Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS1994 ÇARŞAMBA
10 DtZtYAZI
Amerikalı yazar Nat Hentoff, 2000'li yıllarla ilgili görüşlerini Cumhuriyet için yazdı
Yeni binyılın koşulu özgürlükBirçok kişi için, belki de dünyadaki çoğu
insan için özgürlük yalnızca bir düş.
Özgürlüğü güvenceye alan yazıh anayasalara
karşın, özgürlük her zaman kişisel değil -
kişisel olmayan bir özgürlük de bir
yarulsamadan öteye geçemez-.
Amerikan Yüksek Mahkeme eski yargıcı
Hugo Black, özgürlüğün gerçek olabileceği
ulus türünün bir tannnlamasını yapnuştı:
"Eski çağlardan beri düşünürler, insan us ve
tininin özgür olduğu, soru sormanın
kısıtlanmadığL, kadın-erkek herkesin
büinmeyeni araşttrabileceği ve köklü inanç ve
ilkelere karşı çıkabtteceği bir ülke
düşlemiştir."
Böylesı bir ulusta, en can alıcı haklar
kuşkusuz, düşünceyi dile getiren, basın ve
insan ilişkileri özgürlüğüdür.
ABD'de bu temel özgürlükler, anayasamn
değiştirilmiş olan insan haklan bölümünde
yer almaktadır. Bir başka yüksek mahkeme
yargıcı olan WilBam Brennan'a, bir
zamanlar, Amerikan Anayasası'nın en
önemli bulduğu bölümünü sormuştum. Hiç
duraksamadan, "tnsan haklan böhunü" diye
yanıtladı \e ekledi: "Anlatim özgürlüğü
olmadan adil olmayan şeylere karşı
çıkamayız. Vatandaşlan banş içinde eğhmek
ve toplumda yapdması gereken değişüdikler
konusunda başkalannı örgütieyemezsiniz."
ABD Anayasası'nın insan haklan bölümü,
bireyin duygulannı dile getirmek
özgürlüğüne her zaman sahip çıkamamıştır.
Bu özgürlüğe ket vuran çok ciddi engeller
yaşanmıştır. Iç savaş sırasında Abraham
Lincoln kendi görüşlerine karşı çıkanlan
tutuklattı. I. Dünya Savaşı'nda kadın-erkek
birçok kişi, savaşla ilgili "söz söytedüderi"
için cezaevine atıldı. Ancak, insan haklan
temeline dayanan bir özgür konuşma
geleneği olduğundan, mahkemeler eninde
sonunda konuşma ve basın özgürlüklerini
kısıtlayan eyaletlerarası ve eyaletiçi
yasalannı altüst etti.
/zalkın demokratik gücü,
insanlann özgürce konuşup
görüşlerini belirtmekten
yoksun olduğu bir
uygulamada geçersiz kalır.
îşte bu nedenle düşünceyi
dile getirme ve basın
özgürlüğü, üçüncü binyıla
tam olarak katılmak isteyen
her ulus için vazgeçilmez
bir koşuldur.
Böylece, siyasal ve ekonomik açıdan güçlü
olanlann tümüyle egemen olmayacağı bir
üçüncü "bin yıhn" gerçekleşebilmesi için bu
döneme damgasını vuracak her ulusun söz
söyleme özgürlüğü vazgeçilmez bir öğe
olacaktır. Elektronik yollar gibi bilgiyi
dünyanın herbir köşesine ulaştıran çeşitli
kitle iletişim araçlanyla özgür soruşturmaya
ket vuracak uluslar, üçüncü binyıldan
soyutlanmaya mahkumdur.
Ancak, özgür soruşturma güvencesi elde
edilse bile, bunu besleyip gelişrirmek gerekli
olacaktır GeorgeOnvefl'in belirttiği gibi,
"Eğer çok sayıda insan anladm özgürlüğüne
inanryorsa, yasalar engeflese de anlatim
özgürlüğü var otacakar. Ama kamu bu
konuda aymazhk gösterirse, onlan konıyan
yasalar oîmasına karşın, uygunsuz görüİen
azmlıklar hüküm gjyecektir."
Size, Amerikan tarihinin çok da eski
olmayan, McCarthy ve benzerlerinin
komünist olarak adlandırdıklan, onlann daha
solundaki kişilerin peşine düştükleri dönemi
öraek verebilirim.
O dönemde özel bir kitaphktan satın aldığım
bir kitabım var. Ülke çapında öğrencilerle
yaptığım konuşmalar sırasında, onlara bu
kitabı göstererek yasa koyucular Amerikan
demokrasisinin özünde düşünce özgürlüğü
olduğunu unuttuklannda neler olabileceği
konusuna ışık tutmaya çalıştım.
Kitabın kapak ve yanı, yazar ve yayıncının
adları okunmasın diye örtülmüştü. Kapakta
Siyasal ve ekonomik açıdan güçlü olanlann tümüyle
egemen olmayacağı bir üçüncü 'bin yılın'
gerçekleşebilmesi için bu döneme damgasını vuracak her
ulusun söz söyleme özgürlüğü vazgeçilmez bir öğe
olacaktır. Özgür soruşturmaya ket vuracak uluslar, üçüncü
bin yıldan soyutlanmaya mahkumdur.
Portre
AteşB insan
haklan
savunucusu
Nat Hentoff 1925'te ABD'nin
Boston kentinde dogdu. Northeas-
tem Üniversitesi'ni yüksek bir dere-
ceyle tamamladıktan sonra Harvard Üni-
versitesi'nde yüksek lisansını yaptı. 1950
yılında Sorbonne'da Fulbright öğrencisi oldu.
1953-1957 yıllan arasında "Dovnı Beafder- •
gisinde yazıişleri müdürlüğü yaptı. 1980 yılında
eğitimde Guggenheim Bursu ve köşe yazılannda
hukuk ve ceza hukuku konusundaki savunmala-
nndan ötürü Amerikan Barolar Birliği'nin "Gü-
müşTokmakÖdülü''nükazandı. 1985'teNorthe-
astern Ünıversitesi Onursal Hukuk Doktoru ödü-
lü verildi.
Caz üzerine kitaplan, biyografi ve birçoğu ço-
cuklar için olmak üzere roman türündekı yapıtla-
n şunlardır:
"Does Anyfoody Give a Damn: Nat Hentoff on
Education" (Kimsenin Umunında mı: Eğitim Uzerine Nat Henthoff), "Our Child-
ren Are Dying"(Çocuklanmız Ölüyor), "A Doctor Among Addicts" (Uyuşturucu
Bağımlılan Arasında Bir Doktor), "Peace Agftator" (Banş Kışkırtıcısı), "The Story^
ofAJJVIustie''(A.J.Mustie'nin öyküsü), "TbeNew Equatity" (Yeni Eşitlik), "TheFîrst'
Freedom" (Ilk özgürlük), "The Tumultious History of Free Speech in America"(Ame-
rika'da Konuşma Ozgürlüğünün Fırtınalı Tarihçesi), "The Day They Came To Arrest The
Book" (Kitabı Tutuklamaya Geldikleri Gün), "The Man From Internal Affairs" (îç Işle-
rindeki Adam), "Boston Boy"(Boston Çocuğu) ve "John Cardinal O'Connor: At The'
Storm Center ofa Changing Amerkan Cathotic Church" (John Cardinal O'Connor: Deği-
şen Amerikan Katolik Kjlisesinin Fırtına Merkezinde).
New York'ta yayımlanan "VUlageVoice''dergisindekihaftalık yazılannın yanı sıra Hentoff,
Washington Post gazetesi ve The New Yorker dergisinde yazılar yazıyor. New York Times, The
News Republic, Commonweal ve The Atlantik gibi yayın organlannda da makaleleri yayımla-
nan Henthoff, gazetecilik sorumluluğu, Amerikahlann düşünce, yazı ve konuşma özgüriükle-
ri ile ilgili görüşlerini haftahk yazılannda yansıtmaktadır.
ABD'deki insan haklannın en ateşli savunuculanndan biri sayılmaktadır.
Geçen yıl "Free Speech For Me - But Not For Thee: How The Amerkan Left And Right Re-
lentiessly Censor Each Other" (Konuşma Özgürlüğü Benim için - Senin için Değil: Amerikan
Sol ve Sağı Birbirlerini Nasıl Acımasızca Sansür Ediyor) adlı kitabım yayımladı.
Nat Hentoff
görebildiginiz tek şey, "iç savaş" yazısı idi.
Kapağı açıp başlığın olduğu sayfaya bakmca
kitabın sahibinin neden bu denli külfete
katlamp kitabı örttüğünü anlamak olanağını
elde edebilirdiniz. Kızıl avının olduğu
dönemde polise haber verihnesinden
korktuğu için kitabm üstü kapatıhnıştı.
Kitabın başlık sayfası şöyle der: "ABD'de İç
Savaş" Kari Man ve Friedrich Engek. Bu
kitabı öğrencilere gösterdiğimde Amerika'da
bu kitabı elde bulundurmanın bir düşünce
suçu sayılması, sahibinin polisle başı derde
girmesin diye kitabı örtmüş ohnası karşısında
şaşkınlıklannı gizleyemediler.
O zaman onlara ABD'de özgürlüğün -ki bu
düşünce özgürlüğüdür- tarihçesini anlattım.
Ve oy verme yaşma geldiklerinde de insan
haklan tasansına bilinçli ve anlayışh
yaklaşan adaylara destek vermeleri
gerektiğini dile getirdim.
Sürekli bir eğitim olmadan özgürlük
mücadelesi sürdürülemez. Amerikan
Anayasası'nın insan haklan tasansını kaleme
alan James Madison, "Sansür gücünün,
hükümetin içindeki kişilerde değil de
dışındakflerde olduğunu" dile getirir.
NatHentoff,özgürülkevi tanunlarken, Hugo Black'in
şu sözlerini aktanyor: İnsan usve tininin özgüroldu-
ğu, soru sormanın kısıüanmadığı. kadın-erkek her-
kesin bilinmeyeni araştırabileceği ve köklü inanç ve
ilkeiere karşı çıkabiieceği bir ülke.
Ancak halkın bu demokratik gücü, insanlann
özgürce konuşup görüşlerini belirtmekten
yoksun olduğu bir uygulamada geçersiz kalır.
Işte bu nedenle düşünceyi dile getirme ve
basın özgürlüğü, üçüncü binyıla tam olarak
katılmak isteyen her ulus için vazgeçilmez bir
koşuldur.
Yarın: Hindistan Federal
Çalışma Enstitüsü Başkanı
Rasheeduddin Khan
Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A Î T T Î R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
ÎLAN
T.C.
BOĞAZLIYAN SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1994'42
Davaa Sabrjye Özalp vekili Av. A. Aydın Akpınar tarafmdan
davahlar Şükrü Özalp, Fatiş Özalp, Kemal Özalp, Yasemin Özalp,
Hüseyin Özalp ve Sevim Özalp aleyhlerine açılan Boğazhyan Ilçesi.
Çarşı Mahallesi Pafta:2, Ada: 34, Parsel: 9, Boğazhyan Ilçesi Kemali-
ye Mahallesi Pafta: 65, Ada: 334, Parsel: 14 ve Boğazlıyan Ilçesi Çarşı
Mahallesi Pafta. 29 Ada: 253, Parsel: 22 sayıh taşınmazlar hakkında-
ki ortakhğın giderilmesi davası nedeniyle;
Davahlar Şükrü Özalp varisleri Hüseyin Özalp, Fatiş Özalp ve
Şükrü özalp'a çıkartılan duruşma gününü bidirir davetiyenin tebhğ
edilmediğı, zabıta manfetivle de yapılan araştırma sonucunda da ad-
reslerinın tespıt edilemediği davahlar adına ilanen dava dilekçesi özeti
duruşma gün ve saatının tebliğine karar verihniş ve duruşma 25 8.
1994 saat 09.00"a aülmıştır.
Yukanda yazıh gün ve saatte adı geçen davahlann veya temsilcile-
rinin belirtilen gün ve saatte hazır bulunmalan, aksi takdirde yargıla-
maıun yoklukiannda yapıhpdevam edileceği HUMK'nin 509 ve 510.
maddeleri gereğince duruşma gün vesaati iledava dilekçesi özeti yeri-
ne geçerli olmak üzere ilanen tebüğ olunur.
Basın: 32403
FETHİYE1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Adana ili Kozan ilçesi Tufanpaşa Mahallesi. Cilt No:
007 02, Sahife No: 65. Kütük Sıra No: 123'te nüfusa kayıth Fethiye
K.ral Caddesi No: 13"te Kuaför Ayten Kahraman vekili Av. Hasan
Aydın tzmir tarafmdan davalı aynı hanede nüfusa kayıth Feneryolu
Bahçeler Sokak, Er Apt. No: 47 Dük. 1. Kadıköy, lstanbul adesinde
Mustafa ve Zehha'dan otaıa 1950 doğumlu Selim Kahraman aleyhi-
ne açılan boşanma davasının yapılan yargılama sonunda mahkeme-
mizden verilen 1988 954 Esas 1988/1148 karar sayıh 29.12-1988 tarih-
h kararla taraflann Medeni Yasa'nın 134-150. maddeleri gereğince
şiddetli geçimsizhk sebebiyle boşanmalanna karar verihniş, müşterek
çocuklan Kaan ile Kayahan'm velayetleri davacı anaya verilmiş. ta-
raflann aynı yerde oturmalan halinde velayeti anaya verilen çocuk-
larla davahnın dini ve milli bayramlann ikinci günleri sabah saat
08.00"den akşam saat 20.00'ye kadar, ayn yerlerde oturmalan halin-
de her yıl 1 temmuz sabah saat 08.00'den 30 temmuz akşamı saat 20.
OO'ye kadar davahnın çocuklarla görüşmesine karar verilmiştir.
Davah Selim Kahraman'a behrülen adresinde karar tebhğ edilme-
diği. yaptınlan zabıta tahkikatında adres tespit edihnediğinden dava-
cı ilanen tebhğini dilekçe ile talep etmiştir.
Davalı Sehm Kahraman işbu ilanımıan yayın tarihinden itibaren
yukanda esas ve karar sayısı yaalı bulunan kararınuzı 15 gün içinde
temyiz etme hakkmız bulunduğuna bu süre içerisinde temyiz etmedi-
ğiniz takdirde işbu ilammızın mahkememız yönünden kesinleşeceği
hususu yani sizin yönünüzden kesinleşeceği nedeniyle işbu ilanımız
mahkememız karan tebliğ yerine geçerh olmak üzere ilanen tebliğ
olunur Basın: 32381
İLAN
T.C.
BURHANİYE ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1993 183
Davacı Mihriban Şat tarafından davalı Bahn Şat aleyhine ika-
me ettığı boşanma davasmda;
Davacı mahkememize ıkame ettiği 17.5.1993 tarihli dava dilekçe-
sinde eşi ile 10 senelik evli olup evliliklerinden iki kız çocuklannın
dünyaya geldiğini, üç sene kadar evvel davahnın evi terk edip gittiği-
ni, bir daha dönmediğini Manisa Merkez Dilsikar Mahallesi kütük
sıra no: 442 6'da nüfusa kayıth davah ile boşanmalanna karar veril-
mesini. çocuklan Serap ile Asuman'm velayetinin tarafma verihnesini
istemiş olup tüm aramalara rağmen dava dilekçesi davalıya tebliğ
edılemediğınden ış bu ılanm boşanma davasının duruşmasının 18.10.
1994 günü ve dava dilekçesinin tebliğine kaım ohnak üzere ilanen teb-
liğ olunur. 15.7.1994
Basın: 32388
ILKMECLIS
Hıfzı Veldet Veüdedeolu
80.000(KDVİgnde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Ödemeli gönderilmez
POLTTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Kentten Köye Doğru...
Adatepe'de mimar Argun Dündar'ın bir köy evi yaptı-
ğını ve burada oturduğunu işitmiştim. Görmek istiyor-
dum. Geçende birlikte gittik. Eski Yunan'dan kalma antik
taşlarla oluşturulmuş, duvarları korunmuş bir köy evi...
Evin dışı antik malzemelerle donatılmış; içi, çağdaş eş-
yalarla donatılmış. Radyo, televizyon var. Son günlere
kadar bir telefon eksikmiş, birkaç hafta oluyor telefon da
bağlanmış. Telefonsuzluktan yakınırken,
''Öyle günleroldu ki, köyden kasabaya 5-6 kez inip çık-
tığım olurdu."
Mimar Argun Dündar'ın köydeki evine gitmeden önce
'Zeus A/tar/'nı ziyaret ettik. Koca Zeus'un avuçlarına
doldurduğu yıldırımlarla dağları, taşları nasjl yerle bir
ettiğini gördük. Her yanda baba Zeus'un izleri vardı. Ko-
caman bir kayayı ikiye bölmüştü. Bir parçası o yanda,
bir parçası bu yanda... Zeus'un ermişliğine karşılık bi-
zim çağdaş köylüler kendilerine göre arabesk bir öykü
uydurmuşlar. Bir yatır (dede) var; bir arzusu ya da niyeti
olan gelip buradaki ağaçlara bir çaput bağlıyor, dilegi-
nin gerçekleşmesini istiyor. 'Zeus Altan'run (sunağının)
dört bir yanındaki ağaçlar çaputlarla bezenmiş. Zeus'un
desturtanımayan sunağı bütün heybetiyleyerindeduru-
yordu. Kesme taşların içinde lö'den önce olanları bile
varmış. Kimi taşlar da eriyip gitmiş.
Köyün suları ida Dağlan'ndan (Kaz Dağları) geliyor.
Öyle bir teknikle yapılmış ki künkler yerli yerinde. Suyu
havadan değil, künk içinde yerden taşıyorlar.
Mimar Argun Dündar köydeki yaşamını şöyle anlatı-
yor:
"Biz, eşirnle birlikte bu köy evini çok seviyoruz. Bura-
da yaşamaktan zevk alıyoruz. Heyecanlanıyoruz. Dost-
larımızı da çağırıyor, partiler, şölenler veriyoruz, yaşa-
mımıza dostlarımızı da katıyoruz. Sade yazın değil, kışın
bile birlikte oluyoruz. 11 yaşındaki oğlum da seviyor."
Köyde antik taş ve duvariarla yapılmış 37 hane var.
Bunların kimi yapılmış, kimi yapım halinde.
Zeytin ve çamlarla örtülü yörenin koruması yok. Gecti-
ğimiz yerlerde bir korucuya olsun raslamadık. O günler-
de yurdun çeşitli bölgelerinde orman yangınları vardı.
Korucusuz bu ormanlar, bizi dehşete düşürdü. Argun
Dündar, eliyle çevreyi kuşatarak,
"Iştegörüyorsunuz, her şey Allah'a kalmış." dedi. Bü-
tün çevre söndürücüleri bir araya gelseler bir kıvılcımı
önleyemezler. Halkın yapacağı bir şey yok.
Çok değil, bundan birkaç yıl önce, bu evler 3-4 milyon
liraya alınır, satılırmış. Bugün alım satım konusunda
söylenen rakamlar milyarları buluyor. Gerçi iş, gerçek-
ten alım satıma gelince, ortada para pek görünmüyor,
ama rakamlar böyle söyleniyor.
Son yıllarda sanatçılar arasında burada ev alma me-
rakı oldukça artmış. Gelip kıyısına, köşesine ev yaptı-
ranlar da az değil.. Sanatçı Ayla Algan, eski bir yapıyı
onarttırıyor, uzaktan gösterdiler.
Çok güzel bir tepe üzerinde köyün bir okulu var. öğ-
renci sayısı 10'u geçmediği için okul boş duruyor. Eldeki
8 öğrenci bir minibüsle kasabadaki okula taşınıyor.
Bazı açıkgözlerin okula göz koydukları söyleniyor.
Burayı Milli Eğitim'in elinden alıp görkemli bir gazino
yapmak istiyorlarmış... Evlerin milyarlar etmesi karşı-
sında köyün kasabaya, kasabanın da köye taşınmasın-
dan söz ediliyor.
BULMACA
SOLDAN SAĞA: 1 _ 2_3_ 4
1/ Başı küçük, kuyruğu
kalın ve kısa, zararsız ve
zehirsiz bir yılan. 2/
Muğla'run bir ilçesi...
Yurdumuzun batısında
bir körfez. 3/ Coşkun,
esinle dolu... Arapçada
"ben." 4/ Gümüşün sim-
gesL.Tüm, bütün... Nazi 6
partisinin askeri polis ör- -,
gütü. 5/ İcranın ılımh bir
tempoda ohnası gerekti- 8
ğini belirten müzik teri- g
mi. 6/ Konya ilinde bir
baraj... Bir rekoru yineleme anla-
mında kullanılan spor terimi. 7/
Doğal vç tarihsel özelliklerinden
dolayı koruma aluna alınan alan...
Afrika'run güney ucundaki bur-
nun adı. 8/ Sık gözlü ağ... Kalayın
simgesi... Bir nota. 9/ Kansızlıİc...
Dağ sırtlannda geçit veren çukur
YTfKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Üzüm şırasından yapılan ağar-
tılmış ve koyulaşünhnış pekmez...
Uzakhk işareti. 2/ Çok sayıda saücıya karşı az sayıda akcının
yer aldığı piyasa sistemi. 3/ İnce deri ya da ince kabuk... Bir
çemberin içinde kalan düzlem parçası. 4/ ABD Başkanı Eisen-
hower'ın takma adı. 5/ Ağız kısrru yayvan bakır tas... Bir nota.
6/ Radyumun simgesi... Dar ve basık bir kıyı kordonuyla deniz-
den aynlmış sığ ve durgun kıyı gölü. 7/ Tanmda kullanılan
azotlu gübre... Eksiği olmayan. 8/ Vadesi uzaülan borç. 9/ Sa-
bahattin Ali'nin bir öykü kitabı.,. Uzun omuz atkısı.
İLAN
T.C.
BURHANİYE ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1992 241
Davacı belediye başkanhğı vekili tarafından davah Haüme Sa-
raçoğlu ve arkadaşlan aleyhine ikame ettiği acele el koyma sebebiyle
tescil davasmda verilen karar uyannca;
Burhaniye Mahkeme Mahallesi Sanayı Sokak"ta bulunan 106 ada
1. parselde kayıth taşınmazın tapu kaydında malik hanesinin iptali ile
Mahkeme Mahallesi 106 ada 1 parselin Burhaniye Belediye Başkan-
hğı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verihniş olup iş bu verilen
karar davahlardan Naciye Erim, Cavit Saraçoğlu, Yıldınm Saraçoğ-
lu, Yıldıray Saraçoğlu, Kazım Saraçoğlu, Gülper Saraçoğlu, Muhit-
tın Saraçoğlu. Perihan Saraçoğlu, Ayşa Saraçoğlu iş bu mahkeme-
mizden verilen 14 4.1994 tarihli karann tebliğine kaim ohnak üzere
ilanan tebliğ olunur.
Basın: 32389
T.C.
KADIKÖY1. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ BAŞKANLIĞFNDAN
Esas No: 1994'119
Davacı: Merdol Meünipek ve Emre Tongo
Vekiü: Av. Ünal Dündar
Davah: Hasan Sönmez Vahde Cami Sokak. no: 75 Aksaray
Dava: Tescile icbar
Cevapsüresi: lOgündür
Davaa Merdol Meünipek ve Emre Tongo vekili tarafından davah
Hasan Sönmez aleyhine açılan tescile icbar davasının yapılan yargıla-
ması nedeniyle,
Davahya belirtilen adresinde dava dilekçesinin tebhğ edilemediği,
adres araştırmasında tebligata elverişh adresinin bulunamadığı anla-
şıhnakla 7201 sayıh kanunun 28/29. maddeleri gereğince dava dilek-
çesinin ilan yolu ile duyurulmasına karar verihniştir.
Mahkemede 11.10.1994günü saat: 13.50'dehazırolmanızveyabir
vekil ile temsil ettirmeniz, duruşmaya gehnediğiniz mazeret bildınne-
dığıniz ve delil sunmadığınız takdirde yargüamanın yokluğunuzda
yapılacağı ve karar verileceği ilanen tebüğ olunur.
İşbu ilan yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra karar tebüğ
edilmiş sayılacakür. 28.6.1994
Basın: 8730