Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 MAYIS1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Özfatıra çark
etti
• tZMİF (Cumhuriyet Ege
Börosu) - Kordon'daki 5
birahane ve kafeyi.
kaldınmkn uygunsuz
biçimde işgal ettikleri
gerekçesi\le 4 gün süreyle
kapattıran Izmir Anakent
Belediye Başkanı Burhan
Özfatura artan tepkiler
üzerine"yumuşadı". Kafe ve
birahane sahiplerine salı
gûnüne kadar masalann içeri
alınması talimatı veren
özfatura, daha sonra bu
karannı. "aradan insanlar
geçebilecek kadar birboşluk
bırakılmasfna çevirdi.
SHP İl Danışma
Kurultayı
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)-SHPtzmirIl
Danışma Kurultayı'nda
partinin ideolojisinin
"belirlenmesi" istendi. SHP
Karşıyaka Ilçe Başkanı
Ertam özen, politikalann
netleşmesi için Program
Kurultayı'nın toplanması
gerektiğini savundu. DİSK
Bölge Temsilcisi Musa Çam.
27 Mart yerel seçimlerinde
sosyal demokrat seçmenin
SHP'nin idelojisini "veto"
ettiğini behrtti ve "SHP
evrensel sosyal demokrat
ilkelerden uzaklaşmaktadır"
diye konuştu.
Yûce Divan tanık
tfinleyecek
• ANKARA (ANKA) - Yüce
Divan, otoyol ıhalelerinde
görevlerini kötüye
kullanmak suçundan
yargılanan ANAP'lı eski
bakanlar Safa Giray ve
Cengiz Altınkaya ile eski
Karayollan Genel Müdürü
Atalay Coşkunoğlu'nun
yargılandıklan davada bu
hafta I9kamutanığını
dinleyecek.
Yüce Divan'ın iki bölüm
halinde dinleyeceği kamu
taruklannın dinlenmesinden
sonra, sanıklarla
avukatlannın gösterecegj
savunma tanıklannın
dinleneceği bildirildi.
Çiller onur
doktoru
• BOSTON (Cumhuriyet)-
Başbakan Tansu Çiller,
öncekı gün ABD'nin
Massachusetts eyaleti
Newton kentindeki Mount
Ida College'den işletme
diploması alan oğlu Mert
Çiller'in (24) mezuniyet
törenine kaüldı. Sıkı
güvenlik önlemleri arasında
gerçekleştirilen törende,
Çüler'e onur doktorası
unvanı da verildi. Törende
aynca. eski Dünya Ağır
Sıklet Boks Şampiyonu
Muhammed Ali'ye de onur
doktorası unvanı verilerek
cüppegiydirildi.
TMMOB'nin yeni
yönetimi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Türkıye Mühendis
ve MimarOdalan Birliği
(TMMOB) Yönetim Kurulu
Başkanlığı"na Yavuz önen,
Ikinci Başkanhğa Hasan
Akalın, Saymanlığa Fikret
özbilgin ve Genel
Sekreterliğe de Alpaslan
Ertürk seçildi. TMMOB'nin
33. Olağan Genel
Kurulu'nda seçilen yeni
yönetim kurulu toplanarak
görev dağıhmı yaptı. önen,
yönetim kurulu başkanı
olurken Ertuğrul Ünlütürk,
Ünal Erdoğan. Ekrem
Poyraz, Tansel Timur,
Cengiz Kılıç, Reşat Ünal,
Turgut Kaçar. Dursun
Yıldız. Musa Kaynak,
Yüksel Barkurt, Ihsan
Karababa, İlhan Öğüş, Ali
Aydemir. Sezai Kaya,
Necdet Pamir. Safîet Atik.
Ziya Özek ve Mahir Gürbüz,
yönetim kurulu ûyesi olarak
»örev aldılar.
LİSAN
ÇÖZÜM
Bizimle ingilizce
sorununuzu çok kısa
zamanda
çözebilirsiniz.
Lütfen bizi arayın.
Td: 349 59 38
BahariyeCad.62/3
DYP Genel Başkanvekili Kıratlıoğlu, sendikalaşmayı şartlı desteklediklerini söyledi:
MemuragrevsizsözleşmeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Genel Başkanvekili Esat Kıratlı-
oğhı, memurlara sendikal hak verilmesi-
ni desteklediklerini bildirdi. DYP ve
SHP koalisyonun bozulmasını isteyen-
ler bulunduğunu, ancak bu yöndeki
gayretlerin başanya ulaşacağı endişesi
içinde olmadıklannı söyledi. Kıratlıoğ-
lu, "demokratikleşıne paketi" yüzünden
koalisyonun bozulacağını zannetmedi-
ğini de belirtti.
Kıratlıoğlu, dün parti genel merke-
zinde düzenlediği basın toplantısında,
Ankara'da yapılan memur yürüyüşüne
değinirken çalışanlann haklannı örgüt-
lü biçimde savunmalannın ve haklann
anlaşmalarla karşıhkh olarak yürürlüğe
•Batı'da memurun grev hakkı olmadığını
öne süren Kıratlıoğlu, bundan ileri bir
uygulamanm yanlış olacağım kaydetti.
Demokratikleşme paketi nedeniyle
koalisyonun bozulacağını sanmadıgım
söyleyen Esat Kıratlıoğlu, 'Terörle insan
haklannı kanştıranlar teröre hizmet
etmektedir' dedi.
girmesinin, demokrasinin gereği oldu-
ğunu vurguladı. Kıratboğlu, şunlan
söyledi:
"Batı demokrasilerinde işçilerin sendi-
ka, tophı iş sözleşmesi ve grev hakları var-
dır. Demokratik ülkelerde memurun da
sendika hakkı vardır. Ancak, Batı ülkele-
rinde memurun grev hakkı yoktur. Sendi-
kalaşma hakkı başka. grev hakkı başka-
dır. Batı'da memura grev hakkı yok. ama
eşit alanlarda çalışan işçi ile memur ara-
sında ûcret ve diğer sosyal haklarda hiç-
68'tikr,bu anayasaüeyaşamakistenüyor
tstanbul Haber Servisi - 27 Mayıs 1960 ile 1961 Anayasa-
sı, tstanbul'da gerçekleştirilen toplantılarla anıldı. 68'liler
Birliği Vakfı'nın Beyoğlu Tünel'deki merkezinde düzenle-
nen etkinliklere çok sayıda gazeteci. yazar, sendikacı ve
vakıf üyesi katıldı. 1Ü Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Ens-
titüsü kurucusu Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami Onaran ile Prof.
Dr. Ragıp Sanca anısına düzenlenen anma günü nedeniyle
düzenlenen 1961 Anayasasıkonulupanelebüyükilgigöste-
rildi. 68'Iiler Birliği Vakıf Başkanı Necla Ülkü Kugh'n bir
konuşma yaparak, 68"lilerin bugünkü mevcut anayasa ile
yaşamak istemediklerini söyledi. MBK üyesi ve Halkevle-
ri Genel Başkanı Ahmet Yüdız da bir konuşma yaparak
"Karşı devTİmciIer, devTİmcileri karanlık giiçler de aydınlan
hiçbir zaman yenemedi ve yenemeyecek" dedi. 27 Mayıs
panelinde ise Prof. Dr. Bahri Savcı, 27 Mayıs'ın asker ürü-
nü olmadığı görüşünü savundu. DYP İstanbul Milletve-
kili Coşkun Kırca da "1961 Anayasası'nın yapıcı. hatta
yazKilanndan biri olarak bence en önemli eksikliği. devlet
organlarınm birbirieriyle ve halkla olan iiişkilerini düzenle-
me konusunda geri kalmış ounasıdır" diye konuştu.
bir fark bulunmamaktadır. Bizde ise bu
anlamda bir yanlışlık var. Aynı alanda iş-
çi, memur ve sözleşmeii statüsüyle, farklı
ûcret ve haklaria insanlar çabşıyor. Bu
farklılıkların mutlaka kaldırılması ve
dengelenmesi gerekir. Memurlaruı sendi-
kalaşması bir haktır. Biz buna evet' diyo-
ruz. Memurumuz, Batı demokrasilerinde
memurlara tanınan tüm haklara sahip ol-
sun, ama Batı ülkelerinden daha ileri bir
uygulamanm yanlış olacağı kanaatinde-
yiz."
Ekonomik gelişmelere de değinen Kı-
ratlıoğlu, istikrar programının uygulan-
maya başlanmasıyla döviz rezervlerin-
deki erimenin durduğunu savundu. Kı-
rathoğlu, uygulanan yüksek faiz poli-
tikasının ANAP döneminde
"kangren haline gelmiş" ekono-
mik sorunlan ortadan kaldı-
rmaya yönelik olduğunu da be-
lirterek, bu politikanın uygu-
lanmasına bir süre daha devam
edileceğini söyledi
ABD'ye eleştiri
Kıratlıoğlu, ABD"nin gele-
cek yıl Türkiye'ye vermeyi
planladığı kredinin, "Kıbns so-
runu ve insan haklan" gerekçe
gösterilerek kısıtlanmasını ve
şarta bağlanmasını kınadı-
klannı da belirtti. Kıratlıoğlu,
görüşlerini şöyle dile getirdi:
"ABD'nin tavrı doğnı değil-
dir. Bu kararı, kabul olunamaz
insanlık dışı bir hareket olarak
görüyoruz. Biz insan haklannı
kısıtlayan bir tavır içinde ol-
madık. Eğer Turkiye'deki terör
ABD'de olsa idi nasıl önlem ala-
caklardı? Türkiye'yi anlamak
için Türkiye'nin şârtlannı bil-
mek gerekir. Terörü insan hak-
ları ile karıştıranlar, teröre hiz-
met ettiklerini bilmelidirier.
Kim terörü insan haklan ile
kanştırıyorsa teröristrir ve terö-
re hizmet etmektedir."
Kıratlıoğlu. gazetecilerin so-
rulannı yanıtlarken de "de-
mokratikleşıne paketi"nin
TBMM'de göriişülmesi sırası-
nda koalisyonda bir sorun ya-
şanıp yaşanmayacağı sorusuna
şu yanıtı verdi: "tki partide de
koalisy oraı istemeyen bazi arka-
daşlann olduğunu biliyoruz. Bu
arkadaşlar. •demokratikleşme
paketi'nin görüşülmesi sırast-
nda da bazı girişimlerde buluna-
bilirier, ama bu girişimlerin ba-
şanşa ulaşacağı endişesi içinde
değiliz. "Demokratıkleşme pa-
keti' yüziinden koalisyonun bo-
zulacağını zannetmiyonım."
Baykal, SHP liderini işbirlikçi ve
teslimiyetçi olmakla suçladı
'Sosyalsıkıntılann
nedeniKarayalçırîANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal. yaşanan ekonomik
ve sosyal sıkıntılardan koalis-
yon ortağı SHP'nin sorumlu ol-
duğunu ileri sürdü. SHP Genel
Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Murat Karayaiçın için
"Çiller'e övgüler düzüyor, işbir-
likçi. teslimiyetçi" diyen Bay-
kal. Türkiye'yi yaşadığı sıkıntı-
lardan ancak CHP'nin kurtara-
cağını savundu. Baykal. önlem
alınmaması durumunda Tür-
kiye'nin "Ortadoğu'da bir Latin
Amerika iilkesi haline" gelebile-
ceğini söyledi.
CHP Küçük Kurultavı dün
Ankara'da toplandı. Partili be-
lediye başkanlannın da katıldı-
ğı kurultayın açıbşında konu-
şan CHP Genel Başkanı Bay-
kal, Türkiye'nin diğerlerinden
farkb ve ciddi bir sıkıntı dönemi
geçirdiğini belirterek, ekonorni-
nin tükenme noktasına geldiği-
ni savundu. Yaşanan gelişmele-
ri, "Sonraki yüları tamamen et-
küeyecek tarihi gelişmeler" ola-
rak nitelendiren Baykal." Biraz
kemerleri sıkacağız. hayat pa-
halılığı olacak, ekonomi biraz
sıkıntıyla karşılacak ondan son-
ra rahatlay acak değiliz. Türkiye
ekonomisi çok köklü bir tıkan-
manın içine giriyor. Tûrkiye
ekonomisi Cumhuriyet tarihinde
bu düzeyde sonınlarla ilk kez
karşı karşıya kalıyor" dedi.
SHP'ye eleştiri
Baykal. konuşmasında
SHP'yi sert dille eleştirdi. SHP'-
nin sosyal demokrat partinin
göstermesi gereken davranışla-
n göstermediğini savunan Bay-
kal, şöyle konuştu:
"Doğru Yol'un politikalann-
dan hiçbir ciddi rahatsızlık duy-
mayan, bu istikrar paketini. bir
koâh'syon gereği pazarlığı ola-
rak değil. inançlarının da gereği
olarak benimsediklerini kabul
eden sosyal demokratlar da bu-
nun doğrudan sorumlusudur-
lar."
Baykal, uygulanan politi-
kalann Türkiye'yi bir "Latin
Amerika" ülkesi haline getire-
bileceğini belirterek. CHP ola-
rak buna karşı koyacaklannı ve
sıkıntılann aşılması için çaba
sarf edeceklerini söyledi.
ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART
Çiller'e, eski boks şampiyonu Muhammed Ali ile birlikte
'Fahri Hukuk Doktorluğu" unvanı verildi
UCUVOfi?,ARI. &/&İ
SÖKUYÖG&UNUZ. f.
POLTTIKAGUNLUGU
HÎKMET ÇETİNKAYA
Memurlar Ayakta...
Binlerce memur, öğretmen ve kısacası kamu çalışan-
lan günlerdir ayakta...
Ne istiyorlar? Polis dayağına karşın neden alanları
dolduruyorlar? Açlık grevini hangi amaca yönelik yapı-
yorlar?
Onlann istedikleri şu:
"Grev//, toplusözleşmeli sendikal hak ve özgürlük..."
Çağımızda hukuk, salt iktidarı örgütlemekle kalmaz
iktidarı kurumiaştırır, onu meşru kılar; siyasal iktidara
karşı da bireyin hak ve özgürlüklerini güvence altına
alan öğelerini oluşturur.
19. yüzyıldan itibaren hak ve özgürlükler için savaşım
veren işçi sınıfı, kimi hak ve özgürlüklerini elde etmiş,
örgütlenmede bir hayli yol almıştır. Ama memurlar yani
"beyaz yakalılar", Türkiye'de Osmanlı'dan gelen bir ay-
rıcalığın getirdiği faturanın 1994 yılında hesabını ver-
mektedir. Artık Türkiye'de memur, eskisi gibi ne beyaz
yakalıdır ne de ayrıcalıklıdır. Memur ezilen, sömürülen
ve boğaz tokluğuna çalıştırılan bir kesimdir.
Demokrasi bir yaşam biçimi olduğuna göre memur ve
öğretmenin, kısacası tüm kamu çalışanlarının böylesine
baskı altındatutulmasının nedeni nedir?
Yanıtı şudur:
"Demokrasi korkusu..."
SMP lideri ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayaiçın,
önceki gün yaptığı açıklamada şöyle diyordu:
"SHP'nin hükümette bulunması, demokratikleşme pa-
ketindeki yasalarm gerçekleştirilmesi içindir..."
SHP'nin iktidar ortağı DYP, demokrasiden korktuğu,
demokrasiyi sadece bireyin seçme ve seçilme hakkı
olan bir kavram olarak gördüğü için aynı düşünceyi pay-
laşan ANAP, RP ve MHP ile sürekli "dirsek teması"ya-
par
ak demokratikleşmeden kaçıyor.
0 zaman SHP ne yapmalı?.. Hükümetten ayrılmalı mı?
Murat Karayaiçın devam ediyor:
'Demokratikleşme paketinin üçüncü sırasında ILO-
nun 84. maddesi var. Beşinci sırada çalışanlann sendi-
kai örgütlenmesi bulunuyor..."
SHP lideri, bu konuda dirençli görünüyor. Dahaönce
bize söylediklerini yineliyor:
' Özellikle ilk 20 madde yasalaşmazsa SHP hükümet-
ten çekilecektir..."
Murat Karayaiçın, "Çekılirim'' diyor, ama ortağı DYP
hiç oralı gözükmüyor; bir oyalama yöntemi izliyor Açık-
çası SHP'yi aldatıyor.
Kamu çalışanları günlerdir ayakta. Onlar yürüyor. po-
lis dövüyor. Olacak iş değil, ama devletin polisi devletin
memurunu yola getirmeye çalışıyor. Polis, öğretmen,
subay, memur, bu devletin çalışanı. Ama devlet onları
karşı karşıya getiriyor.
Binlerce memur ayakta ve haykırıyor:
"Yaşasın ekmek ve özgürlük mücadelemiz..."
Polis telsizinde ilginç konuşmalar:
"Özgürlük diyorlar ama inanma, hepsi komünist hep-
sidinsiz..."
Memurlar susmuyordu:
"Emekçiyiz, haklıyız kazanacağız..."
Polis telsizi:
"İnanmayın bunlara... "Emekçiyiz' derler, ortalığı ka-
rıştınrlar..."
Polisler bu ülkenin çocukları. Yoksul Anadoludan ko-
pup gelmiş insanlar bunlar. Ama devlet onları koşullarv
dırıyor. Bir gün uyanıp da kamu çalışanları gibi ayağa
kaikmamaları için.
Kamu çalışanları, grevli ve toplusözleşmeli sendikal
hak ve özgürlüklerini istiyorlar. Her çağdaş ve demokra-
tik ülkedeki hak ve özgürlüklerdir istedikleri.
Ama siyasal iktidar, geçmiş dönemlerde olduğu gibi
bu isteği geri çeviriyor ve bir bakıma oyalıyor.
Toplum duyarsız ve tepkisiz. Zaten 1 milyon 700 bin
kamu çalışanının üçte biri örgütsüz. örgütsüzlük me-
murları yalnızlığa itiyor; bu da siyasal iktidarın işine ya-
rıyor.
Memurlar siyasi bir partiye giremezler...
Valiler ve kaymakamlar ise politikanın tam içindedir.
Kimi valiler ve kaymakamlar tanırız ki bir siyasal parti-
nin il başkanı gibi çalışırlar.
Memurlar bildiri dağıtamazlar. Eğer sendikalannın
bir bildirisini dağıtırken yakalanırlarsa görevden alınır-
lar. Ama valiler ve kaymakamlar kurban derisini tarikat-
lara vermeyi görev sayarlar. kimi vakıf yöneticilerini ko-
ruyup kollarlar.
Kamu çalışanları yürüyor, kamu çalışanları coplanıp,
gözaltına alınıyor...
1994 Türkiyesi'nde demokrasi mücadelesi sürüyor...
Ecevit: Çekiç Güç'üpazarhk
konusııyapnuık sakıncah
İZMİR(AA)- DSPGenel Başkanı Bülent Ecevit, Çekiç Güç'ün
görev süresinin uzatılmasını Türkiye-Irak petrol boru hattının
boşaltılmasına bağlamanın ve o şekilde bir pazarlık sürecine
açmanın son derece sakıncah olduğunu söyledi. Ecevit.
tzmır'den Manisa'nın Akhisar ilçesine giderken "Güvercin 2"
secim otobüsünde gazetecilerle sohbet etti Ecevit. "Bir yandan
ABD'ye meydan okurmuş gibi bir izlenim verih'rken bir yandan
da boru hattındaki perrolü boşaltmak için ABD'den izin almaya
uğraşmanm" büyük birçelişki olduğunu söyledi. Başbakan
ÇiMer'ın "Petrol boru hattındaki petrol bizimdir. Biz çekeriz"1
dediğini hatırlatırken. ABD'ye konu ile ilgili olarak yüksek
düzeyde bir heyet gönderildiğıni, heyetın günlerce bu ülkeden
izin almaya uğraştığını kaydeden Bülent Ecevit, şöyle devam
etti: "Oysa petrol boru hattı Türkiye'den geciy or. Onun içinde
yıllardır tutulan petrol, Türkiye'nin hakkıdır. Bu konuda hakkını
kullanmak için Türkiye'nin ABD ile pazarlık etmeye kaikışması
ülkemizi çok küçük düşürücü bir dav ranıştır."
İlgili bakanlardan 'saklanarak' TBMM'den hızla geçirilen lojmanlann satışıyla ilgili yasa yürürlüğe giremedi
'CumhurbaşkanıDemirel'invetosu'yürelderesu serpti
OKTAY EKtNCİ
Bayram tatiline gırilmeden TBMM'den
tıızla geçirilen1
lojmanlann satışıyla ilgili .>a-
sayı Demirerin 'ayıu hızla' \eto etmesi. 'ulusal
değerierimizin konıranasından yana olan' çevre-
lerin yüreklenne su serpti. Demirel'in veto ge-
rekçeleri arasında salt 'lojmanlann memurlara
yapılan bir sosyal yardım olduğu' gerçeğı yer
almıyor. Ankara'nın tarihsel kimlığıne 'cumhu-
riyet aygartığmoı bir katkısı' nıtelığini taşıyan
Saracoğiu Mahallesi'nin de satış listesine 'özel-
likle' dahil edilmiş olması, yasanın geri çevril-
mesindeki önemli nedenlerden birini oluşturu-
yor. Ashna bakılırsa 'demokratik-parlamenter'
bir sistemde, pariamentonun kabul ettiği bir
yasanın daha sonra cumhurbaşkanı tarafından
veto edıbnesi. 'olağan demokrasi koşullannda'
kolay kabul edilebilir bir uygulama değil. Nıte-
kim, bu 'hassasiyetten' ötürü de, 1982 Anaya-
sası'na '12 Eylül ruhu' ile giren veto yetkisi öyle
ikide bir kullanılmıyor. Özellikle Süleyman
Demirel, her ne kadar son Isparta geasinde
"yanlış yapan karşısında beni bulur" dediyse de.
TBMM'den geçen yasalara karşı belirgin bir
'saygıvı' sürekli korumayı yeğliyor. O nedenle
de 'lojman yasasuıuı veto edilmesi" olayı. anaya-
sadaki tartışmalı' bir yetkinin kullanılmasının
ötesinde, daha da derin anlamlar içeriyor.
Bu anlamlardan en 'legal' olanı, hiç kuş-
kusuz veto gerekçelerindeki vurgulamalar.
TBMM'den geçen her yasanın, elbette ki4
de-
mokratik bir saygınlığı' var. Ancak, yine
TBMM'den geçen her yasanın, öncelikle 'Tür-
kiyc'nin değerlerini koruması' ve aynı zamanda
'demokratik kurallan gözebnesi', doğrudan
doğruya TBMM'nin saygınlığının bir gereğı ve
'gerekçesini" de oluşturuyor.
TBMM'den geçen yasayı savunanlann ileri
sürdüklen bir tek 'somut'gerekçe var: "Lojman-
lann satışı, hükümete en az 100 trilyonluk bir
kaynak sağlayacak..."
Oysa bu satış eğer gerçekleşirse, Türkiye için,
'parasal değeri saptanamayacak' düzeyde yük-
sek bir 'zarara' neden olunacak.
Birincisi, 'kamu çalışanlarının konut gerek-
sinmesinin devletçe karşılanması', cumhuriyet
Türkiyesi'nin sonuna dek savunulması ve hat-
ta 'sürdüriilnıesi' gereken onurlu ve 'uygarca'
bir sosyal-de^ let geleneği.
Lojman yasasından beklenen trilyonlann
'asla geri getiremeyeceği' diğer bir zenginliği-
miz de Saracoğiu Mahallesi.
Yasaya bu mahallenin 'giriş sekli' ve ar-
dından yükselen tepkilerin 'sahipleri', Demi-
rel'in vetosunu demokrasi adına 'mazur göste-
ren' bir başka gelişme oldu. Bu 'rant operasyo-
nuna* Mimarlar Odası. üniversite çevreleri, du-
yarlı yurttaşlar. bazı sivıl toplum örgütleri gibi
'hükümet dışı' demokratik güçlerin yanı sıra.
doğrudan 'hükümet yetkilileri' de karşı çıktılar,
ardı ardına tepkı gösterdiler.
Önıeğin Kültür Bakanı Fikri Sağlar ve Ba-
kanlık Müsteşan Prof. Dr. Emre Kongar, yasa
taslağında Saracoğiu Evleri'nın yer almadığını,
bu mahallenin satışının yasaya 'MecüVte ek-
lendığıni açıkladılar. TBMM'den çıkan yasada
önemli bir 'SİT alanı' üzerindeki koruma ka-
rarları kaldınhyor, bundan ne Kültür Bakanı'-
na. ne de 'Anıttar Yüksek Kurulu Başkanı' olan
müsteşara haber veriliyordu. Fikri Sağlar. bu
operasyonun amaanı oldukça anlaşılır bir şe-
kilde özetliyordu: "Rant yaratmak adına kültür
variıklarınm tahribine oianak sağlamak."
Benzer şekilde. hükümetin konuyla ilgili bir
başka 'yetkilisf olan şehircılik ve konuttan so-
rumlu Devlet Bakanı Erman Şahin de yasanın
bu şekilde çıktığını 'ertesi gün' öğTenenler arası-
ndaydı. 14 Mayıs 1994 günü Atakule'de Ulusal
Mimarlık ÖdüUeri Sergisi'nı açan Şahin, 13
Mayıs 1994 tarihli yasa hakkında mimarlara
şu sözü venyordu: "Yasaya karşı etimden gelen
mücadeleyi yapacağım."
Tepki gösterenler arasında, diğer bır 'yetkili'
ise Çevre Bakanı Rıza Akçalı'ydı. Akçah ya-
sayı 'endişeyle' karşıladığıru açıklarken umu-
dunu Demirel'in Seto hakkma' bağladığını da
gizlemiyordu: "Yasa çıkh, ama benüz yürürlü-
ğe gÛTnedi..."
Bütün bu tartışmalar olurken se Demirel de
'olanı biteni izterken' en ilginç açıklamalardan
binni de Başbakan Tansu Çiller ABD'de yaptı.
Amerikalı finans çevrelerine '5 Nisan ekonomik
önlemlerinin sonuçlan' hakkında bılgı \erdiğini
açıklayan Çiller. 'paketin son hamlcsini' de
basın toplantısında şöyle açıklıyordu: "Son
olarak lojmanlann satış yasasını da TBMM'den
çıkardık."
Ne var ki Çiller ABD'de bu Tahatlık" ıçin-
deyken Başbakan Yardımcısı Murat Kara- '
yaİçm da tepki cephesüıde' yerinı almış ve Çan-
kaya Belediyesi'nin düzenlediğ) bır toplantıda
basına şu açıklamayı yapmışü: "Saracoğiu
Mahallesi'nin korunması gerekiyor. \asa yeni-
den düzenlcnmeli..."
Sonuç olarak Demirel'in vetosu, salt 'dev-
letin lojman anlaytşmuı' ve bu arada tarihsel
mirasın' satılmasını durdurmakla kalmadı.
TürkiyeVıin 'sosyal devlet geleneğinirT ve 'kül-
türel onunınun" da haraç-mezat pazarlanması-
na 'şimdilik'. "dur" denilebıldi. Bu arada elbet-
te kı Meclis'ten geçen yasalara biraz daha
yakın Ilgi' gösterilmesi gerektiği de yine bu ve-
toyla ilgili bakanlıklara ve duyariı politikacda-
ra' bir kez daha anımsatılmış oldu...