Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 HAZİRAN1994SALI CUMHURİYET SAYFA
(jÜNÜN JİLMLERİ
TELEVİZYON 17
09.35
KanalD
MACERA
10.00
arv
MELODRAM
10.10
Interstar
DRAM
70.30
ShowTV
DRAM
Kadının Fendi
(Below the Belt)- ABD'de ilgi gören kadın güreşini
anlatan fılmde Regina Baff, Mildred Burke, John S.
Becher başlıca rollerde. Robert Fovvler yönetmişti
(1980).
Seven Kıskanır
Bir arabesk şarkıcısıyla genç kızın acıklı öyküsü.
Yalçm Erkan'ın yönettiği fılmde Hakkı Bulut, Arzu
Aytun, Gûneş Olcay, Atilla Artı ve Nur tncegül rol
ahyor (1986).
AşkÜçgeni
Zengin ve güzel bir kadınla hayatına giren jigolonun
ölümle biten hazin aşk öyküsü. Yönetmen Yücel
Uçanoğlu. Oyuncular Ahu Tuğba, Meriç Erkan,
Hülya Erçel.
Kuma
Çocuğu olmayan bir çoban kızla, kocası Ali'nin
dramatik öykûsü. Ali kansının üzerine kuma getirir
ve olaylar gelişir. Atıf Yılmaz'ın yönettiği filmde
Fatma Girik, Hakan Balamir, Aliye Rona var.
Show TV, 10.30'da Atıf Yılmaz'ın 'Kuma' filmini yayımlayacak.
Sevda Yolu
Birbinne düşman olan ıki köyden iki genç birbirini
sevmektedir. Ancak evlenebilmeleri için kan dava-
sının sona ermesi gerekmektedir. Oğuz Gözen'in
yönettiği fılmde Gülşen Akkaya, Tugay Toksöz var.
Kulisteki Esrar
(Lady of Burlesque>- Kadın ajan, bir cinayeti ay-
dınlatmak için dansçı kılıgına girer. William A.
Wellman'ın yönetiminde Barbara Stanwyck, Micha-
el O'Shea, Edward J. Bromberg başrollerde (1943).
Aslanlann Ölümü
Yeraltı dünyasının kirli işlerine bulaşmış gözüpek
genç, yıllar önce tuzağa düşürülen babasının intika-
mını almayı amaçlamaktadır. Yönetmen Osman F.
Seden. Oynayanlar Yalçın Gülhan, Aytaç Arman.
12.40 / lnterstar / özgûriâk Eizimdir Aynntıh bilgiyanda
o 20.00
KanalD
POÜSİYE
20.35
ShowTV
GÜLDÜRÜ
27.20
atv
DRAM
21.20
TRT1
GÜLDÜRÜ
GriKurt
(The Flight of the Grey Wolfe)- Kaynaklarda gö-
remediğimiz film, belki de Randal Kleiser'ın "Be-
yaz Diş" (VVhite Fang, 1990) adlı fılmi. Ethan
Havvke ile Klaus Maria Brandauer oynamıştı.
Bitirim Şoför
Bir taksi şoforü babası için taksisini satıp başkasının
arabasında çahşmaya başlar. Ancak esrarengiz bir
müşteri yüzünden başı derde girer. Oyuncular Salih
Kırmızı, Mervin Inal, Cemal Gencer ve Nazlı Han.
Zaloğlu Rüstem'in Kıiıcı
(The Legend of Rustem)- Dızınin bu bölümünde
Rüstem, kralın oğlunu yetiştirip savaşçı yapıyor.
TGRT'nin bültenine göre G. Koltunov'un yöneti-
minde S. B. Polat ve F. Tahmina var.
BelalıHayat
Kanal 6'nın ne yönermeni ne yapım yılı ne de oyun-
culan hakkında bilgı vermediği film kaynaklarda da
geçmıyor. Bu saatte boş vakti olanlar şanslannı de-
neyebilirler.
Kurban
Biri sigara kaçakçısı, diğeri ise ekipler amiri olan
kardeşlerin büyükşehirdeki maceralan. Melih Gül-
gen'in yönettiği fılmde Kadir Inanır, Ahu Tuğba,
Yalçın Gülhan, Hüseyin Peyda oynuyor (1983).
Cesurlar
(Powderkeg)- Tren soygunculanna karşı iki silah-
şör kiralanır. Douglas Heyes'in TV vve'sterninde
Rod Taylor, Dennis Cole, Michael Ansara, Fernan-
do Lamas başlıca rollerde (1970).
Sanık
(Criminal Mind)- Kaynaklarda geçmeyen bir film.
Joseph Vittorie imzalı yapımda Ben Cross, Frank
Rossi ve Tahnee Welch başlıca rollerde. Polisiye
meraklısı şansını deneyebilir.
Sultan
Gecekondu halkı ile arsa spekülatörlerinin mücade-
lesini konu alan filmde Türkan Şoray, Şener Şen ve
Bulut Aras başlıca rollerde. Filmin yönetmeni Kar-
talTibet(1978).
L. A. Heat
(L. A. Heat]h Polis, öldürülen arkadaşının intikamı
peşindedir. Olçüsüz şiddetle yüklü filmleriyle tanı-
nan Joseph Merhi'nin yönetiminde L.- H. Jacobs ve
Jım Brown başrolde.
Annem
Kaçınlan bir kız çocuğu zengin ailenin yanında bü-
yür. Aklmı yitiren annesi uzun zaman sonra kızıyla
aynı çiftlikte karşılaşır. Yönetmen Temel Gürsu.
Oyuncular Küçük Ceylan, Canan Perver.
Bütün Suç Rio'da
(Blame it on Rio)- Üstad Stanley Donen ve Micha-
el Caine'in Rio'da film yapmak yerine tatil yaptık-
lan görülüyor. 1984 yapımmın diğer oyunculan De-
mi Moore, Joseph Bologna ve Valerie Harper.21MI İnterstar / tçimde Biri Var Âynntth bilgiyanda
Belki Seninle
(Almost You>- Adam Brooks, bu başansız evlilik
güldürüsünü hem yönetmiş, hem de başrolünü üst-
lenmiş. Grifîin Dunne ve Karen Young, sık yayınla-
nan filmin diğer oyunculan.
Batdtnanç
(Superstition)- "Şeytanın kızı", dirilerek kötü-
lüklerine devam eder. James Robertson imzalı bas-
makalıp fılmde James Houghton, Albert Salmi,
Lynn Carlin rol alıyor.
OKadın
tftira nedeniyle kocasından boşanan bir kadınla ma-
sum annesini savunan bir avukat gencin dramatik
öyküsü. Yönetmen Zafer Davutoğlu. Oyuncular
Hülya Koçyiğit, Müşfık Kenter (1966).
Kulis
(Backstage)- Amerikalı şarkıcı, bir oyunda rol al-
mak üzere Avustralya'ya gider. Jonathan
Hardy'nin yönettiği fılmde Laura Brannigan, Mic-
hael Aitkens ve Noel Ferrier oynuyor.
Yerlifilmler Yabancı fılmler
1
Jzleyin -VOrtaHalli Değmez
İnterstar 21.30} Yükselen oyuncularla başanlı bilimkurgu
'îç dünya'ya yolculuk
•• Içimde Biri Var
Innerspace / Yönetmen: Joe Dante /
Senaryo: Jeffrey Boam, Chip
Proser / Görüntü: Andrew Laszlo /
Müzik: Jerry Goldsmith /
Oyuncular: Dennis Quaid, Martin
Short, Meg Ryan, Kevîn
McCharthy, Fiona Lewis, Henry
Gibson 1987ABDyapımı, 120
dakika.
TV Servisi- "tzleyiciye istediğini
ver, ama beklemediği biçimde"...
ABD'li senaryo yazarı ve uzmanı
Robert McKee, seminerlerinde, işe
yeni girişenlere böyle söylüyordu.
"Içimde Biri Var"ın yazarlan bu se-
minerlere katılmışa benziyor. Filmde
serüven var, güldürü var, gerilim var,
ama bunlann hepsi, uzak ve bilinme-
yen gezegenlerde ya da yeryüzünün
ekzorik köşelennde değil, daha da alı-
şılmadık bir dekorda, insan vücudunun
içinde yaşanıyor. Daha önce, Richard
Fleischer, "Fantastik Yolculuk"
(Fantastik Voyage, 1966) adlı yapıtın-
da da böyle alışılmadık bir geziyi an-
latmıştı. Bir "ameliyat ekibi", ancak
mıkroskopla görülebılecek kadar kü-'
çültülüyor ve hasta bir adamın bedeni-
ne şınnga ediliyordu. Bu yolculuğun
amacı, adamın beynine ulaşmak ve la-
ser ışmlanyla, tıkalı damarlan açmaktı.
Joe Dante'nin "Içimde Biri Var"
fılminde yolculuğun asıl hedefı, bir
tavşan bedenidir. Hayvanın bedenine
yerleştirilecek bir mikroçiple, önemli
bilimsel bulgtılar elde edilecektir.
Olaydan haberdar olan gangsterler, bu
mikroçipi ele geçırmek için çoktan ha-
rekete geçmiştir. Gangsterlerin bu
'Içimde Biri Var' fılminde, (soldan sağa) Martin Short, Dennis Quaid ve
Meg Ryan gibi Hollvwood'un yakın dönem 'star'ları başlıca rollerde.
"hamle"si kanşıklığa yol açar ve çip,
tavşan bedeni yerine, beceriksiz ve
mutsuz tezgahtar Potter'ın (Martin
Short) bedenine şınnga edilir. Mikro-
çip geri alınmak zorundadır. Pilot
Tuck Pendelton (Dennis Quaid), özel
bir "gemi" ile kuçültülür ve Potter'ın
bedenine şınnga edilir. İki adam, eğ-
lenceli, heyecanlı ve tehlikeli bir serü-
venin başındadır...
Jim McBride'ın, video kulüplerde
"Suçlular Limanı" adıyla sunulan
"The Big Easy" (1986) adlı enfes po-
lisiyesı, Dennis Quaid'ın ilk önemli
başarılarından biriydi. Film, tıpkı
"Içimde Biri Var" gibi, büyük ölçüde
bu genç yeteneğin üstüne kurulmuştu.
Marlon Brando, Alain Delon ve
Jack Nicholson kanşımı şeytani bir
çekicilıği olan 1954 doğumlu Quaıd,
Amerikan sinemasının yeni erkek seks
simgesi olma yolundaydı. Ama o,
önünde parlak bir kariyer varken, bu
rolü reddetti ve senaryolan ütizlikle
inceledikten sonra kabul erme yolunu
seçti. Amerikan sinemasının son yıllar-
da çıkardığı önemli yeteneklerden biri
olduğu kuşku götürmeyen oyuncu,
Montana'daki çiftliğinde, "en iyi
film"inin senaryosunu bekliyorsa da
ara sıra, ömeğin Alan Parker'ın "Gel
Cenneti Gör'' gibi toplumsal melod-
ramlarda ya da "Casus ve Çocuk Be-
zı" gibi polisiye güldürülerde oyna-
mak için kamera karşısına geçtiği olu-
yor.
'Canver, aldıklan parayı haklı göstermek istiyor' diyen Nazmi Kal:
33 yıla 15 milyon alıyorumTV Servisi- TRT Yönetim Kurulu
karanyla yayından kaldınlan "Gün-
dem" programmın hazırlayıcılanndan
Cüneyt Canver'in gazetemize yaptığı
açıklamalara Nazmi Kal tepki göster-
di. Yapımcı, 15 milyon lira maaş aldı-
ğını belirterek, 60 milyon olarak belir-
tilen rakamın 75 dakikalık 15'te bir
yayımlanan programın tüm maliyeti
olduğunu söyledi.
TRT'de "Ekonomi Dosyası" ve
"Tüketicinin Sesi" programlannı ya-
yına hazırlayan Kal, Canver'in kendi-
siyle ilgıli sözlerinin asılsız olduğunu
belirterek, "Sayın Canver aldıklan
ücreti haklı göstermek için 'Bununla
birlikte TRT çalışanı Nazmi Kal,
program için saat başına 60 milyon
lira alıyor' ifadesini kullanmıştır"
sözlerine yer verdi.
Nazmi Kal, konuyla ilgili olarak
faksla gönderdiği açıklamada, "Ger-
TRT'de33
yıldır görev
yaptığını
söyleyen
Nazmi Kal,
Cüneyt
Canver'in
aldığını
iddia ettiği
60 milyon
liranın,
'Ekonomi
Dosyası'
adlı
programın
tüm
maliyeti
olduğunu
açıkladı.
çek şudur" sözleriyle başlayan bö-
lümde şu sözlere yer verdi:
"Ben TRT'de prodükıör kadro-
sunda çalışıyorum. Haftalık 'Bir Ke-
lime Bir İşlem' yarışma programını
hazırlıyor ve yönetiyorum. Ayrıca
haftalık 'Tüketicinin Sesi' ve iki haf-
tada bir 'Ekonomi Dosyası' prog-
ramlannı hem hazırlıyor hem sunu-
yorum. Kadromun prodüktör olma-
sı nedeniyle ek bir iş olan sunucu-
luktan program başına ücret alıyo-
rum. 'Tüketicinin Sesi' programın-
dan dolayı 195 bin, 75 dakika süreli
'Ekonomi Dosyası' programından
dolayı 1 milyon 950 bin lira almak-
tayım. 33 yıllık devlet hizmetime
karşılık aldığım maaş ise 15 milyon
liradır.
Aldığım iddia edilen 60 milyon li-
ra, 'Ekonomi Dosyası programmın
tüm maliyetidir. Bu rakama prog-
ramda görevli Abdurrahman Yıldı-
nm, Berra Kılıç, Veysi Sevi ve Zülfi-
kar Doğan'ın aldıklan ücretler ve
yol giderleri, 'Parodi' ve 'Duvar Ya-
zıları'na ödenen ücretler, parodi sa-
natçılarına ödenen ücretler gibi çe-
şitli prodüksiyon giderleri dahildir.
Başka bir deyişle. 60 milyon, 75 da-
kikalık 'Ekonomi Dosyası'nın tüm
maliyetidir".
EKRANSEPETÎ
Nasıl yani?
TV Servisi- Can Okanar ve
Cüneyt Canver'in yayından kal-
dırılan 'Gündem' programmda
tartışma konusu yapılan olaylar-
dan biri de program sırasında ek-
ranın bir köşesinde yer alan "Va-
kıfbank" logosuydu.
Kimileri Meclis'ten apar topar
geçirilen "Radyo ve Televizyon-
lann Kuruluş ve Yayınları Hak-
kında Kanun"un bunu yasakladı-
ğını öne sürdü. Kimısi bunun
"mali destek" olmadığını,
tt
rek-
lım" olduğunu söyledi. Gerçekte
yasa konuya bir açıklık getirmi-
yor. Yasanın "Program Destek-
lenmesi" başlıklı 23'üncü madde-
sinde "Haber ve güncel prog-
ramlarda mali desteğe izin veril-
mez" denilip olay ortada bırakılı-
yor. Bu maddeden kasıt "spon-
sor" program mı yoksa "her türlü
reklam" mı tartışıladursun, özel
TV kanallannın da hayata geçirdi-
ği uygulama izleyici açısından
"enteresan" durumlar yaratıyor.
Söz gelimi, geçen cumartesi İn-
terstar'ın "19.30 Haber Bülte-
ni"ni izliyoruz. "Kısa" bir reklam
arasından sonra spiker hanım ken-
dilerine ulaşan önemli bir haberi
duyuruyor: "Şimdi elimize geçen
bir habere göre, Kaynarca'da
kimyevi madde üreten bir fabri-
kada yangın çıktı. Star haber
ekibinin ilk görüntüleri elimize
ulaştı. Şimdi size bu görüntüleri
sunuyoruz". Ve ekranda, her an
bir faciaya dönüşebilecek yangının
alev alev görüntüleri beliriyor.
Tam bu sırada ekranın alt sağ kö-
şesinden bir "çizgi uçak" çıkıyor.
Ardında flama gibi dâlgalanan bir
reklam spotu: "Simtel yaparsa
mükemmelini yapar".
Ardından her "izlenecek prog-
ram bulamayan" izleyici gibi
"zap"liyoruz. 21.40 sulannda bu
kez atv'nin yayımladığı "Miss
Model of the World" yanşmasma
"takılıyoruz". Ekranda dünyanın
dört bir yanından gelmiş, birbirin-
den hoş, yaşlan 18 ile 24 arasında
değişen "hatunlar". Birazdan bi-
rincisi seçilecek modeller sahnede
kendilerini tanıtırken, ekran başın-
daki izleyiciye de yaşlan ve kilo-
lan konusunda bilgi veriliyor. Bu
sırada mankenlerin havuza atlar-
ken, duş alırken mayolu, "ıslak"
görüntülerine yer veriliyor. Tam
bu sırada altta bir reklam spotu be-
liriyor: "Amigo, ağzınıza layık".
Nasıl yani?
atv 00.20 'Dr. Stress'
Universite stresiTV Servisi- " D r Stress" bu
hafta "Universite sınavları" ko-
nusunu ele alıyor. Sınav öncesi, sı-
nav sonrası ve bu dönemlerde ya-
şanan stresin tartışılacağı prog-
ramda, sınav sistemi ile bu sistem
içerisindeki öğrencinin konumu iş-
lenecek.
Nedim Saban, universite
sınavlanna aynca veliler açısından
da yaklaşacak. Programın basın
bülteninde "öğrenci ve veliler
için bir anlamda ön hazırlık
niteliğini taşıyacak" sözleriyle
tanımlanan bölüme her zaman
olduğu gibi izleyiciler de telefonla
karılabilecek.
Programa konuk olarak katılan
rehberlik uzmanı Sadık Gültekin
de fakülte seçimi hakkında bilgi
verecek.
Yapımcıhğını ve araştırmacılı-
ğını Ergün Gümrah'ın, sunuculu-
ğunu Nedim Saban'ın yaptığı
"Dr Stress"i Recep Balcı yöneti-
yor.
MERCEKLE BAKINCA
MAHMUT T. ÖNGÖREN
Paçayı Kuptarmak
Geçen hafta Ankara Üniversitesi lletişim Faküftesi'ni
bitirenlerin diplomatörenine çağrılıydık. Yüksek not alan
öğrencilere çeşitli armağanlar veriidi. Çağdaş Gazete-
ciler Derneği Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi ve Dün-
ya Kitle lletişımi Araştırma Vakfı yöneticisi olarak ben de
armağanlarımızı geleceğin gazetecilerine, radyo-TV ya-
yıncılarına ve halkla ilişkiler uzmânlanna sunduk.
Çağnyı aldığımda törende kısa bir konuşma yapma-
mızın da olanaklı olabileceği söylenmişti. Doğrusu epey-
cezorlandım, nesöylemem gerektiğini düşünürken. Dip-
loma töreninde iyi, güzel ve hoş şeyler söylemek gere-
kir. Törende üniversiteyi bitirenler adına konuşacak öğ-
rencinin de aynı çizgide konuşması beklenir. Oysa son
yıllarda özellikle tıp fakültelerinin diploma törenlerinde
arkadaşları adına konuşan öğrencilerin, tıp eğitimi dö-
neminde yeterince yetiştirilmediklerini açıklamaları ne-
redeyse bir gelenek oldu.
Bu gibi konuşmaların haberlerini gazetelerde okuduk-
ça acaba o törenlerde hazır bulunan rektörlerin, dekan-
ların, ögretim üyelerinin, uzman doktorların ve üniversi-
telerimizin bü düzeysizliğinden sorumlu olanlann neler
düşündüklerini merak ederdim. öğrencilerin bu içten-
likli açıklamaları acaba kimin içini sızlatırdı? Belki de öğ-
rencilerden başka hiç kimse aldırmıyordu.
Ne var ki Ankara Üniversitesi lletişim Fakültesi diplo-
ma töreninde herhangi bir öğrencinin usundan böyle bir
konuşma yapmayı geçırmediğini sanırım. Çünkü lletişim
Fakültesi 'nin güçlü bir öğretim kadrosu var. Bu kadro-
da profesyonel öğreticiler de yer alıyor. Profesyonellik
salt öğretim alanında değil. Gazetecilikte, radyoculuk ve
televizyonculukgibi alanlarda başarılannı verdikleri ürün-
lerle kanıtlamış kişiler... Bu da söz konusu a/anlarda öğ-
retim yapan okullar ve fakülteler için son derece önem-
li bir gelişmedir.
Ama "bir konuşma da yapabilirsiniz" dendiğinde be-
ni düşündüren ve zorlayan nokta öğretimin niteliği de-
ğil de lletişim Fakültesi'ni bitiren gençlerin büyük coş-
kuyla ve hevesle içinde yer almak ıstedikleri "medya"nın
durumuydu. Hem genç medya adaylanna onları bu alan-
da destekleyıci sözler söyleyeceksın hem de "med-
ya"nın bugün içinde bulunduğu kötü ve olumsuz duaı-
mu anlatmadan sözü nasıl kıvıracaksın?
"Medya"n\n devletin ve özel sektörün eliyle nasıl yoz-
laştığını, nasıl çıkarcı bir düzeysizliğe indiğini anlatma-
maya olanak var mıydı? "Düşünce özgürlüğü"nür\ or-
tadan kalktığını belirtmeden yeni gazetecılik ve radyo-
TV adaylanna boş "umut" dağıtmaya kim katlanabilir-
di?
Bu alanlarda yapılan öğrenimin salt "haber nasılyazı-
lır", "mikrofon ve kamera nasıl kullanılır" ve "kurgu ne-
dir" filan gibi konuları içermediğini, özellikle öğrencilik
döneminden başlayarak medyamızı içeriden ve dışan-
dan küşatmış kısıtlamalarfa ve özgürlüksüzlükle nasıl
mücadele etmek gerekir sorusuna da yanıt aramayı kap-
sadığını vurgulamayı ihmal etmemeliydim.
Ellerindeki pırıl pırıl diplomalarıyla "medya"ya dalma-
yı düşleyen bu gençleri daha işin başında kırmadan, üz-
meden ve meslekten itmeden neler söylenebilirdi? On-
lar "medya"ya girmeye hazırlanırken, "medya" kendi
içindeki 2000 dolayındaki genci kapının önüne daha ge-
çen gün koymamış mıydı? Hangı gazetede, hangi rad-
yoda ya da televizyonda iş bulabılecektı bu adaylar?
Yıllardan berı, yazdıkları yazılar, haberler ve kitaplar-
dan ötürü içeri giren ve yüksek para cezasına çarptın-
lan ya da en azından mahkemelerde süründürülen ya-
zarlar, yaratıcılar, gazete ve yayınevi yöneticileri, bilim
adamlan, sendikacılar, düşünürler hiç anılmamalı mıydı
Ankara Üniversitesi lletişim Fakültesi'nin diploma töre-
ninde?
Bu karmaşık kaygılar, korkular, çalkantılar içinde tö-
rene gittım. Neyse öyle bir düzene başvuruldu ki bizler
hiç konuşma yapmadan yeni adaylara armağanlarını
verdik. Fakülteyi bitirenler adına da kimsenin konuşma-
sına gerek kalmadı.
Ben de törende konuşma yapmadığım için paçayı kur-
tardım. Ya "düşünce özgürlüğü?"
lletişim hakkında bilmek istediklerinizi öğrenebilece-
ğiniz bir kitap: Hasan Tekeli, "Bilgi Çağı", Simavi Ya-
yınlan, Istanbul 1994.
interstar J2.40] 'Komünizm propagandası' yapmakla suçlanmıştı
Ekranda bir Rene Clair klasiği
TV Servisi- Louis (Raymond Cory) ve Emile
(Henry Marcband), cezaevine düşmüş iki sıradan do-
landıncıdır. Bir kaçış girişiminde bulunurlar, ama sa-
dece Louis başanr. Ancak dostluklanna bağlı kalır.
Dışanda, hızla durumunu düzelten adam, bir gramafon
fabrikasının sahibi olur. Yıllar sonra serbest kalan
Emile ise raslantı sonucu bu fabrikada işçi olur. "Ka-
pitalist" Louis, "proleter" arkadaşına vefasızhk et-
mez. Ancak, sınırlan kesin çızgılerle belırlenmış smıf-
lardan oluşan toplum, bu dostluğu hoş görmeyecektir.
Rene Cİair'in klasikleşmiş yapıtı, günün en iyi fil-
mi ve yine kötü bir saatte gösteriliyor. Üstadın zarif
bir mizahla, toplumsal eleştiriyi kaynaştıran bu fîlmi,
çok daha iyi bir saati hak ediyordu.
"Özgürlük Bizimdir'in konusu, zamanında bazı-
lannın hoşuna gitmemiş ve fılmi "komünizm propa-
gandası" yapmakla suçlamışlardı.
Charlie Chaplin'in. filmin en ilginç bölümlerinden,
akıp giden bant üzerindeki hızlı üretim sahnesinden
"Asri Zamanlar" (Modern Times, 1932/35) için
esinlenmesi üzerine yapımcılar dava açmak istemiş,
ancak Rene Clair bundan onur duyduğunu belirterek,
engel olmuştu.
Asıl adı Rene - Lucien Chomette olan yönetmen
(1898-1981), sinema sanatının ölümsüz ustalann-
özgüriük Bizimdir
A Nous la Liberte / Yönetmen: Ren6 Clair /
Senaryo: Rene Clair / Görüntü: Georges Perinal /
Oyuncular: Henry Marchand, Raymond Cory,
Rolla France, G. Aussey /1932 Fransa yapımı.
dandır. 29 yapıttan oluşan filmografisi, sinema tarihi-
nin en özgün ve en güzel güldürülerinden birkaçını
içerir. Şiir, mizah ve toplumsal eleştiriyi benzersiz bir
düşgücüyle kaynaştıran bu filmler, sınıf ve ulus farkı
gözetmeksizin, bütün insanlan kucaklamak, eğlendir-
mek ve biraz da düşündürmek amacını taşıyordu.
Clair, Chaplin ve Vittorio de Sica ile birlikte top-
lumsal güldürünün önde gelen üç yaratıcısı kabul edi-
lir.
Sinemaya gazetecilik ve oyunculuğun ardından gi-
ren Clair, ikinci fılmi "Entr'acte" (1924) ile "radi-
kal sinema"nın öncü yapıtlanndan birini ortaya koy-
muştu. Bu kısa sessiz film, esprili ve absürd unsurlarla
bezeliydi. Film, görüntülerin izleyicide yarattığı zen-
gin çağnşımlann yani sıra dahice kurgusu ile günü-
müzde de ilginçliğıni koruyor.
Rene
Cİair'in
1932'de
filme aldığı
vapıtı, iki
hapishane
arkadaşının
yıllar sonra
yeniden
başlayan
dostluğunu
konu
ediyor.
Ancak bu
dostluk
'sınıf
farklıhğı'
nedeniyle
toplumda
kabul
görmüyor.