05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8MAYIS1994PAZAR 8 PAZAR KONUKLARI AnketkrherzamandoğndmyansttmazSunuş'. 27 Mart yerelseçimlerinin üzerinden neredeyse bir aygeçti. Ama seçim sonuçları ve seçimlerden önceyapılanpek çokkamuoyu araştırmalarının doğru çıkmamasıyla ilgili tartışmalar sürüyor. İnsanlarınkafalannda, "Bu araştırmalar doğru örneklemlerle miyapıhyor? Türkiye 'ye uygun teknikler kullanüıyormu? sorularının takılmasınayolaçtı. Biz de busorulara açıklıkgetirmek amacıyla PIAR-Gallup Araştırma Kuruluşu Başkanı Bülent Tanla ve "Büyükşehirleri Refah alır" tahminiyle adından epeycesöz etîiren Verso YayıncılıksahibiDr. Erhan Gökseİle konuştuk. Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Bülent Tanla PIAR-GALLUP Başkanı Erhan Göksel Verso Yayıncılığın Sahibi BÜLENT TANLA 1946'da İstanbul'da doğdu. YükseköğreniminiİÜİktisat Fakültesi'nde tamamladı. 1%9'daaraştırmaa olarak çalışmaya baş- ladı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra 1975'te PİAR araştırma şirketinikurdu. Şimdiki halde PİAR-Gallup ve SİAR kuruluşlarının başkanlığınıyapıyor. Aynı zamanda A vrupa Araştırmaalar Birliği, Dünya Siyasi Danışmanlar Birliği üyesi. iz, kurulus olarak nasıl bir araftırma yöntemi uygulu- yorsunuz?Bu, Türkiye'ye ne ötçüae uyuyor? TANLA - Temel baa iikeler var. Bunlar, dünyanın her v erinde geçerli olan. bilimin emrettiği ve olmazsa olmaz ni- teliğindeki baa iikeler. Bunlar. hemen hemen her ülkede ' uygulanan birbirine benzer tekniklerdir. Yüz yüze bilgi alma tekniğiyle yapılan arasürmslardan söz ediyo- ruz. Bir de bunun dışında. başka tekniklerle yapılan araştırmalar v ar ki. bunlann yöntemleri biraz daha farklı. Ülkelerin gelişmişliklerine ve toplumsal, geleneksel ve yasal özelliklerine göre bazı farklıhklar var. Telefon bulundurma oranı. ABD'deki oranlarda olsa Türkiye'- de bütün anketlerin telefonla yapılarak doğrudan bilgjsayara girilip her saat başı sonuç vermesi mümkün. Ya da bütün seçmen adresleri ve telefonlannın veri tabamnda mevcut olmasıyla örnek çekimini daha mekanık ve daha tesadüfı, insan unsurunu katmadan yap- manız mümkün. Bir başka farkJılık. her ülkenin kendine özgü farklılıklan. cevap veıme alışkanlıklan ya da bilgi gizleme. saklamay- la ilgili alışkanhklar olabilir. - Buyerelseçimler öncesiyapılan tahminkringerçeğeuygun olduğu- düşünüyor musuıuız? TANLA - Bunlara. isterseniz ölçüm diyelim. Çünkü tahmin, baş- ka bir istatistik hazırlığı ve çalışmayı gerektinyor. Bu araştırmalann hepsi birer fotoğraf gibidir. O aru tespit eder ve onu ortaya koyar. Biz bu seçimlerde araşttrma yayımlamadık. Seçimlerden iki ay önce basına ve kamuoyuna bir açıklama yaparak Başbakanlığa. Sayın Cumhurbaşkanı'na araştırma yaptığımızı beürttık. Bunun so- run yaratacağı düşüncesiyle de araştırma yayımlamadık. Ama ben, bu sektörün bir çalışanı ve sorumlusu olarak soruyu üstüme alıyo- rum. Seçimler Jstanbul'a endeksli olarak yapıldı. Türkiye'de bütün beklentiler de İstanbul sonuçlarına göre planlandı. Bunun hemen ar- kasından da Izmir ve Ankara tamamlayıalan oldu. îkinci unsur ise bunun son derece medyatik bir seçim oluşuydu. Ve seçim kampanya- lan İstanbul'dan yürütüldü. Yani partiler, Türkiye'de siyasetîerini il genel meclisi sonuçlannı değerlen- direrek belirleyecek biçimde plan- ladılar. Ama kamuoyu. "İstanbul, Ankara, lzmjr sonuçian ne olu.vor?" diye baktı. Türkiye sonuçlannı ise iki araştırma kuruluşu, iki gazetede kısmen yayımladılar. Oncelikle ka- muoyu araştırmalannın değerlen- diriliş biçimleri İstanbul. Ankara ve Izmir düşünülenlerin tersine sonuç verince, yani İstanbul ve Ankara"yı RP'nin. Izmir'i de DYT'nin alması sonucunda tepkili oldu. Bugün RP kazanacak diye. RP dışındaki mer- kez partilerinden birisine oy verme eğilimi içinde bulunan seçmen top- luluklan, Türkiye'nin genel sonu- cunu da elkileyeceklerini biimeiiler. Bu genel sonuç. bugün Türkiye'yi çok daha farklı bir siyasi ortama so- kabilirdi. Bu da Türkiye'nin gerçek genel siyasi ortamını yansıtan bir durum değildi. Kamuoyu araşü- rmalan ya da medyayı eleştiren gö- rüşlerin düşünmesi gereken. yapay bir siyasi yelpazenin ortaya çıkması olasılığıdır.Bu yapay yelpaze ya da şartlanarak verilmiş oylardan alı- nan sonuçlar. Türkiye'nin genel si- yasetini etkileyecekti. Ya bir erken seçime gidilecekti ya da başka türlü sonuçlar olacaktı. - Sizce yerel seçimlerden hemen önce telerizyon kanaüanntn, RP'ye kim oy verecek, kim vermeyecek, bi- çinûnde açtıklan kampanya, sanât- klarda yapay bir sonuç doğurmadı rm? TANLA - Ben demokrasiye ve halka inanan bir insanım. Burada biz. onlar adına konuşuyoruz. İnsanlar duyduklannı çok iyi anlı- yorlar, değerlendiriyorlar; gidip bir partiye oy veriyorlar. İnsanlann davraruşlan ya da bu kampanyalar üzerine çok şey söylenebiîir. Ama insanlar bunu çok değişik şekilde değerlendirerek sandığa gidiyorlar. Bu çok kutsal. Bence bunun değer- lendirmesinin yapılmaması gerek. - Seden? TA.NLA - Çünkü tek kanaatlik bir mesaj yok ki. Çok farklı medyalar, çok farklı araştırma sonuçlan. çok farklı kampanyalar oldu. Sizin teziniz mutlaka ispatlanabilir; doğrudur da. Ama diyelim ki. oranı şu kadardır, bir değer karşılığıdır. Bir baskası gelir, bir tez söyler. O da doğrudur. Onun da bir oranda doğruluk payı vardır. Ama bütün bunlan topladığımız zaman sandık oluyor. Bence burada esas mesele. kitle partilerinin kamuoyuna karşı verdikleri mesajlar ve seçmenlerinı tatmin edeme- meleridir. RP olgusunu Türkiye yanlış değerlendiriyor. Türkiye'de bugün istikrar paketi çevresindeki olaylan ve dünya- daki gelişmeyi. Türkiye'deki siyasi partilerin parçalanmışlığmı göz önüne alırsamz radikal sağın şansının ne kadar olduğunu görmeniz mümkün. Burada seçmen tercihleri ya da doğru yönlendirmelerle meselelerin düzeleceğini beklemek çok yersiz. Gerçek ortaya çıktı. Bu gerçek. siyasi partilerin birbirlerine çok fazla benzemelerinden kaynaklanan ve seçmen beklentilerini yerine getirememeleri yüzün- den ortaya çıkan sonuçtur. Biz seçimlerden sonra bir araştırma yaptik. "(nsaıdar oeden RP'ye oy veriyor" diye bütün seçmenlere sor- duk. - Kaç kişiye sordunuz? TANLA - 1.200 kişiye sorduk. Türkiye genelinde yüzde 2 hata payında bir araştırma. Genel seçmen. "Bu sefer diğer partilere ders venııek için RFye oy verilmelidir" diyor. Oysa RP seçmeninin böyle bir eğilimi yok. "RP, bugüne kadar denenmemiş bir partidir" bölümü- ne genel seçmen yüzde 19.3. RP seçmeni ise yüzde 9.5 oranında "evet" demiş. RP'li seçmen diyor ki: "Ben, birincil olarak RP'ye diğer siyasi partilerden farklı olduğu için oy verdim." Bakın. düzen partile- riyle onlann dışındaki partilerin durumu... Bu çok önemlidir. Bun- dan da daha önemlisi. RP'li seçmenin RP ve parti yöneticilerinin di- ğer siyasi partilere kıyasla daha dürüst olduklanna inanması... Bura- da, "evet" diyen RP'li seçmen oranı yüzde 21.5. Ama genel seçmen bunun hiç farkında değil. RP. yüzde 19 oranında oy aldı. Ama parti içinde yüzde 8 civannda bir çekirdek seçmen var ki. dini değerlerin devlet yönetiminde kullanılmasından yana. Şeriat devleti istiyor. Ama onları taşıyan ve oranı yüzde 19'a götüren. rengi farklı biçimde olan. bundan önce ANAP'a. DYP'ye. SHP'ye oy vermiş olan bir kit- le var. Bunlar, bu seçimden önce oylannı kullanıyorlardı ve bunlar demokrat oylardı. Şimdi önemli olan, bunun nedenini ortaya çıkarmaktır. Bu yüzde 8'i taşıyan yüzde 1 l'ük kitle neyi taşıdığını belki bilıyor. belki bilmi- yor. Ama bunu taşıtanlar. diğer partilerin başansızlıklandır. Diğer partilerden beklentilerin gerçekleşmemesidir. Ben. RP ve MHP'nin çok rahat gelişebilecekleri bir ortamda yaşadığımızı tahmin ediyo- rum. A>nı araştırmada bir başka sonuç daha vermek istiyorum. Par- tiler birbirlerine çok benzediklen için benzerlikler ve farklılıklar şöyle değerlendirihyor. Yüzde 6.1 "Benzer partiler, DYP ve ANAP'tır" di- yor. "SHP-CHP-DSFdir'dıyenler yüzde 10 7. "SHP-CHP'dir" di- yenler yüzde 9. Seçmene. "Hangi parti farkudır" diye sorduğunuzda da "RF" yarutını alıyorsunuz. Bunu söyleyenlerin oranı yüzde 53.9. "MHPdir" diyenlerin oranı da yüzde 12.4. - Uzlaşamama nedenleri netSr? TANLA - Liderlerin kendi kişisel ihtiras ve çekişmelerine bağlanı- yor. Bu durum da seçmen beklentileri farklı olduğu için başka bir tepki doğuruyor. Böylece seçmen. üçüncül partilere. örgütünü temiz varsaydığı partilere yöneliyor. Hangisinin temiz. hangisinin kirli ol- duğu tartışmasını tabiı ki biz yapamayız. Ama o insan. onu böyle algılıyor. Seçim sonuçlanna bağlı olarak araştırmalara olan güven ve medyanın değerlendirilmesi konulannın bu tahlillerin yapılarak de- ğerlendirilmesi gereküğinde yarar görüyorum. Bu seçim sonuçlanna göre 1984 ve 1989 yıllannır. tersine. katılımın çok yüksek olduğu. fakat belediye başkanlannın çok düşük oranlar- da seçildiği bir seçim. 1989'da büyükşehır belediye başkanlıklannda yüzde 30'un altında seçilen belediye başkanı oranı yüzde 18. Yüzde 50'nin üzerinde seçilen de yüzde 8. Yüzde 40'la 49 arasında seçilen de yüzde 27. Fakat bu seçimde, yüzde 30'un altında seçiienlerin oranı yüzde 43. yüzde 30'la 39 oy alanın oranı yüzde 50. Yani belediye başkanı. seçildiği za- man karşısında yüzde 75 mu- halefet var. Yani büyükşehir- lerin hiçbirisinde yüzde 50'nin üzerinde oy alarak gelmiş bir belediye başkanı yok. İki turlu seçim, yerel yöne- timlerde katılım bakımından mantığı olan, gerçekten de- mokratik olan bir seçim siste- mi. Ama bir partinin engel- lenmesi görüşünden yola çı- karak dar bölgeli iki turlu se- çim sisteminin getirilmesi de meseleyi çözmez. Bu geçici çözüm olur.RP'ye dikkat edin. Seçmen beklentilerine en uygun davramşlan yapan partidir. Ürünün pazarla- masını çok iyi yapan bir firma gibidir. Diğer partilerse tepe- de durup "Seçmenler bana gebin" di\e beklıyorlar. Tür- kiyede yüzde 80'lik bir kitle. RP'nin düşünce ve fikirlerinin karşısında. Ama onlan topar- layacak. onlara gü\en vere- cek. Türkiye'yi düşündükleri yöne götürecek bir kadronun var olmadığını görüyorlar. Seçmen, demokratik bir bi- çimde. "Erken seçim istemıjo- ruz, istikrar istiyomz. topar- lanın. uzlaşın, biz si/e güvene- mi>oru/. ama demokrasiden de vazgeçmitoruz" dedi. Bu. sandıktan çıkan mesajdı. Bu mesajın siyasiler tarafından ıvi lahlil ediimebi, o Myasılerın bu mesajı üstlerine almalan gerekiyor. - Sizce üstlerine aldılar mı? TANLA - Almadılar. al- mamakta da ısrar edıyorlar Siyaset boşluğu sevmez. Boş- luk bırakmamak lazım. Şu anda kamuoy u sessiz. Ama si- yasette bir boşluk bulundu- ğundan ya da sı>aseün önü- nün tıkanacağından kuşku- lan var. Bunun sorumlulan da birkaç laneliderdir. Sağda vesolda iki lider kendilerinden beklenen öz\eriyi gösterseler hem pıırlamento içinde hem Türk siyasetinde, onlann sonucu olarak da kurumlarda ve kamuoyunda çok farklı rüzgarlar eser. Son ekonomik istikrar pa- ketinin sonuçlan çok farklı olur. Ben. bugün Türkiye'nin içinde bu- lunduğu krizin çok büyük bir bölümünün psikolojik olduğu kanı- sındayım. Çok ciddi sorunlanmız \ar. Bunlan göz ardı etmek için söylemiyorum. Ama biz bu sorunlan sürekli konuşa konuşa. sonuç- ta bu psikolojik ortama getirdik. Şu anda bir muhalefet yok. Ben muhalefeti eleştirel değil. yapıcı anlamda söylüyorum. İyi rakip. sizin de daha iyi görev yapmanıza neden olur. - Şu anda Türkiye'de siyasette bir boşluk olduğunu konuştuk. Bu boşluk, demokrasidışı güçjerin hareketegeçmelerineyol açabilir nü? TANLA - Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasal. ekonomik ve böl- gesel sorunlar açısından RP ve MHP'nin son derece şanslı olduğu bir ortamdayız. Bunun çözümü. partilerin genış tabanh uzlaşmalan ve seçim sisteminde yapılacak değişikliklerdir. Parlamento içinde çö- zümdür. Bence Türkiye'de sorumluluğunun bilincinde olan ve ha- rekete geçmek üzere olan önemli kurumlar. kişiler var. Örneğin Sayın Cumhurbakanı. Sayın Cumhurbaşkanı Demirel hem devlet tecrübesi hem siyasi tecrübesiyle olaylan vakından izliyor. Müdaha- le. 119. madde anlamında değil, ama kamuoyu Sayın Cumhurbaş- kanı'ndan vol gösterici davranışlarda bulunmasını bekliyor. Türki- ye'de kamuoyu ve sivil toplum örgütleri. artık siyasete sahip çıkıyor- lar. Bu, son birkaç aydır Türkiye'de ilk kez görülen bir model. İnsan- lar rozetleri, davranışlanyla buna yavaş yavaş sahip çıkmaya baş- ladılar. Gönül isterdi ki, bu kadar yakın bir noktaya gelmeden sivil toplum örgütlerimız ve aydınlanmız. bu demokratik refleksi ve tep- kiyi gösterselerdi. O da bizim insanlanmızın biraz tembelliğinden, bi- raz rahatlığından kaynaklanıyor. Bütün herkesin sorumluluk alanı içinde göz göre göre bu noktaya kadar geldîk.. RP, kendisini iyi pazarladı RP'li seçmenin RP ve parti yöneticilerinin diğer siyasi partilere İcıyasla daha dürüst olduklanna inanması.. "Evet" diyen RP'li seç- men oranı yüzde 21.5. Ama genel seçmen bunun hiç farkında değil. RP, yüzde 19 oranında oy aldı. Ama parti içinde yüzde 8 civannda bir çekirdek seçmen var ki, bunlar şeriat devleti istiyor. ERHAN GÖKSEL 1959 doğumlu. Hacettepe Tıp Fakültesi'ni bitirdi. 1983'te Türkiye'nin yurtdışı tamtımı için çalıştt. 1983'ten beri Verso Yayınalık 'ın sahibi. 1987'de ANAP7/ ölen eskibakan Adnan Kahveci'vle birliktesiyasalstrateji üzerine çalıştı. Eski Cumhur- başkanı Özal için araştırmalar yürüttü. Tansu Çiller 'in 32 günlük Başbakanhk kampanyusım düzenledi. A \A P 'la da çalıştı. ndaki sonuçlan belediye. şehir sınırlan içindeki nüfusa indirgeyeme- di. Elinde veri olmadığı için bu hatayı yaptı. - Verso 'nunyerelseçimler öncesi özellikle büyük şehirler içinyaptığt ölçümler doğruya yakın çıktt. Türkiye'de bu gelişmekrden sonra ne olacaeı konusunda bir çahşma yapıyor musunuz? COKSEL - Demin anlattığım beklentı örneğine bakarak bu se- çimlerden Çiller galip çıkmıştır. Fakat DYP'nin galip çıktığını söyle- mek yanlış. Bu seçimlerde ilk kez Tansu Çiller-Mesut Yılmaz savaşı da vardır ve bu bir psikolojik savaştır. Bu savaşta toplum ve seçmen Tansu Çiller'e onay vermiştir. Ancak DYP bu seçimde ov kavbettiği için gerilemiştir. En ağır yenilgiyi SHP almış görünüyorsa da asıl ye- nilgi ANAP'ındır. ANAP ve Mesut Yılmaz siyaseıte bir alternatıf olamadığını göstermiştir. Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyo- rum. RP[nin Türkiye'de yükseliş trendini ilk gören kişi Adnan Kah- veci'dir. İtirafediyorum. Ben bileciddıvedlmamıştım. 1991 seçimle- rinde ısraria dört tane broşür yazdı. Bütün vakınlığımıza rağmen bunlan o zaman okumadım. Mesut Bev de bunlan kerhen bastı. Dağıulıp dağıtılmadığını bile bilmi\orum. Bu. daha sonra Turgul Bey tarafından çok önemsendi. Adnan o zaman da haklı çıktı. 1991- de Kartal. Pendik'te milletvekilleri 3-2-1 dağıldı. sonra 4-2 oldu. RP binde ikilik bir farkla barajı aşamadı. Bunu şunun ıçın sövlüvorum: RP. 1991 seçimlerindesiyasallaştı. RP. dınıkökendengelen.dinikul- lanan bir partidir. Ancak 1991 seçimlenne kadar RP'nın dınsel hare- keti siyasallaştı ve gelişmesinin din trendine bağlı olduğunu sanmak çok büyük bir yanılgı. Siyasi liderlerimiz 27 Mart seçımlerinden hiç ders almamış görünüyorlar. - RP'nin üsteiik çok çağdas biçimde çabşttğı biliniyor... GÖKSEL - Bizim yaptığımız çalışmalann protoliplerinin bir yı] önce RP tarafından yapıldığını gördük. Bu saptama çok doğru. Biz Verso olarak Turgut Bey'in bütün imkanlanyla devlet verilerine sa- hip olduk. Bunu itirafediyorum. Ama RP'nin devlet verilerine ul&ş- ma imkanı yoktu. Onlarkendi topladıkları venleri gelismiş bilgisavar ortamlannda işliyoflardı. İstanbul'u da sokak sokak temsilcilerine kadar örgütlemişlerdı. - RP bugün kimlerden oy alı- yor? GÖKSEL - Yüzde 8-10 arası- nda dini bir kesimden çok ciddı o\ aldığı açıktır. Bu zaten cebın- de olan oyudur. RP bu o\un üzerine yaklaşık bir oıı puan daha koymuştur. Bunun içinde büyük şehirlerde sosyoekono- mik durumu degrade olan ke- simlerle ekonomi dışı bir küçük burjuva kesimi bulunmakıadır. Bir de bunun islüne emekçi ke- simlerin o\una davandı. Güneydoğuda DEP'in ka- putılmasından sonra. devletin ve PKK'nın güven vermemesi. iki arada kalan ve çelişkiye dü- şen insanlann cemaat ruhuvla RP'\e kaymalanna vol açtı. Bir de çok açık bir veri var. Alevi Kürtler ciddi biçimde RP've kaydılar. Gelelim yine önümüzdekı dö- neme... Bu ekonomik prcgram bence i\i hazırlanmamış.Paket hazırlanırken bunun sosval ve siyasal sonuçlannın hiç göz önüne alınmadığını dehşetle gördüm. Ben Türkive'nin müt- hiş bir patlamanın eşiğinde ol- duğunu eörüyor ve ürküntü du- yuyorum. Türkive'de özelleştir- me konusunda bir sağırlar diya- loğu var. Bütün perspektiflere ekonomik boyutlan bakıyorlar. Özelleştirmeden yana olanlarda buna ekonomik boyuttan bakı- yor.Oysa Türkive'de ciddi bir si- yasal kriz yaşanıyor. - Burada bir şey sormak istiyo- rum. Sizce Rp, bugün bir lider partisi midir yoksa parti olarak kitleleripeşinden migötürmekte- dir? GÖKSEL - Parti olarak kitle- leri peşinden götürmektedir. Sa- yın Erbakan'dan sonra. kim ge- lirse gelsin. partivi götürür. Tiir- kA e'de ciddi bir yanlış süreçişle- di. İçi boş laiklik ve Kemalizm kavramlanyla adeta tehdit eder unsurlar medya larafından. diğer partiler tanıfından kullanıldı. B;ış- bakan bayr.ık. ezıın kelimelerini ağzından düşümıev ip Taksim'de la- iklik mitingi yaplı. Bunlar siyasetie çelişkilerdir. Siyaselte bir lideri >ıpraimanın en iyi >olu da çelişkisini sergilemektir. RP. bir çaba gös- termedi. Ama merİcez sağ partiler. halka kendi çelişkilerini kendileri gösterdiler. Bunlan halk hiçbir zaman göz ardı etmedi. Medvanın RP'nin üzerine. durdurmak amacıyla saldırması. her koııuda birbiri- ne giren basının RP konusunda tek potada birleşmesi. tek cephe oluşturrnası. bu seçimlerde geri tepmiştir. Rezerv koyarak konuşu- yorum. Önümüzdekı dönemde Çiller. başanlı olmazsa. ANAP'ta bir >enileşme ve toparlanma gerçekleşemezse. RP hızla büvümeye de- vam edecek; buna reaksiyon olarak sol hızla toparlanabıleeek. Bu- nun sonucunda da kuluplaşma artacak. Ama kulupiaşmalar. daima bir yığın sorunu da bir arada getirir. Sistem. solun RP'ye alternatıf olması üzerine kuruludur. DYPve ANAP'ın RP'ye alternatifolması mümkün değildir. Bu arada önemli bir nokta daha var. SHP'nin muhalefete gecmesinin SHP'yi güçlendireceği kesindir. Ama bugün Türkiye. öylesine pürüzlü bir yolda ki SHP koalis>onda olmasa ne bu ekonomik paketi uygulayabilirler ne de Türkiye'deki demokrasi konusunda dışandan yöneltilen saldınlara SHP'den daha iyi bir kal- kan bulunabilir. SHP'yi hükümetten düşürün: iş dünyası. sokağa çı- kamaz duruma gelir. - Sizce buyerelseçimlerdeyürütülen kampanyalar doğru muydu? GÖKSEL - Türkiye'de 1950'den bu yana. seçim kampanyalan içinde en fakir. en zavallı. en niteliksiz kampanyalar. bu dönemde oldu. Burada. RP'yi hariç tutuyorum. SHP'nin kampanyalan Türki- ye gerçeğinden son derece uzaktı. Bu kampanyalar. partinin kendi çelişkisini gösterdi. Tansu Çiller'inki negatif kampanyavdı. Mesut Yılmaz. buna karşı negatif kampanya > ürütmediği için de etkili ol- madı. ANAP'ın kampanvası. tam bir llvaskovdu. iz Verso Araştırma Kuruluşu olarak neden 1994 yerel seçimlerinde herhangı bir siyasi parti için çahşmadınız? GÖKSEL - Tansu Çiller'in Başbakanhk kampanyasının ardından ocak ayına kadar Mesut Yılmaz'la çahştık. An- cak son aralık döneminde Mesut Bey'in yanlış. yanlı bulup objektif olarak görmemesi. "değer vermeınesi" üzerine yı- Ibaşında avnldım. Hatta bırespri de vapmıştı: "Benûn vaptıklarımın tam zıddını yapıvorsun. Benûn için değerlisin. Çünkü ters tarafı ivi gös- teriyorsun." 1994 yerej seçimlenne gırdiğımızde bağımsızdık. Sadece SHP'nin İzmit'teki kampanyasım yürüttük. Onun dışında bazı illerde her par- tiden belirli siyasilere fikir üzerine danışmanlık vaptık. Yani 1994 se- çimlerini boşta geçirdik. Belki bağımsız kalmamız daha başanlı ol- mamıza yol açtı. Biz aslında araştırma şirketi değiliz. Araştırma yap- mak amacıyla da bu işi oluşturmadık. Siyaset stratejisi ve polıtika üretmek istediğimiz için bu organizasyona girdik. Tam anlamıy la bir think-tank durumundayız. Kuruluşumuzda çalışan Türkiye'nin önemli akademisyenleri ve alanlannda uzman kişiler var. Yaklaşık 15 kişiyiz. 1991 'de Adnan Kahveci'nin. parti olarak değil şahsına kampan- yasım vaptık. Solun Türkiye'de en yüksek ov oranı bulunan yer bili- yorsunuz İstanbul Kartal'dır. Kartal'da o dönem SHP neredeyse ucu ucuna barajı aşabiliyordu; 4-2 oldu. Zaten Turgut Özal da bizi oradan keşfetti. Geçmişimde ben Turgut Özal'a çok muhaliftim. Se- kiz yıl mangalda Tcül bırakmadım.Beni Dışişleri'ndeki yurtdışı tanıtım işinden atan Turgut Bey'dir. Solculuğum nedeniy le y apmıştı. - Bu araştırmalarda nasıl bir yöntem kullanıyorsunuz? Bu yöntem sizce Türkiye'ye uygun mu? GÖKSEL - Şu anda piyasada kullanılan bütün yöntemler bilim- seldir. ancak yeterli değildir. Bizimkiler de değildir. Batı'da kitaplar- da şunu yazar: "Bin-bin beş >üz kişilik bir ömeklemle ABD'de baş- kanlık seçimini ölçmek mümkündür." Örneklemin bu sınırda olması da Batı'da doğal bulunur. Biz bunu temelden reddediyoruz. Çünkü araştırma işi ulusal karakterdedir. Geçmişte. "Reklam e%Tenseldir" deniyordu. Oysa şimdi bakın. her reklam şirketi yerel bir kuruluşla ortaklığa giriyor. Oynayan rek- lam filmleri her ülkede farklı. Siyasal propaganda yüzde yüz ulusal bir iş. Siyasette aynı dili ko- nuşmak zorundasınız. Örneğin dışandan bir Seguela'yı getiriyor- sunuz. Ama adam Türk toplu- muyla ilgili hiçbir şey bilmiyor. Seguela bunu itiraf etmiştir. "Ben sadece camsız gözlükle resim cek- tirdim. Afiş bastırdun. Bunlan yaptun ve gittim" demiş. Bizim medyamız bunu çok abarttı. Araştırma işinde Türkiye'de küçük örneklemle bir şey bul- manız mümkün değildir. Bulur- sunuz. ama hata payıruz çok yük- sek olur. - Neden? GÖKSEL - Diyelim bir meslek grubunu. doktorlan ele aldınız. Ama Türkiye'de bugün doktorun fakiri de zengini de var. Bu belirle- yici birgrup olamaz. Ama ABD'- de gelir seviyesi oldukça yüksek bir gruptur ve eşit sayılabiîir. Bu- gün semt olarak Ulus Mahallesi'- ne bakın. Ulus'ta 30 milyarlık vil- lada oturan da vardır. gecekon- duda oturan da. Bizim yaptığımız herkesin tek- niğinden pek farklı değil. Ama biz örneklemi büyük tutmaya çalışı- yoruz. Örneklemi büyük luiunca da maliyet büyüyor. Bunun üzeri- ne müşterı. "Bana binle >ap. Her- kesbinİeyapıyor"dı>or. Ama ben İstanbul'u on iki binden :ış;ığı yapmıyorum. Mümkün değil. çünkü yanılmu payı çok fazla olur. Ben isiemesem bile yanıliır. Bir toplumun siyusal yapısını ele almak için onun larihsel dinamik- leri üzerindekı trendini de geliş- mesini de incelemek hı/ım. Türki- ye'de çok /oranışlırma yapılıyor Çünkü sadece I99l-92'de iiç iııil- yon yeni seçmen girdi. Nülu>çok akışkan.Yeni gelen seçmenm dü- şünce tarzını kavrayübilmenİ7 için bir seçimin daha geçmesi lazını. Ama bir yeni seçimde de bir o kadar daha yeni seçmen giriyor.Üç buçuk mily on. kullanılan oy un y üzde 10'udur. Seçime yeni aren y üz- de 10'luk sapmayı iyi analiz edemezseniz hata payınız büyük olur. Yüzde 10'luk s;ıpmalar büyük sapmalardır. - Siz araştırmalarda nasıl bir yöntem kullanıyorsunuz? GÖKSEL - Biz şunu yaptık: Türkiye'de bugüne kadarki seçim so- nuçlannı özel bir programda geliştirdik ve birbirine entegre ettik. Yani insanlann siyasal davraruşlurını projeksiyon yapmayı öğren- dik. Şehirlerde. köylerde bunu yaptık. Örneğin çok tipik bir şey gör- dük. Büyük şehir Mnırlarıvla köy arasında çok ciddi bir fark var. Köylü insan şehre göç eiliyor. Büyük şehir sınırlan içine girdikten sonra da bütün siyasal davranışlan değişiyor. Adeta bir büyük şehirli gibi davranıyor. Araştırmacılar bundan sonra bu işlerde başanlı olmak istiyorlarsa oncelikle Türk toplumunun siyasal profilini sürekli izlemeleri lazım. Siyaset daima siyaset yapar. Zaten yüzde 10 ihtiyacı olduğu için bu kadar uçabiliyor ya da risk alabiüyorlar. Bizi izlediyseniz seçimler öncesine gidersek belki de "RP geliyor" diyerek en büyük riski biz aldık. Gelmeseydi maskara durumuna düşecektik. - Bu araştırmalan yapan şirketlerin araşttrmalartnı sadece seçimler öncesi beUiperiyotlarda değil de sürekliyapmalan gereknüyor mu? GÖKSEL - Gerekiyor. ama hiç kimse yapmıyor. Bunun süreklili- ğjni siz akademik anlamda Lzleyebiliyorsanız siyasal bir birikim elde edersiniz. Size ilginç gelecek bir şey anlatayım. Bugün Türkiye'de si- yasal anlamda hesap yapmayı yeni liderlerimizin hiçbiri bilmiyor. Büyük şehir sınırlanyia 1991"deki milletvekili sınırlan arasındaki farkı idrak etmemiş lider tanıdım. Bir lider bir ilde kaybedeceğini id- dia edince. "Ama 1991'de orada öndeydiniz. Nasıl kay bedcceksini/7" dediğimde. "Niye öndeydik? Gerideydik" yanıtını verdi. Y ani il bazı- ANAP'ın kaybı büyük "RP geliyor" diyerek en büyük riski biz aldık. Gelmeseydi maskara durumuna düşecektik. Yeni dönemde Çiller. başanlı olmazsa. ANAP'ta bir yenileşme ve toparlanma gerçekleşemezse, RP hızla büyümeye devam edecek; buna reaksiyon olarak sol hızla toparlanabilecek. Bunun sonucunda da kutuplaşma artacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle