Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 MAY1S1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İnsanhaMan
paporu
• İSTANBLL(UBA)-
Türkiy e gündeminden
düşmeyen insan haklan
ihlalleri devam ederken 1994
yıhnın ilk 4 ayındaki insan
haklan ihlallerinin 1993
yıhndaki ihlaüere yaklaşüğı
bebrlendı. Yüın ilk 4 ayında
Diyarbahr'da 73 faiL'
meçhul cinayet işlendiği,
bunu 32cinayetle Batman'ın
izlediği ortaya çıkü. Ihlaller
özellikleOlağanüstü Hal
Bölgesinde voğunlaştı.
7 PKK'li
öldÜPÖIdû
• Haber Merkeri -Güvenbk
güçlerince Hakkâri'de
düzenlenen operasyonlarda
7 terörisün öldürüldüğü, 15
teröristin de cesedinin
bulunduğu bıldirildi.
Olağanüstü Hal Bölge
Vabbği'nden yapılan
açıklamaya göre,
Hakkârinin Şemdinli ilçesi
çevresindeki kırsal alanda
güvenlik gûçlerince
düzenlenen operasyonda 7
terörist öldürüldü.
Tiyatroculara
gözaltı
• İstanbul Haber Servisi-
Haklar ve Özgürlükler
Plalformu'nun başlattığı
"Açbğa veZulme Karşı
Ayağa Kalkalım"
kampanyası çerçevesinde
Küçükarmutlu pazar yerinde
sokak oyunu gerçekleştiren
Ayşe Gülen Halk Sahnesi
oyunculannın oyun sonunda
gözaltına alındıklan
bildirildi.
Ortaköy Kültür
Merkezi'nin yaptığı
açıklamada, gözaltına alınan
Latif Çiftlikçi, Fatma Çiçek,
Medine Alün ve FOSEM
(Fotoğraf ve Sinema
Emekçileri)elemaru Güler
Algül'ün nereye götürüldüğü
konusunda emnıyetten
hiçbir açıklama yapılmadığı
belirtildi.
Görüntülü
telefonlar artıyor
• ANKARA (AA) - Geçen
yıldan itibaren Türkiye'ye
getirilen "videophone"lardan
bugüne kadar 750 tane
satıldığı bildirildi. PTT
Dergjsi'nin son sayısında yer
alan haberde, AT&A adb
Amerikan fırması tarafından
ûretilen videophone 2500 tipi
görüntülü telefonlar,
Istanbul, Ankara, lzmir,
Adana, Bursa, Antalya,
Gaziantep. Diyarbakır,
Şanburfa, Elazığ, Erzurum,
Konya'daabcı bukiu.
Aradıklan kişide de aynı
cihazın bulunması halinde
görüntülü görüşmenin
yapılabildiği telefon hatü
herhangi birek tesisatı
olmadan görüntülü ve
sesb görüşme yapılmasına
olanak sağlıyor.
Londra Üniversitesi'nden Zübeyda, şeriatın bir sivil toplum alanı olduğu savma karşı çıktı:
ŞeriatotoriteryönetimdirORAL ÇALIŞLAR
Helsinki Yurttaşlar DerneğTnin Mu-
ammer Karaca Tiyatrosu"nda düzenle-
diği "Türkiye'de Din-Devlet İBşkisi
Sempozyumu"na baa öğretim üyeleri
ve İslamcı kesim yazarlan konuşrnacı
olarak kaüldılar. Toplantının en iigi çe-
kici ve tartışmalara yol açan konuş-
masını ise Londra Üniversitesi öğretim
üyelerinden ve halen Boğaziçi Üniversi-
tesi'nde konuk öğretim üyesi olarak
bulunan Ssuni Zübeyda yapü. Konuş-
malar daha çok laiklik üzerinde yoğun-
laştı. Kemalist devletin sivil bir hayat
olan dini alana müdahale ettiği dü-
şüncesi ortak bir görüş olarak ağırlık
kazandı. Ali Bulaç."Devleun özellikle
19. yüzyıldan itibaren sivil bir alan olan
şeriata müdahale etmesivle çattşmalann
ve isyanların arttığuu" öne sürdü. Bulaç,
modernleşmeye >önelmenin Osmanh1
-
da ve Türkiye'de iç gerilimin ana kay-
nağı olduğunu söyledi.
Ali Bulaç'ın hemen ardından konu-
şan Sami Zübeyda ise şeriatın, Bulaç'ın
iddia ettiği gibi bir sivil toplum kurumu
olmadığını bebrterek, İran ve Mısır'-
• Türkiye'de Din-Devlet Ilişkisi Sempozyumu'nda en azından
zamanlama yanlıştı. Devletin 'sivil bir alan olan dine
müdahalesf tartışıbyordu ancak Türkiye'de bugün artık dinci
akımlann, mağdur sayılacak bir halleri kalmamış, tam tersine
iktidar hesaplan yapmaya başladıklan bir döneme girümişti.
daki şeriatçı uygulamalardan örnekler
verdi ve şeriatın da farklı farklı şekilde
tanımlandığını ve ne olduğunun tam da
bilinmediğini belirttikten sonra sordu:
" Mtsır'daki Müslüman Kardeşler ör-
gütünün şeriat anlayışı ile si/in şeriat an-
laytşınız aynı mı? Âlı Bulaç'ın şeriatı bir
sivil toplum alanı olarak tanımlaması
pek yerine oturmuvor."
Zübeyda, şeriat uygulamasının bir
örneği olarak ele aldığı Iran'da da sivil
toplumun zerresi bulunmadığını söyle-
di. Humeyni'nin uygulamalanndan ör-
nekler verdi. Humeyni'nin tam ve kesin
bir otorite olduğunu ve en üst düzey-
deki karar organı olduğunu, bir çok ör-
nekle anlattı. Humeyni'nin kendisinden
daha kıdemli olan Şeriat Medari'yi dı-
şlamasıyla Medari'nin hapse atıldığını
ve baskı gördüğünü söyledi. Dini top-
lumlann büyük çoğunlukla sivil değjh
otoriter toplumlar olduğunu da sözleri-
ne ekledi.
Toplantıyı izlerken. burada sanki bir
yanbşlık mı var sorusunu sorup dur-
dum. Çünkü toplantının ana ekseni
devlet-din ilişkisiydi. Tabii ki devlet her
yerde olduğu gibi Türkiye'de de müda-
haleci bir kurumdu. Tam RP'nin insan-
lann sivil .yaşamına müdahalesinin söz
konusu olduğu bir ortamda. dinin dev-
let müdahalesine uğrayan mağdur bir
kurum olarak ele aÜnabileceği bir top-
lanü düzenlemek, İslamcılar için bulun-
maz bir nimet olarak değerlendirildi.
Müdahale eden devlet. edilen ise bir si-
vil inanç kurumu olan din idi.
Denklem sanki ters kurulmuştu veya
en aandan zamanlamada bir terslik
vardı. Dinci akımlann, mağdur sayı-
lacak bir halleri kalmamış, tam tersine
iktidar hesaplan yapmaya başladıklan
Bahçelievler'deki Lçurtma Şenliği kimsesiz çoeuklan ksa bir süre de olsa sevindirdi. (Fotoğraflar: YASEMİN KOYUTÜRK)
Gokymjmde süzülenmutluluklat'
Istanbul Haber Servisi- Dünyanın en
güzel varhklannın çocuklar olduğunu
söylesek herhalde yanlış yapmayız. Sevgi-
nin. saflığın ve mutluluğun sembolü ola-
rak kabul edilen çoeuklan sevindirmek
ise, dünyanın en güzel duygulanndan biri
olarak tanımlanır. Bahçelievler Belediyesi
de çocuklara güzel duygular yaşatan ve bu
mutluluğa ortak olan biretkinlik düzenle-
di. Bu seferki etkinlik kimsesiz çocuklann
kaüldığı "Lçurtma Şenüği'ydi. Şeyh Zaid
Çocuk Yuvası işbirlığı ile gerçekleştirilen
şenliğe katılan çocuklann sevınci orada
bulunanlara duygulu anlar yaşatırken.
Bahçelievier Beledıye BaşkanıSaflet Bu-
lut ise. çoeuklan gülerken görmenin çok
güzel bir duygu olduğunu ve bu türetkin-
likleri gelenek haline getireceklerini söyle-
di. Şeyh Zaid Çocuk Yuvası'nın bahçesin-
de düzenlenen şenlikte, küçükler kadar
bazı büyükler de uçurtma uçurarak ço-
cukluk günlerine döndüler. Şenliğe katı-
lan ve büyüklerden kendisine sıra gelme-
yen bazı çocuklar ise gözyaşı döktü.
bir döneme girilmişti.
Şimdi, dinci siyasi akımlann insan-
lann sivil yaşamına müdahale etmeye
başladıklan bir dönem yaşıyoruz. Be-
yoğlu'nda yaz sıcağında insanlan ka-
palı mekanlara mahkum eden anlayış,
adım adım nerelere uzanacağınm he-
sabını yapıyor.
Yanlış kurulan denklem
Beyoğlu'nda ortadan kalkan masa ve
sandalyelerin. meyhanecilerin ticari
olanaklanna vurulan bir darbenin. ak-
şamlan içki icmek isteyen insanlann
önüne çekilmek istenen bir setin çok
ötesinde anlamlan var. Bu bir dayat-
madır ve ilerleyebildiği yere kadar gi-
der. Başka ülkelerdeki örnekler yeteri
kadar uyancıdır. Zaten Türkiye'deki
İslamcı siyaset yıllann birikimi içinde
önemli mevziler kazandı. Şimdi tam bu
ortamda, denklemi devlet-din üzerine
kurmak ve dinciliği koruyan bir diya-
loglar zincirini yaratmak ne işe yaraya-
caktır?
Zaten denklem öyle kurulduğu için.
İslamalar inisiyatifi ellerine gecirdibr
ve tartışmalar onlann istediği
yönde şekillendi.
Kcnuşmaya ve sempozyum-
lara ihtiyacımız yok mu? Tabii
ki var. Önceükle, İslamcı siyasi
akımın ciddı bir analizine ihti-
yacımız var. Bu akımlar. ne öl-
çüde bugün üzerinde durduğu-
muz siyasi ve toplumsal zemini
ve uzlaşmayı kabul ediyorlar?
Yüzyıl içinde bin bir zahmetle
kazandığımız demokratik mev-
zileri daha mı ileri götürmek is-
tiyorlar, yoksa bir türlü kurtul-
mayı beceremediğimiz tek tip-
leştirme çabalannı daha da mı
ağırlaştırmak isüyorlar? İslam
coğrafyasının radikallerinin,
ılımlılannın birleştikleri ortak
zeminler nelerdir? Ne ölçüde
kendilerinden farklı eğilimlere
tahammül edebilirler? Bu nok-
tada hep birlikte neler yapabili-
riz?
Dinci siyasi akımlar çok to-
talcı çözümlerle ortaya çıkıyor.
Dünyanın her yerinde bu böyle.
Türkiye'de de böyle.
Kimse kimseyi aldatmasın.
Sorun, bu gerçekliği kendi siya-
si yaşamımız içine nasıl banşçı
bir şekilde enlegre edebileceği-
mizde. Belki de bu mümkün de-
ğil. Çünkü böyle bir örnek şim-
diye kadar yaşanmadı. Çok cid-
di sorunlarla yûz yüzeyiz.
İslamcı siyasi akımlann çok kö-
tenci hedefleri var.
Bunlar görmezden gelinerek
veya "bırakahm tartışmayı" di-
yerek işin ıçinden çıkılamaz.
Bedelini daha sonra ağır ödeye-
ceğimiz aymazhklara düşeriz.
Ben susayım onu dinleyeyim ol-
maz. Konuşabm. ama içinde
şiddet içeren potansiyeli gör-
mezlikten de gelmeyelim. Sen
görsen de. görmesen de bu ger-
çeklik var. Kimse kendini kan-
dırmasın.
Bu ülkede hep birlikte banş
içinde yaşayalım. Ama banş.
gerçeklerin üstü örtülerek sağ-
lanamaz.
t JHTcıftczst
OZEL INDIRIMI
Ş i m d i
TIHVUU
Ş i m d. i
1 ı k S ix t
CÜMHURIYETTEN
OKURLARA
Uğup Mumcu İçin».
Sevgili Uğur Mumcu'nun aramızdan ayrılışı 16 aya
ulaştı. 25Ocak 1993günlü Cumhuriyet'in başlığı çokaçık
ve kesindi: "Susturamazlar". 0 günden bu yana da 70
yıldır sürdürdüğümüz ödün vermeyen Atatürkçü, dev-
rimci, demokrat ve laik çızgıden ayrılmadık. 25 ocak
günü "Susturamazlar" sözcüğü ile özetleyerek yinele-
diğimiz ilkelerimiz için verdığimiz sözü tutmayı sürdüre-
ceğiz.
Ama aynı giinkü gazetemirde yer alan ülke yöneticile-
rinin verdikleri sözlerin hiçbirinin tutulmamakta olduğu-
nu görmek bizlere acı venyor. Uğur Mumcu'nun katil
veyakatillerini bulmanın kendileri için 'namusborcu' ol-
duğunu söyleyenler fazla bir çaba içine girmiyorlar.
özellikle Mumcu ailesinin tazminat davasında Içişleri
Bakanlığı'nın savunmastnda ortaya çıkan aymazlık, ge-
lecek için iyimser yorumlar yapmamızı da engelliyor.
Buradan hem kendi adımıza hem de okurlarımız adı-
na yineliyoruz:
"Uğur Mumcu'nun katiheri bulunmalıdır."
Şeriatçı kesimin, Bosna icm toplanan bağış paralannı
özel çıkarları yönünde kullanmasını, kurban derisi vur-
gununu sürdürmek için yasaları hiçe sayan tutumunu
kamuoyuna aktarırken, yeni bir oyunlarını da arkadaşı-
mız Yusuf örkan'm hazırlayarak sürdürdüğü "Şeriatçı-
lara sahtediploma"haberierı ile sizlere ilettik.
Ortaöğretimdeki felsefe kitaplarının, MC hükümetleri
dönemindeTürk-İslam sentezine göre yeniden yazdırıl-
masındaki amacı, arkadaşlarımız Behzat Şahln ile Fl-
gen Atalay ortak araştırmalarıyla sergilediler. Gençleri-
mize ders kitabı diye okuttuğumuz felseie, akıl yolunu
dışlıyor, şeriatçılara elverişli bir yaklaşımla dinsel felse-
fenin yolu açılıyor. Bu tuium, gelecek kuşaklarımızın
'Aydmlanması'ru engelleyecek karartma siyasetinin bir
ürünüdür.
•
Ünlü toplumbilimci Alain Tourain'in ülkemizdeki bir
dizi toplantıya katılması da görüşlerinin okurlarımıza ar-
kadaşımız Âzmi Karaveli tarafından yansıtılmasmı sağ-
ladı. Dünyadaki fikir ayrışımlarının yeni bir demokrasi
kültürü yaratılarak bağdaştnlabileceğini savunan Tou-
rain'in demokrasi ve laiklik konularındaki açıklamala-
rından hem ülkeyi yönetenlerin hem de bağnaz kesimle-
rin çıkaracağı dersler vardı
Lojmanların satışına ilişkin yasanın Cumhurbaşkanı
Demirel tarafından veto edıimesi de geçen haftanın
önemli olaylarından biriydi Özellikle Saracoğlu Mahal-
lesi'niSİT alanı olmaktançıkaran vegökdelenler mahal-
lesine çevrilmesine olanak veren yasanın geri gönderil-
mesinde, bu konuları ilk kez gündeme getiren gazeteni-
zin de payı vardı.
•
Hafta içinde sona eren. Merlç VelkJedeoğlu'nun yayı-
na hazırladığı "79 Mayıs t Soylev'le Anmak" adlı yazı di-
zisi büyük ilgi topladı. Ord.Prof.Dr. Hıfeı VekJet VelkJe-
deoğlu'nun an veduru anlarjmıylaAtatürk'ün büyük "Nu-
tuk"ur\ur\ günümüz Türkçesi'ne aktarımının önemi bir
kez daha ortaya çıktı. Gençlerin Atatürk'e olan bağlı-
lıklarının bir başka göstergesı de, Çağdaş Yayınlan'nın
"Söy/ev"in 24'üncü basısını bugünlerde gerçekleştirme
zorunluluğunu duymasıydı
27 Mayıs Devrimi'nin 34'üncü yılında yayımlamaya
başladığımız, emekli Tümgeneral Srtkı Ulay'ın anıları da
genç kuşaktan bilgilendin'ken, o günleri yaşayaniaVıri
anılarını tazetiyor...
+
ABD yardımının İnsan ha'.lan sorununa bağlı olarak
kırpılacağı"n\ da Lale Sarıibrahfmoğlu ve Fuat Kozhık-
lu'nun haberleri ile Cumhuriyet okurları öğrendiler.
•
Gazetemizin 70. yaşına u'aşması nedeniyle düzenle-
necek etkinliklerin ilkini Cumhuriyet Kitap Kulübü baş-
lattı. "70. YılKitap Şöleni "adıyladüzenlenen ve 25hazi-
rana kadar sürecek etkınlikte, Çocuk-Eğitim, Felsefe,
Sosyal Bilimler, Sözlük. Temel Bilimler, Sanatlar, Dün-
ya ve Türkiye Tarihi, Basvuru kitapları gibi bölümlerde
yer alan yüzlerce kitap yüzde 50 indirimle okurlara su-
nuluyor. Kitap okuma alışkanlığının, enflasyonun da et-
kisiyle tümden yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde,
gençlerin gösterdikleri ilgi ınsanaumutveriyor. Cumhu-
riyet Kitap Kulübü YöneticisiTanerVarlı ilearkadaşları,
Cağaloğlu'ndakimerkezbinamızlaTaksim'dekisergile-
ri gezen okurların isteklerıni karşılamadazamanzaman
zorlanıyorlar.
•
Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta
geçirmeniz dileği ve saygılarımızla.
AçıkhavaMa İ>aşka
türlü' bir konser
DENİZTEZTEL
"Başka türlü bir şey". biz
onun ne olmasını isteyeceksek
öyle olacak bir gelecek düşü-
dür. "Başka tûrlü bir şey", bu-
gün bize sunulan seçeneklen
reddediştir. kendimizle kurdu-
ğumuz ilişkinin artık değişmesi
çağnsıdır.
"Başka türlü bir şey", "baş-
ka" nın kabul cdilmesi ve öz-
gürlüğün savunulmasıdır
Toplumsal Araştırmalar Vak-
fı. zamanın olağan aktığı dö-
nemlere. her günün bir öncekı
ve bir sonraki günle aynı olma-
sına, yaşanan sürekli bir "şim-
dilik" durumuna baş kaldınyı
bu sloganla anyor. Bu kapsam-
da önceki gece Harbiye Açı-
khava Tiyatrosu'nda düzenle-
nen ve Yeni Türkü Grubu'nun
yer aldığı "Başka Türlü Bir
Şey" konseri. coşkulu bir gece-
ye dönüştü. Beş bin kişilik açık-
hava üyatrosunun tıkbm tıklım
dolduğu gecede, yaşamına "baş-
ka"lık katan, ancak bugün
aramızda olmayan birçok kişi-
nin fotoğraflannın yer aldığı bir
dia gösterisi sunuldu. Çoğu
Murathan Mungan'ın. Can Yö-
cel'in dizelerinden oluşan şarb-
lar, binlerce kişilik koro eşliğin-
de söylenirken sahnedekı bü-
yük perdeye yansıyan Derriz
Genniş'ten Nazım Hikmet'e.
L'ğur Mumcu'dan Abdi İpekçf-
ye, Sait Faik'ten Emil Gaibp
Sandalcı'ya. yitirdiğimiz değer-
lerin portreleri. coşkuyla ~bu-
rukluğu bir arada yaşattı.
Başka türlü bir gece için açık-
hava tiyatrosunu dolduranlar,
özgürlükleri sınırlayan ilişkik-
re: siyasi. ekonomik, ideolojik
dayatmalara; resmi iktidara,
resmi muhalefete alternatif iste-
diklerini göstererek belki de bu
yolda ilk adımı attılar.
Toplumsal Araştırmalar
Vakfı. bugün Türkiye'de herke-
si egemenliği altına alan ekono-
mik. politik ve toplumsal kriz
onamında bir şeylerin değişme-
si gerektiğini vurguluyor ve bu
amaçla çahşmalar yapıyor. Ça-
lışmalarda Taksim'de bildiri
dağıtmak. üniversitelerde "Baş-
ka türlü bir şey" defterleri aç-
mak da yer abyor. Sunulanm
dışına çıkabilenİer bu defterler-
de alternatiflerini. arayışlannı
dile getiriyorlar. Defterlerde
"Doğru, türlü şeyler istediğim:
En azından daha az gün ve saat
çalışmak isti\orum"dan "öz-
gürlük sokaktadır"a. "Hala tek
yol devrinTden "Toplu ha>Tan
karJetme törenini esefk kniryo-
runı"a. "Yaşasın aşk, yaşasm
de>Tİın"den "Başka türlü bir şey
de boş"a kadar birçok farklı
yaklaşımlara rastlanıyor.
Başlatılan bu süreç ne denli
yaygınlaşır, nereye kadar gider,
kaç kişi destek verir. bilemiyo-
ruz. Ancak adını Can Yücel'in
şu dizelerinden alan bu arayış,
sanınz hepimizi bir parça da ol-
sa durup düşünmeye yönelte-
cektir: "Başka türlü bir şey be-
nim istediğim
ne ağaca benzer ne de buluta
burası gibi değil gideceğim
memleket
denizi ayn deniz havası ayn
hava
nerde o özlediğim nerde o bek-
lediğim...
rengi başka tadı başka."