Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS1994ÇARŞAMBA
HABERLER
»/-DEN DEMOKRASİ DERSLERİ AlpayKabacal,
Yasaklıvesanalıdönem• 12 Eylül 1980 askeri darbesi, Nadir Nadi'yi de sanık sandalyesine oturttu. 1961 'deûrkiye, 1973 secimle-
rinden 12 Eylül 1980
darbesinekadaruza- yazdığı, 23 Ocak 1983'te yeniden yayımlanan, Atatürk'ün kurduğu Türk Dil ve Türk
Tarih kurumlannın kapatılmasına karşı çıkan yazısı yüzünden 2 ay 20 gün hapis cezasına
çti. sagcı partiierin biraraya çarptmldı. Daha sonraAskeri Yargıtay, aklama karan verecekti...
gelerek oluşturduklan ve 'Mıl- Y r
° J
'
liyetçi Cephe' adıru verdikleri
koalisyon hükümetlerinin yol
açtığı sorunlar, demokratik re-
jimi işlemez duruma getiriyor-
du. Nadir Nadi, her zamanki
gibi, bunlann karşısında yer
alıyordu.
15 Mayıs 1975'te 'Rejime
Karşı Olanlar' başlığı altında
şunlan yazıyordu:
IDemokrasinfn
dfişmanı
düş-"Demokrasinin başlıca
manı kaba kuvvettir.
Hukuk devleti koşulları altı-
nda biricik meşnı savaş aracı
olan düşün özgürlüğüne katla-
namayanlar, katlanırlarsa ye-
nilmekten korkanlar eninde so-
mında kaba kuvvete baş>urmak
gereğini duyarlar.
Kaba kuvvetin egemen olduğu
bir ülkede demokrasiden de hu-
kuk de> letinden de söz edileme-
yeceğjni büdikJeriiK göre çıka-
rlannı tneşmluk dışı yöntemler-
de arayan karanlık ruhlu kişiler
ve örgütter, kurmaya çaliştı-
klan olağanüstü düzene sözü-
mona haklı bir kılıf hazırlama-
dan edemezler. (...)
Kaba kuvvet yanlılarının baş-
viıracağı yoüardan başlıcaları,
eiden geldiğince demokrasiy i
yozlaştırmak, hukuk devleti ku-
rallannı işlemez haie getirmek,
ülkede anarşik olayları kışkırtmak, bu gibi olay-
lann giderek artmasıy la halkı rejimden soğutma-
ya çalışmak ya da daha iyisi, ülkedekj gerçek de-
mokrarları demokrasi düşmanı gibi gösterip on-
ların yerini almay a bakmak, bu uğurda her fırsat-
tan yararlanmaktır."
Bir başka başyazısında. "Özgûrlûkçü demok-
rasi adına çeyrek yüzyüdır gelip geçen hükümet-
lerin özgürlüğü de, demokrasiyi de ne denli hırpa-
ladıklarını, kimi zaman tanınmaz hale getirdikle-
rini çok gördük, bu gidişJe galiba daha görecegiz"
Yüksel Çakmur, 1991 yıünda Cumhuriyet'i ziyaret ederek, yılın Atatârkçüsü seçilen Nadir Nadi'ye ödülünü veriyordu.
diye başlıyordu (26 Haziran 1975).
O yıllann sürekli tartışılan demokrasi sorun-
lanndan bjn de Ceza Yasası'nın 141-142. mad-
deleriydi. İlericı çevrelenn gerçek demokrasiye
geçilmesi önündeki engellerden biri olarak nite-
ledikleri bu maddelere karşı çıkanların bile ko-
münistlikle suçlandığı bir döneme girilmiştı.
Nadir Nadi. 10 Ağustos 1976 günü 'Yasak
Ortadan Kalkarsa' başlığı altında şöyle diyordu:
"Biziın eski cephe ortaklan... Onlar gibi düşün-
meyen herkesi, her partiyi komünistlikle Rus
ajanlığı ile suçlamakta, sonra da sıkılmadan de-
mokrasiden, düşün özgürlüğünden söz etmekte-
dirier.
Aman 141 ve 142. maddeler kaldırılmasın,
aman komünist partisi kurulmasm! Evet, kurul-
masui ki baylar hoşlanmadıklan her düşünce sa-
hibini komünistrir diye damgalayıp susturma ola-
nağını ellerinde bulundursuniar. (...)
Bizde de doğru dürüst özgürlük rejimi kurulur
aşın dediğimiz örgûtlere su yü-
züne çıkma olanağı sağlanırsa
ne olur? Ne olacak, en azından
siyasal yaşantımız açıklığa ka-
vuşur, yurttaşlar arasındaki
karşılıklı kuşku havası dağılır,
varsa Moskova uşaklan ortaya
çıkar. Biz de kim nedir, ne yap-
mak istiyor, ulusça öğreniriz."
Anayasayı ve demokratık re-
jimi ortadan kaldıran, basını
susturmaya çalışan 12 Eylül
1980 askeri darbesi, Nadir Na-
di'yi de sanık sandalyesine
oturttu. 1961'de yazdığı, 23
Ocak 1983'te yeniden yayımla-
nan, Atatürk'ün kurduğu Türk
Dil ve Türk Tarih kurumlannın
kapatılmasına karşı çıkan yazısı
yüzünden 2 ay 20 gün hapis ce-
zasına çarpünldı. Daha sonra
Askeri Yargıtay, aklama karan
verecekti...
Yıl, 1988... Uluslararası Basın
Enstitüsü'nün (IPI) onur üyeli-
ğine aldığı. enstitü yönetmeni-
nin "Yaşamı boyunca güç gün-
lerden geçti. Türkiye'de bağımsız
ve özgür basmm en güçlü destek-
çuerinden biri oMu" diye nitele-
diği seksen yaşındaki Nadir
Nadi, 7 Mayıs 1988'de son baş-
yazısını yayımladı. Şöyle diyor-
du:
"... Bizim kuşak, çok partili
yaşam dönemi boyunca da cum-
huriyeti ve Atatürkçülüğii savun-
mak uğruna az savaş vermemiş,
az çile doMurmamıştır. Görevi-
mizi ne öiçüde başarabildik, bu
konuda herhangi bir değerien-
dirmeye kalkışmak bize düşmez.
Biz artık devTİni tamamlamaya
yüz tutmuş bir kuşağız. Bugün
varsak, yarm yokuz. Başbca
da CHP'nin solundaki partilere, onlardan da öte
yer altında gizli çalışmak dunımunda bırakılan SÜRECEK
umudumuz bizim dönemde yetişen ve yetişmekte
olan yeni kuşaklarm gerçek halk yönetimi demek
olan cumhuriyet ilkelerini yurdumuzda daha sağ-
lam temelkre dayama olanağını bulabilmeieridir.
Bu konuda hiçbir engelden yıhnayacaklanna
inanıyonız."
Nadir Nadı'run demokrasiye ve basınımıza
katkılan. 'paket'lı demokrasiden gerçek demok-
rasiye gecildiğjnde daha iyi anlaşılacaktır.
Savaşsonrasıdemokrasiyegeçiş
3
941 Kasımı'nda, şair Celal
Sahir Erozan'ın (1883-
1935) kızı Berin Hanım'la
evlenen Nadir Nadi. evhlık
töreninin hemen ertesi günü
askere çağnlır. Davutpaşa Kışlası'-
ndaki 28. Tümen'in 229. Alayı'nda
göreve başlar. Üç ay sonra geçıci
olarak Topkapı Maltepesi'ndekı 4.
Kolordu merkezine alınır.
Burada 1. Şube Müdürü
Srtkı Ulay (sonra MBK üyesi ve sena-
tör), Alman İstihkam Talimnamesi'nin
çevriJmea görevini verir Nadir Nadi'-
ye. 1942 bahannda da Hadımköy'ün
kuzeyindeki Hoşdere'ye gönderibr. Bu
sırada...
"Alman hükümeti, bir Türk basın he-
yetini ve aynca Basm-Yaym l mum
Müdürü'nü, üç haftalık bir gezi için res-
men Almanya'ya davet etmişti. Bu he-
yete benim de katılmamı uygun bulan
bükümet, harekete geçmiş; Dışişleri,
IVGDi Savunma bakanlıklan ve Genel-
kunnay Başkanlığı arasındaki yazış-
malar sonucu olarak bana bir aylık 'mc-
zuniyet' sağlannuştı. Doğrusu bu bir
'mezuniyet'ten ziyade politik bir göreve
benayordu. Gidecektim, görecektim ve
dönûşte izlenimlerimi de yazacaktnn.
Cumhuriyet tarihi boyunca, ye-
dek subayüğını yapttğı sırada
böyiesine ayncalı bir işieme uğ-
rayan bir başka gazeteci buluna-
büeceğini sanmıyorum. Babıaü'-
de, Aimanya'ya gönderüebflecek
düzinelerte gazeteci dururken,
benim askeriikten alınıp bu işe
seçilmemi kişiliğimin hükümet
gözündeki önemine yordum.
doğrusu göğsüm kabardı.
Heyet beş kişklen kurulu idi.
Akşam gazetesi başyazan Nec-
mettin Sadak. Vakit gazetesi
başyazan Asım Us. Adana'da çıkan
Türk Sözü gazetesi sahibi Nevzat Gü-
ven. ben ve bir de Basm-Yaym Genel
Müdürü Selim Sarper. Hazıruğımız
bsa sürdü. Bir gün Tarabya'daki Alman
Büyökelçüiği'nde Von Papen'le büiikte
bir öğle yemeği yedik ve gezi prog-
rammın ana çizgilerini kararlaştırdık.
Beriin'de birkaç gün geçirecektik. Sonra
Batı Almanya'yı, işgal altındaki bir
lusım Fransa'yı dolaşacak, Münich'ten
Viyana'ja, oradan da Doğu Cephesi'ne
gidecektik. Gezi sezonunda Ahnanlar,
bizi Peşte'ye bırakacaklardı. Orada ve
İstanbuTa dönmeden önce Sofya'da iki-
şer gün Macar ve Bulgar hükümetlerinin
misafiri olarak kalacakök.
16 temmuz akşamı, Sirkeci'den trenle
yola çıktık." (Perde Araüğmdan, s.
140-141).
Gazeteciler Almanya ve Avusturya'-
dan sonra "Doğu Cephesi''ne gecerek
Simferopol ile Sıvastopol'u da göriirler
ve Peşte, Sofya üzerinden Türkiye'ye
dönerler:
"Almanya gezjsine, hükümetin isteği
üzerine katıhntştım. Geziye dair yazdar
yazmalı idim. Ne Ankara'da, hatta ne de
Topkapı Maltepesi'nde bu işi gereği gibi
başaramazdım. tlgilikrin uygun bulması
ile Harbiye'deki Birinci Ordu Karar-
gahı'na atandım. Yine Birinci Şube'de
çaltşıyordum. Yazüar için aynca izin al-
mam gerekmedi. Harbiye'deki ordu ka-
rargahı rahat bir ycrdi. Aksamları, pay-
dos saatinden sonra matbaaya gidiyor,
odama kapanıp çakşıyordum. O devirde
rotatifler gece yansını bir havli geçe işle-
meye başladığından, yazariar acele et-
mek zorunda değillerdi, vaktimiz boldu.
Ilkin on iki yazüık bir röportaj serisi
yayınladım. Savaş karşısındaki dunı-
mumuzun politik koşullannı göz önünde
tutmakla beraber, gordüklerimden edin-
diğün izlenimleri, elimden geldiğince ob-
jektif kalmaya dikkat ederek okurlan-
ma anlattım. (...) Bu konuda, askerlik
durumundan ötürii imzalayamadjğun
birkaç yazrnı daha çıktı." (Perde
Araiığından. s. 167-168).
Nadir Nadi, "savaş talihinin iyiden
iyiye Müttefiklere gülümsemeye başla-
nuş" olduğu bir dönemde. 1943 baha-
nnda ordudan salıverilir (terhis edilir).
1945'te Avrupa'da savaş sona ermiş,
zaferi demokrasiler kazanmışür. Nadir
Nadi, aynı yü babasını yitirir: Bir süre-
dir Cenevre'de tedavi görmekte olan
• 1945'te Avrupa'da savaş
sona ermiş, zaferi demokrasiler
kazanmıştır. Nadir Nadi,
aynı yıl babasını yitirir: Bir süredir
Cenevre'de tedavi görmekte olan
Yunus Nadi, 28 haziran günü
ameliyat masasında ölür.
Yunus Nadi, 28 haziran günü ameliyat
masasında ölür.
Babasının hastahğından beri Cum-
huriyet'i yönetmekte olan Nadir Nadi,
artık bütün sorumluluğu üstlenmiştir.
ISavaş sonrası
demokpasiye geçiş
Türkiye, şimdi de çok partili demok-
ratik rejime geçişin sorunlannı yaşa-
maktadır. Nadir Nadi, ilk kez 1946 se-
çımlen sırasında yargılanır:
"O zaman açık oy, gizli sayrnı vardL
Adana'da biri 3<M0 oy birden atmtş
sandığa. Bizim muhabir de bunu yaz-
mıştı. Ben, yazı işkri müdûrüyünı.
Adam hakaret davası açtı, mahkum ol-
dum, sonra Yargıtay bozdu." (Zeynep
Oral'la konuşma, agy).
1946 seçimlerinden sonra davalar
birbinni izler:
"1946-1950 süresi boyunca bizim ga-
zete mümkün mertebe hem iktidan, hem
de muhalefeti sağduyunun ışıklanndan
yarariandırmaya gayTet ediyordu.
Atatürk ilkeleri bir yana bırakdmamalı
idi. Bu, yurdumuz adma öoceden hesap-
lanması imkansız felaketiere yol acabi-
lirdi. Türkiye'yi geri sürükJeyici davranı-
şlara elimizden geldiği oranda karşı dur-
maya çalışıyorduk. Bu yüzden, iktidan
da muhalefeti de sinirlendirdiğimiz olu-
>ordu. MuhaJefet bütün gücü ile daha zi-
yade hukuk devleti koşuUarımn gerçek-
leştirilmesi uğruna çalıştığı ve devrim
ilkeleri üzerinde verilen açık tavizlerden
sorumlu tutulamayacağı için tenkitleri-
mizin ağırlık merkezini şüphesiz CHP
kraatı teşkii ediyordu. O sıralarda gaze-
tenin sahibi göründüğüm için yakından
bilivorum, dört yıl içinde Cumhuriyet
aleyhine çeşitli vesilelerle tam dokuz
dava açıldı ve ben davab srfatıy la, en azı-
ndan kırk kere yargıç karşısında boy
göstermek zorunda kaldım. Ortalama
ayda bir, eski adliyenin bulunduğu pos-
taneye gidiyor, kan ter içinde son kata
tırmanıyordum. Kendimi avutmak için
merdiven basamaklannı bir bir sa-
yardım yukan çıkarken. Ezberlemiştim
basamaklann saytsını. Doksan iki de-
dim mi, nefes nefese bir oh' çeker. Asli-
ye Ceza Mahkemesi'nin önünde sıramı
beklemeye giderdim. Hepsi beraatle so-
nuçlanan bu davalann çoğu, gönderilen
cevabi geç yaymlamak, Cumhurbaş-
kanı'na saygısızlıkta bulunmak,
gerçeğe aykın haberlere gazete-
de yer vermek gibi pestenkerani
konularla ilgili idi. Yazı işleri mü-
düriinün bu suçlan(!) önlemesine
imkan yoktu. O hüküm gjyse idi,
ben de gazete sahibi olarak boy-
layacaktım cezaevini. Cumhuri-
yet aleyhine açılan davalann
yamız birinde, ûnzamı taşıyan bir
yazı yüzünden sanık yerine otur-
tulduğumu hatuiıyorum! CHP'li
bir milktvekili, Vİilli Eğitim Ba-
kanlığı'nca Türkçeye çevrilen
klasikJer arasında bir eski Rus
yazannın milletimi/e dair yaktşıksı/ dü-
şünceler ortay a attiğını ileri sürüyor, ki-
tabın toplanİmasını, ilgililer hakkmda
kovuşturma açılmasını öneriyordu. Aynı
milletvekili, sinemalanmızda oynatılan
bir Ingiliz fîlminin de komünist propa-
gandası yaptığım iddia ediyor, bu filmin
derhal yasak edilmesini istiyordu. (...)
CHP'li milletvekilinin gerici davran>-
şmı bireysel bir çıkıştan ibaret sayabil-
seydik üzerinde duımaya lüzum görmez,
bu adam da dikkati çekmek için bula
bula bunlan bulmuş der, geçerdik. Ama
dediğim gibi, fikir özgürlüğüne ve devrim
ilkelerine karşı uluorta saldırdann gün-
den güne artm'a belirtüeri gösterdiği bir
ortamda susmak, görevden kaçıyoruz
anlamma gelebilirdi. Her zamanki yu-
muşak ve alçakgönüllü üslubumla
yazdığım uyancı bir yazıya milletvekili,
Llus gazetesinde sert bir cevap venti.
Korkuyor demesinler diye ben de, iste-
mediğım halde, biraz sertlendim. Kısa
zamanda ne Rus'un kitabı, ne de Ingiliz'-
in fılmi kaldı ortada. Tarttşma bir sen-
ben kavgasoıa döküliiverdi.
SÜRECEK
Bakanlık düzenliyor
12 Eylül'ün sanık sandalyesine oturttuğu aydınlardan biri de NadTydi.
Hukukçular
düşunce ozgürluğu
içintoplanacak
• Adalet Bakanlığı, düşüncenin açıklanmasını suç sayan
yasalar konusunda görüş almak amacıyla. barolar ve
hukukçularla 3 eylülde toplantı düzenleyecek. SHP lideri
Murat Karayalçın, düşünce özgürlüğü sağlanmadan
demokratikleşmenin sağlanamayacağınj söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SHP, demir parmaklıklar
arkasında olan yaklaşık 2 bın fi-
kir suçlusunun "dtşan
cıkmasun" sağlayacak yasal de-
ğişiklikleri eylül ayında tar-
tışmaya acıyor.
Bu hedefe yönelık olarak
Mehmet Moğultay. düşüncenin
açıklanmasını "terör suçu" sa-
yan yasalar konusunda çozüm
üretmek amacıyla, uzman hu-
kukçular, barolar ve gazeteci
derneklerini toplanüya çağırdı.
SHP Genel Başkanı ve Başba-
kan Yardımcısı Murat Kara-
yalçın, demokratıkleşme pakeü-
nin düşünce özgürlüğü konu-
sunda eksık olduğunu söyledi.
Moğultay, bir taraftan yasa
çalışmalan sürerken, diğer yan-
dan düşünce özgürlüğü konu-
sundaki duyarlıhğın toplantı-
larla Türkıye genehne yayıla-
cağını söyledi. Moğultay. 2 bıne
yakın bilîm adamı, gazeteci. ya-
zar ve sendikacının tutuklu bu-
lunması nedenıyle Türkiye'ye
karşı yapılan eleştinler karşısı-
nda, Dışişleri Bakanı Mümtaz
Soysal ile Türkiye Barolar Bırlı-
ği, Ankara, tstanbul, Izmır ba-
rolan, Çağdaş Gazetealer Der-
neğj, Gazeteciler Cemiyetı'nin
Ankara, tstanbul. İzmır şubele-
ri, Basın Konseyi, anayasa hu-
kukçusu L'ğur Alacakaptan ve
İstanbul Üniversitesı basın hu-
kuku öğretım üyesı Çetin
Özek'i, 3 eylülde toplanüya
çağırdı
Konuya ilişkin Cumhuriyet'in
sorulanru yanıtlayan Kara-
yalçın, Adalet Bakanlığı'nda
Seyfi Oktay dönemınde başia-
tılan çabşmalann sürdürüldü-
ğünü belirterek şunlan söyledi:
"Şiddeti ve terönl çağırmayan
düşünce suç obnamalı. Öyle bir
sınır koymalıyız, eşik tanı-
mahyız. Ve bunu kabul ettiğimiz
zaman şu anda cezaevinde bulu-
nan bilim adamlan. sendikacüar
kurtulacaklardır. Bunun için çok
yoğun bir hukuk çauşması yapı-
İması gerekiyor. O çauşmalan
yapıyoruz şimdi.M
Karayalçın, 18 mayısta açık-
lanan "demokratikkşme pake-
tinin". düşünce suçlulanna yenı
bir düzenleme getirmemesi ne-
deniyle eksik olduğunu vurgu-
layarak SHP'nin, eylül ayında
"düşünce özgürlüğünü" de talep
edeceğinı söyledi.
Karayalçın. "Biz düşüncenin
suç olmaktan çıkarılmasını da
munakkak gündeme almalıyız.
Bunu sağlamadan 62 yasa tasa-
nsını geçirsek de demokratikleş-
menin sonuç alıcı olacağı kanısı-
nda değilim" diye konuştu.
Moğultay. Cumhuriyet'e. ge-
nış katılımb toplanülann devam
edeceğinı belirterek "Topiantıya
kadar konunur detayına girmek
istemiyonım. Bu konuda ciddi
calışmalar y apacağız" dedı.
Geçici ihracla cezalandırıldı
NaciEkşi,ANAP'tan
1 yıl lizaldaştırıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ANAP Genel Başkanı
Mesut Ydmaz ve parti yönetı-
mine yönelttiği eleştiriler nede-
niyle dışiplin kuruluna sevk
edilen İstanbul Mılletvekili
Nad Ekşi. bir yıl süreyle geçicı
ihraçlacezalandınldı. Ekşı. ka-
ran, "Erken seçim olması dunı-
munda beni seçim dtşı bırakma-
ya yönelik bir karar" sözlenyle
yorumladı.
ANAP Merkez Dısıplin Ku-
rulu ve Grup Disiplin Kurulu'-
ndan oluşan müşterek dısıplin
kurulu, dün yaptığı toplanüda
parti disiplirune aykın davran-
makJa suçlanan istanbul Mil-
letvekili Naci Ekşi'yi dinledi.
15 üyenin kaüldığı toplanüda
Ekşi'nin. Yılmaz ve parti yöne-
timine yönelttiği "statükocu,
ANAP felsefesinden uzakiaş-
mak" ve diğer suçlamalanyla
disiplin suçu ışlediğı sonucuna
vanlarak, bir yıl süreyle ıhraç
edilmesi kararlaştınldı. Sözlü
savunma yapan Ekşi, partisi-
nin gerilemesınin sorumlusu-
nun Yılmaz olduğunu ve bunu
söylemenın "yüz kızartKi bir
suç" oluşturmadığıru söyledi.
Yılmaz'ın, parti yönetıminde
"sultan, nülletvekillerinin sahi-
bi gibi" davrandığmı ima eden
Ekşi, Yılmaz'ın liderliğini tar-
tışanlann susturulduğunu
kaydetti. Karar açıklanmadan
önce kendisine verilecek her
türlü cezanın haksız olacağını
söyleyen Ekşi, "Benim cezalan-
duılmam yok oluşu >e dağüma-
yı durdurmaz" dedı.
Hakkında verilen geçici ih-
raç karannı "kurnazca bir ka-
rar" olarak değerlendiren Ek-
şi, gelecek bir yıl içinde erken
seçim olması dunımunda, ken-
disinin seçim dışı bırakılması-
nın amaçlandığını söyledi. En
fazla "ihtar" cezası beklediğini
ıfade eden Ekşı, "Bu karan ka-
bul etmivorum. Milleti de mi ih-
raç edecekler" diye sordu.
Ekşı. ANAP'daki durumunu
yeniden gözden geçireceğini
ancak bu arada, eleştiri veöne-
nlenni dıle getirmeye devam
edeceğıni kaydetü. Ekşi, kara-
nn gerekçesinı inceledikten
sonra ıtiraz edeceğıni sözlenne
ekledi
Fon kaynağı
BasmaMecUs
araştnması
isteni
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP, bazı basın
lnımluşlanna fonlardan ak-
tanlan kaynaklarla tigili sav-
lann açıkhğa kavuşturulma-
sı için Meclıs araşturması açı-
lmasını ıstedi.
ANAP Genel Başkan
Yardıması Eyüp Aşık imza-
sıyla dün TBMM Başkan-
hğı'na verilen araştırma
önergesinde, hangj basın ku-
ruluşu veya sahibine, diğer
şirketlerine fon ve fon dışı
kaynaklardan yarar sağlan-
dığı, hangi basın kuruluşla-
nnın bu yararlann dışında
bırakıldığı soruldu.
önergede, Başbakan Tan-
su ÇîDer'ın, "Basın gmeairn-
uğıiH kaybetti. Artık befflmk
ilgili yanuş baberteri yalanla-
maya gerek görmüyoruaı"
diye bir tespit yaparak, ba-
sınla polemiğe girdiği, böy-
lece devtete güvenin ve dev-
let yönetiminin bütünlüğü-
nün de aşındığı öne sürûldû.
22 ay hapis yatacak
Tanju, Üsküp'tengetirildi
Bayraıııpaşa'ya hapsedildi
İstanbul Haber Servisi - Mer-
cedes kaçakçılığı davasından 4
yıl 3 ay hapis cezasına çarptınlan
ünlü futbolcu Tanju ÇoJak, tu-
tuklu bulunduğu Üsküp'te Türk
înterpol yetkililerince teslim alı-
narak dün İstanbul'a getirildi.
Atatürk Hava Limam'na getiri-
lişi sırasında ailesi ve bir zaman-
lar forma giydıği takımlann ta-
raftarlannca karşılanan Çolak,
Infaz Yasası hükümleri uya-
nnca 22 ay hapis yatacağı Bay-
rampaşa Ceza ve Tutukevı'ne
konuldu.
Mercedes kaçakçılığı dava-
sından hapse çarptınlan ve bu
cezasının Yarştay'cada onan-
dığı sıralarda dünya karmasında
forma giyeoeğini gerekçe göste-
rerek Makedonya'ya gıden ünlü
futbolcu Tanju Çolak, Üsküp'te
tutuklu bulunduğu Şuto Onzari
Çezaevi'nden alınarak Türk
Înterpol yetkililenne teshm edil-
di. İstanbul İnterpol Şube Mü-
dürü Yardıması Omer Vanık ve
İnterpol Daire Başkanüğı'nda
görevli Idris Eskitürk tarafından
Makedonya emniyet yetkılıle-
rinden teslim alınan Tanju Ço-
lak, Türkiye ve Yugoslavya
arasında 1973yıhndaimzalanan
"giivenlik işbirliği, uluslararası
suçluiann iadesi" hükümleri
uyannca İstanbul'a getirildi.
Sofya'dan havalanan 311 se-
fer sayıb yolcu uçağj ile dün ak-
şam saat 19.15 sıralannda eşi
Aysu Çolak beraberliğinde Ata-
türk Havalimanı'na inen Ço-
lak'ı babası Mustafa Çolak, fut-
bolcu Rıdvan. Galatasaray eski
yöneticilerinden Ergun Gürsoy
ve hayranlan karşıladı. Büyük
bir kargaşarun yaşandığı
karşılama sırasında taraftarlann
Başbakan Çflkr'den Tanju'yu
affetmelenni istediler.
Tanju, Bayrampaşa Cezaevi'-
ne getirilerek adb' suçlardan
sabıkalı tutuklu ve hükümlüle-
rin kaldığı B Blok koğuşlanna
konuldu.