20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22TEMMUZ1994CUMA DIZIYAZI Italya'nın Moskova eski büyükelçisi Sergio Romano Cumhuriyet için yazdı Dünyaher türKideğişimegebeAmerikah bilim adamı Francis. Fukuyama, "Time literary SuppJement" üzerine uluslarara- sı siyasanın kötümser yorumculan ile tartışma- ya gjrer. Ona göre dünyanın 'soğuk savaş yıllan'- na benzer bir güvensiz ortamda bulunduğu doğ- ru değildir. Savaşın artık uzak ve denenilemez bir tez olduğu bu dönemde, San Francisco'dan Vladivostok'a ve Tokyo'ya kadar bir güvenlik alanı ve banşın temeli vardır. Ama Fukuyama'- nın güvenli gösterdiği bölge yeryüzünün ancak beşte biri. Büyük banşın bedeli 80'li yıllann so- nunda ödendı. Yerini uygar dünyayı Lübnan Körfezi'nden, işgal altındaki Filistin topraklan- ndan Afganistan'a, Bosna'dan Kafkasya'ya, Somali'den Sudan'a kadar kana bulayan İcüçük savaşlara bırakü. Yüzyılın sonunda dünyanın durumu, bizi 80'li yıllann sonundaki gelişmeleri gözden geçirmeye zorluyor. 'Soğuk savaş'ın iki kutup oluşturması, ulusla- rarası siyasanın kurallannı köklü bir biçimde değiştirdı. Aşağı yukan yanm yüzyıl kadar önce her devlet kendi çıkarlannı Doğu-Batı ilişkileri- nin doğrultusunda korumak ve geliştinnek zo- runda idi. Kutuplaşma, 800'lü yıllann ikinci yansından itibaren uygulanan Jeopolitik kural- A BD'nin kararsızlığı diğer kararsızlıklara ve daha uzun süre belirli bir düzene kavuşamayacak 'tedirgin bir dünya'ya yol açıyor. Artık devlet adamlannın, planlamacılann, strateji uzmanlannın, açık politikalar ve askeri konumlar üzerinde çalışmalan devri sona erdi. Şimdi bütün devletlerin uyanık kalması gereken, her türlü değişime gebe bir dönem başladı. lan belli bir düzene koydu. Jeopolitik durumu saptarken ya da harakete gecirirken kendi coğ- rafi durumu ve deniz ulaşımı, iletişim yollannın denetimi, sınır ihlalleri, madenler, enerji kay- naklan ve komşu ülkelerin çatışan çıkarlan gibi konulann göz önünde bulundurulması gereki- yor. Görüldüğü üzere her ülke kendi çıkarlan için teıikte olmah. Yoksa yapılacak mücadek, gerektiğinden daha karmaşık olabilir. önceleri geniş birjeopolitik uzlaşım, uzun süre global bir yapı oluşturarak bölgesel çözümlere de yardımcı oluyordu. IKutuplaşmanın bitişiyie ortaya çıkan sonuçlar Kutuplaşmanın bitişiyle ortaya iki sonuç çık- tı. Birincisi birçok ülkenin, geniş sınırlanrun özerklikleri kendilerine geri verildi. Bir başka so- nucu da soğuk savaşın değiştirdiği bütün jeopo- litik konumlan eski durumuna getirmesiydi. Al- manya ve Türkiye'nin durumuna bakarak. so- ğuk savaş sonucu bu iki ülkenin nasıl birbirle- rine yaklaşüklan ve aynı yönde dış politika izle- dikleri anlaşılır. Şu anda her iki ülke de teorik olarak serbest bir biçimde çok farkb bir siyasa izliyor. Almanya, Reno"dan Ukrayna'ya, Baltık Denizi'nden Adriyatik'e kadar büyük bir Al- man "Commeımealth - Uluslar TophıluğıT ya- ratma yoluna gidebilir. Türkiye ise kendi açısın- dan iki farklı yöne hareket ediyor. Avrupa Top- luluğu'na doğru yöndeki hareketinin amaa ken- di modernleşme hareketlerini ve gelişimini tak- viye etme isteğjdir. Eski Sovyeüer Birliği'nin gü- neyindeki cumhuriyetlere yönelik hareket ise burada güçlü bir ortakJık kurma eğilimidir. Son aylarda gündeme gelen, daha doğrusu ye- niden ortaya çıkan bir Karadenizjeopolitik ala- nı olayı da var. Kahramanlan; Rusya, Türkiye, Sergio Romano'ya göre, büyük banşın bedeli 80'li > ıllaruı sonunda ödendi ve yerini uygar dünyayı, Lübnan Körfezi ve işgal altındaki Filistin top- rakJanndan Afganistan'a, Bosna'dan Kafkasya'ya, Somali'den Sudan'a kadar kana bulayan küçük savaşlara bıraktı. Portre Tarihçi, gazeteci ve (liploıııat Sergio Romano, 1929'daVicenza'dadoğdu, GençEkgünlerinde 1952"yedegin gazetecîlik yapö. 1952-54'te ABD'yegiderekeğitim gördü ve ülkesine dönünce diplomathğı seçti. îtafya'mn NATO DaimiTemsilcisi ve Sovyetler Biriiği'nin ea önemli günlerinde (1985-89) Moskova Büyükeiçjlığiyapu. Daha sonra diştşlerinde KüMrGenel Müdürû olduktansonraemekliye aynidi. üzmanhk alanian S00-900İÜ yıliar Jtai^a ve Fransa tarihidir. Şon zamanlarda, biri Itaiya felsefesi ve ikincisi Sovyetter'de oîuşan iki yetıi düşünce hakkında olmak üzereiki kitap yazdı. ABD'nin ünlü üniversitekrinden Berketey vc Harvard'daöğreüm üyeüği yapü. Italyan LaStampagazetesinde makaleleryayımiadi. t Ukrayna, Gürcistan, Romanya, Bulgaristan ve Ermenistan. Ama hâlâ bilemediğimiz konu han- gi tip birleşmeyle aralanndaki güvensizliğin üs- tesinden gelecekleri. Bu konuda Rusya'nın rolü- nün ne olacağını da merakJa beklemekteyiz. Ha- ziran 1992'de İstanbul'da imzalanan anlaşmaya göre bir sorunun varlığı saptanıp sınırlanması ve işbirliği için çalışılması sağlanmıştır. 1989'daki olaylar, uluslararası patlama biçi- minde yorumlanabilir. Orada açıkça karşıt cep- heler ve basit yapılanmalar bulunuyordu: Şimdi ise kanşık bir jeopolitik durum söz konusu. Bu durumda anlaşmalarda da umulmadık bir bi- çimde işbirliği olanaklannın arttığı görülüyor. Soğuk savaşın büyük kıtası şimdi bir adalar gru- buna dönüşmüş durumda. Bu tabloda her dev- let de bir ada. Teorik olarak bu adalar dış siyasa- lannda "tous azimudıs"u (çok yönlülük) gerçek- leştirebiliyorlar. Bu ortamda her varsayım boş ve tabansız kalıyor. Sergio Romano Uluslararası duruma göz atahm. Uluslararası siyasayı tanıyabilmek ve değerlendirebilmek, gelişmeleri özümseyebilmek, ancak yine geniş yelpazede olaylan algılamakla olası. Örneğİn; Amerika Birleşik Devletleri'nin dış siyasası. bü- yük Maastricht bunalımından sonra Avrupa Topluluğu'nun profili, Deng'in ölümünden son- ra Çin, yeniden yapılanmadan sonra Rusya, Ja- ponya'nın Asya siyasası, Somali hareketinin ba- şanya ulaşamamasından sonra BM'nin rolü ve uzun Yugoslavya bunalımı. Bilinmeyen en büyük dış siyasa, Amerika Bir- leşik Devletleri'nin yürüttüğü siyasadır. Clin- ton'un seçimleri kazandığı sırada dünyadaki olaylar bu derece önemli değildi. Ama hemen arkasından dünyanın bakışlan doğrudan doğ- ruya Beyaz Saray'a yöneldi ve ainton'un kapısı çalınmaya başladı. ABD'den olaylara el atması isteniyordu. O günden sonra bir diplomatik te- razi ortaya çıktı. ABD o sırada soğukkanhlık ve tedbirlilikle, ilkelerine bağlılık ve kararsızlık ara- sında gidip geliyordu. Dünyanın tek süper gücü bu iki uç tutum arasında kalmıştı. Dünya sahne- sinde son yanm yüzyılda kazandığı rolünden vazgeçemiyor, gerçekte geçmek de isfemiyordu. Aynca sorumluluklannın sonuçlannı gün be gün ödeme niyetinde de değildi. IABD'nin kararsızlığı tedirgin bir dûnyaya yol açıyor Avrupa Topluluğu'nun dış ve askeri siya- sasının olmasını arzu etmiyordu, Japonya'nın Amerikan pazanna ihracaünı bir disiplin içeri- sınde gerçekleştirmesini istiyordu. BM'den. Lockerbie'deki katliamın sorumlusu olduğu halde İngiliz ya da Amerikan adaletine suçlulan vermeyen Kaddafi'yı cezalandırmasını talep edi- >ordu. Kuzey Kore'nin askeri amaçlı nükleer çalışmalanru durdurmasını. Ukrayna'nın füze- leri sökmesini istiyordu. Eski Yugoslavya halk- lannın savaşmayı bırakması için çahşıyordu. ABD. bu amaçlannı "gücünün bedeli"ni ödeme- den elde edebileceğine inanıyor. ABD'nin iç sonınlanvla, kamuoyunun bir bölümünü oluşturan yeni yalıtlanmacılarla kafa yoran Clinton, dünya liderliğinin bir yetenek ve derin sabır işi olduğunun farkına varamamış du- rumda. Bunun için güçlü olmak ve büyük olay- larda gücünü göstermek yetmez. Küçük olayla- ra da aynı duyarlıhk gösterilmelidir. Bir zamanlar, devlet adamlan, katliamcılar, düzenleyiciler, o andaki duruma ilişkin açık bir siyasa ve askeri düzen içerisinde çalışıyorlardı. Ancak durum değişti. ABD'nin kararsızlıği di- ğer kararsızlıklara ve daha uzun süre belirli bir uluslararası düzene kavuşamayacak "tedirgin bir dönya"ya yol açıyor. Artık devlet adamlan- nın, planlamacılann. strateji uzmanlannın, açık politikalar ve askeri konumlar üzerinde çalışma- lan devri sona erdi. Şimdi bütün devletlerin uya- nık kalması gereken, büyük kararsızlıklar yara- tan, her türlü değişime gebe bir dönem başladı. Yarın: ÇevreciFransa Cumhurbaşkanhğı adayı Rene Dumont Y A Y I N H A K K I E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z CALISANLARIN S0RULARI/S0RU1NLARIYILMAZ SİPAL u Kız kardeşime yetlııı aylığı da bağlanır mı?" Soru Kız kardeşim Bağ-Kur emeklisidir. Kendisi gibi, Bağ-Kur emeklisi olan eşi bir süre önce vefat etti. Memur emeklisi olan babamız ise >ıllar önce vefat etmişti. Kız kardeşimin sorunu, babasından bağlanacak yetim avlığı ile ilgili. Damştıgımız bazı kimseler, Bağ-Kur'dan hem kendi emekli ayuğını bem de esinden dul aylığı aldığı için Emekli San- diğı'ndan yetim ayuğı alamayacağını sö>lediler. Bazı kişiler de Bağ-Kur'dan çift maaş alamayacağını söylediler. Ben de halen devlet memunı olarak çalışıyonım. Emekli Sandığı Kanunu'nun konuyla ilgili bölümünü inceledim. Ancak kar- deşimin konumunda olanlara, ne aylık bağlanacağına ne de bağlanamayacağına dair bir madde buldum. Kız kardeşime babamızdan yetim ayuğı bağlanmasına engel bir madde kanunda v ar mı? (S.E) YANTT: Öncelikle Bağ-Kur Yasası'run 45. maddesi uyannca gerek erkek. gerekse kadın eşlerden biri öldüğünde, sosyal güven- lik kurumlannın herhangi birinden aylık alıp almadığjna bakıl- maksızın, çocuğu olmayan dul eşe yüzde 75, çocuğu olan dul eşe " ise yüzde 50 oranında dul ayhğı bağlanır. Bağ-Kur Yasası ile diğer sosyal güvenlik yasalannda yaşlılık ya da emekli aylığı ile birlikte dul ayhğının abnmasını engelleyen bir hüküm yoktur. TC Emekli Sandığı Yasası'nın 92 ve 93. maddelerinde emekli, dul ve yetim aylıklannın hangi koşullarda kesileceği belirtilmiş- tir. Bu maddelere göre: a) Türk vatandaşlığindan çıkanlan, Türk vatandaşlığinı bıra- kan, yabancı memleket uyruğuna girenlerin (çifte uyruklular hariç). b) "Evlenen dul eşierin, anne ve kız ile erkek çocuklarm" (harp malülleriyle evienen kadınlar hanç), c) Muhtaç durumdan çıkan anne ve babanın, d) Erkek çocuklardan öğrenim dışında kalanlar 18 yaşmı, or- taöğrenimde olanlar 20 yaşım, yükseköğrenim yapanlann 25 yaşıru doldurduklannda aykklan kesilir. Emekli Sandıği'ndan yetim ayhğı almakta iken yine Emekli Sandığı'na bağlı bir göreve atanıp Emekli Sandığı iştirakçisi olanlarla kendi çalışmasından sandıkça emekli aylığı bağlanan dul ve yetimlerin de yetim aylıklan kesilir. Bunun dışında, gerek Bağ-Kur'dan gerekse Sosyal Sigoralar Kurumu'ndan yaşhlık ve dul aylığı almakta iken Emekli Sandığı emeklisi olan anne ya da babasını kaybedenlere aynca, Emekli Sandığı'nca yetim ayhğı bağlanmasmı engelleyen bir hüküm bu- lunmamaktadır. ILAN T.C. BAYBURT ASLtYEHUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo:1980 16 KararNo: 1990407 Davaa Maliye Hazinesi tarafından davalılar Bayburt Mutlu kö- yünden Kazun Kocaman ve 6 arkadaşı aleyhine mahkememize acıl- rruş olan davada. Bayburt Mutlu köyünde kain 81 parsel nolu taşınmazın fazla mik- tannın tapusunun iptali ile Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline karar verilmesi islemniş olup, mahkememizce verilen 25.9.1990 tarih- li kararla krokide A ve B ile gösterilen yerlerin tapusunun iptali ile mera ve taşlık olarak tespitine karar verilmiş olup, karar davacı Hazi- ne tarafından temyiz edilmiş olmakla karar ve temyiz dilekçesi, Bay- burt Mutlu köyünden Kazım Kocaman, Salih Kocaman, Ümihan Kenter ve Sefer Kocaman'a tebliğ edilemediğınden ilanen tebliğine karar verilmiş, iş bu ilan. tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz ve cevap dilekçesi verilmediği takdirde dosyanın Yargıtay'a gönderi- leceği HUMK.'nın 213 ve mütakıp maddeleri gereğince tebligat yeri- ne geçerli olmak üzere ilan olunur. Basm: 49757 TC tSTANBUL 9. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo:1991'179 Davaa Milli Savunma Bakanlığı tarafından davalılar M. Feridun Çizer. Galip Savaşkan, Atef Mehammed Ayesh, Osman Gümüşay. Mustafa Karamanlı ve arkadaşlan aleyhine açılan 2942 sayılı k.nun 17. md. göre tesçil davasında: Mahkememizce yapılan 11.11.1993 tarihli oturumda: Davanın ka- bulüne, dava konusu Adalar, Heybeliada, lsmet Inönü Cad. Tersa- nea Iskelesi mevkii 23 pafta, 94 ada, 32 parsel sayılı, tapuda Mehmet Kamil Abdüş adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının 2942 sayılı ka- mulaştırma k.nun 17. md. uyannca davaa Milli Savunma Bakanlığı adına tapuya tesciline, ilam hara 19.000 TL ile davaa taraf için takdir olunan 24.800 TL avukathk ücreti ve 240.000 TL mahkeme masraf- lanrun davalılardan tahsıli ile davaa tarafa ödenmesine. karar veril- miş olup, yapılan tüm araşürmalara rağmen tebligata açık adresleri tesbit olunamıyan yukanda isimleri yazılı davalılar adına ilanen tebli- gat icrasına kararv erilmiş olup, adı geçenlerin ışbu ilanın yayın tari- hinden itibaren kanuni süresi içerisinde temyiz yoluna başvurmalan aksi halde karann kesinleşeceğı davetiye yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 31576 CEYHAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1990 45 Davaa Maliye Hazinesi vekili tarafından davalılar Kadir Kurt vs. aleyhine açılan tapu iptali, tescil davasının yapılan açık duruşması sonunda: Mahkememiz dosyasında davalılar Hasan kızı Elif Kurt (Tiriş). Hasan oğlu Hasan Kurt, Mustafa eşi Öznur Kurt, Fatma oğlu Kadir Milli, Ahmet ve Sıdıka çocuklan Emine Abadan (Şimşek). Şükrü Abadan, Esma Abadan, Abdullah ve Ümmügülsüm çocuklan Salih Kurt, Zahide Kurt (Gözübüyük), Rema ve Ayşe çocuklan Yüksel Seyhan (Yılmaz), Hasan ve Ayşe çocuklan Münire Öztürk (Sirum), Safıye Oztürk (Onal), Hallı öztürk, Selami Öztürk, tsmail Öztürk, Aü oğlu Halil Abadan, Mehmet kızı Rabia Abaş (Yılmaz), Mevlüt oğlu Hasan Abaş, Talip kızı Dilvaris Abaş, Meryem Abaş, ömer Abaş'ın yapılan tüm araşürmalara rağmen tebligata yarar açık adres- leri tesbit edilemediğinden adlanna ilanın dumşma gününün tebliği- ne karar verilmişür. Adı geçen davalılann duruşmanın bırakıldığı 15.9.1994 günü saat: 9.00'da mahkememizde bizzat buluranalan veya bir velulle temsil edilmeleri 7201 sayılı tebligat kanunun ilgili maddeleri gereğince ila- nen tebliğ olunur. 1.7.1994 Basm: 49736 ANKARA... ANKA. MÜŞERREF HEKtMOĞLU İda'dan Btam Yokuş'a- Havran'a varınca bahçeme gelmiş gibi sevinirim. Bir özlemi dindirmenin coşkusuyla çarpar kalbim. Zeytinlik- lerin yeşilinden körfezin mavisine ulaşır, denizi koklarım çok geçmeden. Bilge dostum İda'yı kucaklarım. Ona ne- ler anlatacağım, 0 da bana nasıl gülümseyecek kimbilir? Uzun kıştan, kardan, buzdan, başkentin geriliminden, insanların, kurumların kirinden pasından sonra denize varmak güzel bir olay. Her şey geride kalıyor birden, kar- şıda güneş, pembe pembe gülüyor, küçük ay parlıyor gökte, bir kulaç, bir kulaç daha mutlulugu yakaladığını hissediyor insan. Dinlencenin gizi de bu galiba. Doğayla bütünleşerek özünü onarıyor, gücünü tazeliyorsun, dün- yaya, insanlara yeniden gülümsüyorsun, yeniden tırma- nıyorsunyokuşları. Denlzden sonra dağda aldım soluğu. Tahtakuşlar'a git- tik ertesi akşam. Alibey Kudar, eşi, oğlu, gelini ve torunla- rıyla buluştuk. ida'nın eteklerinde, Sankız'ın saçlarının uzandığı bir tepede bir sanat merkezi oluşuyor giderek. Etnografya Galerisi bir kitaplığa kavuşacak yakında, de- ğerli şanatçımız Selim Turan'ın adını taşıyan salonda da çağdaş ressamların sergileri birbirini izliyor. Şu günlerde Lütfü Günay'm sergisi var. Çanakkale çevreslnden, Tah- takuşlardan görüntüler yapmış şanatçımız. Güzel bir doğa parçasını usta bir fırçada seyretmekçok hoş. Tahta- kuşlar'ı yansıtan tablolardan birini alıp Ankara'ya götür- meye karar verdim bir anda. Kardeşim ve eniştem de Çanakkale koylarmda dolaştı bir süre. İki tablo arasında seçirri yapamadılar. Biri Nara Burnu'ndan, öteki Kilitba- yırı'ndan grüntüler. Nara Burnu'na hüzünle bakıyor Sela- hattin özgür. Çünkü orada sevdiği arkadaşlan yatıyor, Dumlupınar Oenizaltısı'nın Naboland ile çarpışarak battı- ğı zaman şehit olanlar. Kilitbayırı'nın çağrışımları daha başka kuşkusuz, hepimizi onurlandıran çağrışımlar. Ça- nakkale Boğazı'nı savunanların anılarını canlandırıyor Lütfü Günay. özgürler de 0 tabloyu seçti. Galeriden bah- çeye indik, güzel gelin Server Kudar'ın oyalarına, Türk- men kadınlannın sandığına uzandık sonra. Başak sapla- rından yapılmış oyalara. Kiminde karanfil kokusu var, kiminde kekik. Sarıkız kekiği, mor kekikler, nanelerle ida- (Kazdağı)'nın yeşiline bulandık. Hangi kekiği neyle kulla- nacağımızı anlattı Server Bacı. Kimini etle, kimini makar- nayla, kimini kaynatıpciğerlerimize rahatlık vermekiçin... Alibey Kudar, Etnografya Galerisi'nin kitaphğını açma- ya hazırlanıyor önümüzdeki günlerde. Çok sayıda kitap bağışı var, daha da olabilir, ama kitapların sayısı değil içeriği önemli bence. Çünkü kitaplığı araştırmacılara aç- mayı amaçlıyor Kudarlar. Bilimsel araştırma yapanlara kaynak olmasını istiyorlar. Türkmen kültürüyle ilgilenen- lergelsin, konukları olsun, araştırmasını yapsın istiyorlar. Ülkemizde ilk kez yaşanan bir olay bu; Kudar ailesinin dar olanaklarıyla gerçekleşmesi de düşünülemez. İlgi ve destek gerekiyor. Oysa galerinin de hayli eksiği var. Kör- fez kıyılannda dinlenceye gelenlerin büyük ilgisine kar- şın, bu ilgi örgütlenemiyor, Kudar ailesinin özverisiyle yürüyor işler. UNESCO'daki temsilcimiz Büyükelçi Pulat Tacer çok uğraştı ama olumlu sonuca ulaşamadı 0 çaba- lar. İda'nın eteğinde bir Tahtakuşlar Köyü, köyde bir Et- nografya Galerisi, dünyada da az rastlanır bir olay, ilgiyle dinleniyor, ama ilgi gösterilmiyor! Büyükelçi Tacer'in ça- balarına hâlâ umutla bakıyorum ben. Çünkü onu yakın- dan tanıyorum, bir şeye karar verirse sonucu alır. ••• Lütfü Günay'ın sergisini gezenler arasında okurlarımız da var. ilk kez karşılaşıyoruz, eski dostlar türü kavuşuyo- ruz. Tahtakuşlar, Nara Bumu, Kilitbayırı'ndan Ankara'ya, Istanbul'a üzanıyor söyleşiler. Kazdağı'ndan iniyor, Bi- zim Yokuş'a tırmanıyoruz sonunda. Sorular, eleştiriler, beklentilerle bir çıkmaza daldık nerdeyse! Turgut özal - ın sözü gerçekleşti, ülkemizde iki buçuk gazete kaldı" diyenler var. Basm için kullanılan deyimlerin yanlışlığını belirtenler var. Tirajın tekölçü olmadığını söylüyorlar. Bir yayın kuruluşunun ülkemizin gündemindeki sorunları çarpıtarak, sağlıksız kamuoyu oluşturarak büyüyemeye- ceğini savunuyorlar. Gerçekleri yansıtarak, halkın sözcü- lüğünü yaparak etkinlik kazandığmı belirtiyorlar. Devlerle cüceler arasındaki yarışı her zaman devlerin kazanmadı- ğını, soluğu ve yüreği olanların gücünü öne sürüyorlar. Cumhuriyet okurlarınayaraşır biryaklaşım kuşkusuz. Bir gazetenin, yazarın gerçek ödülü de bu elbet. Mesleğimiz bir yaşam biçimi her şeyden önce. inancımızla, belli ilke- ler doğrultusunda sevgiyle, özveriyle oluşuyor ama ör- nekler azalıyor giderek. Çoğalması için gecikmeden önlem almak, inanılırlığımızı, güvenilirligimizi kazanmak gerekiyor. özeleştiriyeyönelmemiz, görevvesorumlulu- ğumuzun bilincini değiştirmemiz, meslek içi eğitime ön- celik vermemiz gerekiyor. Meslek kuruluşlarına da büyük görev düşüyor bu yolda. Gazeteciler Cemiyeti'nin Basm Özgürlüğü Ödülü'nü de özendirici bir olay diye yorumluyorum ben. Meslek dalla- rında bir yarışma, çalışanlara başka bir soluk, basınımı- zın yaşadığı darboğazları aşmak için bir umut verir. Ödül- lenen kişiler için öngörülen ölçüler de iyi bir örnek, bir ışık olur genç kuşaklara. Mutlu bir olay, karanlığa karşı ışığını yitirmeyen kişiler de kuruluşlar da hâlâ var toplumumuzda. Solukları bitmi- yor, savaşları ödülleniyor. Çünkü ortak savaşımız bu, mutlaka kazanacağız? Basın Özgürlüğü Ödülü'nü verenleri de alanian da bu umutla kutluyorum. BULMACA 1 2SOLDAN SAĞA: 1/ Kimi güç doğumlarda çocuğun başını tutup dı- şan çekmeye yarayan araç. 2/ Eski Yunan'da müzisyenJerm konser verdiğı basamaklı yer... Kraliçe. 3/ Erişmiş, ulaş- mış... Yabanıl hayvan bannağı. 4/ Hz.Muham- 6 med'in meclislerinde ve konuşmalannda bulun- muş kimseler. 5/ Ses... Yerdeki kann yüzünde buz tutmuş olan tabaka. 6/ En kısa zaman süresi... Mekân. II İki yanı ağaçhklı geniş kent yo- lu... Ateş. 8/ Hasattan sonra tarla ya da bahçelerde kalan üriinleri toplama. 9/ Yunan mitolojisinde savaş tannsı... Gehr. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sinema dilinde, bir görüntünün yavaş yavaş kaybohnası ya da be- lirmesine verilen ad... Altından sopa gösterilir. 2/ Serbest meslek adamlannı içinde toplayan resmi birlik... Havaalanlannda bulunan ve çevredeki uçuşlan denet- lemeye yarayan sistem. 3/ Küçük tekne kaptanı... "Gün bitti, ağaçta — söndü / Yaprak ateş oldu, kuş da yakut" (Ahmet Hâ- şim). 4/ Padişahm muhafızlığînı yapan asker sınıfı... Kesinlikle uyulması gereken Kuran ve hadis hükümleri. 5/ Hayvanlara vurulan damga... Çoğu kez içinde yapıt kalınulannın bulundu- ğu yayyan tepe. 6/ ödünç verme... Adlan sıfat yapmakta kulla- nılan bir yapım eki. 7/ Dağda yolunu kaybeden yolculan kur- tarmasıyla ünlü iri bir köpek cinsi. 8/ Denk... Gözleri görme- yen. 9/ Ekin yığını... Müslümanlarca belirli zamanlarda okunması adet olan dualar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle