27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8MAYIS1994PAZAR 14 KULTUR Titiz bir oyuncu olan Jeremy Irons, sürekli aynı kişilikleri canlandırmaktan sıkılıyor Soğukve ciddi aıııapopülerKüttûr Servisi - Sinemalarda gösterilmekte olan David Cro- nenberg'ın "M. Butterfly" fılmin- .de başrolü üstlenen Jeremy Irons'ı bu yıl dördüncü kez gör- me olanağına kavuştuk. "Kaf- ka", "ölesiye" (Damage)ve "Su Şehri"nden(Waterland) sonra "M. Butterfly" Irons'un. içinde bulunduğumuz sinema sezonun- da gösterime gıren dördüncü fil- mi oluyor. Bu bile Irons ile iigili iki temel gerceği ortaya çıkanyor: Irons günümüz sinemasının en popüler oyunculanndan bıri ve hemen tüm fılmlerinde soğuk anstokrat tiplı erkekleri can- landınyor. Aynı kişilikler sıkıcı Irons, tiyatro ıJe oyunculuğa başlayıp, Ken RusseÜ'ın "Ni- jmsky" filmınde küçük bır rolle beyaz perde>e geçti ve "The Frencfa Ueutenant's VVomen"- daki(Fransız Teğrnenın Kadını) ilk başrolüyle, birlikte çalıştığı MeryJ Streep'ın "Bu film gösteri- me girdiğinde başına gelecekler- den haberin yok" sözlennı doğru çıkararak bir anda ünlendi. Dün- ya sinemasının önde gelen yönet- rnen ve oyunculanyla çalışan Irons, 1990 yapımı "Reversal Of Fortune" (Talihın Dönüşü). fil- miyle En İyı Erkek Oyuncu Ödü- lü'nü de aldı. Bir yıldız olduğunu düşünme- yen Irons sürekli aynı türde kişi- liklen canlandırmaktan da sı- kıldığını belirtıyor: "Bir kez belli bir kişiliği başanlı bir biçimde yansıfhnız mı, bu tür kişilikJerle il- gili tüm senaryolar önünüze geli- yor. Ama ben artık bu kişüikten çok sıkıldım.' Cronenberg ile ikinci kez Bırçoklan "Su Şehri"nde baş- rolü paylaştığı oyuncu eşı Sinead Cusack ve iki oğullanyla bir mali- kanede gecen yaşamının temelini av partilerinin oluşturduğunu anımsatarak, aslında Irons'un filmlerde hep kendinı oynadığını iddia ediyorlar. Ancak Irons, so- ğuk ve aristokrat erkek imajı- ndan kurtulmak için bir komedi- de rol almayı bile düşünüyor. Ama sinemada mizah yaratan ortamı oluşturmanın oyuncudan çok, yönetmene düştüğüne inandığından böyle bir projeve ancak aynı mizah anlayışında ol- duğuna ınandığı bir yönetmenle katılabileceğini söylüyor. Zaten Irons yönetmen secimı ve yönetmenlerle ilişkiler konu- sunda çok titiz bir oyuncu. Hiç bir zaman bir yönetmenle iki kez çalışmam'a ılkesini, ilk kez David Cronenberg, çok sevdiği "M. Butterflv" filmini teklif edince "Ben bir yıldız değilim. Gerçi birçok kez Yeni Yetenek Ödülü'ne aday gösterilen John Hurt'ün durumu kadar kötü durumda olmadığımı biliyorum ama Hollywood starlanndan biri de olmadım. Olmak da istemiyorum. Ne daha fazla ün ne de, umanm bunumenajerim duymaz, daha fazla para istiyorum. Hatta bir süre sinemadan uzak bir vakum yaratıp kendimi yeniden şarj etmeyi planlıyorum. bozmak zorunda kaldı. Ancak Cronenberg de aynı oyuncuyla bir kereden fazla çalışmama ilke- sinı böylelikle bozmuş olduğun- dan, bunu pek önemsemedı. Irons sadece kendi değil kar- şısındakının oyunculuğunu da tamamen kontrolü altına almak ısteyen. hattafilminçekımine bile kanşan bir oyuncu. Kimileri Irons'la çalışan bir yönetmenin zaten bir kez daha bu hataya düş- mek ısLemediklenni iddia ediyor bu yüzden. Ancak Irons çalışı- lması zor bir oyuncu olduğunu kabul etmıyor: "Ben herkesin birbirine güven- diği ve herkesin film hakkında ka- bul edilmese bile ciddiye alınacak fikirlerini söyleme hakkına sahip okluğu bir ekipie çauşmak isterim. Y'önetmenin \e diğer oyuncuların işine kanşmamın nedeni ise artık bir stüdyo sisteminin olmaması ve fiJmdeki rolümün mesJeki gelece- ğimi belirlemesi. Eğer bu film mes- leğimi belirleyecekse, ben de buna kanşmaya hak ka/anırım. Yine de zor bir oyuncu olmadığımı sanı- yonım." Buna rağmen Irons, "ölesiye" filminde birlikte çalıştığı Louıs Malle'ı, çalışma biçimiyle "şaşuttığını" itıraf ediyor ve bu- nun nedeninın Malle'ın bır "aute- ur" olmasından kaynaklandığını ileri sürüyor. Irons'ın ünlü olduğu başka bır özelliği de, ilk fılminden bu yana hep ateşli sevişme sahneleri o\- namış olması. Bazı boylenulere göre Irons salt sevişme sahnelen yüzünden rol teklifleri ahyor. Ancak Irons bunu reddediyor ve artık sevişme sahnelerinden de bıktığını belirtıyor: Sevişme, en zor sahne "Sevişme sahnesi için kimse bana rol teklif etmez çün! ü o rol- lerûı hepsini Michael Douglas alır. *Ölesije'den sonra artık bu sahne- lerden bıktım. Sanınm o fîlmde bi- raz fazla sevişme vardı. Sevişme sahnesi en zor sahnedir. Çok ger- çekçi olmak zonındadır yoksa hiç bir anlamı kalmaz. Ve kameramn salt bir seyirci oiarak kalmasına izjn \eribnemesi gerekir. 'Ölesi- ye'yi bu nedenle eleştirmiştim. Olup biten öyle korkunçtu ki, ka- meranın Loîıis'inin istediği gibi olaya bu kadar uzak \e objektif kalması dayanıunazdı. Josephine Hart kitapta kadın kahramanın ağzından olayı aktararak olaytn yabancüaşmasını ve teröriinü çok güzel termişti. Oysa filmi seyretti- ğimde 'gerizekalı herif başına ge- len herşeyi hak ediyorsun" diye dii- şiindöm." Irons'ın şu anda Avrupa'da gösterilmekte olan son çahşması Isabel AUende'nın ünlü romanından Billi August'un sıne- maya uyarladığı "Ruhlar Evi"; Merly Streep, Gİenn Close, Wion- na Ryder ve Antonio Banderas gibi büyük oyunculan biraraya getırmebine karşın eleştırmenler- ce başansız bulunuyor. Ancak, Irons başanlı bulun- mayan filmlerde. başanlı bir oyunculuk sergılemeye daha ön- celerden de alışkın. Başansız olsa bile sinemadan kopmamaya ka- rarlı: "Eümden gelen herşeyi yapmaya ve zaten az olan za- manımızı hiç bir biçimde harca- mamaya kararlıyım. Çünkü mes- leğûnin sonuna geldiğimde 'ikinci sınıf bir oyuncu oiarak kaldın, bi- raz yüklenseydin birinci sınıf olabilirdin' diye düşünüp pişman obnay a dayanamam." Kısacası Jeremy Irons'u soğuk ve cıddi bir adam olarak ve seviş- me sahnelerinde olmasa bile be- yazperde de sık sık göreceğiz. 11. JaponKültür FestivaliîstanbuPda 27 mayısta başlayacak olan festivalde geleneksel Japon sanatmdan etkinlikler gerçekleştirilecek ASU MARO Japonya'nın her yü farkh bir ülkede düzenlenen Kültür Festı- vali'nın bu yılki durağı Istanbul. 27, 28 ve 29 mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 11.Japon Kültür Festivali'nin organızasyo- nunu Japonya'da Kintetsu Iırter- national, Türkiye'de ise Gemini Turizm Seyahat Acentası üstleru- yor. Aynca Japonya'da Ulaştı- rma Bakanlığı, Ticaret ve Sanayi Bakanhğı, Türkıye Büyükelçiliği, Japonya Istanbul Konsolosluğu, Kültür Müsteşarhğı Uluslararası İlişkiler Fonu, Japon-Türk Der- neği, Japon Hobi Derneği. Asahi Shimfun Gazetesı, Maınichı Kül- tür Merkezi, Türkiye'de E>ış Işle- ri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı. Istanbul Büyükşehir Belediyesi ile birçok Türk ve Japon şirketi'- nin desteği var festıvalin düzen- lenmesinde. Japon el ve gösteri sanatla- nnda uzmanlannda/ı oluşan bir festival grubuyla gerçekleştirile- cek festivale Japonya eski başba- kanı Toshiki Kaifu, eski Ticaret ve Sana>T Başkanı Watanabe, Ja- pon parlamanterler ve ış adam- îan da katılacak. Bugüne kadar Avustralya, Fransa, Portekiz, tngiltere. Avusturya, Kanada, Havvai gibi ülkelerde yapılan fes- tivalin yerinin nasıl belirlendığini Gemini Turizm Acentası'nın sa- hibi Nihat Özçubukçu şöyle açıkhyor:"Festival komisyonu, fld yıl önceden birkaç ülke belirtivor ve o üiketere yetkililerini gönderi- yor. İnçelemİerden sonra öneri- yoriar. Önerilen ülkeler. deneyim kazanmak için birkaç festivale katıhyorlar ve sonunda seçim yapdıyor". Türkiye'nin durumunda, öneri iki taraflı olmuş. Gemini Turizm, Japonya'nın en büyük ikinci tu- rizm acentası olan Kintetsu'nun Türkiye temsilcisi. Türkıye'deki turizm potansiyelini yıllar önce farkeden, Türkıye pazarına gır- meyi, burada yatınm yapmayı ıs- teyen acenta, çeşitli ülkelerde sür- dürdüğü projeyi Gemini'ye de önermiş. "Topkapı Projesi" adı- ndaki proje gerçekleşince, Türki- ye'ye her yıl 5000 kadar Japon tu- rist getiriineye başlanmış. İki yıl öncc de Nihat Özçubuk- cu'yu festivale davet etmişler: "Ben bu kadar çabuk olacağını düşünmedim. 98 için filan önere- Dinsel ayinlerin ve hasat bayrandarının parçası Japonya'daki festival dansı Odori (solda) ve birçok ses ve biçimdeki Şintoizm ve Budizm kökenli Japon davulu. cekler berhalde dedim. Ama sonra öneri geldi. Yapabileceğimizi dü- şündüm. Çünkii örneğin festivalin yapüdığı Lizbon'da. Istanbul'la kıyaslayınca ne doğru dürüst beş yıldızlı otel vardı. ne de Japonca potansiyeli vardı. Türkiye'de çok daha rahat yapılabilirdi" Japon,Turk halklan ve kültür- leri arasındakı yakınlık da festi- valin başanya ulaşmasmda önemli bir etken. En önemli or- tak nokta, diller arasımnda görü- lüyor. İki dil de Ural-Altay dil grubundan ve bir sürü aynı söz- cük var. Kişiliklerimizin de çok benzediğini belirtiyor Özçubuk- çu. Aynca împaratorluk kökenb olmanın getirdığı yakınlık üze- nnde de duru>or:"Türklere çok sıcak bakıyorlar orada. Amerika veya Avrpa'mn takındığı tutumu göremezsiniz. Türkiye deyince akıllarına Osmanlı İmparatorluğu gejir. İstanbul'u tanıriar. Bir de "Üsküdar" şarkısını herkes bih'r orada, çünkii çok büyük bir TV is- tasyonunun açılış şarkısıdır". Japon Kültür Festivali için hazırlıklar bir yıldır sürüyor. Ya- bancı bir ülkeyle çalışırken karşı- laşılan ilk sorunun dil sorunu ol- duğunu belirtıyor Özçubukçu ve şöyle devam edıyor"Fakat Tür- kiye'de böyle bir sorun yaşanmadı çünkü şu anda İstanbul'da 100'ün üzerinde Japonca konuşan rehber var. Onları bir araya getirdik. Sonra başbakana, cumhurbaş- kanına, Kültür Bakanfna bu işin önemini anlathk. Çeşitli demek ve şirketleri bir şekilde devreye sok- tuk. Yani insanlann hepsini bir araya getirmeye çalıştık. Kiırtet- 'Kirnlikler arasında parçalanmış dünya' Kühür Senisi - Istanbul Fransız Kültür Merkezi (İFKM) mayıs ayında da Istanbul- lulara zengin biretkinlik programı sunuyor. Ay sonuna dek film ve dia gösterimleri, konferans ve sempozyumlarla sergiler ve ti- yatro oyunlan ızlenebilecek. İFKM'de izlenebilecek fılmlere arasında Luc Besson'un 1990 yapımı 'Nikita' adlı fıl- mı dikkat çekıyor. Anne Pariilaud ile Jean- Hugues Anglade'nın başrollenni paylaştığı film, Parillaud'ya 1991 'de en iyi kadın oyuncu dalında 'Cesar' ödülünü ka- zandırmış. Filmi 9, 11 ve 13 mayıs tarihle- rinde 15.30 ve 19.00 seanslannda izleyebi- lırsiniz. Cinema Espagnol bölümünde ise 18 mayıs tarihinde Francisco Reguerio'nun 'Padre Nuestro' adlı filmi İspanyolca göste- rilecek. ODTÜ Sualtı Topluluğu'nun etkin- likleri 10 mayıstan itibaren izlenebilecek. 'Altıncı Llusal Sualtı Fotoğraflan ve Filmleri Yanşması Sergisi' 31 mayısa dek İFKM'de izlenebilecek. 'Sualtı Yorumlan' başlıklı dia gösterisi ile ODTÜ Bıyolojı Bölümü öğre- tim görevlisi Prof. Sargun Tont tarafından verilecek 'Deniz ve İnsan" konulu konferans 10 mayıs günü 19.00 ve 19.30'dayapılacak. MSÜ Mımarbk Fakultesı Şehır ve Bölge Planlama Bölümü tarafından düzenlenen 'Kentsel tasarıma Ekolojik ^ aklaşım' konu- lu sempozyum çençevesinde İstanbul Fransız Kültür Merkezfnin önerdiği iki konferans- tan 'Başkent Bahçeleri' 12 mayıs günü 12. 15'te. 'Enerji Ekonomisi Arayışjarı ve Mi- mari Kalıtımm korunmasT ise aynı gıin 10. 45'te gerçekleşecek. İlk konferans Doç. Franck Debie, ikincisi ise Mımar Phih'ppe Robert tarafından sunulacak. Fransız sosyolojisinin öncülerinden olan Alain Touraine 17 mayıs salı günü saat 19. 00'da 'Pazar ve Kimiikler Arasında Parça- lanmş Dünya' konulu bir konferans vere- cek. Istanbul Fransız Kültür Merkezı'nde izlenebilecek bir başka etkinlik de 25,26.27 mayıs tarihleri arasında yapılacak olan 'Ka- radeniz'de Üretim ve Eski Anfor Ticareti' konulu uluslararası kolokyum. Saat 09.00'- da başlayacak olan kolokyumu Rennes-2 Üniversıtesi'nde öğretım görevlisi Yvon Garlan organıze edıyor. İzzet Keribar'ın Santa Fe ve Taos izle- nimlennı yansıtan dia göstensini ise 26 mayıs perşembe günü saat 18.00 ve 19 00'da görebilırsiniz. İFKM'nin mayıs ayındaki son etkinliği ise 30-31 mayıs tarihlerinde yer alacak olan 'Efendinin Sevgilisi' adlı tiyatro oyunu. Al- bert Cohen'ın kitabından Ayşe Baskut'un uyarlayarak sahneye koyduğu oyun 30 mayısta Türkçe, 31 mayısta ise Fransızca oynanacak. Bu arada Jacques Le Guernec'- in İstanbul'u konu alan suluboya ve desen- lerden oluşan sergisi de 17 mayısa dek açık kalacak. su'dan, mümkün olduğu kadar, Japonya'da ses gerirecek insan- lann geunesini istedik. Eski baş- bakan, eski ulaştııma bakanı, gibi. Bu insanlar, Türkiye'yi se>dikleri için geliyorlar. Yanlannda 50 ka- dar yatırımcı var. Bugüne kadar festivalin yapıldığı ülkelerde hep bir takım işler y apmışlar. Bu, Tür- kiye için iyi bir fırsat olabilir. Ama hala olay Türkiye'de resmiyet ka- zanmtş değil. Yani Türk hükümeti olaya çok resmi bakmıyor" Festival, 27 mayıs akşamı Top- kapı Sarayı'nda verilecek 'Hoş- geldıniz Partisi'yle başlayacak. Etkinliklerin çoğu. Cemal Reşit Rey Konser Saİomı ve Hilton Convention Center'da gerçekleşti- nlecek. Daha önce İstıklal Cad- desı ve Taksim Meydanı'nda yapılması düşünülen açıkhava et- kinlikler ise güvenlik nedeniyle Atatürk Kültür Merkezi'nın yanındaki otoparkta sergilene- cek. 64 tane değişik sanatçı gru- bun göstenler sunacağı festivale Japonya'dan da 200 kadar izle- yici gelecek. İki gün boyunca İs- tanbullular. kukla tiyatrosu, çay töreni. geleneksel el sanatlan. Ja- pon hat sanatı, çiçek gösterisi, koku sanatı, geleneksel danslar ve müzik gibi Japonya'ya özgü sanat dallanyla tanışma olanağı bulacaklar. Festival, 29 mayıs pazar akşamı Dolmabahçe Sa- rayı'ndaki veda partısıyle sona erecek. Abidin Dino özelödüllerisergisi • İZMİR (AA) - Izrnir'in Buca ilçesi Belediyesi'nce düzenlenen 'Birleşmiş ÇocuklarZ Resim Yanşması Abidin Dino özel ödûlleri' sergisi, Belediye Kültür ve Sanat Merkezı'nde açıldı. Yanşmada derecealan çocuklara ödûlleri, serginin açılışı sırasında, Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy tarafından verildi. Şeboy, yaptığı konuşmada, "Ünlü ressamımız Abidin Dino arusına düzenlenen bu resim yanşması, sanatçımızın adını yaşatmak açısından önemlidir. Bundan sonra etkinlikJerimizin arasına şiir yanşması, çocuk tiyatrosu ve halk danslannı da almayı programüyoruz" dedi. Bosna-Hersek'tekikültürel mirasiçin Türkiye atakta U PARİS (ANKA) - Türkiye, Bosna-Hersek'teki kültürel \e mıman miras konusunda çabalannı sürdürüyor. Bu konu ile ılgili olarak Türkiye tarafından sunulan bir karar tasansı UNESCO Yürütme Kurulu'nca kabul edildi. UNESCO Daimi Temsilcisi Büyük Elçi PulatTacar, UNESCO Yürütme Kurulu toplantısı sırasında karar tasansını sunarken yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Bosna-Hersek'tekı kültürel mirasın korunmasma önem verdiğini, Bosna-Hersek'in çok dinli veçok kültürlü karakterinin korunmasıru anıaçladığını vurguladı. UNESCO Yürütme Kurulu. "Türkiye'nin Bosna-Hersek'teki kültürel ve miman miras ve eğiüm ve kültür kuruluşlannın durumu" başlıklı gündem maddesi altında Türkiye tarafından sunulan karar tasansını oy birliğiyle kabul etti. Ingiliz Kültür'de mayıs etkinlikleri • ANKARA (AA) - Türk-İngiliz Kültür Derneği, kültür ve sanat etkinliklerini mayıs ayı boyunca da sürdürecek. Dernekte bu ay 'doğa ve çevre" konusu işlenecek. A.Ü. Fen Bilimleri Enstıtüsü Müdürü Prof. Dr. Öner Çakar'ın 9 mayısta yapacağı konuşma 'Doğadan Matematiksel Esintiler', 30 mayısta ele alacağı konu da 'Doğada Kamuflaj ve Doğarun En Vahşı Yaratığı' başlığını taşıyor. Sanatçı Gökhan Demirer, 10 mayısta sunacağı saydam gösterisiyle izleyenleri, Türkiye'nin dağlan ve sulan arasında kısa birgezintiyeçıkaracak. Türkiye Çevre Vakfı'ndan Meral Dinçer Nazlıoğlu, çevre duyarlılığının artmasında gönüllü kuruluşlann rolünü ele alacağı konuşmayı 12 mayısta yapacak. Türkiye Tabiatıru Koruma Derneği üyesi Dr. Nurettin Biber, 13 mayısta gerçekleştirilecek etkinlikte, Türkiye'deki orman varhğının doğa ve cevreye olan etkilerini anlatacak. 17 mayıs salı günü de yazar Serpil Ural, çocuk kitaplannda çevrenin yerinı tartışacak. MPM uzmanı Nurdoğan Arkış, 'Nasıl Bir Çevre Poutikası' başhğıyla çeşitli çevre eylemlerinin içenğinın neye yönelık olması gerektiğini 31 mayısta tartışacak. Ayın konusu çerçevesinde 16 mayısta açılacak, 'Çevre Çalışmalan' sergisinde Marmara Ürüversitesi Güzel Sanatlar Fakultesı öğrencılerinin calışmalan yer alacak. Sergi ay sonuna kadar açık kalacak. Doğu Batı arası birgökkuşağı • KültürSenisi - Yapı Kredi, dünyada hiç görülmemiş ve yayımlanmamış Selçuklu Sikkeleri Koleksiyonu'nu sergiliyor. Dünyanın sayılı koleksiyonlan arasında yer alan.trilyonluk sikke koleksiyonlan, Yapı Kredi'nin 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle açılan sergilerle gün ışığına çıkanlıyor. 1950-1955 yıllan arasında koleksiyonerlerden satınalınarak temelleri atılan koleksiyon zamanla genişlemiş, İslam devletleri başta ohnak üzere M.ö. 6. yüzyıldan günümüze kadar çok geniş bir tarihi yelpaze ve Hindistan'dan Endülüs'e. Saraybosna'dan Cezayir'e, Tunus'a kadarçok büyük bircoğrafi alan içinde değerlendiriliyor. Türİclerin Batı'ya göçünde önemli rol oynayan Selçuklulann ilk hükümdarlanndan Tuğrul Be> "in altın sikkeleri ve nadir altın madalyası ile başlayan sergi düzeni, Bizans İmparatoru Romen Diogenes'i 107 l'de Malazgirt'te yenilgiye uğratan Alpaslan'ın H. 460 (1068) tarihli Medinetü's Selam'da (Bağdat) basılmış sikkesi de yer ahyor. Serginin tasanmını Mımar Samih Rıfat, eserlerin hazırlığı ve katalog Şennur Aydm tarafından yapılmış. HamdiMengVye AFIAPunvanı • Kültür Senisi - Fotoğraf sanatçısı Hamdi Mengi. AFIAP unvanını aldı. Bu unvaru alan JMO üyesi Hamdi Mengi 1954yılında Havza'dadoğdu. İlk, orta, yükseköğrenimini Ankara'da tamamlayan Mengi 1978 yılında AÜFF'den mezun oldu. Aynı yıl MTA'da göreve başladı. Fotoğraf çalışmalanna 1981 yılında başlayan Mengi 1985 yılında AFSAD üyesi oldu. Ulusal ve uluslararası yanşmalarda çeşitli ödülleraldı. Kişisel sergiler açtı, saydam gösterileri yaptı. 1993 yılının eylül ayında Uluslararası Amatör Fotoğraf Federasyonu (FIAP) tarafından Mengfye AFIAP unvaru verildi. NecmiZekâ y nın ilk şiirkitabı: 20Ş • Kültür Servisi - Yakın dönemde özellilde postmodernizm konulu yazı ve çevirileriyle tanıdığımız Necmi Zekâ'run ilk şiir kıtabı Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı: "20Ş.". Kitapta yer alan şiırler, kişisel aianı, anlam ve ses olarak, belli bir inşa disiplini içinde yeniden oluşturmayı amaçlıyor. Kültürel şaşkınlığm yarattığı mesafeleri -yakınhk uzaklık sorununu- öncelikle birstil sorunu olarak tanımlamaya çalışıyor. 20Ş., içerdikJeri ve içeremedikleriyle ifadenin kendisini.ritmve kompozisyon etkileri olarak araştınyor, şiir okurundan 'zihinsel bir dikkat" istiyor. 1#.OENÇLİK GÜNLERİM>EBUCMJN Yer: Harbiye Muhsin Ertuğnıl Sahnesi 12.00 Kısa Metrajlı Film: Kan Kardeşi, Tanabata Matsuri, Romeo ve Juliet 13.00 Tartışma: Kısa Metrajlı Filmler Üstüne Konuşmaa: Serdar Akar 13.00 Pandora Edebiyat Günleri-2 15.00 Dans Gösterisi-Defne Tezel 19.00 Tiyatro: Kuvayi Milliye-Salihli Belediyesi Şehir Tiyatrosu Sergi: Mekan Düzenlemesi-Genco Gülan Fotoğraf-Ahmet Yirmibeş Yer: Kadıköy Haldun Taner Sahnesi 13.00 Tartışma: Ülkü Erakalın'la Sohbet 'Operadan Şiire' Konuşmaa: Semiha Berksoy 15.00 Tartışma: Borsa Konuşmaa: Mustafa Yüksekülkü 19.00 Tiyatro: Karanlıkta Komedi-İstek Okullanndan Yetişenler Derneği Sergi: İstanbul'u Yaşamak-Fransız Konsolosluğu Film Aiişleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle