Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS1994 CUMARTESİ
HABERLER
Demokrasiyiışıtanyazarumhuriyet başya-
zarının çok partili
geçildikten
/ /
boynnca
yazdıkları, demokra-
sinin ülkemizdeki tarihine ışık tutar-
ken günümüzün demokrasi sorun-
larına da çözüm yolları gösteriyor.
Bütünsel açıdan baküdığında,
cumhuriyet dönemi boyunca toplum-
sal ve siyasal yaşamda iki temelsoru-
nun gündemin en ön sıralarında bu-
lunduğu görülür: Devrim ve demok-
rasi. Bunlar bir bakıma, çağdaş Tür-
kiye'nin ölüm kalun sorunlarıdır
da...
Kaynağtnı Aydınlanma harekeün-
de bulan cumhuriyet devrimi, önüne
çıkan nice engeli aşmak, kendi yo-
lunda ilerlemek zorundaydı.
Demokrasi ise bu yol iizerindeki
bir duraktı. O durağa ulaşmak da
güçtü; tam "düzlüğe çıktık"denildi-
ği anda akla gelen ve gelmeyen bir-
takım etkenler demokrasinin yolurtu
tıkıyordu.
Oysa, hedeflenen "çağdaş uy-
garhk düzeyi"ne ancak devrimin ve
demokrasinin işlerlik kazanmasıyla
ulaşüabilecekti. Dolayısıyla, devri-
me ve demokrasiye inananlaraı
ödünsüz, çıkar gözetmeyen, uzun so-
tuklu bir savaşım vermeleri, güçlük-
ler ve kesintiler karşısında yılmama-
ları gerekiyordu.
Cumhuriyet dönemi boyunca,
kuşkusuz ki, değişik alanlardâ bu sa-
vaşıma katılmış ve seçkin yerler edin-
miş birçok kişi vardır.
Basın alanı söz konusu olunca, ilk
akla gelen Nadir SatS'dir.
Nadir Nadi, anılarında toplumsal
bir olaydan söz ederken "Hepimiz
çocuklar gibi sevituük" der. Nedir
çocuk sevinçlerinin özelliği? İçtenlik-
li, doğalolmasıdır: En küçük biryap-
macığa yer yoktur çocuk sevinçlerin-
de... Hiç unutamadığım bu sözde,
Nadir Nadi'nin inançlarma bağh
kisilik yapısı gizlidir. Yoksa, İlhan
Selçuk'un belirttiği gibi, kervana
ediyordu. Atatürk ilkeleri bir yana bt-
rakılmamalı idi. Bu, yurdumuz adına ön-
ceden hesaplaıunası imkansız felaketle-
re yol açabilirdi. Türkiye'yi geri sürükle-
yici datranışlara eümizden geldiği oran-
da karşı durmaya çaJışıyorduk. Bu yüz-
den, iktidarı da muhalefeti de sinirleıîdir-
diğimiz oluyordu. Muhalefct bütün gücü
ile daha ziyade hukuk devleti koşui-
larının gerçekJeştirilmesi uğruna
çalıştığı ve devrim ilkeleri üzerinde teri-
len açık tavizlerden sorumlu tutulama-
yacağı için tenkidimizin ağırlık merkezi-
ni şüphesiz CHP icraatı teşkil ediyordu.
O sırada gazetenin sahibi göründüğüm
için yakından biliyorum, dört yıl içjnde
Cumhuriyet aleyhine çeşitli vesilelerle
tam dokuz dava açıldı ve ben datalı sı-
fatıyla en azından kırk kere yargıç
karşısında boy göstermek zonında
kaldım."
B.'abasınıyitirenve
gazetenin bütün
sorumluluğunu üstlenen
Nadir Nadi, 1946'da
başlayan çok partili
demokratik rejime geçiş
sürecinde devrimle
demokrasinin birlikte
yürütülmesi gerektiğini
savundu
Örneğin, bır başyazısında. CHP mil-
letvekili Fahri Kurtuluş'un. Rus klasik-
leri arasında çıkan bır kıtabın toplatı-
Imasını ve komünizm propagandası
yaptığını öne sürerek bır İngiljz filmi-
nin yasakJanmasını istemesine karşı
çıkrruştı. Bunun üzerine açılan tartış-
ma. basına geniş ölçüdeyansıyan dava-
lara yol açmıştı...
IDemokratParti'ye
ilk uyarılar
katılarak "hokSngd ekonomi pira- Bir çok yazar değişik bahanelerle zikzaklar çizdi. Nadir Nadi devrim ve demokrasiye inancını hiçbir zaman yitirme-
nddinin en üst düzeyinde, başköşe- di; yalıuz kaldığı dönemlerde bile "hak belkdiği yoldan" aynlmadı.
de" ağırlanması.isten değildi.
'- - • parti ileri gelenlennin "DP tistesinden bağımsız
., . . . . . ~ -— ---- , - . , . - „ j - ^ . -. aday ouna" önerisini olumlu karşıladı; 1950 ve
v e t ı l e n s a v a ş ı n u n i ç ı n d e s ı r u z . Z a m a n z a m a n
m
* • m r i ı n o ) , n t i , j . n ı . ™ ı u , j » u j ~ . . t — * . . . . . . *
ğ . s ğ
Yinetlhan Selçuk'un vurgulcuhğı birözeüi-
ğidaha vardır: i
'Serinkanh,yumuşakgibigö-
rûnen, ama uzun soluklu bir savaşınun sert ku-
rallanıu yaygın bir zaman süreci içinde inatla
izkyen bir kişitik yapısma sahiptir. Kısa süre-
de farkına vanlmayan bu çetin kisilik, uzun
bir zaman sürecinde betirginleşir."
Nadir Nadi 'nin Cumhuriyet''te başyazarhk
yaptığı uzun yıllar boyunca Türkiye nice döne-
meçlerden geçti; büyük boyutlu toplumsal ve
siyasal olaylar yaşadı. Olaylartn etkisiyle bir-
çok gazeteci ve yazar -değişik "bahane"\ere
sığınarak- zikzaklar ya da eğriler çizdiler, sa-
vasımı bırakanlar oldu... Nadir Nadi ise dev-
rim ve demokrasiye inancını hiçbir zaman yi-
tirmedi; yalnız kaldığı dönemlerde bile "hak
belkdiği yoldan" aynlmadı.
Sekseninci yaş gününde kendisine sormuş-
tum:
"Düşünce özgürlûğü, basın özgürlüğü, hu-
kuk devleti, demokratik haklar... Yarım
Demokrat Parti (DP), kurulduğu sı-
ralarda, Nadir Nadı'nin deyişiyle, "hu-
kuk devleti koşullarının gerçekleştiril-
mesi uğruna*' çalıştığına herkesi
ınandırmışu. Bu nedenle Nadir Nadi,
ş ç
-Sysiphosgibi- aynı noktaya dönüpyeniden sa-
vasıma giriyorsunuz. Bu sizde bezguta'k, umut-
suzhtk yaratmadı nu?"
Sorumu şöyle yanıtlamıstı Nadir Nadi:
' 'Elbette zaman zamanyorgunluk yaratıyor.
Ama yine sürdürüyorsunuz, yine sürdürüyor-
sunuz— Sürdürmek zorundasımz, başka türlü
olmaz; bazen birkaç kusağın birbiri ardınca sa-
vasıma katılması gerekiyor. tstediğimiz top-
lum düzenine hiçbir zaman ulaşamadık. Ulası-
lamaz da. Çünkü her zaman daha iyisine ulas-
mayt ister insan. Bu beni zaman zaman ü'züntü-
ye, umutsuzluğa sürüklüyor. Ama bunun ası-
bnaz bir şey olmadığına inanıyor ve çabanu
sürdürüyorum." (Sekseninci Yaşında Nadir
Nata,İst.l988,s.51).
Buyazı dizisinde, Nadir Nadi'nin demokrasi
savaşımma katkılarından söz edecek, yazüarı-
ndan ömekler sunacağız.
adir Nadi'nin Cumhuriyet'te ya-
zarlığa başladığıyıllarda "demok-
rasi deneyi"nin (1930 Serbest
Fırka olayı) başansızlıkla sonuç-
landığına inanılıyordu. Demok-
rasiye geçebilmek için devrimin
toplumun bütün katmanlanna yaygınlaştın-
lması ve kök salmaşı gerektiği görüşü yaygmdı.
Çok geçmeden de İkıncı Dünya Savaşı patlak
verdi; Avrupa'yı kasıp kavuran savaş Türkiye'-
nin sınırlanna gelip dayandı. Artık gündemde
yalnızca "savaş" vardı...
1945'te savaş sona erdi. Zafen demokrasiler
kazanmışU. Aynı yıl babasını yitiren ve gazete-
nin bütün sorumluluğunu üstlenen Nadir Nadi.
1946'da başlayan çok partili demokratik rejıme
geçiş sürecinde devrimle demokrasinin birlikte
yürütülmesi gerektiğini savundu. Anılannda
şöyle yazıyor:
"1946-1950 süresi boyunca bizim gazete müm-
kün mertebe hem iktidarı, hem de muhalefeti sağ-
duyunun ışıklarından yararlandırmaya gayret
y ş
1954 seçimlerinde parlamentoya girdi.
Ancak, devrime ve demokrasiye aykın her gi-
rişim ve icraat karşısında, kendisini milletvekili
seçtiren DP iktidannı uyarmaktan, eleştirmek-
ten geri durmuyordu.
DP'nin iktidara gelişinin üzerinden iki ay geç-
meden, 9 Temmuz 1950 günlü başyazısında "de-
mokratik mekanizma"vı işletmenin gereğine de-
ğiniyordu: "...Muhalefete karşı en geniş bir
hoşgörürlük zihniyeti şarttır. Bu yeni zihniyeti
teşrii cihazımıza ancak DP aşüayabilecektir.
Çünkü muhalefet psikolojLsini unutması için he-
nüz yeter derecede zaman geçmemiştir. Daha iki
ay önce Demokratlar karşı tarafta idiler. O vakit
iktidara karşı yüreklerinde besledikleri duyguian
şimdi kendi nefislerinde kendilerine karşı hatırlar-
larsa, bundan rejim besabına çok şey kazant-
lacağına eminim."
SÜRECEK
Bir devrim vedemokrasi
savaşimcısının öyküsü
mundan üç yıl önce, 20 Ağutos
1991 'de yitirdiğimiz Nadir Nadi,
altmış yıla yakın bir dönem bo-
yunca Cumhuriyet'te yazarhk ve
başyazarhk yapmıştı (ilk yaası
1930 sonlannda, ıÛc başyazısı 1
Nisan 1936'daçıktı).
Nadir Nadi, Osmanlı Devleti'nin son yıl-
lannı, Kurtuluş Savaşı'nın coşkusunu ve cum-
huriyet döneminin yaklaşık yetmiş yıllık dilimi-
ni yaşadı.
1945'te babasının ölümünden sonra, aşağı
yukan yanm yüzyıl boyunca Cumhuriyet gaze-
tesinin genel yayın yönetimi onun omuzlan üze-
rindeydi. Cumhuriyet nice baskıyı ve saldınyı
savuşturmayı başardı; saygın bir gazete olarak
1990'lara geldi. Günümüzdeki 'medya bu-
nalmu'njn da dışında kalabilen Cumhuriyet,
Nadir Nadi'nin ödün
vermeyen kişiliğine çok
şey borçludur.
'Cumhuriyet devrimi'-
ni ve 'demokrasi'yı
ödünsüz savunan, ge-
reküğınde 1»ak beUediği
yoMa yalıuz yürüyen'
Nadir Nadi'nin ya-
şamöyküsünü yansıtan
bu dizi, Cumhuriyet baş-
yazannın anılanndan ve
konuşmalanndan yarar-
lanılarak hazırlanmıştır.
Nadir Nadi, 23 Haziran
1908'de Muğla'ya bağh Fethiye ilçesinin Kaya
Köyü'nde doğdu. Aile, köy kökenliydi. Ama
babası Yunus Nadi 111e de okumak istemiş' ve
ünJü bir gazeteci olmuştu.
Nadir Nadi'nin doğumundan tam bir ay son-
ra, 23 Temmuz 1908'de tkinci Meşrutiyet ilan
edildi. Çok geçmeden de îttihat ve Terakki yö-
netimi, gazeteci Yunus Nadi'yi Selanik'te Ru-
meK gazetesini çıkarmakJa görevlendirdi. Aile,
Selanik'e taşındı. Nadir Nadi, üç buçuk yaşına
(Balkan Savaşı öncesine) dek orada yaşadı. O
ilk çocukluk yıllanndan kırık dökük birkaç aru
kaJmıştır belleğinde:
"Babamla ara sıra yakınındaki kahvelerden bi-
rine girmiş olacağım finlü Beyaz Kule.. Bir evin
bahcesi.. Benden on y aş büyük yaramaz dayunın
attığı taşla \arılan başım.. Ağİayarak annemin
kucağına atılışım.. Hepsi bu kadar işte." (Sil
Baştan,s.21)
Yunus Nadi, Balkan Savaşı başlarken İstan-
bul'a gelir. Ünlü gazeteci ve yayına Ebüzriya
Tevfik, çıkardığı Tasvir-i Efkar gazetesine ken-
di oğullanndan ikisiyle birlikte onu da ortak
eder. Yunus Nadi, aynı zamanda gazetenin
başyazandır. Nadir Nadi, dört yaşlannda...
Sonradan, "Dört yaşında gazetelcri koltuğu-
mun altma sıkıştırır, odadan odaya koşarak,
'Akşam havadısi, tebecaan!" diye bağırarak, sö-
züm ona gazeteleri satmaya çalışırmışını" dıye
anımsayacak. (AK Sirmen: "Nadir Nadi Cum-
huriyet'i
1981)
Anlatıyor", Cumhuriyet, 11 Mayıs
iVadir Nadi, 23 Haziran
1908'de Muğla'ya bağh
Fethiye ilçesinin Kaya
Köyü'nde doğdu. Aile, köy
kökenliydi. Ama babası
Yunus Nadi 'ille de okumak
istemiş' ve ünlü bir gazeteci
olmuştu
Birkaç yıl sonra...
Göztepe'de bahçe için-
de bir evde oturuyor-
lar. Çocukluk dûnyası-
nın en önemli uğraşı,
yine gazete: "7-8 yaşla-
nnda okula giderken,
kendi başuna gazete
hazırladım. Defterim-
den boş bir kağıdı dörde
katlar, gazete ya-
pardım. Başyazısını, rö-
portajmı yazar, elle re-
simler çizerdim. İlkoku-
la giderken evde, ba-
bamda gördüğûm şeyleri okulda taklit eder-
dim..." ("Admı Atatürk'ün Verdiği Gazete",
Hürriyet, 19Aralık 1986).
İlkokula Nişantaşı'ndaki Yeni Mektep'te
başlar.
Aynı yıllarda keman girer yaşamına, "ba-
basının zoruyla". Sekiz yaşındayken babası
Yunus Nadi, elinden tutup o zaman Muaka-i
Hümayun denılen orkestranın şefı, kemana
Zeki Bey'e götürerek "Buna keman ögret" de-
miştir.
"Zeki Bey, çapkm ruhlu, neşeli, ama sabırsız
bir adamdı. Ben ders yaparken odaya giren kimi
komşu hanımlan gözümün önünde mıncıklama-
Yunus Nadi,
Balkan Savaşı
başlarken
İştanbuTa gelir.
Ünlü gazeteci ve
yayıneı Ebüzziya
Tevfik, çıkardığı
Tas>ir-i Efkar
gazetesine kendi
oğullanndan
ikisiyle birlikte
onu da ortak eder.
Yunus Nadi,
aynı zamanda
gazetenin
başyazandır.
Nadir Nadi,
dört yaşlannda...
ya kalkmaktan çekinmezdi. Herhalde iyi keman
çalıyordu. Öğretmenlik niteliği ise bemen hemen
hiç yoktu. Nota bilmeyen, yay tutmasını becere-
meyen bana kızdığı zaman elindeki yavı kaptığı
gibi parmaklarıma vurur, kimi zaman ağlafı-
rcasına canımı yakardı. Oysa bende müziğe heves
şöyle dursun, müzik yeteneği bile yoktu." (Dos-
tumMozart,s. 11-12)
Nadir Nadi. öğrenimini -sonradan Galatasa-
ray Lisesi adıyla anılacak- Mekteb-i Sultani'de
sürdürecektir.
• 1920'lepAnkarası
Yunus Nadi, 1918'de İstanbul'da Yeni Gün
gazetesini çıkanr. Bırina Dünya Savaşı, Os-
manlı Devleti'nin yenilgisıyle sonuçlanmış; ateş-
kes (mütakere) dönemi başlamıştır. İngilizler.
gazeteyi sık sık kapatmaktadır. Mustafa Ke-
mal'in Samsun'a çıkmasının ardından. Anado-
lu'da Kurtuluş Savaşı başlar. Yunus Nadi birkaç
ay sonra Ankara'ya gidip Mustafa Kemal'le gö-
rüşür. Ve İstanbul'daki baskı makinelerini
sandıklar içerisinde, binbır zorlukla, İnebolu'ya
kadar gemiyle. oradan da kağnılarla Ankara'ya
taşıyarak Yeni Gün'ü orada yayımlar. "Köy az-
manı" Ankara'da Büyük Millet Meclisi
açılmıştır: "Yeni Gün matbaası, Karaoglan Mey-
danı'nda Hacı Bayram'a giderken ilk kavşak ye-
rinde idi. İki katlı, srvalan yer yer dökülmüş, eski
bir Ankara evi. Ev sokağa yanlamasına oturtul-
muşru. Önünde bir avlu. Alt katta, giriş kapısının
solunda ahırdan bozma makine dairesi. Yukanya
çıkıhrken merdivenin dönemeç yaptığı yarım kat-
ta, üzerine kırmızı boy a ile 100 mımara yazılı bir
tuvalet, onun karşısında daracık bir oda. Yukan-
da da bir sofa ve sağlı sollu iki oda. Bütün matbaa
işte bundan ibaretti.
SÜRECEK
Karakas'tan elestiri
Gelec^igeçmişte
arayaıı yanılır
• SHP Grup Başkanvekili Ercan Karakaş,
partisinden ve CHP'den baa kişilerin Bülent Ecevit'i \
'kurtuluş' olarak gördüklerini helirterek 'Biz sosyal
dekokratlar kurtancı aramaktan kendimizi
kurtarmaüyız' dedi.
İZMİR-SHP Grup
Başkanvekili Ercan Karakaş,
CHP ve SHP'den bazı kişilerin
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit'i bir "kurtuluş" olarak
gördüklerini belirterek "Ben
Sayın Ecevit'e yönelenleri,
geleceği geçmişte aray anlar
olarak niteliyorum. Sosyal
demokrat olarak kurtancı
aramaktan kendimizi
kurtarmalıyız"dedı. Karakaş,
demokratıkleşme paketıyle
ilgili 62 yasanın TBMM'nın
açılmasıyla birlikte gündeme
alınmasmı bekledıkierini
belirterek "Aksi takdirde
hükümeti sürdürmeye gerek
yok"diyekonuştu.
Karakaş, altıoktan halkçılık.
devletçilik ve milliyetçilik
kavramlannın tartışılmasmı
istedi. Karakaş, SHP'hlerin
oluşturduğu İzmir Sosyal
Demokrat Platform
Dergısı'nın davetlisi olarak
İzmir'de partililerle bir araya
geldi. SHP'nin içinedüştüğü
sorunun kımlik bunalımından
kaynaklandığını dile gelıren
Karakaş. "Bir parti sosyal
demokrat adını alınca
otomatikman sosyal demokrat
olmaz" dedı ve şöyle konuştu:
"İdeoloji konusunda
netleşmemiz lazun. Sosyal
demokrasinin ilkelerinin bize
parti çaitşmamızda rehberlik
etmesi gerekir. Ancak burada
bir sorun var. Biz bu kavramlan
1970'Ii yıllarda Sosyalist
Entemasy onal'e girdikten
sonra parti programımıza
aldık. Ondan önceki
kavramlar, bildiğiniz sadece
altıoktan ibaretti. Biz sosyal
demokrat hareketin evrensel
ilkeleri\ le altıoku
harmaıilayabildik mi? Bence
ideoloji konusunda halen böyle
bir sorunumuz var. Nitekim,
bizim İstanbul Danışma
Kurultayfnda alınan
kararlardan birisi, alboktan en
az üçünün, dev letçilik,
milliyetçilik ve halkçılık
okunun gözden geçirihnesi ve
bunların yerine sosyal
demokrasinin evrensel
ilkelerinin konulması
yönündeydi. Bir senteze
varmamız gerekiyor. Bir
taraftan kendi tarihimizden
kaynaklanan, koşullanmızdan
kaynaklanan ilkeler, öbiir
tarafta üyesi olduğumuz
Sosyalist EnternasyonalMn
ilkeleri. Her ikisi de programda
v azılı, ama doğrusu birbirlerine
geçiş tam değil. Ömeğin, solla
milliyetçilik bağdaşır mı?
Bunun tartışılması gerekir."
Fransa'dan sınırdısı edilmişti
Çiller'e
6
ölünı
fetvası' çıkaran
iıııaııı tutuklandı
• Abdurrahman Çitçioğlu takma adıru kullanan Kasım
Ünal, Almanya'da Cemalettin Kaplan'ın kurduğunu
ilan ettiği "Anadolu Federe İslam Devleti' üyesi olduğu
gerekçesiyle İstanbul DGM tarafından tutuklandı.
İstanbul Haber Servisi -
İmamlık yaptığı Fransa'nın
Sochaux kentınde Başbakan
Tansu Çiller hakkında "ölüm
fetvası verdiği" gerekçesiyle bu
ülkeden sınırdışı edilen ve
gönderildiği İstanbul'da
gözaltına alınan Kasım Ünal
(30) dün çıkanldığı İstanbul
DGM tarafından tutuklandı.
İstanbul Emnıyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şubesi'nde
gazetecılere gösterilen Kasım
Ünal'ın, "Kara Ses" olarak
bilınen Cemalettin Kaplan'ın
yandaşlannca çıkanlan
"Ümmeti Muhammet"
dergisinde yayımlanan
yazısında Çiller hakkında
"Katli vaciptir" şeklinde fetva
verdiği öne sürüldü. Emnıyet
açıklamasında. Abdurrahman
Çitçioğlu takma adını
kullanan Ünal'ın. sorgusunda
Almanya'da yaşayan "Kara
Ses"ın kurduğu ilan edilen
"Anadolu Federe İslam
Devleti" üyesi olduğunu kabul
ettiği vurgulandı. DGM
BaşsavcıhğYnda ifadesi
abndıktan sonra
"tutuklanması istemiyk"
nöbetçi mahkemeye sevk
edilenÜnal, "Anadolu Federe
İslam Devleti" adlı örgüte üye
olduğu gerekçesiyle
tutuklandı. İmamlık yaptığı
Fransa'nın Sochaux kenti
yakınındakı Peugeot
fabrikasında çalışan Türklere,
Türkiye aley hinde propaganda
yaptığı ve bu bölgede gençlik
örgüüenmesinden sorumlu
olduğu kaydedilen Ünal,
Fransız polisi tarafından
yakalanmıştı.
Demirel'e bilgi verdiler
6
Taksim'e Caıııi Vakfi'ndan
Cumhurbaşkanı'na ziyaret
İSTANBLL(AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. Taksim Camiı ve
Tesıslen Vakfı Başkanı
Feyzullah Değerü ve
yöneticileri ile Şışli Beledıye
Başkanı Gülay Atığı kabul
etü. Cumhurbaşkanlığı
Tarabya Köşkü'ndeki
görüşmeden sonra
gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan Feyzullah Değerü,
Cumhurbaşkanı Demirel'e.
Taksim'e yapılacak cami ile
ilgili bilgileri sunduklannı
söyledi. Değerlı, camiye
yönelik eleştirilenn
hatırlatılması üzerine.
"Tamamen halk tarafından
yapılacak. Tamamen cami
maksath olacak. Büyüklerimiz
nasıl isterse öyle yapılacak.
Gelişigüzel bir şey yapılacak
değil" dedi.
"Cumhurbaşkanı'nın desteğini
aldınız mı" sonısuna Vakıf
Başkanı Feyzullah Değerli şu
yanıtı verdi: "Destekliyor diye
bir şey yok. V asalann desteği
vardır. Baktş açtsı herkesinki
gibi olumlu. Koskoca
memlekette elbette karşı
çıkanlar olacak. Eleştüîler
kanunlar çerçevesinde
çözülecek." Cami temelinin
henüz ne zaman atılacağını
bilmediklerini anlatan Değerli,
önlerinde bir proje yanşması
aşaması bulunduğunu, ancak
en kısa zamanda temel atmayı
planladıklannı ifadeetti. "Plan
neyi kaldınyorsa o kadar cami
olacak" diy en Değerli. "Hedef
camidir. Ne ranttır, ne ticarettir,
ne de başka maksattır" diye
konuştu. Şişli Belediye Başkanı
Gülay Atığ da Cumhurbaşkanı
Demirere nezaket ziyaretinde
bulunduğunu ve kendisine Şişli
ve İstanbul ile ilgili bazı
projelerini anlattığmı söyledi.
Atığ. "O, bizim babamız. Ara
sıra görmezsek onu özlüyoruz"
diye konuştu.
Yoğun bakımda
GATA'nın yeni komutanı
kalp krizi geçirdi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- 30 Ağustos'ta Gülhane
Tıp Akademisi Komutanlığı'nı
(GATA) devralacak olan
Tümgeneral Fahrettin Alpaslan.
dün bir kalp knzı geçırdı.
Alpaslan'ın. sağlık durumunun
ciddiyetını koruduğu öğrenıldı.
Dün öğle saatlerinde.
Alpaslan'ın kolunda bir uyuşma
görüldü. Alpaslan'ın koluna
masaj yapılırken fenalaştığı ve
yoğun bakıma kaldınldığı.
durumunun ciddi olduğu
öğrenıldı. Son Yüksek Asken
Şura toplannsında,
tümgeneralliğe yükseltilerek
GATA Komutanlığı'na
getirilen Alpaslan'ın GATA
Komutanlığı'na atanması,
orduda huzursuzluğa neden
olmuştu. GATA'da
komutanlık bekleyen Tuğamiral
İnal Llgenelap \ e Tuğgeneral
Levent Karaca. bu makama
generallığe nasbı (terfisi)
kendilerinden daha sonra olan
Tümgeneral Alpaslan'ın
getirilmesi üzerineistifa etmeyi
kararlasürmışlardı.