Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 AĞUSTOS1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Kübalı genç şairler, Reina Maria Rodriguez'in önderliğinde özerk kültür için savaşım veriyor
Yazın, devlet tekelinden kurtulacak mı?Kültür Servisi - Küba'nın baş-
kenti Havana'da uzayıp giden yi-
yecek kuyruklan arasında, 'açlik'
yaşamın gerçekliği olsa da. sa-
natçılar arasmdaki iletişim, ro-
mantızm ve şiirvar olmayı sürdü-
rüyor.
Kübab genç şairier, her akşam
başkent Havana'da Reina Maria
Rodriguez'e ait bir çatı katında
toplanarak ortak bir ses bulmaya
çakşıyorlar.
Küba yaanının önemli yapıt
lan, son 25 yıldır sürgûnlerde ve-
rilmiş.
'Sovyetler Birliği'nin dağılma-
suıdan sonra Küba'da önemli bir
figür haüne gelen' Rodriguez,
genç şairlerie birlikte bu sürgün
yapıtlan ûzerinde yoğunlaşıyor.
Rodriguez, herhangi bir ha-
reketin merkerinde yer almayı
hiç istememiş. Kendi kuşağından
pek çok yazar, bugün Havana'da
önemli kültürel görevleri yürütü-
yorlar. Resmi görevlerden hoş-
lanmayan Rodriguez, radyo ve
televizyon için yapüğı işlerle geçi-
mini sağlarken. yazmaya da za-
man ayınyor.
Uzayı ve zamanı yok sayan
Aralannda İspanya ve Mek-
sika'da ödüller kazananlann da
bulunduğu grubun sürdürdüğü
bu otantık yazın hareketi, 1959
yılındaki devrimden bu yana
adada görûlen ilk özerk, yasalar-
ca tanınmış kültür kurumu olma
yolunda. Bu statü onlara tanınır
sa, Rodriguez, Küba'run yazın
yaşamını devlet tekelinden kur-
tarmış olacak.
Kübah gençler son 15 yıldır
sertlik yanlısı yöneticüeri buna
zorladılar. Rodriguez'in evinde
toplanan gençler yapıtlannda
geçmişte yaşananlan yansıtıyor-
lar. Ancak bu gençler politikayı
görmezden geliyorlar. Kendileri-
ni 'uzayı ve zamanı yok sayan dû-
şüncelerden hoşlanan bir grup'
olarak niteliyorlar. 30 yaşındaki
şair ve çevirmen Omar Perez,
"Her şeye yeniden başlayabüece-
ğimiz bir zemin bulmaya çahşıyo-
ruz" dıyor.
Sosyalizmin yıllardır etkisini
sürdüren didaktik yazınından
sonra, bu zemin simgelerin ve
açık seçik felsefî göndermelerin
Küba'nın başkenti Ha>ana'da uzayıp giden yiyecek kuynıklan arasmda, 'açlık' yaşamın gerçekliği olsa da, sanatçılar arasındaki iletişün, romantizm ve şiir var olmayı sürdürüyor.
yoğun olduğu yapıtlara dönü-
şüyor. 31 yaşındaki Roberto
Franqniz kendi kuşağının yapıt-
lanndan oluşan 450 sayfaûk bir
antolojiyi tamamlamak üzere.
Yapıtlan suskun ve ciddi
Şair ve öykü yazan Rolando
Sanchez Mejias. "Rugfin Küba'da
genç şairlerin yaprrlan yönetim
karşıtı değildir, böjle olmasına da
oiaııak yokrur" dıyor. Mejias,
1990 yıhnda Küba Komünist
Partisi'nden ihraç edilmeden
önce, birkaç yıl boyunca, ülke
çapında yetkınliğiyle tanınan
'yaaa atölyeleri'ni yönetmiş. Ül-
kedeki genç şairlerin pek çoğu bu
atölyelerden gecmiş.
Yeni kuşak şair ve yazarlar
Jose Lezama Lima'yı adanın Ja-
mes Joyce'u ve kendilerinin de li-
deri olarak görüyorlar. Latin
Amerika yazınının devlerinden
biri, Küba'nın da en şaşırtıcı ya-
zan olarak nitelenen Lima, poli-
tikaya kayıtsızhğırun yanı sıra
homoseksüelliği ile de devrim ta-
rafından aşağılanmış, 1976
yılında ölmuştü.
Genç şairlerden Antonio Pon-
te'ye göre, genç kuşağın karşı
karşıya kaldığ ikilem (belki de
Küba'nın trajedisi). imgelemden
doğan bu adayı imgelemin artık
tanımlayamaması.
Reina Maria Rodriguez, Kü-
ba'da her şeyin iki kutba ay-
nldığını söylüyor. Ona göre, baş-
ka ruçbir ada bu denli idealist.
pragmatik, müstehcen, saygılı ya
da saygısız olamaz. Aynı biçimde
genç şairler grubunda kimse Rei-
na'dan daha yalnız ve daha
umutlu değil. Ülkesinde olduğu
kadar Latin Amerika ve Avru-
pa'da da ünlenen Reina'nın şiir-
leri 6 dile çevrildi ve 10'dan fazla
ülkede yayınlandı.
Popüler kültür, genç şairlerin
çoğunun kuşkuyla yaklaştığı bir
olgu. Küba gürültülü, onlann
yapıtlan suskun. Küba bayağı
mizahla dolu. onlann yapıtlan
ciddi. Bugün bile Kübalılar bir-
birlerine derinden bağlı. Ama
Rogeiio Saunders'in göriişüne
göre "Dünya yalnızlık içinde bü-
yüyor".
Bellek ve tarihle ilgiliyiz
Sanchez Mejias, "Çoğınnuz po-
püler kültürden çok bellekle ilgile-
niyoruz. Biz Kübalılar halk olarak
beDek ya da tarihe pek sajgı duy-
muyoruz. Bu eksikliğimizi giderir-
Jacques Gelman'ın koleksiyonıı ilk kez ABD'de
Kültür Servisi - Amerikalı si-
nema yapımcısı Jacques Gel-
man'ın ünlü tablolardan oluşan
koleksiyonu ilk kez ABD dışında
sergileniyor. İsviçre Martigny'de
I kasım tarihine kadar açık kala-
cak sergı. Bonnard, Matisse, Bra-
que, Picasso, Miro, Leger, Balt-
husgibi sanatçılann önemli yapı-
tlannı bir araya getiriyor.
Matisse'in "Genç Denizd", Pi-
casso'nun "Genç Adam Başı",
Bonnard'ın "CKchy Meydanı"
gibi tablolan tsviçreli ziyaretçile-
rin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.
Picasso, bu ilgi karşısında herhal-
de şaşınr ve neden yaşarken de-
ğerlerinin bilinmediğini düşünüp
hayıflanırdı. Tıpkı Andre Malra-
ux'nun 'Bateau-Lavoir'ı Delacro-
ix ve Cezanne'ın atölyeleri gibi ta-
rihi eser sınıfuıa sokmak istediği-
ni öğrendiğinde şaşırdığı gibi.
Picasso'lar, Matisse'ler, Bra-
que'lar, Modigtiani'ler, Miro'lar
yaşadıklan sürece karşılaştıklan
güçlükleri yok sayarcasına tarihi
eser öldular artık. Müzelerde
başköşelere yerleştiribyorlar.
1900'lerde yaptıklan tablolann
koleksiyonlarda Monet ve De-
gas'ın yanında yer alması
tartışılıyor, tıpkı Jacques Gelman
ve kansı Natâsba'nın yaptığı gibi.
Jacques ve Natasha Gelman'ın
öyküsü Avrupa'da başlamış. Jac-
ques, Saint-Petersburg'dan, Na-
tasha da Boheme'den gehniş.
Rusya'dan okumak için aynlan
Jacques, önce bir süre Berlin'de
çalışıp ardmdan da yapımcıhk
hayatının başladığı Paris'e yerleş-
miş.
Natasha'yla bir iş gezisi için
gittiği Meksıka'da tanışmış. 1941
yılında evlenmişler. Gelman'lar,
bir sanat koleksiyonu yapmaya
Meksıkalı ressamlarla başlamı-
şlar: Diego Rivera, Tamaya ve
Frida Kahlo. Meksika ve New
York arasmda geçen hayatlan-
nda sık sık da Avrupa gezileri
gerçekleştirmişler. Bu arada özel-
likle düşkün olduklan Paris eko-
lünden de bir koleksiyon yaprru-
şlar.
Jacques Gelman, 1986'da
ölünce, Natasha koleksiyonlannı
zenginleştirmeye tek başına de-
vam etmiş. İlk sahip olduklan
tablolar arasında Degas ve Reno-
ir'ın empresyonist eserleri, VTa-
minck ve Derain'in peyzajlan yer
ahyor. Matisse'e gelince, koleksı-
yonda ona ait birbirinden değerlı
dokuz tane tablo var.
Picasso'nun on üç tablosu ise
sanatçının değişik dönemlerini
gözler önüne seriyor. "Kırmtzı
Çiçekh' Genç Kız" (1901) adlı
küçük ebatlı tablosu. canlı renk-
leriyle Picasso'nun yirmi yaşının
imzasını taşıyor. Beş yıl sonra
yaptığı otoportresi "Genç Adam
Başı" ise farklı izler taşıyor.
Jacques Gelman'ın hayran ol-
duğu George Braque, kariyerinin
dönüm noktalannı beürleyen
dört yapıüyla yerini ahyor kolek-
siyonda: "Nature Morte aux
Baoderüks" (1911), "Guitare,
Fruits, Pipe, Cahier de Musiqııe"-
(1924), "Le Billard" (1944-1952)
ve sanatçının 1947-1960 yıllan
arasında ûzerinde çalıştığı yağlı-
boya tablosu "La Chaise de Jar-
din Maure". Braque'ın ünlü
yapıtı "Nature Morte aux Bande-
rilks", Picassonun "Bouteüle du
Rbum" adL tablosuyla bir para-
lellik gösteriyor. Bunun nedeni
iki arkadaşın aynı yaa Ceret'de
resim yaparak geçirmeleri ve bir-
likte çalışmaları.
Koleksiyon, aynı zamanda
Fernand Leger ve Juan Gris'in en
kaüksız kübist tablolanru da içe-
riyor. Miro, Emst, Tanguy, Brau-
ner, Giacometti, De Chirico, Klee,
Mondrian, Dubuffet, Bacon ve
Balthus, Avrupa'ya bir daha gel-
meyecek olan bu soluk kesici ko-
leksiyonu tamamlıyor. Dünyaca
ünlü bu sanatçılann yapıtlan iki
ay daha Martigny'de ziyaretçile-
rini beküyor. Jaajues Gelman'uı koleksiyonunda yer alan Henri Matisse'in 'Le Jeune Marin' adlı yapıtı.
sek bir kazancımız olabilir" diyor.
Mejias. genç şairlerin yakala-
maya çalıştıklan dilin Küba'da
ender olarak var olduğunu dü-
şünüyor. T. S. Eliot, Pound. Bor-
ges, Octavia Paz, Julio Cortazar
ve Lezama Lima geleneğindeki
gibi şiirin felsefeyle, özellikle de
metafizikle buluştuğu. 'düşünen
bir dil'den söz ediyor.
Genç şairierin çoğuyla birlikte
Mejias da fspanyollann ölüm ko-
nusundaki sabit fıkrini paylaşı-
yor. Ne de olsa Küba topraîclan-
nda büyümüş. Uzayla ve zaman-
la dalga geçen garip rastlantılan
anlatıyor yapıtlannda. Bir eleştir-
men yapıtlannı 'korku öyküleri-
nin en zarifT olarak niteliyor.
Yapıtlannda 'doğaüstö' öğe-
lere yer veren Antonio Ponte, 8
yaşından beri yazın ödülleri ah-
yor. Diğerlerinin aksine adadaki
popüler kültüre saygı duyan Pon-
te, yapıtlanna bu kültürün
zıtbklannı da katıyor. Kübab-
lann, kaprisli, istekleri anlaşıl-
mayan tannlar, gizli enerjiler ta-
rafindan harekete geçirildiğini
düşünüyor. Ona göre, Küba'nın
gerçek trajedisi politika ya da ge-
lişmemişlik değil, tannlara bu ka-
dar yakın yaşamanın ola-
naksızlığı.
Ülkede yaşanan pobtik bas-
kılara karşın devrim. şairlere ve
şiirlerine her zaman kuşkuyla
yaklaşmadı. Bütün ideolojik çe-
kişmelere karşın 60'h yıllarda
Küba'da kültür 'aJtaı çağ'ını ya-
şadı. Lezama, Alejo Carpenrîer,
Virgibo Pinera. Reginaldo Arenas
gibi bütün büyük yazarlann
yapıtlan yayımlandı.
Güçlenmelerine engel yok
70'li yıllann başında şair He-
berto Padilla tutuklandı. Bir ay-
dan fazla tutuklu kaldı. Yazarlar
Sendikası'nın hiçbir üyesi olayı
kınamaktan öteye gitmedi. Virgi-
lio Pinera ve Jose Lezama Lima
eskisi gibi yazmayı sürdürdüler.
Ama son yapıtlan yaşadıklan
sûre içinde yayımlanmadı.
80'b yıllarda bir ölçüde 60'lara
dönüş yaşandı. Kültür Bakanlığı.
sanatçılan parasal açıdan destek-
lemeye çabştı. Genç şairlerin
çoğu bunu kabul ederken, bazı-
lan politik açıdan ödün vermek
olarak algılayarak reddetti.
Ancak 80'li yıllarda bazı tar-
tışmalı yapıtlara ya da sergilere
ızin veren Kültür Bakanlığı yet-
kilileri emekli edildi.
Bugün nasıl oluyor da devlet
Reina ve grubunun bu denli güç-
lenmesine izin veriyor? "701i yı-
llarda bu olanaksızdı" diyor genç
şairlerden biri. Asla bir kahra-
man olmayı düşünmeyen Reina,
özerk kültür için savaşımıru sür-
dürüyor.
51. Uluslararası Venedik
Film Festivali Ustasız bir yanşma...SUNGU ÇAPAN
Kısa bir süre önce ölen Italyan aktör
ve yönetmeni MassimoTroisi'nin son fil-
mi "tl Postino di Neruda - Neroda'nm
PostaasTnın gösterilmesiyle 1 eylülde
başlayıp 12 eylülde sonuçlanacak olan
Uluslararası Venedik FOm Festivali, bu
yıl 51. kez düzenleniyor.
Bilindiği gibi, Cames ve Berliıı'le bir-
likte A kategorisinden fıbn festivalle-
rinin üçüncü ayağını oluşturan ve son yı-
llarda Cannes'la Berlin'in peşi sıra gittik-
çe Amerikan sinemasının dümen suyuna
girdiği gözlenen Venedik Film Festiva-
li'in yanşma bölümünün şimdibk beür-
lenip kesinleşen filmleri arasmda, ttal-
yan yapımlannm çokluğu dikkati çeki-
yor. "Açık Kapılar" ve "Çocuk Hırsm"-
yla tanıyıp benimsediğimiz ve bu iki fil-
miyle Avrupa sinemasının Oscar'ı sayı-
lan Febx ödülünü üst üste iki kez kazan-
ma başansını gösteren Gianni Amelio'-
nun ttalya ve Amavutluk'ta çektiğı,
Michle Plarido'yla Enrico Lo Verso'un
başrollerini üstlendiği son fıkni "Lameri-
ca", yanşma bölümündeki iddiab ttal-
yan yapımlannm ilki. İtalyan sine-
masının son dönernde sivrilen aktörü Die-
go Abatantuono'yla Roberto Citran'ın
oynadığj, genç kuşaktan Carlo Mazza-
curati'nin imzasıru taşıyan bir dostluk
hikayesi çeşitlemesi nitebğindeki "II To-
ro-Böğa" ve Marco Risinin Andrea
Carraro'nun 'La Baracca' adb romanın-
dan uyarladığı "Ü Branco" yanşmada
ödûl kovakyacak öteki İtalyan filmleri.
Aynca İtalyan sinemasının eski kuşak-
tan iki önemb' yönetmeninin, Ermanno
Olmi'yle Pupi Avati'nin son fitoıleri de,
Venedik'te yanşma dışı gösterilecek.
İstanbul Film Festivab'nin sinemase-
verlere tanıtıp sevdirdiği yönetmenler-
den 1980'b yıllarda İtalyan sinemasının
genel panoraması içinde kendine özgü,
naif ve aynksı bir konuma erişen Pupi
l-12eylültarihleri
arasında
gerçekleştirilecek olan
festivalin bu yılki
yanşmalı bölümünde
İtalyan yapımlann
çokluğu dikkati çekiyor.
(Giuseppe) Avati'nin annesini-babasını
öldüren, Veronalı genç Pietro Maso
olayından hareket ederek çektiği son fil-
mi "Dichiararione d'Amore- Aşk Dek-
larasyonu" veyine "Nalın Ağacı", "Hanı-
mefendiye Uzun Ömürler", "Ernuş Ay-
yaş Destanı" gibi başyapıtlanyla İstan-
bul Film Festivali seyircisinin bağnna
bastığı, eski otopark ustalardan Erman-
no Olmi'nin son filmi "La Genesi", Ve-
nedik '94'te bir hayli merakla beklenen
ve epey ses getirecek nitelikteki iki yapıt.
51. Uluslararası Venedik Film Festi-
vali'nde yanşmaya katılacakfilmlerşöy-
le: Gianni Amelio'nun Lamenca (İtalya),
Marco Rişi'nin İl Branco (İtalya), Carlo
Mazzacurati'nin İl Toro (İtalya), Jose
Juan Bigas Luna'nın La Teta'yla Luna
(İspanya), Karim Didi'nin Pigalle (Fran-
sa), İMiko Enyedy'in Magic Hunter (Ka-
nada Macanstan). Diane Kourys'n A la
Fobe (Fransa), Peter Jackson'un Hea-
venly Creatures (Yeni Zelanda), Jiang
Wen'in Yangguang Canlan I>e Rizzi
(Çin). Mikho Mancbevskinın Before
The Rain (Makedonya), Jiri Menzel'in
Zirvot a neobycejna Dobroudruzstvi
vojaka İvana Conkina (Çek Cumhuri-
yeti/İngiltere), Hectro Olivera'nın Una
Sombra ya Pronto Seras (Arjantin),
İdrisaa Ouedraogo'nun Le Cri du Coeur
(Burkina Faso), Alexander RockweD'in
Somebody To Love (ABD), Oüver Sto-
ne'un Natural Born Killers (ABD), Ts'-
Ai Ming-liang'ın Aiqing Wansui-Viva
L'amore (Taiwan) ve Teresa Vfllaverde'-
nin Tres İrmaos (Portekiz).
Festivalde şimdilik belirlenip kesinle-
şerek yanşmadışı gösterilecek fıbnler ise
şöyle: R.W. Fassbtnder'in Martha (Al-
manya), Lawrence Kasdan'ın Wyatt
Earp (ABD). Woody ADenin Bullets
Over Broadway (ABD). Pupi Avati'nin
Dichiarazione d'amore, ve Ermanno Ol-
mi'nin La Genesi (îtalya).
Festivalin "Venedik Geceleri" bölü-
münde gösterilecek filmler ise şöyle sıra-
laruyon James Cameron'un True Lies
(ABD). Mike Nichols'un Wolf (ABD),
Philip Noyee'un Qear And Present Dan-
ger (ABD), Enry Selick'in Tie Burton's
The Nighrmare before Chritsmas (ABD),
Anna Maria Tato'nun La Nuit et le Mo-
ment (Fransa İtalyaı İngiltere). Michael
VVadleigh'in Woodstock- 25th Anniver-
sary Director's Cut (ABD) »e Robert Ze-
meckis'ın Forrest Gump (ABD).
DUŞIJNCEYE SAYGI
MEMETFUAT
NesinVakfı
Aziz Nesin çok mu varlıklı bir insan? Tüccar, sanayici,
holding patronu filan mı? Malının zekatını mı veriyor?
Yoksa şirketlerine nitelikli adamlar yetiştirmek için bir-
takım çözümler mi arıyor?
Amacı nedir?
önce şunu belirleyelim:
Aziz Nesin bir yazar, bir sanatçı... Alphonse Daudet'-
nin"^/f/n Beyinli Adamlar"\ndan... Ne yapıyorsa yazıla-
nnın, kitaplarınm geliriyle yapıyor...
Bir de kişiliğinin bütün özelliklerini belirfeyen, yaşam
biçimine damgasını vuran bir inancı var: Toplumsalcı...
Yani toplumsal adalete, paylaşmaya, dayanışmaya,
ama kişiler ya da gruplar arası dayanışmaya inanıyor...
Anamalcı toplumlarda pek hoş karşıianan bir şey de-
ğildir bu tür dayanışma, çünkü çerçevesine alınan kim-
selerin içine bütün çalışanlar, jşçiler, emekçiler, ezilen-
ler, yoksullar, işsizler, hani oTVyorumcularının benzer-
siztanımıyla,' Birilerigelipbizisömürselerdekarnımız
doysa," diye bekleşenler de girer...
Kim kime dayanıp yükselecek o kalabalıkta!..
Bir iş olmalı bu işin içinde... insan durup dururken bû-
tün gelirini, altın beynini, başkalarının çocuklarını eğit-
meye harcar mı?
Sayın Kenan Evren'in de aklı yatmamış bu tür daya-
nışmaya ki 12 Eylül sonrasında Nesin Vakfı'nı epeyce
zorlamış.
Bir konuşmasında Aziz Nesin şöyle diyor:
"Evren burasını kapatmak için elinden geleni yaptı.
Bütün antidemokratik yolları deneyerek... Bir Milli Eği-
tim müfettişi gönderdi, kapatmak niyetiyle. Fakat na-
muslu bir adam çıktı. Yerinde rapor verdi. Evren işten
çıkardı adamı."
Günümüzde sayıları gittikçe artan birtakım yardım ku-
ruluşları, özellikle Türkiye'yi çağdaşlık yolundan.geri
döndürmek isteyenlerin kurdukları vakıflar, dernekler
öyle yaptıklan için, insanlar Aziz Nesin'in de kendi çev-
resine topladığı çocukların beynini yıkadığını, onları
kendisi gibi düşünmeye yönlendirdiğini sanabifirler...
Oysa onun çok okunan bir yazar olduğunu, kitapları-
nm sürekli tükenip yeniden basıldığını, yüz binlerce sa-
tıldığını unutmamak gerekir...
Otuz çocuğu bir araya toplayıp kendisi gibi düşünme-
lerini sağlamaktan hiçbir şey umamaz bir yazar... Böyle
bir amaç için varını yoğunu ortaya koymak ise son dere-
ce gülünçtür...
Aynca Aziz Nesin, kitaplarınm ötesinde, kitle iletişim
araçlarıyla da görüşlerini, önerilerini bütün Türkiye'ye
duyurabiliyor...
Neyse, Mayıs 1994te Mehmet Güleryüz'ön soruları-
na verdiği yanıtlardan anlaşıldığına göre şimdiki otuz
çocuğa, yeni bina bitince, otuz çocuk daha eklenecek.
Vakıf üst limiti ise seksen çocuk, yirmi görevli, yüz kişi...
Aziz Nesin'in çocuk eğitimi kpnusundaki düşünceleri
uygar ülkelerin eğitim kurumlarınca da örnek alınacak
düşünceler.
Oncelikle çocukların ezbercilikten uzak, irdeleyici,
sorgulayıcı, araştırıcı, dolayısıyla üretici olmaları sağ-
lanmaya çalışılıyor.
Nesin Vakfı'nda geçerli bazı eğitim ilkelerini özetleye-
lim:
Çocuklar yaptıklan kötü şeyler için uyarılır, ama ceza-
landırılmaz. Yasaklara, yasakçılığa sapılmaz.
Yaptıklan güzel işler için de maddi ödül verilmez. Ba-
şanlı olmak onlann görevidir. Kutlanmaları, sevinçleri-
nin paylaşılması yeter.
Çocukların yaşamalarına, şımarmalarına, sevgi ara-
nışlarına engel olunmaz.
İçinde yetiştikleri Türk toplumuna karşı sorumluluk
duymaları gerektiği anlatılır.
Kendilerini sevmeleri, insan olarak değerlerini bilme-
leri, eksikliklerini giderme yolunda girişken, dışa açık
olmaları sağlanır.
Nesin Vakfı'nın çocuklan, korkusuz, özgüvenli, bağım-
sız, özgün düşünceli, özgür davranışlı, imgelem güçleri,
düş kurma yetenekleri gelişmiş insanlar olarak yaşama
atıldıklarında da, sevdikleri işlerde, istekle çalışmalı,
üretime katkıda bulunmalıdırlar.
Görüldüğü gibi, Aziz Nesin'in amacı, beyin yıkamak fi-
lan değil, tam tersine, çağdaş, uygar, kendi adına düşü-
nebilen, bağımsız, korkusuz, aydın insanların yetişme-
sine katkıda bulunmak...
Eline geçeni bu yolda harcayarak, kendi deyimiyle, ül-
kesine borcunu ödüyor...
Aslında biz Aziz Nesin'le pek anlaşamayız. Yalnız şiir
beğenilerimiz değil, yayımcılık, dergicilik anlayışlarımız
da hiç uyuşmaz. Çok değişik yapıda insanlarız.
Demek istediğim, bu bir dostluk yazısı değil... özveri-
nin doruğuna çıkmış bir insana duyulan saygınm açığa
vurulması...
Nesin Vakfı konusunda onun, en az, aydın sorumlulu-
ğu, hatta öykücülük alanlarındaki kadar başanlı olduğu
kanısındayım.
Bulunmaz Tiyatro Muammer
Karaca Tiyatrosu'nda
• Kültür Servisi - Bulunmaz Tiyatro, 31 Ağustos'dan itibaren
Muammer Karaca Tiyatrosu'nda yeni oyunlar sergilemeye
başlayacak. 120 gösteri için Anakent Belediyesi ile anlaşan
Bulunmaz Tiyatro, ilk 5 gösterisini ücretsiz sunacak. 31
Ağustos-28 Eylül tarihleri arasında 5 kez sergilenecek olan
'Yürümek' adlı oyun, baştan davetiye edinmek koşuluyla
ücretsiz izlenebilecek. Naam Hikmet'in 'İnek' ve Aslan
Timur'un 'Sessizliğin Renkleri' adlı oyunlannı da aym sahnede
oynamayı sürdürecek olan Bulunmaz Tiyatro, önümüzdeki
aylarda Bertold Brecht'in 'Cesaret Ana ve Çocuklan'nı 50
kişilik bir kadroyla Açıkhava Tiyatrosu'nda sergileyecek. Bu
oyunda amatör tiyatroculara da olanak tanınacak. Bulunmaz
Tiyatro aynca 1 Ekim'den itibaren 'Mum Düşsel Sanat
Dergisi' adlı ayhk bir tiyatro dergisi çıkarmaya başhyor.
Elif Sopgun'un 'Acıben' kitabı çıktı
• Kültür Servisi - Elif Sorgun'un yeni şiir kitabı 'Acıben' Broy
Yayınlan'ndan çıktı. İlk gençb'k şürlerini 'Gibi' adb şiir
kitabıyla 1966 yıbnda yayınlayan Elif Sorgun, sonraki
ürünlerini yayın dünyasından uzak tuttu. Sorgun, Cemal
Süreya ile ile evü olduğu yıllarda ilk şürlerini yaymlamıştı.