05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 25 AĞUSTOS1994 PERŞEMBE 12 KULTUR YıldızSarayı Hasbahçe Konserleri • tSTANBUL (AA) - Kültür Bakanlığı. bakanlık müzik topluluJdannın halkla bütünleşmesini ve Yıldız Sarayı'nın halka açılarak tanıülmasını sağlamak amacıyla bir dizi konser düzenleyecek. Yıldız Sarayı Hasbahçe'de yapılacak konserlerin ilki, Mehter ve Istanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu tarafından, yann akşamsaat21.00'de gerçekleştirilecek. Konser biletlerinin, AKM gişesi ve Yıldız Sarayı Müzeşi'nde şaüşa sunulduğu bildirildi. Türkiye'nin açtığı çıgır, VVashington Post'a yopum oldu • W ASHCVGTON (AA) - ABD'nin en etkin gazetelerinden VVashington Post, çalınan ve yağmalanan kültür ve sanat değerlerinin geri verilmesi konusunda Türkiye'nin çığır açtığını yazdı. Gazetenin "Evine dönen heykel" başhklı yonımunda, birkaç yıl önce, müzelerinellerindekı sanat eserlerini ve kültür varlıklannı çalındıklan ülkelere vermelerinin söz konusu bile olmadığı belirtildi. "Marsyas Heykeli"nin Metropolitan Müzesi tarafından geçen hafta içinde Türkiye'ye gönderildiğini kaydeden VVashington Post Türk hükümetinin Karun Hazineleri'nin ardından Marsyas Heykeli ya da diğer ismiyle Aphrodisias Boy'u New York Metropolitan Müzesi'nden geri almasıyla tüm dengelerin değiştiğini kaydetti. Onlarca yıldır süregelen kültür değerleri ve sanat eserlerinin yağmalanmasının. şimdi de Doğu Avrupa'daki müzeleri ve kiliseleri hedeflediği belirtılen yorumda şöyle denildi: "Bu değerlerin kaybı, sadece sahibi olan ülkelere değil. Bilim adamlan, araştırmacılar ve sanatseverler de bu değerlerin yağmalanmasından kayba uğruyorlar. Özgün ve asıl çevrelerinden kopanlan bu sanat değerleri, gerçek ortamlanndan yoksun bırakılarak bu değerlere ilgi gösterenler tarafından anlaşılmalan güçleştiriliyor." Kanuni Sultan Süleyman Anıtı açılıyor • ANKARA(AA)- Macaristan'da yaptınlan Kanuni Sultan Süleyman Anıtı ile Budapeşte Milli Müzeşi'nde düzenlenen Kanuni Sultan Süleyman Sergisi, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından açılacak. Kanuni Sultan Süleyman'ın doğumunun 500. yıldönümü kutlamalan çerçevesinde, geçen yıl aralık ayında zamanın Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın bu ülkeye yapüğı gezi sırasında gerçekleştirilmesine karar verilen etkinlikJeri son aşamasına geldi. Bu çalışma kapsamında Batılılann "Muhteşem" adıyla andıklan Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlannın gömülü olduğu tahmin edilen Zigetvar yakırunda Kültür Bakanlığı tarafından 99 yıllığına kiralanan alana, Selçuklu-Osmanh mimarisinin özellıklerini taşıyan Türk-Macar Dostluk Parkı inşa edilerek, çevre düzenlemesi tamamlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 5-7 eylül tarihleri arasında bu ülkeye yapacağı ziyaret sırasında Zigetvar yakınlanndaki Kanuni Sultan Süleyman Anıü'nı açacak. Cumhurbaşkanı Demirel, aynca Budapeşte Milli Müzeşi'nde gerçekleştirilecek Kanuni Sultan Süleyman Sergisi'nin de açılışıru yapacak. Yılın ilk 6 ayında, 10 müzeden 44 milyar lira gelip • İSTANBLX (AA) - İstanbul'da, Kültür BakanlığYna bağlı lOmüze, adeta "darphane gibi" para basıyor. Son 3 yılda, bu müzelerden 200 milyar liranın üzerinde gelir elde edihrken, bu rakam bu yıbn 6 ayında 44 milyar liranın üzerinde gerçekleşti. Bu yıhn ilk 6 ayında Arkeoloji, Ayasofya, Kariye, Mozaik. Divan Edebiyau, Rumelihisan. Yedikule Hisan, Topkapı Sarayı, Türk-lslam Eserleri ve Adam Mickrevich müzelerinden, toplam 44 milyar 257 milyon 338 bin liralık gelir elde edildi. Bu süre içinde müzeleri, 721 bin 434'ü yabancı turist olmak üzere, toplam 1 milyon 145 bin 445 kişi ziyaret etti. Yerli ve yabancı luristler, müzeler arasında en büyük ilgiyı Topkapı Sarayı ile Ayasofya Müzesi'ne gösteriyorlar. Topkapı Sarayı'nı bu yıhn ilk 6 ayında, 171 bin 910'u yerli olmak üzere, toplam 512 bin 313 turist gezerken, bu ziyaretçilerden 22 milyar 775 milyon 485 bin lira gelir sağlandı. Topkapı Sarayı Müzesi kadar ilgi gören bir başka müze de Ayasofya Müzesi. Ayasofya Müzesi'iL aynı süre içinde ziyaret eden 158 bin 888'i yerli, toplam 429 bin 78 tunst, gişelere 14 milyar 558 milyon 600 bin tira bıraku. KUNDERA VE VASİYETLER... Roman, Avrupa ve saptırılmış vasiyetler HALİLGÖKHAN Fransa'da geçen "Ölümsüzlük" adlı romanından bu yana Kundera'- sız birkaç yıl daha. Sonunda daya- namayıp o da bu yıhn başında sus- kunluğunu bozdu ve şöyle dedi:" Av- nıpa'nın en büyük başarısızlıkları- ndan biri. bir bütünlük olarak bir ro- man yaratamamasıdır. (...) Ulusal edebiyat dönemi bitmiştir; gün, dünya edebiyatınm öne çıktığı gündür. Bu düşünce Goethe'nin mirasını biçimle- miştir. Ama bir başka miras ihanete uğramıştır. Çünkü edebiyat tarihi ve eleştiri, kendilerini coğrafı özellikle- rinden soyutlama erkine sahip değil- lerdir." Kundera yine 1987 yılında yayımlanan Roman Sanatı'nın Cer- vantes'in "Hor Görülen Mirası" başhklı bölümünde şöyle diyordu: "Romanın var olma nedeni, "ya- şamın dünyası'nı sürekli bir ışık altı- nda rutmak ve btzi 'varlığm unutul- ması'na karşı korumaksa eğer, yaşa- ması bugün her zamankinden daha gerekli değil mi? (...) Romanın eğilimi sürekliliğin eğilimidir: Her y apıt daha önceki yapıtlara bir y anıttır, her y apıt romanın önceki dene.vimlerini içerir. (...) tnandığım, romaıun zamanımızın anlayışıyla bir arada yaşamaya- cağıdır; eğer henüz keşfedilmemiş olanı keşfetmek istiyorsa, eğer roman olarak 'ilerlemek' istiyorsa, bunu an- cak dünyanın gelişmesine karşı ger- çekleştirebiür." Avnıpa müziğinin tarihi Geçen yıl Kundera, "Les Testa- ments Trahis" ile göründü. Kısa bir süre sonra "Aujourd'hui" ödülüyle kutsandı bu kitap. Jean-Louis Arna- ud, "Avnıpa Hala Avrupa mı?" başhkh yazısında bu kitabı değer- lendirirken şunlan yazıyordu: "Kun- dera herkesten daha iyi bildiği bir ko- nuyu işliyor: Sanatsal yaratı ve ro- man, yani sanatların en Avrupaltsı." Onun kitabı, Thomas Mann'ın ad- landırdığı gibi "geçmişin kuyusuna" dahşa bir davet. Bütün kültürümü- zün, yazınımızın ve duyarhhğımızın açındınldığı bu zaman-mekan dili- minde yazarlar ve sanatçılar, yüzyıl lann ve devletlerin sınırlan üstün- den, sözün kısası tarihten aynlamaz olan bir Avrupa sanatı tarihinin oğullannı birbirine bağladılar. Kundera için, Avrupa uygar- kğmm özgürlüğünü kuran. duygu- dur. Bu izlek son romanı olan "Öİüm- "Geleceğin gözümde hiçbir değeri yoksa kime bağlıyım ben? Tanrı'ya mı? Vatana mı? Halka mı? Bireye mi?" diyor Milan Kundera. süzlük"te bir ana süs olarak işe ya- ramıştı. Bu romanda Kundera. 12. yüzyılda kıtamız üzerinde yeni bir türün, 'Homo Sentientalis' in ortaya çıkışını yerine kondurmuştu. (...) "Avrupa hala modern zamanlar döneminde mi bulunuyor" dıye soru- yor Kundera.. ya da Avrupa. henüz adı bulunmayan ve sanatlann artık bir öneminin kalmadığı başka bir çağa girmek üzere mi? İşte bütün dil- lerin en Avrupalısı olan Fransızcay- la Kundera'nın yazdığı denemelerin örgüsü bu. Daha önce birkaçı yayımlanmış olan dokuz metnin kahramanlan Rabelais, Cervantes, Josquin des Pres, Bach, Diderot, Sterne, Mozart, Goethe, Beetho>en, Balzac, Flaubert, Nietzsche, Dostoyevski, Tolstoy, Ja- nacek, Mahler, Kafka, Broch, Musfl, Joyce, Bartok, Stravinski, Gombro- wicz, Picasso, Hemingway, Messai- en... O zdemir İnce, "Milan Kundera'nın 'Saptınlmış Vasiyetler'inden sonra. aklı başında insanlar, başta Kafka olmak üzere birçok yirmmci yüzyıl romancısını yeniden okumak zorunda kalacaklar; roman tarihinin görünmez hiyerarşisinde en azından birkaç değişiklik yapacaklar; başta 'ironi' olmak üzere bazı temel sanatsal kavramlan doğru düriist bilmediklerini fark edecekler"diyor. Kundera'ya göre Avrupa müziği- nin tarihi. romanın tarihinden yüzyıllar öncesinde başlıyor. Ancak her ikisi de iki dönemde, benzer bir dizemde gelişiyorlar, duraklan eşsü- remh' olmasa bile. Müziğinki 17. yüzyıhn ortasında Bach ve Mozart arasında -18. yüzyıh, 19. yüzyıldan ayıran romanın durağının önüne ge- çerek- Laclos ve Sterne bir yanda, Scott ve Balzac öte yanda. (...) Kalıt çok büyük olduğundan. va- siyetler de sayısız \e hainler her yer- de: Çevirmenler, yayıncılar, uyarla- macılar. orkestra şefleri... İhbarlan- ndan hiç de yorulmayan Kundera. yaşamöyküsü yazarlannı unut- muyor: "Kendi kanlarının cinsel ya- şamlarını bilmiyorlar, fakat Stend- hal'm, Faulkner'uı cinsel yaşamlannı bildiklerini sanıyorlar!.. İhanetlerin listesi çok uzun ve ne yazık ki bitmiş değil, en kötüsünün önümüzde oldu- ğunu söylemeye kimse y anaşmıyor." "Les Testaments Trahis", dilimi- ze. "Saptırılmış Vasiyetler" başlığı altında şair ve editör Özdemir İnce tarafından çevriliyor. Hatta bugün- lerde çevirisinin bittiği bile söylene- bilir. Ozdemir İnce. bu önemli dene- me yapıtının görkemli geüşini, Dün- ya Kitap dergisindeki köşesinde açık sözlülük içinde şöyle haber veri- yor: "Milan Kundera'nın "Saptınlmış Vasivetler'inden sonra, aklı başında insanlar, başta Kafka olmak üzere birçok yirminci yüzyıl romancısını yeniden okumak zorunda kalacaklar; roman tarihinin görünmez hiyerarşi- sinde en azından birkaç değişiklik ya- pacaklar; başta 'ironi' olmak üzere bazı temel sanatsal kavramları doğru dörüst bilmediklerini fark edecekler; sonra Türkiye'ye dönecekler ve kişi- lik (persona) ile maske (persona) arasmdaki birlik ve çelişkiyi ya- şayanları, belki de ilk kez görecekler. Bir kitap ancak böyle' bir yapıt' oluyor: Girdiği ortamı düzen değişik- liğine zorladığı zaman. 'Şato ve Ceza Sömürgesi' 'Saptınlmış Vasiyetler'le birlikte yazınsal ve sanatsal bağlamda, bir tür kimsayal değişim ve oluşum ya- şadığımı fark ediyorum. Bir başka şey görüyorum: Kafka Türkiye'yi yazmış ve Kafka bir evrensel Türk'- tür; Şato ve Ceza Sömürgesi Tür- kiye'dir, Türkiye'dedir ve Türkiye'yi bir somutluk bih'nci içinde yaşayanlar birer Joseph K'dır; Türkiye, Türkiye değil, fakat gerçekte Dava'istandır!" Kuşkusuz, vasiyet ve kalıt olarak adlandınlanlar. kuşaklararası ku- rumsal bir devir teslim örgüsünün ana ilmeklerini oluştururlar. Bu ör- güde vasiyet edilen kişi için, kalıt sa- hibi kişi için örülecek bir gelecek vardır. Kişinin geleceğj, eğer canı is- terse. vasiyetler ve kalıt ölçüsünde- yönünde gelecektir. Gelgelelim vasi- yete uymak ihanet etmek ya da saptırmak, kalıtı sahiplenmek ya da yadsımak kişinin elindedir. Ancak, söz konusu kuruma dahil edildiğı. olduğu sürece kişi için bir gelecek oluşumunun basamaklanndan söz edilebilir. Yoksa gelecek hep yatay, derinliksiz bir oda düzleminden baş- ka bir şey üzerine kurulmuş olamaz. Milan Kundera, "Roman Sanaö"- nda. yazınsal ve sanatsal yaratı alanının kişileri için hazırda bulu- nan gelecek kurumuna çok farklı bir eleştirel yaklaşımda bulunuyor. Şöyle ki: Gelecekle flört "Eskiden ben de geleceği, ya- pıtlarımızın ve eylemlerimizin tek yetkili yargıcı olarak görürdüm. Daha sonra anladım ki, gelecekle flört, tutuculukların en kötüsü, en bü- yük dalka>ukluktur; çünkü gelecek her zaman şimdiden güçlüdür. Bizi yargılayacak olan ondan başkası de- ğildir. Ve kuşkusuz hiç de yetkili ol- madan y apacaktır bunu. Ama geleceğin gözümde hiçbir de- ğeri yoksa kime bağlıyım ben? Tanrı'ya mı? Vatana mı? Halka mı? Bireye mi? Yanıtım gülünç ve içten: Cervan- tes'in hor görülen mirasından başka bir şeye bağlı değilim." Gala gecesinde Önder Bali, Erol Keskin, Esin Engin, Hadiye Güntekin, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Nazmiye Demirel, Necati Cumalı (üstte), 'Çalıkuşu'nda Tilbe Saran (Feride) ve Hazım Körmükçü (yanda). Şehir Tiyatrolan'nm yaz oyununun galasına Cumhurbaşkanı Demirel de katıldı 'Seksentik dclikcmlı Çahku§u'yla coştu ASUMARO "Haydi gelin el çırpalım, şarkılar- la coşaüm. 80 y ıllık ym amızda sanat- la yaşayalım..." Önceki gece İstan- bul Açıkhava Tiyatrosu bu sözlerle inhyordu. Sekseninci yaşını kutla- yan İstanbul Şehir Tiyatrolan'run yaz oyunu Çalıkuşu'nun final sahne- sinde tüm yüreklerde aynı dilek vardı kuşkusuz. Zengin bir kadroyla gerçekleştirilen müzikahn gala gece- si bir ünlüler geçidine dönüşmüştü. Sanat dünyasının önde gelen isimle- rinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel ve eşi Nazmiye De- mirel de bu renkli gecenin konuklan arasındaydı. Tribünlerin tıkhm tıklım dolu ol- duğu gecede oyun öncesi büyük bir yerleşme telaşı yaşanıyordu. Proto- kole aynlan sıralarda yerini bulanlar mutlu olurken. yerini beğenmeyip sinirlenenler de az değildi. Süleyman Demirel'in gelmekte olduğu söylen- tileriyle birlikte bu telaş iyice arttı. Birden bire herkes ayağa kalktı ve kuvvetli bir alkış koptu. Göreme- yenler Demirel'in geldiğini zannetse- ler de bu alkışlann hedefı, ön sıralar- daki yerine ulaşmaya çalışan yazar Aziz Nesin'di. Kısa bir süre sonra, cumhurbaş- kanı ve eşi de beklenenin aksine giriş kapısında değil sahnede behrdiler ve sevgi gösterileri arasında yerlerine oturdular. Işıklann sönmesiyle Esin Engjn'in müziği doldurdu tribünleri. Sanatçı, oyunun giriş müziğinı piya- nosuyla kendisi çaldı ve Feride'nin Sanat dünyasından birçok kişinin katıldığı gecede, Aziz Nesin, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den daha çok alkış topladı. Şehir Tiyatrolan Genel Sanat Yönetmeni Erol Keskin, Demireri tüm etkinliklerde aralannda görmek istediklerini belirtti. üç buçuk saatlik macerası başladı. Seyircilerin zaman zaman kahkaha- larla gülüp zaman zaman da mendil- leriyle gözlerini sildikleri ovoınun en ilginç anlanndan biri. Feride'nin ta- yin olduğu köyün muhtan rolünde- ki Feridun Karakayanın doğaçlama şovoıydu. "Allah bize bir melek gön- derdi, ne güzel, ne başka bir gün bu- gün" diye sözlerine başlayan muh- tar. gerisini "Bugün babamız da gel- di. O öyle bir babadır ki evlatlannı birbirinden ayırt etmez, hepsini bir se- ver. Arada bir evlatlardan biri tırnak- lannı çıkarsa da o onları okşar" diye getirdi. Karakaya'run "tnşallah yakında anamız da döner de her şey tam olur" sözleriyle bir kahkaha tu- fanı koptu. Feride'yi Tilbe Saran'ın. Kamran'ı ise Hazım Körmükçü'nün canlandırdığı oyunda tiyatroya yıllannı vermiş pek çok sanatçının da rolü vardı. Suna Pekuysal, Toron Karacaoğlu, Nedret Güvenç, Zihni Göktay sahnede her göründüklerin- de coşkulu alkışlar topladılar. Üç perdelik müzikalin sonunda Süley- man ve Nazmiye Demirel sahneye çıkarak sanatçılan kutladılar. Çalıkuşu romanının yazan Reşat Nuri Güntekin'in eşi Hadiye Günte- kin ve romanı oyunlaştıran Necati Cumalı da sahneye davet edilen ko- nuklar arasındaydı. Bu arada Kam- ran Usluer, Çalıİcuşu'na Gencay Gü- rün zamanında başlandığını anımsa- tarak kendisine teşekkürlerini sun- du. Sonra > eni sanat yönetmeni Erol Keskin çağınldı sahneye. Şehir Ti- yatrolan'nı 'Seksenlik Delikanlı' diye tammlayan Keskin, sekseninci yıl kutlama etkinliklerinin yıl bo- yunca süreceğini belirterek cumhur- başkanı Süleyman Demirel'i tüm bu etkinliklerde aralannda görmek istediklerini dile getirdi. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu 90. doğum yıldönümünde Uludağ'da anıldı 'Onu her gün ve her yerdeyaşatmak zorundayız' R4TİCETUNCER BLHSA - Ord. Prof. Dr. Hıfn Veldet Velidedeoğlu 90. doğum yı- ldönümünde Uludağ'da anıldı. Veli- dedeoğlu'nun vaşamından kesitler sunan bir fotoğraf sergisi Uludağ Büyük Otel'de açıldı. Kültür Bakanı Timurçin Savaş da yazar Velidede- oğlu'nun 90. doğum yıldönümü do- layısıyla yayımladığı mesajda, Velı- dedeoğlu'nun aydınlanma hareketi- nı Türkiye'de ilk kez halka anlatma- ya yaşamını adamış olduğunu söyle- di. 1961 yılında Kurucu Meclis'in ıl- gili komisyonu tarafından yeni ana- vasayıTcaleme almakla görevlendiri- İen Örd.Prof. Dr. Hıfzı Veldet Veli- dedeoğlu, Uludağ'daki Büyük Otel"- de çalışmalannı sürdürmüştü. Bu nedenle eşi Meriç Velidedeoğlu ve dostlan "Hoca"yı anmak için Ulu- dağ'da toplandılar. Meriç Velidede- oğlu. gazetemiz yazarlan İlhan Sel- çuk, Şükran Soner, Sami Karaören. Müessese Müdürümüz Erol Erkut, Prof. Dr. Türkan Saylan. Prof. Dr. Ayduı Aybay. Hürriyet Gazetesi Ha- ber Araştırma Müdürü Yalçni Ba- yer. torunu Haluk Velidedeoğlu. ye- ğeni Turan Velidedeoğlu. Prof. Or- han Özcan. Osmangazı Belediye Başkaru Basri Sönmez ve çok sayıda seçkin konuk, dün sabah Hıfzı Vel- det Velidedeoğlu'nun çahştığı 206 nolu odayı ziyaret ettiler. Prof. Aydın Aybay, 1961 Anaya- sasmın TC'nin en mükemmel ana- yasası olduğunu kaydederek, " Çok önemli bir dönemeçte sevgili hocamı- za çalışma yeri oluşturan bu odayı zi- yaret ederek onu bir kez daha anma görevini yerine getirdik" dedi. Prof. Aybay Velidedeoğlu'nun demokrasi savaşımındaki yerini vurgularken 6 Deniz ve Insan' konulu kısa öykü yarışması Kültür Servisi- Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bodrum Şu- besi. Cevat Şakir Kabaağaçh'nın anısına "Deniz ve İnsan" konulu bir kısa öykü yanşması düzenli- yor. Yaşarmnın büyük bir bölümü- nü Bodrum'a. denizcilere. balıkçı- lara adayan ve Anadolu'nun uy- garhk tarihindeki önemini ortaya koyan Halikarnas Balıkçısı adına düzenlenen yanşmanın ödül töre- ni 15 ekim günü Bodrum'da yapıla- cak. Yanşmaya ortaokul ya da lise öğ- rencileri ve yaşıtı gençler katılabile- cek. Son katılma tarihi 20 eylül Ortaokul öğrencileri ve yaşıtlan birinci grubu. lise öğrencileri ise ikinci grubu oluşturacak. Her gruba kendi içinde birincilik, ıkincilik ve üçüncülük ödülü verilecek. Ya- nşmaya gençler en fazla üç öykü ile katılabilecek ve öyküler kısa öykü türündeolacak. Ülkemizin tanınmış yazarlanndan oluşacak olan seçici kurulun değerlendirmesi sonunda; birinciye bir buçuk milyon, ikinciye bir milyon, üçüncüye ise beş yüz bin lira değerinde kitabevi çeki verile- cek. Yanşma için başvurular kesin- likle açıklanmayacak. yalnızca ödüllendiriuneye hak kazanan yanşmacılann adlan kamuoyuna duyurulacak. Yanşmaya katılan öykülerin yayın hakkı ise Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne ait olacak. Yanşmacılann öykülerini en geç 20 Eylül 1994 tarihine kadar Çağ- daş Yaşamı Destekleme Derneği P.K. 26 - Bodrum adresine gön- dermeleri gerekiyor. Bu tarihten sonra yapılacak başvurular değer- lendirilmeyecek. "1961 Anayasası, 1982 Anayasası'na göre ki sadece adı anay asadır, çok bü- yük üstünlükler taşır. Mükemmel yazümış, üzerinde çahşıunış bir anaya- sa metnidir" diye konuştu. Büyük Otel'ın lobısınde 20 fotoğ- raftan oluşan sergiyi Meriç Velidede- oğlu ile birlikte açan İlhan Selçuk, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun TBMM sıralannda bilınçlendığini söyledı. 1933 yıhnda Hitler faşizmin- den kaçan Alman profesörlerin İstan- bul Cniversitesi'ni kurduklannı anla- tan Selçuk, "Bazılan 70 yıllık Türkiye Cumhuriyeti faşizminden bahsediyor- lar. Bu nasıl faşizmmiş ki, Hitler"in faşiz- minden kaçaniar TC'ye sığınıyorlar" dedi. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun 1961 Anayasası'nın en önde gelen mi- marlanndan olduğunu belirten Sel- çuk. "Türkçe'nin annmasında, güzel- leşmesinde, saydamlaşmasında çok bü- yük görevler aldı. Hayatını bu amaca adadı. En başta Mustafa Kemal'in •Söyle\'i olmak üzere 'Ymtaşlık Ya- sası' ve daha pek çok yapıtı öztürkçeye kazandındı" diye konuştu. Velidede- oğlu'nun gözlerini. kapayıncaya ka- dar basın hayatında fıkirlerini etkin- hkle yaymaya çahştığını vurgulayan İlhan Selçuk. "Hıfzı Veldet Velidede- oğlu Türkiye'de demokrasinin gerçek- leşmesi için şeriatçüığa karşı sa\aşım verdi. Hepimiz ondan feyz aldık. Oğ- rendiğimiz şeylere layık olmaya çaltşı- yoruz" dedi. En büyük aydınlardan Kültür Bakanı Timurçin Savaş, ya- zar Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun 90. doğum yıldönümü dolayısıyla yayı- mladığı mesajdaşu aörüşlere yer verdi: "Hıfzı Veldet Vebdedeoğlu, Türkiye'de Atatürkçü ilkelerin yerleşmesine çalışmış, düşüncelerinden asla ödün vermemiş, demokratik, laik bir Türki- ye'nin devamı için ölünceye dek savaş- mış, cumhuriyet döneminin en büyük aydınlarından birisidir. Değerli Hocamız Velidedeoğlu, saygıyla andığunız düşüncelerini sis- temleştirmeden önce, tanıklık etriği ta- rihsel olaylann içinde bir genç insan olarak yoğrulmuştu. İşte bu nedenle de, düşünceleri sürekli olarak hem bağımsızlık savaşının heyecanını hem de ayaklan yere basan bir gerçekliği y ansıtırdı. Türkiy e, belki de cumhuriyet tarihinde hiç göriilmediği kadar Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ve onun gibi aydın kişilere gereksinim duyulan bir dönem- den geçiyor. Böylesine bir dönemde, onun aydınlık düşüncelerini yalnızca 24 ağustos anmalarıyla değil, her gün ve her yerde yaşabnak zorundayız."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle