04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS1994 PAZARTESİ 8 DIŞ HABERLER 'ÜstKıuııl; iki özelkaııahpayladı EDÎPEMİLÖYMEN LONDRA - Ingiltere'de yayın yapan 18 özel televizyon kanalını denetleyen Bağjmsız Televizyon Komisyonu, yani bizim'Üst Kunıl'a eş düşen örgût, özel kanallara ilişkin değerlendirmesini açıkladı. Biri Londra'ya yayın yapan, biri de sadece sabahlan yayın yapan iki tanınmış kanalı yerin dibine batırdı. Dört ay içinde, yayın kalitelerini arttırmadıklan takdirde. her birini 2 milyon sterlin ceza bekliyor. Bu, bizim parayla 100 milyar lira ediyor. Ama cezadan da öneinlisi, bu iki televizyon kanalının prestijine inen darbe. Londra'da yayın yapan Carlton TV' için 'Üst Kurul', "Beklenen düzeyin akmda" derken, sabahlan yayın yapan GMTV için de "yetersiz" ifadesini kullandı. Çok yüksek düzeyde, profesyonel biçimde belirlenen ilişkiler söz konusu olduğu için, bu kullanılan ifadeler aslında çok ağır... Pekiyi, bu iki kanal ne yapmış da 'Üst Kurul'un hışmıru çekmiş üzerine? Efendim, bir kere, fazla magazine kayıyormuş ikisı de. Haberleri kısa kısa attınp geçiştiriyorlarmiş. Toplumun alt katmanlannın merak ve takıntılannı gıdıklayıp yayınlannı orta sınıfkitleye yöneltmek yerine magazın INGILTERE gazetelerinin okuyuculanna yöneltiyorlarmış. örneğin, stüdyoda hipnotizma seansı düzenJeyen birinin yaptığı program bu bakımdan izleyiciye saygısızlık olarakgörülmüş. Başka örnekler de var. Ama kısaca, bu iki şirket de kar gayesini öne çıkartıp kaliteyi geri plana atıyorlarmış. Basit zevklereçanak tutuyorlarmış... Bütün bunlar. sadece 'Üst Kururun fikri de değil. Kanallann ne kadar izlendiğini saptayan gerçekten bağımsız kaynaklar, 6 ay içinde GMTV'nin 6 milyon izleyiciyi kaybettiğini gösterdi. Carlton TV'nin ilk 20 program arasmda bir tek programı bile yer almıyor... Carlton aynca, gizli kamera ileçok sık çekim yaptığı için de eleştiriliyor. Bu tür çekimlerin yeri ve zamanı olduğu, ancak herdurum için de kullanılmalarının "ahJaki sonınlar yarattığjnı"söylüyor'Üst Kurul'. Bu Ingiliz 'Üst Kurul'u tabii, Türkiye'deki durumlan bilmiyor. Bilse, her halde sigortası atar, trafosu yanardı... Bu iki TV için, işin içinde karşıuklt hissedarük durumlan da var. GMTV'de Carlton'ın hissesi yüzde 20. çıkarmak yerine, "halk böyle istiyor" kalkanının arkasına sığınıp kaliteyi aşağı düşürenler, karşılannda polıtik bakımdan gerçekten bağımsız bir denetlememekanizması buldular... 'Üst Kurul', bu iki kanalın yayınını yeterh bulmazsa yayın lisanslannı da ıptaledebilecek... Daily Mirror gazetesinde bu konuda bir yorum yayımlandı. Türkiye'de özel televizyonlann çoğunun kulağına küpe olacak türden bu yorumda, can alıa cümle şu: "Reklam geliri ve rating (izlenmeoranı), birnumaraJı kavgı "Al gülüm ver gülûm" sistemiyle Ingiliz ohınca, program kalitesi düştü. İzteyid, halkına çar çur programlan bu hırs karştsında televizyonunun yutturmaya çahşanlar, kaliteyi yukan düğmesini çevirir. Nitekim çevirdi de.~" AIDS'li mahkum özgür ölecek FRANSA MİŞEL PERLMAN PARlS - Yoğun günler yaşadı FransızJargeçen hafta... Kaydedilen olaylann en göze çarpanlanndan biri kuşkusuz Avrupa Birliği'nin daveti üzerine. merkezi Paris'teki UNESCO'da bir araya gelen çok sayıda devlet temsilcisinin, Avrupa İstikrar Paketi'nin (AİP) 'doğuşuna' katılmasıydı. Fakat iş bununla bitse, yinedeiyi olacak tı. Halbuki, bu olaydan başka, Bosna konusunu elealrruş Fransızentellerinin, bu kez gerçekten kesinlik kazanmış "Avrupa Bosna'da başlar" adlı aday listesiyle, 12 haziran Avrupa seçimlerine katılmasının, tüm siyasal partılerin seçim hesaplanru birölçûde bozmasıydı. Daha neler, neler... Bunlan ve bu tür olaylan aktüalitenin güçlü projektörleri altında inceleyenler, acaba Kuzey Batı'dakı Nantes kentiyle başkent Paris arasında meydana gelen olaydan haberdar mıydılar? Bir yerde, ınsanlığı aklayan, acıklı bir olay. Adı: Gerard. Soyadı: Boucfaez. Doğum yılı: 1952. Polis karakollanndakı 'hava'yı az da olsa taklit ederek, böyle de başlayabilirdik yaaya. Şurası muhakkak ki, Gerard Bouchez 42 ilkbahannı geride bırakmış, silahlı soygun yaparak toplum kurallannın dışına çıkmış ve en son olarak da, 10yılhapsemahkûmolmus,birkişiydi. 1999 yılından önce aynlması imkânsızdı Nantes kenti hapishanesinden! Fakat, AIDS kurbanı kişilerden birisiydı Gerard ve topluma cezasını ödeyecek zamanı bile kalmayacaktı. O bunu gayet iyi biliyordu kuşkusuz. Lakin zaman geldi, TV'de bu hastalıkla ilgili bir programı izleyen hapishanedekı diğermahkûmlarda vardı bu durumun bilincınde. AIDS'li Gerard Bouchez hiçbirzaman gizlememişti hastalığıru. Vede bir isteğini. Hapishanede ölrnemektı bu isteği. Kendisi zamanla yanşırken, arkadaşlan olan Nante hapishanesi mahkûmlan hep bir ağızdan, bu dünyadan yakınlan arasında aynlabilmesi yolunda bir gjrişimde bulundu. Gardiyanlar ve hapishane müdürü de bu davranışa destek vermekten geri kalmadı. Amaçlan, bu konuda yetkilere sahip Cumhurbaşkanı FrançoisMitterrajıd'ın, Bouchez'i insanlık adına ceza süresı dolmadan afTetmesiydi. Hastalığın son aşamasına varmış olması, mahkûmlann dayanışma mektubu Protestan papazı Bernard Delepine'in ona Angers'teki evinde son günlennı geçırmek olanağı sağlaması veCumhurbaşkaru Mıtterrand'ın merhamet duygulannı güçlendirirerek af karannı vermesini sağladı. Insanoğlunun benliğındeki, o titreşen kûçük alev var ya, onu gözardı etmeyen kışiler hâli var çok şükür bu dünyada. Bu alev yanmaya devam ettikçe umutlannuzın sönmeyeceğine inanmak bu durumda zor olmasa gerek! Evet, Bouchez "serbest ölmek özgürlöğü"nü kazanmış bulunuyor... DANSA DAVET - Larin Amerika'nın verli halklan adına >crdiği mücadelevle 1992 yılmda Nobel BanşÖdûlö'mi alan Rigoberta Menchu, Botivya'nın kuzeyinde yer alan La Paz'daki geleneksel foiklor festhalinde dansa kaldınlryor. Menchu'yu dans alanına sü- rüklemekte acele eden partneri, geleneksel kıyafetleri içinde bir Kueçua yerlisi. Menchu, Bolivva'da Larin Amerika'nın yerli halk- larını bir araya geriren bir konferansa katılmak üzere bulunuyor. (Fotoğraf: REUTER) Arafat'ıizkmeninbedeü20bindolar KUDÜS (AA) - FKÖ lideri Yaser Arafat'ın, 27 yıl süren Israıl işgalinden sonra özerk yönetime geçen Gazze ve Eriha'ya haziranın ortalannda yapacağı bir haftalık tarihi zıyaret, dünya basın-yayın organlanna pahalıya mal olacak. Arafat'ın zıyaretınin. uluslararası medyada büyük bir "olay" olarak manşetlerde yer alacaği konusunda kuşku yok. Televizyon ekipleri, Arafat'ın en ufakjestlerini veziyaret sırasında meydana gelecek gelişmeleri en ınce aynntısına kadar görüntülemenin hesabını yapıyorlar. Ancak medyanın bu tarihi olayı izleyebilmesi için FKÖ tarafından belirienen tarifeye uyması gerekiyor. FKÖ liderinin ziyaretı üç şekilde izJenebılecek. 9 20 bin dolar ödeyen gazetecı ve işadamlan, FKÖmerkezinin bulunduğu Tunus'tan Arafat'la beraber seyahate katılabilecek, ilk gün kendisi ile akşam yemeği KÖ liderinin özerk yönetime geçen Gazze ve Eriha'ya yapacağı ilk ziyaret, dünya basınına oldukça pahalıya mal olacak. yiyebilecek ve ayaretin bütün aynnülannı izleyebilecekler. • 10 bin dolar ödeyen gazeteciler, yemek dışında ziyaretin bütün programını izleme hakkına sahip olacaklar, ancak toplam bir hafta sürecek ziyaretin ilk iki günü Enha. kalanını Gazze"de gecirecek olan Arafat'ı çok yakından izleyemeyecekler. • Foto muhabirleri de 20 bin dolar ödemek zorunda kalacak. Foto muhabirlerinin yemeğe katılıp katılmayacağı konusu kesinlik kazanmadı. Fiyatlara Tunus'a dönüş bileti de dahil bulunuyor. Medyanın ödeyeceği bu miktarlar, FKÖ ve ziyareti düzenleyen bir Avusturya şirketinegidecek. FKÖ, elde edilecek gelirle bir Filistin Bilim ve Kültür Akademisi kurmayı planlıyor. Ziyaretı düzenlemekle görevli Filistinlı yetkılılerden Semaan Huri, belirlenen miktarlan ödemeyen gazetecilerin de ziyareti izleyebileceklerini. ancak diğermeslektaşlan kadar ayncalıklı olamayacaklannı belirtti. Bu gazeteciler, basın toplantılan ve halka hitaben yapılacak konuşmalan hiçbir ücret ödemeden izleyebilecekler. Arafat'ın ziyaretinin organizasyonu için FKÖ Enformasyon Daıresi Başkanı Yaser Abid Rahbo, geçen ay Avusturya'nın Teleaxis Holding şirketi ile 7.5 milyon dolar tutannda bir sözleşme imzaladı. 15 milyon nüfuslu Eriha'daki Filistinli yetkililer, binlerce kişiden oluşacak gazeteci ordusunu karşılamaya hazırlanıyor. FKÖ'nün bir haftalığına metre karesi 800 dolardan iki büyük salon, 100 telefon hattı ile iletişim araçlan kiralâyacağı öğrenildı. Flamanlardan Fmnazcayasağı CEMSEY BRÜKSEL-Belçika'da Fransızca konuşan Valonlar ile Flamanca konuşan Flamanlar arasındaki sürtüşme. geçen hafta yeni bir kavgaya neden oldu. Flaman bölgesı parlamentosu, bu bölgede basın aracılığıyla iş ilanı verilirken Fransızca kullanılmasını yasakladı. Flaman milliyetçisi Halk BirliğiPartisi'ninCVU) girişimiyle ahnan yeni karar, Fransızca yayın yapan ülke çapındaki gazetelerde dahi Fransızca iş ilanı verilmesini yasaklıyor ve işverenlerle işe ginneye aday olanlar arasında, Almanca ya da İngilizcegibi dillerdeyabancr dil bılgısinin sınanması dışında, Flamancadan başka bir dil kullanılamayacağı kaydını getiriyor. Bu karar anlamsız bir kavgayı yaratmanın ötesinde, Flaman bölgesinin tam ortasında bulunan. buna karşılık ağırlıklı olarak Fransızca konuşulan başkent Brüksel ile Valonya eyaletinin smır bölgelerinde sıkıntıya neden oluyor. Özellikle Brüksel yakınında, ancak Flaman bölgesinde kalan Renault, MacDonalds, Osram ve Sharpgibi uluslararası şirketler. işçi alımında Fransızca kullanamayacak olmaktan şikayetçiler. Flaman bölgesinde ya da komşu yörelerde yaşayan Valon asıllı Belçikalılarda iş arama olanaklannın bu kararla kısıtlanmasından korkuyorlar. Flaman parlamentosunun aldığı son karar, aslında 1973 yılından kalma bir yönetmeliğe yeni bir BELÇİKA ek yapılmasından başka bir şey değil. Bu yönetmelik, Flaman bölgesindeki işletmelerde işveren ve işçiler arasında sözlü olsun, yazılı olsun tüm iletişimin Flamanca gerçekleştirilmesi zorunluluğunu getiriyor. Flaman parlamentosunun karanna tepkiler de gelmekte gecikmedi. Ayn eyalet statüsüne sahip Brüksel'in başkanı Chartes Pkjııe, Fransızca konuşan Brüksellilerin cezalandınldıklan duygusuna kapıldıklannı söyleyerek, konuyu tüm eyaletlerin, belediyelerin ve merkezi hükümetin temsilcilerinin bir araya geldiği komisyonun gündemine getireceğini belirtti. Belçika parlamentosunda ise yerel seçimlerde yapılacak harcamalan kısıtlayan bir yasa kabul edildi. 9 temmuzda. yani yerel seçimlerden üç ay önce yürürlüğegirrnesi öngörülen yasaya göre, siyasi partiler yerel seçimlerde yaptıklan harcamalann kaynaklannı bildirmek zorunda kalacaklar bundan böyle. Yalnızca bireylerin yapüklan bağışlar bu bildirimin kısmen kapsamı dışında bırakılıyor. Bireylerin adiannın açıklanması gerekmiyor. Ikinci yenilik de cezalandırma usulündc. Eğer bir aday bildırdiğinden daha fazla harcama yaparak seçim kazanırsa bu adayın seçimi geçersizsayılacak. önceden bildirilen üst sının tüm bir aday listesi aşarsa listenin ilk sırasındaki aday. seçimi kaybetmiş sayılacak. Kadınlann 260 yıllıkmücadelesi GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Kadmlara oy hakkı tanınmasının 75. yıldönümü kutlandı. Nasıl kutlandı?Tören filan yapılmadı. Parlamentonun îcadın başkanı Ingegerd Troedsson, kadın parlamenterlen bir araya getiren bu günü andı. Isveç'te kayıtlara geçilen bölümüyle kadın erkek eşitliğinin yasa önünde kabul edilmesinin uğraşı, daha 1734'te başlıyor. Bu yıl ve öncesinde geçerli olan yasaya göre bir kadın, kocası öldükten sonra "yetişkin" kabul ediliyordu. Bu da, örneğin miras konusunda çok önemli bir adımdı. 1810'da, erkek temsilcisi olmayan kadınlara işyeri sahibi olma, ticaret yapma hakkı tanındı. 1842'de ise kadmlara da erkekler gibi yüksekokula gitme hakkı tanındı. 1853'teise kadmlara, öğretmen olabilme yolu açıldı. 5 yıl sonra, 25 yaşını aşmış bir kadının, ekonomisini kendi başına yürütebileceğine karar verildi. 1862'de,duilarave evlenmemiş kadmlara yerel seçimlerde oy kullanma hakkı İSVEÇ tanındı İki yıl sonra erkekten, "kadınını dövme hakkı" alındı. Bunu, 187O'te kadınlara tıp öğrenimi yapma hakkının verilmesi izledi. İki yıl sonra ise bir kadının, dilediği erkekle evlenebilmesi yasal olarak güvencealtına alındı. 1884'te, bekar kadınlann. erkeklerle aynı zamanda yetişkin olduğu kabul edildi. Beş yıl sonra, yine evli olmayan. ama zengın olan kadınlann, belediye secimlerinde aday olmalanna izın verildi. İsveçli kadınlara, ülke demokrasi tanhinin en önemli aşaması kabul edilen parlamento secimlerinde oy kullanma ve seçilme hakkı, 24 Mayısl 919'da verildi. 1921'de.Göteborg'dan Kersrin Heselgren, parlamentoya giren ilk kadın parlamenteroldu. Bukadarla bitmedi her şey. Örneğin, bir evlilikte doğan çocuğun bakımı için annenin de tek başına yeterü olduğunu kabul eden yasanın yaşama gecmesi 1949'ubuldu.'l982'dede, aynlan çiftlerin çocuklannın annenin soyadını alması ilke olarak kabul edildi. Geleneksel Türk Gunu Yuruyüşu NE W YORK (AA) - Türklerin Amerika'daki varbğmı simgelemek amacıyla düzenlenen ve giderek geleneksel hale gelen 'Türk Günü Yûröyüş'ü New York'ta yapıldı. 'Türk Günü Yûrüyüşü' dolayısı\la Başkan Clinton ve New York Belediye Başkam Rudolph Giuliani birer mesaj yolladılar ve ABD'de yaşayan Türk toplumunu kutladılar. 56. Sokak'la Madison Caddesi'nin kesiştiğı nokta- dan başlayan yürüyüşe New York'ta bulunan Çevre Bakanı Rıza AkçaİJ, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir, BM nezdindeki daimi temsilcimiz Büyükelçi Inal Batu, KKTC Temsilcisi Büyükelçi Osman Erruğ, İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Büyükelçi Engin Ansay, New York Kardinali BaşpiskoposO'Connor, yûrüyüşü düzenleyen Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu yöneticileri, Kore savaşı gazisi Türk ve Amerikahlar ile New York'ta bulunan Türk, KKTC. Boşnak, Arnavut, Azeri, Türkmen, Özbek, Kırgızve Makedonyalılardan oluşan 20 bin dolayında kişi, ellerinde kendi bayraklan olduğu halde katıldı. Renkü bir topluluk oluşturan Türklerin. New York Belediye Bandosu eşliğinde yaptığı yaklaşık üç saat süren yürüyüşe Amerikalılar da sevgj gösterileriyle katıldılar. Kardinal de yfirüdû Yürüyüşün en önemli olaylanndan birini New York Kardinali Carno John O'Con- nor'un yürüyüş koluna katılarak bir süre yüriimesi, bu arada Türkiye'nin New York Din Işleri Ateşesi Sabit Şimşek ile fotoğraf çekurmesi oluşturdu. 'Türk Günü Yüriiyûşü' 1. Cadde'de bulu- nan Türkevi'nın önündekı Dag Hammarskjold Meydanı'nda son buldu. Yürüyüşün sona ermesinden sonra toplanan kalabahk, özel bir Amerikan telefon şirketinin sağladığı olanaklarla Türkiye'deki yakınlannı arayarak üçer dakika süreyle parasız konuşma olanağından yararlandılar. Türk Günü Yürüyüşü'nün de içinde yer aldığı Tfirk Hafta»' 30 mayıs günü sona erecek. Külfür • Sanaff YILIN EIM BUYUK FILMI : 993 CANNfS 5ENUGI BUYUK ODULU 1 994 OSCAR ADAYI 1994 ISTANBUl ULUSLARARASI FİLM FtSTIVALI ACILIS FILA/I YON CKen Kaıge Btlınmeyen dunya Çtn'ın yarım yuzyıllık rnacerası içinde buyulc btr dosrfuğun, futfeunun nefes fcesıo oytusu "Mufhış surukleyıcı bir Fılm Dunyonın her yonın<ia ieyirciyi buyUİUyOf " V Conby The Nww Ifark Iımeı "Murıte>efTi ve porıHilı btr destan " R OX4.M TIME , PLAYBOY 5- HAFTA Sadece BEYOÖLU A L K A Z A R ' d a Seonslar: 12.00-15,15-18.30-21.45fel:245 73 83 CINEMA CAFE-BAR 22.00 - 02.00 HALİL CEYLAN (Gıtdr Eşliğinde Ozgun Muzık) İMdJıl C.Kİ K^ııtpjnnjkkarı -V* No i'J/A Bcvojlu 252 V> 10 11 293 89 78 ( 3 hat) IÇİNDEN DALCA GEÇEN TİYATRO Ferban Şensoy Yer: Fenerbohçe Morina Pyramid Kornsı SEYİRCİLİ SEYİR DEFTERİ D«niz A^ırı Güldürü b P b C C f 21.00 K I R K A M B A R GECE TIYATROSU Carşamba, Per^onnbe, Cun "~ " •'*-•- Bdet Sohs: f bohçe Mannafel:0216 -344 23 46/1007 Ses 1885 Ortorom<ular - Beyoğkı,fel-0212 • 251 18 65/64 wıkkoromQ ve Çory Mo^aıolon İtalya'nın liberal Dışişleri Bakanı Antonio Martino: Neo-faşist bakanlar deııetiıııiiîiiz altında B«WOODYALLENKLASIGI 'ANNIE HALL" A nervous romance. BeyoğluPERA (25132 40) 1200-14 15-16:30-18:45-2100 (Beyoğlu Sıneması yani) Ferhan Senso/uıj FERHANGI ŞEYLER PAZAR 15.30 Kültür Sanat ılanlarınız için- 293 89 78 (3 hat) A k b a n k K ü l t ü r S a n a t E g i t i m M e r k e z i SÖYLEŞİ EMRE ARGUN "Ayvalık Evlerl " 2 Haziran 1994, Perşembe Saat 18.00 \ K - > \ \ \ 1 I s l . k l a l C J d d c s l KOOK» Rc>ııjtlu I s u n h u l U l l l l i l j l 2 S 2 <s m ı tıl ıM AKBAIMK J BRÜKSEL (Cumhuriyet) - ltalya"da 27 mart tarihinde ya- prlan seçimlerde ülke tarihinde bir dönüm noktası yaratacak değışiklikler oldu: Hıristiyan Demokratlar uzun yıllar otur- duklan iktidar koltuğundan indi, seçimlerden ancak bir kaç ay önce siyasete atılan medya imparatoru Sirvk) Beriuscofri başbakan oldu, ama belki deen önemlisi neo-faşistler hüküme- te girdi. DCT Spiegel dergisi, yeni Dı- şişleri Bakanı Antonio Martino ile sağ koalisyon, faşizmin yük- seldiği endişesi ve Italya'nm yeni Avrupa Birliği (AB) politi- kası üzerine konuştu: - Sayın Bakan, Avrupa Ber- lusconi hükümerJndeki Fini fak- törûnden korkuyor. Hükümetin beş üyesi aşın sağcı kabul edih- yor. Bımlarm ücü. faşizmden vazgeçtiğini hiçbir zaman açık- lamayan MSPnuı (Italvan Sos- yal Hareketi Mnssoüni'nin fa- şist partisinin devamı sayılan neo-faşist bir parti) üyesi. Yurtdışında endişe duyulma- sı bekleniyordu ve bu anlaşıla- bilir bir şeydir. İtalya'daki deği- şim o kadar radikaldi ki, yo- rumlanmasında güçlükler ol- ması çok doğaldı. Fakat temel- de şu geçerlidir: Bu beş bakan, "Allenza Nationale"nin (Ulusal Birlik) üyesidir. Bu da MŞI'dan farklıdır, zaten o da eski faşist parti değildir. Benim için en önemli olan bu Birlik'in ortak programımızı im^alamış olma- sıdır ve bu program da sağcda- nn programı değil, liberal orta- nın programıdır. - Yine de, savaş sontmdan beri ilk kez Wr Batı Avrupa ülkesi hflkünıetinde faşistler de yer ab- yor. Kısa bir süre öncesine kadar bu hayal bile edilemezdi. Böyle- ce bir tabu yıkjlnuş olmadı mı? Bu insanJar gerçekten neofa- şist olsalardı, ben onlarla ayıu hükümetin çatısı altında bulun- mazdım. j? -*f "t-. . -LL-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle