05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS1994PERŞEMBE HABERLER Alpay Kabacalı Özgürbasınındestekçisi• Çok geçmeden, 27 Mayıs 1960'ta ordu yönetime el koyar. Yeni • Nadir Nadi, 1957 seçimlerinde adaylığını koymaz, milletvekilliği birdönemaçılır... Devlet Başkanı Cemal Gürsel, 1961 seçimlerinde sonaerer. Zaten 1954 seçimlerinden sonra Menderes'le Nadir Nadi'ye kontenjan senatörlüğü önerir. O, "Gazetenin Cumhuriyet'in arası iyice açılmaya başlamıştır. 1957 seçimleri, DP başında ülkeye ve devletine daha yararlı olabileceğini" ileri sürerek oylannm düştüğünü kanıtlar. 34 kişilik CHP Meclis grubu, bu bağışlamasını diler. seçimierde 170'e yükselmiştir. ızını alamayan millet- vekili, Büyük Millet Meclisi kürsüsünden, o zaman ezici çoğun- luğu CHPIi olan arkadaşlarına karşı Cumhuriyet ve babam hakkında ağır sözler söyledi. Urfa Milletvekili Fahri Kara- kaya ile İstanbul mDletvekUi Se- nihı Yürüten'in kmamalan dışmda salonda bulunanlardan kimsenin ses çıkarmadığı bu Lv- natlara biz Cumhuriyet'te gerekli cevaplan verdik >e mahkemelik okhık. Aylarca süren da>a sonun- da, Baha Ankan'm başkanlık et- rjği Temyiz Ceza Dairesi ka- ranyia beraat ettik." (Perde Aralığından, s. 244-246) Bu dava. "Cumhuriyet-Fahri Kurtuluş DavasT olarak arulmış ve o dönemin basınına geniş öl- çüde yansımıştır. INaflrNadlbağımsız 1950 genel seçimleri öncesin- de, Demokrat Parti (DP) ileri gelenkri, Nadir Nadi'ye "De- mokrat Parti Kstesinden bağmsız olarak milletvekiti adayı obna" önensinde bulunur- lar. Nadir Nadi, Muğla millet- vekili olarak TBMM'ye girer. 1954'te yeniden seçilir. Başyazar, ezanın Türkçe okunmasından vazgeçılmesi ile Atatürk devrimlerinden ilk ödü- nün verildiği kanısmdadır. Bunu başka ödünler izler... Na- dir Nadi, yaalannda DP ikti- dannı sık sık "Atatürk ilkeleri tpğmda" uyanr. Ama 1954 se- ÇLmlerini de ezici bir çoğunlukla kazanan DP, yanlış bir yola sapmışür ve her geçen gün bu yanlış yolda ilerlemektedir. Mu- halefetle arası da iyiden iyiye açümıştır; neredeyse muhalefe- tin varlığını gereksiz görmekte- dir. Cumhuriyet başyazan, millet- vekilliğinin ilk yılında Avrupa Konseyi'ne temsılci seçilir: "Çok partfli yaşamın ilk günle- riydi. Meclis'in "merdıven altı' dedikkri alt katın birbirine karşıt iki köşesi arasmdaki geniş kori- dorda tek başıma \olta atıyor- dtan. Birinin koiuma girdiğini farkettim. Baktnn, Dışişleri Ba- kam Fuat Köprülü. Bana ayak uydurarak yürümeyi sürdürür- keo hemen konuyu açü: - Nadir, dedi. Avrupa Konse- yi'ne temsücüer sececeğiz, sen de ghmek ister misin? Derhal kabul ettim. Gazeteci nftetigmde çeşitli Batı başkentlerinde çok bulun- muştum, ünhi bakanlaria, parti ileri gelenleriyie, pariamento üye- leriyle röportajlar yapnuştım. Bu kez mesiektaş olacaktım onlarla. tlginç buiuyordum bu ek görevi. Avrupa Konseyi o tarihten bir yıl önce kunıimuş, ilk topianbsı da 1949 yılı Kasrni ayında Stras- bourg'da yapdnuştı. Yunaras- tan'la birükte Konsey üyeliğine davet edildiğimiz zaman ikti- darda buiunan CHP, Strasbo- urg'a tam kadro halinde hep ken- di ımDetvekiDerini göndermiş, aralannda bir tek muhatife bfle yer vermemişti. Çoğuku demok- ratik sstemin sistemi bilinen Konsey tophıluğu içinde biz istis- nateşkilediyorduk. Bu kez de DP Strasbourg'a gi- decekler arasında hiçbir CHPU obnayan. 8 kişilik kontenjandan Tsini kendi üyeleri arasından se- çerken, beni nazar boncuğu örne- ğL, bağmsız olarak gönderiyor- du. Demokrasi yolunda bu bir flerleme sayüabilir miydi? Öyle (üyebm. Avrupa Konsey üyeteri, kuru- Nadir Nadi; Oktay Akbal, İlhan Selçuk ve gazetemizin uzun yıllar emekçiliğini vapan 'Hasan Amca' Ue birlikte MŞ beigesuıe gore, ne ulkelerinı * ne partilerini değil, yalnız kendi kişilikle- riri temsfl ediyorlardı. Konuşmalar ko- nuşraacıdan başka kimseyi bağlamıyor- du. Söz alan saym üye oturduğu yerden ayağa kalkarak öaündeki mikrofon anaiığı ue düşûncelerini özgürce açı- klardL Ona sonı sormak (birçok parla- mentolarda oMuğu gibi) yasaktı. Tiirki- gitti. Her tarafa bir kibaruğm, ağn maktan öteye geçmeyecekti. Fransız rbaşblığm egemen olduğu ilk bakışta gö- temsUcüerinden Yvon Delbos beni libe- rülüyordu. En yaşhmız Ekrem Hayri nü** safma çekmek için bir iki sondaj Cstündağı kendimize başkan seçtik. yaptrysa da, pek heveslenmediğimi se- Bu, belki de oylamava başvurmadan zinceiistüme>armadı."(Ag>,s. 96). kendiliğinden oluverdi. (...) _ Ben, Avrupa Kopseyi'nde altı yıl sü- İBaPdağl taSMM itamla rekli göre* aklım. Dk yıl bir yana, geri ye Bfiyük MDlet Meclisi içtüzüğü gere- kalan beş yıl içinde komisyonlardaki ğince Meclis tarafından ulusîararası toptanükra gönderikcek üyeierin en az bir yıbancı düi i>i bilmeleri koşukhı. Bizin] heyet şu kişflerden otuşmuştu: çahşmalanmı saymazsak her genel ku- rul toplantısında yazdı bir konuşma yaptım. (...) Konuşmalanmda ben geneuHde insan Nadir Nadi, 1957 seçimlerinde adaylığını koymaz, milletvekilliği sona erer. Zaten 1954 seçimlerinden sonra Menderes'le Cumhuriyet'in arası iyice açılmaya başlamışur. 1957 seçimleri, Suat Hayri Ürgüplü, Osman Kapani, haklanıidan, ulusîararası hak eşitliğin- DP oyîannın düştüğünü kanıtlır. 34 ki- Ziyad Ebüzziya, Zeyyat Mandalincı, den. kaba kuvvetin hiçbir sonına çözüm Arif Hikmet Pamukçuoğlu, Ekrem getiremeyeceğinden söz eder, dünya Hajri Üstündağ, Cihat Babanveben. banşı uğruna iyi niyetle çaba harcan- CHP Meclis grubu, bu seçimierde 170'e yükselmiştir. "Hem de DP'nin kendi yandaşlarmı Vluhalefetten kimsenin almmaması ması gereğini vurgulardnn." (Olur Şey kamyonlara doldurup yargiç kararı ile bir yana bırakıhrsa heyetin kuruluş bi- çimi iyi idi. Her birimiz hiç değiise bir yabaaa düi oktukça düzgün konuşabili- yor,yazabiliyorduk.GeçenyılKonseyBa şkaıilığı'na secilen eski Belçika Baş- bakanlanndan Paul Hanri Spaak yine başkandL Topi^ntiann havası hoşuma Değil.s. 81-85). "Ben bir ara sosyaüstlere katümayı düşünmedim diyemeyeceğun. Sonradan doğnı bulmadırn. Bizde ılımlı da olsa sosyalist düşünceye örgütlenme olanağı tanınmadığına göre tek başıma aralan- na kanşmam bir özenti, bir gösteriş ol- birkaç sandıkta oy kuUanmalannı sağ- ladığı ve CHPye oy vereceği sanılan kimi yurttaşlan seçmen listelerine yazdı- rmadığı halde." DP'nın Vatan Cephesi adıyla kur- duğu "diişsel kuruluş"ıan sonra iktidar- muhalefet ilişkileri iyice gerginleşir. Na- dir Nadi, birkaç yıl boyunca Mende- res'le hiç karşı karşıya gelmez. Ancak Menderes, bütün köprüleri atmaktan yana değildir. 1959'da Washington'a CENTO toplanüsına giderken geziye Nadir Nadi'nin de katılmasını ister. Cumhuriyet başyazan bu geziye katıbr; VVashington'u, Dallas'ı, New York'u, Pittsburg'u görür. (Olur Şey Değil, s. 68-80). 1960 Nisan'ında ünlü Soruşturma (Tahkikat) Komisyonu'nun kurulma- a, bardağı taşıran son damla olur: "Bu öyle bir komisyondu ki. neredey- se TBMM'nin tüm yetkilerini fazlasıyla nefsinde toptuyordu. Insanlan sorguya çekiyor, gerekirse tutukluyor, dernek toplantılannı, hatta Meclis görüşmeleri- nin yayutlanmasını yasaklıyordu." Anayasa'ya aykın olarak kurulan bu komisyonunoluşmasının hemen ardı- ndan, 'tlkin Istanbul, ertesi gün de An- kara L niversiteleri'nde öğrenciler pro- testo gösterilerine başladılar. Artık baskı protesto, baskı protesto birbirini izleyerek sûrüp gidiyor. Avni Do- ğan ve arkadaşlannııi verdiği, ko- misyon işlemleri ûzerine Meclis soruşturması hakkındaki öoerge- nin basında yaymııu, aynı komis- yon yasaklıyor." Ve 30 nisan günlü Cumhuri- yet'te AM Urvi'nin altında "Lçtu uçtu" yazısı buiunan karikatürü yavımlanır: "Bu karikatür, başta Neron ol- mak üzere, Hitler, Mussolini, Batısta ve benzerieri gibi gelmiş geçmiş beş altı diktatöriin arkası- ndan Adnan Menderes'i de sıra- ya koyuyor, sonucun iyi olma- yacağını belirtiyordu. O sabah telefonla sıkıyönetimden beni is- tediler. Kalktım gittim. Bir ha- kim albay sorguya çekti. Neydi bu karikatürün anlamı? Yazıişle- ri müdüıierinin her zaman baş- vurduklan yöndemi denedün. Maksat köhı değikü. Bu bir uyan karikatüründen ibaretti. Albay belki icinden bana hak veriyordu. Ama ne yapsın? Buynık yukan- dan gelrnişti. Çaresizlik içinde ellerini iki yana açarak Olur mu ya?° demeye getirdi. Zaten karar verilmiş, Cumhuriyet'in o sayısı sabah erkenden toplatılmtştı. Öğleden sonra gazetenin 10 gün süre ile kapatıldığını büdiren Sı- kıyönetim Komutanlığı tezkere- sini aldık. Arkadaşımn Ali L Ivi de gözaltına alınıp Topkapı Mal- tepesi'ndeki kışlaya götürüldû." (Olur Şey Değil. s. 123-124). 127 Mayıs'tan sonra Çok geçmeden, 27 Mayıs 1960'ta ordu yönetime el koyar. Yeni bir dönem açüır... Devlet Başkanı Cemal Gürsel, 1961 seçimlerinde Nadir Nadi'- ye kontenjan senatörlüğü öne- rir. O, "Gazetenin başında ülke- ye ve devletine daha yararlı olabi- leceğini'' ileri sürerek bağışlama- sını diler. 1962'de Cumhuriyet'in "Yu- nus Nadi Armağanı" şanşması "Liberalizm mi, sosyaüzm mi?" tartışmasına aynhr. Bu > arışma için gönderilen "Türkiye'nin Tek Kurtuluş Yolu: Sosyalizm" başlıkh yazı nedeniyle, yanyı kaleme alan Şadi Alkıbç ile ga- zetenin yazıişleri müdürü tutuk- lanır. Yazıişleri müdürü ilk cel- sede serbest bırakılır. Şadi Alkıhç'ın dosyası ise ağır ceza mahkemeleri arasında do- laşır durur. Beraat eder; Yargı- tay bozar. Yeniden yargılanır, dosya Ceza Genel Kurulu'na gi- der... Bu dava dolayısıyla Cumhu- riyet komünistlikle suçlanır. Genel Yayın Yönetmeni Cevat Fehmi Başkut ıstifa etmek zo- runda bırakılır: "Ey>ah, olan ounuş, Cumhuri- yet'i icerden çökertmek isteyen- İer ilk meydan sa>aşını kazanmı- şlardı. Çok canım sıkıidı. Cevat'a söy lemediğimi bırakmadnn. Or- taklanmın beklediği zaten buy- du. Ne sanıyordu, istifa edince "hayır kabul etmıyoruz, ne olur geri al° diye yaivaracaklar mıydı? Dediğim çıkü. Genel yayuı mü- dürümüzün 'ya etmezse' "diye he- yecanla beklenen isrifası yöoetim kurulunca derhal onaylandı. Nasıl bir yol tutmauydnn? Başlangıctan beri yönetim kuru- lunda göre> almamtstım. Gazete- nin genel politikasmı babarndan miras kalan tinsel (manevi) gü- cümle yüriitüyordum. Oysa or- taklanm beni günlük yazüanmla başbaşa bırakıp kendi politika- lannı uygulamak istiyorlardı. Bu polirjkanm hafîf geriye dönük. ılımlı bir yol olacağmı tahmin edi- yordum. Cumhuriyet'in canlılığı (dinamizmi) ne ölçüde gevşeye- cekti. Imzasız ksa bir yazı yazdHn, rahat- sızlığımı ileri sürerek (bir şeyim yoktu, turp gibiydim) bir süre dinJeneceğimi ve bu süre içinde gazetenin yönetimiyle hiç- bir şekilde ügilenmeyeceğimi okurlara duvurdum." (Olur" Şey Değil, s. 166-167). Nadir Nadi, gazeteden aynlınca, benzer durumlarda yaptığı gibi, ken- dini kemana verir. Bir süre sonra da anılannı (Perde Aralığından) yazmaya başlar. Bu sırada... "1964 kısnü Senato seçimlerinden bir gün önce, Ecvet Güresin yerine Ankara temsikiuğunizi üstlenen Kemal Aydar telefonda bana şu haberi fletti: - Cumhurbaşkanı Gürsel Paşa sizi kontenjan senatörlüğüne secmeyi düşü- nüyor. '1961'de kabul etmemiştı. Bu sefer ricamı tekrarlıyorum. Yine iste- mezse ararnızda kalması şartıyla ceva- bını beklerim' diyor. SÜRECEK PERSEMBE ORHAN BURSALI Gelişmek?! Kalkınma nedir? Gelişmenin veya kalkınmışlığın ölçüleri neden hep ekonomikgöstergelerle, birtakım rakamlarladilegetiri- liyor, kendinize sordunuz mu hiç? Üstelik bu göstergeler de durmadan değişir. Belleğimizi yoklarsak, bir zamanlar elektrik üretimi- nin -ve de tüketiminin- gelişmişlik düzeyinin başlıca göstergesi sayıldığını anımsarız. Ülkeler karşılaştırmasmda bu önemliydi. Bir ülke diğerine sorardı- Soyle bakiiim ne kadar elektrik tüketiyorsun? Bu soru üç beş yılda bir değişip durdu: Milli gelirden kişi başına kaç dolar düşüyor? Kaç hanede TV'niz var? Ne kadar tuvalet kağıdı kullanıyorsunuz? SorLİar bilimsel teknolojik devrime ayak uydurarak ve onun nimetlerini gözeterek günümüzde şöyle gelişti: Efendim, bılgisayar kullanma oranınız nedir? Kaçınızın cebinde cep telefonu var? Vs. Çok şükür, özellikle bilimsel teknolojik devrimin ürün- lerinden yararlanma konusunda dünyadan hiç de geri kalmıyoruz. Bugün dünyada hangi yeni teknolojik ürün geliştirilse, şıpTürkiye'de. ••• "Kalkınma rakamları"n\n şampiyonu Saym Demirel'- dir. Yolsuzluğun, rüşvetin, devlet banka ve işletmelerinin talan belgelerinin yerlerde süründüğü; siyasette ve tica- rette ahlaksızlık boyutunun ülkenin en üst makamlarına kadar tırmandığı ve oralarda resmen temsil edildiği; halk ve aydınlar arasında umutsuzluğun doruğa tırman- dığı dönemlerde devlet ve rejım kurtarıcısı olarak Demi- rel ortaya çıkar, rakamları konuşturur. Otomobil mi? Yollar arabalardan geçılmiyor. Baraj mı, yol mu, elektrikli köy mü, konutmu.dişfırça- sı mı, ne istersenız rakamları tıkır tıkır ortalığa döker. Tanrım, nereden nerelere gelmişiz! Ama, kişi başına düşen milli gelir 2500 dolardan yine 1000 dolara inmiştir ne gam! Pekı gelecek için umut? O da var. Projeler, hem de büyük büyük ve kucak dolusu! önümüzdeki ilk üç yılda şunlar, ilk beş yılda bunlar, gelecek on yıl içinde öbürlerı gerçekleşecek 2000 yılının ilk aylarında dünyanın seyredeceği Türki- ye görüntüsü pırıl pırıldır. Gökyüzünde ışık saçan dolu- nay gibidir ülkemiz. Işte bakın uzayda uydusu olan ülkeler arasına da katıl- madık mı! Hele 2005 yılı için verilen kepkeskin rakamlara içimiz gider, yureğimiz erir. Ülkemiz ve milletimize güvenımiz tazelenmeye; dev- letimize (Rusya'da ortaya çıkan yeni Türk devletleri sa- yesinde 'Son Türk devleti' edebıyatı çok şükür bitti!) ve onların tüm organlarına saygımız ayakta tutulmaya çalı- şılır. Politikacımız, yine en büyük kurtarıcımızdır! Beğenmiyorsan beş yılda bir, hele erken seçimler olursa üç dört yılda bir değiştir kardeşim! Demokrasinin nimeti! Su başına gidip gelen anlamında değişen sadece po- litikacılardır aslında. ••• Yazımızın başına dönelim. Kalkınma ve gelişme, bir takım rakamların artması, ekonomik göstergelerin yukarı tırmanması ise eğer; ül- kede hakkını arayıp bulamadığı için Avrupa İnsan Hak- ları Mahkemesi'ne başvuran ve adalet arayanlarm sayısınm her geçen gün artarak 300'ü aşması neyin gös- tergesidir öyleyse? Mektupla dikkat çektiler Isveç YazorlorBirEği'nden ÇUİer'eAziz Nem uycoısı GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM-İsveç Yazarlar Birliğı. Başbakan Tansu Çiller'e bir mektup göndererek Aziz Nesin konusunda uyanda bulundu. İsveç Yazarlar BırlığYnın Başkanı Peter Curman'ın imzasını taşıyan 22 ağustos tarihli mektupta, Sıv as olaylannın suçunun Aziz Nesin'e yıkılmak istenmesinin, "Türkiy e'nin uy gar bir ülke olmadığı şeklinideki üzücü kanıyı güçlendireceği" yer alıvor. Mektupta. Çillerın başsava dahil olmak üzere gerekli sorumlular üzerinde nüfuzunu kullanarak Aziz Nesin'in özgürce yaşamasının veçalışmasının sağlanması isteniyor. Öteyandan, İsveç'in en büyük sabah gazetesi Dagens Nyheter'in 24 ağustos tarihli kültür bölümünde, Aziz Nesin'in Sıvas'ta yanmakta olan otelden itfaiye merdıverü\ le inmeye çalışırken, yobaz Cafer Erçakmak'ın onu göstererek halkı kışkırttığı anın ünlü renkli fotoğrafı bir kez daha bü> ük boy olarak ya yımlandı. "Aziz Nesin, ölüm cezası tehdidi altında" iri başlığından sonra, İsveç Radyosu'nun Türkçe Yayınlar Bölümü'nün Aziz Nesın'le yaptığı telefon görüşmesı de yayımlandı. Osman İkiz'in yaptığı söyleşide, Aziz Nesin, ekonomik koşullan elverdiği takdırde Türkıye'de ulusîararası bir konferans düzenleyerek devlet yönetiminden dinin uzak tutulması konusunun tartışılmasmı sağlayacağını açıklıyor. Nesin'in çağıracağı yabancı konuklann başında Salman Rüşdü ve Teslime Nesrin geliyor. 'iktidara Yürüyüş Kongresi' DSP İsuuıhuI İl Kongr«si 4 eylülde gerçekleştirilecek HaberMerkezi- DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in kaülacağı İstanbul Olağan II Kongresi 4 Eylül 1994 Pazar günü saat 10.00'da yapılacak. Istanbul Hilton Oteli Fuar Salonu'nda toplanacak olan kongrede yönetim ve disiplin kurullannın yanı sıra kurultay delegelerinin seçimi de yapılacak. Genel kurul hazırhklan hakkında basma bilgi veren İstanbul İl Başkanı Erdoğan Toprak şöyle dedi: "Kuruhay öncesiıide Genel Başkanımız Sa> ın Bülent Ecevit'in katılımıv la yapacağımız bu kongrenin, partimizin iktidara yürüdüğü bir kongre olacağına inanıyoruz. Bu nedenle İstanbul İl KongremİHn admı 'İktidara Yürü>-üş Kongresı" koyduk. örgütümüz, bütün üyeleri ve yandaşlanflebirlikte vebüyük oirbütünlükiçerisinde kongremize hazniamyoruz. Demokratik Sol Parti'nin onurlu ve dürüst üyeleri olarak halkımızın, partimizin kuruluşundan bu yana sergUediği sağlam ve anlamlı geb^meyi içtenlikle değeriendirisim görüyor, bundan onur duyııyor ve ülkemizin geleceği için umutlanıvoruz. Siyasal yaşamda gelecek, Demokratik Sol Parti'nindir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle