27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 1994 PERŞEMBE 10 DİZİYAZI Alevi Partisi tarüşmalan-10- P ir Sultan Abdal Kültür Dernekleri'nin geçmişi 196O'lı yıllann ortalanna, köke- ni de Banaz Köyü Kültür ve Turizm Der- neği 'ne dayanıyor. Banazlı öğretmen Ga- n Torun tarafından kurulan demeğe. ka- patıldığı 12 Eylül 1980 tarihine kadar sadece Banaz- hlar üye olabiliyordu. Köy ölçeğinde kurulan bu der- nek, bugün Banaz'da şenliklerin düzenlendiği tepe- deki büyük anıtın yapılmasına öncülük etti. Pir Sultan Abdal Dernekleri Genel Başkanı Mur- taza Detnir. Banaz Köyü Kültür ve Turizm Derne- ği'ne ve anıtın yapılmasına ilişkin anılannı şöyle an- latıyor: "Resmi anlayışın hep yadsıyageldiği, buna karşın her dönemde Anadolu insanımn sımsıkı bağ- nna basügı Pir Sultan AbdaTın yeniden güncelleşme- sinin nedenlerinden biri olan anıt 1978-1980 iktida- nnın Kültür Bakanlığı'nda birkaç aydının öngörii- $ü olarak başladı. O dönem Milli FoJİdor Araşnrma Daire BaşkanuğTnda buiunan sevgili ağabeyimiz Ne- jat Bırdoğan, Bakanlık Müstcşan Şerafettin Turan, Ankara Kültür Müdürü Haiıl Gündoğdu projeyi Kültür Bakanı Ahmet Taner Kışlah'ya actıkJannda. bakanın sıcak ilgisi ve samimi katkısı ile karşdaşır- lar. Projeyi gerçekleşü'rmek için bir gönüllü işe talip olur. Bu isim, çocukluğundan beri gercek bir Pir Sul- tan aştğı olan dekoratör ressam Cahıt Koççoban'dır. Koççoban, bakanlıktan sadece görevi ister, başka da bir talebi (ücret dahil) olmadığını sövler. C ahit Ho- ca'nın her zaman yanında olan (o dönemin öğrenci- si) sevgili kardeşim öğretmen Sadık Öztürk de öyle bir hamalkğa razı olur. Anıtın gereçeklestirilmesin- de yoksullukla geçen iki yılbk serüven ilginç anılar ve dostuluklarla doludur. Dönemin dernek başkanı ve muhtarlan, Haydar Aslan. Haydar Çakmak ve bü- tün Banazlüar, o yoksulluğa rağmen her şe> lerini bö- lüşürler. Aruün ziyaret tepesinin, Yüdız Dağı'na ba- kan v üzüne yapılmasını u> gun bulan Cahit ve arka- daşlan, anıtın yavaş yavaş oluşmasırun heyecanı ile ba- zen açlıklannı bile unuturiar. V ine böyle bir günde açlıklannı haüriayarak taşlann arasına birkaç gün önce saklanan kuru ekmeğin taşlarla kınlarak yenil- digini. sonra işe devam edildiğini hep içim burkula- rak hanrtanm. Elinize saglık arkadaşlar... Anıt açüışı ite biriikte 1979 vüı 1. Pir Sultan Abdal Şenlikkri ve 1980 2. Pir Sultan Abdal Şeıüikleıi Ba- naz Köyü Pir Sultan Abdal Kültür ve Turizm Der- neğTnin öncülük ettiği diğer önemli sosyal etkinlik- lerdir. Bu demek dediğer sivü örgüder gibi 1980 dar- besi ile yok edilmiştir. 16. yüzydda asılan Pir Sultan Abdal bile faşist darbeden nasibini almışnr.'' Banazlılar, yıne ancak Banazlılann üye olabildi- ği Pir Sultan Abdal Kültür Demeği'ni bu kez Anka- ıllarca umut bağlanan sosyal demokratların her iktidar oluşunda yaşanan Alevi katliamı, bazı insanlan Alevi Partisi kurmak gibi düşüncelere yöneltti.. ra'da. 1990yılındalcurdular. Bıryıl sonrakı genel ku- rulda üye yazımı konusunda eleştiriler gelince, der- neğın tüzüğü değiştirilerek Başkan Murtaza De- mir' in deyişiyle "Alevi kültürünü benimseyen ve Pir Sultan'ı seven herkesin"demeğe üye olabılmesi için gerekli ortam sağlandı. Pir Sultan Abdal Derneğı, 1990 ile 2 Temmuz 1993 tanhine kadar Ankara'daki genel merkez dışın- da tstanbul ve Izmir'de şubeleri, Hatay'da da bir tem- silcıliğı buiunan üç şubeli bir dernekti. Diğer Alevi dernekleriyle aralan biraz nahoştu. Pir Sultan Der- neği'nin yöneticileri, Alevi toplumunun "asiçocuk- larTydı biranlamda. Diğer dernekleri "gelenekçi ve tutucu" olmakla suçlarken diğer demek yöneticile- ri de kendı içlennden çıkan bu "asi cocuklan" Ale- vi kimliğıni küçümsemek ve 1980 öncesi siyasetle- rini sürdürmekle suçladılar. Ta ki o lanetli, o hatır- lanmak dahi istenmeyen güne, 2 Temmuz 1993 gü- nüne kadar. Pir Sultan Abdal Derneği'nin 1993 yılı Temmu- zu'nda düzenledıgi şenlik gericiler tarafindan kana bulanınca. saldırgan gericilere bir zarar gelmediği için sevinen devlete karşı oluşan tepki, Pir Sultan Ab- dal DernekkrTndeörgütlenerekdışavTjruldu. Bir yıl içinde iki olan şube sayısı 25'e, üye sayısı da 20 bi- ne ulaştı. Genel merkez dışında Ankara Yenimahal- le, tstanbul Eyüp, Gaziosmanpasa, Bağcılar, Kadı- köy, Kartal, Umraniye, Sultanbeyli, Maltepe, San- yer, Pendık, Adana, Tokat, Tarsus, Turhal, Mersin, Izmir, Buca, Bornova, Marmaris ve Çanakkale'de şu- beleri buiunan Pır Sultan Abdal Demeğı'ne, başka illerde şube açılması yönünde yapılmış yeni başvu- rular da var. Şubelerin tümünde homojen bir yapı- nm egemen olmadığını kabul eden Murtaza Demir, bunu sivil örgütlülük yönünde yeterli kültüre sahip olamamaya bağlayarak bu konuda şunlan söylüyor: "2 Temmuz 1993 Sıvas şeriatçı katİiamından sonra deroeğimize olan ilgi ve beklenti artrj. Her gün yeni şube açma isteklerryle karşı karşryayız. Ancak çok çe- şitli nedenlerie bu isteklerin büyük çoğunluğuna ne yazık ki olumlu yanıtveremiyoruz. Henüz srvü örgüt- lülük vönünde yeterli kültüresahipdeğiliz. Bu neden- le birçok şubemizin ve kadrolanmızın sıkınüsı bulun- maktadır. Aynca bazı şubelerimizde halkın voğun is- temlerini kendi siyasetleri paraieHnde \oniendirnie gibi kabul edilmez çabalara taruk olunmaktadır. Bu ve benzeri sıkınblan süreç içinde aşacağımıza inam- yoruz." IBiP gazetenin yayın Sıvas katİiamından hemen sonra "Alevi Partisi kurma" önensi hararetli bir şekilde tartışıldı. Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Murtaza Demir, kat- liamdan sağ kurtulan Arif Sağ, Doç. Dr. Atilla Er- den ile Semah Kültür Vakfı Genel Başkanı ve yazar Lütfîi Kaleli muhtemel bir "Alevi Partisi"nın savu- nuculanndandı. Geçen yılkı Hacıbekteş törenlerin- de de bu konuda düzenienen toplantıda konu enine boyuna tartışıldı. Unutmamak gerekır ki katliamdan bir buçuk ay sonra yapılan Hacıbektaş Şenlıkle- ri'nde, insanlaren duygusal olduklan dönemdeydi- ler. Yıllarca umut bağlanan sosyal demokratlann her iktidar oluşunda yaşanan Alevi katliamı, bazı insan- lan Alevi Partisi kurmak gibi düşüncelere yöneltmiş- ti. Murtaza Demir'e o günlerde Alevi Partısı ile il- gili sorular yönelttiğimizde, partinin kurulması yö- nünde görüş belirtiyordu. Bugün aynı görüşleri ta- şıyıp taşımadığı sorusunu da sorduk. Mezhebe da- yalı bir partiye sıcak bakmadığını belirtti. Ancak Sünni inanç doğrultusunda 10'a yakm parti varken Alevilerin siyasi parti kurmalanna karşı çıkmanın da demokratlıkla bağdaşmayacağını vurguladı. 2 Tem- muz sonrasındaki Alevi Partisi ile ilgili kurgunun bir gazete tarafından bilinçli olarak programlanıp ismi- nin konduğunu öne sürüyor Murtaza Demir. Pir Sultan Abdal Derneği'nin kimliğıni de Alevi- liğin tanımı gibi herkes kendine göre yorumluyor. Kimine göre Pir Sultan Abdal Derneği bir sosyalist dernek, kimine göre demokratik bir kitle kuruluşu, bazılanna göre de bir Alevi örgütlenmesi. Genel Başkan Murtaza Demir, Pir Sultan örgütünün sol si- yasi gelenekten geldiğini, ancak Pir Sultan Abdal Derneği'nin sosyalist bir örgüt sayılamayacağmı ve sol fraksiyonlann kendilerine taban oluşturacaklan bir alan da olmadığını, altını çizerek belirtiyor. Pir Sultan Abdal Derneği'nin 20 bin üyesi var. Şu- be sayısı her geçen gün artıyor. Tüm şubelerde genç- lere yönelik saz ve semah kurslan veriliyor. Derne- ğin yayın organı Pir Sultan Abdal Kültür Sanat Der- gisi iki ayda bir çıkıyor. Bugüne kadar Anadolu Ale- viliği, demokrasi, laiklik, demokratik eğitim, de- mokrasi ve askeri darbeler, faşizm. demokratik ör- gütlenme konulannda çeşitli il ve ılçelerde paneller yapan dernek. Sıvas şehitleri için Ankara-Karşıya- ka Mezarlığı'nda 500 metrekarehk alana anıt-mezar yaptırdı. Ankara Kızılay'da alınan daireyi müzeye dönüştürme çalışmaları yapılıyor. Istanbul-Eyüp şu- besı Alibeyköy'de bir cem ve kültür evi yaptırdı. Ga- ziosmanpaşa şubesi 7 katlı kültür binasının temeli- ni attı. Aynı amaçlı bir binanın Bornova'da da yapıl- ması amaçlanıyor. Haziran ayı sonunda Istanbul'da 35 bin kişinin ka- tılımıyla Ali Sami Yen Stadı'nda Pir Sultan Abdal Derneği tstanbul Şubesi tarafından bir şölen düzen- lendi. Hacı Bektaş Dernekleri ve Avrupa Alevi Birlik- leri Federasyonu'nun da katılımıyla Mozaik Radyo Ankara'da yayına sokuldu. Pir Sultan Abdal Derneği, Alevi demeği sözünde ısrarlı olmasa da gerek Alevi Birliği'ni kurmak için Ankara'da toplantılar duzenlemesi, gerekse diğer fa- aliyetleri ile istense de istenmese de Alevi dernek- leri arasında sayılıyor. Kaldı ki başta Hacı Bektaş Dernekleri ve Avnıpa Alevi Federasyonu ile biriik- te Alevi derneklerini bir çatı altında toplama çalış- malarına öncülük etmesi de Pir Sultan Abdal Der- neği'nin kendi yerini belirlediğini gösteriyor. YARIN: Hacı Bektaş Dernekleri, Semah Vakfı ve Divriği Kültür Derneği. Demir: Partileşmeye sıcak bakmıyoruzPir Sultan Abdal Demekleri Genel Başkanı Murtaza Demir'e gerek şahsı gerekse temsil ettiği derneğı üzerinde yoğunlaşan tartışmalara açıklık getir- mesini istedik. Sosyolojık bir gerçek olarak orta yerde duran ve zaman za- man polemik konusu yapılan bazı konu- lara ve suçlamalara ilişkin sorulanmıza Murtaza Demir'in verdiğı yanıtlan özet- leyerek yayınlıyoruz: - Pir Sultan Abdal Derneğfni tanım- lar mısınız? Nasıl bir dernek, ne>i amaç- lıyor. üye proflli nasıl? Demir: "Pir Sultan Abdal örgütlülü- ğü demokratik, laik, yenilikçi ve sivil bir kültür örgütüdür. Biz, ırk ve mezhep ilkelliğini reddederiz. Alevilik de dahil din ve mezhep egemenliği anlayışını çağdışı buluruz. Dinin inanç düzeyinde kalmasına, yönetsel iddialan terketme- si gerektiğine inanır ve destek venriz. Biz Anadolu Alevi kültürünün asimile edilmesine tepki gösterinz. Aynştırma tuzaklarına ve çabalanna halkımızın dikkatini çekmeyi görev sayanz. Şeriat- çı gelişme karşısında ülkemizin güven- cesı olan ve yüzyıllardır Anadolu'yu ay- dınlatan Alevi kültürünün yaşaması, kültür mekanlannm oluşturulması, Ale- vi Enstitüsünün kurulması çabalanna katkı verihnesı vazgeçılmez görevleri- miz arasındadır." IStvlkme lopgütüyuz - Derneğiniz bir .41evı örgüdenmesi sayılabilir mi? Demir: "Aleviliğin sürekli baskı al- tında olduğu ve önyargılar nedeniyle algılanmadigı ülkemizde, Alevi Derne- ği içerisinde demokratik işler üstlen- menin (biz kabul etmesek de) ciddi zor- luklan vardır. O nedenle Alevi Derne- ği isminde ısrarlı olmak, kitle örgütü iddialannın tartışılmasına neden ol- maktadır. Biz tüzüğün amaç bölümle- rindeki görevlerimizin yanında toplu- mun diğer sosyo-polirik sorunlanna da duyarlı olan sivil kitle örgütüyûz. Tür- kiye'nin demokrasi ve laisizm sorunu yalnız Alevilerin sorunu değildir. Bu sorunu bütün demokratlan kucaklaya- rak ve onlarla biriikte çözeceğiz. Asi- milasyon ve jenosit politikalan yalruz Alevileri tehdit etmiyor. Örgütümüzün sünni iktidann yerine Alevilerin ikti- dannı gerçekleştirmek gibi ilkel bir arnacı yoktur. Yukanda yeralan tanım yer yer çelişki gibi görünüyorsa da bu tanımın doğru algılarunası Anadolu Aleviliğinin inanç, kültür, gelenek ve toplumsal boyutlannı irdelemek ve bu kültürün özünü kavramakja olasıdır. - Pir Sultan Abdal baafiinnın dediği gibi sosyalist bir örgüt mü? Demir:"Örgütümüzün yönetici ve üyeleri olan bizler sol siyasi gelenekten insanlanz. Bu birikim bize, örgütlülü- ğe, dünyaya ve kültüre bakış açısı ka- zandınr. Bununla biriikte Pir Sultan Abdal örgütlülüğü sosyalist bir örgüt değildir. Sosyalizm taraftarlannın, sol fraksiyonlann ve siyasi partilerin ken- dilerine taban oluşturacaklan bir alan da değildir. Bizim bu ülke adına çok ciddi olduğuna inandığımız örgütlenme nedenlerimiz vardır. Bu bağlamda örgütümüz içinde kro- nik sol siyasi kavga yanlılanna şunu söylüyoruz: 'Bu örgütlülüğü benimse- yenkre kapımızı ve yüreginıizi sonuna kadar açanz. Benimsemeyen dostlan- nuzın yakamızı bırakmalannı ve kendi kararlan ile benimsedflderi siyasal dü- Çevik kuvvet gölgesinde cemevi Pir Sultan Abdal Dernegi Eyüp Şubesi, Alibeyköy Çırçır Mahallesi'nde arsası belediyeve ait bir alanu cem ve kültür evi yapmak üzere uzun bir süre Eyüp Belediyesi \e tstanbul Büyüksehir Beledivesi'nden talep etti. Bu taleplerine ne olumlu ne de olumsuz bir \arut alamayınca da Alibevköy 'de buiunan Ak\i kı'tie, arsayı fiilen işgaî ederek cemevini inşa etmeye başladı. Hazine arazilerine imar planına aykın olarak yapılan camileri görmezden gelen belediye ve emniyet güçleri anında cemevi inşaaona damladılar. Cemevini yapan kitJeden kaçak inşaatın yıkılması istendi. Ancak mahaUe halkı "Bizim burdan ölümüz çıkar" diyerek panzerlerin önüne yatn. Mahalieli kadıniar cemevim'n içinde orurarak \ikımı önlediler. Mahallelerindeki kaçak cami inşaaünı gösteren kadjnlar, "Bunlar da kaçak \apı. Bunlardan bir tanesini yıkın biz cemevimizi kendimiz yıkacağız'' dediler. Alibeyköy 'de oturan Aİeviler inşaat bitinceve kadar gece gündüz cemevini bekleyerek tamamlanmasını sağladılar. Cemevinin mayıs ayında yapılan açıuş törenine on bini aşkuı insan kanldı. Cafer Doğan: Biz sadece Alevi derneği değiliz Pir Sultan Abdal Derneği tstanbul Şube Başkanı Cafer Doğan, "Biz hiçbir siyasetin ynn kuruluşu değiliz" dedi. Do- ğan şöyle konuştu: "Pir Sultan Abdal Demeği'ni salt bir alevi demeği olarak görmek doğru <A- maz. Elbetteki tabarumız Alevilerden oluşmakta. Zaten Pir Sultan adı hemen akia Atevüiği getirijor. Çünkü Pir Sultan'ı bugüne kadar Akvüer yaşattı. Ama bugün Pir Sultan evrensel bir Idşidir. E/ilenin yanında yer alması ve zulme başkaldınsıyla dünya- ya malolmuşrur. Ezilen her toplumun Pir Sultan'a sahip çıkması doğaldır. Ama Aleviler elbette ki, daha çok sahip çıkıyor. O nedenle Pir Sultan Abdal Der- neği, başlangıçta o amaçla kunılmuş ol- sa da bugün insan haklanndan yana olan, demokrat olan herkese kapılannı açnuşür. Biz Aleviliği hurafeieriyle ya- şatmak istemiyoruz. Bizim derneğimizi sadece bir Aievidernegi olarak görenler nasıl yanılıyorsa, Pir Sultan Abdal Der- neğfni sosyalist bir dernek olarak gö- renlerde aynıötçüde yanhş yapıyor. Sos- yalist düşüncenin çahşacağı platformlar ayndır. Biz hiçbir siyasetin. hiçbir frak- siyonun yan kuruluşu değüiz." şüncelere katılmalannı bekleriz.' -Dernekyönetimizin daha öncehazır- ladıklan büdiriler de Bizim Alevilik diye bir sorunuz yok" diyordu? Hala aynı görüşte misiniz? Demir "Dostlanmız tarafindan aley- himize delil olarak kullanılan, 'Bizim Alevilik diye sorunumuz yoktur' sözü, kabul etmeliyiz ki, kullanılmaya mü- sait ve amacını çokca aşan bir sözcük. O bildiride neden ve niçinleriyle altı doldurulduğu halde, her defasında ısı- tılıp soğutulup önümüze sürülmesi iyi niyetlililde, ya da eleştiri olarak adlan- dınlamaz. 'Dost bildiklerimizin' bun- dan muradı bugüne değin hep tahrip amacını tasıdı. Ama biz şunu çok iyi bi- liriz, bu yolda 'taş'a da,'gûl'e de maruz kalmak bugün de geçerlidir. Oysa çok dikkatli olmaya ve birbirimizi incitme- meye ne kadar da ihtiyacımız var..." - 2 Temmuz sonrasında .\levi Partisi kurulması yönünde görüş belirttiniz. Alevi Partisi kurulmasını bugün de isti- Yazar Cemal Şener anlatıyor Alevi mi, sosyalist mi?.."Pir Sultan Abdal" adına kurulu bir derneğin varhğma ilk defa 1988'de tanık oldum. Hatta tam adı şöyleydi: "Banaz Köyü Pir Sultan Abdal Turizm ve Tanıtma Derneği''. Görüldüğü gibi bir dizi kelime içinde "Pir Sultan Abdal" adeta gizlenmiş durumdaydı. Belki de o günlerin şartlanndan doğan bir zorunluluktu. Benden Ankara'da düzenienen dernek etkinliğine Pir Sultan Abdal ile ilgili bir konferans vermem isteniyordu. Ben de kabul ettim ve gittim. Murtaza Demir ile orada tanıştım. Belki de Ankara'da ilk defa Alevilik ile ilgili bir konferans verihnişti. Konferansta Pir Sultan Abdal'ın Alevi yanmın sıkça vurgulanması dinleyicilerin çoğunu mutlu ederken, bundan rahatsız olanlar da vardı. Daha sonraki yıllarda "Banaz" adı ikinci plana itilirken "Pir Sultan" adı ön plana çıkmıştı. Aynı yıllarda çeşitli kentlerde Alevi dernekleri ardı ardına kuruluyordu. Bu dernekler Aleviliklerini "Hacı Bektaş Vefi" adı ile ifade etmeye çahşıyorlardı. Bu dernekleri yılda bir kez de olsa tamştınp görüşmelerine neden olan etkinlik esas olarak Hacıbektaş kasabasmda 16-18 ağustos tarihlerinde Hacı Bektaş Veli adına yapılan etkinliklerdi. Bu etkinliklere son iki yıl öncesine kadar Pır SultanAbdal Derneği katılmazdı. Hacı Bektaş Velı Kültür Dernekleri'ne biraz mesafeli davranırdı. Hatta 2 Temmuz 1993 Sıvas katliamı öncesi Alevi Dernekleri arası yapılan birlik toplantılannda Pir Sultan Abdal Derneği sözcüleri sürekli sol uçta yer alarak diğer dernekleri "tutuculukte" suçlarlardı. Bu düşüncelerini: "Bizim Alevilik diye bir sorunumuz yoktur. Asıl sorun demokrasi sorunudur" diye açüdarlardı. Bu sav, Alevi dernek ve yayın organlarmda yoğun bir tarzda tartışmaya açılmıştı ki, 2 temmuz Sıvas katliamı gerçekleşti. Dernek yönetiminin söylemi bu kez sıkı bir Alevi söylemi oldu. Hatta Saym Murtaza Demir'in basına "Alevi partisi kurulmalıdır" diye demeç vermesi ve bu konunun yoğun olarak tartışılması bu tarihlerde olmuştur. Bugün Alevi örgütlenmesi denilince ilk akla gelen derneklerden biri olan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği bugünlere böyle geldi. 2 temmuz katİiamından önce 2-3 şubeli olan dernek, bugün 20'yi aşkın şubeye sahip. Dernek yöneticilerinin Alevilik konusundaki düşünceleri, sözcülerinin dizi nedeniyle bize verdiği demeçlerde de görüldüğü gibi homojen sayılamaz. Pir Sultan Abdal Derneği "Alevi"kimliğini mi kendisine tercih edecek yoksa "sosyalisfkimliği mi? Bunu zaman gösterecek yor musunuz? Demir: "Örgütümüzü yanlış tanım- layan bir başka yanılgı da 'Ale\i Parti- si' söylentisidir. Pir Sultan Abdal Kül- tür Derneği yasal ve tüzükse! sımrlan olan sivil bir örgüttür. lcinde bulundu- ğumuz koşullarda 'siyaset benim işim değildir' diyebilmek olası değildir. Si- yasetin sol kulvanndaki açmazlan gö- zardı ederek içinde bulunduğumuz so- runlara çözüm getiremeyiz. Bu görev bizimdir, bireylerindir. Özellikle de sivil, demokratik kitle örgütlerinindir. Pir Sultan Abdal Kül- tür Derneği olarak bizim yakamıza 'Akvi Partisi' yaftası yapıştınlmıştır. Bunu kim yaptı, yazı dizisine Alevi Par- tisi ismini kim koydu? Açıkçası bir ga- zete bunu programladı, ismini koydu. Başlattı, diziyi yönlendirdi. Gönderilen yazılardan amaca uygun bölümlerini aldı ve yine kendisi sonuç- landırdı. Bizim böyle bir çabamız yok- tur. Ancak ülkemizde içinde Alevilerin de kendini 'alevi' olarak rahatça ifade edebilecekleri, laik, gerçekten demok- rat, gerçekten yenilikçi bir siyasal par- tiye ihtiyaç vardır. Bizim ülkemizde Sünni inanç doğ- rultusunda 10'a yakın siyasi parti bu- lunmaktadır. Isimleri değişik de olsa, programlannda 'mukadessatçı-muha- fazakar-milUyetçi'olduklannı açıktan belirtmişlerdir. Alevilerin de siyasi par- ti kurmalanna karşı çıkmak demokra- tik anlayışımıza uymaz. Bununla biriik- te Pir Sultan Abdal Külfür Derneği ola- rak biz: ırkçılığa, dine, mezhebe, daya- lı siyasi partiler, demokrasinin geliş- mesine engel oluşturur, görüşündeyiz. Biz bu tür örgütlenmelere ve siyasi par- tilere sıcak bakmıyoruz. Derneğimiz, dini, mezhebi, dili, ırkı ve rengi ne olur- sa olsun aynşmayı değil, birlikteliği ön- görür. AJNKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKCİ Güvenpark'ta Direnenler: (2) Mçbip Şey Yapamıyorsan». Güvenpark'ta direnenlerin adlarını daha önce yaz- mıştım. Bir daha yineliyorum; bunlar atılan işçilerdi: Ali Durak, Havva Koçak, Hasan özdilli, Şener Cüce, Muharrem Sandemir, Kemal Ulutaş, Hüseyin Acer, Cemal Şeker, Nesimi Açıkgöz, Haydar Çevik, Feyzul- lah Ceylan, Nesimi Arıkazan, Nevzat Gürbüz, Selami Demirer, İbrahim Çavga, Yasar Savuran, İlyas Doruk, Murat Yılmaz, Muzaffer Karataş, Gürsel Cartdemir, Bektaş Gebeş, Sevda Alıcı, Sevlm Gül, Zehra Işıklar, Ayla Akın, Kibare Baydar, Nilgün Coşkun, Hatlce As- lan, Nevin Çelik, Selma Çeönkaya, Ulkü Kahraman, Şimşir özkaya, Feride Ayata, Müşerref Akın, Tatlıgül Bakmaz, Fatma Yurdanur, Tülay Dağaşar, Fatma Boz- kürk, Rabiye Altntaş, Havva Ertaş... Genel-lş Başkanı İsmail Hakkı önal'ın sahibi bulun- duğu, sendikanın yayın organı "Emek"\e, işsiz kalan işçilerin bildirilerineyer verilmiş. Bunda, kalan arkadaş- ları uyarılıyor, şöyle deniyor: "... Unutmaym! Bu aşağılık zulüm ortamında zalime arka çıkanlar, kendileri de zulümden kaçamayacaklar- dır. Kendi vicdanınızla başbaşa kaldığınızda, 'Onlar za- ten komünistti, Kızılbaştı, Kürttü' diye başınızı kuma gömmenin vicdansızlık olduğunu göreceksiniz. Vicda- nınızın sesi, dileriz, sizi derin uykunuzdan uyandıracak- tır. Hepiniz biliyorsunuz, gördünüz, yaşadınız: * Taşeronlar çimenleri sulatmadı. Yeşiller sarardığın- da, tam 2 ay sonra işçi gönderdiler. Çevreyi taşeronlar ve onlara göz yuman belediye yöneticileri mahvetti. ' Bayan arkadaşlarımız, Ankara 'nın en ücra parkları- na sürüldü. Laf atmalara ve sataşmalara yiğitçe gö'ğüs gerdiler ve sonunda park ve bahçeleri yeniden güzel- leştirip yeşillendirdiler. Hiç kendinize sordunuz mu? Neden bu işi yapacak yüzlerce erkek işçi arkadaşımız varken, bayan arkadaş- larımız ıssız parklara sürüldü? Neden onlara kazma- kürek işleri yaptırıldı? Hiç sordunuz mu, 'Kadınlar bizim namusumuzdur' de- yip, kadınları çöpe ve kazma-küreğe sürenlerin ahlak ve din anlayışının ne olduğunu? * Hepiniz biliyorsunuz, gördünüz ve yaşadınız! 700 dönümlük mezarlık arazisinde ikisi beden özürlü, toplam 15 işçi çalışır. Mezarlığın bakımı ve temizliği on- ların üstündedir. Bugüne kadar ellerinden geleni en iyi şeklide yaptılar. Ama 'M.G.' 75 kişinin bu işe yetmediği- ni bile bile, 'Bu mezarlık niye temizlenmemiş?' diye kulp takarak, gerçeği çarpıtarak oradaki arkadaşlarımıza da kıydı. Hem de aralarında en tehlikeli bir şekilde mezhep ayrımı yaparak... Hem de iddia ettiği görev eksikliğin- den ötürü kendi mudürlerine sorgu sual açmadan.. * Hepiniz biliyorsunuz; yaşadınız, gördünüz: Bugüne kadar Ankara belediyelerinde böylesine kı- yım ve sürgün yaşanmadı. Yaklaşık 30 bin kişi başkent Ankara 'nın çöpünü topla- dı, suyunu getirdi, kanalını kazdı, yolunu yaptı, asfaltını döşedi, park ve bahçelerini rengarenk güzelleştirdi, An- karalıya ulaşım, itfaiye, zabıta, imar ve sağlık hizmeti verdi. Başkent belediyesini şimdiye kadar 26 başkan yönet- ti. Aralarında değişik siyasi inançta kişiler oldu. Vali de gördü, general de gördü Ankara... Ama, 'M.G.' gibisi ilk kez geldi. ' Emekliliği yakın kalifiye işçiler çöpe ve kanala gön- derilerek taciz edilmeye ve bıktırılmaya çalışıldı. Belediye çalışanlarının başına özel biçimde silahlan- dırılmış gardiyanlar dikildi. Çocuğunu ameliyat ettirecek işçiye izin bile verilmedi. İşçi fazla çalışmaya zorlandı, ama mesai ücretleri gasp edildi. Televizyon ekranlarından belediye işçisine iftira edil- di. 'Sabotajcı'. 'terörist' suçlaması getirildi. Ve bütün bu zulüm ve aşağılama karşısında sesini yükselten, kafasını kaldıran ve onurunun ayaklar altına alınmasına rıza göstermeyen işçiler fişlendi, video ka- meralarıyla izlendi. ' Hiç kendinize sordunuz mu? 'Adil düzen' masalıyla halkı uyutanların bu yaptıklan- nın adalet ve hakkaniyet neresinde? 'Biz kardeşliğin partisiyiz; 60 milyonun sesiyiz; emeğin hakkını dahater- leri kurumadan ödeyeceğiz' diyenlerin samimiyet ve insaniyet neresinde? Ve olup bitenlere seyirci kalan işçi arkadaş! Sen gizlenip sustukça ve 'Bana değmeyen yılan bin yaşasın' dedikçe, kıyım ve sürgünden kurtulacağını sa- nıyorsan aldanıyorsun. Yılan insanlan tek tek sokar. Bugün sen henüz işsiz değilsen, bil ki, sıra henüz gel- mediğindendir. Zulme ses çıkarmayan ve aksine haksı- zı alkışlayan insan, yarın sıra kendisine geldiğinde sesi- ni duyacak kimsenin kalmayacağını düşünmez mi? Köşelere gizlenen, her hakarete boyun büküp susan arkadaş! Mezarlıkta 18-20 yıldır çalışan işçiler ne yaptı da atıl- dı? Ülkede ve işyerlerinde huzur istemeyenler kim? Siya- si inanç, mezhep ve etnik köken ayrımı yapanlar mı, yoksa insanlık ve yurttaşlık hakkına sahip çıkanlar mı? Bunları düşün! Seni köleleştirmek, bölmek ve tepene vurup ekmeğini almak isteyenlere aldanma. Hiçbir şey yapamıyorsan haksız ve zalimleri alkışla- ma!" BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Kolayca parlatılabildi- ği için boncuk, kolye, tes- pih gibi şeylerin yapımın- da kullanılan siyah renkli linyit türü. 2/ Bira ve şa- rap taşımakta kullanılan küçük fıçı... Oylumlu. 3/ Yaşça denk. 4/ Çamaşırcı ayı da denilen ve Ame- rika'da yaşayan kürkü değerli hayvan... Hatay ilinde bir ırmak. 5/ Os- manh devletinin Kuzey Afrika'daki son toprakla- nnı da yitirdiği antlaşmanın adı. Bursa'run bir ilçesi. 6/ Otomobille- rin çekiş ve hızıru ayarlamaya ya- rayan dişliler düzeni... Tarla sının. 7/ Bir zaman birimi... Alışkanlık. 8/ Kadın... Eski Mısır'da güneş tannsı. 9/ Bir şeyin esas tutulan yüzü... Boş ve anlamsız söz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kente giren şeylerden alınan vergi. 2/ Bir nota... Tevfik Fikret'- in, şimdi müze olarak kullanılan evi. 3/ Yanardağ kayalıklan arasında buiunan bir feldispat tü- rü. 4/ Zafer... İrlanda Cumhuriyeti'nin resmi adı. 5/ Gemide pervaneyi ters yönde döndürme. 6/ Uluslararası Tiyatro Ensti- tüsü'nün simgesi. 7/ tdare lambası. 8/ Şarkı, türkü... Büyük zoka. 9/ Horpz, hindi gibi hayvanlann tepesindeki kırmızı deri uzanüsı... "Âşıka .... etmek olmaz, müptelâdır neylesin" (Ne- fı).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle