23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN1994 ÇARŞAMBA 12 DIZIYAZI Dağılmadan sonra ordunun büyük bir bölümü Rus Federasyonu'nun sınırlannın dışında kalmış. Amerikan yetkilileri. Rusya dışındaki Rus askerlerinin sayısının en az 200 bin olduğunu tahmin ediyorlar. İçeridekilerin sayısı ise 1 milyon 250 bin kadar. Gerçek rakamlarsa belirsiz. önüşte bannacak yer bulma sıkıntısı çeken Rus birliklerinin 1995 sonuna dek çekileceğine inanılmıyor. Askeri önderler arasında gittikçe yaygınlaşan 'daha büyük bir Rus imparatorluğu düşüncesi'nin, birliklerin çekilmesini uzun süre daha erteleyeceği belirtiliyor. Kurtana mı, işgaldmi? racikistan'ın Duşanbe kentınden Steven Er- langer'ın bildirdiğine göre Rus Ordusu. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra eski cumhuriyetlerden çekilmiş ve mesleki gururuna darbe yemiş olabi- lir, gene de sözde bağımsız Tacikis- tan'da konuşlanmış 201. Motorize Topçu Tümenı ıçin bugün adeta bir patlama dönemi. Sovyetler Birli- ği'nin en yoksul cumhuriyetındeki 201. Tümen, yıllardır bugünkü gücü- nün yüzde 40 kadar altındaydı. Gelgelelim. bugün 15 bin kişilik gü- cüyle büyük bir yapılanma içinde. Moskova'nın bu operasyona öncelik vermesi nedeniyle, bu askerlerin bü- yük bir çoğunluğu kura askerinden değil. üç yıllık sözleşmeler yapılarak buraya gönderilen gönüllülerden olu- şuyor. Aylık kazançlan olan 109 do- lar, Rusya'daki meslektaşlannınki- nin iki katını aşıyor. Tümenin donanımı gayet iyi. Silah- lı personel taşıyan pek çok yeni kam- yonlan. bol silah ve cephanesi. bulun- duklan ülkenin tümüyle yoksun ol- duğu bir benzin gölü var. Askerler Tacikistan'ın izniyle. Moskova yanlı- sı hükümetin Afganistan \e İran"ın desteklediği ayaklanmacılara karşı savaşımında yardımcı olmak üzere burada bulunuyor. 20 yaşındaki Çavuş Artyom Brau- so\. bu tehlikeli bölgeye yalnızca para kazanmak içingönüllü yazıldığını be- lirtiyor. "Kura askerlerinden daha iyi para alıyonız. ama burada bizden iste- tıenler çok fazla. Bir tank tabunı ola- rak bir sürii arazi eğitimi gördük. Biz profesyoneliz; ne yapacağımızı gayet iyi biliyonız" dıyor. 201. Tümen kendisini. eski ımpara- torluğun dışında konumlanan Rus birliklerinin çoğunun koşullanndan oldukça farklı olan bir ortamda bul- muş. Letonya. Esionya ve Moldova gibi yerlerde siyasa! müdahaleden, Sovyet imparatorluğunu yeniden ya- ralmak yönündeki bir planı uygula- mak için ajanlık yapmaya kadar bir sürü şeyle suçlanmışlar. Sovyetler Birliği dağıldığı zaman. ordunun bü- yük bir bölümü Rus Federasyonu'- nun sınırlannın dışında kalmış. Ame- rikan yetkilileri, Rusya dışındaki Rus askerlerinin sayısının en az 200 bin ol- duğunu tahmin ediyorlar. İçeridekile- rin sayısı ise 1 milyon 250 bin kadar. Dışandaki askerlerin büyük bölümü. Rus yetkililerin eski Sovyet cumhuri- yetlenne verdikleri adla "•yakın sını- riar"dalar.Gerçek rakamlarsa belir- siz. Tacikistan'daki asker patlamasına en belirgin karşıtlığı Letonya ve Es- tonya'dakiler oluşturuyor. Baltık bağımsızlığı ve imparatorluğun dağıl- masıyla aşağılanan 20 bin kişilik Rus birliği. ağır ve hırçın bir çekilme süre- cine girmış durumda. Subaylar kura askerleriyle uğraşıyor: her türlü ula- şım Baltık yetkililerin ıznine bağlı; ordu binalan boşaltıldıklan anda devletleştirilmek üzere bekliyor: emekli olan subaylann ülkede yerleş- melerine izin verilmiyor ve ülkelerine dönenler de konut sorunlanyla yüz yüze kalıyor. Ülke dışındaki birliklerin sayısı be- lirsiz olduğu sürece. Moskova'nın bu birlıkler üzerindeki denetim gücü de azalıyor. Yeltsin'in parlamentoyu da- ğıttıği zaman Moskova'da doğan son siyasal bunalım. devlet başkanının generallerin desteğini almak zorunda olduğunu açıkça ortaya koydu. Sa- vunma Bakanı Gen. Pavel Graçev, kendi astlanndan vasat düzeyde bir saygı görüvor. Yeltsin'se onu tutucu parlamentonun destekleyicileriyle ekimde gerçekleşen çatışma sırasın'da kendisine yeterince destek verme- mekle suçladı. Güçlü bir merkezi si- yasal otoritenin yokluğuyla birleşınce bu durum, hem zarara hem de özel- likle Rusya dışında. fakat "yakın SH nırlarda" yaşayan 25 milyon etnik Rusun itaatsizliğine yol açmakta. Rus birliklerinin 1995 sonuna dek çekilmesi karanna karşın onlan ba- nndıracak yer olmadığı için hiç kimse bunun gerçekleşebileceğinı sanmıyor. Ancak bannma sorunu yalnızca bir bahane olabilir. Askeri önderler ara- sında gittikçe yaygınlaşan daha bü- yük bir Rus imparatorluğu düşünce- si, birliklerin çekilmesi konusunun daha uzun süre ertelenmesine y ol aça- bilir. Moskova'nınçıkan: Orta Asya Segodonya gazetesi askeri uzmanı Pavel Y. Felgengauer'e göre General Graçev eylülde verdıği bir brifıngde. Rusya'nın sınırlannı geri çekmek ye- rine, özellikle Orta Asya ve kuzey Kafkasya'daki eski Sovyet sınırlannı koruma karanndan söz etti. Felgen- gauer, "Ordu, çok yakında bir çeşit \eni birlik oluşrurulacağına inanıyor. Bu yalnız imparatorluk nostaljisi ol- makla kalmayan, son derece tehlikeli bir düş" diyor. Bu tutum. Batfda Rusya'nın siya- Rus birlikleri Baltık uluslannda 'işgalciler', Güreistan'da 'müdahaleciler'. Moldava'da 'öc alıcılar', Tacikistan'da 'kurtarıcılar' olarak kabul edilivor Letonyablaragöretekbir Rusaskeribileçökfada -m -r e w York Times muhabiri Michael Gordon, ı \ I Letonya'nın başkenti Riga'daki Rus askerle- J^ y riyle yaptığı görüşmeleri şöyle aktanyor; Letonya'nın başkentının dışındaki Rus aske- ri üssünün kapuanmn dışmda yer alan kasvetli apart- man dairesinde, Lyubov Umanskaya kentten aynlacağı günleri beklerken yavaş yavaş eşyalannı toparlıyor. Bir Rus binbaşıarun kansı olan 36 yaşındaki Umans- kaya, üç odah dâiresinin eşyalannı doldurduğu karton kutulan göstererek "Bu tıpkı bir tren istasyonunda yaşa- raaya benziyor" diyor. Karton kutulan bulmak zor ol- mamış. Çünkü en son kocasırun birliği Po- lonya'dan çekilirken taşınma sırasında kul- ianmış olduklannı at- rnayıp saklamış. Rus- ya'yla Baltrk uluslan Rus birliklerinin çekil- mesi konusunda çeki- şe dursunlar, Umanskaya ve onun gibi binlerce asker ai- lesi gelecekleri belirsiz, boşlukta kalmış ol- marun skınüsını yaşı- yorlar. Küçülmekte olan birlikier Sovyetler Birliği'nin çökmesiyle, Rus Ordusu'nun batı sırurları gitgide doğu- ya doğru çekilmeye başladı. Her şeye rağmen buradaki Rus birlikleri yeni Letonya hükümetine göre çok fazla. Letonyahlar, Rus birliklerinin varhğının Baülı yatınmı kaçırmasından ve karşı karşıya gelme riski yaratması- ndan yakınıyorlar. Letonya milüyetçilerine göre tek bir Rus askeri büeçok fazla... Letonya'daki Rus birliklerinin çekilmesini denetle- mekle görevli hükümet komlsyonuna başkanlık eden D- gonis Lpmalis, "Bu birlikleri, Letonya'da istikrarsıziık yaratan bir etken olarak görüyoruz" diyor. Can çekişen Rus askeri varhği. Clinton yönetimi için de iki uçlu bir ikilem. Clinton yönetimi, bir yandan Yeltsin hükümeti- ni var gücüyle desteklerken öte yandan Moskova'nm birüklerini çekme sözünü tutması yönünde Letonya ve Estonya kökenli Amerikahlardan -ve Kongre'den- ge- len aralıksız taleplerle yüz yüze. Ruslann çıkmalannı geciktiren engellerden bazılan da siyasal. Rus Savunma Bakanı Pavel Graçev, Letonya ve Estonya'nın buralar- da yaşayan Ruslann haklannı çiğnemesi nedeniyle Rus- ya'nın geride kalan askeri birüklerini çekmeyebiieceğini ima etmekte. Gelgelelim, Letonya yetkilileri. Moskova'- nın Baltıklardaki zeminini elden çıkarmamak için bütün bunlan bahane olarak kullandığıni söylüyorlar. New York Times'tan Steven Erlinger'ın, Riga'daki Baltık Kumandanlığı karargahında General Melniçuk'- la yaptığı görüşmede, general, sorunu çok daha pragma- tik terimlerle şöyle ifadeediyordu: Birlikier. Rusya'daki bannma şartlan hazırlanmadan önce, buradan aynla- maz. Bunun anlamı, birlikier 1994'ün tamamını Baltık devletlerinde geçirecek. hatta bu süre 1995'in ilk aylanna dek uzayabile- cek. General Melniçuk, Le- tonyahlann Moskova'- nın ütkedeki silah ve do- nanımmı yüklemek ve nakletmek için birlikier getirmesine izin vermeyi- şinin, Rus birliklerinin Letonya"dan gerî çekil- mesini daha da güçleştir- diğini beliniyor. Rus ge- nerali, Moskova'nın Rus topraklannda bir yenisi inşa edİlinceye dek, yani en az 10 yıl daha Skrun- da'daki radan kullanmak zorunda olduğuna da dikkati çekiyor. Bu sözk- re karşı eski Amerikan kent planlamacısı olan ve şimdi Letonya Savunma Bakanı olarak görev yapanPavIovs- kis'in tek yanıtı var: i ?Saçmaükr > Her iki taraf da öikefi olduğundan. aralanndaki ilişki gerginleşiyor. Pavlovskis, "Bizzat benim im/aladığan bildirilen biie görmezlikten geh'yoriar. Halkımızm onlann bildirilerine uymadığmı söylöyorlar" diye ekliyor. Bu arada. Rus askerkri sivil halkla iyi geçinmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Askeri üskrden pek çıkmı- yorlar, çıktıklannda da sivil giyiniyorlar. Albay Y'evgeai Bolrişev. "Oturduğumuz dairder bize aitti. Artık btmlar Letoflyahlann mülkiyetinde ve dairelemizi satamıyoruz. Şo anda hiçbir şeyimiz yok" diyerek susuyor. Bir ziyaret- çiyi Riga dışındaki boş barakalan gezdirdiği sırada. su- baylann Rusya'nın neresine gönderilecekleri ve nasıtge- çinebilecekleri konusunda kaygılandıklannı anlaüyor. Albay Boltişev, "Buradaki karargabı artık yabancı bir ûs diye adlandırıvorlar; ovsa biz burayı kendi ülkemiz olarak diyor. sasının gerçekte eski Sovyetler Bır- liği'ne dönmek olduğu konusunda kuşkular uyandınyor. Batı, Rusya'- nın, Moldova ve Gürcistan'dan. Ta- cikistan'a dek banşı koruma olarak lanse ettiği çabalannın, aslında bura- larda Moskova yönetimini kurma ça- basını maskelediği kuşkusuna ka- pılmış durumda. Eğer Rus ordusu başka verlerdeki görevleri konusun- da yanılgı>a kapılsa bile. Rusya. Çin ve Afganistan'dan yüksek dağlarla aynlan Tacikistan'daki çıkarlannı açıkça tanımlamış durumda. Ordu da emirleri yerine getirmek konusunda oldukça duyarlı. Sovyetler Birliği'nce geleneksel ola- rak gözetilmiş klanlardan oluşan tu- tucu çizgideki hükümet ile Afganis- tan ve İran'ca desteklenen demokra- tik ve Isiamcı bir muhalefet arasında- ki iç savaş devam edivor. Yeltsin. Rusya'nın 25 milyon Müslümanını göz önüne alarak Tacikistan'ın sınır- lannın Afganistan'ın İslamcı militan- cılığı, devrim. silahlar ve uyuşturucu- lara karşı ana barikatını oluşturan "Rus sınırlan" olduğunu sövledi. Sokağa çıkma yasağı altında bir başkent Tacikistan'ın başkentinın.hâlâgece yansından sabah saat 5'e kadar soka- ğa çıkma yasağının hüküm sürdüğü bol ağaçlı sokaklannda. Duşanbe'ye bir garnizon kentı havası veren 201. Tümen'in askerleri yakalannda Rus bayraklanyla dolaşıyorlar. Gelgele- lim. verliler şimdiye dek 20 bin kişinın hayatını kavbettiği iç savaşı sona er- direcek askerlerin orada bulunması- ndan hoşnutlar. Kansı veoğluvla bu- rada yaşayan 26 yaşındaki tcğmen Sabir Resulov. "Böyle yaşamak hiç de kola\ değil. Ama bize ne öğretildi>se, onu yapıp banşı konımaya çalışıvo- ruz" diyor. Profesvonel bir asker ola- rak avlık kazancı 130 bin ruble (109 dolar). Ccreti. aldığı 22 bin rubleden (19 dolar) hoşnut olan zorunlu asker- liğinı yapan Tacikistanlı Batir Rahi- mov'unkinin çok üstündc. Orduv la üç yıllık sözleşme yapmış, avda 100 bin ruble (85 dolar) alan 20 vaşındaki Ça- vuş Denis Sanniko>, "Burada durum hiç de sakin değil. Her an bir şeyler patlak verebilir" diyor. Er Andrey Kulikov, neredevse ça- vuşlan kadar para alıyor. "Ne zaman olsa bu sözleşmeye imza atarun. Ücret çok iyi; üstelik ülkeme hizmet ediyo- rum" diyor. Nevv York Times muha- biri Erlinger'in 'Hangi ülkeye' şenlik- deki sorusunu önce anlamıyor, sonra hemen "Rusya'ya tabii" diye yanıt ve- ri\or. Tacikistan resmen bağımsız olma- sına karşın şu anda Rusya'nın yan devietlerinden olmuş durumda. Mos- kova bugün Tacikistan'ın ulusal büt- çesinin yüzde 70'ini veriyor. Rus yet- kilileri ve Batılı diplomatlar, bu ra- kamın ülke eskiden Sovyetler Birliği'- nın bir parçasıyken yüzde 25 daha az olduğunu belirtiyorlar. 201. Tümen'- in yeni kumandanı. Tacikistan do- ğumlu bir Rus olan Albav V'iktor Ti- mofeye\. kendısiv le > apılan bir görüş- mede. "Mosko>a'nın ve Savunma Ba- kanı'nın kişisel ilgi \c dikkati sürekli üzerimizde. Kendimizi kesinlikle yalı- tılmış hissetmiyoruz" dıvor. Bununla birlikte. askerlenn ülkede kalma süre- sı uzadıkça ve konumlan Afgan sını- nna vaklaştıkça her şev daha güçleşi- vor. Beş vıldır Tacikistan'da olan ve ismını vermek ıstemeven bir sınır mu- hafaza albayı, "Burada bizi istemiyor- lar. Biz yabancıyız. Yalnız Rusluğu- muz değiİ. Hıristiyan oluşumuz da on- lan bizden ayırıyor" di> or. Moskova'nın zayıf noktası Her verde görülen askeri amaçlara ilişkin karmaşa. yakın sınırlarda hem Batı demokrasilerinde hem de eski Sovyetler Birliği'nde mevcut olan güçlü otorite ilişkilerinin kalmama- sından kaynaklanıyor. Bir generalin oğlu ve Moskova'daki ABD ve Ka- nada Araşürmalan Enstitüsü'nün baş- kan yardımcısı olan askeri uzman Sergey Rogov. "Sivillerin önderliğin- deki bir Savunma Bakanlığı, korkunç bir başarısızlığa uğradı. Ben bunun su- çunu Yeltsin'de buluyorum. Çünkü o orduya daha güvenli olduğuna inandığı her şey i y apma izni verdi \e böy lece or- du, /ayıflamış Rus devletinden koptu" diyor. Moldova'daki 14. Ordu'nun kumandanı olan ve eski Sovyet cum- huriyetinin siyasetine bulaşan Tuğge- neral Aleksandr Lebed'le ılgili olarak "Rus hükümeti General Lebed'e Mol- dova'daki müdahalesine izin vermiş miydi? Abhazya'daki generalleri kim denetliyor? Ordunun temel güdüsü de- ğişime direnmek, tıpkı bürokrasi gibi. Ama ordunun kozları çok daha güçlü" diyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri -Ba- kan Andrey Kozirev de dahil olmak Lizere- dış politikayı, özellikle de ya- kın sınırlarda, genellikle ordunun oluşturmasından yakınıyorlar. Kozirev geçenlerde "Silahlı kuv- vetlerin kendilerine özgü bir dış politi- kalan var" şeklinde bir açıklama yaptı. Gene de bir bütün olarak bakıldığında, ortaya tehlikeli bir dö- nüşüm resmi çıkmıyor. Rus birlikleri Tacikistan'da kurtancılar, Moldo- va"da öç alıcılar, Baltık uluslannda iş- galciler ve Gürcistan'da müdahaleci- ler olarak kabul edilivor. Kozirev eylül sonunda Birleşmiş Milletler'e, Rusya'nın bölgesel çıkar- lannın. eski Sovyetler Birliği'ndeki hiçbir ulus ya da uluslar grubunun Rusya'nın "bartş çabalannı değiştire- meyeceğini" belirterek uluslararası toplumdan mali destek istedi. Bu, bir anlamda Kozirev'in kaçınılmaz olanı en iyi şekilde yapmasıydı; bir başka anlamda ise uluslararası yardıma başvurarak orduyu denetim altına al- ma çabasıydı. Moskova'nın baş ağrısı Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, kimi zaman sıyasanın bir tek kumandanın. söz gelimi General Lebed'in kaprisle- rine göre yapıldığını belirtiyorlar. Onun ulusal inançları. tutkulan ve yerel bağlantılan. ordusunun konu- munu belirliyor. Rus>a ve Moldova arasındaki ilişkileri bozmuş olmasına karşın Savunma Bakanlıği'nın bir ke- nara atamayacağı kadar yaygın bir popülantesi var. Afganıstan'da görev yapmış bir pa- raşütçü olan General Lebed, Mol- dova'nın kendi kendine Trans-Din- yester Cumhuriyeti adını veren ko- münizm yanlısı, aynlıkçı bölgesini desteklemekte. Hatta eylül ortaîann- da bu cumhuriyetin parlamentosuna seçildi. Moldova hükümetiyle kendi ülkesinin Savunma Bakanlığı'ndan yükselen protestolan görmezlikten geldi. Ne ki daha sonra Trans-Din- yesterli pohtikacılann parlamento- nun yanında yer almak üzere Mos- kova'ya gönüllüler göndermelerini protesto etmek için istifa etti. Sadece 8 bin birliğiyle bile. 14 Or- du. Moldova ordusundan çok daha üstün. Moldova yetkilileri, General Lebed'in Trans-Dinyester cumhuri- yetini bu topraklann tarihsel olarak Rusya'ya ait olmasından ötürü değil de 14. Ordu'nun Rusya'ya dönmeme- sine gerekçe göstermek için destekli- yor olmasından kaygılı. Rus Savun- ma Bakanı Graçev, zaman zaman ka- rizmatik kişilikli General Lebed'den kuşkulanmakla birlikte. ondan hoş- lanıyor da. Şamatacı yeni devletleri yatıştır- mak arzusu. Rus birliklerinin mayıs ayında Azerbaycan'dan ansızın geri çekilmesini açıklıyor. Eski bir muha- lif olmasının yanı sıra Bağımsız Dev- letler Topluluğu'na katılmayı redde- den Ebulfeyz Elçibey'in önderliğinde- ki ülke. Rus birliklerinin varhğını hoş karşılamamaktaydı. Rusya'nın çekı- lişi. Ermenileri cesaretlendirdi. Azeri kuvvetlerinin büyük ölçüde Ermeni olan Dağlık Karabağ'daki durumu. Elçibey'in yerini eski bir Politbüro üyesi Haydar Aliyev'in almasını ko- laylaştırdı. Aliyev derhal topluluğa katıldı ve ülkesinin Moskova'yla iliş- kilerini gözle görülür derecede geliş- tirdi. Başkan Yeltsin. siyasal muhafaza- karlar ve ordudan gelen baskılarla birliklenn geri çekilmesini geçici ola- rak durdurduğunu ilan etti. Estonya ve Letonya'yı. buralarda yaşayan Rus yurttaşlannın insan haklannı ze- delemekle suçladı. Estonya ve Leton- ya bu suçlamalan reddetmekle birlik- te. hâlâ Ruslann ülkelerinden aynl- malarını ıstıyor. Baltık uluslan. Rus ordusunun b'uralardaki ana savunma ve erken uvan füzelerini ele geçirme arzulannı örtecek siyasal bir maske olmasından kuşkulanıyorlar. Baltık ülkelerindeki Rus birlikleri- nin kumandan yardımcısı Tuğgene- ral Fyodor Melniçuk. Nevv York Ti- mes'tan Steven Erlangere. birliklerin ülkeyi terk edeceğini. ancak en başta konut sorunu gelmek üzere bazı ne- denlerle, bunun 1995'ten önce gerçek- leşmesinin mümkün olmadığını açı- kladı. Karşılaştıklan aşağilamalar- dan yakınan Melniçuk. her şeyin çok daha uygar bir düzeyde yapılabilece- ğini belirtırken şu sözleri ekledi: "Her şeyi kardeşce paylaşabilirdik. Oysa şimdi böyle acı olayları y aşıyoruz." SÜRECEK POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Okuria Yazar Arası... Bir gazetede çalışırken işsiz kalan bir gazetecinin ilk aklına gelen, bir gazete çıkarmak olur. Refık HalH'in Ay- dede'yi çıkarışı şöyle: "Peyam-ı Sabah gazetesinin verdiği para, geçimime yetmiyor.. 120liraalıyordum. Yazılarım çok beğeniliyor- du. Pek sıkışmış, pek daralmıştım. Bir çıkar yol bulmam gerekiyordu. Bir akşam üstü, Kadıköy'deki bahçede ge- ziniyordum; zihnimde bir şimşek çaktı. Ben niye bir ga- zete çıkarmıyordum? Bir sigara yaktım; ucunu yere attı- ğım zaman kararımı vermiştim. Aydede adında haftada iki kere yayımlanmak üzere bir mizah gazetesi çıkara- caktım." Dergi, çıkar çıkmaz tutuyor. Ama 'Peyam-ı Sabah' Başyazarı Ali Kemal'i de istan- bul'dan izmit'e kaçınyorlar. Gerçi Refik Halit için henüz ortada bir şey yoktur, ama ne olur ne olmaz. Ne olur ne olmaz derken Ali Kemal izmit'te linç edili- yor. Ondan sonra otomobile nasıl bindiğini, rıhtıma nasıl vardığını, gümrükte polisçe nasıl arandığını anımsamı- yor bile... Refik Halit, "Ogün"diyor, "1922kasımınındo- kuzuncu perşembe günüydü." Kaçıyor... Hüseyin Cahrt Yalçın en uzun ömürlü yazarlarımız- dandır; çok çekmiştir. Yazdığı günler olmuş, yazamadığı günlerolmuştur. Tanin'\ çıkarır. Tanin"\ kapandıktan sonra yeniden çıkarır. Yargıcm karşısında şu soruyla karşılaşır: "Gazeteyi çıkarmak için parayı nereden buldunuz, kim para verdi?" Üstadın verdiği yanıt, bileylenmiş bir bıçak gibidir: "Sizden istesem vermez miydiniz?" Üstadın gazetesi, peynir ekmek gibi satılan türdendir; kimden sermaye istese veren çok olur. Yenisabah gazetesinin sahibi ve başyazarı Cemalet- tin Saraçoğlu, bir gün İçişleri Bakanı Şiikrü Kaya'nın karşısınaçıkar.İsmetPaşa'nınM/7//Şe^donemidir Belli ki bir şey isteyecektir. Ağzından baklayı çıkarır: "Beyefendi, Hüseyin Cahit Bey epey oluyor yazamı- yor; eğer izin verirseniz bizim gazetede yazdırmak isti- yoruz, bilmem ne buyrulur?" Şükrü Kaya cin gibidir, gözleri ışıldar: "Bizce sakınca yok, yazabilir'öer Cemalettin Sara- çoğlu izni almıştır; odadan çıkacağı sırada Şükrü Kaya'- nın sesi duyulur: "Cemalettin Bey, Cemalettin Bey... Yalnız bir şey var: Bizi ö'ven yazılar yazarsa gazete okunmaz; bizi yeren yazılar yazarsa gazeteyi kapatırız... Şimdi git arkadaşla- rınla konuşl" Hüseyin Cahit Bey uzun yıllar yazamadı. Yazdığı za- manlar, CHP'nin yayın organı Ulus'un başyazarıydı; DP'ye karşı muhalefet yapıyordu. Adını basın tarihine altın harflerle yazdırmış olan üstat Çeb'n Altan, öyle bir dönem geldi ki yazamaz oldu. Yaz- dırmıyorlar. önüne bütün engelleri diziyorlardı; şöyle anaro günleri: "Cezaevinden çıktıktan sonra, yani iki yıldır, çeşitli nedenlerden büyük basında günlük yazılara devam ola- nağı pek bulamadım. Başlangıçta kimsenin yazı istediği zaten yoktu. Ben de kendimi, romanlara vermiştim." Naim Tirali'nin Vaten'ında yazıyordum. Dayısını mı, eniştesini mi.. Müessese müdürü yaptı. Adamın benim yüzümden kanına giriyorlar. "Ona yazdırmazsan bolca ilan veririz"diyorlardı. Ne yapsın, benim yazılarla oyna- maya başladı, ayrılmak zorunda kaldım; yazılarıkestim. Birkaç okur mektubu dışında hani bir Allahın kulu çıkıp da soran olmadı. Sanki bizim köşe eskiden beri yokmuş gibi... Bir okur dakonuştuğumuzda, "Protesto etmek ha- tırıma gelmedi" demez mi? Heykellere tükürme tartışması sürüyorken iş inkâra kadar uzadı. Tüküren, milyonlarca kişinin gözüne baka- rak "Demedim!" diyor. Nedenir? Bu da yeni bir takiyye! BULMACA 1 2 3 1 SOLDAN SAĞA: 1/ Kolayca aldatılabilen. 2/ Memelilerde protein metabolizmasının son 2 ürünü olan ve idrarla dı- g şan atılan bileşik... Bir cins sülün. 3/ Kapı man- 4 dalı. sürgü... Birsorueki. 4/ Temeli taklide daya- nan sözsüz oyun... Yassı. basık. 5/ Başlıca üyesi Ju- les Romains olan ve top- lumun ortak bilincini dile getirmeyi amaçlayan ede- biyat akımı. 6/ Bakınn simgesi... Maksim Gorki'nin bir romanı... Adlan sıfat vapmakta kullanılan bir yapım eki. 7/ Maden eşya üzerine vurulan bir cins cila... Bir işletmenin ani batışı. 8/ Bir işe gönlü olma... İris Murdoch'un. di- limize de çevrilmiş bir romanı. 9/ Yemin... Dövüldükten sonra sav- rularak temizlenen ve kurutulan bueday. YÜKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Düğünçiçeği de denilen bir süs bitkisi. 2/ Katışıksız... Felsefede nesnenin kendisi. 3/ Av köpe- ğinin gizlendiği yerden avı gözetlemesi... Arka. geri. 4/ Düşünü- leni dolaylı olarak anlatan söz. 5/ Seyrek dokunmuş delikli bir kumaş... Fas'ınplakaişareti.ö/Eskidildegün... Birmastareki. 7/ Mezopotamya'dakurulmuşen büyüksitelerdenbiri... Mate- matikte kullanılan sabit bir sayı... Âkcığerleri dinlerken heki- min duyduğu patolojik ses. 8/ Üstünde namaz kılınan kilim, post eibi şeylerden yapılmış seccade. 9/ Üzüm salkımının küçük dah.^ İLAN KARTAL 4. AŞLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosvaNo: 1993 489 Davacı Silvia Kara vekili Av. Hamdi Fedakâr tarafından davalı Vehbi Kara aleyhine mahkememize açılan boşanma davasında: Davab Vehbı Kara'ya Soğanlık. Yerudoğan Mah. Gaziosmanpa- şa Sok. No: 10 A Kartal - Istanbul adresınde dava dilekçesi tebliğ edilemediğinden usulün 213 ve 377. maddelen gereğince dava dilek- çesının ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma giinü olan 21.9.1994 günü saat 09.30'da mahkememizde hazır olarak bulunmadığınız veya yerinıze sizi temsilen bir vekil gön- dermediğinızde davaya gıyabınızda devam olunacağı dilekçe yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 10.6.1994 Basın: 6713 İLAN ŞİŞLİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ DosyaNo: 1994431 tstanbul Eminönü, Mimar Kemalettın Mahallesi, Cilt 020 06, say- fa 61. kütük sıra no 564'te nüfusa kay ıtlı bulunan Barit Özköseyan üe ay nı nüfusa kayıtlı bulunan Adrine Ozköseyan'ın kan-koca oldukla- n ve Beyoğlu 26. Noterliği'nce 12.4.1994 tarihi ile 08037 yevmiye no'- su ile davaalann tanzim etmiş olduklan düzenleme şeklinde mal ortaklığı sözleşmesinin usulüne uygun olarak düzenlenmiş bulundu- ğundan M K.'nin 237. maddesi gereğjnce ilan olunur. 6 6.1994 Basın: 6726
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle