Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8MAYIS1994PAZAR
8 PAZAR KONUKLARI
AnketkrherzamandoğndmyansttmazSunuş'. 27 Mart yerelseçimlerinin üzerinden
neredeyse bir aygeçti. Ama seçim sonuçları ve
seçimlerden önceyapılanpek çokkamuoyu
araştırmalarının doğru çıkmamasıyla ilgili
tartışmalar sürüyor. İnsanlarınkafalannda, "Bu
araştırmalar doğru örneklemlerle miyapıhyor?
Türkiye 'ye uygun teknikler kullanüıyormu?
sorularının takılmasınayolaçtı. Biz de busorulara
açıklıkgetirmek amacıyla PIAR-Gallup Araştırma
Kuruluşu Başkanı Bülent Tanla ve "Büyükşehirleri
Refah alır" tahminiyle adından epeycesöz etîiren
Verso YayıncılıksahibiDr. Erhan Gökseİle konuştuk.
Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Bülent Tanla PIAR-GALLUP Başkanı Erhan Göksel Verso Yayıncılığın Sahibi
BÜLENT TANLA
1946'da İstanbul'da doğdu. YükseköğreniminiİÜİktisat Fakültesi'nde tamamladı. 1%9'daaraştırmaa olarak çalışmaya baş-
ladı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra 1975'te PİAR araştırma şirketinikurdu. Şimdiki halde PİAR-Gallup ve SİAR
kuruluşlarının başkanlığınıyapıyor. Aynı zamanda A vrupa Araştırmaalar Birliği, Dünya Siyasi Danışmanlar Birliği üyesi.
iz, kurulus olarak nasıl bir araftırma yöntemi uygulu-
yorsunuz?Bu, Türkiye'ye ne ötçüae uyuyor?
TANLA - Temel baa iikeler var. Bunlar, dünyanın her
v erinde geçerli olan. bilimin emrettiği ve olmazsa olmaz ni-
teliğindeki baa iikeler. Bunlar. hemen hemen her ülkede
' uygulanan birbirine benzer tekniklerdir.
Yüz yüze bilgi alma tekniğiyle yapılan arasürmslardan söz ediyo-
ruz. Bir de bunun dışında. başka tekniklerle yapılan araştırmalar v ar
ki. bunlann yöntemleri biraz daha farklı. Ülkelerin gelişmişliklerine
ve toplumsal, geleneksel ve yasal özelliklerine göre bazı farklıhklar
var. Telefon bulundurma oranı. ABD'deki oranlarda olsa Türkiye'-
de bütün anketlerin telefonla yapılarak doğrudan bilgjsayara girilip
her saat başı sonuç vermesi mümkün. Ya da bütün seçmen adresleri
ve telefonlannın veri tabamnda mevcut olmasıyla örnek çekimini
daha mekanık ve daha tesadüfı, insan unsurunu katmadan yap-
manız mümkün. Bir başka farkJılık. her ülkenin kendine özgü
farklılıklan. cevap veıme alışkanlıklan ya da bilgi gizleme. saklamay-
la ilgili alışkanhklar olabilir.
- Buyerelseçimler öncesiyapılan tahminkringerçeğeuygun olduğu-
düşünüyor musuıuız?
TANLA - Bunlara. isterseniz ölçüm diyelim. Çünkü tahmin, baş-
ka bir istatistik hazırlığı ve çalışmayı gerektinyor. Bu araştırmalann
hepsi birer fotoğraf gibidir. O aru tespit eder ve onu ortaya koyar.
Biz bu seçimlerde araşttrma yayımlamadık. Seçimlerden iki ay
önce basına ve kamuoyuna bir açıklama yaparak Başbakanlığa.
Sayın Cumhurbaşkanı'na araştırma yaptığımızı beürttık. Bunun so-
run yaratacağı düşüncesiyle de araştırma yayımlamadık. Ama ben,
bu sektörün bir çalışanı ve sorumlusu olarak soruyu üstüme alıyo-
rum. Seçimler Jstanbul'a endeksli olarak yapıldı. Türkiye'de bütün
beklentiler de İstanbul sonuçlarına göre planlandı. Bunun hemen ar-
kasından da Izmir ve Ankara tamamlayıalan oldu. îkinci unsur ise
bunun son derece medyatik bir seçim oluşuydu. Ve seçim kampanya-
lan İstanbul'dan yürütüldü. Yani partiler, Türkiye'de siyasetîerini il
genel meclisi sonuçlannı değerlen-
direrek belirleyecek biçimde plan-
ladılar. Ama kamuoyu. "İstanbul,
Ankara, lzmjr sonuçian ne olu.vor?"
diye baktı. Türkiye sonuçlannı ise
iki araştırma kuruluşu, iki gazetede
kısmen yayımladılar. Oncelikle ka-
muoyu araştırmalannın değerlen-
diriliş biçimleri İstanbul. Ankara ve
Izmir düşünülenlerin tersine sonuç
verince, yani İstanbul ve Ankara"yı
RP'nin. Izmir'i de DYT'nin alması
sonucunda tepkili oldu. Bugün RP
kazanacak diye. RP dışındaki mer-
kez partilerinden birisine oy verme
eğilimi içinde bulunan seçmen top-
luluklan, Türkiye'nin genel sonu-
cunu da elkileyeceklerini biimeiiler.
Bu genel sonuç. bugün Türkiye'yi
çok daha farklı bir siyasi ortama so-
kabilirdi. Bu da Türkiye'nin gerçek
genel siyasi ortamını yansıtan bir
durum değildi. Kamuoyu araşü-
rmalan ya da medyayı eleştiren gö-
rüşlerin düşünmesi gereken. yapay
bir siyasi yelpazenin ortaya çıkması
olasılığıdır.Bu yapay yelpaze ya da
şartlanarak verilmiş oylardan alı-
nan sonuçlar. Türkiye'nin genel si-
yasetini etkileyecekti. Ya bir erken
seçime gidilecekti ya da başka türlü
sonuçlar olacaktı.
- Sizce yerel seçimlerden hemen
önce telerizyon kanaüanntn, RP'ye
kim oy verecek, kim vermeyecek, bi-
çinûnde açtıklan kampanya, sanât-
klarda yapay bir sonuç doğurmadı
rm?
TANLA - Ben demokrasiye ve
halka inanan bir insanım. Burada
biz. onlar adına konuşuyoruz.
İnsanlar duyduklannı çok iyi anlı-
yorlar, değerlendiriyorlar; gidip bir
partiye oy veriyorlar. İnsanlann
davraruşlan ya da bu kampanyalar
üzerine çok şey söylenebiîir. Ama
insanlar bunu çok değişik şekilde
değerlendirerek sandığa gidiyorlar.
Bu çok kutsal. Bence bunun değer-
lendirmesinin yapılmaması gerek.
- Seden?
TA.NLA - Çünkü tek kanaatlik
bir mesaj yok ki. Çok farklı medyalar, çok farklı araştırma sonuçlan.
çok farklı kampanyalar oldu. Sizin teziniz mutlaka ispatlanabilir;
doğrudur da. Ama diyelim ki. oranı şu kadardır, bir değer
karşılığıdır. Bir baskası gelir, bir tez söyler. O da doğrudur. Onun da
bir oranda doğruluk payı vardır. Ama bütün bunlan topladığımız
zaman sandık oluyor. Bence burada esas mesele. kitle partilerinin
kamuoyuna karşı verdikleri mesajlar ve seçmenlerinı tatmin edeme-
meleridir. RP olgusunu Türkiye yanlış değerlendiriyor.
Türkiye'de bugün istikrar paketi çevresindeki olaylan ve dünya-
daki gelişmeyi. Türkiye'deki siyasi partilerin parçalanmışlığmı göz
önüne alırsamz radikal sağın şansının ne kadar olduğunu görmeniz
mümkün. Burada seçmen tercihleri ya da doğru yönlendirmelerle
meselelerin düzeleceğini beklemek çok yersiz. Gerçek ortaya çıktı.
Bu gerçek. siyasi partilerin birbirlerine çok fazla benzemelerinden
kaynaklanan ve seçmen beklentilerini yerine getirememeleri yüzün-
den ortaya çıkan sonuçtur. Biz seçimlerden sonra bir araştırma
yaptik. "(nsaıdar oeden RP'ye oy veriyor" diye bütün seçmenlere sor-
duk.
- Kaç kişiye sordunuz?
TANLA - 1.200 kişiye sorduk. Türkiye genelinde yüzde 2 hata
payında bir araştırma. Genel seçmen. "Bu sefer diğer partilere ders
venııek için RFye oy verilmelidir" diyor. Oysa RP seçmeninin böyle
bir eğilimi yok. "RP, bugüne kadar denenmemiş bir partidir" bölümü-
ne genel seçmen yüzde 19.3. RP seçmeni ise yüzde 9.5 oranında
"evet" demiş. RP'li seçmen diyor ki: "Ben, birincil olarak RP'ye diğer
siyasi partilerden farklı olduğu için oy verdim." Bakın. düzen partile-
riyle onlann dışındaki partilerin durumu... Bu çok önemlidir. Bun-
dan da daha önemlisi. RP'li seçmenin RP ve parti yöneticilerinin di-
ğer siyasi partilere kıyasla daha dürüst olduklanna inanması... Bura-
da, "evet" diyen RP'li seçmen oranı yüzde 21.5. Ama genel seçmen
bunun hiç farkında değil. RP. yüzde 19 oranında oy aldı. Ama parti
içinde yüzde 8 civannda bir çekirdek seçmen var ki. dini değerlerin
devlet yönetiminde kullanılmasından yana. Şeriat devleti istiyor.
Ama onları taşıyan ve oranı yüzde 19'a götüren. rengi farklı biçimde
olan. bundan önce ANAP'a. DYP'ye. SHP'ye oy vermiş olan bir kit-
le var. Bunlar, bu seçimden önce oylannı kullanıyorlardı ve bunlar
demokrat oylardı.
Şimdi önemli olan, bunun nedenini ortaya çıkarmaktır. Bu yüzde
8'i taşıyan yüzde 1 l'ük kitle neyi taşıdığını belki bilıyor. belki bilmi-
yor. Ama bunu taşıtanlar. diğer partilerin başansızlıklandır. Diğer
partilerden beklentilerin gerçekleşmemesidir. Ben. RP ve MHP'nin
çok rahat gelişebilecekleri bir ortamda yaşadığımızı tahmin ediyo-
rum. A>nı araştırmada bir başka sonuç daha vermek istiyorum. Par-
tiler birbirlerine çok benzediklen için benzerlikler ve farklılıklar şöyle
değerlendirihyor. Yüzde 6.1 "Benzer partiler, DYP ve ANAP'tır" di-
yor. "SHP-CHP-DSFdir'dıyenler yüzde 10 7. "SHP-CHP'dir" di-
yenler yüzde 9. Seçmene. "Hangi parti farkudır" diye sorduğunuzda
da "RF" yarutını alıyorsunuz. Bunu söyleyenlerin oranı yüzde 53.9.
"MHPdir" diyenlerin oranı da yüzde 12.4.
- Uzlaşamama nedenleri netSr?
TANLA - Liderlerin kendi kişisel ihtiras ve çekişmelerine bağlanı-
yor. Bu durum da seçmen beklentileri farklı olduğu için başka bir
tepki doğuruyor. Böylece seçmen. üçüncül partilere. örgütünü temiz
varsaydığı partilere yöneliyor. Hangisinin temiz. hangisinin kirli ol-
duğu tartışmasını tabiı ki biz yapamayız. Ama o insan. onu böyle
algılıyor. Seçim sonuçlanna bağlı olarak araştırmalara olan güven ve
medyanın değerlendirilmesi konulannın bu tahlillerin yapılarak de-
ğerlendirilmesi gereküğinde yarar görüyorum.
Bu seçim sonuçlanna göre 1984 ve 1989 yıllannır. tersine. katılımın
çok yüksek olduğu. fakat belediye başkanlannın çok düşük oranlar-
da seçildiği bir seçim. 1989'da büyükşehır belediye başkanlıklannda
yüzde 30'un altında seçilen belediye başkanı oranı yüzde 18. Yüzde
50'nin üzerinde seçilen de yüzde 8. Yüzde 40'la 49 arasında seçilen de
yüzde 27. Fakat bu seçimde, yüzde 30'un altında seçiienlerin oranı
yüzde 43. yüzde 30'la 39 oy
alanın oranı yüzde 50. Yani
belediye başkanı. seçildiği za-
man karşısında yüzde 75 mu-
halefet var. Yani büyükşehir-
lerin hiçbirisinde yüzde 50'nin
üzerinde oy alarak gelmiş bir
belediye başkanı yok.
İki turlu seçim, yerel yöne-
timlerde katılım bakımından
mantığı olan, gerçekten de-
mokratik olan bir seçim siste-
mi. Ama bir partinin engel-
lenmesi görüşünden yola çı-
karak dar bölgeli iki turlu se-
çim sisteminin getirilmesi de
meseleyi çözmez. Bu geçici
çözüm olur.RP'ye dikkat
edin. Seçmen beklentilerine
en uygun davramşlan yapan
partidir. Ürünün pazarla-
masını çok iyi yapan bir firma
gibidir. Diğer partilerse tepe-
de durup "Seçmenler bana
gebin" di\e beklıyorlar. Tür-
kiyede yüzde 80'lik bir kitle.
RP'nin düşünce ve fikirlerinin
karşısında. Ama onlan topar-
layacak. onlara gü\en vere-
cek. Türkiye'yi düşündükleri
yöne götürecek bir kadronun
var olmadığını görüyorlar.
Seçmen, demokratik bir bi-
çimde. "Erken seçim istemıjo-
ruz, istikrar istiyomz. topar-
lanın. uzlaşın, biz si/e güvene-
mi>oru/. ama demokrasiden
de vazgeçmitoruz" dedi. Bu.
sandıktan çıkan mesajdı. Bu
mesajın siyasiler tarafından
ıvi lahlil ediimebi, o Myasılerın
bu mesajı üstlerine almalan
gerekiyor.
- Sizce üstlerine aldılar mı?
TANLA - Almadılar. al-
mamakta da ısrar edıyorlar
Siyaset boşluğu sevmez. Boş-
luk bırakmamak lazım. Şu
anda kamuoy u sessiz. Ama si-
yasette bir boşluk bulundu-
ğundan ya da sı>aseün önü-
nün tıkanacağından kuşku-
lan var. Bunun sorumlulan da birkaç laneliderdir. Sağda vesolda iki
lider kendilerinden beklenen öz\eriyi gösterseler hem pıırlamento
içinde hem Türk siyasetinde, onlann sonucu olarak da kurumlarda
ve kamuoyunda çok farklı rüzgarlar eser. Son ekonomik istikrar pa-
ketinin sonuçlan çok farklı olur. Ben. bugün Türkiye'nin içinde bu-
lunduğu krizin çok büyük bir bölümünün psikolojik olduğu kanı-
sındayım. Çok ciddi sorunlanmız \ar. Bunlan göz ardı etmek için
söylemiyorum. Ama biz bu sorunlan sürekli konuşa konuşa. sonuç-
ta bu psikolojik ortama getirdik. Şu anda bir muhalefet yok. Ben
muhalefeti eleştirel değil. yapıcı anlamda söylüyorum. İyi rakip. sizin
de daha iyi görev yapmanıza neden olur.
- Şu anda Türkiye'de siyasette bir boşluk olduğunu konuştuk. Bu
boşluk, demokrasidışı güçjerin hareketegeçmelerineyol açabilir nü?
TANLA - Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasal. ekonomik ve böl-
gesel sorunlar açısından RP ve MHP'nin son derece şanslı olduğu bir
ortamdayız. Bunun çözümü. partilerin genış tabanh uzlaşmalan ve
seçim sisteminde yapılacak değişikliklerdir. Parlamento içinde çö-
zümdür. Bence Türkiye'de sorumluluğunun bilincinde olan ve ha-
rekete geçmek üzere olan önemli kurumlar. kişiler var. Örneğin
Sayın Cumhurbakanı. Sayın Cumhurbaşkanı Demirel hem devlet
tecrübesi hem siyasi tecrübesiyle olaylan vakından izliyor. Müdaha-
le. 119. madde anlamında değil, ama kamuoyu Sayın Cumhurbaş-
kanı'ndan vol gösterici davranışlarda bulunmasını bekliyor. Türki-
ye'de kamuoyu ve sivil toplum örgütleri. artık siyasete sahip çıkıyor-
lar. Bu, son birkaç aydır Türkiye'de ilk kez görülen bir model. İnsan-
lar rozetleri, davranışlanyla buna yavaş yavaş sahip çıkmaya baş-
ladılar. Gönül isterdi ki, bu kadar yakın bir noktaya gelmeden sivil
toplum örgütlerimız ve aydınlanmız. bu demokratik refleksi ve tep-
kiyi gösterselerdi. O da bizim insanlanmızın biraz tembelliğinden, bi-
raz rahatlığından kaynaklanıyor. Bütün herkesin sorumluluk alanı
içinde göz göre göre bu noktaya kadar geldîk..
RP, kendisini
iyi pazarladı
RP'li seçmenin RP ve parti
yöneticilerinin diğer siyasi partilere
İcıyasla daha dürüst olduklanna
inanması.. "Evet" diyen RP'li seç-
men oranı yüzde 21.5. Ama genel
seçmen bunun hiç farkında değil.
RP, yüzde 19 oranında oy aldı. Ama
parti içinde yüzde 8 civannda bir
çekirdek seçmen var ki, bunlar
şeriat devleti istiyor.
ERHAN GÖKSEL
1959 doğumlu. Hacettepe Tıp Fakültesi'ni bitirdi. 1983'te Türkiye'nin yurtdışı tamtımı için çalıştt. 1983'ten beri Verso
Yayınalık 'ın sahibi. 1987'de ANAP7/ ölen eskibakan Adnan Kahveci'vle birliktesiyasalstrateji üzerine çalıştı. Eski Cumhur-
başkanı Özal için araştırmalar yürüttü. Tansu Çiller 'in 32 günlük Başbakanhk kampanyusım düzenledi. A \A P 'la da çalıştı.
ndaki sonuçlan belediye. şehir sınırlan içindeki nüfusa indirgeyeme-
di. Elinde veri olmadığı için bu hatayı yaptı.
- Verso 'nunyerelseçimler öncesi özellikle büyük şehirler içinyaptığt
ölçümler doğruya yakın çıktt. Türkiye'de bu gelişmekrden sonra ne
olacaeı konusunda bir çahşma yapıyor musunuz?
COKSEL - Demin anlattığım beklentı örneğine bakarak bu se-
çimlerden Çiller galip çıkmıştır. Fakat DYP'nin galip çıktığını söyle-
mek yanlış. Bu seçimlerde ilk kez Tansu Çiller-Mesut Yılmaz savaşı
da vardır ve bu bir psikolojik savaştır. Bu savaşta toplum ve seçmen
Tansu Çiller'e onay vermiştir. Ancak DYP bu seçimde ov kavbettiği
için gerilemiştir. En ağır yenilgiyi SHP almış görünüyorsa da asıl ye-
nilgi ANAP'ındır. ANAP ve Mesut Yılmaz siyaseıte bir alternatıf
olamadığını göstermiştir. Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyo-
rum. RP[nin Türkiye'de yükseliş trendini ilk gören kişi Adnan Kah-
veci'dir. İtirafediyorum. Ben bileciddıvedlmamıştım. 1991 seçimle-
rinde ısraria dört tane broşür yazdı. Bütün vakınlığımıza rağmen
bunlan o zaman okumadım. Mesut Bev de bunlan kerhen bastı.
Dağıulıp dağıtılmadığını bile bilmi\orum. Bu. daha sonra Turgul
Bey tarafından çok önemsendi. Adnan o zaman da haklı çıktı. 1991-
de Kartal. Pendik'te milletvekilleri 3-2-1 dağıldı. sonra 4-2 oldu. RP
binde ikilik bir farkla barajı aşamadı. Bunu şunun ıçın sövlüvorum:
RP. 1991 seçimlerindesiyasallaştı. RP. dınıkökendengelen.dinikul-
lanan bir partidir. Ancak 1991 seçimlenne kadar RP'nın dınsel hare-
keti siyasallaştı ve gelişmesinin din trendine bağlı olduğunu sanmak
çok büyük bir yanılgı. Siyasi liderlerimiz 27 Mart seçımlerinden hiç
ders almamış görünüyorlar.
- RP'nin üsteiik çok çağdas biçimde çabşttğı biliniyor...
GÖKSEL - Bizim yaptığımız çalışmalann protoliplerinin bir yı]
önce RP tarafından yapıldığını gördük. Bu saptama çok doğru. Biz
Verso olarak Turgut Bey'in bütün imkanlanyla devlet verilerine sa-
hip olduk. Bunu itirafediyorum. Ama RP'nin devlet verilerine ul&ş-
ma imkanı yoktu. Onlarkendi topladıkları venleri gelismiş bilgisavar
ortamlannda işliyoflardı. İstanbul'u da sokak sokak temsilcilerine
kadar örgütlemişlerdı.
- RP bugün kimlerden oy alı-
yor?
GÖKSEL - Yüzde 8-10 arası-
nda dini bir kesimden çok ciddı
o\ aldığı açıktır. Bu zaten cebın-
de olan oyudur. RP bu o\un
üzerine yaklaşık bir oıı puan
daha koymuştur. Bunun içinde
büyük şehirlerde sosyoekono-
mik durumu degrade olan ke-
simlerle ekonomi dışı bir küçük
burjuva kesimi bulunmakıadır.
Bir de bunun islüne emekçi ke-
simlerin o\una davandı.
Güneydoğuda DEP'in ka-
putılmasından sonra. devletin
ve PKK'nın güven vermemesi.
iki arada kalan ve çelişkiye dü-
şen insanlann cemaat ruhuvla
RP'\e kaymalanna vol açtı. Bir
de çok açık bir veri var. Alevi
Kürtler ciddi biçimde RP've
kaydılar.
Gelelim yine önümüzdekı dö-
neme... Bu ekonomik prcgram
bence i\i hazırlanmamış.Paket
hazırlanırken bunun sosval ve
siyasal sonuçlannın hiç göz
önüne alınmadığını dehşetle
gördüm. Ben Türkive'nin müt-
hiş bir patlamanın eşiğinde ol-
duğunu eörüyor ve ürküntü du-
yuyorum. Türkive'de özelleştir-
me konusunda bir sağırlar diya-
loğu var. Bütün perspektiflere
ekonomik boyutlan bakıyorlar.
Özelleştirmeden yana olanlarda
buna ekonomik boyuttan bakı-
yor.Oysa Türkive'de ciddi bir si-
yasal kriz yaşanıyor.
- Burada bir şey sormak istiyo-
rum. Sizce Rp, bugün bir lider
partisi midir yoksa parti olarak
kitleleripeşinden migötürmekte-
dir?
GÖKSEL - Parti olarak kitle-
leri peşinden götürmektedir. Sa-
yın Erbakan'dan sonra. kim ge-
lirse gelsin. partivi götürür. Tiir-
kA e'de ciddi bir yanlış süreçişle-
di. İçi boş laiklik ve Kemalizm
kavramlanyla adeta tehdit eder
unsurlar medya larafından. diğer partiler tanıfından kullanıldı. B;ış-
bakan bayr.ık. ezıın kelimelerini ağzından düşümıev ip Taksim'de la-
iklik mitingi yaplı. Bunlar siyasetie çelişkilerdir. Siyaselte bir lideri
>ıpraimanın en iyi >olu da çelişkisini sergilemektir. RP. bir çaba gös-
termedi. Ama merİcez sağ partiler. halka kendi çelişkilerini kendileri
gösterdiler. Bunlan halk hiçbir zaman göz ardı etmedi. Medvanın
RP'nin üzerine. durdurmak amacıyla saldırması. her koııuda birbiri-
ne giren basının RP konusunda tek potada birleşmesi. tek cephe
oluşturrnası. bu seçimlerde geri tepmiştir. Rezerv koyarak konuşu-
yorum. Önümüzdekı dönemde Çiller. başanlı olmazsa. ANAP'ta bir
>enileşme ve toparlanma gerçekleşemezse. RP hızla büvümeye de-
vam edecek; buna reaksiyon olarak sol hızla toparlanabıleeek. Bu-
nun sonucunda da kuluplaşma artacak. Ama kulupiaşmalar. daima
bir yığın sorunu da bir arada getirir. Sistem. solun RP'ye alternatıf
olması üzerine kuruludur. DYPve ANAP'ın RP'ye alternatifolması
mümkün değildir. Bu arada önemli bir nokta daha var. SHP'nin
muhalefete gecmesinin SHP'yi güçlendireceği kesindir. Ama bugün
Türkiye. öylesine pürüzlü bir yolda ki SHP koalis>onda olmasa ne
bu ekonomik paketi uygulayabilirler ne de Türkiye'deki demokrasi
konusunda dışandan yöneltilen saldınlara SHP'den daha iyi bir kal-
kan bulunabilir. SHP'yi hükümetten düşürün: iş dünyası. sokağa çı-
kamaz duruma gelir.
- Sizce buyerelseçimlerdeyürütülen kampanyalar doğru muydu?
GÖKSEL - Türkiye'de 1950'den bu yana. seçim kampanyalan
içinde en fakir. en zavallı. en niteliksiz kampanyalar. bu dönemde
oldu. Burada. RP'yi hariç tutuyorum. SHP'nin kampanyalan Türki-
ye gerçeğinden son derece uzaktı. Bu kampanyalar. partinin kendi
çelişkisini gösterdi. Tansu Çiller'inki negatif kampanyavdı. Mesut
Yılmaz. buna karşı negatif kampanya > ürütmediği için de etkili ol-
madı. ANAP'ın kampanvası. tam bir llvaskovdu.
iz Verso Araştırma Kuruluşu olarak neden 1994 yerel
seçimlerinde herhangı bir siyasi parti için çahşmadınız?
GÖKSEL - Tansu Çiller'in Başbakanhk kampanyasının
ardından ocak ayına kadar Mesut Yılmaz'la çahştık. An-
cak son aralık döneminde Mesut Bey'in yanlış. yanlı bulup
objektif olarak görmemesi. "değer vermeınesi" üzerine yı-
Ibaşında avnldım. Hatta bırespri de vapmıştı: "Benûn vaptıklarımın
tam zıddını yapıvorsun. Benûn için değerlisin. Çünkü ters tarafı ivi gös-
teriyorsun."
1994 yerej seçimlenne gırdiğımızde bağımsızdık. Sadece SHP'nin
İzmit'teki kampanyasım yürüttük. Onun dışında bazı illerde her par-
tiden belirli siyasilere fikir üzerine danışmanlık vaptık. Yani 1994 se-
çimlerini boşta geçirdik. Belki bağımsız kalmamız daha başanlı ol-
mamıza yol açtı. Biz aslında araştırma şirketi değiliz. Araştırma yap-
mak amacıyla da bu işi oluşturmadık. Siyaset stratejisi ve polıtika
üretmek istediğimiz için bu organizasyona girdik. Tam anlamıy la bir
think-tank durumundayız. Kuruluşumuzda çalışan Türkiye'nin
önemli akademisyenleri ve alanlannda uzman kişiler var. Yaklaşık
15 kişiyiz.
1991 'de Adnan Kahveci'nin. parti olarak değil şahsına kampan-
yasım vaptık. Solun Türkiye'de en yüksek ov oranı bulunan yer bili-
yorsunuz İstanbul Kartal'dır. Kartal'da o dönem SHP neredeyse
ucu ucuna barajı aşabiliyordu; 4-2 oldu. Zaten Turgut Özal da bizi
oradan keşfetti. Geçmişimde ben Turgut Özal'a çok muhaliftim. Se-
kiz yıl mangalda Tcül bırakmadım.Beni Dışişleri'ndeki yurtdışı
tanıtım işinden atan Turgut Bey'dir. Solculuğum nedeniy le y apmıştı.
- Bu araştırmalarda nasıl bir yöntem kullanıyorsunuz? Bu yöntem
sizce Türkiye'ye uygun mu?
GÖKSEL - Şu anda piyasada kullanılan bütün yöntemler bilim-
seldir. ancak yeterli değildir. Bizimkiler de değildir. Batı'da kitaplar-
da şunu yazar: "Bin-bin beş >üz kişilik bir ömeklemle ABD'de baş-
kanlık seçimini ölçmek mümkündür." Örneklemin bu sınırda olması
da Batı'da doğal bulunur. Biz bunu temelden reddediyoruz. Çünkü
araştırma işi ulusal karakterdedir.
Geçmişte. "Reklam e%Tenseldir"
deniyordu. Oysa şimdi bakın. her
reklam şirketi yerel bir kuruluşla
ortaklığa giriyor. Oynayan rek-
lam filmleri her ülkede farklı.
Siyasal propaganda yüzde yüz
ulusal bir iş. Siyasette aynı dili ko-
nuşmak zorundasınız. Örneğin
dışandan bir Seguela'yı getiriyor-
sunuz. Ama adam Türk toplu-
muyla ilgili hiçbir şey bilmiyor.
Seguela bunu itiraf etmiştir. "Ben
sadece camsız gözlükle resim cek-
tirdim. Afiş bastırdun. Bunlan
yaptun ve gittim" demiş. Bizim
medyamız bunu çok abarttı.
Araştırma işinde Türkiye'de
küçük örneklemle bir şey bul-
manız mümkün değildir. Bulur-
sunuz. ama hata payıruz çok yük-
sek olur.
- Neden?
GÖKSEL - Diyelim bir meslek
grubunu. doktorlan ele aldınız.
Ama Türkiye'de bugün doktorun
fakiri de zengini de var. Bu belirle-
yici birgrup olamaz. Ama ABD'-
de gelir seviyesi oldukça yüksek
bir gruptur ve eşit sayılabiîir. Bu-
gün semt olarak Ulus Mahallesi'-
ne bakın. Ulus'ta 30 milyarlık vil-
lada oturan da vardır. gecekon-
duda oturan da.
Bizim yaptığımız herkesin tek-
niğinden pek farklı değil. Ama biz
örneklemi büyük tutmaya çalışı-
yoruz. Örneklemi büyük luiunca
da maliyet büyüyor. Bunun üzeri-
ne müşterı. "Bana binle >ap. Her-
kesbinİeyapıyor"dı>or. Ama ben
İstanbul'u on iki binden :ış;ığı
yapmıyorum. Mümkün değil.
çünkü yanılmu payı çok fazla
olur. Ben isiemesem bile yanıliır.
Bir toplumun siyusal yapısını ele
almak için onun larihsel dinamik-
leri üzerindekı trendini de geliş-
mesini de incelemek hı/ım. Türki-
ye'de çok /oranışlırma yapılıyor
Çünkü sadece I99l-92'de iiç iııil-
yon yeni seçmen girdi. Nülu>çok
akışkan.Yeni gelen seçmenm dü-
şünce tarzını kavrayübilmenİ7 için bir seçimin daha geçmesi lazını.
Ama bir yeni seçimde de bir o kadar daha yeni seçmen giriyor.Üç
buçuk mily on. kullanılan oy un y üzde 10'udur. Seçime yeni aren y üz-
de 10'luk sapmayı iyi analiz edemezseniz hata payınız büyük olur.
Yüzde 10'luk s;ıpmalar büyük sapmalardır.
- Siz araştırmalarda nasıl bir yöntem kullanıyorsunuz?
GÖKSEL - Biz şunu yaptık: Türkiye'de bugüne kadarki seçim so-
nuçlannı özel bir programda geliştirdik ve birbirine entegre ettik.
Yani insanlann siyasal davraruşlurını projeksiyon yapmayı öğren-
dik. Şehirlerde. köylerde bunu yaptık. Örneğin çok tipik bir şey gör-
dük. Büyük şehir Mnırlarıvla köy arasında çok ciddi bir fark var.
Köylü insan şehre göç eiliyor. Büyük şehir sınırlan içine girdikten
sonra da bütün siyasal davranışlan değişiyor. Adeta bir büyük şehirli
gibi davranıyor.
Araştırmacılar bundan sonra bu işlerde başanlı olmak istiyorlarsa
oncelikle Türk toplumunun siyasal profilini sürekli izlemeleri lazım.
Siyaset daima siyaset yapar. Zaten yüzde 10 ihtiyacı olduğu için bu
kadar uçabiliyor ya da risk alabiüyorlar. Bizi izlediyseniz seçimler
öncesine gidersek belki de "RP geliyor" diyerek en büyük riski biz
aldık. Gelmeseydi maskara durumuna düşecektik.
- Bu araştırmalan yapan şirketlerin araşttrmalartnı sadece seçimler
öncesi beUiperiyotlarda değil de sürekliyapmalan gereknüyor mu?
GÖKSEL - Gerekiyor. ama hiç kimse yapmıyor. Bunun süreklili-
ğjni siz akademik anlamda Lzleyebiliyorsanız siyasal bir birikim elde
edersiniz. Size ilginç gelecek bir şey anlatayım. Bugün Türkiye'de si-
yasal anlamda hesap yapmayı yeni liderlerimizin hiçbiri bilmiyor.
Büyük şehir sınırlanyia 1991"deki milletvekili sınırlan arasındaki
farkı idrak etmemiş lider tanıdım. Bir lider bir ilde kaybedeceğini id-
dia edince. "Ama 1991'de orada öndeydiniz. Nasıl kay bedcceksini/7"
dediğimde. "Niye öndeydik? Gerideydik" yanıtını verdi. Y ani il bazı-
ANAP'ın
kaybı büyük
"RP geliyor" diyerek en büyük riski
biz aldık. Gelmeseydi maskara
durumuna düşecektik. Yeni
dönemde Çiller. başanlı olmazsa.
ANAP'ta bir yenileşme ve
toparlanma gerçekleşemezse, RP
hızla büyümeye devam edecek;
buna reaksiyon olarak sol hızla
toparlanabilecek. Bunun
sonucunda da kutuplaşma artacak.