23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS1994 PAZARTESİ HABERLEREN DEVAMI PENCERE• Baştarafi 2. Sayfada bnda ABD, Irak'a darbeyi vurdu. • Türkiye, Batı ile şeriatçılar arasında gittikçe daralan bir makasın ortasındadır. 12 Eylül'den önce ülkemizde soldan çok korkuluyor- du; solua üstünden Silahlı Kuvvetler marifetiyle ağır bir buldozer geçirildi; meydan devletin Türk - Islam sente- ziyle şeriatçılara açıldı. Bugün Türkiye dinsel ve etnik çaöşmaların kanlı mey- danına dönüştürülmüştür. Ne var ki bu kavganın temelinde de sömürü kavramı yatıyor. Güneydoğu, ülkenin en yoksul bölgesidir; işsiz gençler PKK'ye omuz vermek için dağa çıkıyorlar; kent- lerin kondu kesimleri yüzde 70'e yaklaşıyor; büyük şe- hirlerdeki şeriatçılar "adildüzen" (hakçadüzen) sloga- nıyla yoksul kitleleri peşinden sürüklüyor. Demokrasiyi yasaklayıp, sömürüyü pompalamak si- yaseti, genç kuşakları Kürtçülük ve şeriatçılık eksenleri- ne doğru dağıtıyor. Çağdışına düştüğümüzün de resmidir bu... CUMHURIYETTEN OKURLARA Nadir Bey'in ilkekHf • Baştarafi 3. Sayfada Koalisyon hükümetinin özelleştirmeyle ilgili macera- sının Anayasa Mahkemesi'nce bir kez daha durdurula- cağına ilişkin haber de ilk kez Cumhuriyet'te yer aldı. PTT'nin "T"sinin satışına ilişkin yasanın anayasaya aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini belirten Anayasa Mahkemesi raportörünün görüşünü, arkadaşımız GMSk- •el Poiat haber haline getirdi. Anayasa Mahkemesi de bu görüşe katılarak yürütme- nin durdurulması yolunda karar verdi. Arkadaşımız Esra Yener de yeni yasaların anayasaya aykırılığa düşülmeden duzenlenmesi arayışı ile ilgili ge- lişmeleri haberleştirdi. özelleştirmede böyle bir yönteme ulaşılmasından se- vineceklerin başında sanırız Anayasa Mahkemesi Baş- kanı Sayın Yekta Güngör özden geliyor. Çünkü her iptal kararından sonra karar toplantısında bulunup bulunma- dıgına bile bakılmaksızın sanki kararı tek başına almış gibi hedef tahtasına konulan Sayın özden'in bu suçla- malardan kurtulma şansı ancak böyle bir yöntemle do- ğacak. • Sıvas davasına ilişkin gelişmeler de arkadaşımız Ha- lil Nebiler tarafından haber haline getirildi. İlk kez Cum- huriyet'te yayımlanan haberlerde, müdahil avukatlann yalan söylediğini ileri sürdükleri tanıklarla ilgili suç du- yuruları da yer aldı. • Nasrullah Ayan'ın sahibi olduğu Türkinvest konusun- da da alacaklıların beklentilerine arkadaşımız Nursun Erel'in haberleri yeni boyutlar getirdi. Ufuk Tekln de ay- nı konunun Adana ile ilgili bölümlerini duyurdu. Çiller ailesine ilişkin haberlere üçüncü bir boyutdaha eklendi. Oğul Mert Çiller'in büyük bir gösteri ile yedek- subay okuluna teslim edilmesinin perde arkasını arka- daşımız Kemal Yurterl yazdı. Mert Çiller için yedeksu- baylık kararı alındığında, Amerika'da okuduğu üniversi- tenin denkliğine ilişkin YÖK yazısı başvuru belgelerine eklenmemişti. Belge, Mert'in tesliminden sonra eklendi. Demek ki o günlerin siyasal zamanlamasında böyle bir gösterinin yapılması öngörülmüştü. • Zonguldak ve Karabük'teki madencilerin gelecekle- rinden duydukları huzursuzluk yerini gitgide gerginliğe bırakıyor. Zonguldak'taki kömür işçilerinin toplantısını arkadaşlarımız Şükran Soner ve Hatice Tuncer izledi- ler. • Tiyatro mevsiminin açılış hazırlıkları "Şimdi ne ola- cak" sorusunuda gündeme getirdi. Refah Partisi'ninyö- netimine giren Şehir Tiyatroları'na ilişkin geniş soruş- turma bu sorunun yanıtını arama amacını taşıyordu. Tiyatroya ilk müdahale ise Bakırköy'ün ANAP'lı Bele- diye Başkanı All Talip özdemlr tarafından gerçekleşti- rilmişti. Kültür servisinden arkadaşlarımız Handan Şenkö- ken, Asu Maro ve MehmetAtak'ın haberleri ile konunun üstüne giden ilke gazete yine Cumhuriyet oldu. • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dilegi ve saygılarımızla. Belediye yetkileri arttırılsın • Baştarafi 1. Sayfada söyledi. Dünyanın bütün bü- yük şehirlerinde en önemli so- runun göç olduğunu belirten Erdoğan, yerel yönetimlerin yetkilerinin artınlması gerekti- ğini vurguladı. ABD'deki toplanüyı tstan- bul Büyükşehir Belediye Baş- kanı Tayyip Erdoğan şöyle özetledi: "Sosyal olarak adil, ekono- mik olarak üretid, ekonomik olarak muhafaza edici, politik olarak kablnncı ve kültürei ola- rak değerfcrimizi konıyucu ve yaşatan bir şehircilik anlayışımn hayata geçüilmesiııin karara bağlandığı bir toplantıyı New York'ta yaşamış olduk." RP'li bir başkan olarak dışa- nda kendisine nasıl bakıldığına ilişkin bir soru üzerine Tayyip Erdoğan. "Buradaki emKşe dünya ülkelerinde yok. Onlar bu npkta da çok daha özgürlûkçü. Özgürlüklerin sııu- riandmlması öyle zannediyonım ki sadece bizün ülkemize mah- sus"dedi. Seni unutmayacağız ŞIMEL AYDIN (1975- ) înce bir sızı saplanır yüreklere Çığlık çığlığa kalır düşler Devrimciler ölür... Yaşasın Devrim! Ailesi ve arkadaşlan adına MEHMET ALİ AYDIN G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada tisi, yerel seçimler beklentisi, tem- muz beklentisi derken şimdi de ey- lül beklentisi var. Iktidar ortağı SHP'nin kaderi, Meclis açılınca belli olacak. Kara- yalçtn, küçük kurultaydan "örgüt desteğini alarak"çıkmış görünüyor. Yaz boyunca SHP'nin oy grafiğinde düşüş gözlendi ama, Karayalçın'ın parti içi etkinliği arttı. Bunda Kara- yalçın'ın örgüte hakim olmaktaki başarısı kadar, parti içi muhalefetin dağılmışlığı da etken. SHP'de parti içi muhalefet, çokçe- şitli gruplara ayrılabilir ama, dört ana parça dikkat çekiyor. - ıstifa edelim, DSP'ye geçelim. Sol, Ecevifin önderliğiyle toplanır diyenler. Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi ve Istanbul Milletvekili Nami Çağan bu düşünceye sıcak. - Ecevit'e gitmeyelim. Bir kadro hareketi yaratıp, CHP ile birleşelim diyenler. Bugörüşte olanlar, Baykal ve Karayalçın'ın dışında bir hareket peşindeler. Erdal mönû'ye yakın ki- şilerin birçoğu bu düşüncede. - SHP içinde kalalım ve muhalefeti güçlendirelim diyenler. - Şimdilik beklemede kalalım. Ge- lişmeleri izleyelim. Bu gidişle zaten mevcut yönetim kendisini bitirecek, bizim fazla bir çaba harcamamıza gerek yok diyenler. Aydın Güven Gürkan'fn, küçük kurultayın ardt- ndan bu görüşü benimsediği dikkat çekiyor. Bakanlıktan ayrılanları ise şimdi- lik bu grupların içine katmak olası görünmüyor. Zaten eski bakanların Solun Dibi... koltuk sonrasında parti içi muhale- fet bayrağını taşımaları en azından "samimi" olmaz. O zaman önce şu sorunun yanıtını vermeleri gerekir: - Karayalçın'la yürümeyeceğini bakanlıktan ayrıldıktan sonra mı gördünüz? * SHP'nin, çogunluğu bakanlardan kurulu iktidar kanadı ise yeni görev- lerine alışıyor. Yeni bakanlar kendi- lerine tanınan krediyi kullanıyorlar, ama henüz karşılığını vermiş değil- ler. Kamuoyunda geniş yankılar uyardıran Mümtaz Soysal, bakan olarak ilk dış sınavını Suriye'de veri- yor. Soysal, uluslararası pazarlıkla- ra, diplomatik yarışlara çok alışık. En azından "Kıbrıs doktorası" var. Ama "bakan olarak" neler yapabi- leceğinin ipuçları Şam zirvesi sonu- cunda ortaya çıkabifir. Karayalçın'ın, parti içi muhalefe- tin yanı sıra sosyal demokrat kamu- oyunu ikna edebilmesi için eylülde Meclis'in açılmasıyla birlikte en azı- ndan şu konularda somut adımlann atıtmasını sağlaması gerekiyor: - Demokratikleşme paketi 18 mayısta açıldı ama, hiçbir maddesi yaşama geçirilemedi. Karayalçın bu konuda, "Top Meclis'te, tek başımıza yapamayız ki" savun- masını getiriyor. Ama Meclis açılı- nca DYP'yi ikna edip bu paketin adım adım gündeme gelmesinisağ- lamak durumunda. - Partilerin ve gelmiş- geçmiş li- derlerinin malvarlığıyla ilgili komis- yon, çalışmasına, Çiller'in mal- varlığı ile başlayacaktı. Ancak ko- misyon daha başkanını seçerken ki- litlendi. SHP, bu konunun havada kalmasına alet olmamalı. - Memur maaşlarıyla ilgili her gün değişen politikalar açıklamak yeri- ne ne olacağı baştan söylenmeli ve bu konuda birpolitika belirlenmeli. - Özelleştirmede Soysal"ın da giri- şimleriyle ortak bir noktaya gelini- yor. Ancak konunun sosyal yanı en ince ayrıntılarına kadar düşünülme- li ve kamuoyu bilgilendirilmeli. SHP'nin ayakta ve iktidarda kal- ma şansı bu konulardaki başarısına bağlı görünüyor. CHP ise SHP'ye baka baka bu partiye benzedi. Aylardır, Baykal'la sürtüşen ve farklr politikalar izleyen Genel Sekreter Ertuğrul Gûnay ın, yerini Denizli Milletvekili Adnan Keskin'e bırakmasıyla bu partide de yeni bir süreç başlamış oldu. Keskin'in soyadını aratmayacak bir politik inatçılığı var. Siyasette kökle- ri, Denizli'nin en ücra köylerine ka- dar dayanıyor. 80'li yıllann ilk yarısı- nda SODEP'i, sonra SHP'yi örgütle- mek için Anadol otomobiliyle dolaş- madık yerleşim yeri bırakmamıştı. Avukatlık bürosunun gelirini partili- lerin sünnetine saat, düğününe bat- taniye için harcamrştı. özetle siyasi geçmişinde "ctefo"yok. Ama CHP gibi, beklenen sıçra- mayı yapamamış bir partinin genel sekreterliği kolay bir görev değil. Başarılar partinin, başarısızlıklar kendisinin olacak. Sevgili Banş Selçuk Uzak coğrafyalarda en büyük kor- kum ülkeden kötü bir haber al- maktr. Her seferinde elim titreyerek telefonu açarım, "Herşeyyolunda" sözünü duyunca rahatlarım. Bu kez tersi oldu. Asya'nın öbür ucunda, bir gece yarısı telefondaki ses dört isim sıra- ladı ve "Kaybettik" dedi. O an mu- son yağmurlarından başka aayı paylaşabileceğim kimse yoktu. Yağmurla birlikte anılar da dökül- dü... Gündüz haber yarışına girdiği- miz, gece otelde yer bulamayınca aynı odayı paylaştığımız 80'li yıllar... Mesleği onuruyla yapmanın verdiği hazzı bölüştüğümüz akşam sohbet- leri... "Doğru nerdedir", "Sevgiler niye çabuk tükeniyor" sorularına karşılık aradığımız özel hayat tartı- şmaları... "O mahur beste..." koro- ları... Dönüşe dek, Banş'ın sık sık yaptığı "eşek şakalanndan" birisi olmasını diledim. Ama arşiv her şeyi tazeledi. Yeryüzünde Barış'ın yaşam se- vincini alt edebilecek bir güç, bir olay tanımıyorum. Bunu bir tek Az- rail yapabilirdi. O da işin zorluğunu anlamış olmalı ki, erken ve apansız davrandı. Ama Barış'a hüzün yakışmaz. Acıyı eritip sindirmeli. Daha çok gül- meli, daha çok yaşamalı... Çiller çifti için suç duyurusu • Baştarafi 1. Sayfada ni ve bu yat için ödenen verginin miktannı öğ- renmek istediğini belirtti. Seven, Başbakan Çil- ler'e, "Bu yatın 385 bin dolar oiduğu iddia edfl- mekte.3u rakam doğru mudur" sorusunu yönelt- ti. Seven'in önergesınde yer alan sorulann bir bölümü şöyle: "önceleri 150 milyon, sonra lûtfedip 2 milyara çıkartığınız ve gerçek değeri 385 bin dolar olduğu iddia edilen President-57 için eşiniz özer L'çuran Çiller, marina yasalanna göre gerçek değeri ûze- rinden ödenmesi gereken yüzde 30 bedeli ödemiş midir? Bir söv leşide, Zeki Küçükberber'i bir defa, eşinizin de birkaç defa gördüğûnü ifade etmiştiniz. O söyleşiden bugûne Zeki Küçükberber'i siz ve eşiniz kaç defa gördünüz. Yatınûda misafir ettiniz mi?" Bilecik Milletvekili Mehmet Seven, Başbakan Çiller'in oğlu Mert Çiller için, Turban Marina Müdürlüğü'nce bir motosiklet alındığmı da id- dia etti. Başbakan Çiller'e yönelik diğer bir soru önergesiyle konuyu gündeme getiren Seven, Başbakana "Turban Kuşadası'nda Util yapan oğlunuzun isteği üzerine, marina müdürlügn ta- rafından bir motosiklet alındığı iddia edihnekte- dir. Bu motosikktin raarkası nedir? Kaç paraya alınmtştır? Farura tarihi nedir" diye sordu. Marinada olaylar Mehmet Seven. Cumhuriyet'in sorulannı yanı- tlarken. Kuşadası Marinası'nda "inanıunaz do- laplar döndüğünü" saptadığını belirterek, şunlan sö>ledi: "Burada Ozer Çiller ve yakın dostu Jaguarcı Zeki Küçükberber, adeta küçük bir imparatorluk kurmuşlar. Kaydı kuydu tutuhnayan yerli yabancı yatlar üzerinden çok sayıda usulsüz ışlemkr yapılıyor. L'yuşturucu ticaretinin bile buradan yönlendirildiği, büyük paralar döndüğü söyleni- yor. Hatta 12 yıldır burada demiıii olan. kimsenin arayıp sormadığı yatlar bile var. Bu ruhaflıklann ortaya çıkarılmasını soru önergelerunle (çişleri Bakanlığı'ndan istedim, ama söz konusu kişıler, Başbakan'ın eşi olduğu zaman, devlet yöneticileri gercekleri ortaya çıkarmakta hevesü davranmı- yorlar." 6 Kilyos yangınında sabotaj var' • Baştarafi 1. Sayfada söndürülemediği savunuldu. tstanbul Haber Servisimizin haberine göre Sanyer'e bağlı Kil- yos'un Demirciköyü Mevkii'- ndeki ormanlık alanda, dün saat 13.15 sıralannda, üç ayn nokta- da birden yangın başladı. Çevre ilçelerden desteklenen itfaiye ekipleri, Orman tdaresi'ne bağb ekiplerin de yardımlanyla yangın bölgesine hareket etti. Ancak, fi- dankk alanlarda başlayan yan- gınlar, iş makinesi gibi araçlann yetersiz olması nedeniyle saatler- ce kontrol altına alınamadı. Orman Bakanı HasanEkind- nin yönetiminde sürdürülen ça- lışmalar sonucu yangın, saat 18.00'de kontrol alüna ahndı. Orman Bölge Müdür Yardıması Hüseyin Hacıoğlu ile Sanyer Be- lediye Başkanı Yusuf Tüiün, ^yanguıın kasıtb olarak çıkanku- ğını" söylediler. Yollann tıkanık- lığı yüzünden yangın yerine geç ulaştıklanru belirten Haaoğlu. "Yangın dikkatszlik ya da ihmal sonucu çıkmanuş. tld a>n nokta- da aynı anda başlıyor, üstetik tam güneşin kızgın oiduğu saatte. Av fişeğiyle çıkanldığııu samyoruz; kovanmı bulduk. Yaklaşık 20 hek- tar alan yandı" dedi. Bölge Jandarma Komu- tanlığı'na bağlı birlikler ise bu- lunan kovanlann ve av fişeği- nin sabotaj aleti olarak kul- lanıbp kullanılmadığının henüz belli olmadığıru, araşürma ya- pacakîannı bildirdiler. Yangın bölgesine gelen Sanyer Beledi- ye Başkanı Yusuf Tülün, ilk noktada başlayan yangnu sön- dürmeye çaîıştıklan sırada, iki ayn yerde daha yangın çıktığını belirterek, hemen diğer ilçe be- lediyelerinden yardım istedikle- rini belirtti. Tespitlerine göre yangında, "sıçrama" diye bir şeyin söz konusu olmadığını ifade eden Tülün, yangının "kasıtlı" olarak çıkanldığıru söyledi. Istanbul Valisi Hayri Ko- zakçmğlu ile birlikte yangın bölgesine gelen Orman Bakanı Hasan Ekinci, sabotaj ihtima- liyle ilgili olarak şunlan söyledi: "Üç noktada aynı anda baş- lamış. Bu durum karştsında ner şeyi dnşfinmek lazım. Ancak şunu söylüyorum ki yangm çıka- ran ya da çıkarmak isteyen kişj- lerin yapbklan bana göre >atan hainüği ile eş değerdir. Bu bölge- de kendüigınden yangın çıkmaz. Çıkantdığı ortada, ancak bu, yaptlacak soruşturma sonucun- da kesinlik kazanacak." Yanan ormanlık alanlann derhal ağaçlandınlacağını be- lirten Ekinci, diğer illerden tah- sis edilen 4 yangın söndürme uçağından ikısinin Kilyos'taki yangında çalışmalara İcatıldığını bildirdi. Aynı saatlerde, bu kez de Ru- melifeneri'ndeki Marmara Ko- rusu'nda yangın çıküğı haberi geldi. Kilyos'a giden bazı itfai- ye gruplan, Rumelifeneri'ne sevk edildi. Gökyüzünü yoğun biçimde dumana boğan Rume- lifeneri'ndeki orman yangını, tstanbullularda heyecan ya- rattı. İtfaiye ekipleri ise yangın söndürme çahşmalanndan çok, iş makinesi sağlamakla uğraşü- lar. Paletli büyük iş makineleri- nin temininde zorluk çeken itfa- iye, lastikli küçük iş makinele- riyle yangına yetersiz ölçüde müdahale etmek zorunda kaldı. öte yandan Sultanbeyli, Kayışdağı ve Başaran mahalle- sinin de aralannda bulunduğu üç dört noktada birden orman yangını başladı. ltfaye ekipleri. Erbakan: Erken seçim olsa yüzde 40 oy ahrız İstanbul Haber Servisi- Re- fah Partısi genel Başkanı Nec- mettin Erbakan, ilk yapılacak olası bir erken seçimde partisi- nin yüzde 40 orarunda oy ala- rak, Meclis'te, 300'ün üzerinde milletvekili çıkaracağını öne sürdü. Erbakan, "Bu da, Ana- yasa'yı değiştirerek, yeni bir Türkiye kurmaya yeter" dedi. Istanbul'da bulunan RP li- deri Necmettin Erbakan dün, partisinin Sanyer İlçe örgütü'- nün 4. Olağan Kongresi'ne katıldı. Burada bir konuşma yapan Erbakan, RP'nin 27 mart yerel seçimlerinde kazan- dığı başannın sağlanmasında çaba gösteren tüm RP'li ha- nımlan kutladığını belirterek, "Genel seçimler için çalışmala- runıza şimdiden başladık bile. Çünkü Refah artık iktidara ge- liyor"dedi. RP'nin Türkiye genelinde, oylannı attırarak en büyük parti niteliği kazandığını savu- nan Erbakan daha sonra şun- lan söyledi: "Bu Baü taklitçisi DYP, SHP ve ANAP'm oylannın toplamı bile, RP kadar yapmı- yor. Hepsi eridi, bitti, paspas oldular." İSKİ ve Orman Idaresi'yle sü-. rekli bağlanü kurarak, birden fazla noktada büyüyen orman yangınlannı kontrol altına al- maya çalıştı. Bursa'da orman yangmı Bursa muhabirimiz Levent GençeDi'nin haberine göre Bur- sa'nın Çalı nahiyesine bağlı Yaylacık Köyü yakınlanndaki bozuk çamhk alanda dün öğle ' saatlerinde yangın çıktı. Yangın 500 hektarük bir alanı tehdit ederken Orman Bölge Müdürlüğu ekiplerinin yanı sıra askeri birlikler ve köylüle- rin yardımıyla sündürme çalı- şmalan sürdürülüyor. Rüz- gann etkisiyle genişleyen yangının, tnegazi Köyü'nü teh- dit ettnesi üzerine köy bo- şaltıldı. Yangına müdahale eden iki itfaiye aracı, yanan böl- geyi terk edememesi üzerine yandı. Yangında, 200 hektar alanın zarar gördüğü bildirildi. Ankara'nın Çambdere ilçe- sinde dün saat 14.00 sıralannda çıkan orman yangınında yak- laşık 15 hektarhk alandaki çam ve meşe ağaçlannın zarar gör- düğü bildirildi. Gelibolu'nun sonmüusu Orman mühendislerinden oluşturulan kurulun Gelibolu'- dakı yangınla ilgili açıklaması- nda, ormanlann korunması için alınan önlemlerin yetersiz olduğu belirtilerek, "Yangmm çıkmasından yarrnı saat sonra etkin bir müdahale yapdabihniş' olsaydı, yangm bu kadar büyü- mezdi" dendi. TMOB Orman Mühendisleri Odası'nca oluşturulan kurulun dün yapılan açıklamasmda, ta- sarruf gerekçesiyle Gelibolu'da, yangınla mücadelede için çalıştınlan işçi sayısının 75'ten 25'e indirildiği, gerekli uçak- lann alınmadığı, Ikinci Dünya Savaşı'ndan kalma 1 dozer, 2 greyderve 1 arazözle söndünne çalışmalannın sürdürüldüğü bildirildi. Açıklamada, orman yangı- nlannın yüzde 98'inin kasıtlı olarak insan unsuru nedeniyle çıküğı belirtilerek, orman yangınlanyla mücadelede tanm örgütüne de büyük gö- revler düştüğüne değinüdi. Ge- libolu yangınının siyasi şov malzemesi olarak kullanı- lmasının da eleştirildiği açıkla- mada, kalıa çözüm üretilmezse sonbaharda daha büyük tehli- kelerlc karşılaşılacağı kaydedil- di. 'Şirketlerîni kayyuma bıraksın9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreteri Ad- nan Keskin, Türkiye'de, Italya'da olduğu gibi "dürüst yönetim, temiz efler" operasyonuna gerek duyulduğunu söyledi. Siyasi çürümüşlük ve yozlaşmanın önlenmesinden sonra parlamen- tonun yasal düzenlemeleri yapması gerektiğini belirten Keskin, Başbakan Tansu Çiller'in, malvarlığı ile ilgili önergeyi "sulandı- rarak" bu konuda en büyük engeli oluşturduğunu söyledi. Keskin, Başbakan ve bakanlann şirketlerini kayyumlar aracıüğıyla yönetmeleri için gerekli yasal düzenlemelerin yapı- labileceğini bildirdi. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, dün düzenlediği basın toplantısında, parti komisyonlannca hazırlanan "Yeni Hedef- ier, Yeni Türkiye. Dürüst Yönetim, Temiz Tophım" adlı raporu açıkladı. Keskin. Türkiye'nin, siyasal çürümüşlük ve yozlaşma dönemi içine girdiğini, bu kapsamda bütün politikacılara da güvenin saraldığını belirterek Italya'da olduğu gibi "temiz el- ler" operasyonu başlaulması gerektiğini söyledi. DYP-SHP koalisyonunun, kendisinden önceki yolsuzluklan temizleyeme- diği gjbi hesahnru veremediği yeni yolsuzluklar ortaya çıkardığını kaydeden Keskin, Başbakan Çiller'in malvarlığı konusunun açıklığa kavuşturulmamasıru da eleştirdi. Adnan Keskin, Çiller'in malvarlığı ile ilgili araşürma öner- gesinin "amacından saptmlarak" Türkive'nin önemli bir fırsaü kaçırdığını ifade ederek "Bu önergenin safsafıldığı, sulandınldığı yetmezmış gibi kurulan komisyon da halen başkanını bile seçe- memiştir. Uyduruk malvarlığı beyanlanyla bu konu ka- patılnuştır. Saym Başbakan ne kadar gezerse gezsin siyasetçilere olan güvensizfiği ortadan kaklıramaz. Temiz tophım operasyonu- nun önündeki en büyük engd Başbakan ve yönetidlerdir. Başba- kan vc üst yöneticilerin şirkerJerinin kayyumlar tarafından yöne- tibnesi için gerekli yasal düzenlemeler yapümalıdır" dedi. TBMM'nin, demokrasınin gereksınmelenne yanıt vereme- diğini kaydeden Keskin, milletvekilliği dokunulmazhğının da yeniden düzenlenerek yolsuzluk, usulsüzlük suçlannda millet- vekilinin korunmasının önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. CHP'nin raporunda, "temiz efler" operasyonu için yapılması gerekli düzenlemeler, saür başlanyla şöyle sıralandı: - Her boyutta yolsuzluk olaylan, adam kayırma, nüfuz suiis- timalı ve rüşvet olaylan, kamusal kaynaklann yağmalanması, ülkenin temel sorunu haline geldi. Türkiye, içinde bulunduğu yönetimlerde yozlaşma ve ahlaki çöküntü sürecini aşmalıdır. - DYP-SHP koaüsyon hükümetleri dönemlerıide yaşanan rüşvet ve yolsuzluk olaylan, artık ülkemizde de îtalya'daki gibi bir 'temiz eller' operasyonunu zorunlu hale getirmiştir. - Sorunun çözümüne parlamento reformu ile başlanmahdır. tşlevini ve işlerliğini büyük ölçüde yitirmiş bulunan TBMM Iç Tüzüğü yenilenmeli, Meclis çahşmalan çağdaş. kaülıma. etkin ve verimli bir yapıya kavuştunılmalıdır. TBMM'nin deneüm mekanizmalan güçlendirilmelidir. - Milletvekili olmak bir imüyaz değildir. Milletvekili doku- nulmazlığı sadece yasama görevi ve siyasal çalışmalarla sınır- landınlmalı, başka hiçbir suçlama karşısında geçerli ol- mamalıdır. Dokunulmazlık kapsamı dışındaki tüm dosyalar açılmah ve soruşturulmahdır. Milletvekillerinin yapamayacak- lan işler belirlenmelidir. - Üst yönetimin malvarlıklan kayyuma devredilmelidir. Siyasi bağışlar ilkelere bağlanmalı ve denetlenmelidir. - Devlet malının ve kaynaklannın talanı sona ennelidir. Dev- let ihaleleri mafyadan kurtanlmalıdır. Kamu bankalannın yağ- malanması sona ermelidir. KİT arpahklan kurutulmalı, parti- zan kadrolaşmaya son verilmelidır. Kamu arsa ve orman- lannın yağmalanması durdurulmabdır. Kamu hak ediş ödeme- leri, çıİcar ilişkilerine alet edilmemelidir. İmar kararlannda açıklık ve kaülım sağlanmalıdır. Gecekondulaşma önlenmeli. gecekondu mafyası durdurulmahdır. Kamu yönetiminde her türlü rüşvet ve yolsuzluğun kökü kazınmalıdır. - Sınırlar ve kapılar korunmab, kaçakçılık önlenmelidir. - Bürokrasi en aza indirilmeli, hizmette etkinlik sağlanmalı, bürokratlar keyfi olarak değiştirilmemelidir. - Siyasal ahlak yasası derhal çıkartilmahdır. İktidan ve mu- halefeti ile bu husus tüm siyasi partilerin en öncelikli görevidir. OLAYLARIN Kolera tarbşınası • Baştarafi I. Sayfada birçoğunun kolera ile ilgili oldu- ğunu düşünmemize rağmen sa- dece Göztepe SSK, Okmeydanı SSK ve Kartal Devlet hastânele- rinde 7 kolera vakası saptayabil- dik" diyen şube yöneticileri, tstanbul Tabip Odası'yla ortak bir değerlendirme toplantısı gerçekleşürdikten sonra. çar- şamba günü de Kartal Devlet Hastanesi'nde geniş bir basın toplanüsı düzenleyeceklerini söylediler. Toplantıda aynca, toplum sağlığının hiçe sayıldığına dik- kat çekilerek, yetkililerden, po- litik çıkarlan bir yana bırakıp, halkın sağlığını korumalan için çaba eöstermeleri istendi. BaKanlıkça yapılan açıkla- malann bilimsellikten uzak ol- duğunu vurgulayan Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu, Sağlık Bakanı Baran'ı kamuoyunu yanıltmakla suçla- dı. Salgın hastalıkla ilgili "gizle- yfci" tutumundan dolayı Ba- ran'ın 'Sazife suiistimali içinde bulunduğu'" vurgulanan ATO açıklamasmda, Sağhk Bakanı'- nın TTB Merkez Konyesi üye- lerine karşı kullandığı üslubun da hekimlik onuruna yakışma- dığı kaydedildi. ATO Yönetim Kurulu'nun dün yaptığı yazıh açıklamada, son günlerde Sağlık Bakanlığı ile bazı basın-yayın kuruluşlan- nın, ölümlere neden olan salgın hastalıkla ilgili olarak TTB'yi ve tabip odalannı asparagas haberler üreterek ülke çıkarla- nnı gözetmeksizin demecler ve- ren kurumlar olarak göster- meye çahştıklanna dikkat çe- kildi. ARDINDAKr GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada bölgedeki terörü, kimi za- man, Türkiye'ye karşı kullan- mak yolundaki taktikleri şim- diye dek yeğlemişlerdi. Şam'daki toplantıdan son- ra bu siyasetlerinden vazge- çecekler miydi?.. Soruya yanıt vermek güç- tür. Yine de Şam buluşması olumlu bir adımdır; üç devle- tin Kuzey Irak'ta bir bağımsız Kürt devletine karşı oldukları kesindir. Batı11 devletler kesiminde ise böyle bir kesinlik görüle- miyor. Kuzey Irak'ta bağımsız Kürt devleti kurulmasının bölgedeki bütün ülkelerin sı- nırlarıyla oynamak yolunda bir yatırım olduğunu şimdi- den görebilmek, özel bir si- yaset yeteneğine gerek du- yulmayacak kadar açıktır. Bu nedenle Şam'daki üçlü top- lantı sonucunda yayımlanan bildirinin belki en önemli bö- lümlerinden biri, Irak'ın top- rak bütünlüğünün bozulması- na yönelik çabalara destek veren bazı Batılı ülkelerin kı- nanmasıdır. Eğer Ankara, Şam, Tahran ve doğaldır ki Bağdat arasın- da bölgeye dönük bir ortak politika oluşabilirse, Batı'nın Ortadoğu'daki etkisi sınırla- nabilir; ama, böyle bir geliş- meyi şimdilik hayal olarak değerlendirenler pek haksız sayılmazlar. ••• Alnıaıı ilacı • Baştarafi 1. Sayfada kızlar tarafından ergenlik sivilce- lerinin ve vücuttaki aşın tüylen- menin teda\isinde kullanılıyor. 16 >ıldır Alman pazannda satılan 'Diane 35', icindeki hormonlann hafıf terkibinden ötürü çok yaygın. llacın doğum kontrol hapı pazannda yüzde 10'luk payı elinde tuttuğu Schering'e her yıl 400 milyon mark kazandırdığı belirtiliyor. 'Androcur' ise öncelikle prostat rahatsızlığı çeken erkeklere veri- len bir honnon ilaa. 'Androcur' aynı zamanda 'erkekleşme' belir- tileri gösteren kadın hastalann tedavisinde de yaygın. Haber, bir borsa muhabirinin dikkatli araştırması sonucu ortaya çıktı. Schering hisselerinin son günler- de yüzde 5'e varan bir düşüş kay- detmesi üzerine araştırma yapan muhabir, borsada 'Schering'in kanserti Uaçlan' hakkındaki söy- lenüyi duydu. Söylenti, ttalya'- dan kaynaklanmıştı. ftalyanlar, laboratuvar testlerinde iki ilaan icindeki 'CPA' maddesinin ka- raciğer tümörüne yol açtığını saptamıştı. Bunun üzerine Almanya'da yapılan bazı testlerde de aynı so- nuç doğrulandı. 'CPA' maddesi- nin yalnız hay\an hücrelerindeki- ni değil, insan hücrelerinin icin- deki geneük bilgiyi de değiştirdiği saptandı. Schering ise 'CPA' maddesinin kanserojen etkisini kesinlikle reddediyor. Schering sözcüleri, önceki günkü basın toplanüsında, 'CPA'nın kansere yol açmayan ve insan sağlığına çok faydalı bir madde olduğunu ileri sürerek, 'Diane 35" kullanan kişilerde bugüne kadar sadece 4 vakada i>i huylu karaciğer tü- mörüne rastlandığını belirttiler ve bunlann habis olmadığını özellikle vurguladılar. Schering yöneticileri, bütün doğum kont- rol haplannın karaciğerde iyi huylu tümörlere yol açabileceğıni söyledi. İki ilaan akıbeü, resmi kurumlann incelemesi sonunda. 19 eylülde belli olacak. Uzman- lar. o zamana kadar bu ilaçlann kuUanımına ara verilmesini ve doktorlardan alternatif ilaç yaz- malannın istenmesini salık veri- yorlar. Sağlık Bakanlığı tlaç ve Ec- zaalık Genel Müdürü Kemalle- tin Akahn ise bu tip gelişmeler için uluslararası aniamda çalışü- klannı. ancak şu ana kadar bu iki ilaan saüşırun yasaklanacağı yo- lunda herhangi bir dujTim elde edilemediğini belirtti. Kemaletün Akalın, söz konusu ilaçlarla ilgili olarak Federal Alman Ilaç Ensti- tüsü'ne faksla başvurduklannı belirterek şu açıklamada bulun- du: "Bu ilaçlarla Ogili olarak yurtdtşında herhangi bir yapnn- mın söz konusu olduğunu belirier- sek, komisyonumuzu hemen top- lajıp izleyeceğimiz srratejiji sap- tayacağız. Konunun üstünde önemle duruyoruz." Türkiye'deki Schering'ten de dün bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, CPA içeren ürünlerin emniyet profılinin bazı bürokratik işlemler nedeniyle Fe- deral Alman Farmasöük ve Tıbbi Ürünler Enstitüsü tara- fından yeniden değerlendirmeye alındığı belirtilerek şu görüşe yer verildi: "Almanya'daki sağlık mercii CPA ile laborahnar deneyleri kapsamında insan karaciğer kül- türieri üzerinde elde edilen bazı bulgulann, bu madde ile teda\i gö- ren hastalar açısından önemli ola- bileceği göritşündedir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle