04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7HAZİRAN1994SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER MHP seçimlere girmiyor • ANKARA (AA) - MHP. 3 temmuzda 20 yerles'm biriminde yenilenec^k mahalli seçimlere katılmama karan aldı. MHP üenel Başkan Yardıması Salih Gökçe, dün düzenlediği basın toplantısında, 3 temmuzda 20 yerleşim biriminde mahalli seçimlerin yenileceğini belirterek "Bu yenileme seçimlerine MHP, başkanlık divanının aldığı kararla kaülmayacak" dedi. Erbakan'dan TRT'ye dava • ANKARA (AA)-RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan. "Gündem' adb programda kendisine hakaret edıidiğı gerekçesiyle TRT hakkında 200 milyon liralık tazminat davası daha açtı. Dilekçede, programın yapımcı ve sunucusu Cüneyt Canver'in RP Genel Başkanı Erbakan'a yönelik, "Hocamız 12 Eylül'den sonra laik cumhuriyeti yıkmaya teşebbüs suçundan yargılanmış, ancak delil yetersizliğinden beraat etmiştir. Hocamız, laik cumhuriyeti yıkmaya teşebbüs konusunda şerbetlidir ve deneyimlidir. Sanıyorum o teşebbüslerini de sürdürüyor biranlamda" nitelemelerinin kullanıldığı ve bunun hakaret niteliği taşıdığı öne sürüldü. Akaryakıt İstikrar Fonu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özel sektör akaryakıt dağıtım şirketlerinin petrol ürünlerine yaptıklan zammın geri çekilmesi için hükümetin. akaryakıt ürünlerinin gelirlerinden alınan. Akaryakıt Fiyat İstikrar Fonu'nu (AFİF) sıfırlama karan yürürlüğe girdi. Resmi Gazete'nin dünkii mükerrer sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu karanna göre. petrol ürünleri fıyatlandırmasında daha önce süper ve normal benzinde yüzde 25, diğer ürünlerde yüzde 20 oranında alınan A FIF payı, gümrüklü ve gümrüksüz ithal fıyatlan üzerinden sıfırlandı. Öğretim Elemanlam Genel KUPUIU • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Öğretim Elemanlan Sendikası 1. Olağan Genel Kurulu'nda yeni yönetim kurulu belirlendi. 4-5 haziran günlerinde yapılan genel kurulda, yeni yönetim kurulu üyeliklerine, şu isimler getirildi: Prof. Dr. Yakup Kepenek, Prof. Dr. Mahmut Adem, Prof. Dr. Cafer İbanoğlu, Yr. Doç. Dr. Ufuk Uras. Prof. Dr. Muammer Kayahan. araştırma.. görevlileri Murat Ş. Öcal, Faruk Alpkaya. Gülhan Türkmen. Öğretim Görevlisi Atilla Cangır. Kıratlıojjlu ANAP ve RP'ye çattı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Başkanı Esat Kıratlıoğlu, "anamuhalefet liderliği yapabilecek kapasitede değü" eleştirisini getirdiği ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaza polıtık ömür biçti. Kıratboğlu, 10 temmuzda bazı yörelerde yenilenecek yerel seçimler sonucunda Yılmaz'ın siyaset arenasından çekilmek zorunda kalacağını öne sürdü. Kıratlıoğlu, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın, Bosna-Hersek'e yardım paralan konusundaki açıklamalarmı da "demagoji salatası" olarak nitelendirdi. Otomotiv Sanayii işverenierine eleştiri • İstanbul Haber Servisi - Türk-Metal Sendikası Gebze Şube Başkanı Mahmut Taşdemir otomotiv sanayii işverenlerini ve hükümeti eleştirerek "Türkiye'yi bir avuç vurguncunun çıkar ülkesi yaptınız. Beyler, vampire dönen kaprisinizi yenin. Biz ülke çıkarlan için hakça fedakârlıktan yanayız" dedi. Taşdemir, dün Türk-Metal Sendikası Gebze Şubesi Genişletilmiş Temsilciler Kurulu Toplantısf nda konustu. Taşdemir, otomotiv sanayii iş\erenlerine "5 ay öncesine kadarçok üretip çok kâr ettiğiniziçin övünüyordunuz. O halde bugün fedakârlık etme sırası sizdV'dedi. SHP'de Aydm Güven Gürkan ve GYK, görevlerini eylüle kadar sürdürecek Karayalçın krizidondurduANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - SHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardıması Murat Karay alçın, "Grup Başkanlığı ve Grup Yönetim Kurulu (GYK) krizini dondurma" karan aldı. TBMM'nin önümüzdeki hafta tatile girmesi beklendiğinden GYK seçimlerinin ertelenmesi, Grup Başkanı Aydın Güven Gürkan ile GYK üyelerinin gö- revlerini sürdürmeleri ve seçim- lerin yeni yasama yılının başla- yacağı eylül ayında yapılması göriişü benimsendi. Karayal- çın'ın, kabine değişikliğini de önümüzdeki hafta sonunda, TBMM yaz tatiline girmeden önce gerçekleştirmesi bekleni- yor. GYK, seçimlerden sonra sözlü olarak SHP lideri Murat Bakanlar değişiyor SHP Genel Başkanı Karayalçın, grup başkanlığı krizini dondurma ve GYK seçimlerini Meclis tatili nedeniyle eylüle bırakma karan aldı. Kabine değişikliğinin ise, önümüzdeki hafta sonuna kadar yapılması bekleniyor. Karayalçın'a sunduğu istifası- nı, geçen hafta yürürlüğe koy- muş ve bugün yapılacak grup toplantısında seçimlerin yapıl- ması kararlaştınlmıştı. Ancak bugüne dek GYK adayhklan için gruba hiçbir başvuru olma- dı. Murat Karayalçın'ın iki kez grup başkanlığı önerdiği Onur- sal Genel Başkan Erdal İnönü de bu önerileri kabul etmedi. Kabineden grup yönetimine kaydınlacağı belirtilen bazı ba- kanlar da, bu görevi üstlenme- yeceklerini ifade edince, yeni GYK'nin oluşturulması konu- su krize yol açtı. SHP lideri Karayalçın, dün öğle yemeğini Grup Başkanı Aydın Güven Gürkan, grup başkanvekilleri Ercan Karakaş ve Nihat Matkap ile >;edi. Kara- yalçın'ın, yemekte "Once kabi- nede değişiklik vapmak istiyo- rum. Önümüzdeki hafta sonun- da TBMM tatile girecek, yeni yasama yılında zaten GYK se- çimlerini yapmak zorundayız. İki hafta için secim yapnıamıza gerek yok" görüşünü dile getir- diği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Karayalçın, Erdal İnönü"- yü Grup Başkanlığı için ikna edebileceğini sandtğını, ancak Karayalçın- Zorlanıyor. "İnönü'yü iki hafta için Grup Başkanı yapmanın siyaseten doğru olmayacağını" söyledi. Grup Başkanı Aydın Güven Gürkan ile grup başkanvekille- rinin de bu sözler üzerine, "Biz sizin seçimlerden sonra parti or- ganlarım yenileme isteğiniz üze- rine istifa ettik. Eğer siz ve grup isterse, iki hafta daha bu görev- lerimizi sürdürüriiz" karşılığını verdikleri öğrenildi. Bugün yapılacak grup top- lantısında, Karayalçın'ın GYK konusundaki görüşlenni anlat- ması veTBMM tatile girmeden önce kabine değişikliğini yapa- cağını açıklaması bekleniyor. Olağanüstü hal ve demokratik- leşme paketinde yer alan ana- yasa değişiklikleri ile bazı önemli yasalann. TBMM tatile girmeden çıkanlması amaçlan- dığından, Karayalçın'ın bu- günlerde kabine değişikliği ya- parak grupta rahatsızlığa yol açmak istemediği belirtiliyor. Karayalçın, TBMM tatile gi- rerken kabine değişikliğini ger- çekleştirerck, grubun olası tep- kilerini engellemeyi amaçlıyor. TBMM'de anayasalı günlerMiniAnayasa Paketi, komisyondan geçti; ANAPpakettekieskidesteğiniçekti. Çiller'in destek çağrısına Erbakan ret, Türkeş ise olumluyanıt verdi. Cindomk, anayasa değişikliği için partileri toplantıya çağırdı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM, tatil ör.cesi son çalışma günlerin- de anayasa değişikliği için hareketlenir- ken, koalisyon ortaklannın 4 maddelik "Mini Anayasa Paketi' dün komisyonda kabul edildi. Ancak, ANAP daha önce bu değişiklikler için verdiği desteği geri çekin- ce, koalisyon ortağı DYP ve SHP değişik- lik girişiminde yalnız kaldılar. Başbakan Tansu ÇiDer, değişiklik önerilerine destek için görüştüğü RP lideri Necmettin Erba- kan'dan olumsuz yanıt alırken, MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş destek sözü verdi. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk da, anayasa değişikliği konusu- nu görüşmek üzere partileri bugün top- lantıya çağırdı. Demokratikleşme paketi kapsamında yer alan anayasa değişiklikleri, iktidar ve muhalefet partileri arasında, yaz aylann- da meydanlarda karşılıklı İcullanılacak koz için strateji mücadelesine dönüştü. Koalisyon ortaklan SHP ve ve DYP seç- men yaşının 18'e. seçilme yaşının 25'e indi- rilmesi, sendikalar ve derneklerin sivasete katılımı. partilerin faaliyet alanlannın ge- nişletilmesini kapsayan anayasa değişik- liklerini son anda gündeme getirerek. yaz tatili gündemini değiştirmeyi \e muhalefe- tı bu konularda sıkıştırmayı hedefliyor. Muhalefet partileri ise, değişiklik önerile- rine destek vermezken. iktidann kozunu ortadan kaldırmak için "daha geniş kap- samlı anayasa değişikliği" önerisi yapıyor. TBMM Anayasa Komisyonu'nda dün yapılan görüşmelerde bu stratejiler doğ- rultusunda gelişti. Anayasanın 67, 68, 69 ve 76. maddeleri ile ilgili değişiklik önensi ele ahnmadan önce ANAP'lı Vehbi Din- çerter. görüşmelerin içtüzük değişikliğin- den sonraya bırakılmasını önerdi. Dinçer- ler'in bu önerisi kabul edilmedi. Anayasa Komisyonu'nda uzun suren görüşmelerin ardından, 4 maddelik deği- şiklik önerisi SH P ve DYP'lilerin oylanv la kabul edildi. Aynı öneriler geçen komis- yonda görüşüldüğü sırada destek veren ANAP'lılar, bu kez desteklerini çektiler. Söz konusu öneriler. SHP-DYP-ANAP ittifakıyla geçen yıl komisyonda benim- senmiş, genel kurulda görüşülmeden önce yeniden komisyona geri çekilmişti Anayasa değişiklikleri komisvonda tar- tışıhrken, TBMM Başkanı Cindoruk, Meclis'te temsil edilen partilere konuyu görüşmek üzere bir çağn yaptı. Cindo- ruk'un dün yaptığı çağn üzerine bugün bir araya gelecek olan DYP. ANAP. SHP, RP. CHP. DEP. MHP. BBP. DSP, YP ve MP temsilcileri. anayasa değişikliklerinde izlenecek yöntem ve önceliklı maddeleri görüşecek. Çiller, destek turunda Başbakan Çiller de, muhalefetin 4 mad- delik değişikliği benimsemediğini açıkla- masına karşın dün destek arayışına çıktı. Çiller. dün ilk olarak RP Genel Başkanı Erbakan'ı ve MHP Genel Başkanı Tür- keş'i ziyaret etti. Çiller, Erbakan'ın olum- suz tavnyla karşılaşırken, Türkeş'ten "tam destek" aldı. Erbakan. Çiller'e "Izje- diğiniz yöntem yanlış. Anayasa değişikliği konusunda. butiün siyasi partilerin katılı- mıyla TBMM Başkanı Hüsamettin Cindo- nık'un başkanlığııida oluşturulacak komis- yonun karar vermesi gerek" görüşünü ilet- ti. Koalisyon ortaklan olarak. anayasa değişikliği için sayılannın yetersiz olduğu- na dikkat çeken Çiller. "Biz bu işin öncülü- ğunü vapmak istedik ve diğer partilerin de desteğini almak istiyoruz. Biz gençierin si- yasete daha fazia katılmalanm istiyoruz, kahlımcı demokrasiyi yasama geçirmek is- tiyoruz" dedi. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan da görüşme sonrası yaptığı basın toplantı- sında. "Çiller'in peşine vagon gibi takılma- lannın" söz konusu olamayacağını ifade etti. Çiller hükümeünin çoğunluğu temsil etmediğini savunan Erbakan. anayasa de- ğişikliği konusunda öncü rolüne de soyu- namayacağını ifade etti. MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş ise, gerçekleştirilmesi istenilen değişiklik- leri onaylad;klannı belirterek. koalisyon hükümetine bu konuda destek verecekle- riniaçıkladı. Yılmaz, Demirel gibi konuştu BÜLENTSARIOĞLU ZONGULDAK - ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz. hükümetin Hazine bonolanyla iç borçlanmayı arttırmasına tepki göstererek, "Başbakan yüzde 400 faizi kendi cebinden mi ödeyecek" diye sordu. Hü- kümetin. uyguladığı kötü poli- tıkalarla topallamaya başla- dığını savunan Yılmaz, "Yakı- nda çökecekler, ama sandık önünüze geldiğinde, Türkiye'yi aldatmacalara, babalara, kızla- ra değil, inanmış insanlara tes- lim etmenizi istiyonım" dedi. Yılmaz, "Kendim için değil, si- zin için destek istiyonım''' sözle- riyle yurttaşlardan destek ister- ken Cumhurbaşkanı Süleyman DemirePin seçim meydanlan- nda dile getirdiği "Kendim için bir şey isriyorsam namerdim" sözlerini çağnştırdı. Eşi Berna Yılmaz ile birlikte 27 Mart yerel seçimlerinde ANAP'b adaylann kazandığı Akçakoca. Alaph, Ereğli ve Zonguldak'ı ziyaret eden Yılmaz, düzenlediği mitingler- de koalisyon hükümetinin eko- nomik politikasını eleştirdi. Hükümetin 2.5 yıldan beri uy- guladığı kötü ekonomik politi- kalarla ülkeyi pahabhğa mah- kum ettiğini söyledi. ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART KOMOSUNPA A/ANMA L - Mezara'dan Osmanlı modeliparti ANKARA (Cumhuri^et Bü- rosu) - RP'den aynlan istanbul Bağımsız Milletvekili Hasan Mezarcı ile DYP'den aynlan Erzurum Bağımsız Milletvekili Abdülmelik Fırat. sistemin tı- kandığını. alternatif birdeğişim programı ve hareketi oluşturul- madığını savunarak. "değişimci bir kitle partisi ile tam bir açıklık ve yeniden yapılanma" önerdik- lerini bildirdiler. Ortak hareket eden Fırat ile Mezarcı, Osmanlı dönemindeki gibi bir yapılan- ma önerdiklerini ve partileşebi- leceklerini açıkladılar. Mezarcı ve Fırat, parlamen- toda düzenledikleri ortak basın toplantısında, Türkiye'yi tam bir demokratik hukuk devleti yapmak için her kesimi birlikte hareket etmeye çağırdılar. Bu konuda kaleme aldıklan metni okuyan Mezarcı. herhangi bir ülkede resmi ideoloji bulunma- sı halinde. o ülkede demokrasi- den söz edilemeyeccğini savun- du. Türkiye'de tek parti döne- minden kalma laiklik ve ulus devleti dayatmalan ile etnik ve dini problemleri çözmenin mümkün olamayacağını ileri süren Mezarcı. devletin iç-dış güvenlik. adliye. yönetim ve de- netim dışında bütün alanlardan çekilmesi gerektiğini sövledi. Aydın Güven Gürkan, solda birlik modelini Cumhuriyet 'e anlattı-2 'Ortak çatıhareketi' SHP'yi bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aydın Güven Gürkan, solda birlikle ilgili Cumhuriyet'in sorulannı ikinci bölüm- de şöyle yanıtladı: -Bu 'alt örgütlenmeler' siıce ne olabi- lir? .. GÜRKAN: Bence günümüzde bir sosyal demokrat hareketin, tek olmasa bile en belirleyici unsuru. daha çok de- mokrasiye, özgürlüğe, katılıma, çoğul- culuğa, banşa, adalete, bağımsızlığa, akılalığa, yenileşmeye ve geleceği kendi özgür iradesi ile belirlemeye ve inşaya yönelik olmasıdır. Bence sosyal demokrasi, 'nihai tahlil- de' insanın kendini özgürleştirme ve çok çeşitli bapmlılık ilişkilerinden kurtarma hareketidir. Bu genel hedef ve ideoloji. çok çeşitli ihtiyaçlar nedeniyle benimse- niyor olabilir. Akla pek çok neden gele- bilir. Şimdilerde de çevremize baktığı- mızda ve bugün oluşmaya başlayan alt örgütlenmelere göz attığımızda görüyo- ruz ki, bunlar şimdiden çok geniş bir ih- tiyaç ve alt amaç yelpazesine sahipler. Yakm bir gelecekte bunlann sayısı daha da artacaktır. Yeni arayişlar ZOPUnlU Partilerin genelde çok kapah, çok az demokratik ve katılımcı olmalan, aşın profesyonelleşmiş bulunmalan;yeni arayışlan ve örgütlenmeleri adeta zorluyor. - Bunlardan birkaç ömek verebilir mi- siniz? GÜRKAN: Bunlan eksiksiz saymak gerçekten çok güç. Genelde sosyal de- mokrasiye ihtiyaç duyulmasmı zorunlu kılan pek çok neden var. Ama bu ne- denler. ülkemiz açısından hem sayıca daha çok hem de daha dayatıcı. Bu ne- denle bu gün bir çok alt küme, düşünce, arayış. örgütlenme. kendini farklı ne- denlerle sosyal demokrasiye çok yakın hissediyor. Örneğin. sendikal hareketler var; çok çeşitli kimlik hareketleri var; çevreci, yeşil hareketler var; laiklik hare- ketleri var; sosyal demokrasiyi bütün- leştirme hareketleri var; çeşitli koopare- tifleşmeler var; kırsal nitelikli örgütlen- meler var; çalışanlann ya da emeklilerin çeşitli baskı grubu hareketleri var; insan haklan ile ilgili çeşitli hareketler var; kamu girişimciliğine yönelik çeşitli ha- reketler var; sol liberal arayışlar var; 'Kemalist' nitelikli hareketler var. De- mokratik sosyalist akımlar var: çok çe- şitli düşün kümeleri var; çeşitli öğrenci klüpleri var; kadın eşitliği ve gençlik ha- reketleri var: çeşitli taban' hareketlen var... Başkaca da sanıyorum pek çok hareket var; ve bunlan göreceksiniz ki, daha da çoğalacak. Var olan siyasi partilerin örgütlenmelerinin, genelde çok kapah, çok az demokratik ve katılıma olmalan. 'aşın profesyonelleş- miş' bulunmalan; salt Mktidar' amacına yönelmeleri ve kulaklannın sağırlaş- ması. toplumda yeni arayışlan ve örgüt- lenmeleri adeta zorluyor. - Sizin "ortak çatı hareketi' dediğiniz hareketin kurumsal omurgasını, SHP ve CHP'nin oluşturacağı anlaşılıyor ve bu- nun gerçekleşmesi için de siz, SHP'nin hükümet ortaklığının günü gelince bitme- sinin beklenmesini zorunlu sayıyorsunuz. Peki bunun, o zaman gerçekleşme şansmı yüksek görüyor musunuz? GÜRKAN: Kesin olarak evet. Çün- kü başkaçare veçözüm ortada yok. Üs- telik sanıyorum, bütünleşme ve yenileş- me yolundaki örgütlü baskılar o zama- na değin daha da artacaktır. Dar görüş- lü profesyonel kadrolann bile buna da- yanması çok zor olacaktır. Son olarak şunu da anımsatmak istiyonım: CHP en güçlü dönemlerinde bö> le çeşitli alt örgütlenmelerle oturuyordu. SHP'nin de yüzde 40'lara ulaştığı dönemler oldu. O zamanlarda da. ashnda SHP'nin iç çoğulculuğu olağanüstü zengindi. Sayın Ecevit'in ve başka birçok kimsenin tu- tarsızlık' ve 'doğrultu belirsizliği' diye çok ağır eleştirdiği özellikler, SHP'nin büyük gücünü oluşturuyordu. CHP ka- patıldı. SHP ise çeşitli tasfiye' ve 'yalnı- zlaştırma' operasyonlanna uğradı. Oy- sa Sayın Ecevit de, DSP'yi kurmadan önce. asıl örgütlenmenin toplum içinde (kırlarda. fabrikalarda) yapılmasını ve partinin bunlann bir ortak çatısı ve bir üst örgütlenmesi olmasını istiyordu. Sonradan Ecevit ve DSP başka bir yolu yeğledi. Ama düşünce o gün de doğrııy- du, bugün de doğrudur. İİTTfl POimKA GUMJJGU HtKMET ÇETtNKAYA Hazine'nin yıllık bileşik yüzde 406'yı bulan süper faizli bonolarının ilk partisini kaç kişi aldı dersiniz? Açıklayalım: 14 bin 188 kişi. Yani 8-9 trilyonluk bölümü 14 bin kişi arasında bölüşülmüş. Diğer bonolarda aşağı yukarı aynı sayılarda alıcı bulmuş. 60 milyon nüfuslu bir ülkede 20-30 bin kişi süper faizli Hazine bonosu alırken binlerce emekli, işçi bu ay maaş- larını alıp alamayacaklarını bilmiyor... Türkiye, çelişkilerle dolu bir ülke... Devlet, dolar ve markın başdöndürücü artışını önleye- mediği için yıllık yüzde 406'yı bulan süper faizli bono çıkarıp para toplamak zorunda kalıyor. Yurttaş, sabahın 09.00'unda bankanın önüne doluşu- yor, süper bonoyu almak için. Bir de bakıyor ki bonolar, banka şubesi açılmadan bitmiş. Bu kez yurttaş, döviz büfelerine gidiyor, dolar bir saat içinde 30 bin liradan 34 binefırlıyor. Akşam haberlerindeöğreniyoruzki Hazine, 10 trilyonluk daha süper faizli bono çıkarıyor. Ülkede ekonomi ve siyaset iyi gitmiyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Fabrikalar kapanıyor, işçiler kapı önüne bırakılıyor. işçi, memur, emekli, dul ve yetim zor günler geçiriyor. Diyorlar ki: "Biz bu ekonomik bunalımı atlatacağız Bir yıl sonra duzluğe çıkacağız..." Ama nasıl? Herhalde 20-30 bin kişiye yüzde 406 faizli süper bono çıkararak değil... Eski başbakanlardan Naim Talu, "Türkiye'de ekono- mi dengeli değil" diyor. Ardından da ekliyor: "Türkiye, 1980 sonrası üç hatalı karar aldı. Serbest fa~ iz.kurveithalat..." Milliyet'ten Jale Özgentürfc Naim Talu'ya soruyor: "Türk ekonomisinde yaşanan krizin boyutları her ge- çen gün biraz daha büyüyor. Size göre bu noktaya nasıl gelindi?" Yanıt: "Türk ekonomisinde 1983 yılından itibaren önemli bir- takım kararlar alındı. Kısa devrede bakanlar, bu kararla- rı alkışlarla karşıladılar. Meseleye derinden bakan in- sanlann birçoğu gördü ki alınmış olan kararların bir kısmı ilerki senelerde memleket ekonomisini çıkmaza sokacak kararlardı. Bu hatalı kararlar; serbest faiz, dö- viz ve dış ticaretti. Serbest faiz adı altında yüksek faize geçıldi. Buna, devlet onculuk etti. Türkiye, kalkınmakta olan ve nüfusu hızla büyüyen bir ülke. Devamlı yatınm yapma ihtiyacı var. Ama yüksek faizle ne kamunun ne de ozel sektorün yatınm yapma imkanı var. " Naim Talu "ikinci hata" olarak değerlendirdiği olayı ise şöyle yorumluyor: "Yapılan ikinci buyük hata buydu. Ülke ekonomisi ha- zır olmadığı halde, Türk Lirası 'nı konvertiblhale getirme iddialarıyla ortaya çıkan bir hatadır. Üstelik kısmi de de- ğil, tam konvertibiliteye gidildi. Ancak Türk parası dün- yada değil, sadece Türkiye'de yaşayan kişiler için kon- vertibl hale geldi. Şimdi artık doviz, faizlerin düşmesine imkan vermiyor." Naim Talu, "liberasyona gidilmesini" ise bakın nasıl değerlendiriyor: "Türk ekonomisinde yapılan üçüncü hata, dış ticarette luzumsuz bir liberasyona gidilmesidir. Türkiye, gerek- siz yere, tüketime önemli miktarda kaynak aktarmıştır. Bu üç büyük hata, bugun, memleketi çıkmaza sokmuş- tur. Artık bu üç hatanın Türk ekonomisine verdiği zarar tartışılmalı. Bu kararlar değişmedikçe ekonominin dü- zelmesi imkansudır. Bir müddet düzelmiş gözükür, so- nunda başladığınız noktaya gelirsiniz. Artık dünyada pür liberal bir sistem kalmamıştır. Akıl vardır. Bizim gibi ekonomilerin muayyen noktalarında, kontrol zorunlulu- ğu vardır. Kontrol noktaları döviz, faiz ve ithalattır." Naim Talu, "Neler öneriyorsunuz" sorusuna ise şu yanıtı veriyordu: "Bu tabirleri istismar etmek çok kolaydır. 'Devletçi ekonomiye mi dönülüyor' diyepolemik yapılabilir. Bun- lann hiçbiri geçerli değildir. ilk iş olarak Türkiye'de ya- şayan insanlara döviz kullanma imkanı kaldınlmalıdır. Bunu yaptığınız takdirde ne liberal ekonomiden vazgeç- miş olursunuz ne serbest ekonomiden vazgeçmiş olur- sunuz. Dunyanın yaptığı tatbikat budur. Bundan sonra bankacılık ve hükümet belirli bir faiz tespit eder. Faiz de indirilir." Dolar ve markın çılgınca yükselişini durdurmak için devletin "süper faizli bono" sattığı bir ülkede ekonomi düzlüğe çıkar mı? Elbetçıkmaz... Sonuç ne olur? Bir ülkede ekonomiyle birlikte siyaset de tıkanır. Ar- dından sosyal patlamalar gelir. 1994 yılının Haziran ayında Türkiye, bu noktaya doğru kaymaktadır... Fezleke TBMM'ye gönderildi DGM Başsavcılığı: Erbakan kışkırtıcı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ankara Devlet Güven- lik Mahkemesi (DGM) Baş- savcılığı. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın. "Adil düzene geçiş kanlı mı olacak, tath mı?" sözleriyle halkı; sı- nıf. ırk. din. mezhep veya böl- ge farklıhğı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etti- ğini bildirdi. DGM'nin hazır- ladığı fezlekede: anayasanın. "temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılamay acağını düzenleyen" 14. maddcsinin, Erbakan'ın. "yasama doku- nulmazlığı" çerçevesinde. Meclis'teki konuşmalanndan sorumlu tutulamayacağı savı- nı. geçersiz kıldığı savunuldu. DGM Başsavcıhğı'nın. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 312,2 maddesiuyann- ca soruşturma yapılabilmesi için Erbakan'ın dokunulmaz- lığının kaldırılması istemiyle TBMM'ye gönderdiği fezleke şöyle: "Sanık Necmettin Erba- kan'ın, 13.04.1994 tarihinde TBMM Refah Partisi grubun- da yaptığı konuşmasında, '... Şimdı ikincı önemli nokta. Refah Partisi iktidara gelecek, adil düzen kurulacak, sorun ne? Geçiş dönemi sert mi ola- cak. yumuşak mı olacak. kan- lı mı olacak, kansızmı olacak? Bu kelimeleri kullanmak bile istemiyorum. ama bunlann teonzmi karşısında herkes gerçeği açıkça görsün diye bu tabirleri kullanmaya mecburi- yet duyuyorum. Türkiye'nin şu anda bir şeye karar vermesi iaam. Refah Partisi adil düze- ni getirecek, bu kesin şart. Geçiş dönemi yumuşak mı .olacak. sert mi olacak, tath mı olacak. kanlı mı olacak? 60 milyon buna karar verecek" denildiği, konuşma ile video kasetinin bant çözümünden an- laşılmıştır. Sanık Necmettin Erbakan'- ın, gerek yukarıya alınan söz- leri ve gerekse konuşmasmm tamamı nazara alındığında, halkı; sınıf, ırk, din, mezhep ve- ya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tah- rik erriği göriilmüştür. Her ne kadar parti grup top- lantılarının MecUs çalışmala- nndan otduğu, dolaytsıyla Necmettin Erbakan'ın Refah Partisi grubunda yaptığı bu konuşması nedeniyle anayasa- nın 83. maddesinde düzenlen- miş olan yasama dokunulmaz- lığından istifade edeceği ve sorumlu tutulamayacağı iddia olunmuşsa da anayasanın 14. maddesi karşısında bu iddianın gecerli olamayacağı ve Nec- mettin Erbakan'ın bu konuş- ması nedeniy le sorumlu olacağı açıktır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle