Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 1994 PERŞEMBE
10 DİZİYAZI
Alevi Partisi tarüşmalan-10-
P
ir Sultan Abdal Kültür Dernekleri'nin
geçmişi 196O'lı yıllann ortalanna, köke-
ni de Banaz Köyü Kültür ve Turizm Der-
neği 'ne dayanıyor. Banazlı öğretmen Ga-
n Torun tarafından kurulan demeğe. ka-
patıldığı 12 Eylül 1980 tarihine kadar sadece Banaz-
hlar üye olabiliyordu. Köy ölçeğinde kurulan bu der-
nek, bugün Banaz'da şenliklerin düzenlendiği tepe-
deki büyük anıtın yapılmasına öncülük etti.
Pir Sultan Abdal Dernekleri Genel Başkanı Mur-
taza Detnir. Banaz Köyü Kültür ve Turizm Derne-
ği'ne ve anıtın yapılmasına ilişkin anılannı şöyle an-
latıyor: "Resmi anlayışın hep yadsıyageldiği, buna
karşın her dönemde Anadolu insanımn sımsıkı bağ-
nna basügı Pir Sultan AbdaTın yeniden güncelleşme-
sinin nedenlerinden biri olan anıt 1978-1980 iktida-
nnın Kültür Bakanlığı'nda birkaç aydının öngörii-
$ü olarak başladı. O dönem Milli FoJİdor Araşnrma
Daire BaşkanuğTnda buiunan sevgili ağabeyimiz Ne-
jat Bırdoğan, Bakanlık Müstcşan Şerafettin Turan,
Ankara Kültür Müdürü Haiıl Gündoğdu projeyi
Kültür Bakanı Ahmet Taner Kışlah'ya actıkJannda.
bakanın sıcak ilgisi ve samimi katkısı ile karşdaşır-
lar. Projeyi gerçekleşü'rmek için bir gönüllü işe talip
olur. Bu isim, çocukluğundan beri gercek bir Pir Sul-
tan aştğı olan dekoratör ressam Cahıt Koççoban'dır.
Koççoban, bakanlıktan sadece görevi ister, başka da
bir talebi (ücret dahil) olmadığını sövler. C ahit Ho-
ca'nın her zaman yanında olan (o dönemin öğrenci-
si) sevgili kardeşim öğretmen Sadık Öztürk de öyle
bir hamalkğa razı olur. Anıtın gereçeklestirilmesin-
de yoksullukla geçen iki yılbk serüven ilginç anılar ve
dostuluklarla doludur. Dönemin dernek başkanı ve
muhtarlan, Haydar Aslan. Haydar Çakmak ve bü-
tün Banazlüar, o yoksulluğa rağmen her şe> lerini bö-
lüşürler. Aruün ziyaret tepesinin, Yüdız Dağı'na ba-
kan v üzüne yapılmasını u> gun bulan Cahit ve arka-
daşlan, anıtın yavaş yavaş oluşmasırun heyecanı ile ba-
zen açlıklannı bile unuturiar. V ine böyle bir günde
açlıklannı haüriayarak taşlann arasına birkaç gün
önce saklanan kuru ekmeğin taşlarla kınlarak yenil-
digini. sonra işe devam edildiğini hep içim burkula-
rak hanrtanm. Elinize saglık arkadaşlar...
Anıt açüışı ite biriikte 1979 vüı 1. Pir Sultan Abdal
Şenlikkri ve 1980 2. Pir Sultan Abdal Şeıüikleıi Ba-
naz Köyü Pir Sultan Abdal Kültür ve Turizm Der-
neğTnin öncülük ettiği diğer önemli sosyal etkinlik-
lerdir. Bu demek dediğer sivü örgüder gibi 1980 dar-
besi ile yok edilmiştir. 16. yüzydda asılan Pir Sultan
Abdal bile faşist darbeden nasibini almışnr.''
Banazlılar, yıne ancak Banazlılann üye olabildi-
ği Pir Sultan Abdal Kültür Demeği'ni bu kez Anka-
ıllarca umut
bağlanan sosyal
demokratların her
iktidar oluşunda
yaşanan Alevi
katliamı, bazı
insanlan Alevi
Partisi kurmak gibi
düşüncelere
yöneltti..
ra'da. 1990yılındalcurdular. Bıryıl sonrakı genel ku-
rulda üye yazımı konusunda eleştiriler gelince, der-
neğın tüzüğü değiştirilerek Başkan Murtaza De-
mir' in deyişiyle "Alevi kültürünü benimseyen ve Pir
Sultan'ı seven herkesin"demeğe üye olabılmesi için
gerekli ortam sağlandı.
Pir Sultan Abdal Derneğı, 1990 ile 2 Temmuz
1993 tanhine kadar Ankara'daki genel merkez dışın-
da tstanbul ve Izmir'de şubeleri, Hatay'da da bir tem-
silcıliğı buiunan üç şubeli bir dernekti. Diğer Alevi
dernekleriyle aralan biraz nahoştu. Pir Sultan Der-
neği'nin yöneticileri, Alevi toplumunun "asiçocuk-
larTydı biranlamda. Diğer dernekleri "gelenekçi ve
tutucu" olmakla suçlarken diğer demek yöneticile-
ri de kendı içlennden çıkan bu "asi cocuklan" Ale-
vi kimliğıni küçümsemek ve 1980 öncesi siyasetle-
rini sürdürmekle suçladılar. Ta ki o lanetli, o hatır-
lanmak dahi istenmeyen güne, 2 Temmuz 1993 gü-
nüne kadar.
Pir Sultan Abdal Derneği'nin 1993 yılı Temmu-
zu'nda düzenledıgi şenlik gericiler tarafindan kana
bulanınca. saldırgan gericilere bir zarar gelmediği
için sevinen devlete karşı oluşan tepki, Pir Sultan Ab-
dal DernekkrTndeörgütlenerekdışavTjruldu. Bir yıl
içinde iki olan şube sayısı 25'e, üye sayısı da 20 bi-
ne ulaştı. Genel merkez dışında Ankara Yenimahal-
le, tstanbul Eyüp, Gaziosmanpasa, Bağcılar, Kadı-
köy, Kartal, Umraniye, Sultanbeyli, Maltepe, San-
yer, Pendık, Adana, Tokat, Tarsus, Turhal, Mersin,
Izmir, Buca, Bornova, Marmaris ve Çanakkale'de şu-
beleri buiunan Pır Sultan Abdal Demeğı'ne, başka
illerde şube açılması yönünde yapılmış yeni başvu-
rular da var. Şubelerin tümünde homojen bir yapı-
nm egemen olmadığını kabul eden Murtaza Demir,
bunu sivil örgütlülük yönünde yeterli kültüre sahip
olamamaya bağlayarak bu konuda şunlan söylüyor:
"2 Temmuz 1993 Sıvas şeriatçı katİiamından sonra
deroeğimize olan ilgi ve beklenti artrj. Her gün yeni
şube açma isteklerryle karşı karşryayız. Ancak çok çe-
şitli nedenlerie bu isteklerin büyük çoğunluğuna ne
yazık ki olumlu yanıtveremiyoruz. Henüz srvü örgüt-
lülük vönünde yeterli kültüresahipdeğiliz. Bu neden-
le birçok şubemizin ve kadrolanmızın sıkınüsı bulun-
maktadır. Aynca bazı şubelerimizde halkın voğun is-
temlerini kendi siyasetleri paraieHnde \oniendirnie
gibi kabul edilmez çabalara taruk olunmaktadır. Bu
ve benzeri sıkınblan süreç içinde aşacağımıza inam-
yoruz."
IBiP gazetenin
yayın
Sıvas katİiamından hemen sonra "Alevi Partisi
kurma" önensi hararetli bir şekilde tartışıldı. Pir
Sultan Abdal Derneği Başkanı Murtaza Demir, kat-
liamdan sağ kurtulan Arif Sağ, Doç. Dr. Atilla Er-
den ile Semah Kültür Vakfı Genel Başkanı ve yazar
Lütfîi Kaleli muhtemel bir "Alevi Partisi"nın savu-
nuculanndandı. Geçen yılkı Hacıbekteş törenlerin-
de de bu konuda düzenienen toplantıda konu enine
boyuna tartışıldı. Unutmamak gerekır ki katliamdan
bir buçuk ay sonra yapılan Hacıbektaş Şenlıkle-
ri'nde, insanlaren duygusal olduklan dönemdeydi-
ler. Yıllarca umut bağlanan sosyal demokratlann her
iktidar oluşunda yaşanan Alevi katliamı, bazı insan-
lan Alevi Partisi kurmak gibi düşüncelere yöneltmiş-
ti. Murtaza Demir'e o günlerde Alevi Partısı ile il-
gili sorular yönelttiğimizde, partinin kurulması yö-
nünde görüş belirtiyordu. Bugün aynı görüşleri ta-
şıyıp taşımadığı sorusunu da sorduk. Mezhebe da-
yalı bir partiye sıcak bakmadığını belirtti. Ancak
Sünni inanç doğrultusunda 10'a yakm parti varken
Alevilerin siyasi parti kurmalanna karşı çıkmanın da
demokratlıkla bağdaşmayacağını vurguladı. 2 Tem-
muz sonrasındaki Alevi Partisi ile ilgili kurgunun bir
gazete tarafından bilinçli olarak programlanıp ismi-
nin konduğunu öne sürüyor Murtaza Demir.
Pir Sultan Abdal Derneği'nin kimliğıni de Alevi-
liğin tanımı gibi herkes kendine göre yorumluyor.
Kimine göre Pir Sultan Abdal Derneği bir sosyalist
dernek, kimine göre demokratik bir kitle kuruluşu,
bazılanna göre de bir Alevi örgütlenmesi. Genel
Başkan Murtaza Demir, Pir Sultan örgütünün sol si-
yasi gelenekten geldiğini, ancak Pir Sultan Abdal
Derneği'nin sosyalist bir örgüt sayılamayacağmı ve
sol fraksiyonlann kendilerine taban oluşturacaklan
bir alan da olmadığını, altını çizerek belirtiyor.
Pir Sultan Abdal Derneği'nin 20 bin üyesi var. Şu-
be sayısı her geçen gün artıyor. Tüm şubelerde genç-
lere yönelik saz ve semah kurslan veriliyor. Derne-
ğin yayın organı Pir Sultan Abdal Kültür Sanat Der-
gisi iki ayda bir çıkıyor. Bugüne kadar Anadolu Ale-
viliği, demokrasi, laiklik, demokratik eğitim, de-
mokrasi ve askeri darbeler, faşizm. demokratik ör-
gütlenme konulannda çeşitli il ve ılçelerde paneller
yapan dernek. Sıvas şehitleri için Ankara-Karşıya-
ka Mezarlığı'nda 500 metrekarehk alana anıt-mezar
yaptırdı. Ankara Kızılay'da alınan daireyi müzeye
dönüştürme çalışmaları yapılıyor. Istanbul-Eyüp şu-
besı Alibeyköy'de bir cem ve kültür evi yaptırdı. Ga-
ziosmanpaşa şubesi 7 katlı kültür binasının temeli-
ni attı. Aynı amaçlı bir binanın Bornova'da da yapıl-
ması amaçlanıyor.
Haziran ayı sonunda Istanbul'da 35 bin kişinin ka-
tılımıyla Ali Sami Yen Stadı'nda Pir Sultan Abdal
Derneği tstanbul Şubesi tarafından bir şölen düzen-
lendi.
Hacı Bektaş Dernekleri ve Avrupa Alevi Birlik-
leri Federasyonu'nun da katılımıyla Mozaik Radyo
Ankara'da yayına sokuldu.
Pir Sultan Abdal Derneği, Alevi demeği sözünde
ısrarlı olmasa da gerek Alevi Birliği'ni kurmak için
Ankara'da toplantılar duzenlemesi, gerekse diğer fa-
aliyetleri ile istense de istenmese de Alevi dernek-
leri arasında sayılıyor. Kaldı ki başta Hacı Bektaş
Dernekleri ve Avnıpa Alevi Federasyonu ile biriik-
te Alevi derneklerini bir çatı altında toplama çalış-
malarına öncülük etmesi de Pir Sultan Abdal Der-
neği'nin kendi yerini belirlediğini gösteriyor.
YARIN: Hacı Bektaş Dernekleri, Semah
Vakfı ve Divriği Kültür Derneği.
Demir: Partileşmeye sıcak bakmıyoruzPir Sultan Abdal Demekleri Genel
Başkanı Murtaza Demir'e gerek şahsı
gerekse temsil ettiği derneğı üzerinde
yoğunlaşan tartışmalara açıklık getir-
mesini istedik. Sosyolojık bir gerçek
olarak orta yerde duran ve zaman za-
man polemik konusu yapılan bazı konu-
lara ve suçlamalara ilişkin sorulanmıza
Murtaza Demir'in verdiğı yanıtlan özet-
leyerek yayınlıyoruz:
- Pir Sultan Abdal Derneğfni tanım-
lar mısınız? Nasıl bir dernek, ne>i amaç-
lıyor. üye proflli nasıl?
Demir: "Pir Sultan Abdal örgütlülü-
ğü demokratik, laik, yenilikçi ve sivil
bir kültür örgütüdür. Biz, ırk ve mezhep
ilkelliğini reddederiz. Alevilik de dahil
din ve mezhep egemenliği anlayışını
çağdışı buluruz. Dinin inanç düzeyinde
kalmasına, yönetsel iddialan terketme-
si gerektiğine inanır ve destek venriz.
Biz Anadolu Alevi kültürünün asimile
edilmesine tepki gösterinz. Aynştırma
tuzaklarına ve çabalanna halkımızın
dikkatini çekmeyi görev sayanz. Şeriat-
çı gelişme karşısında ülkemizin güven-
cesı olan ve yüzyıllardır Anadolu'yu ay-
dınlatan Alevi kültürünün yaşaması,
kültür mekanlannm oluşturulması, Ale-
vi Enstitüsünün kurulması çabalanna
katkı verihnesı vazgeçılmez görevleri-
miz arasındadır."
IStvlkme
lopgütüyuz
- Derneğiniz bir .41evı örgüdenmesi
sayılabilir mi?
Demir: "Aleviliğin sürekli baskı al-
tında olduğu ve önyargılar nedeniyle
algılanmadigı ülkemizde, Alevi Derne-
ği içerisinde demokratik işler üstlen-
menin (biz kabul etmesek de) ciddi zor-
luklan vardır. O nedenle Alevi Derne-
ği isminde ısrarlı olmak, kitle örgütü
iddialannın tartışılmasına neden ol-
maktadır. Biz tüzüğün amaç bölümle-
rindeki görevlerimizin yanında toplu-
mun diğer sosyo-polirik sorunlanna da
duyarlı olan sivil kitle örgütüyûz. Tür-
kiye'nin demokrasi ve laisizm sorunu
yalnız Alevilerin sorunu değildir. Bu
sorunu bütün demokratlan kucaklaya-
rak ve onlarla biriikte çözeceğiz. Asi-
milasyon ve jenosit politikalan yalruz
Alevileri tehdit etmiyor. Örgütümüzün
sünni iktidann yerine Alevilerin ikti-
dannı gerçekleştirmek gibi ilkel bir
arnacı yoktur. Yukanda yeralan tanım
yer yer çelişki gibi görünüyorsa da bu
tanımın doğru algılarunası Anadolu
Aleviliğinin inanç, kültür, gelenek ve
toplumsal boyutlannı irdelemek ve bu
kültürün özünü kavramakja olasıdır.
- Pir Sultan Abdal baafiinnın dediği
gibi sosyalist bir örgüt mü?
Demir:"Örgütümüzün yönetici ve
üyeleri olan bizler sol siyasi gelenekten
insanlanz. Bu birikim bize, örgütlülü-
ğe, dünyaya ve kültüre bakış açısı ka-
zandınr. Bununla biriikte Pir Sultan
Abdal örgütlülüğü sosyalist bir örgüt
değildir. Sosyalizm taraftarlannın, sol
fraksiyonlann ve siyasi partilerin ken-
dilerine taban oluşturacaklan bir alan
da değildir. Bizim bu ülke adına çok
ciddi olduğuna inandığımız örgütlenme
nedenlerimiz vardır.
Bu bağlamda örgütümüz içinde kro-
nik sol siyasi kavga yanlılanna şunu
söylüyoruz: 'Bu örgütlülüğü benimse-
yenkre kapımızı ve yüreginıizi sonuna
kadar açanz. Benimsemeyen dostlan-
nuzın yakamızı bırakmalannı ve kendi
kararlan ile benimsedflderi siyasal dü-
Çevik kuvvet gölgesinde cemevi
Pir Sultan Abdal Dernegi Eyüp Şubesi, Alibeyköy Çırçır
Mahallesi'nde arsası belediyeve ait bir alanu cem ve kültür evi
yapmak üzere uzun bir süre Eyüp Belediyesi \e tstanbul
Büyüksehir Beledivesi'nden talep etti. Bu taleplerine ne
olumlu ne de olumsuz bir \arut alamayınca da Alibevköy 'de
buiunan Ak\i kı'tie, arsayı fiilen işgaî ederek cemevini inşa
etmeye başladı. Hazine arazilerine imar planına aykın olarak
yapılan camileri görmezden gelen belediye ve emniyet
güçleri anında cemevi inşaaona damladılar. Cemevini yapan
kitJeden kaçak inşaatın yıkılması istendi. Ancak mahaUe halkı
"Bizim burdan ölümüz çıkar" diyerek panzerlerin önüne
yatn. Mahalieli kadıniar cemevim'n içinde orurarak \ikımı
önlediler. Mahallelerindeki kaçak cami inşaaünı gösteren
kadjnlar, "Bunlar da kaçak \apı. Bunlardan bir tanesini yıkın
biz cemevimizi kendimiz yıkacağız'' dediler.
Alibeyköy 'de oturan Aİeviler inşaat bitinceve kadar gece
gündüz cemevini bekleyerek tamamlanmasını sağladılar.
Cemevinin mayıs ayında yapılan açıuş törenine on bini aşkuı
insan kanldı.
Cafer Doğan:
Biz sadece
Alevi
derneği değiliz
Pir Sultan Abdal Derneği tstanbul
Şube Başkanı Cafer Doğan, "Biz hiçbir
siyasetin ynn kuruluşu değiliz" dedi. Do-
ğan şöyle konuştu:
"Pir Sultan Abdal Demeği'ni salt bir
alevi demeği olarak görmek doğru <A-
maz. Elbetteki tabarumız Alevilerden
oluşmakta. Zaten Pir Sultan adı hemen
akia Atevüiği getirijor.
Çünkü Pir Sultan'ı bugüne kadar
Akvüer yaşattı. Ama bugün Pir Sultan
evrensel bir Idşidir. E/ilenin yanında yer
alması ve zulme başkaldınsıyla dünya-
ya malolmuşrur. Ezilen her toplumun
Pir Sultan'a sahip çıkması doğaldır.
Ama Aleviler elbette ki, daha çok sahip
çıkıyor. O nedenle Pir Sultan Abdal Der-
neği, başlangıçta o amaçla kunılmuş ol-
sa da bugün insan haklanndan yana
olan, demokrat olan herkese kapılannı
açnuşür. Biz Aleviliği hurafeieriyle ya-
şatmak istemiyoruz. Bizim derneğimizi
sadece bir Aievidernegi olarak görenler
nasıl yanılıyorsa, Pir Sultan Abdal Der-
neğfni sosyalist bir dernek olarak gö-
renlerde aynıötçüde yanhş yapıyor. Sos-
yalist düşüncenin çahşacağı platformlar
ayndır. Biz hiçbir siyasetin. hiçbir frak-
siyonun yan kuruluşu değüiz."
şüncelere katılmalannı bekleriz.'
-Dernekyönetimizin daha öncehazır-
ladıklan büdiriler de Bizim Alevilik
diye bir sorunuz yok" diyordu? Hala
aynı görüşte misiniz?
Demir "Dostlanmız tarafindan aley-
himize delil olarak kullanılan, 'Bizim
Alevilik diye sorunumuz yoktur' sözü,
kabul etmeliyiz ki, kullanılmaya mü-
sait ve amacını çokca aşan bir sözcük.
O bildiride neden ve niçinleriyle altı
doldurulduğu halde, her defasında ısı-
tılıp soğutulup önümüze sürülmesi iyi
niyetlililde, ya da eleştiri olarak adlan-
dınlamaz. 'Dost bildiklerimizin' bun-
dan muradı bugüne değin hep tahrip
amacını tasıdı. Ama biz şunu çok iyi bi-
liriz, bu yolda 'taş'a da,'gûl'e de maruz
kalmak bugün de geçerlidir. Oysa çok
dikkatli olmaya ve birbirimizi incitme-
meye ne kadar da ihtiyacımız var..."
- 2 Temmuz sonrasında .\levi Partisi
kurulması yönünde görüş belirttiniz.
Alevi Partisi kurulmasını bugün de isti-
Yazar Cemal Şener anlatıyor
Alevi mi, sosyalist mi?.."Pir Sultan Abdal" adına kurulu bir
derneğin varhğma ilk defa 1988'de tanık
oldum. Hatta tam adı şöyleydi: "Banaz
Köyü Pir Sultan Abdal Turizm ve
Tanıtma Derneği''. Görüldüğü gibi bir
dizi kelime içinde "Pir Sultan Abdal"
adeta gizlenmiş durumdaydı. Belki de o
günlerin şartlanndan doğan bir
zorunluluktu. Benden Ankara'da
düzenienen dernek etkinliğine Pir Sultan
Abdal ile ilgili bir konferans vermem
isteniyordu. Ben de kabul ettim ve gittim.
Murtaza Demir ile orada tanıştım. Belki
de Ankara'da ilk defa Alevilik ile ilgili bir
konferans verihnişti. Konferansta Pir
Sultan Abdal'ın Alevi yanmın sıkça
vurgulanması dinleyicilerin çoğunu mutlu
ederken, bundan rahatsız olanlar da vardı.
Daha sonraki yıllarda "Banaz" adı ikinci plana
itilirken "Pir Sultan" adı ön plana çıkmıştı. Aynı yıllarda
çeşitli kentlerde Alevi dernekleri ardı ardına
kuruluyordu. Bu dernekler Aleviliklerini "Hacı Bektaş
Vefi" adı ile ifade etmeye çahşıyorlardı. Bu dernekleri
yılda bir kez de olsa tamştınp görüşmelerine neden olan
etkinlik esas olarak Hacıbektaş kasabasmda 16-18
ağustos tarihlerinde Hacı Bektaş Veli adına yapılan
etkinliklerdi. Bu etkinliklere son iki yıl öncesine kadar
Pır SultanAbdal Derneği katılmazdı. Hacı Bektaş Velı
Kültür Dernekleri'ne biraz mesafeli davranırdı.
Hatta 2 Temmuz 1993 Sıvas katliamı
öncesi Alevi Dernekleri arası yapılan
birlik toplantılannda Pir Sultan Abdal
Derneği sözcüleri sürekli sol uçta yer
alarak diğer dernekleri "tutuculukte"
suçlarlardı. Bu düşüncelerini: "Bizim
Alevilik diye bir sorunumuz yoktur. Asıl
sorun demokrasi sorunudur" diye
açüdarlardı.
Bu sav, Alevi dernek ve yayın
organlarmda yoğun bir tarzda tartışmaya
açılmıştı ki, 2 temmuz Sıvas katliamı
gerçekleşti. Dernek yönetiminin söylemi
bu kez sıkı bir Alevi söylemi oldu. Hatta
Saym Murtaza Demir'in basına "Alevi
partisi kurulmalıdır" diye demeç
vermesi ve bu konunun yoğun olarak
tartışılması bu tarihlerde olmuştur. Bugün Alevi
örgütlenmesi denilince ilk akla gelen derneklerden biri
olan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği bugünlere böyle
geldi. 2 temmuz katİiamından önce 2-3 şubeli olan
dernek, bugün 20'yi aşkın şubeye sahip. Dernek
yöneticilerinin
Alevilik konusundaki düşünceleri, sözcülerinin dizi
nedeniyle bize verdiği demeçlerde de görüldüğü gibi
homojen sayılamaz.
Pir Sultan Abdal Derneği "Alevi"kimliğini mi kendisine
tercih edecek yoksa "sosyalisfkimliği mi? Bunu zaman
gösterecek
yor musunuz?
Demir: "Örgütümüzü yanlış tanım-
layan bir başka yanılgı da 'Ale\i Parti-
si' söylentisidir. Pir Sultan Abdal Kül-
tür Derneği yasal ve tüzükse! sımrlan
olan sivil bir örgüttür. lcinde bulundu-
ğumuz koşullarda 'siyaset benim işim
değildir' diyebilmek olası değildir. Si-
yasetin sol kulvanndaki açmazlan gö-
zardı ederek içinde bulunduğumuz so-
runlara çözüm getiremeyiz. Bu görev
bizimdir, bireylerindir.
Özellikle de sivil, demokratik kitle
örgütlerinindir. Pir Sultan Abdal Kül-
tür Derneği olarak bizim yakamıza
'Akvi Partisi' yaftası yapıştınlmıştır.
Bunu kim yaptı, yazı dizisine Alevi Par-
tisi ismini kim koydu? Açıkçası bir ga-
zete bunu programladı, ismini koydu.
Başlattı, diziyi yönlendirdi.
Gönderilen yazılardan amaca uygun
bölümlerini aldı ve yine kendisi sonuç-
landırdı. Bizim böyle bir çabamız yok-
tur. Ancak ülkemizde içinde Alevilerin
de kendini 'alevi' olarak rahatça ifade
edebilecekleri, laik, gerçekten demok-
rat, gerçekten yenilikçi bir siyasal par-
tiye ihtiyaç vardır.
Bizim ülkemizde Sünni inanç doğ-
rultusunda 10'a yakın siyasi parti bu-
lunmaktadır. Isimleri değişik de olsa,
programlannda 'mukadessatçı-muha-
fazakar-milUyetçi'olduklannı açıktan
belirtmişlerdir. Alevilerin de siyasi par-
ti kurmalanna karşı çıkmak demokra-
tik anlayışımıza uymaz. Bununla biriik-
te Pir Sultan Abdal Külfür Derneği ola-
rak biz: ırkçılığa, dine, mezhebe, daya-
lı siyasi partiler, demokrasinin geliş-
mesine engel oluşturur, görüşündeyiz.
Biz bu tür örgütlenmelere ve siyasi par-
tilere sıcak bakmıyoruz. Derneğimiz,
dini, mezhebi, dili, ırkı ve rengi ne olur-
sa olsun aynşmayı değil, birlikteliği ön-
görür.
AJNKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKCİ
Güvenpark'ta Direnenler: (2)
Mçbip Şey Yapamıyorsan».
Güvenpark'ta direnenlerin adlarını daha önce yaz-
mıştım. Bir daha yineliyorum; bunlar atılan işçilerdi:
Ali Durak, Havva Koçak, Hasan özdilli, Şener Cüce,
Muharrem Sandemir, Kemal Ulutaş, Hüseyin Acer,
Cemal Şeker, Nesimi Açıkgöz, Haydar Çevik, Feyzul-
lah Ceylan, Nesimi Arıkazan, Nevzat Gürbüz, Selami
Demirer, İbrahim Çavga, Yasar Savuran, İlyas Doruk,
Murat Yılmaz, Muzaffer Karataş, Gürsel Cartdemir,
Bektaş Gebeş, Sevda Alıcı, Sevlm Gül, Zehra Işıklar,
Ayla Akın, Kibare Baydar, Nilgün Coşkun, Hatlce As-
lan, Nevin Çelik, Selma Çeönkaya, Ulkü Kahraman,
Şimşir özkaya, Feride Ayata, Müşerref Akın, Tatlıgül
Bakmaz, Fatma Yurdanur, Tülay Dağaşar, Fatma Boz-
kürk, Rabiye Altntaş, Havva Ertaş...
Genel-lş Başkanı İsmail Hakkı önal'ın sahibi bulun-
duğu, sendikanın yayın organı "Emek"\e, işsiz kalan
işçilerin bildirilerineyer verilmiş. Bunda, kalan arkadaş-
ları uyarılıyor, şöyle deniyor:
"... Unutmaym! Bu aşağılık zulüm ortamında zalime
arka çıkanlar, kendileri de zulümden kaçamayacaklar-
dır. Kendi vicdanınızla başbaşa kaldığınızda, 'Onlar za-
ten komünistti, Kızılbaştı, Kürttü' diye başınızı kuma
gömmenin vicdansızlık olduğunu göreceksiniz. Vicda-
nınızın sesi, dileriz, sizi derin uykunuzdan uyandıracak-
tır.
Hepiniz biliyorsunuz, gördünüz, yaşadınız:
* Taşeronlar çimenleri sulatmadı. Yeşiller sarardığın-
da, tam 2 ay sonra işçi gönderdiler. Çevreyi taşeronlar
ve onlara göz yuman belediye yöneticileri mahvetti.
' Bayan arkadaşlarımız, Ankara 'nın en ücra parkları-
na sürüldü. Laf atmalara ve sataşmalara yiğitçe gö'ğüs
gerdiler ve sonunda park ve bahçeleri yeniden güzel-
leştirip yeşillendirdiler.
Hiç kendinize sordunuz mu? Neden bu işi yapacak
yüzlerce erkek işçi arkadaşımız varken, bayan arkadaş-
larımız ıssız parklara sürüldü? Neden onlara kazma-
kürek işleri yaptırıldı?
Hiç sordunuz mu, 'Kadınlar bizim namusumuzdur' de-
yip, kadınları çöpe ve kazma-küreğe sürenlerin ahlak ve
din anlayışının ne olduğunu?
* Hepiniz biliyorsunuz, gördünüz ve yaşadınız!
700 dönümlük mezarlık arazisinde ikisi beden özürlü,
toplam 15 işçi çalışır. Mezarlığın bakımı ve temizliği on-
ların üstündedir. Bugüne kadar ellerinden geleni en iyi
şeklide yaptılar. Ama 'M.G.' 75 kişinin bu işe yetmediği-
ni bile bile, 'Bu mezarlık niye temizlenmemiş?' diye kulp
takarak, gerçeği çarpıtarak oradaki arkadaşlarımıza da
kıydı. Hem de aralarında en tehlikeli bir şekilde mezhep
ayrımı yaparak... Hem de iddia ettiği görev eksikliğin-
den ötürü kendi mudürlerine sorgu sual açmadan..
* Hepiniz biliyorsunuz; yaşadınız, gördünüz:
Bugüne kadar Ankara belediyelerinde böylesine kı-
yım ve sürgün yaşanmadı.
Yaklaşık 30 bin kişi başkent Ankara 'nın çöpünü topla-
dı, suyunu getirdi, kanalını kazdı, yolunu yaptı, asfaltını
döşedi, park ve bahçelerini rengarenk güzelleştirdi, An-
karalıya ulaşım, itfaiye, zabıta, imar ve sağlık hizmeti
verdi.
Başkent belediyesini şimdiye kadar 26 başkan yönet-
ti. Aralarında değişik siyasi inançta kişiler oldu. Vali de
gördü, general de gördü Ankara... Ama, 'M.G.' gibisi ilk
kez geldi.
' Emekliliği yakın kalifiye işçiler çöpe ve kanala gön-
derilerek taciz edilmeye ve bıktırılmaya çalışıldı.
Belediye çalışanlarının başına özel biçimde silahlan-
dırılmış gardiyanlar dikildi.
Çocuğunu ameliyat ettirecek işçiye izin bile verilmedi.
İşçi fazla çalışmaya zorlandı, ama mesai ücretleri
gasp edildi.
Televizyon ekranlarından belediye işçisine iftira edil-
di. 'Sabotajcı'. 'terörist' suçlaması getirildi.
Ve bütün bu zulüm ve aşağılama karşısında sesini
yükselten, kafasını kaldıran ve onurunun ayaklar altına
alınmasına rıza göstermeyen işçiler fişlendi, video ka-
meralarıyla izlendi.
' Hiç kendinize sordunuz mu?
'Adil düzen' masalıyla halkı uyutanların bu yaptıklan-
nın adalet ve hakkaniyet neresinde? 'Biz kardeşliğin
partisiyiz; 60 milyonun sesiyiz; emeğin hakkını dahater-
leri kurumadan ödeyeceğiz' diyenlerin samimiyet ve
insaniyet neresinde?
Ve olup bitenlere seyirci kalan işçi arkadaş!
Sen gizlenip sustukça ve 'Bana değmeyen yılan bin
yaşasın' dedikçe, kıyım ve sürgünden kurtulacağını sa-
nıyorsan aldanıyorsun. Yılan insanlan tek tek sokar.
Bugün sen henüz işsiz değilsen, bil ki, sıra henüz gel-
mediğindendir. Zulme ses çıkarmayan ve aksine haksı-
zı alkışlayan insan, yarın sıra kendisine geldiğinde sesi-
ni duyacak kimsenin kalmayacağını düşünmez mi?
Köşelere gizlenen, her hakarete boyun büküp susan
arkadaş!
Mezarlıkta 18-20 yıldır çalışan işçiler ne yaptı da atıl-
dı?
Ülkede ve işyerlerinde huzur istemeyenler kim? Siya-
si inanç, mezhep ve etnik köken ayrımı yapanlar mı,
yoksa insanlık ve yurttaşlık hakkına sahip çıkanlar mı?
Bunları düşün! Seni köleleştirmek, bölmek ve tepene
vurup ekmeğini almak isteyenlere aldanma.
Hiçbir şey yapamıyorsan haksız ve zalimleri alkışla-
ma!"
BULMACA
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Kolayca parlatılabildi-
ği için boncuk, kolye, tes-
pih gibi şeylerin yapımın-
da kullanılan siyah renkli
linyit türü. 2/ Bira ve şa-
rap taşımakta kullanılan
küçük fıçı... Oylumlu. 3/
Yaşça denk. 4/ Çamaşırcı
ayı da denilen ve Ame-
rika'da yaşayan kürkü
değerli hayvan... Hatay
ilinde bir ırmak. 5/ Os-
manh devletinin Kuzey
Afrika'daki son toprakla-
nnı da yitirdiği antlaşmanın adı.
Bursa'run bir ilçesi. 6/ Otomobille-
rin çekiş ve hızıru ayarlamaya ya-
rayan dişliler düzeni... Tarla sının.
7/ Bir zaman birimi... Alışkanlık.
8/ Kadın... Eski Mısır'da güneş
tannsı. 9/ Bir şeyin esas tutulan
yüzü... Boş ve anlamsız söz.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kente giren şeylerden alınan
vergi. 2/ Bir nota... Tevfik Fikret'-
in, şimdi müze olarak kullanılan
evi. 3/ Yanardağ kayalıklan arasında buiunan bir feldispat tü-
rü. 4/ Zafer... İrlanda Cumhuriyeti'nin resmi adı. 5/ Gemide
pervaneyi ters yönde döndürme. 6/ Uluslararası Tiyatro Ensti-
tüsü'nün simgesi. 7/ tdare lambası. 8/ Şarkı, türkü... Büyük
zoka. 9/ Horpz, hindi gibi hayvanlann tepesindeki kırmızı deri
uzanüsı... "Âşıka .... etmek olmaz, müptelâdır neylesin" (Ne-
fı).