Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22TEMMUZ1994CUMA
DIZIYAZI
Italya'nın Moskova eski büyükelçisi Sergio Romano Cumhuriyet için yazdı
Dünyaher türKideğişimegebeAmerikah bilim adamı Francis. Fukuyama,
"Time literary SuppJement" üzerine uluslarara-
sı siyasanın kötümser yorumculan ile tartışma-
ya gjrer. Ona göre dünyanın 'soğuk savaş yıllan'-
na benzer bir güvensiz ortamda bulunduğu doğ-
ru değildir. Savaşın artık uzak ve denenilemez
bir tez olduğu bu dönemde, San Francisco'dan
Vladivostok'a ve Tokyo'ya kadar bir güvenlik
alanı ve banşın temeli vardır. Ama Fukuyama'-
nın güvenli gösterdiği bölge yeryüzünün ancak
beşte biri. Büyük banşın bedeli 80'li yıllann so-
nunda ödendı. Yerini uygar dünyayı Lübnan
Körfezi'nden, işgal altındaki Filistin topraklan-
ndan Afganistan'a, Bosna'dan Kafkasya'ya,
Somali'den Sudan'a kadar kana bulayan İcüçük
savaşlara bırakü. Yüzyılın sonunda dünyanın
durumu, bizi 80'li yıllann sonundaki gelişmeleri
gözden geçirmeye zorluyor.
'Soğuk savaş'ın iki kutup oluşturması, ulusla-
rarası siyasanın kurallannı köklü bir biçimde
değiştirdı. Aşağı yukan yanm yüzyıl kadar önce
her devlet kendi çıkarlannı Doğu-Batı ilişkileri-
nin doğrultusunda korumak ve geliştinnek zo-
runda idi. Kutuplaşma, 800'lü yıllann ikinci
yansından itibaren uygulanan Jeopolitik kural-
A BD'nin kararsızlığı diğer
kararsızlıklara ve daha uzun
süre belirli bir düzene
kavuşamayacak 'tedirgin bir
dünya'ya yol açıyor. Artık
devlet adamlannın,
planlamacılann, strateji
uzmanlannın, açık politikalar
ve askeri konumlar üzerinde
çalışmalan devri sona erdi.
Şimdi bütün devletlerin uyanık
kalması gereken, her türlü
değişime gebe bir dönem
başladı.
lan belli bir düzene koydu. Jeopolitik durumu
saptarken ya da harakete gecirirken kendi coğ-
rafi durumu ve deniz ulaşımı, iletişim yollannın
denetimi, sınır ihlalleri, madenler, enerji kay-
naklan ve komşu ülkelerin çatışan çıkarlan gibi
konulann göz önünde bulundurulması gereki-
yor. Görüldüğü üzere her ülke kendi çıkarlan
için teıikte olmah. Yoksa yapılacak mücadek,
gerektiğinden daha karmaşık olabilir. önceleri
geniş birjeopolitik uzlaşım, uzun süre global bir
yapı oluşturarak bölgesel çözümlere de yardımcı
oluyordu.
IKutuplaşmanın bitişiyie
ortaya çıkan sonuçlar
Kutuplaşmanın bitişiyle ortaya iki sonuç çık-
tı. Birincisi birçok ülkenin, geniş sınırlanrun
özerklikleri kendilerine geri verildi. Bir başka so-
nucu da soğuk savaşın değiştirdiği bütün jeopo-
litik konumlan eski durumuna getirmesiydi. Al-
manya ve Türkiye'nin durumuna bakarak. so-
ğuk savaş sonucu bu iki ülkenin nasıl birbirle-
rine yaklaşüklan ve aynı yönde dış politika izle-
dikleri anlaşılır. Şu anda her iki ülke de teorik
olarak serbest bir biçimde çok farkb bir siyasa
izliyor. Almanya, Reno"dan Ukrayna'ya, Baltık
Denizi'nden Adriyatik'e kadar büyük bir Al-
man "Commeımealth - Uluslar TophıluğıT ya-
ratma yoluna gidebilir. Türkiye ise kendi açısın-
dan iki farklı yöne hareket ediyor. Avrupa Top-
luluğu'na doğru yöndeki hareketinin amaa ken-
di modernleşme hareketlerini ve gelişimini tak-
viye etme isteğjdir. Eski Sovyeüer Birliği'nin gü-
neyindeki cumhuriyetlere yönelik hareket ise
burada güçlü bir ortakJık kurma eğilimidir.
Son aylarda gündeme gelen, daha doğrusu ye-
niden ortaya çıkan bir Karadenizjeopolitik ala-
nı olayı da var. Kahramanlan; Rusya, Türkiye,
Sergio Romano'ya göre, büyük banşın bedeli 80'li > ıllaruı sonunda ödendi ve yerini uygar dünyayı, Lübnan Körfezi ve işgal altındaki Filistin top-
rakJanndan Afganistan'a, Bosna'dan Kafkasya'ya, Somali'den Sudan'a kadar kana bulayan küçük savaşlara bıraktı.
Portre
Tarihçi, gazeteci
ve (liploıııat
Sergio Romano, 1929'daVicenza'dadoğdu,
GençEkgünlerinde 1952"yedegin gazetecîlik
yapö. 1952-54'te ABD'yegiderekeğitim
gördü ve ülkesine dönünce diplomathğı seçti.
îtafya'mn NATO DaimiTemsilcisi ve
Sovyetler Biriiği'nin ea önemli günlerinde
(1985-89) Moskova Büyükeiçjlığiyapu.
Daha sonra diştşlerinde KüMrGenel
Müdürû olduktansonraemekliye aynidi.
üzmanhk alanian S00-900İÜ yıliar Jtai^a ve
Fransa tarihidir. Şon zamanlarda, biri Itaiya
felsefesi ve ikincisi Sovyetter'de oîuşan iki
yetıi düşünce hakkında olmak üzereiki kitap
yazdı. ABD'nin ünlü üniversitekrinden
Berketey vc Harvard'daöğreüm üyeüği
yapü. Italyan LaStampagazetesinde
makaleleryayımiadi. t
Ukrayna, Gürcistan, Romanya, Bulgaristan ve
Ermenistan. Ama hâlâ bilemediğimiz konu han-
gi tip birleşmeyle aralanndaki güvensizliğin üs-
tesinden gelecekleri. Bu konuda Rusya'nın rolü-
nün ne olacağını da merakJa beklemekteyiz. Ha-
ziran 1992'de İstanbul'da imzalanan anlaşmaya
göre bir sorunun varlığı saptanıp sınırlanması ve
işbirliği için çalışılması sağlanmıştır.
1989'daki olaylar, uluslararası patlama biçi-
minde yorumlanabilir. Orada açıkça karşıt cep-
heler ve basit yapılanmalar bulunuyordu: Şimdi
ise kanşık bir jeopolitik durum söz konusu. Bu
durumda anlaşmalarda da umulmadık bir bi-
çimde işbirliği olanaklannın arttığı görülüyor.
Soğuk savaşın büyük kıtası şimdi bir adalar gru-
buna dönüşmüş durumda. Bu tabloda her dev-
let de bir ada. Teorik olarak bu adalar dış siyasa-
lannda "tous azimudıs"u (çok yönlülük) gerçek-
leştirebiliyorlar. Bu ortamda her varsayım boş
ve tabansız kalıyor.
Sergio Romano
Uluslararası duruma göz atahm. Uluslararası
siyasayı tanıyabilmek ve değerlendirebilmek,
gelişmeleri özümseyebilmek, ancak yine geniş
yelpazede olaylan algılamakla olası. Örneğİn;
Amerika Birleşik Devletleri'nin dış siyasası. bü-
yük Maastricht bunalımından sonra Avrupa
Topluluğu'nun profili, Deng'in ölümünden son-
ra Çin, yeniden yapılanmadan sonra Rusya, Ja-
ponya'nın Asya siyasası, Somali hareketinin ba-
şanya ulaşamamasından sonra BM'nin rolü ve
uzun Yugoslavya bunalımı.
Bilinmeyen en büyük dış siyasa, Amerika Bir-
leşik Devletleri'nin yürüttüğü siyasadır. Clin-
ton'un seçimleri kazandığı sırada dünyadaki
olaylar bu derece önemli değildi. Ama hemen
arkasından dünyanın bakışlan doğrudan doğ-
ruya Beyaz Saray'a yöneldi ve ainton'un kapısı
çalınmaya başladı. ABD'den olaylara el atması
isteniyordu. O günden sonra bir diplomatik te-
razi ortaya çıktı. ABD o sırada soğukkanhlık ve
tedbirlilikle, ilkelerine bağlılık ve kararsızlık ara-
sında gidip geliyordu. Dünyanın tek süper gücü
bu iki uç tutum arasında kalmıştı. Dünya sahne-
sinde son yanm yüzyılda kazandığı rolünden
vazgeçemiyor, gerçekte geçmek de isfemiyordu.
Aynca sorumluluklannın sonuçlannı gün be
gün ödeme niyetinde de değildi.
IABD'nin kararsızlığı tedirgin
bir dûnyaya yol açıyor
Avrupa Topluluğu'nun dış ve askeri siya-
sasının olmasını arzu etmiyordu, Japonya'nın
Amerikan pazanna ihracaünı bir disiplin içeri-
sınde gerçekleştirmesini istiyordu. BM'den.
Lockerbie'deki katliamın sorumlusu olduğu
halde İngiliz ya da Amerikan adaletine suçlulan
vermeyen Kaddafi'yı cezalandırmasını talep edi-
>ordu. Kuzey Kore'nin askeri amaçlı nükleer
çalışmalanru durdurmasını. Ukrayna'nın füze-
leri sökmesini istiyordu. Eski Yugoslavya halk-
lannın savaşmayı bırakması için çahşıyordu.
ABD. bu amaçlannı "gücünün bedeli"ni ödeme-
den elde edebileceğine inanıyor.
ABD'nin iç sonınlanvla, kamuoyunun bir
bölümünü oluşturan yeni yalıtlanmacılarla kafa
yoran Clinton, dünya liderliğinin bir yetenek ve
derin sabır işi olduğunun farkına varamamış du-
rumda. Bunun için güçlü olmak ve büyük olay-
larda gücünü göstermek yetmez. Küçük olayla-
ra da aynı duyarlıhk gösterilmelidir.
Bir zamanlar, devlet adamlan, katliamcılar,
düzenleyiciler, o andaki duruma ilişkin açık bir
siyasa ve askeri düzen içerisinde çalışıyorlardı.
Ancak durum değişti. ABD'nin kararsızlıği di-
ğer kararsızlıklara ve daha uzun süre belirli bir
uluslararası düzene kavuşamayacak "tedirgin
bir dönya"ya yol açıyor. Artık devlet adamlan-
nın, planlamacılann. strateji uzmanlannın, açık
politikalar ve askeri konumlar üzerinde çalışma-
lan devri sona erdi. Şimdi bütün devletlerin uya-
nık kalması gereken, büyük kararsızlıklar yara-
tan, her türlü değişime gebe bir dönem başladı.
Yarın: ÇevreciFransa
Cumhurbaşkanhğı adayı
Rene Dumont
Y A Y I N H A K K I E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
CALISANLARIN S0RULARI/S0RU1NLARIYILMAZ SİPAL
u
Kız kardeşime yetlııı aylığı da bağlanır mı?"
Soru Kız kardeşim Bağ-Kur emeklisidir. Kendisi gibi, Bağ-Kur
emeklisi olan eşi bir süre önce vefat etti. Memur emeklisi
olan babamız ise >ıllar önce vefat etmişti. Kız kardeşimin
sorunu, babasından bağlanacak yetim avlığı ile ilgili.
Damştıgımız bazı kimseler, Bağ-Kur'dan hem kendi emekli
ayuğını bem de esinden dul aylığı aldığı için Emekli San-
diğı'ndan yetim ayuğı alamayacağını sö>lediler. Bazı kişiler
de Bağ-Kur'dan çift maaş alamayacağını söylediler. Ben de
halen devlet memunı olarak çalışıyonım. Emekli Sandığı
Kanunu'nun konuyla ilgili bölümünü inceledim. Ancak kar-
deşimin konumunda olanlara, ne aylık bağlanacağına ne de
bağlanamayacağına dair bir madde buldum.
Kız kardeşime babamızdan yetim ayuğı bağlanmasına engel
bir madde kanunda v ar mı?
(S.E)
YANTT: Öncelikle Bağ-Kur Yasası'run 45. maddesi uyannca
gerek erkek. gerekse kadın eşlerden biri öldüğünde, sosyal güven-
lik kurumlannın herhangi birinden aylık alıp almadığjna bakıl-
maksızın, çocuğu olmayan dul eşe yüzde 75, çocuğu olan dul eşe
" ise yüzde 50 oranında dul ayhğı bağlanır.
Bağ-Kur Yasası ile diğer sosyal güvenlik yasalannda yaşlılık
ya da emekli aylığı ile birlikte dul ayhğının abnmasını engelleyen
bir hüküm yoktur.
TC Emekli Sandığı Yasası'nın 92 ve 93. maddelerinde emekli,
dul ve yetim aylıklannın hangi koşullarda kesileceği belirtilmiş-
tir. Bu maddelere göre:
a) Türk vatandaşlığindan çıkanlan, Türk vatandaşlığinı bıra-
kan, yabancı memleket uyruğuna girenlerin (çifte uyruklular
hariç).
b) "Evlenen dul eşierin, anne ve kız ile erkek çocuklarm" (harp
malülleriyle evienen kadınlar hanç),
c) Muhtaç durumdan çıkan anne ve babanın,
d) Erkek çocuklardan öğrenim dışında kalanlar 18 yaşmı, or-
taöğrenimde olanlar 20 yaşım, yükseköğrenim yapanlann 25
yaşıru doldurduklannda aykklan kesilir.
Emekli Sandıği'ndan yetim ayhğı almakta iken yine Emekli
Sandığı'na bağlı bir göreve atanıp Emekli Sandığı iştirakçisi
olanlarla kendi çalışmasından sandıkça emekli aylığı bağlanan
dul ve yetimlerin de yetim aylıklan kesilir.
Bunun dışında, gerek Bağ-Kur'dan gerekse Sosyal Sigoralar
Kurumu'ndan yaşhlık ve dul aylığı almakta iken Emekli Sandığı
emeklisi olan anne ya da babasını kaybedenlere aynca, Emekli
Sandığı'nca yetim ayhğı bağlanmasmı engelleyen bir hüküm bu-
lunmamaktadır.
ILAN
T.C.
BAYBURT ASLtYEHUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo:1980 16
KararNo: 1990407
Davaa Maliye Hazinesi tarafından davalılar Bayburt Mutlu kö-
yünden Kazun Kocaman ve 6 arkadaşı aleyhine mahkememize acıl-
rruş olan davada.
Bayburt Mutlu köyünde kain 81 parsel nolu taşınmazın fazla mik-
tannın tapusunun iptali ile Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline
karar verilmesi islemniş olup, mahkememizce verilen 25.9.1990 tarih-
li kararla krokide A ve B ile gösterilen yerlerin tapusunun iptali ile
mera ve taşlık olarak tespitine karar verilmiş olup, karar davacı Hazi-
ne tarafından temyiz edilmiş olmakla karar ve temyiz dilekçesi, Bay-
burt Mutlu köyünden Kazım Kocaman, Salih Kocaman, Ümihan
Kenter ve Sefer Kocaman'a tebliğ edilemediğınden ilanen tebliğine
karar verilmiş, iş bu ilan. tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz
ve cevap dilekçesi verilmediği takdirde dosyanın Yargıtay'a gönderi-
leceği HUMK.'nın 213 ve mütakıp maddeleri gereğince tebligat yeri-
ne geçerli olmak üzere ilan olunur.
Basm: 49757
TC
tSTANBUL 9. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo:1991'179
Davaa Milli Savunma Bakanlığı tarafından davalılar M. Feridun
Çizer. Galip Savaşkan, Atef Mehammed Ayesh, Osman Gümüşay.
Mustafa Karamanlı ve arkadaşlan aleyhine açılan 2942 sayılı k.nun
17. md. göre tesçil davasında:
Mahkememizce yapılan 11.11.1993 tarihli oturumda: Davanın ka-
bulüne, dava konusu Adalar, Heybeliada, lsmet Inönü Cad. Tersa-
nea Iskelesi mevkii 23 pafta, 94 ada, 32 parsel sayılı, tapuda Mehmet
Kamil Abdüş adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının 2942 sayılı ka-
mulaştırma k.nun 17. md. uyannca davaa Milli Savunma Bakanlığı
adına tapuya tesciline, ilam hara 19.000 TL ile davaa taraf için takdir
olunan 24.800 TL avukathk ücreti ve 240.000 TL mahkeme masraf-
lanrun davalılardan tahsıli ile davaa tarafa ödenmesine. karar veril-
miş olup, yapılan tüm araşürmalara rağmen tebligata açık adresleri
tesbit olunamıyan yukanda isimleri yazılı davalılar adına ilanen tebli-
gat icrasına kararv erilmiş olup, adı geçenlerin ışbu ilanın yayın tari-
hinden itibaren kanuni süresi içerisinde temyiz yoluna başvurmalan
aksi halde karann kesinleşeceğı davetiye yerine geçerli olmak üzere
ilanen tebliğ olunur.
Basın: 31576
CEYHAN 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
1990 45
Davaa Maliye Hazinesi vekili tarafından davalılar Kadir Kurt
vs. aleyhine açılan tapu iptali, tescil davasının yapılan açık duruşması
sonunda:
Mahkememiz dosyasında davalılar Hasan kızı Elif Kurt (Tiriş).
Hasan oğlu Hasan Kurt, Mustafa eşi Öznur Kurt, Fatma oğlu Kadir
Milli, Ahmet ve Sıdıka çocuklan Emine Abadan (Şimşek). Şükrü
Abadan, Esma Abadan, Abdullah ve Ümmügülsüm çocuklan Salih
Kurt, Zahide Kurt (Gözübüyük), Rema ve Ayşe çocuklan Yüksel
Seyhan (Yılmaz), Hasan ve Ayşe çocuklan Münire Öztürk (Sirum),
Safıye Oztürk (Onal), Hallı öztürk, Selami Öztürk, tsmail Öztürk,
Aü oğlu Halil Abadan, Mehmet kızı Rabia Abaş (Yılmaz), Mevlüt
oğlu Hasan Abaş, Talip kızı Dilvaris Abaş, Meryem Abaş, ömer
Abaş'ın yapılan tüm araşürmalara rağmen tebligata yarar açık adres-
leri tesbit edilemediğinden adlanna ilanın dumşma gününün tebliği-
ne karar verilmişür.
Adı geçen davalılann duruşmanın bırakıldığı 15.9.1994 günü saat:
9.00'da mahkememizde bizzat buluranalan veya bir velulle temsil
edilmeleri 7201 sayılı tebligat kanunun ilgili maddeleri gereğince ila-
nen tebliğ olunur. 1.7.1994
Basm: 49736
ANKARA... ANKA.
MÜŞERREF HEKtMOĞLU
İda'dan Btam Yokuş'a-
Havran'a varınca bahçeme gelmiş gibi sevinirim. Bir
özlemi dindirmenin coşkusuyla çarpar kalbim. Zeytinlik-
lerin yeşilinden körfezin mavisine ulaşır, denizi koklarım
çok geçmeden. Bilge dostum İda'yı kucaklarım. Ona ne-
ler anlatacağım, 0 da bana nasıl gülümseyecek kimbilir?
Uzun kıştan, kardan, buzdan, başkentin geriliminden,
insanların, kurumların kirinden pasından sonra denize
varmak güzel bir olay. Her şey geride kalıyor birden, kar-
şıda güneş, pembe pembe gülüyor, küçük ay parlıyor
gökte, bir kulaç, bir kulaç daha mutlulugu yakaladığını
hissediyor insan. Dinlencenin gizi de bu galiba. Doğayla
bütünleşerek özünü onarıyor, gücünü tazeliyorsun, dün-
yaya, insanlara yeniden gülümsüyorsun, yeniden tırma-
nıyorsunyokuşları.
Denlzden sonra dağda aldım soluğu. Tahtakuşlar'a git-
tik ertesi akşam. Alibey Kudar, eşi, oğlu, gelini ve torunla-
rıyla buluştuk. ida'nın eteklerinde, Sankız'ın saçlarının
uzandığı bir tepede bir sanat merkezi oluşuyor giderek.
Etnografya Galerisi bir kitaplığa kavuşacak yakında, de-
ğerli şanatçımız Selim Turan'ın adını taşıyan salonda da
çağdaş ressamların sergileri birbirini izliyor. Şu günlerde
Lütfü Günay'm sergisi var. Çanakkale çevreslnden, Tah-
takuşlardan görüntüler yapmış şanatçımız. Güzel bir
doğa parçasını usta bir fırçada seyretmekçok hoş. Tahta-
kuşlar'ı yansıtan tablolardan birini alıp Ankara'ya götür-
meye karar verdim bir anda. Kardeşim ve eniştem de
Çanakkale koylarmda dolaştı bir süre. İki tablo arasında
seçirri yapamadılar. Biri Nara Burnu'ndan, öteki Kilitba-
yırı'ndan grüntüler. Nara Burnu'na hüzünle bakıyor Sela-
hattin özgür. Çünkü orada sevdiği arkadaşlan yatıyor,
Dumlupınar Oenizaltısı'nın Naboland ile çarpışarak battı-
ğı zaman şehit olanlar. Kilitbayırı'nın çağrışımları daha
başka kuşkusuz, hepimizi onurlandıran çağrışımlar. Ça-
nakkale Boğazı'nı savunanların anılarını canlandırıyor
Lütfü Günay. özgürler de 0 tabloyu seçti. Galeriden bah-
çeye indik, güzel gelin Server Kudar'ın oyalarına, Türk-
men kadınlannın sandığına uzandık sonra. Başak sapla-
rından yapılmış oyalara. Kiminde karanfil kokusu var,
kiminde kekik. Sarıkız kekiği, mor kekikler, nanelerle ida-
(Kazdağı)'nın yeşiline bulandık. Hangi kekiği neyle kulla-
nacağımızı anlattı Server Bacı. Kimini etle, kimini makar-
nayla, kimini kaynatıpciğerlerimize rahatlık vermekiçin...
Alibey Kudar, Etnografya Galerisi'nin kitaphğını açma-
ya hazırlanıyor önümüzdeki günlerde. Çok sayıda kitap
bağışı var, daha da olabilir, ama kitapların sayısı değil
içeriği önemli bence. Çünkü kitaplığı araştırmacılara aç-
mayı amaçlıyor Kudarlar. Bilimsel araştırma yapanlara
kaynak olmasını istiyorlar. Türkmen kültürüyle ilgilenen-
lergelsin, konukları olsun, araştırmasını yapsın istiyorlar.
Ülkemizde ilk kez yaşanan bir olay bu; Kudar ailesinin dar
olanaklarıyla gerçekleşmesi de düşünülemez. İlgi ve
destek gerekiyor. Oysa galerinin de hayli eksiği var. Kör-
fez kıyılannda dinlenceye gelenlerin büyük ilgisine kar-
şın, bu ilgi örgütlenemiyor, Kudar ailesinin özverisiyle
yürüyor işler. UNESCO'daki temsilcimiz Büyükelçi Pulat
Tacer çok uğraştı ama olumlu sonuca ulaşamadı 0 çaba-
lar. İda'nın eteğinde bir Tahtakuşlar Köyü, köyde bir Et-
nografya Galerisi, dünyada da az rastlanır bir olay, ilgiyle
dinleniyor, ama ilgi gösterilmiyor! Büyükelçi Tacer'in ça-
balarına hâlâ umutla bakıyorum ben. Çünkü onu yakın-
dan tanıyorum, bir şeye karar verirse sonucu alır.
•••
Lütfü Günay'ın sergisini gezenler arasında okurlarımız
da var. ilk kez karşılaşıyoruz, eski dostlar türü kavuşuyo-
ruz. Tahtakuşlar, Nara Bumu, Kilitbayırı'ndan Ankara'ya,
Istanbul'a üzanıyor söyleşiler. Kazdağı'ndan iniyor, Bi-
zim Yokuş'a tırmanıyoruz sonunda. Sorular, eleştiriler,
beklentilerle bir çıkmaza daldık nerdeyse! Turgut özal -
ın sözü gerçekleşti, ülkemizde iki buçuk gazete kaldı"
diyenler var. Basm için kullanılan deyimlerin yanlışlığını
belirtenler var. Tirajın tekölçü olmadığını söylüyorlar. Bir
yayın kuruluşunun ülkemizin gündemindeki sorunları
çarpıtarak, sağlıksız kamuoyu oluşturarak büyüyemeye-
ceğini savunuyorlar. Gerçekleri yansıtarak, halkın sözcü-
lüğünü yaparak etkinlik kazandığmı belirtiyorlar. Devlerle
cüceler arasındaki yarışı her zaman devlerin kazanmadı-
ğını, soluğu ve yüreği olanların gücünü öne sürüyorlar.
Cumhuriyet okurlarınayaraşır biryaklaşım kuşkusuz. Bir
gazetenin, yazarın gerçek ödülü de bu elbet. Mesleğimiz
bir yaşam biçimi her şeyden önce. inancımızla, belli ilke-
ler doğrultusunda sevgiyle, özveriyle oluşuyor ama ör-
nekler azalıyor giderek. Çoğalması için gecikmeden
önlem almak, inanılırlığımızı, güvenilirligimizi kazanmak
gerekiyor. özeleştiriyeyönelmemiz, görevvesorumlulu-
ğumuzun bilincini değiştirmemiz, meslek içi eğitime ön-
celik vermemiz gerekiyor. Meslek kuruluşlarına da büyük
görev düşüyor bu yolda.
Gazeteciler Cemiyeti'nin Basm Özgürlüğü Ödülü'nü de
özendirici bir olay diye yorumluyorum ben. Meslek dalla-
rında bir yarışma, çalışanlara başka bir soluk, basınımı-
zın yaşadığı darboğazları aşmak için bir umut verir. Ödül-
lenen kişiler için öngörülen ölçüler de iyi bir örnek, bir ışık
olur genç kuşaklara.
Mutlu bir olay, karanlığa karşı ışığını yitirmeyen kişiler
de kuruluşlar da hâlâ var toplumumuzda. Solukları bitmi-
yor, savaşları ödülleniyor.
Çünkü ortak savaşımız bu, mutlaka kazanacağız?
Basın Özgürlüğü Ödülü'nü verenleri de alanian da bu
umutla kutluyorum.
BULMACA
1 2SOLDAN SAĞA:
1/ Kimi güç doğumlarda
çocuğun başını tutup dı-
şan çekmeye yarayan
araç. 2/ Eski Yunan'da
müzisyenJerm konser
verdiğı basamaklı yer...
Kraliçe. 3/ Erişmiş, ulaş-
mış... Yabanıl hayvan
bannağı. 4/ Hz.Muham- 6
med'in meclislerinde ve
konuşmalannda bulun-
muş kimseler. 5/ Ses...
Yerdeki kann yüzünde
buz tutmuş olan tabaka.
6/ En kısa zaman süresi... Mekân.
II İki yanı ağaçhklı geniş kent yo-
lu... Ateş. 8/ Hasattan sonra tarla
ya da bahçelerde kalan üriinleri
toplama. 9/ Yunan mitolojisinde
savaş tannsı... Gehr.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Sinema dilinde, bir görüntünün
yavaş yavaş kaybohnası ya da be-
lirmesine verilen ad... Altından
sopa gösterilir. 2/ Serbest meslek
adamlannı içinde toplayan resmi
birlik... Havaalanlannda bulunan ve çevredeki uçuşlan denet-
lemeye yarayan sistem. 3/ Küçük tekne kaptanı... "Gün bitti,
ağaçta — söndü / Yaprak ateş oldu, kuş da yakut" (Ahmet Hâ-
şim). 4/ Padişahm muhafızlığînı yapan asker sınıfı... Kesinlikle
uyulması gereken Kuran ve hadis hükümleri. 5/ Hayvanlara
vurulan damga... Çoğu kez içinde yapıt kalınulannın bulundu-
ğu yayyan tepe. 6/ ödünç verme... Adlan sıfat yapmakta kulla-
nılan bir yapım eki. 7/ Dağda yolunu kaybeden yolculan kur-
tarmasıyla ünlü iri bir köpek cinsi. 8/ Denk... Gözleri görme-
yen. 9/ Ekin yığını... Müslümanlarca belirli zamanlarda
okunması adet olan dualar.