Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22TEMMUZ1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Tayvan amerikan yazar-yönetmen Ang Lee'den zarif bir evlilik komedisi
Eşcinsel damadınzoraki evliliği
SUNGU ÇAPAN
D Ü ğ Ü d Y e m e ğ i (Hsi Yen- The
Wedding Banquet) Yötıetmen: Ang
Lee Senaryo: A. Lee, Neil Peng,
James Schamus/ Kamera: Jong
Lin/Müzik: Mader/ Oyuncular:
Winston Chao, May Chin, Ah-Leh
Gao, Sihung Lung, Mitchell
Lichtenstein, Dion Birney, /1993
Tayvan, Çin ABD yapımı (Özen
Film) Şişli Site, Kadıköy Reks,
Beyoğlu Sinepop, Çemberlitaş Şafak,
Bakırköy İncirli sinemalannda.
Son 5 yıldır Çin seddini aşıp tüm dünyaya yö-
nelerek Baü'nın yeni ilgi odağı haiine gelen
Uzakdoğu sinemasının ödüller kazanmış, övgü-
lere boğulmuş örnekleri, Uluslararası İstanbul
Film Festivalimiz sayesinde bize de ulaştı, ulaşı-
yor artık. Bu yılki İstanbul Festivali'nde gösteri-
lip Özen Film tarafından saün alınarak bu hafta
vizyona çıkanlan "Döğün Yemeği" de festivaün
Uzakdoğu rüzgarlanndan Türk sinemaseverle-
rine ulaşan bir başka hoş film işte. Beylik bir
vodvilin olası bayağılıkJanna düşmeden, ince-
liklerle dolu, duygusal bir görsel ziyafet sunuyor
meraklısına "Dûğün Yemeği." Basra sıcağınjn
bezdirdiği bu sıcak ve nemli temmuz haftasında
kapağı bir zahmet sinemaya atanlara, serin esin-
tiler üfürüyor son günlerin en dişe dokunur bu
fılmi kuşkusuz.
1978'den beri ABD'ye yerleşmiş, New York
sinemacıhk okulundan diploma alarak çeşitli
kısa filmlerçekmiş, Tayvarih 40'lık "genç yönet-
men" Ang Lee, 1993 Berlin Film Festivali'nin
Altm Ayı'sını bir başka Çin fılmiyle ("Gûzel Ko-
Eşcinsel dayamşmasından karşıt kiiltür çabşmasına yol alan 'Düğün Yemeği'nde bütün oyuncular başanlı.
kulu Ruhlar Gölönün Kadınlan") paylaşan "Dü-
ğün YemeğT'yle. kabaca eşcinsellikle, alışılmış
gelenek-göreneklerin çaüşuğı, göçmenlik ve cin-
sel baskj sorunlanyla da kaynaşünlarak ustaca
kotanlmış, zarif bir evlilik komedisi çeşitlemesi
ortaya koymuş. Tayvanamerikan yazar-yönet-
men Ang Lee'in karşıt kültürleri ve kuşaklan
sergileyerek birtalam kaçınılmaz yalanlann ne-
redeyse arap saçına cevirip karmakanşık bir ev-
lilik düğûnüne dönüştürdûğü. aykın bir zoraki
evlilik entrikasını görüntülemeye giriştiği bu
film, eşcinsellik üstüne ılımlı ve sevimli bir gül-
dürü niteliğinde ve gülümsemeler eşliğinde, ke-
yifle tüketiliyor.
On yıldır New York'a yerleşmiş, emlak yaün-
mlanyla yükiinü tutmuş ve genç bir Amerikalı
yuppiyle birlikte >aşayan, rahatı yerinde, işleri
ükınnda, Tayvanlı eşcinsel bir delikanlının
(Winstoo Chao) bincık derdi,
oğullannın mürûvvetini gör-
mek isteyen ve evlenmesi için
baskı yapan annesiyle babasını
hoşnut edebilmektir. Ailesini
memnun etmek uğruna, ma-
sum yalanlarla düzmece bir ev-
liliğe kalkışan kahramanımız,
Amerikab sevgilisinin verdiği
akıllarla ABD'de sürekli kal-
mayı hedefleyerek yeşil kart,
peşindeki ressam bir gelin ada-
yıyla 'alan memmm-veren mem-
nun' cinsinden bir evlilik töreni
düzenler. Tek hesaplamadığı,
anne-babasının ülkelerinden
kalkıp ABD'ye çıkagelecekler-
dir. O zaman seyreyleyin güm-
bürtüyü...
Birkaç yıl önce seyrettiğimiz
Peter Weir'in "Yeşil Karfının
entrikasını yenileyip yineleyen
Ang Leenin "Düğün Yemeği",
Amerikan sinemasmm eşcinsel-
Iıği kıyısından köşesinden ele
alan fılmlerinden farkb ve Do-
ğu'ya özgü bir duyarlık içeren,
alabildiğine sevimli bir "kimlik
arayışı ve kültür çatışması ko-
medisi" sonuçta.
Ne var ki anlaülan öykünün,
geliştiribp açımlanan ofay kişi
ve ibşkilerin kaynama noktasmda, giderek ko-
medi duygusunun yerini trajediye bıraktığı da
rahatlıkla ileri sürülebilir. Sağlam senaryosu,
belirgin humoru, incelikli anlatımı ve başanlı
takım oyunculuğuyla ilginçleşen Ang Lee'nin
"Düğün Yemeği", beybk fınaliyle özgünlüğün-
den ve çarpıalığından biraz yitiriyorsa da son
tahlilde, ilgiye ve seyre değer, seçkin bir film nite-
lemesıni gerçekten hak ediyor.
Iki haftadır gösterimde olan Amerikan yapımı Tetikçi-Sniper' kadmsız bir erkek fılmi
keskiı
u 'Sniper' denilen. pusu-
ya yatıp ateş ederek uzak-
tan hedef abnanı vuran
lceskin nişanalar, Bosna'da 2
yıldır süregelen dehşetengiz
kıyım ve savaşta, Boşnaklan
teİc tek keklik gibi avlayan, gaddar Sırp tetikçi-
lerle özdeşleşerek hayatımıza girmişti. 2 haftadır
gösterilen Amerikan yapımı "Sniper - Tetikçi"
de işte soğukkanlı kaül ya da sapık cani gibi nite-
lemelere dahi sığmayan Sniper'lığın (keskin ni-
şancı ya da tetikçiliğin) o 'karanuk' anlamıru
gözden geçiren sıkı bir psikolojik action - thriller
olma iddiasmdaki, kadmsız bir erkek fılmi.
tki profesyonel keskin nişancı...
Tanınmış Perulu romancı Mario Vargas Llo-
sa'nın yeğeni olup eleştirmenbkten yetişerek te-
levizyon ıçın fılmler çeken ve Amerikab sine-
macılarla çabşan Luis Llosa'nın yönetmenliğinı
üstlendiği "Tetikçi", Panama'nın Kolombiya
sınınndaki, Vietnam'ı hıç de aratmayan, balta
girmemiş, ormanlarda, uzaktan ateş ederek
'asi'leri öldürmekle görevli iki profesyonel kes-
kin nişancı arasında geçen, gergin bir dramaya
dayanıyor.
Panama'daki ABD askeri üssünden isyancı-
lann üderini ele geçirmek göreviyle yollara dü-
şüp. iklimin, cangjbn ve düşmanın tüm engelle-
melerine göğüs gererek, Rambovari kahra-
manlıklar sergileyen bu iki 'Sniper'm arasındaki
güvensizlik de had safhada.
Feleğin çemberinden geçmiş. Amerikan deniz
piyadesinden çavuş Beckett'le (Oliver Stone'un
"Platoon", Costa Gavras'ın "Betrayed", alan
Rudolph'un "Love at Large" vb filmleriyle anı-
msadığımız, Amerikan sinemasının son on yılda
Tek atıştauzaktan vumtak...
Tetikçi (Sniper )-
Yönetmen: Luis Llosa
/ Senaryo: Crahs
Leyland, Michael
Frost Beckner/
Kamera: BillButler/
Müzik: Gary Chang /
Oyuncular: Tom
Berenger, Billy Zane,
J.T.Walsh/1992
ABD (Standard Film)
Beyoğlu Fitaş, Şişli
Site sinemalannda.
önce çıkan aktörlerinden Tom Berenger, yine
esasb bir psikopat portresi çiziyor. (isyancılann
ebne tutsak düşen, deneyirrüi çavuş rolünde),
yardımcı olarak yanına kaülmış CIA'e çabşan,
eski olimpıyatlar atıalık şampiyonunu Miller'in
(Daha yeni oyuncu kuşağından Billy Zane de ne
yapıp edip sonunda düşmanın yakaladığı çavu-
şu kurtaran eski şampiyon rolünde göz dolduru-
yor) 'psikolojik tahlil'lerinden çok, bunca yıldır
iyice haşır neşir olduğumuz Vietnam fîlmlerinin
şiddet. kan, gaddarbk ve savaş vahşetiyle dop-
dolu atmosferini çağnştıran bir şiddet öğesi ön
plana çıkıyor "TetikçTde.
1980'li yıllarda Amerikablarla işbirliğine giri-
şerek Eriİc Estrada'yla Robert Vauhnnun oy-
nadığı "Hour of the Assasan", Sandra BuUockT-
la Craig Sheffer'in oynadığı
"Fire on the Amazon" ve She-
rilyn Fenn'le David Carradine'-
ın oynadığı "Crime Zone" gibi-
sinden Peru'da çekilmiş, sı-'
radan, ticari bazı serüven fılm-
leri imzalayan yönetmen Luis Llosa'nın anla-
tımı. "Platoon - Müfreze" başta olmak üzere
çoğu Vietnam filmini fena halde hatırlatsa da,
görsel bakımdan birinci sınıf.
Demokrasi için dünyayı temizlemek...
Ne var ki biçim şık olsa da, fılmin özü oldukça
kafa kanştına, kararsız ve derinlikten yoksun,
hatta yer yer sıkıcı. Güven duymak bir yana, bir-
birlerinden hiç hoşlaşmayan 2 Sniper kahra-
manımız, isyancılan avlayarak 'demokrasi için
dünyayı temizlemek" görevlerini(l) yerine geti-
rirken, mermilerinin ucunu sivriltip öldürdükle-
rinin künyelerinı toplayarak koieksiyonculuk
da yapıyorlar, göz gözü görmeyen yağmurlu
Panama ormanlannda.
Yavan ve beybk savaş filmi klişeleriyle heye-
can ve gerilimi saglayan Perulu yönetmen Luis
Llosa'nın en büyük dayanağı da şiddet öğesi
daha önce betirttiğirniz gibi. Tüyler ürpertid, ir-
kiltici ölüm sahneîerinin yanı sıra şiddet, Robin
Hood'un oku gibi, şık ağır çekimlerle hedefine
yojjanan...
Öldürücü Sniper kurşunlannın gidişlerini iz-
lediğimiz sahnelerde de duyumsanıyor-. Özetle
bizim gibi, dünyanın herhangi bir köşesindeki
gizb CIA operasyonlanna gıak olanlar ve ki-
rabk katilbğin, paralı tetikçiliğin ne kadar rezil
bir iş olduğunu bilenler için, Rambomsu cila çe-
kilmiş bu ABD - Peru ortak yapımı, sözümona
"psikoloük action - thriller' gayet bayat ve işkem-
beden bir film diyebibriz.
Yeniden canlandınlan bir Western efsanesi.Tombstone
Wyatt Earp'leşibekasıyine karşmuzda
* Şunun şurasında kısacık
ABD tarihinın Vahşi Batı'sında
at koşturmuş, düellolarda
adam vurmuş, çeşitli tehlikeler-
der, sıynlmış, gözünü budaktan
esirgemez cesaretiyle giderek
efsaneye dönüşmüş en kahra-
man silahşör-kovboylann en
namblanndan, maceraperest
kanun adamı VVyatt Earp'le,
veremb', kumarbaz yoldaşı Doc
HcUiday'in arkadaşbğını, ortak
serjvenlerini ve Clanton çetesi-
ne icarşı O. K. Corral'da verdik-
len kanb savaşımı, John Stur-
ges'in 1957 yapımı, esasb wes-
temi "Gunfight at O. K. Corral
- Vihşi Mücadele"de seyretmiş-
tik uzun yıllar önce, Frankie
Laiıe'in şarkısı eşliğinde,
VVıatt Earp - Doc Holliday rol-
lerndeki Burt Lancester'la Kirk
Douglas'm unutulmaz perfor-
munslanyla bizim kuşağın bel-
leğne nakşolunan, John Stur-
ges'in bu "Gunfight at O. K.
C«rral"ı, sonradan sinematek-
lerieki John Ford toplu gösteri-
lernde yakalayıp, izleme fırsa-
tın bulduğum, ünlü western
klisiği "My Darling Oementine
- Kanun Harici"nin (1946) yeni-
dea çevrimiydi.
Efeanenin yeni versiyonu
Baba' John Ford'un Wyatt
ELjrp'ü Henry Fonda'nın, Doc
Fİıüiday'ı da Victor Mature'ın
o^iadığı "My Darling Clemen-
tâe" klasiğiyse, Vahşi Baü'nın
efanevi ikibsini bu kez eskiler-
d_tn Randolph Scott'la Cesar
It«mero'nun canlandırdığı, Al-
]su Dwan'ın yönettiği, 1939
y^anmı "Frontier Marshal-Saur
Şeifi" adb, 70 dakikabk, eski
utsıl westernine dayanıyordu
b»iyük ölçüde. 1990 sonrası,
s«oı dönemde fena halde eskile-
r^merak sardınp yeniden çev-
(Tombstone) - Yönetmen: George Pan
Cosmatos / Senaryo: Kevin Jarre / Kamera: William A. Fraker / Müzik:
Bruce Broughton / Oyuncular: Kurt Russell, Val Kilmer, Sam Elliott. Bill
Paxton, Michael Biehn, Power Boothe, Dana Delaney, Billy Zane, Joanna
Paçula, Michael Rooker, Stephen Lang, Charlton Heston /1994 ABD
(Özen Film) Şişli Site, Beyoğlu Sinepop, Kadıköy Reks, Çemberlitaş
Şafak, Bakırköy İncirli sinemalannda.
rimlerden medet umar hale ge-
len Hollywood'da bayağı rağ-
bet kazanan western filmleri
modasının şimdilik bize ulaşan
son örneği "Tombstone", işte si-
nema tarihinin bu üç tanınmış
westerninin 'remake'i nitebğin-
de, gişeyi ön plana alan, gö-
zaba ve gösterişli, yepyeni bir
\vestern. (Kasabanm Namu-
su"(!) gibisinden bir isim
yakıştınlmış "Tombstone"dan
hemen sonra, aynı konuda,
Lawrence Kasdan'ın yöneti-
minde bu kez 'yakışıklı' Kevin
Costner'ın Tombstone şerifi
VVyatt Earp, Dennis Quaid'in
de Doc Holbday rollerini üst-
lendiği *'Wyatt Earp" fılminin
çevrildiğinin ve büyük olasıbk-
la bu gıcır gıar westerni yakın-
da seyredebileceğimizin de far-
kındadır meraklısı.)
'Affedilmeyen'in taklidi
Yönetmen olarak senarist
Kevin Jarre'nin işe gjrişip baş-
lattığı, ancak Kassandra Geçi-
di" gibisinden basmakabp, tica-
ri serüven yapımlanyla tanı-
nan, Yunan asıllı George Pan
Cosmatos'un tamamlayarak
imzaladığı "Tombstone" günü-
müzde Hollywood sinemasının
sistemb bir biçimde, geçmişin
başanlı fibnlerine yeniden el
atarak kendini tekrara yöneldi-
ğini de örnekliyor bir kez daha.
Mekan-dekor tasanmı ve
kullanımından, gümbür güm-
bür silahlann patladığı, dehşe-
tengjz «ıruşma sahnelerine ka-
dar görsel düzeyi ve biçemiyle
günümüzde John Ford'la John
VVayne'ın tahtına göz dikmiş
görünen 'eski tüfek kovboy'
Clint Eastwood'un, 1992'nin
Oscar ödüllen galibi 'The Un-
forgiven - AfTedilmeyen'ini çağ-
nşünp anımsatan "Tombsto-
ne", efsaneye çağdaş bir yorum
getirmektense kolay yolu seçe-
rek VVyatt Earp"le, yoldaşı Doc
Holliday'i alabildiğine yücelti-
yor.
Malumatfumş Western
Çok şeyin sığıştınlmak isten-
diği. şık bir vvestem antolojisi
niteliğinde, gösterişli ve malu-
matfuruş bu kovboy filminde,
Arizona'nın Tombstone kenti-
ni de tarihsel bir üne kavuştura-
cak malum VVyatt Earp'le kar-
deşlerinin Billy Clanton çetesiy-
le kapışıp çarpışması efsanesi-
nin yanı sıra silahşörden çok
bıçkın bir sokak fılozofu hava-
sındaki posbıyık W. Earp'ün
(Kurt Russell) romantik gönül
ibşkileri de işleniyor.
Başta kovboy tarihine belge-
sel siyah-beyaz görüntülerle de-
ğinerek ciddi ve oturakb bir
western izlenimi uyandıran oy-
sa sonradan giderek intikam
motifıyle şiddet öğesinin gemi
azıya alacağı, alışılmış çizgide
bir sert erkek öyküsü (ya da bi-
yografisi) havasına bürünen,
Amerikan sinemasına özgü
western geleneğinden kaynak-
lanan beceriyle kotanbnış
"Tombstone" rahatbkla izleni-
yor. Çünkü oldukça gösterişb,
albenib bir ambalaja sahip, her
ne kadar paketten çıkanlar am-
balajına uygun kaçmasa da!
VVestern tiryakilerinin jnne de
görmezden gelemeyeceği, turis-
tik, ticari ve şık bir film "Tombs-
tone".
Romanya'da dikkatf
çeken bir Türk filml:
'Bir
Gecesi'
İZM İ R (AA) - Türkiye'de bir
öğretim kurumu tarafından
çekilen ilk uzun metrajlı ve
konulu film, yurtiçinde
gösterim olanağı
bulamazken Romanya'nın
Costineşti kentinde
düzenlenen '1. Uluslararası
Genç Film Vapımcüarı
FestivaM'nde dikkate değer
bulundu. Dokuzeylül
Üniversitesi öğretim üyesi ve
öğrencilerinin katkısıyla
gerçekleştirilen ve
başrollerinde Gülsen Tuncer
ve Şener Kökkaya'nın rol
aldığı "Bir Dûğfin Gecesi",
geçen yıl yaz aylannda
Ayvalık'taçekildi. Biryıldır
sinemalarda gösterilemeyen
film, festival ve yanşmalar
araalığıyla sinemaseverlerle
buluşuyor. Alman yönetmen
Radu Gabrea
başkanbğındaki jüri, uzun
metrajb filmler arasında
büyük ödülü İngib'z Chris
Newby'in "Ancrhoress" adb
filmine verirken,
Romanya-Fransa ortak
yapımı "Trahir" filmi ise Jüri
Özelödülü'ne değer
bulundu. Festivalde en iyi
yönetmen ödülünü ise "La
ArdiUo Roja" filminin
yönetmeni İspanyol Julio
Medenaldı. Rumence
simultane tercüme yapılarak
gösterilen "Bir Dûğün
Gecesi" adb film, kullandığt
özgün müzik, Balkan
halklan arasında dostluğu
pekiştirici özelb'kleri ve
başroldeki kadın oyuncusu
Gülsen Tuncer'in gösterdiği
yüksek performans
nedeniyle "dikkate değer"
bulundu.
Tarihle Barışık Olmak
UĞUR KÖKDEN
Çağımızın insanı, 'uygar' bir ilkel. Belki, daha da alt düzey-
de. Çünkü, ilkel insan, doğa karşısında korkuyla birlikte belirli
bir saygıyı da benliğinde barındırıyordu. Kirlenme, toprakların
ve sulann aşırı kullanımıyla, doğanın yıpratılması gibi aşırı hır-
stn yarattığı sorunlar ortaya çıkmamıştı.
Oysa günümüzde, insana yönelmiş saldın olanca acımasız-
lığı ve genişliğiyle sürüyor.
Bu saldın, kabaca iki doğrultuda: Biri doğrudan saldın. Insa-
noğlunun gövdesine, kişiliğine, bilincine karşı. Her anlamda
yaşama hakkını yok etmeyi amaçlıyor ya da o sonuca varıyor.
Maddesel varlığa yönelen saldın, yüzyıllardan beri savaş-
larla zaten hep sürüyordu. Gene sürüyor. Ne var ki, gitgide
yerel boyutlara inmiş görünen bu sıcak çatışmaya, şimdi, yo-
ğun ve evrensel bir şiddet de gelip eklendi. Desteklenen,
özendirilmiş bir şiddet. Kimi kez, umutsuzluğun beslediği bir
taşkınlık.
Resmi ideoloji ve kurumlann kişiliğe yönelmiş görünme-
yen, elle tutulamayan baskısına gelince, bu baskı toplumda ya
suskun bir uysallar ordusu ortaya çıkarıyor ya da -ağırlaşan
ekonomik koşullarla birleşince- bir çeşit karakter yozlaşması-
na kapıyı ardına dek açıyor. Bu yolla kitleler, mutlu azınlık adı-
na bir yerde feda edilmiş kurbanlara dönüşüyor. Gereken
yönde kullanılmaya hazır bir hammadde deposu: Savaş için,
siyasal iktidar uğruna oy için, vergi için, sağmal tüketici olarak
vb...
öte yandan 'medya demokrasisi' ve paranın her çeşit kutsal
aracı da, bilinci kendi doğrultusunda -çoğu kez bireylerin olup
bitenleri algılamasına fırsat kalmadan- yoğurup yeniden ken-
dine uygun kalıplara döküyor. Biçim veriyor. Böylece, belirli
amaçlara ulaşmak için kullanılmak üzere bırtakım hazır güçler
oluşuyor. Gerçekler değişiyor, insanın doğal gelişiminin he-
defi de değişiyor.
Dolaylı saldın, denebilir ki, kişilik ve bilinç üstünde gerçek-
leştirilmiş yıpratma ve yıkımlarla zaten eşdeğer sayılır. Ama,
insanla eşzamanlı saldın doğrudan saldın olarak kabul edillr-
se, dolaylı olan onun geçmişine, tarihine, kısaca verimine
yönelmiş saldın demektir. Bu sonuncusu, dolayısıyla, insanın
geleceğini de etkilemekte. Onu soyut, köksüz bir varlığa çevir-
mekte. Belli ve sınırlı bir zaman dilimine hapsetmekte. Böyle
bir tutumsa, 'kutsal insan'a layık görülmüş en ağır hakaret sa-
yılır. insanın uygarlık serüvenine gene insan eliyle girişilmiş
en barbarca saldın. Insanlığını yok etmeyi amaçlayan taam-
müden' bir cinayet!
Değişik çağların fatihlerinin kılıcı ne yaparsa yapsın, tarih
insanın en değerli hazinesi! Bilincin anası! Obür yandan bilinç-
se, tarihin yakın koruması. Yaşlı yeryüzünde, yaşayan ve ölü
sayısız uygarlığın kavşak noktasmda yer almış toplumların ta-
rih saygısı, kuşkusuz daha yüksek olmalı Çok daha kapsamlı,
ötekilere göre.
Ama sürdürülen -Aklf'in deyişiyle- bu hayasızca yıkım, ma-
nevi pfanda olduğu ölçüde şimdi daha da çok maddi planda.
Gerçi genç cumhuriyetin ilk yıllarında geçmişten kökten bir
kopuş siyaseti izleniyordu Ama aynı zamanda, bilinçli, kapsa-
yıcı bir tarih arayış ve anlayışının uyguiamaları da her yakada
kendini gösteriyordu.
Türk Tarih Kurumu ve Dil Kurumu'nun uluslararası katkılar-
la sürdürülen çalışmalarının yanı sıra sistemli bir kazıbilim
çalışması da tüm ülkeyi programı içine almışt Kültepe (Kay-
seri, 1926), Boğazköy ve Alacahöyük (Çorum, 1931),Gözlükule
(Tarsus, 1935), Aslantepe (Malatya, 1932) ve benzeri nice araş-
tırmalar. Elbet, yabancı uzmanların yönetimi ve önderliğinde.
Ancak, kırklı yıllardan başlayarak, bu kez Türk bilim adamlan
ve öğrencileri, ikinci kuşak olarak çalışmaları devraldı. Once-
kilere yenileri eklendi.
Türkiye 2500 km uzunluğurtda Kral Yolu'nun, Didyma (Söke)
ile Miletos kenti arasındaki Kutsal Yol'un, Helenistik çağın bir
damgası-sayılacak Büyük Iskender'in arkasında bıraktığı izin,
Ipek Yolu'nun, Selçuklu ve Osmanlı kervansaraylarının oluş-
turduğu ışıklı uygarlık çizgisinin barındığı toprak parçası! Bir
bakıma, tarihle özdeşleşmiş! Böyle bir gerçek, cumhuriyet
müzelerini eskiye göre zenginleştirse de yalnız o yapıların
dört duvan içine sığamayacak denli bereketli, verimli, cömert
bir uzak geçmiş.
Bir bakıma geçmiş, uzak olsun yakın olsun, insanhğın boy
aynası.
Yeter ki, tarihle ve onu yaşayan toprakla barışık olsun insan.
Toprağı tanımadan, tarihini tanımadan onu sevmek olası mı?
Dahası tarihi sevmeyen, insanı nasıl sevsin?
O halde tarihi bilince, bilinci sevgiye, sevgiyi de sonsuzluk
duygusuna taşıyan tılsımlı anahtar, tarihle barışık olmaktan
geçiyor.
tLAN
T.C.
PENDİKİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKUL HÜKMÜNDEKİGEMİNİN
AÇKARTTIRMA tLANI
Dosya No: 1993,1609 Talimat
tslanbul Limanı'nın 6418 acılinde kayıtlı 4523 bağlama nolu. 1880.73
gros tonilatoluk, Bosphorus - 511 yÜ2£r vinç duba, bir borçtan dolayı,
kaydında bulunan rüçhanlı alacafı geçmek suretiyle açıkarttırmayla saü-
şa çıkanlmıştır.
Motoran Ksa Evsafi: Sicü No: tstanbul: 6418, Bağlama No: İstanbul
4523 - Gemınin adı Bosphorus- 511- Teknenın dnsi, yüzer vinç duba-ge-
mııun boyu 60.00, gemınin eni 24.04 - geminın dennliğı 3.85. gros lonila-
tosu: 1880.73 - Rüsum tonilatosu: 1851.23, yapıldığı yer ve tarih: Japon-
ya, 1976 - mesaha tanhi \e no İstanbul 20091-22.09.1993
Yözer rinç dubanuı haKluTir dunımu: Satışa konu yüzer vinç dubanın
dizayn draftı 2.00 m. Freeboard WNA: 1210 mm, Freeboard WNA Yaz:
1100 mm. KJŞ: 1160 mm. Tropik: 1040 mm. KJas: Germanıscher Lloyd.
Gl. 100 a 4 Floatin Grane,
Tank Kapasiteleri: Tatlı su: 10 ton, Yakıt: 47 ton, Balast: 180 ton, Jene-
ratörier 1 adet Caterpiller 3304,135 KVA. 1 adet Caterpiller D 343,250
KVA.
Kreyn sistemi: Tîp: Monitowoc 4600 hoıst type 390. platform Ringer
RSW,
Bum boyu: 55 m. (azami 91 m.)
Kaldınm kapasitesi: Statik 135 ton, 18 m. açevelada (49 m.lik bum ıle
azami 3151.)
Dimanik: 45 ton. 45 m. açevelada, Dönmede azami çpkme: 50 m/daki-
kada 11.5 ton, azami dönme hıa: 1 devir / dakika,
Güverte teçhizatı: Açık güverte alanı: 960 m2
, tonoz demirleri: 4 x 3.5
ton tekne yapım yıü itibanyla 17 yaşında bulunmaktadır. Dolayısıyla
özellikle tekne dubası çebk malzeme yönünden vıpranmış ve eskinîiş bu-
lunmaktadır. Ancak bazı bakımlannın yapılarak duba saclanmn bir kıs-
minın yenilendiği, bu tip deniz araçlannın ekonomik ömrü olarak büınen
ortalama 25 yüın, yaklaşık yüzde 70"ini tamamlamış olan teknenin yapı-
lan bu onanmla kısmen yenilendiği anlaşümışür. Teknenin vıncı ve meka-
nik aksamı. değerinin büyük yûzdesini tutmaktadır. Mekanık aksamı
bakımlı ve iyi durumdadır.
Kıymeti: Bilirkişice yüzer vinç ve dubaya 25.000.000.000- TL kıymet
takdır edılmıştır.
Saüş ŞartUn - Yeri re Zamam: 1- Birinci açıkartürması, Pendik lcra
Müdürlüğünde 12.09.1994 günü saat 14.00'ten 14.30'a kadardır. bu art-
Urmada, takdiı edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa
alacaklan mecmuunu ve saüş masrailannı geçmek şartı ıle en çok arttıra-
na ihale edilecektir. Böyle bir bedelle ahcı ve talipli çıkmazsa ençok arttı-
ranın taahhüdü bakı kalmak şartı ile satış 10 gün uzaularak yine Pendik
lcra Müdürlüğü'nde 22.09.1994 günü saat 14.00'ten 14.30'a kadar ikinci
açtkartnıması yapılacak. Bu artürmada'da rüçhanlı alacakhlann alacağı-
nı ve saöş masraflannı, takdir edilen kıymetin yüzde 40'nı geçmek şarü ile
en çok artürana ihalesi yapılacaktır.
2- Artürmaya ıştirak edeceklerin, takdir edilen kıymetin yüzde 20'sa
nispetinde pe>
r
akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat
mektubunu vermeleri lazundır. Saüş peşın para Uedir, alıcı ıstediğinde 20
günü gecmeroek üzere mehil verilebiİir. Tellaliye resmi, ıhale damga pulu,
tapu ahm hara, tahliye ve teslim masraflan alıcıya aittir. Bınkmiş vergi
borcu saüş bedelinden ödenir. KDV alıaya aittir.
3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgılilerin (•) bu gayjimenkul üzerin-
deki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı
belgeler ıle on beşgün içinde dairemize bildirmeleri lazundır: aksi takdırde
haklan tapu sicili ile sabit olmadikça paylaşmadan hariç bırakılacaklar-
dır.
4- Saüş bedeli hemen veya verilen mûhlet ıcınde ödenme/se tcra ve İJlas
Kanunu'nun 133. maddesi gereğınce ıhale feshedilir. İki ıhale arasındaki
farktan ve yüzde 30 faizden alıcı ve kefıllen rncsul tutulacak \e hiçbir hük-
me hacet kalmadan kendılennden tahsıl edilecektir.
5- Şaıtname, ilan tarihinden iübaren herkesin görebilmesi için ddirede
açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıaya bir örneği gönderilebi-
lir.
6- Saüşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul
etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak ısteyenlerin 993/1609 Tal. sayıb
dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur.
(lc lf. K. 126)
(*) Ögflfler tabirioe irtifaJt hakkı saUplni de dairiidv.
Basm:8288