Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22TEMMUZ1994CUMA
14 KULTUR
l.ULUSLARARASI ISTANBUL CAZ FESTIVALTNIN ARDINDAN
Festivalsıımlıı, izkyid keşfetü vcsasınh
ASUMARO
istanbuTu bir hafta boyunca temmuz gece-
lerinde caz esintisi yaşadı Uluslararası fstan-
bui Caz Festivali'nın ünlü konuklanyla. Her
gece izlediğimiz konserlerin, Açıkhava Tiyat-
rosu'nu dolduran caz müziğinin bir de perde
arkasını yaşayanlar vardı. İstanbul'da dü-
zenknen Film, Tiyatro ve Müzik festivalle-
rinden sonra yeni doğan Caz Festivali'nin de
sanalannı İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı
çakşanlan çektı.
Şu anda mutlu bir yorgunluk yaşayan
Uluslararası tstanbul Çaz Festivali Yönet-
meni Görgün Taner. Basın ve Halkla Ilişkiler
Yönetmeni Nilgün Mirze ve Yönetmen
Yardıması Ahmet ErenM bir haftalık koşuş-
manın öncesinde ve festival sırasında yaşa-
nanlarla ve gelecek için planlananlan bizlere
aktardılar:
- Uuslararası Caz Festivali'nin birincisi ge-
çen hafta sona erdi. Geriye dömip baktığuuzda
nasıl bir değeriendinne yapıyorsumız? Hedef-
lediklerinize ulaşabildiniz mi?
GÖRGÜN TANER- Caz festivali, Avru-
pa'nın ceşitli ülkelennde algılandığı gibi çok
geniş bir yelpazeye sahip. İçinde rock olsun,
dünya müzıği olsun. blues olsun. reggae ol-
sun. her tür müziğe yer veriliyor ve bunlann
geceleri yapıhyor. Bütün bunlara verilen ge-
nel ad caz festivali. llk planlandığında mekan
adedi, konser adedi oldukça fazlaydı. Yak-
laşık 15 günlük bir festival olarak düşünül-
müştü, üç değişik mekan kullanılacaku.
Ama ekonomık koşullar, sponsor bulmak-
taki zorluklar ve izleyicilerin satın alma
güçlerindeki düşüş nedeniyle programı biraz
daralttık.
Sonuçta şöyle düşündük, tstanbul Caz
Festivali'ne bu yıl ana sahnemiz olan Açı-
khava Tiyatrosu'nda başlayahm, önemli et-
kinliklerimiz orada olsun, ve caz festivalleri-
nin geleneği olan bir gecede iki veya daha faz-
la grup geleneğini yerleşürelim, ve de bir caz
kulübü olsun, daha sonra sanatçılar oraya
gitsin, güzel bir mekanda izleyici kimliğinden
daha başka bir kimlıkle müziği dinlesinler,
konuşsunlar. sohbet etsinler. Amacımız buy-
du, bunu. zannediyorum yaptık.
Al Di Meola konseri,
'Noa'nın Akşamı', Betty
Carter konseri 'Marla Glen
Gecesi', Bobby McFerrin
akşamı da 'Kübalı grubun
çıktığı akşam' olarak
hatırlanıyor.Bu tip keşifler
caz festivallerinin ana amacı
izleyiciye yeni şeyler sunmak
ve şaşırtmak.
- Konsertere ilgi nasıtdı?
Konserlerimize ilgi vardı, yüzde 65 dûze-
yinde bir doluluk sağladık. bu bizJm için iyi.
Planladığınuz bütçenin biraz altında kaldık,
bunun bir takım nedenleri var. Yedi konserin
üst ûste gelişi ve bilet fiyatlannın, her ne ka-
dar düşük tutmaya çakşüysak da, yine izleyi-
cinin alım gücünün biraz ötesine gecmiş olu-'
şu bunda rol oynadı. Biraz hayal kınküğına
uğradığımız bir gece var, o da Brezilya Ge-
cesi.
Bu gece için dünyada şu anda Brezilya mü-
ziğini en iyi icra eden bir şarkıcı, Mihon
Nasciraento ve Brezilya deyince akla gelen
herkes, bu alandaki bütün aranjör, kompozi-
tör, sanatçı, icracı herkesin bulunduğu bir
Brasil karması getirdik. Brezilya milli takımı
gibi bir şeydi, biraz dünya kupasına nazire
yapmak gerekirse. Ama bu konser yüzde ).
50-55 düzeyinde bir ilgi gördü.
- lzleyidlerin festival konusundaki
lerineler?
Bu sene Açıkhava Tiyatrosu'nun önünde
ki köfteci, minibüsçü gibi izleyicimizi negatif
etkileyen etkenlerden yine uzaklaşamadık.
Burada üzülerek söylemek gerekirse emniye-
tin de bize çok büyük bir desteği olmadı. On-
lardan beklerdik böyle bir uygulamayı.
Bu tedbiri de önümüzdeki sene kendimiz
almak zorunda kalacağız. Bunun haricinde,
izleyiciler genellikle memnun aynldılar kon-
serlerden. On gruplar büyük sürprizler ya-
rattı.
Kaliteli tnüzisyenlerin arenası
Genellikle konserler. Bobby McFerrin
konseri "Bobby McFerrin" olarak anılır,
ama şu anda Al Di Meola konseri "Noa'nın
akşamı", Betty Carter'ın gecesi, "Marla
Gten'in Gecesi", Bobby McFerrin akşamı da
"Küba Grubu'nun çıktığı akşam" diye hatı-
rlanıyor ki, bu tip keşifler zaten caz festivalle-
rinin ana amaçlanndan bir tanesi, izleyiciye
yeni bir şeyler sunmak. konserde bir takûn
sürprizler yaratmak ve de onu tabiri caizse,
'şaşırtmak'
Zannediyorum bu amacımıza da ulaştık,
bütün konserlerimiz oldukça kaliteli müzis-
yenlerin icralannı sergiledikleri bir arenaya
dönüştü.
NtLGÜN MİRZE- Ben çoğunlukla pay-
laşıyorum Görgün'ün söylediği her şeyi,
yalnız sanatçılann bakış açısını eklemek isti-
yorum. Festivale katılan sanatçılar da izleyi-
ciden son derece etkilendiler. "Çok kaliteli,
caz müziğini severek, anlayarak, neredeyse bi-
lerek dinleyen bir izleyici ve onlardan bize bir
elektrik geldi, doğru yerde alkışladılar, bize
doğnı yerde katıldılar. neredeyse, yavaş par-
çalarda her şey bir ayine dönüştü'1
dıye fikirlc-
rini söylediler. Bu da bizi çok memnun etti.
AHMET ERENLİ- Aynca caz festivalinin
ilk senesiydi bu. Caz festivaliyle ilgili özel bir
şey söylemeden önce, bütün festivallerle ilgili
sanıyorum aynı şeyi söylemem gerekiyor,
Istanbul festivallerininfilm, tiyatro, müzik ve
caz , başlamasından bugüne kadar hiçbir yıl
olmadığı kadar medyanın büyük desteğini
gördük. Adeta bütün yazüı basın, bütün tele-
vizyon kanallan, bütün radyolar elele vere-
rek bu festivalkrin İstanbul'un kültür ve sa-.
nat yaşamında ne denli önemli olduğunu, ge-
rekli ilginin gösterilmesi hatta özenle korun-
malan gerektiği konusunda birleşüler.
Festival Yönetmeni Görgün Taner, Basın ve Halkla tlişkiler Yönetmeni Nilgün Mirze ve Yardımcıs! Ahmet Erenli.(DEVRİM BARAN)
sayısı da oldukça azaldı, büyük ısim olarak
caz alanında. Bir takım izleyiciler 'Nerede
Miles DavisT diyorlar. Miles Davis öldü,
başka Miles Davis >ok caz camiasında. Caz
yeni ve büyük isimler ortaya atma sancılannı
yaşıyor. Bir Sonny Rollins senede bir defa
konser venyor. Bir ülke seçiyor, on beş gün
orada kalıyor ve bir tane konser \eriyor. Bu
ülkenin Türkiye olabilmesi için uğraşıyoruz.
Ama ne zaman sıra gelir, bilemiyorum. Fran-
sa'da yapıldı bu yıl, düzenleyen adam "Ben
bu konser için altı yıldır bekliyonım" dedi.
Bunlar bızim dışımızda kriterlere de bağlı.
Bir sanatçı Avrupa turne programını belirli-
yor, biz Avrupa'nın biraz güneyınde kalıyo-
ruz. Bu nedenle Avrupa'nın herhangi bir ül-
kesinde 10 bin dolara çalan bir sanatçının
bize gelip gitmesi 30 bin dolara çıkıyor.
Bunun dışında, bu seneki caz festivalinin
programı dengeli bir programdı. Stan çok
fazla yoktu. Zannediyorum izleyici biraz star
beklentisi içinde. Al bi Meola-Stanley Oar-
ke-Jean Luc Ponty tam bir starlar projesi ve
satışçizelgesıne baktığımızda en çok bilet ona
satılmış. Ardından gelen ikinci büyük isim
Bobby McFerrin. bakıyorsunuz, o konsere de
ikinci en çok bilet satılmış.
- Sizce Betty Carter neden yeterince ilgi
görmedi ?
GÖRGÜN TANER- Betty Carter'ın mü-
ziğı biraz zor bir müzik. O müziği dinlemek
için belli bir birikim lazım. Onun geçmış par-
başına gerçekleştirilirken böyle dünyada çok
önemli bir derginin eleştirmeninin gelip bura-
da baştan sona bütün festivali izlemesi. özel-
likle Muvaffak Falay ve Okay Temiz konseri
için kalış süresinı uzatması, "Bu sanatçılan
Avnıpa'da dinledim ama kendi toplumlarında.
kendi halklamla nasıl bütünleştiklerini gör-
mek istiyorum" demesi bizim için çok hoş bir
anıydı. tabii bunda tstanbul Festivali bünye-
sindeyken son derece kaliteli programlan ge-
tirmiş olan caz festivalfhın geçmişinın, bin-
kimınin büyük etkisı var.
Aynca yine Almanya'dan, İsviçre'den çe-
şitli basın mensuplan katıldılar ve son derece
iyi izlenimlerle aynldılar. "Biz Türkiye'de
böyle bir caz izleyicisi potansiveli olduğunu,
böylesine bir organizasyonun bu denli başanv
la gerçekkştirildiğini tahmin etmivorduk
diye düşünceler belırttiler. Nejat Eczacıbaşı
hep derdi Türkiye için 'dünyanın en iyi sak-
lanılan sırrı' dıye. Gerçekten galiba bir takım
maddı olanaksızlıklar nedeniyle bizım dışan-
ya daha fazla açılamamamızdan da kaynak-
lanıyor. Oysa diğer festivallere de gelen ko-
nuklar son derece hoş izlenimlerle aynldılar.
- Konserler sırasında nasıl sorunlar va-
şaduıız?
AHMET ERENLİ- Fotoğraf ve televiz-
yon çekimleri zaman zaman sorun oldu.
Çünkü uluslararası festivallerin kurallan var.
Bu kurallar çerçevesinde de televizyonlar için
çekim hakkı ilk parçada. Yani üç dakikayla
boyutumuzu aştıği için, onlara şu anda mü-
dahale edemiyoruz. Bu sene de bizi onlar
yıprattı.
- Gelecek yıl için şimdiden tasanlarmız var
mı?
GÖRGÜN TANER - Önümüzdeki sene
bu işin çerçe\esini biraz daha genişletmek ıs-
tıyoruz. Tarihi biraz daha öne almak ıstiyo-
ruz. Belki caz festivalinin içinde iki günlük,
müzikleri bize daha pek yansımamış ülkeler-
den sanatçılar getirerek festival içinde bir
küçük festival' yapmayı düşünüyoruz Özel
bir takım projelerimiz v ar: Bir araya gelme-
miş bazı gruplan ve sanatçılan Türkiye'nın
güzel, tanhı mekanlannda çaldırmak ve on-
lardan özel eserler istemek...
Bir de bizim bağlı olduğumuz bir Avrupa
Çaz Festi\alleri Birliğı var eylül ayında
tstanbul'da bir toplantı yapacağız. Geçtiği-
mız senenin bir değerlendirmesi ve gelecek se-
nenin ilk planlan şapılacak. Orada bir takım
projeler üretılecek, belkı Türkiye'den bir sa-
natçıyı Avrupa caz festivallerinde turneye çı-
kartarak, kendi müziğjmızi de orada tanıtma
imkanına sahıp olacağız.
Aynca önümüzdeki sene sadece Açıkha\a
Tiyatrosu'nu değil. şımdiye kadar kullanıl-
mamış iki üç değişik mekanı kullanmak isti-
\oruz. Bunlardan biri Aya trini, caz için hıç
kuilanılmadı. Bir de Esma Sultan'ı daha de-
ğişik bir biçimde kullanmak. Biraz daha tari-
hi mekanlara yönelmek. çünkü elimizde bi-
cisini tam tersi biraz arttırdıği yönünde.
- Esma Sultan'da caz geceleri nasıl sonuç
verdi?
GÖRGÜN TANER- Bu da çok yeni bir uy-
gulama. Mekanın yerini kimse bilmiyordu.
Ikıncisi. caz kulüp geleneği İstanbul'da çok
fazla yok. Bunu da biraz oturtmak için zama-
na ihtiyaç var. İstanbullulann dışanya
çıktıklan gece sayısı sınırlı, özellikle bu sene
çok sınırlı. Biz orada her gece bir etkinlik
yaptık. Ama özellikle cuma ve cumartesi ge-.
celeri Esma Sultan doluydu. İstediğTmiz jam
sessıon'lar belki gerçekleşmedi, o da başka
bir talihsizlik. Avrupa tumelerinde biraz
sıkışıklık var. Mesela Petrucciani 12 saat
kaldı Türkiye'de, Betty Carter 16 saat kaldı.
Uçak saatleri biraz daha uygun olan sanatçı-
lar buna katıldılar. Russell Malone gibi, Noa
gibi. Zannediyorum önümüzdeki sene daha
iyi olacak.
Talepleri biraz daha alçakgönüllü
- Sanatçılann talep ertikleri ilginc şeyler var
mıydı?
GÖRGÜN TANER- Tabii her sanatçının
var. Çok doğal bir şey zaten. Bir sanatçısınız.
bir yerde bir kaç saat bir şey sergileyeceksiniz.
Rahat plrnanız lazım, rahatınızı sağlayabile-
cek bazı kişisel talepleriniz var. Yalnız caz ca-
miasında bu talepler biraz daha alçakgönül-
lü. Zorlayıcı bir talepleri yok. tstedikleri gü-
zel bir oda. yeme, içme alışkanlıklanna uy-
gun yiyecek ve içecekler... Öyle karşılana-
mayacak bır şey istemediler.
Bu talepler de olayi nasıl algıladığınızla
ılintili. Geçtiğimız senelerde Simply Red'le bır
temasımız olmuştu. Oradaki taleplerden bir
tanesi, bir bilardo masasıydı. Altta da koca-
man harflerle vazılmıştı. 'Bunu mutlaka sağ-
layacaksınız. Özellikler konusunda temasa ge-
çiniz' yazıyordu. Konuştuk kendilerişle.
nasıl oîsun diye. 'Bazı organizatörler biraz
özensiz yaklaşırlar. Sonra su istersiniz su bile
bulunmaz. Biz bunu özellikle > azdık. bakalım
nasıl bir reaksiyon gelecek diye. Tabü bilardo
masası olmasa da olur' dediler.
NİLGÜN MJRZE- Yemek seçimlerini be-
lirtirken "Sakın Fast Food olmasın. Özellikle
Türk mutfağı olsun' dıye belırtıyorlar. Ama
Türk mutfağı diye algılanan şeyin şiş kebap
olduğu da ortaya çıktı. Hepsi 'Şiş kebap yıye-
lim de ülkemize dömince şiş kebap yedik di-
yelim' dediler.
Katı kurallanm değiştirdiler
- Festivale yurtdışııjdan ilgi nasüdı?
NtLGÜN MİRZE- Festivale Down Beat
gibi son derecede önemli bir derginin bir eleş-
tirmen yollayarak katılmış olması bizim için
çok önemliydi. Caz festivali ilk defa kendi
smırb. Ama cazda böyle bir üç dakika sının
yok, bazen parçayı yansından kesecek biçim-
de çekim hakkı tatuyorlar. Fotoğrafa gelince,
izleyicinin çektiği fotoğraflara pek tepki gös-
termiyorlar çünkü flaş uzakta.
Bir başka nokta da, onlarda telif haklan
çok gelişmiş, Türkiye'deki gibi değil. Basılan
her kare fotoğraf üzerinden telif talep etme
hakkı var. Onun için de belli bir smır koyu-
yorlar. Mesela Noa'da, ilk şarkıda çekilme-
sin dendi, çünkü son derece konsantrasyon
gerektiren duygusal bir
parçaydı. Orada herhangi
bir biçimde bölünmek iste-
medi. Bunlar hep kontrat-
larla belirli, biraz da mena-
jerin anlayışına da bağlı.
Çok katı kurallarla ge-
len sanatçılann da, o at-
mosferi yaşadıktan sonra
kurallanm degiştirdiklerini
gördük. Örneğin Michel
Petnıcciani. Hiçbir şekilde,
ne fotoğraf. ne televizyon
çekimi yapılmayacak kaydıyla geldi, ondan
sonra ortamdan son derece hoşnut kaldı.
"Biste Lstedikleri gibi çeksinler. ikinci parçada
çeksinler" dedi.
- Organizasyon aşamasmda ekonomik güç-
lükter dışında karşılaştığınız güçlükkr oldu
mu?
zim onlar var. Bilinen mekanlann dışına çı-
kıp izleyicıyı biraz şaşırtmak istiyoruz ki; on-
lar da caz festivalinin nerelere kadar ulaşabi-
leceğini görsünler. Bu arada izleyiciden de
katıîım bekliyoruz. Eleştirileri varsa, bunu
bır sohbet toplantısında sö\ leyeceklenne bize
bildırsinler ki, biz de ona göre bir takım dü-
zeltmeler yapalım. kendımızı daha ilenye gö-
türelim.
NTLGÜN MİRZE- Bu >ıl bir anket
yaptık, o da bizim için çok belirleyiciydi.
Jean-Luc Ponty kucağında kemanıyla yemek
yedi. Marla Glen, kuliste Tann'yla.
konuştuğunu belirterek, 'isterseniz siz de oturup
dinleyebilirsiniz' dedi. Russel Malone İstanbul'a
aşık oldu.Al Di Meola müze için yeleğini verdi,
Bobby McFerrin konser öncesi hiç konuşmadı.
Çünkü izleyiciye ulaşmak istiyoruz. onlann
düşüncelerinden de yararlanmak istiyoruz.
Bundan sonra gerek hazırlık aşamasında, ge-
rek programlar oluştukça onlara daha yakı-
ndan ulaşmayı hedefliyoruz, bu bütün festi-
vallenmiz için geçerh.
- Caz festivaline getirilecek sanatçılar beiir-
GÖRGÜN TANER- Bir sürü güçlüklerle lenirken bu anketlerden yararlandınız mı?
karşılaşıyoruz karşılaşmasma ama bu sene
ekonomik güçlükler her şeyi bastırdığı için
şöyle geriye dönüp baktığımızda aklımıza sa-
dece o geliyor. Anhk bir takım sonınlar
çıkıyor, bunlan da zaten çözüyoruz, yalnız
Türkiye genelini etkileyen zorluklar bizim
GÖRGÜN TANER- Böyle bır anket
yaptığiruz zaman çerçevenizin de sınırsız ola-
cağını tahmin etmeniz lazım. Herkes başka
bir isim söylüyor. Bu anketin şöyle bir yaran
var, genel bır eğılım edinebiliyorsunuz. Bu-
güne kadar Türkıye'ye gelmemiş sanatçı
çalanndan bilmek. onun niye öyle şarkı söy-
lediğini bilmek lazım.
Sonra Bobby McFerrin için, onun son
dört-beş senedir "Don't VVorry Be Happy"
şarkısını hiçbir yerde seslendirmediğini bil-
mek lazım kı ondan o şarkıyı istemeyesiniz.
Çünkü adam o şarkıdan nefret ediyor.
Avrupa'dakı caz festivallerinde on beş gün
yaklaşık 150 tane grup çalıyor. bunlann için-
de klasik cazı sergileyen bir ya da iki grup var.
Onun dışında değişik kültürlerin ortaya
çıkıışı nedeniyle dünya
müziği, blues. reggae
gibi müziklerin ömekle-
ri çoğaldı. Caz festival-
leri bunlardan birer ör-
nek alıp aynı potada eri-
tiyorlar. O zaman bu
müzik de çok daha din-
lenebilir ve tüketilebilir
bir hale geliyor.
Bizım de yapmak is-
tediğimiz bu zaten. Bel-
ki bu sene program dar
olduğu için tam olarak yapamadık. Daha
çok cazın kalıplan içinde kaldık ama gelecek
sene bunu genişleteceğjz.
- Caz festivali klasik müzik festivaline
katıumı etkiledi mi?
GÖRGÜN TANER- Etkilemedi, eümiz-
dekı ıstatistıkler de bu doğrultuda. Bu yıl
AK.M kapalı olduğu için ağırhklı olarak kon-
serler Aya İrinı'de gerçekleştirildi. yüzde 88
düzeyinde bir doluluk oluşmuş. Caz ve klasik
müzik dinleyicilerinin ne derece örtüştüğü
konusunda kesin bir veri yok elimizde ama
A>a İnni'deki doluluk îstanbul Müzik Fesi-
vali'nin herhangi bir ilgi kaybetmedıği, izley i-
' - Sanatçılann özel eşyaianndan bir müze
oluşhırma düşüncesi nasıİ doğdu?
NİLGÜN MİRZE- İlk yılındanbaşlayarak
toplayalım dedik. Daha sonra olanaklanmız
ne gösterir, inşallah basın. medya ve bugüne
kadar festhale sahip çıkan sponsorlanmız
gene desteklerini sürdürürler. Bir mekanımız
olabilirse sergisiyle, müzesiyle, anı köşesiyle,
satış ştandıvla çok hoş bir şey olabılir.
GÖRGÜN TANER- Evet. herkese üşört
ımzalattık ve kişisel bir eşyasını istedik. Al Di
Meola yeleğini verdi, Marla Glen armoni-
kasını verdi...
- Sanatçılaria y aşadığuuz ilginç olaylar oldu
mu?
GÖRGÜN TANER- Jean Luc Ponty ıle
yemeğe gitmiştik. Kemanı arabada kaldı.
masayla arabamn arası iki adım. Yanm saat
boyunca sadece kemana baktı. Sonunda ke-
manı kucağına verdik, öyle yiyebildi.
Bobby McFerrin da ilginçti. Alanda karşı-
ladık. Merhaba dedik, cevap vermedi. Sonra
cebinden kağıt kalem çıkanp 'boş buldum'
yazdı. Meğer konserlerinden önce tek kelime
konuşmazmış ki sesi bozulmasın. Sürekli
yanında taşıdığı not defteri var. ona yazıyor
ya da elle anlatıyor.
NİLGÜN \flRZE- Marla Glen kuliste
otururken ne vaptığını soranlara "Tannyla
konuşuyorum. İsterseniz siz de oturup dinleye-
bilirsiniz''' dedi. Bir de Russell Malone'un
İstanbul'a olan hayranlığı var. On yıllık e\-
liymiş, İstanbul'a aşık olmuş." Eşim geürse
gelir, gelmezse, ben kendim gelir yerleşiriın"
dıyerek gitti.
"tstanbul'u bir tek yerle karsılaştırabilirirrT
djyordu. "Orası da Nevv York. Nasıl ki Nev»
York'ta hayat var deriz, burası da öyle. Hiç
uyumayan bir şehir."
'Krizekarşın,
odunsuz
bir fuar'
Kültür Servisi - İstanbul Sanat Fuan,
yaşanan olumsuz ekonomik ve siyasi ko-
şullara karşın kapsamb bir yan etkinlik-
ler programıyla sanat ortamını canlandt-
racak. Bu etkinliklerle, her şeye rağmen
büyük bir coşkuyla ve kaliteden ödün
vermeksizin sanaün sürekliliğinin sağ-
lanması gerektiği vurgulanacak.
13-18 eylül tarihleri arasında Ulusla-
rarası Plastik Sanatlar Derneği ve TÜ-
YAP'ın işbirliğiyle düzenlecek olan fuar-
da, üzerinde en çok durulacak konular-
dan birini; tahrip edilen, yasaklanan,
baskı altında tutulan sanat yapıtlan
oluşturacak. 4. İstanbul Sanat Fuan'nın
yan etkinliklerini düzenlemek üzere
oluşturulan ko-
Husamettın Koçan
misyonlar, çalış-
malanna başladı.
Fuann yan et-
kinlikler bölü-
münün sponsor-
luğunu bu yıl
Kültür Bakanlığı
üstleniyor. Ba-
kanlık, bu katkı-
y a
knat ortamına canlıbk kazandınnak ve bu
alana ekonomik destek sağlamak
amacıyla, fuardan sanat eserleri almaya
yönelik çalışmalan da başlattı.
İstanbul Sanat Fuan Yönetim Kurulu
Başkanı Hüsamettin Koçan, TÜYAP
Sergi Sarayı'nda bu yıl dördüncüsü dü-
zenlenecek fuann "Sanat Tahribi ve San-
süre L ğrayan Sanat Yapıtlan" başlıkb
etkinliklerinin, sadece plastik sanatlar
alanına yönelik düşünülmediğini, ülke-
mizde sinemanın, tiyatronun, edebiyatın
ve diğer sanat dallannın da sansür ve ya-
saklamalarla boğuştuğunu hatırlattı.
Koçan: "Fuar yönetimi olarak diğer sa-
nat kuruluşu ve derneklerle de ilişkiye
gecerek yasaklı sanat ürünlerinin tümünü
kapsayan bir etkinlik planlıyoruz. Krize
rağmen. galerilerin de desteğiyle coşkulu
bir fuara hazırlannoruz. Çağdaş sanatın
önünü kesen böy lesine olumsuz bir politik
atmosferde, ülkemizin ilk ve tek sanat fu-
arına özellikle bu yıl galeriler bazında
katılımın artması, bizim için ayrı bir önem
taşıyor. Sanatın bugiin, her zamantinden
çok katıluna ve dayamşmaya ihtiyacı
var" dedi.
Harf Yayınton'ndan yeni
bir kitap
• Kültür Servisi - Harf Yayınlan. çizgi
dışı bir yayın anlayışıyla okurlanna j
yönelmeyi sürdürüyor. Bir kereliğine
599 adet basılan ve tümü numaralanan
kitaplardan oluşacak yayın listesinde;
daha önce EnisBatur, Goethe, Valery,
Faruk Ulay ve Şavkar Alünel'den farklı
türlerde ürünler yer almıştı. 1970
kuşağının kendine özgü ince mizahı ve
brizmi ile öne çıkan şairi Sina Akyorun
yeni yapıtı"Ayda Tümör İzleri" de Harf
Yaymlan tarafından yayımlandı.
"Orhan Veli yaşasaydı bugün belki de
Sina Akyol gibi yazardı" çağnşımı
yapan bu kitapta, şairin hem biçimsel
düzenlemeler hem de ses-imge
çeşitlemeleri aracılığıyla özel bir
poetikanın anahtarlan göze çarpıyor.
AbdiİpekçrGeziYazKi'
Yanşması
• Kültür Servisi - Milbyet Sanat
dergisinin düzenlediği Abdi İpekçi "Gezi
Yazısı' yanşması. gezi edebiyatımıza
>eni imzalar kazandırmayı amaçhyor.
Toplam ödül tutannın 35 milyon lira
olduğu (tfirinciye 20 milyon, ikinciye 10
milyon, üçüncüye 5 milyon) yanşmamn
seçici kurulu şu isimlerden oluşuyor:
Hulki Aktunç, Aydın Boysan, Orhan
Duru. Konur Ertop, Zeynep Oral.
Yanşmaya kaübna süresi 15Arabk
1994 akşamı sona eriyor.
Lozan Antlaşması'nın
yıldönümünde konser
• Kültür Servisi - Lozan Banş
Antlaşması'nın yıldönümü nedeniyle
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
tarafından bir sanat şöleni düzenleniyor
Yann saat 20.00'de Aya İrini'de
düzenlenecek şölende Saim Akçıl Oda
Orkestrası bir konser verecek. Saim
Akçıl'ın yönetimindeki orkestrada ;
Özcan Lllucan. Esin Savcı, Ayça
Tekindor, Eylem Anca (keman) ve -
Ayser Vançin (obua) sob'st olarak
katılacaklar. Çağdaş Yaşarru
Destekleme Derneği yaranna verilen ;
konserde Corelb, Vivaldi, Marcello, •
Mozart ve Bartok'tan yapıtlar
seslendinlecek.
r
«
x
ûylesine Bir Dinleti
1
Anadolu'yu dolaşacak
• ANKARA (ANKA) - Operayı
sevdirmek amaayla hazırlanan ve geçei
sezon 100'üncü kezsahnelenerek
arahksız 100 kez sergilenen ilk oyun
olma unvamnı kazanan 'Öylesine Bir
Dinleti', gelecek sezon tüm Anadolu'yv •
dolaşacak. Devlet Opera ve Balesi Gern
Müdürü Rengim Gökmen, 'Öylesine
Bir Dinleti'nin 1994-95 sezonunda tüm
illere turne yapmasının planlandığmı
bildirdi. Devlet Opera ve Balesi Genel
Müdürü Rengim Gökmen, yaptığı
açıklamada, operayı sevdirmek ve
tarutmak amaayla Murat Göksu
tarafından hazırlanan 'Öylesine Bir
Dinleti'nin, büyük bir ilgi topladığıru
söyledi. Gökmen, "Bir tanıtım eseri, ül
kez arahksız 100 kez sergüenme
başansını gösterdi. Aynca. 'Öylesine B
Dinleti', Ankara Pop Grubu,
Müzikalden Müzikale, Modern Dans
Topluluğu gibi tanıtım eserleri, seyirci
sayımızı arturmada önemli etkenlerdi
dedi."