Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 AĞUSTOS1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Zeyrek, Galata, Muğla, Kaya Köyü, İ2mit, Amasya, Ödemiş, Bozdağ...
Galata Grubu Ânadolu'da...İstanbul'daki mimarlık
fakültelerinde okuyan ve sayılan
300'ü bulan öğrenciler,
Anadolu'nun değişik
kentlerinde tarihsel ve kültürel
mirasın belgelenmesi ve
'yaşatılması' için yerel
kurumlarla el ele verip 'yaz
üniversitesini'
yaygınlaştınyorlar...
OKTAYEKİNCÎ
önceleri sayılan sadece 10-12 kadardı. Mi-
marlık eğitimlerini yaz aylannda da sürdürmek,
ama "özgürce" sürdürebilmek için gönüllü bir
öğrenci çabşma grubu oJuşturdular. Mimarlar
Odası'ndaki kültürel etkinliklere katılarak
İstanbul'un Zçyrek semtini irdelemeye karar
verdiler.
Sonra, 1992 yılı yaz aylanndaki "keyifli ve
üretken" çabşmalar başladı. Tarihi sernt, ev ev,
sokak sokak tarandı. Fotoğraflar çekildi, röle-
veler çıkartıldı, projeler gebştirildi. Bunlardan
"Parmaklık Sokak" çabşması, aynnüh çızimler-
le ve sokak sakinlerinin sosyal, ekonomik ve
kültürel durumlannı belgeleyen anketlerle kap-
samlı bır dosya hahne getırildi. Kültür Ba-
kanbğı'nın "Istanbui Kûltür 10 Ydı" (1993-2003)
programında ele alınması için ilgib birime iletil-
di...
İstanbul'dakı üç mımarhk fakültesinden "bir
avuç öğrencinin" başlattığı bu çalışma, 1993
yılında sayılan 70'e varan daha geniş kaühmb
bir "yaz okulunun" da esin kaynağı olmuştu.
Yine Mimarlar Odası'nda toplanan öğrenciler.
bu kez kendilen gibı "özgürlüğü seven" ve mı-
marlığın ancak "özgür araşbrma ortamıvla" bir
sanat eylemıne dönüşebileceğıne ınanan genç
öğretmenleriyle birlikte Galata bölgesıne eğildı-
ler. Karaköy'den Tünel'e, Tepebaşı'ndan Top-
hane'ye dek oldukça geniş bir tarihsel bölgede,
mimarbk ve sanat tarihinin eşsiz güzellikteki
kültürel mirasını yine sokak sokak, ev ev bel-
gelediler.
Yıl sonuna doğru Galata ve çevresi öylesine
zengin bir envantere bağlanmıştı ki, öğrencilerin
adı arük "Galata Grubu"
olarak sanki tescillenmişti. Yi-
ne aynı yıhn sonuna doğru bu
coşkulu çalışmaya katılan öğ-
rencilerin sayısı da 120*yi bul-
muştu.
Muğla, Kaya Köyü,
Izmit...
tzmit Kapanca Sokak projesi, tarihi Sım Paşa Konağı'nın bahçesinde halka taıunldı...
diğer kamu kurumlannın da desteğiyle uygulan-
ma aşamasına geldi.
Bu yaz başında sayılan arük 300'e ulaşan Ga-
lata Gönüllü Öğrenci Grubu'nun 1994 yılı çalı-
şma bölgeleri içerisinde ödemiş ve Amasya da
katılmış bulunuyor. Grubun bir bölümü eylül
ayında yine Kaya Köyü'ne gidecek ve geçen yıl-
dan eksik kalan' tarıhı taş evlerin rölevelerini ta-
mamlamaya çabşacak.
bekleniyor. MEYAP, aynı anda Galata Gru-
bu'nun tzmit'te başlattığı Kapanca Sokağı çalı-
şmasının adlandınlmasında da "isim babasT
oldu ve yine şu günlerde artık "onanm
inşaatlanna" geçijen tarihsel çevre düzenleme-
sine "ÎZEYAP" (İzmit Evleri Yaşaüna Projesi)
adı verildi. Benzer şekilde bir süre önce bu kez
Amasya'da başlatılan çahşmamn adı ise "YA-
BEP' olarak belirlendi. Ya da açıkdeyişiyle" Ye-
Galata Gönüllü öğrenci
Grubu, Zeyrek ve Galata böl-
gesi çabşmalannı yine 1993 yıb
yaz aylanndaki girişimlerle
Anadoiu'ya taşımaya başladı-
lar. Jstanbul Mimarlar Odası-
nın Muğla Belediyesi, Muğla
Valüiği ve Fethije Belediyesi ıle
yapüğı anlaşmalalar sonucun-
da Muğla'nın "tarihsel kent do-
kusu" ve Fethıye'dekı ünlü
"Kaya Köyü yerleşmesi" kültü-
rel zenginlığın korunması ve
yaşatılmasına yönelik proje ça-
bjmalanna konu oldu. Yıldız
Üniversitesi, İTÜ ve MSÜ'den
öğrenciler Muğla ve Kaya Kö-
yü'nde çabşma kamplannı ku-
rarak, bir ay içinde yüzlerce
pafta çizim, desen, röleve ve si-
luet çizimleriyle "uygarlık de-
ğerierimizi" belgeledıler.
1993 yıb içinde Anadolu'da
başlaülan diğer bir çabşma ise
yaklaşık 50 kadar öğrencinin
"değişimli olarak" kaüldıklan,
Izmit'teki tarihi Kapanca So-
kağı'nın restorasyon projesi
oldu. Kocaeb Valisi Kemal Nehrozoğlu ve ü
kültür müdürü Birgül Yûrüker'in tarihe ve kül-
türe olan duyarhlıklan, Galata Grubu'nun çab-
şkanbğı ve "özverisiyle" bırleşince, İzmit'in yok
obnak üzere olan "gûzel yamaçlan" gün ışığına
çıkmaya başladı. Kapanca Sokak'taki eski
ahşap evlerin yanı sıra sokak ve çevresinde
"tarihsel peyzajm" da korunması yönünde gebş-
tirilen projeler, valiliğın yanı sıra belediye ve
"çıkarma yapan" öğrenciler, Anadolu uygarlı-
klannda "Sehzade kenti" olarak nam salan bu
kültür ve doğa hazinesınde yine "görev başın-
dalar". Tıpkı Kaya Köyü, Muğla, Galata, Zey-
rek ya da Izmit'teki gibı "coşku ve dayaıuşmay-
la" başlaülan YABEP'in amaa, Amasya Tu-
rizm Derneği'nin Yönetim Kurulu karannda
şöyle özetleniyor "Amasya içerişehir yapı kültû-
rimü tanıyıp tanıtmavı, sağlıklaştırmayı ve Yeşflı-
rmak SİT vadisindeki etkisini
planlamayı amaçlamak..."
öğrencıler, benzer bır amaç
için güz aylannda ödemiş'in de
hızmetıne koşacaklar. Ünlü
"Bozdağlar" yöresinde, Ana-
dolu'nun henüz "betona ve
speküiasyona yenik düşmemiş"
kültür zengınliğıni belgeleye-
cekler. Elbette bunu yaparken,
salt beJgeiemekle yeünmeyıp
"gefeceğin mimarisinin" de yüz-
lerce ve bınlerce yıllık bınkimı-
nı meslek ve sanat yaşamlanna
şımdıden kazandırmış olacak-
lar
"Ülkemiz
ûniversitemizdir..."
Yıflardır unutulan ve kaderine terk edilen Kaya Köyü, Galata Grubu'nun çalışmalanyla yeniden gündeme geldi.
Grubun bır başka "ekibi" ise bir süredir Muğ-
la'da bulunuyor; Saburhane semtindeki eski ev-
lerin "MEYAP" kapsamında restorasyonlan
için gerekb projeleri sürdürüyor. MEYAP,
"Muğla Evlerini Yaşatma Projesi" anlamına ge-
byor ve belediye ıle vabhğin yanı sıra, Tophı Ko-
nut İdaresi'nin de yakında yürürlüğe girmesi
beklenen "Tarihsel Yapdara Restorasyon Kredi-
si" Yönetmebği'nden desteğini abnası
şUırmak Yalıboyu Evleri Evrensel Amasya Proje-
si..."
Galata Gönüllü Öğrenci Grubu'nun "Amas-
ya Çalışma Kotu", başta Amasya Belediyesi ol-
mak üzere Amasya Turizm Demeği ve Mimarlar
Odası Görevliugi gibi duyarlı bırimlenn çağnlan
ve ev sahipbğı ile kollan sıvamış durumda.
İstanbul'da hazırbklar tamamlandıktan son-
ra "Yeşümnak Yalıboyu"ndaki tarihsel dokuya
Mimarlar Odası İstanbul Şu-
besi'nde çabşmalannı sürdüren
Galata Gönüllü Öğrenci Gru-
bu. mimarlık eğıtiminde "en
zengin ünhersitenin ülkemiz ol-
duğunu" gören ve yine uygarh-
ğa hızmet edecek bir mimarbk
evlemı ıçın öncebkle "ülkemiz-
deki tarih ve doğa zenginliğini
tammak" gerektığıne inanan
"özgürlük tutkunu" gençlerden
oluşuyor.
Bu özgürce araşürma ve çab-
şma ortamı içinde, bir yandan
kültür mirasımızın korunması-
na önemli katkılarda bulunu-
lurken, öbür yandan yine aynı
mirasın yaşatıbnası yönünde
"büinçB ve karariı" bir genç kuşak da varbğını
göstermiş ve kanıtlamış oluyor.
Bu sıcak yaz günlerinde yolunuz Kaya Kö-
yü'ne, Muğla'ya, İzmit'e ya da Amasya'ya dü-
şerse tarihsel mahallelerin olduğu yerlere gidin.
Galata Grubu'nun çabşkan öğrencileri oralarda
"uygarlığın peşindeler".
Sız de bır kaç saatlığıne olsun onlara katıbn ve
desteğınizi verin...
Almanya'nın Murnau kenti Kandisky veMünter'in öncülüğündeki bir hareketin manevi üssüydü
Kültür Servisi - Almanya'nın kuzeyin-
de küçük bir ticaret kenti olan Mumau'-
yı ayaret eden turistler, bir zamanlar
Avrupa sanatında bir devrime esin kay-
nağı olan manzaralarla karşüaşıyorlar.
'Mavi ÜDte' olarak tanımlanan bu sa-
kın kır manzaralan, yeşil tarlalar ve alp-
ler, yüzyıbn önemli sanat hareketlerin-
den birinin yolunu açan çoşkun ya-
raüalığın dürtüsünü oluşturdu.
'Der Blaue Reiter-Mavi Süvari" diye
adlandınlan bu hareketin merkezi Mü-
nih ıken, Murnau manevi üssüydü. Ha-
reketin üyeleri Mumau'da yaşadılar ve
1908-14 yülan arasında yarattıklan
yapıtlarla Avrupa'da 'avant-garde' sa-
natın öncülüğünü yaptılar.
Rus ressam Vassfly Kandinsky'nin ge-
bşiminde Murnau bdırleyıcı bir rol oy-
nadı. Böylesine güzel bir yerin aynı za-
manda soyutlamanın doğum yeri olması
'biraz ironik' Kandınsky, Alman sevgib-
si Gabriek Münter'le birlikte paylaşnk-
lan evin penceresınden yaptığı peyzaj-
larda gerçekliğin görüntüsünü bu-
landmyordu. 1913 yılında yüzyıbn ilk
özgür biçemb sanaünı üretene dek bunu
sürdürdü.
Hareketin bir diğer üyesi, Mumau'-
nun orman, dağ ve batakük manzara-
lanndan esinlenen, hayvan resimleriyle
ünlenen Alman sanatcı Franz Mare.
Marc'a göre, mavi umudu simgeb'yordu.
'Mavi bana sürekli güzel duygular veren
tek renk' demıştı. Mumau'nun kırsal
alanlannı 'Mavi Clke' diye adlandıran
da oydu. Münih'ten arabayla bir saatten
kısa sürede ulaşılan Murnau, 'Der Blaue
Retter' hareketinden kalan zengin mirası
. kucaklamakta gecikti. Kandinsky'nin
Münter'le paylaştığı ev şimdi 'Mfinter
EvF olarak bilinıyor. Bu ev, iki ressamın
Murnau'da kalan yapıtlannın Münih'-
'Mavi Süvari'nin yuvası
'Mavi Süvari'
hareketinin
Murnau ile ilişkisi
Kandisky ve
Münter'inl908'de
kenti ziyaretleriyle
başladı. 1911'de
açtıklan sergiyle ilk
kez ortaya çıkmış
oldu.Hareket daha
sonra PaulKlee,
August Macke,
Alfred Kubin gibi
isimlerideiçine
alarakgenişledi.
Gabriele Münterin 1910'da
yaptığı bir sokak görüntüsü.
teki Lenbach Haus galerisine bağışlan-
masının üzennden uzun zaman geçtik-
ten sonra, 1983 yılında müzeye dönüş-
türüldü. Murnau kentindeki bir kale ise
geçen yıl bu hareketin sanatçılannın
yanı sıra ressam Heinrich RamboM. Na-
zileri kıyasıya yenen yazar Ödön von
Horvath gibi diğer yerel sanatçılann da
yapıtlannın bulunduğu bir müzeye dö-
nüştürüldü. Joachim Giessler 1978'de
kentte hareketin sanatçılannın peyzaj-
lanndan çekü'ği fotoğraflarla bir sergi
açü. Kandinsky'nino dönem yaptığı re-
simler geçen yü New York'ta bir acı-
karttırmada 3.2 milyon dolardan aba
bulmuştu.
Giessler ve Schmidt, her haftasonu
düzenli olarak 'Mavi Ülke gezisj' düzen-
byorlar. 'Blaue Reiter'in tzinde' adı vcn-
len bu gezilerin sanat tarihiyle ilgisı ol-
madığını belirten Schmidt, 'hareketin
anlaMşını ve sanatçılann içinde yaşadı-
klan koşullan' dünyaya göstemıek ıste-
diklerini ıfade ediyor.Sanat tanhçileri-
nin ve galeri yönetıcilerinin ilgısini çekti-
ğini söyleyen Schmidt, "Ancak Nz de
kentin Birind Dünya Savaşı'ndan önceki
dunnnunu biliyoruz ve onlara gösteriyo-
ruz. Bir resmi bilmekle, onu esinlejen
manzarayı bilmek farklı şe\ler" dıyor.
Blaue Reiter hareketinin Murnau ile
ıbşkısı, Kandınsky ve Münter'in 1908
yılında kenti ziyaret etmelenyle başladı.
Kente hayran olan ressamlar, aynı yıl
yaz aylannda resim yapmak üzere iki
Rus sanatcı arkadaşlanyla birlikte tek-
rar Murnau'ya gıttiler Münter daha
sonra burada sanat konusunda tartı-
şmalar yapüklannı, gelişme kaydetük-
lerini ve daha sonra özellikle Kan-
dinsky'nin yapıtlannın çok büyük geliş-
me gösterdiğini yazacaktı. Kandınsky
ise Marc'la birlikte mavi rengı ve atlan
çok sevdiklerinı, 'Mavi Süvari' isminin
de buradan çıktığmı söyleyecektı. Kan-
dinsky'nin Mumau yapıtlan, kurucu
üyesi olduğu Neue Künstlervereınigung
(Yeni Sanatçılar Demeği) için fazla kök-
tenciydi. Bunun üzerine Kandinsky,
Münter ve Marc 1911 yıbnda kendi ser-
gilerini gerçekleştirdiler. Böylece, Blaue
Reiter ilk kez ortaya cıkmış oldu. Hare-
ket daha sonra Heinrich Campendonck,
Paul Klee, August Macke, Alfred Kubin
ve Amerikab Lvonel Feininger'i de içıne
alarak genişledı. Bu gnıp, çalışmalanna
2 yıl devam etti. Açtıklan 2 sergi, ortaya
attıklan kuramlar, sanat dünyasında
tarüşmalar yaraürken, günümüz sa-
natını da bûyük ölçüde etkiledı.
tç anlaşmazlıklann yaşandığı hareket
1914 yıbnda savaşın patlak vermesıyle
dağıldı. Kandinsky Abnanya'dan kaç-
mak zorunda kaldı. 1917 yıbnda başka
bir kadınla evlenmesi Münter'ın dün-
yasını kararttı. 1931'de Murnau'ya dö-
nen Münter, 'Blaue Reiter' sanatçı-
lannın yapıtlanna 'yozlaşnuş1
damgasını
vuran Nazi dönemini yaşadı. 1982'de
ölûnceye kadar da bu kentte kaldı.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Gene "Nazım'ın Yuıttaslık
Hakkı" Konusu
Ideolojik koşullanmalarla insan duyarlığı sıfıra inmiş,
bir öğretim üyesinin, elinden gelse, Nazım HHcmet'in
memleketini özlemesini bile yasaklayacağını düşündü-
ren bir yazısını anımsıyorum.
Diyordu ki:
- Onunki vatan hasreti değil, olsa olsa Marsilya 'ya yer-
leşmiş Istanbullu bir Ermeninin şehrini hatırlamasına
benzer bir duygudur.
Yurt özlemi dediğimiz duyarlığın özünde sokağı, oku-
lu, kahvesi, kendi dilinin tiyatroları, mahalle arkadaşları
ve yılların silemediği anılar yokmuş gibi.
Hapishanedeyken de, zorunlu göçmenliği yaşarken
de özlemin yarattığı birikimle "karar organları"n\ oluş-
turan devletlilere büyük öfke duydu Nazım.
Toplumsal savaşımının her aşamasında haklı görü-
yordu çunkü kendini.
Adnan Menderes'in ülkenin bağımsızlığına ters dü-
şen antlaşmalara, sanki özel bir keyifle imza attığı za-
man da.
Moskova'daki "solcu korsanların" -deyim Aragon'-
undur- oyunlarını sahneden kaldırdığı zaman da
17 ağustos akşamı, yeni Kültür Bakanı Tlmurçin Sa-
vaş'ın Aziz Nesin onuruna verdiği yemekte düşündüm
bu yazdıklarımı.
Şimdi, Ankara'da bir Nazım Hikmettoplantısının kapa-
nış oturumunda vurguladığım bir gerçeği yinelemek isti-
yorum.
Kültür işlerinden sorumlu olan bakaniarın örgütleri-
mize, kurumlarımızaolumlu yaklaşmaları bizi sevindiri-
yor elbet. Ama onlar da biliyorlar ki, Kültür Bakanlığı'-
ndan önce de vardık. Sonra da olacağız.
Kimi sorumluluklarda ortak paydayı bulabilmek..
Görmek istediğimiz böyle özetlenebilir.
O akşamki söyleşide Sayın Timurçin Savaş'a Nazım'ın
yurttaşlık hakkını anımsatmak da bu amaçtan kaynakla-
nıyor.
Nazım Hikmet Vakfı'nın açtığı "kampanya"ya destek
veren onbinlerce vatandaşımızın adlarıyla imzalannm
başbakanlığa da gönderıldiğini bılıyorum. Ama konu
Sayın Demirel dönemınde de gündeme alınmadı. Çlller
döneminde de.
Başbakan Yardımcısı kimliği ile ne Ertal Inönü de-
mokratikleşmenin simgelerinden biri olarak düşündü
"Nazım'a yurttaşlık hakkmın iade edilmesi" konusunu.
Ne Murat Karayalcın.
Deniyor ki, dünyanın en ünlü ansiklopedilerinde Na-
zım "Türk şairi" olarak anılıyor. llle kimlik cüzdanı mı
gerekir?
Anımsayalım "vasiyet" şiirini.
"..Anadolu'da birköye mezarlığına gö'mün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çmar olursa
taş maş da istemez hani.."
ömer SeyfetUn'ın güncesinde okumuştum. Zlya Gö-
kalp'le konuşurlarken "Cancağazım.." demiş öykü ya-
zarımız: "Memleketteki şu buhran bitse de hiç ara ver-
meden hikayelerimi yazabilsem.."
Gökalp in yanıtı şöyle: "Bu memlekette buhranın bit-
mesini beklersen tek satır yazamazsın.."
Bereket versin yerinde görmüş ömer Seyfettin, Gö-
kalp'in uyarısını.
Demek istediğim açık.
Nazım Hikmet'e yurttaşlık hakkının iadesi için izlene-
cek yolu bizim demokratikleşme uzmanlarının ülkedeki
bunalımların bitmesini beklemelerine bırakmayalım.
TYS Edebiyat'ın ağustos sayısı
• Kültür Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikasf nın aylık yayın
organı TYS Edebiyat'ın ağustos sayısı çıktı. Derginin bu
sayısında Turgut Kazan'ın 'Anayasa ve Ifade Özgürlüğü',
Prof. Dr Çetin Yetkin'ın '1982 Anayaşası ve Bıbm. Sanat,
Düşünce Özgürlüğü', Prof. Dr. Zafer Üskül'ün 'Bilim ve Sanat
Özgürlüğü'. Ataol Behramoğlu'nun 'Sansür ve Sanat', Prof.
Dr. Aydın Aybay'ın 'Temel Hak ve Özgürlükler İçin yeni
Anayasa' Zihni T. Anadol'un "Ölümünün 15 Yıbnda
Dostum Ömer Faruk Toprak", Behzat A> 'm "Hasan fzzettin
Dinamo'yu Beş Yıl Önce Yitırmiştik', Erdal Doğan'ın 'Çeviri
ve Eleştiri Atölyesi Yeni Dergj". Memet Fuat'ın "Kaplan'ın Şiir
Çözümlemelen", Hidayet Karakuş'un 'Yankı Kayabklan",
Naim Tirali'nin 'Kırk Yıl Önceki Bir Yaa', Remzi fnanç'ın
'Nazım'ın Romanma Bu Sansür Neden?' Demirtaş
Ceyhun'un 'Nazım Hikmet'ın Zoraki Romancıbğı', Turhan
Oktay'ın '6-7 Eylül Olaylannı Düşündükçe' ve Turan
Alptekm'in 'Asım Bezirci Için" başlıkh yaalan yerahyor.
Atatürk Sergîsî
•KûltürServisi-ÇizımlenniSunderErdoğan'ınyapüğı,
Mehmet Can Göksu'nun da kupaj tekniği ve ahşap malzeme ıle
gerçekleşurdiği 'Atatürk Sergisi' 26 ağustosta açıbyor. Sergj
Kadıköy Belediyesi Merkez Sanat Galerisi'nde 6 eylüle dek
izlenebilecek.
Gezi notları
•KfihûrServisi-Fotoğrafevi,"GeziNotlan"başbğıaltında
gezi kültürüne dönük, iki ayda bir dağıtımı yapılacak, birgezi
notlan derlemesınin hazırbğını sürdürüyor.'Derlemede, gezi
kültürüne katkıda bulunan yazıb, görsel ve sesli yayınlann
tanıtımınm da yeralması amaçlaruyor. Bu bağlamda, gezi ve
turizm ağırbkb yaym ve programlanyla ilgili tanıtıcı bilgıleri
Fotoğrefevi'ne ulaştırmak isteyen yayınevi, radyo ve
televizyonlar, Fotoğrafevi Zambak Sokak 15 '4 Beyoğlu
80080, istanbul adresine gönderebılirler.
'Sanat Dünyamız' kitap-dergi olarak
yayımlanıyop
KûltürServisi - Yaym yönetmenliğini Erus Batur'un yapüğı üç
aybk kültür dergisi "Sanat Dünyamız" artık kitap-dergi
olarak yayımlanıyor. Derginin yaz 1994 sayısının dosya başbğı
"Melankob" olarak bebrlendi. Dergide; Aristoteles, Sigmund
Freud, Ahmet Oktay, Juba Kristeva, Roger Munier,
Raymond Klibansky, Envin Panofsky, Fritz Saxl'm
Melankob, Melankolya, Karaduygululuk ya da Karasevda
üzerine yaalan yer abyor. Dergide konunun ilk örneklerinden
Dürer'in "Melancoba I"i ve birmelankob gravürleri resmi
geçidi yer ahyor. "Sanat Dünyamız"ın bu sayısında aynca,
Enis Batr'dan "Kent Okumak", Orhan Koçak'ın kalemınden
Mithat Şen. Sevin Okyay'ın gözüyle Franas Bacon ve Mıchel
Archimbaud'nun Bacon'la söyleşisı okunabilir.
İnsanlara Doğru'nun ikinci baskısı
Kültür Servisi -1993 Yunus Nadi ŞıirÖdülü'nü "Kadmlar
Gecelen Severler Geceleri Güzel Bakarlar" adb kitabıyla
kazanan Nurullah Can, 15 yıl önce yayımlanan ilk kitabı
"İnsanlara Doğru"nun ikinci basımını gerçekleştirdi. Ahmet
TeUi'nin tannnlamasıyla "uysal bircocuğun şikayetnamesi"
diye nitelendirilen kitapta 30 şür yer abyor. Nurullah Can,
yıllardan ben Kadıköy'de açüğı açıkhava şiir sergilenyle
okurlara ulaşmaya çabşıyor ve bunubir yaşam biçimi habne
geünyor.