Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Ya>ın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya
• Genel Yayın Danışmanı: Orhan Erinç
• Yazıişleri Müdürleri: İbrahiai Yıldız,
DinçTayanç(Sorumlu), • Haber Merkezı Mü-
dürü: Hakan Kara
Dış Haberler: Ergun Balcı • Ekonomi: Bülent
Kızanlık • İstihbarat: YaJçın Çakır • Yurt
Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler. Sami
Karaören • Spor: Abdiilkadir Yücelman
• Düzeltme: Abdullah Yazıcı
Ankara Temsilcısı. Mustafa Balba) •Haber MudürCr Doğan Akın AlatürkBul-
vanNo!25, Kat. 4. Bakanfıklar-Ankara Tei 4195020 O Hat). Tcie\ 42344. Fa\
(4)4195027 •İzmır TemsılciM. Serdar Kızık. H Zıva BK 1352 S 2 3 Tel 4411220
Telex. 52359. Fa\. 4419117 • Adana Temsilcısı Çetin Viğenoğlu İnonu Cd. 119
S No 1 Kat: 1. Tel: 3522550-3522601-3522492, Telev 62155, Fax 3522570
Müessese Müdürü Erol Erkut •Koordına-
lör Ahmet korulsan •Muhasebe Bülent Ye-
ncr •İdare Hüseyin Gürer •Işletme- önder
Çelik #Bılgı-jşlem Nailfnal #Bılg]sa\arSıs-
tem: Mürflvet Çiler •Reklam Reha Işıtman
^ a>wılaıan \e Basan: "> enı Gun Haber Ajdnsı. Basın ve Yavıncılık A Ş
TıırkocağıCad 39 41 Cağaloğlu 34334tst PK 246IstanbûlTel (0 ;i:ı5i;O5O5(2Ohdt>Tck\ 22246. Fa.x (0 212)5138595 27HAZİRAN1994 Imsak 3 26 Güneş. 5 26 Öele 13 12 Ikındr 1" Akşam: 20.47 Yatsı: 22.38
Kağrtçıbaşı'na
ödül
• Haber Merkezi- Türkiye Bilim
Akademisi asil üyesi Prof. Dr.
Çiğdem Kağıtçıbaşı'na, Amerikan
Psikolojı Birliği (Amerikan
Physicologia!'nın
Associatıon-APA) "Psikolojinin
Uluslararası Gelişimine Seçkin
Katkı Ödülü" verildi. Dünyadaki
en büyük ve güçlü bilimsel-mesleki
psikolojı kuruluşu olan APA'nın
Amerika çapında 100 bin üyesi
bulunuyor. Son üç yıldır birlik
tarafindan oluşturulan
"Psikolojinin Uluslararası
Gelişimine Seçkin Katkı
Ödülü"nün üçüncüsü ilk kez
Kuzey Amerika dışından bir
psikoloğa. Prof. Kağıtçıbaşı'na,
kültürlerarası psikolojı
araştırmalan, uluslararası
psikoloji organizasyonlan ve
gelişmekte olan ülkelerin psikoloji
sorunlan uygulamalan
konulanndaki büyük katkılan
nedeniyle verildi. Prof. Dr.
Kağıtçıbaşı, ödülünü APA'nın
12-16 Ağustos 1994 tarihleri
arasında yapılacak 102. Yıllık
Kongresi"ndealacak, aynı
kongrede ödül konferansı ile
birlikte, davet edilen 5 uzman
bildirisinden birisini sunacak.
Yaya geçidi
standartları
• ANKARA(AA)-Türk
StandartJan Enstitüsü (TSE)
tarafindan Türk standardı olarak
kabul edilen, "Şehir îçi Yollar -
Yaya Geçitleri Seçim Esaslan" ve
"Şehiriçi Yollar - Zebra Yaya
Geçitleri" standartları, 6 ay sonra
zorunlu olarak uygulanmaya
başlanacak. TSE tarafindan
haarlanan iki standartla ilgili
tebliğ, dünkü Resmi Gazete'de
yayımlandı.
KooperatifçHik
binalarına koruma
• ADA\ A (Cumhuriyer Güney
İlleri Bürosu) - İçelin Silifke
ilçesindeki Tekir Çiftliği'nde,
Atatürk tarafindan 1935'te
yaptınlan iki kooperatif binasının,
müze ve kütüphaneye
dönüştürülmesi için koruma altına
alınması kabul edildi. Kısa adı
Adana-Koop olan Adana Konut
Üretim Yapı Kooperatifleri
Biriiğfnin. bir süre önce adı geçen
binalann Atatürk Kooperatifçilik
Anıt Müzesi ile Uluslararası
Kooperatifçilik Araştırma
Merkezi ve Kooperatifçilik
Kütüphanesi haline getirilmesi
için başlattığı kampanya olumlu
sonuçverdi.
Sigapanın
yararları
• WASHINGTON (AA) -
ABD'de neredeyse yasakîanma
noktasına gelinen sigaranın, baa
yararlan olduğu öne sürüldü.
"Forbe" dergisi, son sayısında
"Sigara İçtiğiniz İçin
Teşekkürler" başlıkh biryaa
yayımladı. Yaada, ABD'de
işyerlerinde ve kamuya açık
kapalı yerlerin hemen hemen
tümünde yasaklanan sigaranın
insan sağlığına faydalan anlatıldı.
Sigaranın "haz" verdiğinin
hatırlatıldığı yaada, "Bunun yanı
sıra sigaranın, canlandıncı,
dikkate yöneltici ve düşünsel
kapasiteyi uyana davranışsal
etkileri, araşürmalarla
saptanmıştır" göriişü savunuldu.
Yaada, "Doktorlar çoğu zaman
"arada sırada bir bardak şarap
alın iyi gelir' derler, ama
yararlanna karşın, "arada bir
sigara yakm" demezler" denildi.
ADD Samsun
• SAMSUN (Cumhuriyet) -
Atatürkçü Düşünce Derneğı
Samsun Şubesi'nin 1. Olağan
Kongresi yapıldı. Demeğin
yönetim kuruluna Osman
Zümrüt, Nafız Çalıkoğlu,
Ahmet San. Hülya Korkmaz,
Aybars Turan, Melek Evin Şen,
Gülin Altan seçilirken,
Denetleme Kurulu üyeliklerine
Dursun Ali Yılmaz. Münire
Gedik, AJi İhsan Gümüş,
kurultay delegeliklerine de Sadi
Subaşı ve Sükyman Çelik
getirildiler. Yeni Yönetim
Kurulu önümüzdeki günlerde
toplanarak görev bölümü
yapacak.
Gölbaşı'na
biliPkişi desteği
• ANKARA (ANKA)-
Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki
taşocaklannın kapatılması ve
bozulan çevrenin eski haline
dönüştürülmesini sağlamak
için başlatılan hukuk
mücadelesine bilirkişi heyeti de
destek verdi. Ankara 10. Sulh
Hukuk Mahkemesi'nesunulan
ve maden mühendisi Haluk
Yılmaz, jeofızik mühendisi
Mehmet Erdinç ile makine
yüksek mühendisi Deniz
Alper'in hazırladığı bilirkişi
raporunda taşocaklannın
üretimlerini sürdürmesi halinde
Gölbaşı'ndaki çevre
bozulmasının
önlenemeyeceğine dikkat
çekildi.
Neil Armstrong ve Edwin Aldrin 20 Temmuz 1969'ta Ay'a ilk kez ayak basmışlardı
Insanlıkadınaatılanadımın25. ydıCUMHUR CANBAZOĞLU
Bu fetih, tarihtekilere hiç mi niç
benzemiyor. Kansız ve bilim adına
yapılrruş bir fetih; 25 yıl önce Armst-
rong ile Aldrin 'in Ay'a ayak basışla-
n.
20 Temmuz 1969'u 21'e bağlayan
gece, televizyonlannın karşısına ge-
çen 600 milyon insanın tanık olduğu
heyecanın, o 'insanlık adına atılan
adım'ın 25. yıldönümünü bir ay sü-
recek törenlerle kutlayacak dünya.
Ay 'doğaJ park' oldu
O günden bugüne çok şeyler oldu,
Ay'ın keşfi tamamlandı. Birkaç haf-
ta önce ABD keşif araa Clementi-
ne, dünyanın biricik uydusunun son
biünmeyen bölgelerinin fotoğrafla-
nnı çekerek programın ilk bölümü-
nü sonuçlandırdı. Böylece 25 yılbk
zor uğraşın sonucu Ay, uzayın ilk
'doğal parkı' ılan edildi ve 'koruma-
ya' alındı.
Amerikalılar Ay'a son olarak
Aralık 1972'de ayak basmışlardı.
Ay'dan getirilen 382 kilo taşın 333
kilosu, Houston'daki Johnson Spa-
ce Center ve San Antonio'da incele-
meyealınmıştı.
Geriye kalan 49 kilo, 78 bin par-
çaya bölünerek dünyanın dört bir
yanındaki laboratuvarlara gönde-
rildi. Taşlar Ay'ın oluşumuyla ilgili
insanoğluna birçok ipucu verdi,
ama dünya ile uydusunun ilişkisini
aydınlatmaya pek yardımcı ola-
madı. Bu da yukanya yeniden
• Yeni kuşak astronotlann
ortak hayali, Ay yüzeyinde
yürümek ve burada
yaşamı başlatmak.
Insanoğlunun Ay'a
yerleşmesi,
güneş sisteminin sırlannı
birerbirer
çözmede en önemli
etap olarak
değerlendiriliyor.
çıkmak için iyi bir nedendi..
Mars'a gonderilen Observer'ın
başansıziığma karşın NASA, insan-
lı ve insansız uzay araştırma projele-
rini sürdürüyor. Bunlar arasında,
bir kez daha Ay'a iniş, ilk sırada yer
ahyor. Yeni kuşak astronotlann or-
tak hayali, Ay yüzeyinde yürümek
ve burada yaşamı başlatmak.
George Bush, Apollo 11 'in Ay'a
inişinin 20. yıldönümünde (1989)
Space Exploration Initiative adı ve-
rilen uzay keşifleri programının
düğmesine basmışü. Bu program,
insanoğlunun Ay'a yerieşmesini
sağlayacak, 2020 yılında Mars'a in-
sanlı uçuşu gerçekleştirecek...
İlkmahalle2004'te
İnsanoğlunun Ay'a yerleşmesi,
güneş sisteminin sırlannı birer birer
çözmede en önemli etap olarak de-
ğerlendiriliyor. Ay projesinin ilk
etabmda, minik gezegende yerleşi-
me en uygun bölgeleri saptayacak
sondaj makineleri > üzeye inecek. Bu
verileri topladıktan sonra 2004'teilk
ekip Ay'a ayak basacak. Birkaç gün
sonra roketler yaşam mahallerini
Av'a indirecekler. Ikinci uzay ara-
ayla bir cipve 6 astronot, 14günlük
yiyecekle Ay'a gidecek. Ekip ilk iş
olarak kepçe ve buldozerlerle bina-
lar ve nükleer jeneratör için toprağı
düzeltecek ve Ay'daki ilk mahalleş ı
kuracak.
Ikinci Ay harekatı 20O5"te gerçek-
lesecek. 40 günlük malzemeyle gide-
cek ekip, yollan ve iniş-kalkış pistle-
rini inşa edecek. En önemlisi, biüm-
sel araştırmalara başlanacak ve ve-
riler anında Ay'daki laboratuvar-
larda değerlendirilecek.
Bitki yetişecek mi?
Üçüncü seferde ise yaşam mahal-
leri genişletilerek 90 günlük bir
program uygulanacak. Bu kez ast-
ronotlar Ay'da bitki yetiştirecekler
ve ciple bölgeleri tarayacaklar. Ay-
nca Ay'a dev bir teleskop yerleştire-
cekler.
Kalıcı üs kurma projesi ise 2007
yılında uygulama>a konulacak.
Ay'da yaşayan astronot sayısı on se-
kize çıkarken uzay araçlan sürekli
malzeme ve eleman taşıyacaklar.
Bu senaryo bilimkurgu romanın-
dan ahnmadı, NASA'nın hedefledi-
ği Ay projesinin bir özetı \e on yıl
içinde hayata geçecek. Her şey plan-
landığı gibi giderse; sıra çeyrek yüz-
yıl sonra kıal gezegene, yani Mars'a
gelecek.
AY KAHRAMANLARI NELER YAPIYOR?
Apollo 11 ekibi bilimden kopmadı
Apollo programı çerçevesjnde 1969'dan 1972'yedek
ay yüzeyine 12 astronot ayak bastı. Aralannda ilk
olmanınşerefînıvaşayan Apollo 11 ekibi,yıllargeçse
de bilimden kopmadı.
Neil Artnstrong: 63 yaşındakı Armstrong. 1971 yılında
NASA'\ı bıraktı veCincinnatf ve yerleştı. Gazeteci ve
reklamcılardanuzakdurma>agayreteden Neil
Armstrong. bılimsel araştırmalardan kopamadı.
Uzun süreTürkiye'yegelip Ağn Dağı'nda Nuh'un
Gemisi'ni aradı. birkaç yıl önce de kalp görevı
yapacak bir makine geliştirdi.
Edvin Aldrin: 64 yaşındaki Aldrin, ekibin en popüler
elemanı oldu. 1971 'de NASA'yı bıraktı. İki kez
evlenip aynldı ve magazin basınına iyi malzeme verdi.
Bır ara psikolojik bunalıma düştü ve alkol tedavisi
gördü. Bu deneyimini "Dünyaya Dönûş" adlı
kitabındaanlattı.
Şu anda uzayla ilgili bir özel kuruluşun yöneüciliğinj
yapıyor. Michael Collins: Aya ayak basmadı, ama
uzay aracı ıçınde kalarak dünya ile iletişimi sağladı.
Tarihi görevden beşay sonra NASA'dan aynldı. 1974
yılında NVashington Üzay Müzesi'nin başına geçti. Beş
kitapyayımladı. Collins. Mars'ın keşfıne büvoik önem
\ eriyor ve tüm paranın bu yönde harcanmasını istiyor.
Çocukdeyipgeçmeyin,onundahaklan var
Çeviri Servisi - Son yı1larda adı
yasadışı eylemlere kanşmış çocukla-
nn sayısında görülen ürkütücü artış,
suçlu çocuklann topluma kazandı-
nlmasına yönelik çalışmalann ve
çocuklan suça teşvik eden etmenle-
rin ortadan kaJdınlmasına ilişkin
önlemlerin yeniden gözden geçiril-
mesini gerekü kılıyor.
Çocuk haklan, insan haklannın
gözardı edildiği birdünyada giderek
önem kazanıyor. Anne babalar ken-
di rahatlan ve kısa vadeli çıkarlan
doğrultusunda çocuklannın hak-
lannı sürekli ihlal etseler de çocuk
haklanna bir kez daha göz atmakta
yarar var:
1) Dünyaya istenerek gelme hakkı:
Her doğum anne babanın serbest
iradesi ile gerçekleştirilmeli. Nüfus
aruşının korkutucu boyutlara ulaş-
tığı dünyamızda, dini kaygılann do-
ğum kontro-
lünün önüne
geçmesine izin
vermemek ge-
rekiyor. Ev-
lendirme dai-
resinin kapısı-
ndan çıkan
çiftlere "hadi
artık çocuk
yapın" diyece-
ğimize "Çocu-
ğa adam gibi
bakacak pa-
ranız var mı?
DuygusaJ ola-
rak anne baba
olmaya hazır
mtsınız" diye
sormamız
daha uygun
düşer.
2) Bir baba-
ya sahip olma
hakkı: Günümüzde babasız çocuk
sahibi olmak giderek yaygınlaşıyor.
Bir kadın yeterli miktarda para ka-
zanabiliyorsa, babasız çocuk sahibi
olmakta bir sakınca görmüyor. Bu
kadınlara bir babaya, yalnızca pa-
rası için değil. sevgi ve şefkati için de
gereksinim duyuîduğunu hatırlat-
makta yarar var.
3) Birlikte yaşayan anne baba
hakkı:
Boşanmalann çocuk üzerinde ya-
rattığı olumsuz etkilerin bir yaşam
boyu sürdüğü artık kanıtlanmış bu-
lunuyor. Çiftler arasında şiddet ve-
ya zulüm dışında herhangi bir
uyumsuzluk başgösterdiğinde çözü-
mü hemen boşanmada aramamalı.
4) Aile ortamında yaşama hakkı:
Poütikacılar oy peşinde koşarken
aile değerlerine ilişkin verdikleri va-
atleri işbaşma gecince unutmamalı.
Hükümetler, çalışanlann sosyal ve
ekonomik haklannı saptarken. aile
• Dayak yeroeme, ^
en ba§ta geîen haklanndan
biri. Ancak yinedegelişmiş
ülkeîeKİe biledîsipîini
sağiamakiçin dayağa
başvuruluyor. fsveç'te
dayak yasağı olmasma
karşın, çocukkr arasmda
suç tşleme oranı. diğer
Avrupa ülkelerinegdredaha
az. OysaABD'de dayak
sıkhİda başvurulan bir
yöntem; ancak öfûmk
sonuçJanan şiddet eylernieri
d i ^ gelişmiş ülkelere
oranla dalıa fazJa.
yaşamlannı da dikkate almalı. Do-
ğum izni, kreş açma gibi yükümlü-
lüklerini aksatmadan yerine getir-
meli.
5) Evde güvencede olma hakkı:
Anne babalar kendi çocuklannın
kavga etmesine, kabadayılık tasla-
malanna izin verirken, başka ço-
cuklann kendi çocuklanna aynı şe-
kilde davranmasına tahammül ede-
mezler. Böyle davranarak çocuk-
lanna kendılerini korumayı, ayak-
la^ üzerinde durmayı öğrettiklerini
ileri sürerler. Ancak dünyada gide-
rek yaygınlaşan şiddet eylemlerinin
önlenebilmesi için, öncelikle aile
üyelerinin başlattığı şiddet eylemle-
rine izin verilmemesi gerekir.
6) Davrantş bozuklukJannın erken
tanısı:
Cç ile 6 yaş arası çocuklann yanlış
davranışlan saptanıp müdahale
edildiğinde ileri
yaşlarda ortaya
çıkacak daha va-
him ruhsal bo-
zukluklann önü-
ne geçilebilir.
7) Yaşamın
gerçeklerini öğ-
renme hakkı:
Üç yaşından
başlayarak bilim-
sel cinsel bilgilerle
donatılan çocuk-
lann ileri yaşlar-
da dengeli ilişki-
ler kuracağı iîeri
sürülüyor.
8) Dayak ye-
meme hakkı:
Bugün gelişmiş
Batılı ülkelerde
bile disiplini sağ-
lamak için daya-
ğa başvuruluyor.
İsveç'te dayak yasağı olmasına
karşın, çocuklar arasında suç işleme
oranı, diğer Avrupa ülkelerine göre
daha az. Oysa ABD'de dayak
sıklıkla başvurulan bir yöntem; an-
cak ölümle sonuçlanan şiddet ey-
lemleri diğer gelişmiş ülkelere oran-
la daha fazla.
9) Cinsel tacizden korunma hakkı:
Çocuklar ve gençler cinsel tacize
uğradıklannda genellikle kendileri-
ni koruyamaz. Cinsel taciz tehlikesi
karşısında büyüklerin suskunluğu,
sapığın güçlenmesine ve kurbanın
umarsızhğına yol açar. Yetişkinler
cinsel saldın olasılığının yüksek ol-
duğu durumlarda olaya ivedilikle
müdahele etmelidir.
10) Tedavi olma ve bakım hakkı:
Sorunlu çocuklar ister resmi bir ku-
ruluşta ister özel bakım altında, dai-
ma ileriye yönelik bir tedavi yönte-
miyle daha sağlıklı bir geleceğe ka-
vuşturulmalıdır.
THE ECONOMIST:
İstanbul'da
arkeoloji
yok oluyor
NEW YORK (AA) - İstanbul'un
arkeolojik değerlerinin, belediye
çalışmalan sırasındaki bilinçsiz
kaalar ve betonlaşma eğilimi
yüzünden yok edildiği öne
sürüldü.
"The Economist" dergisi bu
konudaki yaasmda, 1984-1989
yıllan arasında. Bedrettin Dalan'ın
belediye başkanlığı döneminde
gerçekleştirilen İstanbul su ve
kanalizasyon projesinin yapımı
sırasında hemen hemen hiçbir
tarihi esere rastlanmamış
olmasının şaşırtıcı olduğunu
belirttikten sonra şu yoruma yer
verdi:
"İstanbul'da nereye kürek \nrsamz
altından bir tarihi eser çıkar. Fakat
bu buluntular, inşaatm durması
demektir. Zira arkeologlana,
bulunan arkeolojik eseri tarihi
açıdan yerli yerine oturtabilmek
için zamana ihtiyaçları vardır.
Oysa gecikmeler yapının malivetini
arttırır. Bu gerçekler göz önüne
alındığında, Türkiye'nin arkeolojik
geçmişi> le ilgilenen kişiler,
şimdilerde merro, yeraltı çarşıları
\e otopark yapımuu öngören ve
1990 yılında kabul edilen projenin
yapacağı tahribat nedenh le kara
kara düşiinüyorlar."
Topkapı surları
Nurettin Sözen zamanında yapılan
Topkapı surlan restorasyonunu
da "Disneyland'a" benzeten "The
Economist", Türkiyedeki
kaalar sırasında arkeolojik
zenginliklere gereken özenin
gösterilmediğini ve içindeçok
savıda tarihi eser
bulunabilen topraklann, hiçbir
denetimden geçirilmeden
grayderlerle damperli
kamyonlara doldurulduğunu
yazdı. Bu nedenle pek çok tarihi
gerçeğjn öğrenilemeden geçmişin
karanlıklanna gömülüp
kaybolduğunu öne süren dergi,
Bizans surlannın dışındaki
hendeklerde su bulunup
bulunmadığırun
bilinemediğini savundu.
1980'li yıllann ortalannda ortaya
atlan "İstanbuTu uluslararası şehir
yapma"iddiası yüzünden,
İstanbul'daki pek çok tarihi
yapının feda edilerek yerine dev
oteller, geniş yollar inşa edildiği
kaydedildi.
isveç'tetecavüzedenlerinçoğuyabana kökenli
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - 1986-1990 arasında
polise ulaşan ırza geçme ya da gecmeye giri-
şim olaylanrun % 6O'ı yabancı kökenli er-
kekler tarafindan gerçekleştirildi. Aynı za-
manda bu erkeklerin % 80'inin toplumun
alt tabakasına ait olduğu, çeşitli toplumsal
ve kişisel sorunlarla yaşadıklan da ortaya
çıktı.
Stockholm Üniversitesi'nden kriminoloji
(suçbilim) profesörü Jerzy Sarnecki tarafi-
ndan yapılan geniş kapsamlı araşürma
tsveç basırunda büyük ilgi topladı. 1986-
1990 arasında, polise ulaşan 973 olaydan
472'sinin suçlusu saptandı. Bunlann % 40
İsveçli; kalan kısmı ya burada yaşayan ya-
bancı ülke vatandaşlan ya da sonradan
İsveç vatandaşhğına geçmiş kişiler. İsveç
halkının yalnızca % 5'inin başka ülke va-
tandaşı olduğu düşünülürse bu durum, ül-
kedeki yabancılan ve yabana görünüşüne
sahip olanlan oldukça olumsuz etkiliyor.
Çeşitli ırkçı çevreler, derhal durumdan ya-
rarlanmaya başladılar bile. Bu konuda
Prof. Sarnecki uyanda bulunuyor:
İsveçli ve diğer sanıklann büvük çoğun-
luğu. toplumsal sorunlar içinde yaşayan be-
lirli bir kesim. Bunlann önemli bölümünün
poliste çeşitli suçlardan kaydı var. Bu tip ki-
şilerle görüşen kadınlar da riske giriyorlar.
Çünkü bu insanlar. yaşamdaki birçok du-
rum karşısında derhal şiddete başvurma>a
ahşmış durumdalar.
Kuzey Amerikalılar aşağı sırada
Yabancı ülke vatandaşlannın ya da son-
radan İsveç vatandaşljğıru almış olanlann
geldikleri ülkelere göre ayınmı da bu sapta-
mayı doğruluyor. Suçlulann geldikleri ül-
' kelere göre İsveç düzeyinde o ülkelerin va-
tandaşlanyla sayısal karşılaştınlması, suçlu
kesimin aşın yüksek orana sahip oiduğunu
gösterdi. Yani kişilerin içindeki "menıleket
kültürii'dcğıl. buradaki toplumsal konumu
önemli. Örneğin. dünyanın en çok ırza geç-
me olaylanna sahip bölgesi Kuzey Ameri-
ka'dan gelen vabancılar. suç istatistiğinde
diğer yabanaiann en altında yer alıyorlar.
Öte yandan, tecavüze uğrayan kadınlar
arasında Finliler önde geliyor. Onlan İsveç-
liler izliyor. İsveç gibi bir toplumda kadınla
nn gece geç vakit eve dönme güvenliğine sa-
hip olmaması da bir kez daha büyük bir
ayıp olarak dikkat çekti. Irza geçme, cinsel
tacize uğrama ve istediğini elde edemeyen
erkek tarafindan dövülme olaylanrun
önemli bölümü gece geç vakit tenha yerler-
de ya da kayıtsız taksilerde gerçekleşiypr.
Stockholm'ün en büyük taksi şirketlerin-
den biri, bu nedenle evine yalnız dönen
kadınlar için özel indirimli tarife uygulanı-
yor ve şoför kadın evine girene dek kapıda
bekliyor.