Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMU2 1994 CUMA
DIZIYAZI
Avrupa Birliği Gümrük Komisyonu Başkanı Christiane Scrivener Cumhurİyet için yazdı
Gümrükbirliği, önemli bir adımAvrupa kıtası ülkeleri ve yakın komşulan,
büyûk ekonomik belirsizlikler, tarihsel ve
siyasal kargaşalar dönemi yaşamaktadır.
Avrupa kıtasmda ekonomik ciurgunluk işaretleri
belirgkı; bu durgunluğun yankılanması da
giderek artan bir işsizlik...
Tüm bu zorlukJar ve kararsızlıklar, Avrupa
yapılanmasının güçlenmesini, yani hem ortak
oldugu ülkelerle birliğinin pekişmesini hem de
bağlannm daha da güçlenmesini zorunlu
kılıyor.
Anakarada banşı, istikran ve kalkınmayı
gerçekleştırmeye çalışmak, günûmüzde
öncelikli amaçtır.
Tehdıt; savaştır, genel durgunluktur, işsizlik ve
yoksulluktur. Bu tehdit, günûmüzde acı bir
gerçeklik kazanmış durumdadır. Avrupa
Birliği'nin, son yıllarda çizilen yolda kader
birliği ettigi ülkelerle ilişkilerinin daha da çok
pekişmesiyle gerçekleşecek silkiniş, bir koşul
olarak görülüyor.
Bu bağlamda Türkıye ile ilişkiler, iki açıdan
temel rol oynamaktadır! Bir yandan Türkiye'nın
temsıl ettığı bölgesel ıstikrar kutbu olması ve
öte yandan sürdürdüğü ekonomık kalkınma
modelinin göz önünde tutulmasıdır... Sovyet
lmparatorluğu'nun parçalanması, 'soğuk savaş'
ın son bulması, bölgede bitmek bilmeyen
gerilimler, Türkiye'nin oynadığı istikrar rolünü
çok önemli kılıyor.
1990'danberiTürkiyeile
Avrupa Birliği ilişkilerinde
yeni bir dinamik başlatıldı
ve 1995 yılına yönelik
'gümrük birliği' tasanmı
kararlaştınldı. Türkiye kendi
açısından, 1991 yılından
beri hız kazanan geniş bir
uyarlama programı başlattı.
Gerekli kökten değişimlerin
kolay gerçekleşemeyeceği
kesin. Hele Türkiye'ye
tanınan sürenin kısalığı da
göz önünde tutulursa...
Türkiye'nin, gerek eski SSCB cumhuriyetleri,
gerek Balkan ülkeleri, gerekse Ortadoğu
ülkeleri olsun, yakın komşulanyla daha sıkı
bağlar oluşturması yarannadır.
Bu açıdan, Türkiye'nin, kımi çatışmalann
(Nagorny-ICarabağ) hafiflemesinde ve Orta
Asya cumhuriyetlerinin bu geçiş dönemini
atlatmasında katkıst büyük olabılır.
Türkiye ile Orta Asya cumhuriyetleri arasındaki
tarihsel ve kültürel bağlann varlığı, onu bu
ülkelerin çoğulcu bir demokrasiye ve piyasa
ekonomisine geçişinde yeri doldurulamaz bir
yardımcı konumuna getirmektedir.
Avrupa Topluluğu, bu durumun bilincindedir.
Türkiye'nin NATO'da oynadığı rol ve Batı
Avrupa Birliği'ndekı gözlemci statüsü, bu
durumu tamamlayıcı kozlandır.
Yeni yöresel işbirliğı yapılanmalannı geliştirme
girişimi, Avrupa'nın kuruculannın önerdigi
yöntemden esinlenen bir birlik süreci içinde yer
almakta ve bu nedenle Avrupa Birliği,
Türkiye'ye çok olumlu bakmaktadır. Böylesi bir
süreç, ekonomik kalkınma vaat eder ve herkes
için zorunlu bir banşın güvencesini verir.
Ankara Anlaşması ve 1970'deki 'ek
protokoTçerçevesi içinde, Türkiye ile Avrupa
Birliği arasındaki bağlan güçlendirerek ve
pekiştırerek bu amaçlann gerçekleşmesine
birlikte katkıda bulunulur.
Avrupa Birliği, neredeyse otuz yıl ö»ce çizilen
görüş açılan içinde, bu amaçlann
gerçeldeşmesini istediğini (21 ve 22 Haziran
1993'te, Kopenhag Avrupa Konseyi'nde)
ChristianeScrivener,ekonomikdurgunhıkve bunabağjıolarakişsizliktehnkesinin Avnıpa'yı tehdit ettiğinibefirterek şöyle diyor. Zoriuklar, Avrupa
yapılanmasının güçkndirilmesini, yani hem ortak olduğu ülkelerle birliğinin pekişmesini hem de bağlannın daha da güçlenmesini zorunlu kılıyor.
Portre
Kayak ve ıııüzik tııtkıımı
Fransa'da doğan Christiane Scrivener,
1989'da Avrupa Birliği Komisyonu, Vergi
ve Gümrük Birliği Bölümü'ne önce üye
seçildi. 1993'ün Ocak aytnda, görevini
komisyon başkanı olarak sürdürmeye
başladı.
1979'dan 1989'a kadar Avrupa
Parlamentosu üyesi olan Christiane
Scrivener Liberal Grup ve Parlamento'nun
Bütçe Komitesi üyesi olarak görev aldı.
1958'den 1976'ya değin gelişmekte olan
ülkelerle işbirligi ve teknik yardun
sağlayan kuruluşlarda yöneticilik yaptı.
ABD Harvard Business School'dan (AMP
66) diplomah olan Scrivener, Paris
Üniversitesı'nde sanat, hukuk ve psikoloji
okudu. Çeşitli yapıtlan arasında,
Avrupa'nın geleceğini irdeleyen,
"L'Europe, une BataiDe Four Uavenir*
(Avrupa, Gelecek îçin Bir Savaşım) ile bir
çocuk kitabı olan "L'histoire du Ptetit
1roi"u (1986) sayabiliriz. Boş
zamanlannda kayak yapan Bayan
Scrivener, müzik dinlemekten hoşlanıyor.
birçok kez doğruladı.
Avrupa'yı bu yolda yüreklendiren öğe,
Türkiye'nin son yıllarda çağdaş ve canlı bir
demokrasinin temellerini atarak bunun yani sıra
rekabete açık bir piyasa ekonomisinin
koşullannı geliştirmiş olmasıdır. Bunlar, Avrupa
Birliği'ne daha büyük bir birlik yolunda yeni
aülıma yarayacak kozlardır. 80'li yıllann
başından bu yana, azimle yürütülen yapısal
ayarlama ve dışa açılma çabalan aracılığı ile
Türkiye, belirgin bir gelişmeden yararlanabildi;
dış satımını üçe katlayabildi, ekonomik
sektörlerini ceşitlendirebildi ve önemli dış
yatınmlan yapısına çekebildi. Bu değişimler, bu
son üç yıl görülür biçimde hızlandı. Doğallaşan
Christiane Scrivener
bir demokratik yaşam çerçevesinde daha çok
ekonomik refaha doğru gitme kararlılığının da
bunda büyük payı vardır.
Kıtamızın tarihi, bıze birinin ötekinden
aynlamadığını öğretmiştir.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi, şimdilik
bir özentidir. Böylesi bir eylem, herkesin yaran
için, bir dizi koşulun bir araya gelmesini
gerektirir.
Avrupa Topluluğu'nun 1989'daki oyunun genel
eğilimi bu doğrultudaydı; müzakerelerin
başlamasını henüz erken (zamansız) buluyor ve
istenen sonuçlara vanlması için her iki tarafın
çabalannı yoğunlaştırmasını da öneriyordu.
Bu anlayış içinde, 1990'dan beri Türkiye ile
Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir dinamik
başlatıldı ve 1995 yılına yönelik Avrupa Birliği
ile Türkiye arasında 'gümrük birliği' tasanmı
kararlaştınldı. Bu tasanm, endüstri ve
teknolojik alanlarda işbirliğini genişleterek en
yüksek düzeyde bir siyasal diyaloğu
kurumlaştırarak gerektıği gibi yürürlüğe
konacak bir dördüncü mali protokolü kabul
ederek gerçekleşebilecektir.
Avrupa Birliği yükümlülüklerinin (yiyecek
maddelennın vergısiz girmesi, miktann
kısıtlanmaması gibi) en önemlilerini yerine
getirdi.
11984, Avrupa Hrlgi ve Türkiye
liçJnatftmy* olsun
Türkiye kendi açısından, 1991 yılından beri hız
kazanan geniş bir uyarlama programı başlattı.
Hedefın ne denli önemli olduğunun
bilincindedir. 'Gümrük büüği'nın
gerçekleşmesi, uzun vadede şunlan
gerektirmekte: Avrupa Topluluğu mallannın
girişlerinin, gümrük tarife pozisyonlan ile ya da
onlarsız (kotalarla), kısıtlanmasına gidilmemesi;
ortak gümrük tarifelerinin uygulanması,
gümrük mevzuatlannın yakinlaştınlması gibi...
Tüm bu amaçlara ulaşabilmek için gerekli
kökten değişimlerin kuşkusuz kolay
gerçekleşemeyeceği kesin. Hele Türkiye'ye
tanınan sürenin kısalığı da göz önünde
tutulursa...
Tanm, işletmeler, ortak ticari politika söz
konusu... Bu işe dört elle sanlmanın ne denli
önemli olduğu belli. Bir tek gümrük birliği ile
bağlantılı olmanın gerektirdiği davranışlan, bir
an önce benimsemek koşulu bulunuyor.
1994, Cumhuriyet gazetesinin kuruluşunun 70.
yılıdır; aynı zamanda 'büyük pazar'ın
gerçekleşmesinin de ilk yıldönümüdür. Bunda,
Türkiye'nin ve Avrupa Birliği'nin ortak
kaderlerine ilişkin olumlu bir uyancı işaret
beliriyor. 1994'ün Avrupa Birliği ve Türkiye
için ortak geleceklerinin yapılanmasında yeni
bir atılım yılı olması dileğiyle.
Yarın: Hindistan Yüksek
Adalet Divanı Yargıcı
Soli Jehangir Sorabjee
Y A Y I N H A K K I C u m h l i r İ y e t ' E A Î T T Î R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
ÇA1IŞANLARIN SORULARI/SORUINLARI Y1LMAZŞİPAL
"12.000 gün prim ödedim"
SörU Arauk 1959 tarihi, sigortalılık başlangıcımdır.
Bugüne kadar 12.000 gün prim ödedim. Doğum tarihim
ise Nisan 1939.
Halen bir kamu kuruluşunda sigortah çalışıyonun.
1994 > ılı içinde emekli olacağun. 15 Ocak 1988 -14 Ocak
1994 arasında 6 v ülık prim ödeme gün saydanm Ue prime
esas ücretlerimi aşağıva çıkarıvorum.
Yü Primgünü Primeesas ücretim
1988 360 3.635.406 TL
1989 360 7.628.778 TL
1990 360 14.125.047 TL
1991 360 30.985.460TL
1992 360 47.512.600TL
1993 360 66.308.000 TL
TopLam 170.195.291. TL
Bu tabloya göre 1994 yıhnda emekli göstergem ve maaşun ne
olur, aylığnn son 6 ortalamasına göre mi hesaplanır?
YANTT: 1) 22 Mart 1993 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan
3869 sayüı yasa ile Sosyal Sigortalar Yasası'nın üst gösterge tab-
losundan bağlanacak ayhklann hesaplanmasma ilişkin ek tnad-
de 34 bir kez daha değiştirilmiştir. Ek madde 34'ün yeni şekline
göre;
•'Malullük, yaşlılık ve ölüm aylıklannın hesabına esas alınacak
üst gösterge, sigortahnın işten aynldığı veya öldüğü tarihten ön-
ceki malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödenmiş son on
takvim yıhnın prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlanna göre
bulunacak ortalama yılhk kazanç esas alınarak tespit edilir.
Şu kadar ki yukandaki fıkrada belirtilen 10 takvim yılı; a) 1994
yıhnda aylık bağlanması için tahsis talebinde bulunanlar ile ölen-
lerin hak sahiplerine bağlanacak ayhklann hesabında altı takvim
yılı' göz önüne almacaktır.
Sosyal Sigortalar Yasası'nın bugün uygulanmakta olan ek
madde 34'e göre 1994 yıhnda kamu sektörü çahşanlanndan yaş-
lıhk aylığı için başvuruda bulunanlara aylıklan, 15 Ocak 1988 ile
14 Ocak 1994 arasında geçen 6 kamu takvim yılının prime esas
kazanç ortalamasına göre hesaplanacaktır. Kamu sigortahlan
için uygulanan takvim yıh 15 ocak ile bir sonraki yılın 14 ocak
gününe kadar geçen 360 günlük süredir.
Kamu çahşanlanndan 15 Ocak 1988 ile 14 Ocak 1994 arasın-
daki 6 yılın prime esas kazanç toplamı 170 milyon 195 bin 291
lira, 6 yıl ortalaması 28 milyon 365 bin 882 lira olanlara üst gös-
terge tablosunun 2. derecesinin 7. kademesinden ve 6.000 göster-
geden ayhğı bağlanacaktır.
2. derece 7. kademeden 5.000 gün prim ödeyenlere bağlanan
ayhğın oranı %51.3'tür. 12.000 gün prim ödeyenlere ise 5.000
günden fazla ödediği her 240 gün için bu oran %1'er artarak
%80.3'egelecektir.
6.000 gösterge ile % 80.3 oran üzerinden bağlanacak emekli
ayhğı (30 Haziran 1994'egöre) 1.100 katsayı ile 1 milyon 960 bin
lira sosyal yardım zammı ile birlikte 7 milyon 259 bin 800 liradır.
İLAN
T.C.
KARTAL 4. ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1993'195
Davaa Hazine vekili Av. Gülgün Apak tarafından davalı ANB
Ambalaj Malzemeleri ve San. Tic AŞ aleyhineraahkememızeaçılan
alacak davasmda:
Davalı ANB Ambalaj Malzemeleri Sanayii ve Tic AŞ'ye Sultaniye
Mahallesı Yıldız, Posta No: 1, Daıre: 10 Gayrettepe adresınde dava
dilekçesi tebliğ edıldığınden, savcılık kanalı ile de adresi tespit edıle-
mediğjnden usulün 213 ve 377. maddeleri gereğince dava dılekçesinın
ilanen teblığine karar verilmiştir.
Duruşma günü olan 13.09.1994 günüsaat 10 OO'da mahkememiz-
de haar bulunmanız veya yennıze sia temsilen bir vekil göndermedı-
niz, aksi takdirde yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı dilek-
çe yerine kaim ohtıak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 32046
Doç. Dr. SAMI SELÇUK'UN
Konusunda Farklı Bir Araştırması
LAİKLİK
Şivil Toplum - Homo Democraticus
Özgün biryapıt. Ederi: 50.000. TL
UYGARLIK YAr'INLARI
Ankara Caddcsı 49 Cağaloğlu/hlanbul
Tcl: (212) 527 54 88-512 98 38
Faks:(212)512 98 38 '
ÇAGDAŞ YAYINLARI
Y E N İ Ç\KT1 • : <
Kazım Yenice
IŞIYAN SÖZLER
Geçmişi Anımsama Değerlendirmeler
90.000 Lira (KDV içinde)
Çag Pazartama A.Ş. TüHcocagı Cad. 39/4JCagalo'ğlu-htanbul
Tel:512 05 05
ANKARA/ANKA
MÜŞERREF HEKİMOCLU
Hocalık Başka Bir May..
Kitapçığı baştan sona okudum, geceye gülümsedim
birden. Yıldızların parladığı anları yaşadım yeniden. Bir-
iki saat önce Profesör Bahrl Sava'ya sunulan kitapçık
bu. Üniversitede ve dışında, onun dostluk, arkadaşlık ve
hocalığını yaşamış ve hâlâ yaşayan kişilerden bir grup
'nice yıllara' dileğiyle sunuyor. Kapağında güzel bir re-
sim var. Aydınlığını yansıtıyor. Seksen yıllık bir selam
veriyor dünyaya.
Bir hoca için bu kitapçıktan değerli armağan olur mu?
Nermin Abadan Unat'ın 'Bahri Ağabey' başlıklı yazısıy-
la başlıyor, Sina Akşin, Rona Aybay, Cem Eroğul, Cem
Hamamcı, Fazıl Sağlam, Yavuz Sabuncu, Mümtaz Soy-
sal, Taner Tlmur ve Mete Tunçay'ın yazılarıyla Bahri
Savcı'nın güzel çizgilerini sergiliyor, ayrıca anayasa
kürsüsünde geçen yıllann birikimini, hoca-öğrenci ilişki-
sinde oluşan güzellikleri yansıtıyor. Bahri Savcı Seksen
Yaşında, kitabın adı. Birkaçı dışında tüm yazarları da
hocanın yanında 26 Temmuz akşamı. ûren iskeleşinde
bir AGORA'mız var. Mutfağı yosun kokar, Hasan Hüse-
yin ve oğlu kelebekler gibi uçar masalar arasında. Dal-
gaların şarkısıyla köpürür söyleşiler. Bahri Savcı'nın
sağ yanında oturdum masada, uzun ytlların güzel bir
odülü bana, yemek boyunca tüm konuşmaları yakından
izledim, ne güzel sevgi sözcükleri duydum. Nermin
Abadan Unat 'Bahri Ağabey' diyor. Kızı, damadı Bahri
Baba, dede diyenler de var. Ama en çok hocam diyorlar.
Bir kez daha yazdım sanırım, Sadun Aren'den söz eder-
ken, bilim dalında tırmanışlar oluyor, asistanlar doçent,
doçentler profesörlüğe yükseliyor, dallarında parlayan
öğretim üyeleri olarak ders veriyorlar ama 'HOCA' ol-
mak başka bir olay. Insan olmak gibi bir olay. Belli biri-
kim istiyor; dünyaya, insanlara başka bir bakış, başka
bir içtenlik, başka bir boyut; sevgiyle, saygıyla, umutla,
hoşgörüyle, inançları doğrultusunda savaşarak oluşan
bir yaşam biçimi. Cem Eroğul, Bahri Hoca'ya üginç öy-
küler anlatıyor, masanın ortasından Rona Aybay sesle-
niyor, Fazıl Sağlam da güzel bir çiçek atıyor belleğin-
den. Kimi acı, kimi tatlı ama, çiçek türü anılar gerçekten,
Bahri Savcı gülümseyerek izledi bu çiçek yağmurunu,
ben de iliklerime kadar ıslandım o yağmurda.Tyimserli-
ğı'm yeşerdi birden, her şeyin çoraklaştığı, ufkumuzun
karardığı bir dönemde güzel bir buluşma bu. Gerçekde-
ğerlerin varlığını hissediyor insan, yıldızlar yeniden par-
lıyor, söndürenleri de parlatanları da daha iyi tanıyor!
Bahri Savcı'nın dostluğu beni onurlandıran bir olay
yaşamımda. Yaz gelince ören'deki dostlarla buluşmak
sevinciyle çarpar kalbim. Bahri Savcı'nın ışığıyla aydın-
lanmayı düşlerim; balkonda, otururken, yemek yerken,
çay içerken onu kürsüde hissederim birden; ülkemizin
gündemine, sorunlara yaklaşımı, yorumlarıyla ne güzel
aydınlatır ufkumuzu. Çaktırmadan ne güzel dersler verir
bize. ören'deki dostlar azalıyor giderek, ama 80. yılı kut-
larken onlar da AGORA'daydı. Bahriye Soysal'ın yanın-
da torunu Kerem oturuyor, içten sozlerle dedesinin,
sevgili İlhami'nin varlığını sımgelıyordu. Bahriye Soy-
sal'ın da ayrı bir konumu var bu sofrada. Bahri Hoca'nın
doğum günlerini kutlama geleneğıni o oluşturdu Sunar
Sitesi'nde. Bahri Hoca'nın doğumu kutlanmalı, diye ka-
rar verdi ve bir sofra donattı. Sonra kutlama sevincini
duyduk her 26 Temmuz akşamı. 80. yılda başka bir düze-
ye vardı bu sevinç. Hocayla öğrencilerinin güzel buluş-
masına tanık oldu ören kıyıları. önde deniz, yanda zey-
tinlikler, daha ötede Ida. Bahri Savcı da Ida gibi bir dağ
bence. Sıradağlara karşın yüceliğini koruyor, güvenilen
çok tepeye kar yağarken seksen yaşına karşın baharını
sürdürüyor. Başka çaresi yok, Sudiş Savcı yanında her
zaman, solmayan bahar da güzel birlikteliğin ürünü kuş-
kusuz.
26 Temmuz akşamı başka konularla uğraşıyordu,
ören'e gelemedi ama, Mümtaz Soysal'ın da kulakları
çınlamış olmalı. Masamızda çok söz edildi ondan. Bahri
Savcı'nın söylediklerini de duysaydı keşke. Ne güzel
sozlerle tammladı Mümtaz Soysal'ı, bilimsei düzeyini,
kişiliğini ne güzel anlattı. Üzüntüsünü de saklamadı el-
bet. Galiba ortak üzüntümüz bu. Devlet yaşamında hayli
acemilik var, kişileri de kuruluşları da yıpratan çirkin
davranışlara, hoyrat çizgilerle sergilenen politikalara
gülsün mü, ağlasın mı şaşırıyor insan! Sina Akşin, kar-
maşasız insan, diyetanımlıyor Bahri Savcı'yi- Karmaşa-
sız insanla birlikte olmanın mutluluğunu belirtiyor. Beni
çok etkiledi bu sözler. Karmaşalı kişileri düşündüm ister
istemez. Çözüm bekleyen sorunları düğümlemek de o
karmaşadan kaynaklanıyor galiba. Teşekkür edecek
yerde sitem ediyor, onarım bekleyen bir olayı kırgınlığa,
küskünlüğe dönüştürüyor, zarif bir davranış beklerken
çirkinlıkler sergilenıyor. Yalnız özlerini değil çevrelerini
de solduruyor kimi kişiler! Acı ama uyancı bir olay. Do-
ğal baharı yaşamak gerekiyor, erken açan çiçekler ça-
buk soluyor galiba.
AGORA'daki masaya kocaman bir pasta geldi geç sa-
atlerde. Ak bir yaşamı simgeler gibi beyaz bir pasta,
üzerinde bir yazı: Seni seviyoruz!
Hep seveceğiz. Dostluğunla mutlanacak, onurlanaca-
ğız her zaman. Yoz ortama, karmaşaya karşın mutlulu-
ğumuz Bahri Hocalar'ın varlığından kaynaklanıyor.
onlar bizim insanlarımız, onlar varsa biz de varız. Onla-
rın çoğalması için olmalı tüm çabamız.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Metallerde havanm ve
suyun etkisiyle oluşan
kimyasal değişiklik. 2/
Kimi göçebe Türk boyla-
nnda birkaç aile>e ait
çadırdan oluşan toplu-
luk... Haysiyet. 3/ Elde
taşınabilir küçük çanta...
Gözleri görmeyen. 4/
Mafya örgütünün sus-
kunluk yasası. 5/ Sahip...
Yunan mitolojisinde kır
tannsı... Bir nota. 6/ Bir
yerde oturan... Kimi ku-
maşlann yüzeyindeki ince tüy. 7/
Zekâ ve bunun sonucu olarak eği-
tim, öğrenim bakımından gelişme-
miş kimse. 8/ Ağzı geniş tek kulplu
su kabı... Bilgisiz, kültürsüz kimse.
9/ Lezzet... Üzerinden geçtiği in-
sanlara mutluluk ve zenginlik ge-
ürdiğine inanılan mitolojik kuş.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Koşmak, hızlı yürümek. 2/ Düz
ve geniş arazi... Yüz. 3/ Dürülerek
boru biçimi verihniş deri ya da kâ-
ğıt tomar... Papua - Yeni Gine'nin para birimi. 4/ Dört yılda bir
düzenlenen büyük spor organizasyonu. 5/ Osmanhlar döne-
minde sipahilerin aldîğı en büyük tımar. 6/ "Hayır" anlamında
kullanılan söz... Radon elementinin simgesi... Eski dilde yol. 7/
Dürüst, iyi ahlakh... Asaf Halet Çelebi'nin bir şiir kitabı. 8/ Bir
şeyin bir dizi içindeki yeriru gösteren sayı... Kemiklerin yuvar-
laİc ucu. 9/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Yurdumuzda da sah-
nelenen ünlü müzikal.
ÖLÜMKUŞUN KAN ADM) A
Celal Başlangıç
70.000 TL. (KDV ııpnde)
ÜmitYayınohk