Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27HAZİRAN1994PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 21
CHPveDSPsolda
• Baştarafi J.Sayfada
>e soldaki genel toplama baka-
rak değerlendirme yapmabdı-
rlar" diyen İlhan Selçuk. şun-
lan söyledi:
"Sol biirünlesmezsedemokra-
si tehlikeye girer, laik cumhuri-
yet tehlikeye girer,
îıatta ulusun varlığı tehlikeye gi-
rer. Batı'da birden çok sol parti
•olmasını kimse ömek gösterme-
sın. Çünkü Batı toplumunda la-
ikliğe karşı şeriat tehlikesi yok,
«tnik savaş tehlikesi yok. Bugün
iiç sosval demokrat partinin üçü
<ie aynı kökenden, JKuvayi Milli-
ye geleneğinden geliyor. 'Sol,
sandıkta birleşsin" deniyor. San-
dıkta birleşir. ama bu uztm sürer
ve o zaman da iş işten geçmiş, laik
»e demokratik
cumhuriyet elden
gitmis olabilir."
Birleşme
olmazsa güç
birliği
Selçuk'un bil-
dirisinı sunması-
nın ardından ko-
nuşan eski İstan-
bul Büyükşehir
Belediyesi
Başkam Nureftin
Sözen, 1957
yıhnda DPye
karşı Hürriyet ve
Millet partileri
ile CHP'nın
yaptığı güçbirli-
gini anımsatarak
"Ne acıdır ki,
laik cumhuriyetin
ve demokrasinin
tehlikeye girdiği
giinümüzde aynı
dünva görüşünü
payİaşan sol
SokU bütünleşıne>e yönelik tarö-
şmaların tapıldığı oturumlara. sun-
duğu bir bildiri ile katılan tnönü. "Bu
çabalar sürerken ortava dördüncü
bir parti çıkmasın" u> ansında bulun-
^ d u
< ™ I A Z
KARABACAK)
tiler bir araya gelemiyor" dedi.
Eski Bayındırhk Bakanı Erol
Tuncer ise Sözen'in ardından
yaptığı konuşmasında. solun
dünyadaki değişimi yeteri kadar
izleyemediğinı ve iç politikava
yansıtamadığını kaydederek. üç
sol partinin de başansız olduk-
lan halde örgütleriyle hesaplaş-
maktan kaçındığını savlamalan-
na ekledı.
Birinci oturumun son konuş-
macısı gazeteci-vazar Yazgülü
AMoğan ise soldaki liderlerin bir-
leşme taleplerine kulak tıka-
malan halinde 10 temmuz ara
yerel seçimlerinde tabamn. lider-
îere aldırmaksızın sandıkta bir-
leşmeyi gerçekleştirmesi gerekti-
ğini savundu.
"Bütiinleşme bir düş mü?" baş-
iıkh ikinci oturumda bir bildiri
sunan SHP Onursal Genel Baş-
kam ve İzmir Miletveküi Erdal
Inönü. birleşme çabalan sürer-
ken dördüncü bir partinin ortaya
çıkmasına yol açılmaması konu-
sunda uyanda bulundu. İnönü.
SODEP-HP birleşmesınin ıdeal
bir birleşme olduğunu öne süre-
rek, hiçbir partiyi rencide et-
mediği için bu yöntemin tekrar
denenebileceğini savundu.
Otunımlann sonraki bölümle-
rinde söz alan konuşmacılardan
SHP istanbul Milletvekili Ercan
Karakaş, partinin demokrasiler-
de önemli bir araç olduğunu, an-
cak bunun bir "parti fetişizmi"ne
dönüşmemesi
gerektiğini söy-
ledi.
Oturumlara
sunduğu bir
bildiri ile katı-
lan gazetemiz
yazan ve îstan-
bul Üniversitesi
Öeretim Üyesi
Prof. Dr. Tok-
tamış Ateş, de-
mokrasi olma-
dan partinin.
parti olmadan
da demokrasi-
nin olamaya-
cağını söylediği
konuşmasında.
parti içlerinde
demokrası ol-
maması nede-
ru'yle birleş-
menin de ol-
madığını savu-
narak, "Amaç
partileri demok-
ratik bir hale
sokmak ol-
malıdır" dedi.
Konuşmacılardan Bakırköy
Halk Surası Başkam Prof. Dr.
Zafer Cskül ise temsili demokra-
sılerin artık toplumlann sorunla-
nnı çözmeye yetmediğini sav-
layarak. toplumsal yaran üret-
meye olanak sağlayan partilerin
kurulmasımn gereğine degindi.
Gazetemiz yazarlanndan Prof.
Dr. Ahmet Taner Kışlalı da, laik-
lik ve demokrasinin tehlikede ol-
duğunu dile geürdiği konuşma-
sında, bugelişmeleri dikkatealan
kitlelerin. soldaki üç partinin bir-
leşmeterini istediğini. ancak her
üç partinin de demokratik olma-
dığı için birleşemediğini öne sür-
dü.
NOTLAR
Birleşme eskidî
sıra yeniden yapılanmada
CELAL BAŞLANGIÇ
27 Mart yerel seçimlenne SHP.
DSP ve CHP birlikte katılsalardı
sonuç ne olurdu?
Sosyal demokratlar. demokra-
tik solcular, içinde İstanbul.
Ankara gıbi büyük kentlerin de
olduğu 21 verde yerel yönetimleri
kazanırdı.
Bir örnek:
Ankara'da. SHP adayı Korel
Göymen. iki binden az oy farkıyla
RP'lı Melih Gökçek'e' kaptırdı
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanlığı'nı. Oysa CHP adayı
Ali Düıçer'in aldığı oy 30 bindi.
Bir başka soru:
Eğer 27 Mart'ta yerel değil de
genel seçim olsaydı, merkez
soldaki partiler parlamentoya gi-
rebilir miydi?
Evet, ama yalnızca SHP. CHP
ve DSP barajı aşamaz. SHP 30
mılletvekiliyle "yavnı muhalefet"
olurdu.
Ya üç parti seçime birlikte
katılsalardı. 27 Mart seçim so-
nuçlan parlamentoya nasıl
yansırdı?
Yanıt çarpıcı:
O zaman sosyal demokratlar,
demokratik solcular 171 mil-
letvekiliyle parlamentoda en bü-
yük erubu oluştururlardı.
•••
Sorular ve yanıtlan bö>le
uzayıpgidivor.
Ancak bu. işin salt sayısal yaru.
Dün Sheraton otelindeki "Sos-
yal Demokrat ve Demokratik Sol
Güçierin Bütünleşme Kunıltayına
Doğnı" toplantısına katılanlann
beklentılen. SHP ile CHP'yi
toplayıp. DSP ile çarpıp, elde edi-
len sonuçtan sağ oylan çıkar-
maktan çok daha ötedeydi.
Salondaki görünüm ve katılım
da bu beklentiyi doğrulayacak
nitelikteydi. DSP'den toplantıya.
herhangi bir kademesinde görev
alan kimse gelmemiştı. Bazı CHP
yöneticileri de. konuşmacı olarak
toplantıya katılacaklan duyurul-
duğu halde nedense son anda
gelemediler. Ne DSP'nin il baş-
kam vardı toplantıda. ne de
CHP/nin. Sadece SHP İl Başkam
Ali Özen gelmişti.
Ağırhklı olarak SHP'liler vardı
salonda. Bazı CHP'liler. sosyalist
kökenliler de gelenler arası-
ndaydı. Ama başka önemli bir
grup daha vardı "Bütünleşme Ku-
nıltayına Doğnı" toplantısına
katılan. Sola. sosyal demokrasi-
ye. demokratik sola. hatta sosya-
îizme yakın olduklan halde hiç-
bir partiye üye olmavan unsurlar
ağırhkh olarak bulunuvordu sa-
londa. Bu grubun ortak özelliği.
solda varolan yapılanmalann
hiçbirine güvenmemeleri, bu yüz-
den hiçbir siyasal örgütlenmenin
içinde ver almamalanydı.
Bu grubu pek ılgılendirmivor-
du çürük bir \apı>ı başka bir çü-
rük yapı>la toplavıp diğer bir çü-
rük vapıyla çarpmak...
Sorunsal da buradaydı.
Güven vermeyen bu yapılan-
malardan acaba üyeyapısı, örgü-
tü, si\aset anlayışı, ideolojisi ile
yeni ve sağhklı bir oluşum nasıl
yaratılabilirdi?
Bu noktada başka bir sorun
gündeme geliyordu:
"Bütünleşme Kunıltayına Doğ-
ru" toplanıısını düzenleyenler de
yeniden yapılanmayı gündeme
geıirmek istemişlerdi. Ama ortak
korku bu iyi niyetli girişimden
"acaba aslan sosyal demokratlar
yeni birdükkân daha mı açıyorlar"
kuşkusunun duyulmasıydı.
Erdal tnönü de konuşmasında
bu uyarıyı yaptı:
- Her yerde solda birlik konu-
şuluyor. Âman dikkat edin bütün
bunlardan bir dördüncü parti
çıkmasu.
•••
Sapıamalar ortaktı: "Sol
mutlaka birleşmeli".
Türkan Saylan, •"tavanı zorla-
manın gerekliİiğf'ni anlatıyordu.
Bedri Baykam'a göre, bu bir-
leşme "Ya olacak ya olacaktı.
Başka bir seçenek vok"tu.
Kemal Nebioğlu, "Sözün bitriği
yerden geçiyonız" diyordu; Artık
birlik için eylem zamanıydı.
İlhan Seİçuk. birleşmenin zo-
runluluğunu. solun kendi içinden
Türkiye geneline, oradan dünya-
ya uzanan bir ufukta anlattı,
madde madde; ülke bütünlüğü ve
varhğı, halkm sömürülmemesi,
demokrasinin gelişip yerleşmesi
ve şeriat tehlikesine karşı sol bir-
leşmeliydi. En önemlisi de ikti-
dan hedefleyecek sol acaba yann
devleti yönetecek kadrolara sa-
hip miydi? Üç parti bir araya gel-
se. devleti yönetmeye yetecek
kadrolan bulabilir miydi? Sel-
çuka göre bu sorunun yanıü
olumsuzdu ve örnekleri geçmişte
yasanmıştı.
Erol Tuncer solda bütünleşme-
yi sadece bir nihai amaç olarak
görmüyordu. Sadece aritmetik
sorunla.n aşacak bir unsurdu ve
yepyeni bir değişimin başlaneıa
olabilirdi.
Nurettin Sözen "solda güç bir-
liği"ni öneriyordu. Geniş bir
yelpaze çizdi Sözen. Bu birlik üç
parti dışında sendikalardan mes-
lek odalanna, sivil toplum örgüt-
lerine, sosyahstlere kadar uzan-
malıydı. Herkes kendi görüşünü
koruyarak belli ilkeler çerçeve-
sinde bir araya geimeliydi.
Solda yeni bir süreç yaşaru>or.
Birlik anlayışı ve beklentisi başka
bir vapılanmaya dönüşüyordu.
fükiye'nin çeşitli yerlerinden
yeni "bir umutla" gelmişlerdi.
Âruk "solda birlik" diye
vırtınmamn fazla anlamı ol-
madığına inanıvorlardı. Birhk,
belki veniden vapılanacak. işçile-
re, emekçilere, aydınlara güven
verecek olan yeni bir oluşumun
eşiği olabilirdi ancak.
G Ü N D E M MÜ^TAFABALBAY
ANKARA - Türkiye Büyük Millet
Meclisi, 19. dönem 3. yasama yılını
geride bıraktı. Olağanüstü bir durum
olmazsa milletvekilleri eylüle kadar
dinlenecek.
Geçen yasama yılını özetlersek
DYP'nin istediği yasalar geçti, SHP1
-
ninkilerfiili MC'ye takıldı.
Acaba SHP kurmayları, "Hükümet-
te niçin varız" sorusuna tatmın edici
yanıt verebiliyorlar mı?
Biraz zor.
5 Nisan Kararları'nın ardından şöy-
le bir tablo çizilmişti:
DYP'nin ekonomik konulardaki is-
temlerine SHP evet diyecek, DYP de
SHP'nin demokratikleşme yasa-
lannın hızla Meclis'ten geçmesini
sağlayacak.
Ne yazık ki böyle olmadı.
Çok geriye gitmeden, sadece son
15günegözatalım:
Çiller'in özellikle istediği, PTT'nin
ayrılmasına ilişkin yasa, özelleştir-
mede hükümete yetki veren yasa,
yap-işlet-devret modelını, "Yap-işlet-
artık verim alınmayacak hale getir-
sonra devret" şekline dönüştüren
yasa, Meclis'ten tıkır tıkır geçti.
SHP'nin istediği anayasa değişik-
likleri en az300 oy gerektirdiği ıçın bir
kenara koyalım. Ama, ya insan hak-
ları bakanlığı ya "adalette reform ya-
ratacak" yasalar ya güvenlik soruş-
turması kurbanlarının haklarının geri
SHP'nin Varlık Nedeni...
verilmesıne ilişkin yasa ya memur
sendikaları...
Bunların tümü, Meclis'te fiili olarak
kurulan DYP-ANAP ittifakına takıldı.
Karayalçın alanlarda bas bas
bağırdı:
- Memurların sendika kurma hakkı
bizim varlık nedenimizdir. Çıkmazsa
hükümette kalmayız.
Çıkmadı, ne olacak?
Yine Karayalçın'ın en çok övündü-
ğü konulardan birı de "verginin daha
geniş tabana yayılması ve gelirin ver-
gilendirilmesi" idi. SHP lideri, "Biz
ücretlinin vergi yükünü yüzde 23-24 '-
lerden yüzde 20 'nin altına çektik. Zen-
ginlerl de yüke ortak ettik" diyordu.
Ancak anlaşılıyor kı Karayalçın bu
yüke herkesı ortak etmıs, ama Çiller'i
edememiş. Tansu and Özer Çiller'in
holdingi Marsan, geçen yıl 10 milyon
kurumlar vergisi ödemiş!
Bütün bunların ardından SHP'lile-
rin, "Bu koalisyonda niçin varız" so-
rusûnun karşılığını çok iyi vermeleri
gerekli.
SHP içinde neler oluyor?
SHP'de bugünlerde yaşananları
usta bir tıyatro yazarı oyunlaştırsa
dört dekorlu döner sahne ister.
Partidekı gruplar ve özelliklerı şöy-
le:
1- Ne olursa olsun hükümette kal-
maktan yana olanlar. Bu grupta, Ka-
rayalçın, bakanlar ve bakanlık bekle-
yenler var.
2- Bu hükümetten hemen çekilme-
liyiz' diyenler. Bu grupta bakanlıktan
umudunu kesmiş olanlar, Aydın Gü-
ven Gürkan yanlısı isyancılar, Müm-
taz Soysal ve Nami Çağan gibi dü-
şünce üreten, ama Gürkan yanlılarıy-
la da bir arada görünmek istemeyen
milletvekilleri var.
3- Bakan olmak isteyenler kendi iç-
lerinde ikiye ayrılıyor. Aktıf istekliler,
pasif istekliler. Pasif olanlar sadece
yakın çevrelerine niyet belirtiyorlar,
ama kulis için fazla ileri gidemiyorlar.
Aktif olanlar ise Karayalçın'ın her ge-
zisine katılıyorlar. Bunlar arasında,
Cemal Şanin. Mehmet Dönen, Azi-
met Köylüoğlu, Mehmet Alp, Halil
Çulhaoğlu, Salih Sümer var.
Bakan olmak ya da olmamak
4- Küskünler ve muhtemel küskün-
ler. Bu grup içinde her şey bakan ol-
maya ya da olamamaya dayanıyor.
Mehmet Kahraman, insan Hakları
Bakanlığı'nın kuruluş yasası Meclis'-
ten geçmeyınce istifa etti. Şimdı bu
gruba katıldı. Dün, "Hükümette kal-
mamız sorgulanmalıdır" dedi. insan
Hakları Bakanlığı kuruluş yasası
Meclis'ten geçseydi Kahraman'dan
böyle bir demeç almak olanaksızdı!
Karayalçın önümüzdeki günlerde
ne yaparsa yapsın, parti içindeki küs-
künlerin sayısında artış olacak. Ba-
kan değişikliğine gitmezse bakanlık
bekleyenler tümüyle küsecek, gider-
se bakanlıktan alınanlar küsecek.
Bakanlık kulıslerinin en renkli yanı
da aynı ilin milletvekillerinin çekişme-
si. Biri bakan olursa diğeri ya küse-
cek ya istifa edecek. Uşak'ınüç millet-
vekili Ender Karagül, Ural Köklü ve
Fahri Gündüz bakanlık bekliyor. En
lyimser tahminle biri bakan olacak,
diğerlerı küsecek.
Batman Milletvekili Adnan Ekmen
bakan olursa diğer Batman Milletve-
kili Abdülkerim Zilan, İstifa ederim"
diyor.
Son günlerde Karayalçın'ın yakın
çevresınde de bir azalma hissedıli-
yor. Karayalçın'ı genel başkanlık kol-
tuğuna çıkarmada omuz veren çekır-
dek kadro Mehmet Gülcegün, Meh-
met Dönen, Hilmi Yükselen, Ender
Karagül ve Muzaffer Arıkan dan ku-
rulu idı. Yükselen ve Arıkan artık yanı-
nda değil. Dönen de "soğuk."
Karayalçın, SHP kurultayında oy
kullanacaklar arasında Tansu Çiller,
Necmettin Cevheri, Bekir Sami Da-
çe'nin bulunmadığını tabii kı bılıyor!
OLAYLAREV
ANAP'ın iktidarı sıkıştırma plaııı
OSMAN A\ DOĞAN
ANKARA - Başbakan Tansu ÇiDer ile eşi Özer
Lçuran Çiller'in. ABD'deki malvarlıklan ve Tür-
kiye'deki şirketlerirün çalışmalanru incelemek
üzere komisyon kuran ANAP. konunun tartışı-
lması için TBMM'vi olağanüstü toplantıva
çağınp çağjrmama karanru bugün verecek. Çil-
ler'in servetıyle ilgili tartışmalar ve ekonomik
sıkjntılar nedeniyle TBMM'nın tatile sokul-
masıru. "sorumsuzlıık" olarak niteleyen ANAP
Genel Başkam Mesut Yılmazın talimatı üzerine.
TBMM"nin olağanüstü toplantıya çağnlmasına
ilişkin önerge hazırlandı ve önergevi 100 ANAP
milletvekili imzaladı.
Cumhuriyet"te yavimlanan. Çillerlerin sahibi
olduğu şirketlerin çalışmalanna ilişkin haberlen
değerlendiren ANAP, malıve müfettişleri. hesap
uzmanlan ve uzman mılletvekillerinden oluşan
komisyonun raporuna göre TBMM'vi olağanüv
tü toplantıya çağırmaya karar verecek. ANAP
Başkanlık Divanı. bu amaçla bugün Yılmazın
başkanhğında toplanacak. ANAP yöneticileriyle
görüşen Yılmaz. Çiller ailesinin servetine ilişkin
gerçekJer ortaya çıkmadan TBMM'nin tatile so-
kulmasını eleştirdi ve "Türkiye; tarihinin en ağır
ekonomik bunaumını yaşarken Meclis'in tatile so-
kuimasuu anlayabilniek, kabuüenebilmek müm-
kün değil" dedi. Meclis'in tatile sokulma gerekçe-
lerinden birini, Başbakan Çiller'in yurtdışında
edindiği malvarlığıyla ilgili "araştırma önergesüıin
görüşülpiesini engeUemek ve kamuoyununun dik-
katinden kaçırmak" olarak gördüklerini ifade
eden Yılmaz. anayasa değişikîiği çalışmalan ne-
deniyle de Meclis'in açık bulunmak zorunda
olduğunu savundu.
ANAP Başkanlık Divanı Meclis'in olağanüstü
toplanuya çağınlıp, çağınlmamasını karara bağ-
layacak. Toplantıda, "TBMM'yi olağanüstü top-
lantıya çağırma karan" «pkması bekleniyor. Mec-
lis'i. anayasa değişikîiği görüşmelerini gerekçe
göstererek olağanüstü toplantıya çağıracağı ifade
edilen ANAP yönetimı. bu arada Çiller'in serveti
konusundaki araştırma önergesini de gündeme
getirerek bir araştırma komisyonu kumlmasını
sağlamayi hedefliyor. Çiller'in servetiyle ilgili
yapılan açıklamalann kamuoyunu tatmin etme-
nin ötesinde. konuv u daha da kanşık bir duruma
soktuğunu ve Çiller \e eşini aklamadığını sövle-
yen ANAP vöneticileri. "Konunun peşini bırak-
mayacağız. \1eclis tatile girse bile şaibeli servet \e
yasadışı işlemlcri her zaman gündeme getireceğiz"
dedıler. ANAP yöneticileri a)nca, Anayasa
Mahkemesi'ne açtıklan davalarla etkisiz
kıldıklan vetki vasalanna karşın. kısa süreli yetki
>asalan çıkaran hükümetın _\az döneminde
KHK'lerle çalışma yapmasını engellemeyi vc
DYP ile SHP arasındaki tartışmalan sürdürerek
vıpranmaiinı sağlanmayı da amaçlıyor.
TBMM'nın olağanüstü olarak toplanmasını
düzenleyen anayasanın 93. maddesine göre top-
iantı en az 90 milletvekilinin imzaladığı önergeyle
gerçekleşebılivor. Aynca ara verme ve tatil döne-
minde olağanüstü olarak toplanan TBMM, ge-
rekçe göstcrilen konunun görüşülmesini tamam-
lamadan tatile devam edemiyor ve çalışmalanna
ara veremiyor.
ANAP'ın aynca, Çiller'in malvarlığına ilişkin
gazete haberlerini afış yaparak \~urda dağıtmayı
planladiğı belirtilirken gazetemizde yer alan ha-
berler. DYP içindeki Çiller muhaliflen arasında
görüş aynlığı varattı. 5 Nisan ekonomik istikrar
paketinin sonuçlan görülmeden TBMM'nin tati-
le girmesine karşı çıkan ve DYP grubunun konu-.
yu değerlendirmek üzere olağanüstü toplanması
için önerge haarlayan Ankara Milletvekili trfan
Köksalan. Çiller'i duşürmeye yönelik bir gensoru
önergesi verilmesi durumunda "her şeyin olabile-
ceğuii" söyledi. Çiller'in. ABD'de gavn menkul
almasını "büyük ayıp" olarak niteleyen Köksa-
lan. servetine ilişkin açıklamalannın "tatmin edi-
ci" olmadığını sö\ledi. Köksalan. konuya ilişkin
bir gensoru verilmesi durumunda tavırlannın ne
olacağına ilişkin bir soruya ise "Her şey olabilir,
günün koşullarına göre karar verilir" dedi.
DYP'h milletvekillerinin. TBMM Başkam Hü-
samettin Cindoruk'un >urda dönmesini bekle-
dikleri beliniliyor. Milletvekillerinin. Cindoruk
başkanhğında ANAP ile koalisyon formülünü
tartışacaklan bildirildi.
Çiller'in holding oyunu
Fenerbahçe Orduevi'nebombatuzağı
İstanbul Haber Servisi - Fener-
bahçe Orduevi ile burada bulu-
nan askeri lojmanlar ve Fener-
bahçe Bumu arasındaki çöp bi-
donlanna yerleştirilen 10 bom-
badan 8'i patladı, 2"si imha edildi.
Fotoğraf makinesine bağlanmış
bir bombanın imhası sırasında
meydana gelen patlamada ise iki
pohs öldü. bir pohs hafıf yaralan-
dı. Olaydan sonra orduevi. askeri
lojmanlar ve Fenerbahçe Burnu'-
nda geniş güvenlik önlemi alınır-
ken yeni patlamalara karşı tüm
güvenlik görevlileri uyanldı.
fstanbul'da son aylarda sık sık
yaşanan "hafta sonu patlamalan"
dün de tekrar etti. Geçen ay üç
hafta üst üste Sultanahmet Mey-
dam, Ayasofya Müzesi girişi ile
Kapahçarşı'mn tuvaletlerinde
pazar günleri patlamalar meyda-
na gelmişti. Dün de ilk olarak
saat 14.00 sıralannda Fenerbah-
çe Burnu'nda yer alan Piramit'in
girişindeki çöp kutulanna konu-
lan 6 ayn ses bombasından 5'i
patladı, l'i ise imha edildi. Patla-
malar, çevrede panik yaratırken
sivil halktan ölen ya da yaralanan
olmadı.
Bu olaym hemen ardından, bu
kez Piramit ile Fenerbahçe Or-
duevi'ni birbirine bağlayan Fener
Kalamış Caddesi'yle orduevi ve
hemen yanında yer alan askeri
lojmanlan bu caddeye bağlayan
Atlıhan Sokak'taki çöp bidonla-
nnda da "kuşkulu paket" bulun-
duğu ihban yapıldı. Olay yerine
gelen bomba imha ekipleri, iki
çöp bidonunda bomba bulundu-
ğunu saptadılar. Zaman ayarlı ve
parça tesirli olduğu öğrenilen bu
bombalar imha edildi. Tam bu sı-
rada 3. bir bomba, imha edilirken
patladı. Güvenlik kuvvetleri. çöp
konteynerinin içine konan bom-
bamn bir fotoğraf makinesine
bağlı olduğunu belirttiler. Incele-
me sonucunda, makinenin hare-
ket ettirilmesiyle bombanın pat-
ladığıanlaşıldı.
Patlamada, bomba imha uz-
manlanndan Hurşit Şeker ile Sü-
leyman Aktaş adlı polis memur-
lan yaşamlannı yitirdiler. Patla-
malann etkisiv le ağır şekılde ya-
ralanan Şeker, Göztepe SSK
Hastanesi'ne kaldınlırken volda
can verdi Bombayı imha edişi sı-
rasında mevdana gelen patlama-
da kollan kopan Aktaş ise
kaldınldığı Haydarpaşa Numu-
ne Hastanesi Acil Cerrahı Servı-
Istanbııl'da son zamanlarda sıkça yaşanan "hafta sonu patlamala-
rı" dün de tekrar etti. Fenerbahçe Orduevi yakınında bulunan çöp
bidonlarına yerleştirilen bombaları imha etmek isteyen iki polis
memuru hayatını kaybetti. ( YILMAZ KARABACAK)
si'nde amelivata alındı. \'aklaşık
üç saat süren amelivatta kurtan-
lamayan Süleyman Akıaş. kan
kaybından yaşamını yitirdi.
Olayda patlamanın varattığı
basınçla kulağından \e burnun-
dan v aralanan siv il polis memuru
ise Aktaş'ın can verdiği hastane-
de tedavi altına alındı. Radvolar-
dan kan anonsu vapılması ve po-
lis telsizinden de yardım istenme-
si üzerine. varalı polislerin
kaldınldığı Haydarpaşa Numu-
ne Hastanesi'ne çok sayıda va-
tandaş ve polis, kan \ermek için
geldi.
Bomba ihban
Patlamalardan sonra tüm Fe-
nerbahçe Bumu. orduevi ve çe\-
resı kordon altına almdı. Bu ön-
lemler devam ederken saat 17.30
sıralannda. >ıne Atlıhan Sokak'-
ta bulunan iki avn çöp bidonun-
da daha bomba olduğu ihbarı
yapıldı. Kuşkulu paketlerde. za-
man avarlı ve parça tesirli iki
bombanın \er aldığı anlaşılınca
bomba imha uzmanlan bu bölge-
ye sevk edildi. Daha sonra bu
bombalar da imha uzmanlannea
etkisiz hale getirildi. Çok sayıda
kuşkulu kişinin gözaltına alındığı
patlamalardan sonra polis. ope-
rasvonlara başladı.
DenizITde ses bombası
Denızh'de Merkez Efendi pa-
zarvenndc bir manavın tezgahı-
na verleştirilen ses bombası pat-
ladı. Manav Mehmet Özen'in.
tezgahın altından çıkan dumanı
fark etmesivle bomba>ı bulması
sonucu. ölen ya da varalanan ol-
madı. Denizli Valisi Oguz Kağan
Köksal. patlamadan kısa bir süre
önce pazaryerinde alışveriş yap-
mıştı.
• Baştarafi l.Sayfada
- Yurtdışı iştirakler. 8 milyar
551 milyon 399 bin 750 lira
- Aktif toplamı: 12 milyar
684 milyon 621 bin 805 Iira
Maliye Bakanlıeı'na verilen
31 Ara'lık 1993 tanhli bilanço
uyannca, toplam varlıklan 12
milvar 684 milyon 621 bin 805
lira olan. kasasında sadece 286
bin 912 lira bulunan Çiller'in
holdinginin. değeri 210 milyar
lirayı bulduğu bildirilen ABD'-
deki gayri menkulleri hangı pa-
rayia aldığı karanlıkta.
Başbakan'ın eşi Özer Uçuran
Çiller. önceki hafta yaptığı
yazılı açıklamada. ABD'de
satın alınan taşınmazlann
değcrinin. iddia edildiği gibi 7
milyon dolar değil. 1 milvon
475 bin dolar olduğunu dile ge-
tirdi.
Başbakan'ın eşinin bu savı
da bugünkü kur üzennden.
yaklaşık "45 milvar lira" eden 1
milyon 475 bin dolann. toplam
varİıklan 12.5 milvar lira ol-
duğu bildirilen Marsan Hol-
ding tarafından ödenemeyeceği
olasıhğını ortadan kaldırmıvor.
Bilançosunda 8 milvar 500
milvon lira sermayesi bulunan
Çiller'in holdinginin 1993 >ılı
aktifleri arasında yer alan "yurt-
dışı iştirakleri"nin deaeri 8 mil-
yar 551 miKon 399 bin 750 lira.
Marsan Holding'in son bilan-
çosunda. "pasif" kalemleri
arasında. 8 milvar 500 miiyon
liralık "sermaye hesabı"na. 19
milyon 502 "bin 978 liralık
"kâr/zarar hesabı"na \er veri-
liyor.
Yönetim kurulu başkanlığını
başbakanın eşinin yaptığı Mar-
san Holding'in devlele teslim
edilen kavıtlannın vanıtla-
vamadığı kuşkular. \asal olma-
yan işlemler olasıhğını ortaya
çıkardı. Vergi kaçakçılığı va da
gerçek dışı malı kavıtlarla dev-
letin yanıltıldığı olasılıklan. Çil-
ler ailesi için vergi veceza huku-
ku açısından ağır sorumluluk-
lar gündeme getinvor.
Yılmaz'a tutarsız suçlaması
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DYP Genel Başkan Yar-
dıması Esat Kıratlıoğlu: Başba-
kan Tansu Çiller ile eşi Özer
Uçuran Çiller'in ABD'de edin-
dikleri maharlığı ve serveti için
TBMM'vi olağanüstü toplantı-
>a çağırma>ı tartışan ANAP
Genel Başkam Mesut Yılmaz'a
karşı. Çiller'i savunmasını sür-
dürdü ve Yılmaz ailesinin ser-
vetinin açıklanmasını istedi.
ANAP liderini "tutarsızlıkJa"
suçlayan Kıratlıoğlu. "Lüzıım-
suz ithamlarla insanları sıkıntıya
sokmanın alemi yok. Saym Çil-
ler'in veremeyeceğı hesabı yok.
Mesut Ydmaz'a "hodri meydan"
diyoruz. Maliye Bakanlığfndan
müfettiş Lstesin: kendisi, kardeşi
ve ailesinin malvariığını incelet-
sin, O zaman karşunıza gecip ko-
nuşsun. Ahlaklı olsun ve deiilleri
ortaya koysun. Bununki üzüm
yemek değil, bekçi dö*7nek" di> e
konuştu.
Kjrathoğlu, dün düzenlediği
basın toplantısında. bir yandan
Çiller'i sa\aınurken. bir yandan
da Yıhnaz ile kardeşinin serve-
tini gündeme getirdi. Turgut
Özal'ın. servetini başbakanhğı
döneminde elde ettiğine vönelik
iddialar ortava atıldığı zaman
Mesut Yılmaz'ın konuşmadıgı-
nadikkatçeken Kıratlıoğlu. "Ta-
bii o zaman kendisi bakandı ve
konuşamazdı. Ağzını açsa ba-
kanlık gidecekti" dedi.
Kırathoğlu. şövle konuştu:
"Anayasa değişikîiği görüş-
melerinde kendisini RP'ye ada-
mtştır. Adeta RP'nin peşine ta-
kılmıştır. Kendisi bitmiştir. 'aca-
ba RP'nin bana \aran olur mu'
diye peşlerine takılmtştır. Kendisi
fikir üretemiyor. birisi fikir üreti-
yormuş gibi onun peşine takılı-
jor."
Yılmaz'ın TBMM'vi olağa-
nüstü toplantıya çağırma çaba-
lannadabiranlamveremediğini
ifade eden Kıratlıoğlu. "Meclis"-
in tatile girmesine yönelik oyla-
mada ne ANAP'tan ne de RP"-
dcn gık çıktı. Oysa bu partiler
yasa tasanlannm görüşmelerinde
hemen karar yeter sajtsı istiyor-
lardı. Tatil oylamasında ise hiç
karşı gebnediler. Şimdi kalkmı-
şlar, Meclis'i toplamav a çalışı-
yortar. Bu tutarsızlıktır. Bunlar,
Yılmaz''ın ibret numuneleridir"
diye konuştu.
Erbakan'ın trilvonluk
düğünü
RP Genel Başkam Necmettin
Erbakan'ın kızının trilvonluk
düğününün de çok düşündürü-
cü olduğunu kaydeden Kıratlı-
oğîu. "\iUardu- söyleriz, Erba-
kan'ın düşündükleri ile yaptıkla-
rının birbirine uy madığını. Bu dü-
ğün. sö> lediklerimizi kanıtladı.
F.rbakan, vıllardır kendi felsefesi-
ni anlatıp durur. .Ama kızına
yaptığı düğün, trihonerleri bile
kıskandıracak düzeydeydi" dedi.
Gazetecilenn sorulannı da
yanıtlavan Kıratlıoğlu. Devlet
Bakanı Mehmet Kahraman'ın
"İnsan Haklan Bakanlığı Kuru-
luş Yasası'mn kabul edilmemesi
nedenivle istifa etmesini doğru
bulmadığıru söyledi.
AKDENDAKI
GERÇEK
• Baştarafi l.Sayfada
var; daha geçenlerde Fran-
sadaokula başörtüsüylede-
vam etmek isteyen iki öğren-
cinin davası bir sorun olmadı
mı?
Başörtüsü sorunu bir süre-
den beri Türkiye'de de var.
Gerçi bu olay, temeldeki so-
runun yüzeysel bir ayrıntısı
vedışavurumudur; ama, mili-
tan şeriatçıların elinde daha
bir süre kullanılacaktır. Her
kurumun, kuruluşun, okulun,
kulübün kendine göre kural-
ları olduğunu bağnazlara an-
latabilmek olanaksızdır. Li-
seye ya da üniversiteye te-
settür'e uyarak gidebilirniz?
Her isteyen, her yerde istedi-
ği biçımde giyinebilir mi?
Resmi kurumların kendine
özgü giyim kuşam yönet-
melikleri olmayacak mıdır?
Çarşafla üniversiteye gidile-
bilir mi? Diyelim ki gidildi, ıs-
ter başörtüsü ile olsun, ister
mayo ile olsun derslere giril-
di; bikiniyle sınıfta oturan kıza
ya da şortla, çarşafla veya
sarıkla sınava katılan öğren-
ciye "demokrası" var diye-
rek "özgürlük" adına karışı-
Imadı. Okullarda ve öğretim
kurumlarında her türlü garip-
lik, özgürlük adına kabul edil-
di.
Sonu ne olur?
Sonu anarşi olur.
Bugünkü gazetemizde
okuyacağınız gibi türban ya
da çarşaf giyen, tesettüre
uyuyorum diye kimliğini gız-
leyen öğrenciler, kimi zaman
bu olanaktan yararlanma yol-
larını deneyebilirler. hile yo-
luna sapabilirler.
Hiç kuşkusuz. sınavda koo-
ya çeken ya da değişik hılt
yollarına başvuranlar arasın-
da başı açık olan, okulların
üniformalarıyla ya da doğal
giysilerle sınava gırenler de
vardır. Ama, din diyanet uğ-
runa okul çocuklarını da kul-
lanmak isteyenler. yanlış bir
iş yaptıklarının bilincine var-
malıdırlar. Her çarşafın altın-
da namus, her başörtüsünün
altında erdem. her türbanın
altmda dürüstlük yoktur. Eğer
böyle olsaydı, bir milyarlık is-
lam dünyasında her şey gül* •
lük gülistanlık olur. insanlar
birbirlerini yemezler. Müslü-
manlar birbırlerinin gırtlakla-
rına sarılmazlardı.
Türkiye'de Müslümanlığı
siyasete, ticarete. çıkarlara
alet ederek kullananlar; hem
insanlığa hem de vatana bü-
yük kötülükler yapıyorlar
• • •
Karadayı ABD'ye davet edildi
FUATKOZLUKLU
V\ASHINGTOV Kara Kuv-
vetlen Komutanı Orgeneral
İsmail Hakkı Karadayı ABD'ye
davet edildi. Davetin geçen a_v
vapıldığı öğrenildi. Karadavı'-
nın. ABD Genelkurma> Başkam
John Shalikavili ile görüşeceği
bildirildi. Orgeneral Karadavı ile
beraberindeki kurmav subavlar-
dan oluşan hevetın. vaklaşık 10
gün sürevle ABD'de çeşitli te-
maslarda buiunacağı öğrenildi.
Genelkurmav Başkam Orgeneral
Doğan Güreş ın emekhve avn-
Imasıvla Ağusios'ta Genelkur-
mav Başkanlığı'na vükselecek
olan Karadavı'nın 9 temmuzda
çıkacağı ABD gezısinin prog-
ramına ilişkin hazırlıklar devam
edivor.
anVfflURIYETTEN
OKURLARA
• Baştarafi 3. Sayfada
rin üyelerine, bu partilerle organik bağı olmayan. ama
solun birleşmemesi halinde ülkenin düşeceği durumu
gün gibi sezen ve gören aydınlar, demokrası yanlıları da
katıldılar.
Dün toplanan kurultay, bu konuda yeni ümitler filizlen-
dirdi. "Solda Birlik" için politika sayfalarında sürekli yer
ayıran Cumhuriyet, bu toplantıyı da hazırlık aşamasın-
dan başlayarak aktaran tek gazete oldu.
•
Sessiz ve sakin bir koalisyon döneminden geçmekte
olan SHP'de işler hiç de göründüğü gibi gitmiyor. Arka-
daşımız Türey Köse'nin SHP Parti Meclisi ve sonrasını
yansıtan haberi, partideki sıkıntıyı aktanrken, Devlet Ba-
kanı Mehmet Kahraman'ın da hem bakanlıktan hem de
genel sekreter yardımcılığından ayrılışının habercisiydi.
DYP'nin SHP'li bazı bakanlarla ilgili olumsuz değer-
lendirmelerini de arkadaşlarımız Hakkı Erdem ve İsmet
Demirdöğen yazdılar
•
Üniversitelere girebilmek için ter döken 825 bin aday
dün zorlu bir sınavdan geçti. Bu yıl açıkta kalacak aday
sayısının 65 bin dolayında olduğu açıklandı.
Adayların hazırlıklarına, yayımladığımız testlerle kat-
kıda bulunduk. Deneme sınavları yayımladık ve sınavın
arifesinde de tercih sırasında izlenecek yolu ve yöntem-
leri adaylara ilettik. Bu konuda bürolarımız ve arkadaşı-
mız Figen Atalay emek verdiler.
•
Milli Birlik Kornitesi üyelerinden Suphi Karaman'ın.
Milli Birlik Komitesi üyesi ve 14lerden Alparslan Tür-
keş'in Sabah gazetesinde yayımlanan anılarındaki yan-
lışları düzelten yanıtlan ilgi topluyor. Sami Küçük'le
başladığımız bu yayını sürdürmeyi düşünüyoruz.
Milli Birlik Komitesi'nde bulunmayanlar için, kapalı
kapılar ardındakilerin doğrulanmasını o günleri yaşa-
yanlara bırakıyoruz. Ama anlayamadığımız bir şey var:
Yüksek Soruşturma Kurulu'nun raporlarında yer alan.
Yassıada davalarında zapta bile geçmiş olan Örtülü
Ödenek'ten para alanlann listesinden bazı gazete sa-
hiplerinin adını Türkeş niye çıkarmış olabilir dersiniz?..
•
Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta
geçirmeniz dileği ve saygılarımızla.