02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 1994 CUMA KULTURL£ JVULIUn Yavuz Özkan, yeni fîlmi'Yengeç Sepeti'nde bireyin kendi kendini sorgulaması iç'in tartışma yaratmak istiyor 'Gündelik şiddet'ten sevgi arayışına PEIİNÖZER Film çekimlerinin gcnelde yoğun ol- duğu yaz aylannda sinema sektörü, ekonomik knzın gölgesinde zorunlu bir dinienme dönemi yaşıyor. Ancak Yavuz Özkan, haziran ayında başlaya- rak temmuz ayının ortalannda 5 haf- talık bir çekim döneminin ardından bitirdiğı filminin montajını yapıyor bugünlerde. Fiimin ismi "Yengeç Sepeti". Isim babası ise AtiOa tbm. Ertunç Şenkay- ın görüntü yönetmeni olarak görev aldığı fılmde, AK Hakan asistanlık yapmış. Yavuz Özkan, senaryosunu da yazdığı bu fılminin prodüksiyo- nunu, Med YapımcüıJc ile ortak ola- rak gerçekleştirmiş. Yavuz özkan, fil- min "Bir Sonbahar Hikayesı" ile bır- likte sonbaharda gösterime girmesjni ve Antalya FiJm Festivali'ne katılma- sını planlıyor. Huzünlübir hesaplaşma "Yengeç Sepeti", dört yeüşkin kar- deşin aileleriyle birlikte, Sapanca'da oturan anne-babalanru ziyarete gjtük- leri bir hafta sonunun öyküsûnde top- lumun değişimine paraJel olarak deği- şen aile içi ilişkileri irdeliyor. Fılmde, Sadri Altşık, Madde Taoır gibi sürpnz oyunculann yaru sıra Mehmet Aslan- tng, Şahika Tekand, Oktay Kaynarca, Derya Alabora, Sedef Ecer, Ege Aydan ve dört çocuk rol alıyor. "Yengeç Se- peti"nden sonra çekecegi yeni bir filme hazırlanan Yavuz özkan, ne olursa ol- sun film çekmekte kararh görünüyor. - Senaryodan ve filmin çekim aşa- masmdan söz edebilir misiııiz? Film, bir adenın büıûn fertlerinin toplandığı bir haftasonu yemeği çevre- sinde gelışiyor. Anne-baba, ikt oğul- lan, iki kızlan, onlann eşleri ve torun- lar... Mutlu bir aile tablosuyla başla- yan haftasonu, her bireyin kendi ha- yatındaki sorunlann ve birbirleriyle çatışmalannın giderek su yüzüne çıküğı beklenmedik bir şiddetin baş- gösterdiği gergin vehüzürîlü birhesap- laşma sürecine dönüşüyor. • Kasaba politikacılannın tasallutu altmdaki düzen partilerinin 'baba' ve 'ana'lanndan umut kesenler, şimdi de başka derelerin sıg sulannda balık avlamayı bekleyecekler. cinden uzak, kendisine yeni sığmaklar anyor. Bir kez daha "denemek" ve "kurtanbnak" üstüne kurulmuş bir yaşam felsefesinın seçim sandıklanna yansıdığını görüyoruz. Bız unutkan bir toplumuz. E)aha dün reddettiklerimizi bugün kurtancı gıbı görebiliyoruz. Seçim sonuçlan bunlan düşündûrdü bana. Yaşanan bunca maceradan hıç ders almadan günübirlik düşünmeye ve üç adım öte- mizdekı karanlığı görmeden yaşama- ya devam edıyo ruz. Bu noktada bireyın sorgulan- hazır olmadığımız için de bugün ya- şadığımız şeyler ortaya çıktı. Başka sığınaklar aramaya başladık. Nedıro?Buülkedeyaşayanyetişkın her 3 kişiden biri radikal çözüm iste- meye başladı. Türkiye'nin, radikal partilerin başansı değil bu. Aslındaçö- zümsüzlüğün insanlan bir uçtan öbür uca savurması sırasında bir sığınak gıbı göriiyorlar. - Geneİde tophımda yaşanan kanna- şayı ikili ilişkikrin özelinde ete abyor- ğıştirmeyı temsil ediyorlar. Tabii eşler ve çocuklar da var. Filmdeki 12 kışi- den her birinin bu anlamda bir ışlevı var. Her biri başkalannda gördüğü za- man irkiJdiği şiddeu'n kendj ıçinde de nasıl yuvalandığının farkında değil. Herkes yaşadığı olumsuzlüklardan ötürii herkesi, kendi dışındaki herkesi suçluyor ve sorumlu tutuyor. Suç ve suçlu yaratmak. reddetmek bir yaşa- ma biçimi olmuş. Herkes sevei istiyor. Filmm yansı kapalı, yansı açık me- kanlarda geçiyor. Anne baba Sapan- ca'dayaşıyorve hafta sonuoradageçi- yor. Istanbul'da çok kısa çekimler yaptık. Örnek vermek gerekirse en ge- niş mekanımız 32.5 metrekare. 32.5 metrekarelik mekanda 12 kişi dia gös- terisi izliyor, dans ediyor. Çok küçük bir evde yaptık çekimleri. Böylece in- sanlann içinde bulunduklan psikolo- jik durumu da mekan aracılığıyla an- latma fırsaü buldum. - Oyuncu seçi- • minde yönetinenk- rin fazla seçenekleri ilmdeki 'gündelik şiddet', her bireyin içinde bannan B ugûn otorite yok, bireyler ve kitleler arasmdaki üetişim sıfır. Adalet, politika ve kaba kuvvet bataklığında sarsak birdurumda. Eğilimlersık sıkdeğişiyor. Erkek çocuklardan birisinin eşi intikam peşinde. Ana baba da sonunda birbirlerine düşüyorlar. Aslında hepsi bir tek şey istiyor: Sevgi. Ancak hiçbirisi kendisiyle banşık değil. Bütün insan ilişkileri, gerilmiş bir ipin üzerinde yürûme kadar zor koru- nabilen hassas dengelerde ilerler. Bu dengeler patlamaya hazır nefret duygulan karşısında kolayca bozulur. Orâge bozulduğunda herkes aa çe- ker, kendi kababğından ve vahşetin- den ürker. Banş arar, ancak bu arayış sırasında dahi en küçük bir neden yeniden şıddeti çağınr. Bu senaryoyu seçim sonuçlan ortaya çıküktan sonra yazdmı. Biz unutkanbirtoplumuz - Senaryoouzun seçün soouçlanyU iiinÜa neydf? Görünen o ki toplumumuzun yetiş- kinleri (oy kullanma yaşındakileri kas- tediyorum) denetleme, sorgulama, olaylan ve hayatı doğru okuma bilin- "Yengeç yazdım ve çektim. - 'Yengeç Sepeti' nde toplum yapısıy- la paralel olarak değişen Türk aile yapşı da yansıtüıyor. Böyle olması kaçmılmaz, çünkü bu toplum hiçbir şey yaşamadan çok hızlı bir değışım içinde buldu kendini, bunu kaldıramadı. Kaldırabilmek kolay de- ğil. Türk toplumu için farklı birikim- ler, farklı bir altyapı gerekiyor. Buna 'potansiyel şiddet', bir tür 'mikrokozmos' olarak alınan ailenin yaşadığı Bu yıkıcı ve acımasız çatışma, Türk toplumunun ve genelde tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı öfke ve saldırganlığın kökenlerine işaret eder. Evet) ÇOk secenek yok gerçek- ama yaşadıklan tek şey sevgisizlik. ten. Herfilminhazırlık döneminde ka- Çünkü kimse kendini sevmiyor, ken- bus gibi cöker üstümüze. Hep aynı sumız 'Yengeç Seperi"nde de iletişim- sirfik temel sorun ve farklı iüşkiler söz konusu... Evet, senaryodaki kahramaniardan biri polis müdürü, diğeri TV haber programası, diğeri avukat, sonuncusu da üniversite mezunu bir işsiz. Rastge- leseçimler değil bunlar. Otoriteyi, ileti- şimi, adaleti veduruma göre eğilim de- dıne güvenmiyor Bana göre filmımızdeki aile bıreyle- rinin psikolojileriyle toplumumuzu- nun şu sıralardaki psikolojisiyle ben- zerlikler taşıyor. - Bfiyük böiümünü Sapanca'da çekti- ğiniz fiimde nasıl mckanlar kullandınız? g p y isımler üzerinde konuşuruz. Orta yaş grubunda çok oyuncu var Türkıye'de ama genç ve yaşlı oyuncular yok. Bu filmde oynayacak oyunculan belirlerken ntmi birbiriru tutan oyun- cular olmalanna dikkat ettim. Çünkü bir filmde yalnızea bir oyuncunun iyi Filmde Sadri Aiışık,Macide Tanır'ın (üstte) yamsıra Mehmet AsJanruğ.Şahika Tekand, Den a Alabora, Sedef Ecer, Oktay Kaynarca ve Ege Aydan rol alıyorlar.Yavuz Özkan (yanda) (Fotoğraf: DEVRÎM BARAN) olması filmi kurtarmıyor. Sadri Bey, çok iyi bir oyuncu, çok iyi bir ınsan, mükemmel bir profesyonel. Macide Hanım'm performansı çok iyiydi. Mehmet Aslantuğ, Derya Alabora, oyuncu sıkınüsı çekilen sınemamız için bir şans. Ege Aydan, işini iyi yapı- yor, Oktay Keresteci sinemayı daha iyi tanıdıkça performansı çok artacak bir oyuncu. - Çekime (raşiamadan önce aktar- mak istedikJerinizi tam olarak beyaz- perdede yansrtaMleceğinize ioaıuvor musumız? Tam olarak anlattığımı sanmıyo- rum. Çekim öncesi düşündüklerimın çoğunu gerçekleşüremedim. Film yapmak imkansız değil - Sürekli üreten bir yönetmen olarak kendi filmlerinizijı yapuncılığını da üst- leniyor. film yapmayı, her şeye karşın inatîa sürdüriiyorsumız... Ben bir sinema sanatçısıyım. Zorza- manlarda da işimi yapmak zorun- dayım. Bakanlık desteğı durdu, tele- vizyonlar film almıyorlar, sponsoriuk olanaklan kısıtlı diye film çekmemeyi teslimiyet sayıyonım. Bu sıkınu yalnız bizim sektörümüz- de yaşannuyor, buna karşın di|er sek- törlerde hayat durmuyor. Sinemada da durmamalı. Bu anlayış ve kararlılı- kla bakıldığnda bir film yapmarun hiç de imkansız olmadığı ortaya çıkıyor. Dört evlilik yapan bir kadın - "YengeçSepeti"nden sonra gerçek- kşörmeyi düşundüğümiz projeniz ne- dir? - "Bir Kadının Anatomis" adL bir filmin haarhklannı yapıyorum. Tür- kıye, Romanya ve Isveç'te çekimler yapacağım. Bu filmde dört evlilik yapan bir kadını anlatacağım. Bütün kadınlann özelliklerinden oiuşan birkadın proto- tipı yaraüp. o dört erkekle yeryüzün- deki dört erkegi anlatmaya çabşa- cağım. Birevlilik ilişkisinde her şey an- latılabiliyor. Toplumsal, siyasi, bırey- sel iüşkiler, hayata bakış, özgürlüğe bakış vs... Bu bir üçleme olacak. Ardı- ndan sırasıyla "Bir Erkeğin Anatomi- a " ve "VaJ^etin Anatomisi"ni çekece- ğim. "Bir Kadının Anatomisi"nde başrolü yabana bir oyuncunun oyna- masını ıstiyorum. Çok rahat bir oyun- cu olması lanm. Dört erkekle yaşadığı o inanılmaz gelgitleri verebilmesi için farklı bir oyunculuğa sahip oiması ge- rekiyor. Mick Jagger, Rolling Stones'un yeni albümü 'Voodoo Lounge'da 'çemberi genişlettiklerini' belirtiyor 'Yinelenen çalışmalardan nefret ediyorum'Kölftır Servisi- Rofling SCooes, yirmi üçüncü albümü Voodoo Lounge'ı pi- yasaya sürdü. Yirmi yıldan beri ilk defa bir prodüktör ile çalışan toplu- luk, kendîlerine Don Was'ı aday ola- rak seçip yine ilk defa Virgin plak şir- ketiyle anlaştı. Bu arada grubun basın sözcüsü, bas gitarist Bfll Wymaıı'nın Rolling Sto- nes'dan aynldı|ını belirtti. Bu arada, Virgin Plakçılık da grubun 71-81 yılla- n arasında çıkan yedi albümünü yeni- den piyasaya süreceğiru açıkladı. Yirmi üçüncü albümlerinin piyasa- ya çıkışı nedeniyle The Independent gazetesi, Mick Jagger'in göriişlerinı akiı. - Popûler kOttârün ikoolan olmayı nasıl karsdıyorsunuz? 196Tde Ed Suffi- vu'm şovuna katıldıgauzda ya da in- sanbr 20. yüzyü tarftindeki beffi birdö- nemden sözettikJerinde oiaylar ûzerin- depekişdridbtrgâçolduguöuzunfark)- nda mıvdımz? Müzdk sadece müzik adına yapı- hnaz. Daha farklı şeyleri de içerir. Or- taya çıktığı günden, içinde bulunduğu- muz yıla kadar yaptıklanna bakın. Saçstüleri, moda ve hareketlerdeki de- gişiklikleri gözleyin. îşte insanlann da gerçekten anımsadıklan bunlardır. Eğer onlardan gerilere gitmelerini is- terseniz Keith'in pantolonlannı, gjyi- len değişik ayakkabılan, bol paça pan- tolonlan, briyantinli saçlan anımsaya- caklardır. Ve tabii ki daha sonra müzi- ği ve dans ettikleri stüleri düşünecek- lerdir. Tüm bunlar iküıcil, yani yan kültü- rün Öğeleridir. Bana Ed Şullivan'ın şo- vunda neden o tişörtü giydiğimi soru- yorsunuz. Giymiştim, çünkü bu da sözünü ettiğim kültürün bir parça- sıydı. Insanlar belirli anlann üzerinde dururlar ve onlan anımsayıp, ortaya bir şeyler çıkanrlar. 1960'larda ve70'- lerin başlannda popüler kültüre karşı belli bir tavır vardı. Bu ilk kez, Beades'a karşı ciddi mü- zik eleştirileri yapıldığında ortaya çıktı. Daha önceleri yoktu. Hiç kimse bu tip bir sorguJamayı, daha sonralan yaptıklan gibi Elvis'e karşı yapmadı, ama popüler kültür, popüler sanat ve moda analizfcri çok önceden ortaya çıkmıştı zaten. Hem de hiç dur- maksızın devam etti. - Şimdi efeştiriler çok çabuk yapdı- yor. Ornegin Shakespeare bile eserleri- ne karşı yapılan eleştiriieri öğrenebite- cek kadar uzun yaşamamıştı. Oysa siz- ler belki de iki hafta içerisinde insan- lann yeni albümünüz hakkında neier düşündüklerini öğreneceksiniz. Evet. ama sanınm birçok kişi Sha- kespeare'e oyunu hakkında ne düşün- düklerini söylemiştir zaten. Kendisi de hangi oyununun iyi. hangisininse ace- leye geldiğini ayırt edebilirdi. Bile- mediği tek bir şey olabilir, o da uzun ömürlü oiup olmayacağıdır. Görebil- diğim kadanyla da popüler kültürün tanımı bile uzun ömürlü olamıyor. - Hyde Park'ta elbise ile dolaştığuuz günü anımsıyor musumız? Bunu o gûn bile anımsamamıştım. Cüppe gibi bir şeydi sanınm. - Tüm bir kuşak üzerindeki etkinizi anlayabiliyor mıtsunuz? Evet. tabu kı anlıyorum. Çünkü bunu açık yüreklilikle belirten insan- larla konuştum. Birçok kişinin bana gönderdiği üniversite ödevlerini, po- püler kültürle ilgili tezlenni okudum. Ancak bunun eleştirisini ve analizini yapmak bana düşmez. Sosyai tarihle çok ilgileniyorum, ancak bu bir tarih uzmanı olduğum anlamına gelraez. Düşsel bir ilaha tapanlardan, aynı zamanda da bu işin içinde olup popü- ler küitürün ıçinden yetişmiş kişilerin kendilennı çok fazla ciddiye alması- ndan da nefret ediyorum. Çok sıkıcı bir şey olduğunu söyleyebılirim. - Şarkı sözü yazarken o anda akhnı- za gelen şeyleri kullanıyorsumız. Peki beraber çalışırken bu nasıl yürflyor? ÖzeUikle senin ve Keitiı için. Bazen yeni albümdeki 'Baby break 'Müzik sadece müzik adına yapılmaz. Daha farklı şeylerde içerir. Ortaya çıktığı günden, içinde bulunduğumuzyıla kadar yaptıklanna bakın .Saç stüleri, moda ve hareketlerdeki değişiklikleri gözleyin.' Mick Jagger (soMa)veKeith Ricfaards H down' ve 'Sparks will fly'da olduğu gibi yansını ben hazırlıyorum. Ya da yeni bir düşüncenin aynntılannı geniş- letıp. şarkıyı süslüyorum. Bunu yap- maktan da büyük bir zevk alıyorum. Zaten yıllarca yapmaktan da bıkma- dım. Oyle anlar oldu ki başkaJan için de yaptım. Çünkü çok kolay ve zevldiydı. - "I go vvild" adlı şarkınız bana göre tamamıyia sizin şarkınız. Ancak Ke- ith'in de katkisı yadsınamaz.Böyle şarkılarda kafanızuı içinde Keith'i du- yuyor musunuz? Bazen siz bile duyabilirsiniz. Bazen- se hiç düşünmezsiniz. "Blinded by rain- bows"'u yazdığımda dahi bunu düşürı- medim. "I go wild"da ise Charüe ile oturup düşünüyorduk ve aniden aklı- ma geldi. Keith'in bu parçaya çok uyacağını sonradan düşündüm. Ger- çekten ona göre olduğunu biliyordum. Ancak calmaya başladığında kişisel ağırlığımın fazla olmasmı düşündüm. - Kertfa ve sen solo albünilerinizde farklı şeyler dcniyorsunuz, ancak Rol- ling Stones'a geldiğinizde çenıber da- ralıyor. Neden dcrsiniz? Bu yeni albümde adeta jenerik gibi olan Stones çemberini genişletmeye çalıştık. Keith ve ben bunun hakkında oturup uzun uzun dûşündük. Daha önce yapmadığımız şeyleri deneyecek- tik. ancak bu Rolling Stones'a ait bir- takım özellıkleri camdan fırlatıp ata- cagımız anlamına da gelmiyordu. - Dinieviciler bu albânde ilk yıllarda- ki şarkılanıuzı anımsatan ezgiler bula- cağı gibi, ileriye dönük bir harekeflen- meye de taıuk olacaklar. Çok doğru. Bırbirinin tekran gibi olan çalışmalardan nefret ediyorum. Bu çok anlamsız. Marsyas Heykeli TüPkiye'ye geliyor • Kültür Servisi - Yurtdışına kaçınlan kültür varlıklanmıan ülkemizeiadesi doğrultusunda önemü bir adım atıldı. Karun Haaneleri'nin geçen yıJ ülkemize iade edilmesinin ve son olarak da nisan ayında gırlandlı lahtin getirilmesinden sonra Kültür Bakanı Sağlar, "Marsyas Heykeli"nin de ait olduğu topraklara kavuşacağı müjdesini verdi. Bakan Fikri Sağlar yaptığı yazılı açıklamada, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Engin özgen'in, 1987yıündaManisa'nın Sangö' ılçesine bağlı Bağlıca Köyü'nde yapılan kaçak kaalar sonucunda yurtdışında kaçınlan Marsyas Heykeli'nj tesJim almak üzere önümüzdeki hafta ABD'ye gideceğini bildirdi. Menemen'de arkeotojik kazılar • MENEMEN (AA) - İzmir'in Menemen ilçesi sınırlanndaki Panaztepe ören yeri arkeolojik kazılanmn bu yılki bölümüne başlandı. Kan heyeti başkam, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Armağan Erkanal, Panaztepe'deki çalışmalara 1985 yılında bajladıklannı belirterek şunlan söyledi: "Panaztepe'de yapılan kazılardan eldeedilen, milattan 2-3 bin yıl önc^ine ait ilk buluntular, bugün Manisa Müzesi'nde sergilenıyor. Kazılarda açılan mezarlarda gün ışığına çıkanlan çeşitlı kap kacaklar, silahlar, süs eşyalan ve mühürler, Miken uygarlığının görkemli bir döneminin aydınlatılacağmı müjdeliyor." Prof. Dr. Erkanal, Panaztepekaa çalışmalanmn, çapı 2 kilometreyi bulanbiralanda gerçekleştirildığini kaydederek çahşmalar sonunda, Batı Anadolu'nun söz konusu dönemdeki sosyai, kültürel ve ekonomik yapısıyla ilgili bulgulann. arkeoloji dünyasırun bılgısıne sunulacağıru belirtti. Lennon'untapihî kasetî 7.5müyara aqk aptüpmada • LONDRA (AA) - Beatles grubunun cinayetekurban giden ünlü üyesi John Lennon'un 1957 tarihinde Paul McCartney ile tanıştığı gün ""rhe Quarry Men" adlı ilk grubu ile verdiği canlı konseri içeren tarihi bir müzik kaseti, Sotheby's tarafındaneylül ayında açık artürma ilesatılacak. Şimdi emekü bir polis olan amatör müzisyen Bob Molyneux tarafından kaydedildiği belirtilen 37 yıllık tarihi kasetin 150 bin sterline (7.5 milyar TL.) satılması bekleniyor. Birkilisebahçesindeki kermeste düzenlenen konsere ait kasette 16 yaşındaki John Lennon, Elvis Presley ve Lonnie Donegan'ın parçalannı seslendiriyor. Kasetin sahibi Bob Molyneux. 30>ıl bir bankanın güvenlik kasasında sakladığı kaseti bir zamanlar John Lennon'un kendisine hediye etmek istediğini, bu isteğini Beaties'ın davulcusu Ringo Star'a söylediğini, ancak Lennon'un kendisiyle temasa gecmediğirü söyledi. Beyazıfta Rumeli SanatMepkezi' •İSTANBUL (UBA) - BaJkan Türkleri Dayanışma ve Kültür Derneği Balîcan kökenü sanatçılann eserlerini sergjleyebilmek amaayla "Rumeli Sanat Merkezi"ni kurdu. Özellikle 1989 yıhnda zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye'ye gelen Balkan Türkierinin oluşturduğu "Balkan TürkJen Dayanışma ve Kültür Derneği" kısa bir süre önce 10. yıldönümünükutladı. Bu kapsamda yeni bir etkinlik sunmak isteyen dernek yetkilüeri, "Rumeli Sanat Merkezi"ni kurdular. Özelhkle Balkan kökenü sanatçılann eserlerinin sergileneceği merkezde ağırhğı resim ve el sanatlannın oluşturacağı kaydedildı. Beyazıt-Çemberlitaş'taki Sinan Paşa Medresesi'nin yem'den restoresiyle oluşturulan "Rumeli Sanat Merkezi"nin sanatseverlerce izlenebilecek programı ise şöyle belirtildi: "29 temmuz-12 ağustos Karma RessamlarBirliğiSergisi, 13-20 ağustos tarihleri arasında Necmi Murat'ın eserleri, 21 ağustos-24 eylül arasında Haiize Tuna'nın eserleri, 30 temmuz-6 ağustos tarihleri arasında El Sanatlan Sergisi."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle