Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN1994 PAZARTESİ
DIZIYAZI
ABD eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz Cumhuriyet'eyazdı
DünyasorunlanotunnaodasındaTann izin verirse, 1 Ocak 200Tde saygıdeğer
Cumhuriyet okurlan gibi ben de yeni bir binyıh
karşılamış olacağım. Ama bu yeni binyıhn, Tür-
kiye'de "deja vu" (*) duygusunu beraberinde ge-
tirmesi olası görünüyor.
Anadolu yaylası, tarih boyunca binyülann
kavşak noktası, birbirinden çok farklı toplum-
lann -Doğulu ve Baüh, yerleşik ve göçebe, Hıris-
tiyan, Müslüman, Yahudi ve putperest kavimle-
rin- buluşma yeri olmuştur. Harvard'dan bir
profesörün olası bir "uygarlıklann çatışması"
saptamasından yüzyıllarca önce, uygarlıklar
-kimi zaman savaşlar, kimi zaman da banşçıl
yollarla- burada buluşmuşlardır. Yine Ameri-
kalı bir siyasal düşünürûn "tarih bittT iddiası-
ndan yüzyıllarca önce, Küçük Asya'daki top-
lumlann yaşamında yepyeni çığırlar açılmış, ya-
şanmış ve sona ermiştir.
I (Hağanüstû değişimler
I olacak
Fakat öyle sanıyorum ki, yeryüzündeki tüm
insanlar gibi Türk halkı da IS Üçüncü Binyıl'ın
ilk sabahında belirgin bir eksiklenme duygusuy-
la uyanacak. Bunun nedeni, medyanın bu olayı
iyiden iyiye doyma noktasma vardıracak yayı-
nlan ya da herkesin yeni binyılı kutlamak üzere
bir gece önceki cılgın kutlamalan değil, son on
yıl boyunca yaşadığımız kıyameti çağnştıran
olağanüstü değişimler olacak. Rusya'nın
binyılhk tarihinde ilk olarak demokratik yoldan
seçilen bir "Çar"la noktalanan komünizmin
dünya çapındaki çöküş süreci, iki kutuplu
küresel düzeni ortadan kaldırdı. Süpergüçler
arasındaki rekabetin göreli basitliği, yerini
kafalan kanştıran bir çetrefılliğe bıraktı. Deği-
şimler büyük ölçüde olumlu da olsa, aynı za-
manda yıİcıcı ve saptıncı niteliğe sahip. Artık So-
ğuk Savaş terimleriyle ne olaylan betimleyebil-
memiz, ne siyasa beÜrleyebilmemiz, ne de kendi-
mizi tanımlayabilmemiz mümkün.
t l ükümetlerin yönetme
yetenekleri, kendi sınırlan içinde
Portre
bile azalıyor. Banşı ve refahı
gittikçe daha fazla tehdit eden
etken artık dış saldırganlık değil,
iç istikrarsızlıklar oluyor. Soğuk
Savaş sonrası manzarasını
bozan en önemli sorunlardan
birini, yeniden doğan etnik
çelişkiler oluşturuyor.
Bize bu yeni gerçekliği betimleyebilecek ya da
geleceği gösterebilecek ne bir bütüncül doktrin
ne de basit bir model var. Uluslararası ilişkiler
bağlamında yeni yeni kümeler oluşuyor. Komü-
nist imparatorluğun çöküşünün ürünleri olan
yeni ulus devletleri, henüz kazandıklan egemen-
liğin tadını çıkanp, içine düştükleri siyasal ve
ekonomik kargaşadan kendilerini kurtarmaya
çalışıyorlar. Bu arada diğer ülkeler de egemenh'k
yetkilerini çokuluslu ya da uluslarüstü ticaret
topluluklan ve siyasal birlikler içinde bir araya
getiriyorlar. Geniş çaplı ekonomik büyüme ve
ekonomik etkinliğin küreselleşmesi nedeniyle
iktidar yaygınlaşıyor. Bunun bir sonucu olarak,
hükümetlerin yönetme yetenekleri, kendi
sınırlan içinde bile azahyor. Banşı ve refahı git-
tikçe daha fazla tehdit eden etken artık dış saldı-
rganhk değil, iç istikrarsızlıklar oluyor. Soğuk
Savaş sonrası manzarasını bozan en önemli so-
runlardan birini, yeniden doğan etnik çelişkiler
oluşturuyor.
I Teknolojiyle zitıinsel
I hapitalapdadeğişti
Jeopoliük konumlar nasıl değiştiyse, yeni tek-
nolojiler de zihinsel haritalanmızı aynı doğrul-
tuda değiştirdi. Anında gerçekleşen küresel ha-
berleşme sayesinde, olaylar sözcüğün tam an-
lamıyla çağdaş bir nitelik kazandı. Ne var ki bu-
nunla çelişkili olan, uydular araalığıyla televiz-
yonlanmızdan izlediğimiz -kuşatmalar ve yağ-
malar. şiddet ve öç ahnalar, toplumsal kin ve et-
nik temizlikler gibi insanlığın karanhk çağlannı
çağnştıran- Bosna ve Burundi görüntülerinin
insan ırkının ne denli az geüştiğini gösteriyor ol-
ması. Dünya sorunlan artık her evin kapısının
eşiğine gelmiş, herkesin oturma odasına dek gir-
miş dururnda.
Yeni bir yüzyıl ve yeni bir binyıla yaklaşükça,
tıpkı kanşıklık ve yok olma tehlikesiyle yüz yüze
gelen geçmiş kuşaklar gibi, düzene karşı acü bir
gereksinim hissediyoruz. Şu anda yüzyüze oldu-
ğumuz ikilemlere verilecek uhrevi yanıtlan ilahi-
yatçılara bırakıyorum. Ancak, laik ve akılcı
alanda -yani diplomasi ve hükümet dünyasında-
güçlüklerin varhğma karşın, insanlık kendisini
yeni bir düzensizlik dünyasına mahkum etmek
zorunda değildir. Günümüzün sorunlanndan
çoğunun yanıtlan, liderler ve halklann kendile-
rine uzun vadeli bir kararlılık geliştirmelerinde
ve davranış değişimini başarmalanndadır. So-
runlann çözümü özgül olarak, küresel ve bölge-
sel düzeyde Birleşmiş Milletler, Avrupa Güven-
lik ve lşbirliği Konferansı gibi çok taraflı ku-
rumlann güçlendirilmesi ile ulusal düzeydeetnik
çeşitliliğe dayanan demokrasilerin geliştirilmesi-
ni gerektirmektedir.
İçinde yaşadığımız karşıhklı bağımhbk, küre-
selleşmiş ekonomiler ve artan istikrarsızhklar
dünyasında, sorunlann birçoğuna yanıt olabile-
cek tek yaklaşım, çok taraflı çözümlerden geçe-
cektir. Niçin? Gerçek dünyada tek taraflı alına-
DiplomasininUzakdoğuuzmaıu
Uluslararası diplomasi
alanında özellikk
Uzakdoğu konusunda
oldukça önemli bir ada
sahipolan Morton
Abramovvitz, 1989-91
yıllan arasında
Ankara'da ABD'nin
Büyükelçisi'ydi.
Stanförd
Üniversitesi'nden
mezunoian
Abramowitz,
'master'mı Harvard'da
yapüktansonra 1960'ta
dışgöreveatandı.
Ankara'ya gelmeden
önce ABD Dışişleri
Bakanlığı'nda îsühbarat ve Araştırma İşleri
Müsteşar Yardımasıydı. Daha önce
Viyana'da yapılan karşıhklı ve dengeli
kuvvet mdirimi görüşmelerine ABD
Büyükelçisi oiarak katıldı.
Tayland'da bir süre büyükelçilik yapan
Abramovvitz; Pasifik, Doğu Asya,
Amerikahlararası savıuıma işlerinden
sorumlu dışişleri bakanhğı müsteşar
yardıması muaviniydi. 1970'lerde
Geneîkurmay Başkanbğı Pasifik
Daruşmanlığı görevinîyaptı ve Hawaii'de
çalıştı, yöre ülkelerle ilgili askeri, ekonomik
konularla uğraştı.
Türkiye'den aynldıktan
sonradöndüğü
Washington'da uluslararası
banş konusunda çabşmalar
yapan 'Carnegie Endowment
for Intemational Peace'in
başkanhğmı 1991'denbu
yana yapıyor. Vakıf, geçen
yıl Washington'da Irak'taki
özgürlükçü kuruluşlann
temsücilenrun katüdığı bir
toplantı düzenledi.
Bir arkadaşı ile birlikte
1972'de 'Rernaking China
Poücy' ve kendi adıyla iki
Kore'yi incelediği 'Moving
the Glacier've Doğu Asya
ülkeleri hakkında 'East Asian Actors and
Issues*adh kitaplan yazdı. Başta Newsweek
dergisi olmak üzere çeşitli diplomatik
dergikrde makaleler yayımladı.
Rochester Üniversitesi'nce kendisine
uluslararası alandakı çalışmalanndaki
başanlardan dolayı "Joseph C. VVUson Ödülü'
veABDBaşkanfnca 1981,1985 ve 1988
yıllannda seçkin devlet hizmetleri ödülü
verildi.
Evli ve bir oğlu, bir kra bulunan
Abramowitz'in kızı, gazetecilik
yapmaktadır.
Morton Abramowitz
Abramowitz, "Bosna ve Somali için yas nıtmak yerine, çok taraflı çabalaruı sınırhlığını eylemsizliğin
bahanesi olarak değil, çozülmesi gereken sonınlar olarak görmek gerekmektedir"diyor
bilecek kararlar aslında pek azdır. İç politika ey-
lemi, özellikle askeri eylemi güçleştirmekte ve ül-
keler, sorunlan çözmek için harcadıklan ça-
banın maliyetinin getirdiği yükü, müttefıklen ve
dostlanyla paylaşmak istemekteler. Çıkarlan
açısından merkezi ya da çevresel olmasa da dev-
Ç/ ok taraflı yapılanmalar az
gelişmiş durumdadır ve büyük
ölçüde değişime uğramış bir
dünyanın yeni doğan
sorunlarma yanıt verebilmek
için yeniden düzenlenrheyi
beklemektedir. Ancak, Bosna ve
Somali için yas tutmak yerine,
çok taraflı çabalann sınırhlığını
eylemsizliğin bahanesi olarak
değil, çozülmesi gereken
sorunlar olarak görmek
gerekmektedir.
letleri etkileyen sorunlann büyük bir bölümü,
yalnızca çok yanlı yaklaşımla çözülebilir. Göçler
ve çevre sorunlan gibi, sınırlan aşan ve küresel
yansımalan olan iç sorunlar da çok yanb yak-
laşıma muhtaçtır.
Çok taraflı yapılanmalar az gelişmiş durum-
dadır ve büyük ölçüde değişime uğramış bir
dünyanın yeni doğan sorunlanna yanıt verebil-
mek için yeniden düzenlenmeyi beklemektedir.
Ancak. Bosna ve Somali için yas tutmak yerine,
çok taraflı çabalann' sınırhlığını eylemsizliğin
bahanesi olarak değil. çozülmesi gereken sorun-
lar olarak görmek gerekmektedir.
I Uluslararası sözleşmeler
| yeniden yazılmalı
Yönetimden kaynaklanan ciddi sorunlarla
başa çıkabilmenin ve banşı koruma operasyon-
lannı yöneten uluslararası sözleşmelerin daha
açık bir dille yazılması gerektiğini gerçekleştir-
menin yollan bulunabilir. Aslına bakılırsa. ulus-
lararası toplumun. sorunlan çok taraflı olarak
önlemek, yönlendirmek ve çözmek yolundaki
deneyimi oldukça yenidir. Pek çok yasal boşluk
olan bu alanda tek bilgi edinme yolu. son derece
ihtıyatla yürütülen deneyimlerden gecmektedir.
Uluslararası liderlerin. halklannı hazırlamalan
ve siyasal platformlannı sınama ve yanılma yön-
temini uygulayabilecek biçimde oya gibi işleme-
len gerekmektedir.
İçinde bulunduğumuz küresel durgunluk, kıt
kaynaklar ve gittikçe artan sorunlar çağında.
halklan ve politikacılan çok taraflı kuruluşlara
ve çabalara yatınm yapmaya ikna edebilmek
son derece güçtür. ama zamanın ilerlemesi, ma-
liyetlerin ve kaçınlan fırsatlann artmasından
başka bir şeyi getirmeyecektir. u
Tedbırde kusur
eden / ettiğini düşünmez de takdire bahane bo-
lur." Zamanla dikkatimız ve çabalanmız. bu-
nalımı aşmak için onun nedenleriyle uğraşmak
yerine, yanıltıcı sonuçlanyla başa çıkmaya doğ-
ru yönelmek zorunda kalmakta. Bu noktada,
önleyici diplomasi uygulamalannda işin içine si-
yasal ve ekonomik kayhaklardan çok belagat
girmekte. İşte değişmesi gereken budur.
Temel insan hakîannı tüm dünya çapında ko-
rumak ve yaygınlaştırmak belki de uzun vadede
sahip olmamız gereken önleyici diplomasinin en
güçlü aracıdır. İnsan haklanna saygıb demokra-
tik hükümetlerin uluslararası düzeyde en so-
rumlu ve ulusal düzeyde de en kararb tutumlan
geliştirebildiğine tekrar tekrar tanık olmaktayız.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'nca
oluşturulan Soğuk Savaş sonrası kurallanna uy-
gun olarak kurulan Birleşmiş Milletler Dünya
insan Haklan Konferansı geçen haziranda "tihn
insan haklarının korunması ve geliştirilmesi"nin
yalnızca bir içsorun olmakla kalmayıp"ıduslara-
rası toplumun da yasal ödevi" olduğunu bir kez
daha dile getirdi. Birleşmiş Milletler sistemi ile
bölgesel örgütlerin insan haklan sorunlanna çö-
züm bulan etkili mekanizmalan içinde kurum-
laşmak ve bütünleşmek atılması gereken ikinci
adımdır.
Oorunlann çözümü özgül
olarak, küresel ve bölgesel
düzeyde Birleşmiş Milletler,
Avrupa Güvenlik ve Işbirliği
Konferansı gibi çok taraflı
kurumlann güçlendirilmesi ile
ulusal düzeyde etnik çeşitliliğe
dayanan demokrasilerin
geliştirilmesini
gerektirmektedir.
Ulusal düzeyde, kişisel özgürlükler ile siyasal
gelişme ve kalıcı ekonomik büyüme arasında
güçlü ilişkiler olduğu kanısındayım. Eğitimin
yaygınlaşması. bilgi akışının hızlanması ve küre-
sel pazann baskılan göz önüne alındığında. oto-
riter yönetimlerin uzun dönemde kontrolü sür-
dürmek şö>le dursun, meşruiyetlerini nasıl ko-
ruyacaklannı tahayyül etmek bile son derece
güçtür. Şu sıralar dünya çapında halktan kay-
naklanan siyasal eylemlerin ansızın arttığına
tanık olmamız hiç de şaşırtıcı değildir. Japonya
ve Tayland'da siyasal reform yönündeki baskı-
lara, Kamboçya ve Paraguay'daki özgür seçim-
lere, Güney Kore'de olağanüstü boyutlardaki
siyasal değişimlere ve Guatemala'da halkın ön-
lediği darbeye bir bakın.
IAzınlık, çoğunluğun
baskısından kurtarılmalı
Bu eylemlerin olumlu bir yöne kanalize edil-
mesi özellikle özgürlüklerin uzun bir dönem
baskı altına alındığı, etnik bölünmelerin, derin
ve ekonomik koşullann çetin olduğu, etnik çe-
şitliliğe sahip toplumlarda fazla önem kazan-
maktadır.
Bu noktada çözümün, ülkelerin siyasalannı.
(azmbklannkini de içerecek şekilde) insan hak-
lanyla temel özgürlüklerin korunması ve yaygı-
nlaşünlmasının yönetimin meşrulaştına ve te-
mel hedefı olması kuralına dayandırmalannın
teşvik edilmesinden geçeceğine inanıyorum. Et-
nik çeşitliliğe saygıb olurken sivil birliği yarat-
manın, güvensizliği beslemek yerine hoşgörüyü
yerleştirmenin azınbğı çoğunluğun baskısından
korumanın ve aynlıkçıbğı körüklemek yerine
toplumsal uzlaşımı gerçekleştirmenin en iyi yolu
budur.
Son olarak iç istikran sağlamanın yolu da.
toplumun her üyesinin ülkesinin yaşamında di-
ğerleriyle eşit payı olduğuna. kendisinin de her-
kes gibi özgür ve yasalar karşısında eşit olduğu
inancıra sahip olmasından geçer. Bu unsurlar
bulunmadığmda. -ister Los Angeles. ister Koso-
va'da olsun- istikrarsızbk için tüm koşullar ol-
gunlaşmış demektir.
Bu güven atmosferinin nasıl yaratılacağı ko-
nusunda hiçbir hazır formül yoktur. Her ülke bu
koşullan. her bireyin temel insan haklanna
saygılı olmak temeli üzerinde oluşturacağı kendi
çözümleriyle kuracaktır. "Adalet mülkfin temeli-
dir."(**)
Etnik çeşitliliğe sahip toplumlarda, uluslann
korunması sorusuna verilecek tek kaba vanıt.
insan haklan temeline dayanan demokratik bir
sistemin kurulmasıdır Bu aslında hayatta kala-
bilmenin tek koşuludur.
İnsanlığın. savaşlan ve istikrarsızlığı etnik
çatışmalan ve hoşgörüsüzlüğü. gelecek yüzyıla
da beraberinde götüreceği şimdiden ortaya
çıkmiş durumda. insan yapımı bütün bu dertle-
riıj çoğunun her türlü çözüme karşı direndiği ve
acılara son verilemediği anlaşıldı.
Ama uluslararası toplum insanlığa meydan
okuyan bu sorunlarla ciddi bir biçimde vüzleş-
mediği takdirde İS Üçüncü Binyıl. insanlığın bü-
yük bir bölümü için hem kısa ve zalim hem de
uzun ve çalkantıb olacaktır. "Asılacak boğul-
maz." (**) Ne bir psikolog ne de peygamber ol-
duğuna göre. insanlığın akla yakın olanı yapıp.
çok taraflı kuruluşlan güçlendimıek ve hoşgö-
rülü demokrasiler oluşturmak yönünde cesur
adımlar atıp atamayacağını bilemem. Ne ki ol-
dukça ümutluyum, çünkü doğru olanı yapmak
kişisel çıkann bir parçasıdır.
SONUÇ: "Dün neydim deme, yann ne ola-
cağına bak!"(**)
I *) İlk ke: yaşananı daha önceden yaşamışlık
gibi.
(**l Yazar. bu tümceleri Ingilizceninyanı sıra
Türkçe yazmıştır.
YARIN: John Polonyi
Y A Y I N H A K K I C u m h l i r İ Y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z .
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
KÖY ENSTÎTÜLERİVE ÖTESİ
Mahmtlt Makal Çağdaj Yaymlan Turkocağı Cud 39-4! Cağatuğtu-htunbul
2. bası 50.000 (KDV içinde) ödemeli göoderilmM
SAVAŞ YILLARINDA BİR SÜRGÜN
Kemal Sülker Çuğ^i > u»mları Turkuıu?ı Cud. 39-41 Caçuloğlu-İslanbul
50.000<KDVıçınde) Ödemeli gönderiimez
Futbolla Yaüp KalkmalL
Bakıyorum da, kişi bu yaz aylarında (haziran - tem-
muz) futbolla yatıpfutbolla kalkıyor. Saati geldi mi doğru
ekranların başına... Bir dostum, "Futbol yüzünden" di-
yor, "bir televizyon daha aldım. Bizim hanımla çekişmi-
yoruz. Şimdi hanım bir yanda, ben bir yanda."
Daha birçok ünlü var, ama en ünlüsü Maradona; Ar-
jantinli olanı.. iki gol arkadaşı, bir gol de kendi atınca,
oyunun son dakikalarında bırakıp gitti. Belki de gösteri-
şin raconu böyle.. Sonuç garantiye alınınca kostak kos-
tak çekip gideceksin...
Bizim bayan başbakan, güzel başbakan, zengin baş-
bakan diye öğünürken Bayan Tansu Çiller'in malı başı-
na bela oldu. Bu zenginliği, bu güzelliği çekemeyecekle-
rini biliyordum. O da yerjnde durmadı, bilmem kaç
milyarlık bir gerdanlığı boynuna takarak üstüne üstüne
gitti. NATO'lu büyükler sarayda, yalıda, törenlerde bunu
gördüler. Göz görür de kıskanmaz mı? Hadi şimdi "mal
da yalan, mülk de yalan", ver bakalım şu malların-para-
lann hesabını!
ilhan Selçuk, mal bildiriminin yasal dayanaklarını çok
güzel inceledi, hangi labirentlerden geçerek hesap ver-
mesi gerektiğini anlattı. Aradan günler geçti, şimdi özer
Uçuran Çiller, Marsan bilmecesini çözüyor. Çözüyor,
ama iki bildirim de birbirini tutmuyor, çelişiyor. Bir şey
çelişti mi ölüm gibi insanın ümüğüne yapışır. Hele, ülke-
si dururken, bir başbakanın Amerikalarda mal alım-satı-
mıyla ne işi var? Bu kadar parayı (dolar) nasıl kazanmış,
nasıl Amerikalara transfer etmiş? Sorular sırt sırta sıra-
landı mı yanıtı da karışır. En kestirme öneriyi Güneri
Cıvaoğlu yaptı: Satarsın Amerika'daki malları, parayı
Türkiye'ye transfer edersin, kaynağını gösterir, vergisi-
ni sayarsın. özel Çiller bunları yapabilir mi?
Yaparsa dırdır kesilir, yapmazsa sürer.
Bir yandan da anayasa tartışması var. Eskisini değiş-
tiremiyorlar, yenisini de yapamıyorlar. Bir de el altından
ANAP'la DYP'nin pazarlığı var. Hüsamettin Cindoruk
dostumuzun bütün çabaları boşuna gıbı görünüyor.
Adam Sanat'ın Haziran sayısında Osman Bleda ile
Memet Fuat arasında bir yazışma var. Arapça, Farsça
sözcüklerin yerine önerilen Türkçe sözcüklerin Türkçe
olmadığını göstermek... 'peder' yerine 'baba', 'kainat'
yerine 'evren', 'taraf yerine 'yön', 'meydan' yerine
'alan' dendiğinde bunlar Türkçe değil Yunanca oluyor.
Memet Fuat da "Doğru mu, yanlış mı olduğunu bilimsel
araştırma ile bulmak gerekli" diyor. Sözcükler seçilir-
ken beğeniye kalmıştır. SokaktakLadam 'kelime' der.
Ataç 'tilcik üerü\. Melih Cevdet Anday 'sözcük' diyor.
Us, akla açılan pencere anlamına gelirmiş.
Bir örnek daha...
"Peder" Farsça: halk, Türkçe "baba" Eski Yunanca
"pappa'dan, Yeni Yunanca "Papas" dan geliyor.
Turan Dursun'un "Kuran Ansiklopedisi"s\c\de Baba
sözcüğüne bakıyorum.
Çocuğu olmayan erkek
Kurandakikarşılığr "£b"
İlk gelen Ahzab suresi, Ayet: 40 oluyor.
Anlamı, "Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirisi-
ne baba olmamıştır. Ama Tann'nm peygamberi vepey-
gamberlerinin sonuncusu olmuştur. Tanrı, her şeyi bi-
lendir."
Bir hadiste şu açıklama yer alır:
"Peygamber, oğulları olan Zeyd'in boşadığı kansıyla
evlenince, 'Peygamber, oğullarının kansıyla evlendi' di-
yerek dedikodu yapmışlardı. onun üzerine yakındaki
ayetindi."
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Bir konuyu anlaürken
sözü gene o konuyla ilgili
başka bir ftoktaya çevir-
mey,e dayanan söz sanatı.
2/ Bir nota... Sırt ve kol
dayayacak yeri olmayan
iskemle. 3/ Genelbkle
dondurmanın yanında
yenilen bir tür tatlı biskü-
vi. 4/ Serbest meslek
adamlannı içinde topla-
yan resmi birlik... Rey... 8
5/ Bir bağlaç... Borsada, g
kesin vadeb değerlerin
kuru ile primli değerlerin kuru ara-
sındaki fark. 6/ Meryem'i, dizinde
öbnüş İsa"yı taşırken gösteren re-
sim ya da heykel... Kayınbirader.
7/ Antalya'nın bir ilçesi... Pamuk,
yün gibi şeyleri eğirmekte kullanı-
lan araç. 8/ Boru sesi... Eski dilde
süs. 9/ Başlıca içeceğimiz... Reçi-
nesi hekimlikte kullanılan bir
ağaççık.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yüzgeçlerinde yakıcı dikenleri
bulunan, eti beğenîlen bir babk. 2/ Bir şiirden şarkı olarak söy-
lenmek üzere yapılmış beste... Leyleğe benzer bir kuş. 3/ Doğru
ve adaletb hükümdar. yönetici ya da yargıç. 4/ Uluslararası Ti-
yatro Enstitüsü'nün simgesi... Biryanşın belirb uzaklığı kapsa-
yan bölümlerinden her biri. 5/ Gitar eşbğinde seslendirilen
Portekiz halk şarkısı... Hakka uygun. 6/ Şık. lüks ve gösterişli
gi>im tarzı... Karakter. 7/ Boylam... Türkçede ilgi adıb... Şöh-
ret. 8/ 1517'de yapılan ve Mısır'ı Osmanb topraklanna katan
savaş. 9/ Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek... Çabuk
eriyipdağılan.
İLAN
T.C.
SİNCANLIASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
I994 98EsasNo
Davaa Durna Gürbüz tarafından davalı Bekir Gürbüz aleyhine
mahkememize açılan şiddetli geçımsizlik nedeniyle boşanma davası-
nın >apılan açık yargılaması sırasında verilen karar gereğince,
Davalı Sincanlı Çobanözü Köyü"nden tdris oğlu 1970 doğumlu
Bekir Gürbüz'ün adresine çıkanlan tebligatın bila tebüğ iade edildiği
ve yaptınlan zabıta araşurmasında da adresinin bilimnediği anlaşıldı-
ğıridan davaa Durna Gürbüz. davahdan boşanmak istediğini ve
kendısi için avlık \.000.000.- TL, küçük çocuğu için ayhk 500.000.-
TL nafaka talep ettiği ve duruşmarun 12.7.1994 günü saat09.00'a bı-
rakıldığı duruşma gün ve saatinde davalı Bekir Gürbüz"ün dunışma-
ya biizat katılması veya kendisini bir vekilgöndererek temsil ettirme-
sı. aksı takdirde yargılamanın yokluğunda sürdürüleceği ve karar
verilcceğı dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 49105
T.C.
DENİZLİ1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN DUYURU
1994 129
Davaa Elif Yeşilkaya vekili tarafından davablar Abdullah Ünlü,
Cennet Aliye Ünlü, Kadir Ünlü veTahsin Süle>Tnan Ünlü haklann-
da mahkememizde açılan ortaklığın giderilmesi davasmın yapılan
agk yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince yukanda adla-
n yanlı davalılara ilanen tebliğ karara bağlanmıştır Tüm aramalara
rağmen adresi belirlenemeyen yukanda adlan yazıb davalılann du-
ruşma günü olan 12.7.1994 günü saat 09.35'te yapılacak duruşmada
hazır olmalan. kendilerini temsil ettirmeleri. dava delillerini bildirme-
lerı. aksi halde yargılamanın yokluklannda HYUY 509. vd. madde-
lcrı ızcrfğınce yapılıp bitırileceğı duyurulur. 2.6.1994
Basın: 49046