Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7HAZİRAN1994SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 17
Çalışan en eski gemi ve en büyük kitap fuan 'Doulos' ülkemizde
DünyadaMen büyükaçlık;kitaba!
TUNA ERDEM
Malta bandırab "Doıılos" adlı
bir gemi, olağan ulusJararası bo-
ğaz trafiğine kanşarak Kuruçeş-
me nhtımına demirledi. İlk bakı-
şta lüks yolcu gemilerinden biri
izlenimi bırakan "DoukK", aslı-
nda 35 değişik ulustan 350 kişi ve
300 tonluk bir kitap stokunun
yanı sıra dünyanın halen çalışan
en eski gemisi. dünyanın en bü-
yük kitap fuan ve dünyanın tek
yüzen uluslararası komünü gibi
sıfatlan da beraberinde taşıyan
çok özel bir gemi.
"Herkese Iyi Kitap VakfTnın
gemiyi satın aldığj 1978'den bu
yana 72 ülkede 296 limanı gezen
ve 20 milyon ziyaretçi tarafından
gezilen bu yüzer fuar, önce Mer-
sin'e uğradıktan sonra İstanbul'a
ulaştı. Yemek kitaplanndan,
klasik edebiyat yapıtlanna, ço-
cuk kitaplanndan, sanat kitap-
lanna kadar çok çeşitli konular-
da İngilizce, Almanca ve Türkçe
kitabın sergilendiği "Doulos"ta
uluslarüstü bir para birimi kul-
lanılıyor: Ünite. Bir ünitenin 50
bin Türk Lirası olduğu fuarda
tüm kitaplar indirimli fıyatlarla
satıhyor.
"Doulos"un halkla ilişkiler
müdürii Jane Barkro'dan gemiy-
le ilgilı bilgi aldık:
- Doulos'ım gönüllü personeli
arasında milliyet. yaş ve mesleki
geçmiş açısmdan çok farklı kişiler
bulunuyor...
Ingıltere'den Kenya'ya. Ar-
navutluk'tan Uzakdoğu ülkele-
rine kadar 33 değişik ülkeden gö-
nüllü personelimiz var. Yaş ve
meslek açısından da aynı çeşitlilik
söz konusu. Burası küçük bir $e-
hir gibi her mesleğin temsilcisi
var. Zaten gemide belli sayıda
doktorun, güverte görevlisinin.
makinistin bulunması yasal bu
zorunluluk. Ancak şu anda bc>
doktorumuz var ve bir tane^
fınnda çalışmayı tercih ediyor.
Gönüllü personelin yaşı da 60 ile
17 arasında değişiyor. Bu yaş
farklıhğı sağlıklı birortam yaratı-
yor. Liseyi bitirdikten sonra. üni-
versiteye girmeden önce dünyayı
gezmek. yaşamda hangı yolu
seçeceğine karar vermek içın bize
katılan birçok 17- 18 yaşında
genç var aramızda Ancak per-
sonelin çoğunluğu 25-30 yaş
arasında.
- Doulos'ta görev dağıiımı nasıl
yapdıvor?
Görev dağıiımı tümüyle gönül-
lülük temeline dayanıyor. Kişile-
rin daha önce yaptıklan işe uy-
gun bir görevde olabiliyor tama-
men farkb bir görevde. ömeğin
20 yıllık dişçi mutfakta görev
aldı. Berber var ama bu işi yap-
1978'den bu yana 72 ülkenin
2 % limanında, 20 milyon ziya-
retçi nin gezdiği bu > üzer fuar-
da 4 bin çeşit kitap bulunuyor.
Depoları yarım milyon kitabı barındırabiliyor. (FotoğraflanHATİCETUNCER)
mak istemediğı için, bu konuda
hiç bir deneyimi olmayan biri
berberlik yapıyor. Bu yüzden he-
pimiz tuhaf saç kesimleriyle do-
laşıyoruz.
- Kimsenin yapmak istemediğı
işler olmuyor mu?
En zor işler güverte görevlisi
olmak ve makine dairesinde ça-
lışmak. Makine dairesinde 35 de-
rece sıcakta karanlıkla çalışmak
gerekiyor ama ilginçür baa arka-
daşlar bunu tüm işlere tercih edi-
yor. Neyse ki insanlar çok çeşitli
ve herkesin yapmak istedigi iş
farklı. Zaten bu geminin varoluş
amaçlanndan biri de bu çeşitliliği
vurgulamak ve böylesi çeşitli in-
sanlann bir arada mutlu yaşaya-
bileceğini eöstermek.
- Gönüllüler ne kadar süre
"Doulos"ta çauşıyorlar?
Kalış süresi değişken. Aslında
isteğegöre de belirleniyor. Genel-
likle iki yıl içinde hcrkes >oml-
muş. tükenmiş ve evinı özlemeye
başlamış oluyor ve birçok hevesli
yeni gönüllüye yer açmak içın
avnlıyor. Birkaç yıl sonra geri
dönmek de olanaklı. Buraya dı-
şardan bakılınca lüks bir dünya
turu gibi gözüküyor ama aslında
işler çok ağır. Ben hayatımda hiç
buradaki kadar çok çalı-
şmamıştım. Farklı kültürlerden
gelen ve her şe\ı sizden farklı ya-
pan kişilerle anlaşmayı ve insan-
lan sev me> i öğreniyorsunuz.
- Fuarda ne tiir kitaplar bulu-
nuyor? Kitaplar tükenince ne >apı-
yorsunuz?
Aslında 4000 ayrı başlıkta top-
lanabilecek kitabımız vardı. An-
cak Dubaı ve Bahreyn'de bekle-
mediğimiz yoğun bir ilgiyle karşı-
landık ve şu anda 3000 ayn konu-
da kitabımız var. Kitaplar deniz
yoluyla bize geldiğinden üç ay-
dan önce elimize ulaşamıyor.
-"Doulos"un kitap fıtanndan
başka etkinlikleri de var mı?
Ucretsız İngilizce kurslan. ge-
minin uluslararası personeliyle
tanışıp konuşma olanağı tanıyan
"L'luslararası Kahve", sinema
gösterileri ve dans ve müzik gös-
tcnlcn ctkınliklcrimiz arasında.
11 hazıranda Rumelihisan'da
böyle bir uluslararası dans ve
müzik gecemiz \ar. Ancak "Dou-
los'un pek bılınmeşen yardım et-
kinlikleri de var. Örneğin konser-
ve. gıyecek \e ılaç içeren 6000 ku-
tuyu halka dağıtması için Mo-
zambikli kabile liderlerine ver-
dik. Batı birçok ayncalığa sahip.
Aldığınız eğilim ve imkanlan do-
ğal kabul ediyor ve bunlann
karşılığını dünyanın sizin kadar
şanslı olmayan yerlerindekilere
ödemeniz gerektiğini düşünmü-
yorsunuz. Işte biz bunu yapma
şansını eldc ediyoruz. Benim gibi
her köşe başmda bir kitapçıya
rastlanan bir ülkeden gelince,
Tanzanya'daki kitaplann top-
lamının bir kütüphaneyı geçme-
diğini gördüğümüzde tam bir
kültür şoku yaşadık. Dünyadaki
en büyük açlığın yiyeceğe değil,
kitaba karşı olduğunu düşünü-
yorum. Dünyanın en iyi edebiyat
yapıtlannı buralara ulaştırmak
bizim için çok önemli. Üstelik
200 dolar fıyatı olan ders kitap-
lannı buralarda 6 dolara satıyo-
ruz. Gittiğimiz ülkelerdeki yerli
kitaplan da fuanmıza katmaya
gayret ediyoruz.
- Türkiye'den sonra progra-
mınızda hangi ülketer var ?
2, 3 aylık programlar yapıyo-
ruz. Genellikle Üçüncü Dünya
ya da gelişmekte olan ülkelere
gitmeyi tercih ediyoruz. Gor-
don'daydık Süveyş Kanalfnı
geçerek Mersin'e geldik. Cape
Tovvn'da. geminin elektrik tesi-
satı için 170 gönüllü elektrik mü-
hendisi ve makinist bizimle bir-
likte çalıştı. Aslında gemi çok eski
ve çalışması bile mucize. 1914'te
yük gemisi olarak çalışmaya baş-
lamış. 1950"lerde Avrupa'dan
Avustralya'ya göçmen taşımış, 2.
Dünya Savaşf nda sahil güvenlik
gemisi olarak görev yapmış. Bu-
radan Ukrayna. Yalta, Roman-
ya ve Bulgaristan'a gideceğiz. Yıl
sonunda ise ""Doulos"un 80.
yaşını kutlamak üzere İtalya'ya
demirleyeceğız.
-" Doulos"un masraflan nasıl
karşılanıyor?
Günde 50 ton suyun harcan-
dığı. 3700 Iitre boyanın kulla-
nıldığı bir geminin toplam mas-
raflan çok yüksek tutuyor. Bun-
lan vakfa yapılan bağışlardan ve
kitap satışı gelirlerinden karşılı-
yoruz. Aynca tüm personel bir
biçimde kendi harcamalannı
karşılıyor. Bazı yerlerde su fiyat-
lannda indirim yapılıyor.
Satüğımız kitaplar da genellikle
bağış olarak veriliyor. Çoğu za-
man biz sadece taşıma parasını
yükleniyor ve fiyata da yalnız
bunu yansıtıyoruz.
- "Doulos"a beş Tûrk perso-
nelin alınacağı açıklanmıştı. Bu
personeli nasıl belirleyeceksiniz?
Aslında şu anda kadromuz ta-
mamen dolu. Ancak aramızda
Türklerin de bulunmasını çok is-
teriz. Üç dört aylığına da olsa bu-
radan beş kişiyi de almak istiyo-
ruz ama henüz belirlemedik.
Parliament Superband
CazFestivali
bugün başlıyor
CEM YEGÜL
Sonunda Parliament. düşünü gerçek-
leştiriyor ve "Parliament Superband
Jazz Festival" de İstanbul'un festivaller
kervanına kaühyor.
Festival programına bir göz attığımı-
zda, ilk yılında Parliament'in, cazsever-
lerin yakından tanıdığı isimlerle karşımı-
za çıktığını göriiyoruz: The Brecker
Brothers, Chick Corea Etektric Band II,
Tania Maria, Flora Purim&Airto ve Ja-
mes Brown. Ancak benim favorilerim.
festivalin kapanış konserini verecek olan
James Brovvn ile birlikte, bu akşam festi-
valin ilk topluluğu olarak izleyeceğirniz
ve belki de bu zengin program çerçeve-
sinde cazseverlerin çok az tanıdıklan:
belki de hiç tanımadıklan "The Rebirth
Brass Band."
Eski ile yeniyi harmanhyor
Cazm ve aynı zamanda "brass" gele-
neğinin doğum yeri olan New Orleans
kökenli çok genç müzisyenlerden oluşan
The Rebirth Brass Band, bu geleneği
sürdünneye çalışan ender topluluklann
başında geliyor. Karumca bu genç topiu-
luk gerçekten de günümüz caz dün-
yasının en heyecan verici topluluklan-
ndan biri. Bir ayaklan sıkı sıkıya gele-
neklerine bağb olan topluluk, enerjı kat-
sayılannı da müzikJerinin vazgeçilmez
bir unsuru yaparak kendi seslerini yaka-
lamışlar. Eski ile yeniyi başanyla har-
manlayan The Rebirth Brass Band, Lou-
is Armstrong ve Mkhael Jackson'ı aynı
ustabkla yorumlayabiliyor ve aynı pota-
da eritebiliyor.
The Rebirth Brass Band
Louis Armstrong. Presenation Hall,
Dr. John, The Neville Brothers, Dirty
Dozen Brass Band ve şimdi de The Re-
birth Brass Band... Evet New Orleans
müzik geleneği yukandaki isimlerin de
anlatabileceği gibi çok geniş ve zengin
bir yelpazeye yayıhyor. Bılindiği gibi
caz, r&b ve blues üzerindeki etkisi ol-
dukça bebrgin olan New Orleans
"brass" müziğinin çok köklü bir gecmişi
var. Son on yıl içinde pek çok "brass"
topluluğu da bu derin geleneği devam et-
tirmek için müziklerini deneysel plat-
formlara taşımaktan çekinmediler. Hiç
şüphesiz bu yeni "brass sound"unu şekil-
lendiren topluluklann başında da The
Rebirth Brass Band geliyor. Topluluğun
genç müzisyenleri, müziklerine o kadar
hakimlerdi ki Bourbon Street, uluslara-
rası bir caz festivab ya da bir rock kulü-
bünde çalarken kendilerini hep evlerin-
deymiş gibi hissediyorlar.
Davullar ve nefesblerden oluşan The
Rebirth Brass Band, yine bu geleneğin
vazgeçitaıez bir unsuru olan cenaze tö-
Yedinciyıl, festivalle geldi
T he Brecker
Brothers'dan Chick
Corea Electric
Band'e, Airto
Moreira ve Flora
Purim'den James
Browrfa dek caz
dünyasının ünlü
isimlerini bir araya
getiren Parliament
Superband Caz
Festivali, 11 hazirana
dek sürecek.
renlerinin de en çok aranan topluluğu
New Orleans'ta. Bugüne kadar yüzden
fazla cenaze töreninde çalmışlar. Bu tö-
renlerin çoğu da "crack" yüzünden kay-
bettikleri arkadaşlan içinmış. Bu yüzden
de topluluk elemanlan uyuşturucular
konusunda gençleri uyarmayı kendileri-
ne görev edinmişler. The Rebirth Brass
Band davullarda Keith Frazier ve Ajay
Malkry, trompetlerde Glen Andrevre ve
Kennethy TeiTy, trombonlarda Reginald
Stewart ve Tjrus Chapman, saksofonda
Roderick Paulin \e tubadd Philip Frazi-
er'dan oluşuyor.
Brass geleneğinin sınırlannı zorlayan
\e bu türü bambaşka bir platforma taşı-
yan The Rebirth Brass Band'in konseri-
ni kaçırmamanızı ta\siye ederim: tabii
bu tavsiyc için geç kalmamışsam.
"Century of Jazz" adını taşıvan festi-
valin açıiış gecesi izleyeceğimiz dığer
topluluk da herkesin yakından tanıdığı
The Brecker Brothers. Michael ve Rand>
Brecker'ın kurduğu The Brecker Brot-
Chick Corea'nın
ElectricBand
eşliğinde vereceği
konser, 8 haziran
çarşamba günü
saat21.00'de
Açıkhava
Tiyatrosu'nda
izlenebilecek.
Konserinilk
bölümünde solo
konser vermesi
beklenen Corea,
ikinci bölümde
topluluğuyla
birlikte çalacak.
hers günümüzün en gözde "fieion" top-
luluklanndan biri. Tenor saksofonda
Michael Brecker, trompcttc Randy Brec-
ker, gitarda Dean Brown, tuşlularda Ge-
orge VV'hitty, başta James Genus ve da-
v ulda Rodney Holmes'dan oluşan toplu-
luk tam bir vıldızlar topluluğu aslında.
En çok taklit edilen saksofoncu
Michael Brecker için son çeyrek
yüzyıbn en fazla taklit edilen saksofon-
cusu deniliyor. Bu yakıştırma ne derece
doğrudur bilinmez ama. kardeşi Randy
ile birlikte Biliy Cobham'ın Dreams adiı
topluluğu. Horace Süver'in beşlisı ve
ayn ayn pek çok ustayla olan birliktelik-
leri göz önüne alınırsa. "caz ve uzantı-
ları" dünyasında kendine sağlam bir ycr
edindiği söylenebilir. Michael'in "Don't
Try This At Home" ile bir "Grammy"si
de bulunuyor. James Brown, Herbie
Hancock, Mike Mainieri, Chick Corea,
Qtıincy Jones. Biliy Joel, Eric Clapton ve
John Lennon; Viichael Brecker'in birlik-
te çaldığı isimlerin sadece birkaçı. Randy
Brecker da "Blood, Sweat&Tears"ın ku-
ruculanndan. Randy'nin birlikte çaldığı
ustalar arasında Oark Terry, Duke Pe-
arson. Joe Henderson. Larry Coryell gibi
ısimleri sayabiliriz.
Michael ve Randy Brecker, caz, r&b.
funk ve rock&roll'u harmanlayarak "fiı-
sion" içinde kendilerine has bir "sound"
yakalamışlar. tşte bu "sound"un adı da
"The Brecker Brothers."
Keyifli bir festival geçirmenizi dibyo-
FELSEFE YOLONDA
ARSLAN KAYNARDAG
Adalet Kavramı ve
Bir Seminer
Tarihte toplumlar belli bir aşamaya gelince "hukuk"
önemli bir sorun olarak ortaya çıkmış ve adalet kavramı
oluşmuştur.
Bu kavramın çok eski zamanlardan beri terazi ile sim-
geleştirilmesi dikkatimizi çekiyor. Yunan mitolojisinde
adalet tanrıçasını, bir elinde terazi, öteki elinde kılıç tu-
tan gözü bağlı bir kadın olarak görüyoruz. Böylece adil
olmanın doğruluk, eşitlik ve nesnellikle eşanlama geldi-
ği belirtilmek isteniyor.
Filozoflar bu kavram üzerinde durdular, onun ne oldu-
ğunu anlamak ve anlatmak istediler. Platon'un birkaç
diyaloğunda birden adalet kavramı ele alınmaktadır.
Platon'a göre temel erdemler dört tanedir. Bilgelik, ce-
saret, ölçülülük ve adil olmak. En değerli erdem adil ol-
maktır. Bu erdem ruhun soylu ve üstün niteliklerini ıçe-
rir.
Platon, başlıca konusu adalet olan Gorgias diyalo-
ğunda, adil olmayanın mutlu olamayacağını anlatır. Adı
geçen diyalog, felsefe tarihinde hak ve adaleti yücelten
yapıtların başında gelmektedir.
DevletveYasalaradını taşıyan diyaloglardada adalet
kavramı incelenmiştir. Platon'un ahlak ve siyaset felse-
fesinde, adil olma ve zorbalık karşıt kutuplardır. Zorbalık
bilgisizlikten, insanın ve toplumun temelindeki bozuk-
luklardan ileri gelir. Platon, erdemlerin öğretilmesinin
devletin ödevi olduğunu söyler. Adalet öğretilebilir.
Platon gibi Aristoteles'in de adaleti erdem olarak nite-
lendirdiğini görüyoruz. Adalet öylesine harika bir şeydir
ki, "akşam yıldızı ve sabah yıldızı onun parlaklığı yanın-
dahiçkalır."T)
Poİitika ve özellikle Etik (
2
) adındaki kitabında bu kav-
ramı ele alan Arıstoteles, dağıtıcı (eşitlikçi) ve denkleşti-
rici adaletin birbirinden ayrılması düşüncesindedir.
"Eşitlikçi adalet mutlak değil göreli nitelik taşır. Denk-
leştirici adalet, bireyin gördüğü zararın giderilmesi an-
lamına gelir" demektedir.
Tarihte toplumlar değişip geliştikçe. insanların yeni
gereksinme ve istekleri ortaya çıkıyor, adalet kavramı
da bunlara bağlı olarak yeni bir anlam ve içerik kazanı-
yor. Örneğin sosyal adalet kavramı Büyük Fransız Dev-
rimi sırasında, yani 18. yüzyıl sonlarına doğru dile geti-
rilmiştir.
Hukukun temel kavramları değeriendirilirken, her
yerde olduğu gibi ülkemizde de felsefeye söz verilmesi
gerekiyor. Türkiye Felsefe Kurumu 1992 yılında adalet
kavramı semineri düzenledi Seminerdeki konuşmalar
bu yıl kurum taratından kitap halinde yayımlandı. (
3
)
Açış konuşmasını yapan değerli hukukçu Yekta Gün-
gör Özden'in söylediklerini kısaca özetliyorum'
"Adalet insanın ve toplumun en soylu kavramıdır.
Toplumlar hukukun özü olan ahlaka değer vermeden
ayakta kalamaz. Hukuk insan haklarına dayanmadıkça
eksik olacaktır. Bir insana karşı işlenen suç, tüm insanlı-
ğa karşı işlenmiş sayılmalıdır."
Seminerde felsefecilerimiz ve hukukçularımız 12 ko-
nuşma yapmışlar. Prof. İoanna Kuçuradi nın Adalet
Kavramı başlıklı bildirisinden şu düşünceleri aktarıyo-
rum:
"Adaleti isteyenlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır''
diyen Kuçuradi "adaletned/r?"sorusundanonce, "acfa-
letsizlik nedir?" sorusunu soruyor ve şu sonuca varıyor:
"Adalet, insanlara uygun hukuk koşullarınm yaratıl-
masına ilişkin sürekli bir istektir. İnsanlar kendilerine
verilmesi gerekenlerin verilebileceği. başkalarına ver-
mesi gerekenleri verebileceğı koşullann yaratılmasını
istiyor. Laiklik, özgürlük, kurumsal özerklık gibi ılkeler
bu koşullann içindedir. Adalet, insan hakları için bir is-
tem ilkesidir. Buna temel hakların korunması ilkesi de
diyebiliriz. Adaletin temel ilke oluşu insan felsefesini de
ilgilendirmektedir."
Adalet Kavramı adındaki bu kitabın editörlüğünü ya-
pan, yayınlamması için büyük çaba gösteren. hukuk fel-
sefesi profesörü Adnan Güriz'e özellikle teşekkür et-
mek gerekiyor.
Felsefenin adalet konusunda söyleyeceği daha çok
şey vardır. Bunlar söylenmeli ve söylenenlere başta hu-
kukçular ve siyasetçiler olmak üzere herkes kulak ver-
mejidir. Hukuksuz toplum olmaz. Felsefesiz de hukuk
olmuyor.
İçinde bulunduğumuz hukuk uygulama düzenine ada-
let dediğimiz gibi, olması gereken, özlenen hukuk düze-
nine de adalet diyoruz. Özellikle bu ikinci anlamdaki
adalet, bizi felsefe yapmaya götürüyor. Ve asıl o zaman
"adalet kavramı" kendini göstermeye başlıyor.
(1) Nikomakhos'a Eük. 1968 (Çev Saffet Babur). s 95
(2) Yukandaki notta be.ırtıldtğı gıbı kıtabm tam adı Nftomakhos'a Elifc'tır
(3) Adalet Kavramı (Edıtor Adnan GOrız) Ankara. 1994 Yayınlayan Turkıye
Felsefe Kurumu
Körler Vakfı yararına resim sergisi
Kültür Servisi - Türkiye Körler Vakfı \aranna düzenlenen
resim sergisi açıldı. Harbiye Askeri Müze Kültür Merkezi'nde.
Koleksiyon Sanat Eserleri MüzayedeOrganizasyonu
tarafından düzenlenen sergide. l lötablosatışasunuldu.
Sergide ycr alan eserlerden I8"inindoğrudan Körler Vakfı'na
bağışlandığını. kalan 98 eserin gelirinın de bu \ akfa verileceğini
belirten yetkililer. resimlerin 60dolarile 195 dolar arasında
satılacağını belirttiler.
Kıyı'nın 99. sayısı çıktı
KültürSenisi-Nisan l986"danbuyana;Trabzon"dadüzenli
olarak yayımlanan, aylık kültür vcsanatdergisi. KIYI'nın99.
sayısı çıklı. Derginin 'atardamar" bölümünde: ölümünün 5.
yıldönümü nedcniylc. şair ve yazar Hasan İzettin Dinamo'nun
büyük yapıtı "Kutsal İsyan'da Doğu Karadeniz İnsanı" Suat
İskcnder'in kalcmindenyansıtılıyor. Muzaffer L'yguner;
"Kansu'nun Derlencn Şiir ve YazılarT. Nazif Ev ren. "Hasan
Ali YüceFi Anma Günü"". Muhsine Helimoğlu Yavuz; "Şiirin
Gizli Gerçeği: Simurg"". O.Nuri Poyrazoğlu. "Nereden Nereye
yada şu 'Emmi'nin İşleri. Ruşen Hakkı: "Okurken Düşülen
Notlar". Muzaffer Gündoğar. ""ŞiirSofralanÖksüz Kaldı"
Betül Tanman:" 1919"da Kastamonu'da Kadınlar Mitingi".
Mehmet Güler; "Doğumunun 80. yılında. Ses Bayrağı Bir Şair:
Dağlarca". Mustafa Duman; Atatürk. Türk Devrimive
Gençlik Konusu"nda'" adlı yazılanyla yeralıyorlardergide.
Özgen Seçkin. Ahmel Uysal, Gündoğdu Sanımer. Tuğrul Asi
Balkar, Nurettin Özdemir. Arife Kalender Önel. Sıtkı^alim
Gör. Murat Üstübal. Mehmet Sarsmaz, Faruk Bal. Oya UysaL,
Yalçın Aydın Ayçiçek, Osman Bolulu, Ömer Kayaoğlu.
Neriman Calap, Mustafa Yıldız, M. Mazhar Alphan dergide
şiirleriyleyeralıyorlar. M. Reşat Sümerkan'ın fotoğraflan.
Abidin Dino ve Metin Altıok'un desenleri, derginin görsel
üriinlerini oluşturuyor.
Milliyet Kardeş Dergisinin resim sepgisi
KühürServisi - Milliyet Kardeş Dergısi'nin geleneksel 23 Nisan
Büyük Yanşmasf nda dereceye giren ve sergilenmeye değer
bulunan resimler 13 haziran tarihine kadar Bey oğlu Yapı Kredi
Sanat Galerisi'nde sergilenecek. Buyıl 10'uncusu düzenlenen
yanşma, banş, çevre ve 23 Nisan konulannı kapsıyordu.
Yanşmaya yurdun dört bir yarundan 6-13 yaş arası 10 bine
yakınçocukkatıldı. Dereceyegiren vemansiyon alan
öğrencilerin başan belgeleri ile armağanlan okullannda
yapılan törenlerde kendilerine verildi.