlığın basından sorumlu bir yetkilisi, bu konuda "ügilileri bulamadığı için" bir açıklık getı- remeyeceğini söyledi. Bununla birlikte, kişisel bir değerlendır- me yapan yetkıli, "Gerçekten böyle bir öneri obaydı, Savm Bal- ladur, gazetenin yazdığı gibi hare- ket etmezdi" dedi. Bu arada söz konusu haberi, başında püsküllü bir fesle tamam- layan Balladur'un kankarürünün yanı sıra Le Canard Enchaine; Iz- mir'ın "onursal hemşeri'" belge- si konusunda "biraz sıkılan" Edouard Balladur'un. "Yerel bir girişim ile uluslararası bir olayı kansnrmak istemediğjni" ıfade ederek alaycı bir ifadeyle. "Ho- meros'tan beri en ünlü Izmirü ol- maktan utanmaz herhalde"dıye yazdı. Öte yandan Le Canard Encha- ine, Balladur'un. "Türk kökenli bir aileden \e tzmir doğumlu o\- duğunun anımsanJmasından nef- ret etüğini'" ıddıa ettı. Aynı za- manda "Uzun süredir, Ankaralı muhatabı. güleç yüzlü Tansu Çil- lerile buluşmaktân endişelendiği- ni" belırttı. Gazete şunlan ekledi: "Hakta bir kusku: Bu hanım. 22 temmuz- da. Nİatignon'a (Başbakanlık) yaptıgı zivaretten yararianarak şatafatlı bir şekilde, 'kendını be- geranış'e, İzmir Beledivesi adına, onu doğduğu kentin onursal hem- şerisi yapan belgeyi vermek isti- vordu."