03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 3MAYIS1994SALI KULTUR Mtolojik dünyanın dışavurumu FERRUH YILMAZ KOPE.NHAG Danimarka'nın önde gelen mağazalarından Magazın. yaz sezonunu Hindıstan esintılen taşıyan etnik tasanmlanyla açtı. Kopenhag'ın kuzeyindeki Modern Sanatlar Müzesi Louisiana da yaza. Avustralyalı yerlilerin sanatını sergileyerek adım attı. Bu ikisı arasında doğrudan bağlantı kurmak abes gibi görünsede. Batı dünyasında yerli halklann ve etnik gruplann sanatına vc estetiğine giderek daha fazla ilgi gösterildiğinin göstergeleri olmalan açısından ortak bir yan taşıyorlar. Gerçi "yerli halk" estetığinın Batı sanatı üzenndeki etkisi, Gauguin'ın Haiti, Picasso'nun Afrika kaynaklı resımlerinden. belkı daha da öncesinden bu ayna sürüyor. ancak şımdıye kadar söz konusu olan daha çok Batılı sanatçılann etkilenmesi. bu estetiğin Batılı gözüyle yansıtılmasıydı. Yerli halklann ritüellerle fazlasıyla bağlantılı sanatının. etnografı müzelerinden kurtulup. sanat müzelerinde sergilenmeye başlanması daha çok. etnik gruplann kültürleri ve haklan konusunda giderek artan bır ilgının yaşandığı son yıllara özgü bir gelişme. Etnik sanatın şimdiye kadar müzelerde yer bulamaması. estetik nesneleri ritüel fonksiyonlanndan çoktan soyutlamış olan Batılının sübjektif algılamaya ağırlık veren sanat anlayışının dışında kalması kadar, tamamen bağlı bulunduğu yenn kültür mitolojı ntüel dünyasının bir parçası olarak. bu dünyanın dışındakıler ıçin "anlaşılmaz" ya da "giriİmez" olmasından da kay naklanıyor. • Beyazlann gelişinden "Anlaşıkısabirsüresonra Imazlık", Avustralyalı yerlilerin silinmek tehlikesiyle sanatının da karşı karşıya kalan altını çizen en Avustralyalı yerliler. önemli özellik. sanatlannda şimdi Çünkü Avustpolitik mesajlara ralya yerlilerinin yönelmiş durumdalar. sanatı. tamamen yaratıldıklan Gelenekselresim yere bağlı. o yesanatının özelliklerini rinvedolayısıyla koruyarak. haklan için insanlann "yaverdikleri mücadeleyi ratılış" hikâdilegetiriyorlar. yelenni anlaSerginin adı da. orta tan sembollerAvustralya yerlilerinin den. işaretlerden oluşuyor. Bu dilindenalınma: hikâyeleri. semArarjaral lak. bolleri kitaplardan, kataloglardan okuyarak anlamak tabıı kı mümkün. hatta düz çizgiler. daireler \e ıkonografık fıgürlcrden oluşan. genellikle perspektif derinliğinin bulunmadığı. yer yer iç organlann ve iskeletleıin dış yüzeylerle aynı anda ve iç içe yer aldığı bu resimlerin kendileri de ilk bakışta kolayca algılanabilecek türden minyatürlere benziyor. Resimlerde ağırlıklı olan ınsanlar. yılanlar. kuşlar. bitkıler \e daha da önemlisi yer manzaralan. bir şey hiçbir şey değildir" resimlcr ay nı zamandaoyerlennhantalan.şani hikâyeleri oluyor.Bu mitolojik hikâyelerve dolayısıyla hikâ\elerinanlatımı olan resimler. kabilelerin kültürel kımliklerini oluşturuyor ve anlatı. babadan oğula devredilerek kültürel kimlik korunuyor. Avustralya yerlilerinin mıtoloji dünyasında yaratıcılık sadece dreamıng'lere yani atalara aıt olduğundan. insanlara kalan tck şey. önceden yaratılmış olan şeyi dılegetırmek. resmetmekten ibaret oluyor. Avustralya yerlilerinin sanatının bu mitolojik dünyayla iç içeliği. resimlerdeki ikonografyanın bınlerce yıldır değişmemesine yol açmış. Bu nedcnlc. 50 bin yıl önce mağara duvarlarına çizilmış ılkel resimlerdeki ıkonografiyi. bugün bile bulmak mümkün. Modern Sanatlar Müzesi Louisiana'da Avustralyalı yerlilerin sergisi 'Aratjara' açıldı Evrensel Kültür Merkezi'nin etkinlikleri Kültür Servisi Ev rensel Kültür Merkezi'nde yann Stanley Kubrick'ın "Spartaküs", perşembe "Stalingrad Belgeseli" adlı filmler gösterilecek. Cuma günü ise "Denizler Sürer Gider" adlı dia gösterisi, Bursa Osmangazi Halkevi AlbatrosOyunculan'nınşiirdinletisi, "68'den 6 May ıs'a" adlı belgesel fllm gösterimi ve Aydın Çubukçu ıle İskender Bayhan'ın katıldığı şöyleşi yer alıyor. Etkinliklercumartesı "Asım Bezirci'nin Eleştirmenliği" konulu konferans ve İstanbul Sahnesi'nin " Yine Başladılar Şarkılanna" adlı oyunuyla sürecek. Pazar ise Aydın Çubukçu'nun gerçekleştireceği "Mantık ve Diy alektik" semineri, Gültekin Tetik'in " 1 Mayıs ve Mitinglerden" konulu dia gösterisi ve Truffaut'nun "Fahrenheit 451" adlı filmi izlenebilir. KetnalÖzer VetiBar'da Kültür Senisi Şair Kemal Özer, bu gece Zühtü Bayar'm konuğu olacak ve "Vclı Bar'"da birsöyleşi yapacak. "Zühtü Bayarile Beyoğlu Geceleri" programınınçağnlısı bulunan sanatçı. bu söyleşi sırasında sunucunun şiirine ve sanatına ilişkin sorulanna karşılık vererek, Türk şiirinin son yıllardaki gelişimı üstüne görüşlerini de dile getirecek. 1935. İstanbul doğumlu sanatçı. kendi şiirlerinden örnekler sunacak ve dinleyicilerin sorulanna karşılıklar da verecek Klasik gıtareşliğindesunulaçak resitaldegenç şairlerden Y'asin Akdemirde Kemal Özer'in şiirlerinden örnekler sunacak. Öteki etnik gruplarla aynı sorunlar Tabıi bu. çağdaş yerli sanalçılar içın geçerli değil. 50 bin yıldır yaşadıklan Avustralya kıtasından. Beyazlann gelişinden kısa bir süre sonra silinmek tehlikesiyle karsı karşıya kalan Avustralyalı yerliler. sanatlannda şimdi politik mesajlara yönelmiş durumdalar. Gelenekscl resım sanatının noktalı ve düzçizgili boyama tcknığını. sembollerle anlalım teknığini ve renk kullanım özelliklerini koruyarak. haklan için verdikleri mücadeleyi dile getiriyorlar. Serginin adı da. orta Avustralya yerlilerinin dilinden alınma AratjaraL lak. İngiliz sömürgecı William Cox"un Avustralya'ya ayak bastığı 200yıl önce. kıtada l milyondan fazla yerli halk yaşıyordu. Beyazsömürgecilcrin soykınm politikası sonucu yerlilerin sayısı şimdi 400 bini geçmiyor. Yaklaşık 50 bin yıldır bu kıtada yaşayan yerliler. varlıklannı ve haklarının bir kısmını ancak 1960'larda kabul ettirebildılcr kıtanın bu sonradan gelmc sahiplerine. Bağlı bulunduklan topraklara sahıp olma hakkını da ancak yenı yeni elde edıyorlar. Avustralya yeriıferı de. Beyazlann dünyasıyla karşılaşmalanndan sonra dünyanın tüm diğer etnik gruplanyla aynı sorunlan yaşıyorlar. Erken öliim. inlihar. uyuşturucu kullanımı, giderek artan suç ışlcme oranı. çağdaş yerli sanatçıların haklan ıçin verdiklcn mücadelenin yanı sıra dıle getırdikleri dığcr sorunlar arasında yer alıvor. TürkAmerikan Derneği'nde resital A1\KARA(UBA)Türk Amerikan Derneğı'ndebanton KyleMarreroveJ.J. Pennacumartesigünüpiyanoresitali verecek. BovvlingGreenSıateÜniversitesimezunuolan Marrerohalen Michigan Üniversitesi Şan Bölümü'nde doktoraçalışmalanyapıyor. Bariton Marrero. San Francisco operası, Tolcd'o op>erası, Ohio Light operası, Albuqerque operasında başrolde ve değişik oratoryolarda soyledi. J.J. Penna ise Benghamton'daki Nevv York State L'niversitesfndenmezunoldu veçalışmalannıDiane Richardson ileyaptı. Doktoraçalışmalannı Michigan Üniversitesi'nde Martın Katz ıle yürüten sanatçı bir süre TriCitıes opera ve Bınghamton Senfoni Korosu'nda solist veakompanist olarak konserlerekatıldı. Penna. San Francisco operasmda pıyanist olarak çalışıyor. Brautigan'dan 'Karpuz Şekerinde' Kültür Senisi Rıchard Brautıgan'ın "Karpuz Şekennde" adlı kitabı Yapı Kredi Yayınlan tarafından okurlara sunuldu. 60 fenomeninin bir parçası olan ve adı Kurt Vonnegut ve Hermann Hesse gibi yazarlarla birlikte anılan Brautigan. o dönemin deney sel yazınının popüler isimlerinden biriydi. Hoş buluşlara gebe birdüşgücünü ve cümle kuruluşlanndan imge seçimine. duyarlılıktan komiklik anlayışına dek etkisinı gösteren bir çocuksuluğu yedeğine alan yazar. güneşin her gün ay n bir renkte doğduğu olağanüstü bır çev rede geçen bir aşk hıkayesi anlatıyor. "Ben Ölümdür' bu yerin adı. buranın sakınleri, her şey lerini karpuz şekennden imal eder. Onlann karşısmdaysa, sürekli ganp ıçkıler içen vedüzenlerini tehditeden"İçiKaynar'\eçetesi vardır. Brautigan bu alegoriyie, yerleşik kültür karşıkültürılışkisini de konu edinirbiryandan. "Karpuz Şekerinde". tipik Brautigan biçimiyle. gösterdiğinden fazlasını ıma eden. buruk bir tat bırakan. lirik bir roman. Öznel algılamaya açık sanat eserleri Louisianadakı sergıde. yenı ve eskı yaklaşık I25"ten fazla reMin ve heykel yer alıyor. Scrgide. kurutularak düzleştınlmiş büyük sıtma ağacı kabuğu parçalanna yapılmış geleneksel resimlenn yanı sıra. çağdaş yerli sanatçılann geleneksel anlatım bıçimı ve renk kullanımını koruyarak luvaledöklüklcri resimlerde yer alıyor. Sergideki tek ayırım yenicski aymmından ibaret değil. Rcsimİcr, resim tekniği ve renk kullanımı açısından da. Avustralya"nın hangi bölgesinden geldiklerine bağlı olarak da farklılıklar gösteriyor. Kuzeydekı tropık Arnhemland bölgesinde halcn kuruLulmuş sıtma ağacı kabuklauna toprak boyası ve tebeşırle resim yapılırken. Orta Avustralya'da daha çok tuval üzerine canlı. plastik renklerle yapılan resımler dikkatı cekiyor. Sergi salonunda. anlaşılmazlığı daha az anlaşılmaz kılmak için. bu sanatın kültürel boyutunun anlatıkiığı bir de dia serisi gösteriliyor. Avustralya yerlilerinin resimlerinin sembol dünyası her ne kadar. "dışarıdakiler"için aniaşılmaz olsa da. resimler, şaşırtıcı teknikleri ve renk kullanımı gibi dekoratif özelliklerinden dolayı. bağlı bulunduklan "kutsaT yerlerle birlikte res modern bir sanat müzesinde sergilenen her samediliyorlar. Heryerin kutsal. mitolojik biran nat eseri gibi. öznel algılamaya açık sanat eserlelamının olduğu bu "yer"lerde ki her yerin mito ri. Sergilenen sanatın bir özelliğı de zaten bu delojik biranlamıvar.v a da yerlilerin deyişiyle "hiç âil mi? YüSonu Öğrenci Sergisi" Kültür Senisi Anadolu Üniv ersitesi Güzel Sanatlar Fakültcsiöğrencilerinindersyılıboyuncayaptıklan çalışmalar. Ankara'da Devlet Güzel Sanatlar Galensi'nde sergileniyor. Sergi 14mayısa kadar devarnedecek. Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı ve Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Engin Ataç. sergiyi. "Eğitim kurumlannın halka hesap vermesi" olarak nitelendirdi. Pıof. Dr. Ataç. konuyla ilgıli şunlan söyledi: "Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi. 1983 yılında Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksekokulu adıyîa kuruldu. 19851986 öğretim yılında grafık ve seramik bölümlerinin açılmasının ardından hey kel. çizgi fılm. resim v e iç mimarlık bölümleri eğitime başladı. Kısa sürede Türkiye'de kendi alanında önde gelen eğitim kurumlanndan biri olan Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi. 9 yıllık süre içinde örnek gösterilen bir sanat eğitim kurumu düzcy ine ulaştı." Ritüel değerier ve dini inançlar Avustralya y erlilerinın sanatı da. tüm diğer "Ukel" topluluklann sanatı gibi ritüel değerleri olan ve "dini" inançlarla sıkı sıkıya bağlı bir sanat ya da daha doğru bir deyişle mitolojik bir dünyanın dışavurumu olan estetik objeler. Bu anlamda yerlilerin sanatı. başka bir ruhani boyutta yaratılıyor. Resimler. diğer dinlerde olduğugibi yaratılış hikâyelennin ta kendileri. Ancak Avustralyalı yerlilerde. mitolojik zaman idealize edilmiş bir geçmiş zaman değil. Resimlerdeki totemler >eriiler bunlan İngilizcede dreaming rüya diye tabir ediyorlar tamamen insani özellikleri olan yaratıklar ve yıne tamamen belli bir yerle. bağlı bulunduklan toprak parçasıyla anîam kazanan varlıklar. Bu nedenle totemler. Hiç operada kahkaha attınız mı? Opera alanında yaptığı 100 temsüle rekor kıran 'Öylesine Bir Dinleti'yi yazıp yöneten Murat Göksu, "Opera bir yüksek burjuva sanatı değildir" diyor. ECE TEMELKLRAN ANKARA Papyonunuzu takınız. Aman. kol düğmenızı unutmayınız. Saçlar. mendıl... Ayakkabı yeterince parlıyor mu? Oldu. Bir operaya gitmeye haarsınız? Fuayedeki ara için birkaç Fransızca sözcük hiç fena olmaz. Daha fazlası çan sağlığı. Oyunun adı neydi? "Öylesine Bir Dinleti." Işıklar söndü. Oyun başladı. O da ne? Hani nerede kabank etekli kadınlar. kasılmış bır halde gırtlak patlatan göbekli beyler. Yok. yok. hiçbiri yok. Hem bu yanınızda oturan "blue jean"li adam da ne oluyor böyle? Olanlar olmuş: "haysiyetli" ve fena halde yüksek burjuva alışkanlığı opera. işgal edilmiş. Opera işgal altında. "Öylesine Bir Dinleti"nin alışılmışın dışındaki "gizli" çekiciliği. bıldik fraklı ve kol düğmeli, "mütebessim" operayı işgal etti. Öylesine Bir Dinleti'yi yazıp yöneten Murat Göksu da işgal birliklerinm başmda. Öylesine Bır Dinleti. Murat Göksu, Türkiye'de opera için nitelikli 100. temsilini yaparak Türk ve dünya operasında bir rekor kırarken içeriyor. Bu oyun, henüz İstanbul'da oy^ =......= . 1 . 1 bir . : soru soruyor: J. Çünkü /..,... L Göksu. şöyle nanmadı. bu yapıtın ...j.rr hedefı. '"Vapıtı izleyen 2 kişiden biri operayı İstanbul seyircisi değil. Bizim sorduğuseviyor mu?" muz soru. "Öylesine Bir Dinleti'yi izleGöksu'nun soruşuna verilecek yanıt yen 2 kişiden biri, operaya yeniden geliy or olumlu olmalı ki Öylesine Bir Dinleti, mu." Operayı sevdirmenin ilk amaç olopera seyircisinin sayısını ikiye katlamış. duğu söylenemez; çünkü, bır şey tanımaAmaç, asla opera sanatını indirgemek dan sevilmez. Sevilse bile. daha sonra bu değil. tam tersi onu sevdirmeye, izleyici eksıklik kendisini gösterir. leri "operaya, kitaba >e incesindetı bir tür Tanıtım amacı güderken niteliğJ ve yaşamaya" davet etmek.Göksu'nun düzeyi duşürmemek de önemli bir sorun çıkjş noktası ise şu: olmuş olmalı. Türkiye'de kısa bir tarihi olan opeEvet, biz operayı indirgemeden bu işi ranın. seyirci sayısı çok düzensiz.Hıç kotarmaya çalışıyoruz. Bu nedenle de opera izlememiş bir insana 'La Bohe oyunlanmızda sürekli değişiklikler yapıme'yı izletmek. yeni okumaya başlamış yoruz. Oyunumuzda, şimdiye dek 3 bübir çocuğa Tolstoy okutmak gibi bir şey yük değişiklik yaptık. Sürekli kendi dir. Çocuk. ilk üç sayfada havlu ata eksiklerimizi gidermeye çalışıyoruz. caktır. Böylesi koşullarda. Öylesine Bir Çünkü seyirciden bir şeyler öğreniyoruz Dinleti, opera sanatını, sürekli. aydınlanıyonız. Öylesine Bir , Türkiyeli . .. izleyi. ^ , ^ .. r ciye tanıtmak için yapıldı. Öylesine Bir Dınletfnın bir başka önemli yanı da PeDinleti, dünya halk müziklerinden par ter Brook'dan yana bir grubun opera çalar. opera başyapıtlanndan örneklen adına ilk kez çalışıyor olması. Yapıtın iş 'Marjinal Cinsellikler' Kültür Senisi Bugün saat 15.00'te Haldun Taner Tiyatrosu'ndaZeynepAnkara. "Marjinal Cinsellikler" adlı bir söyleşi yapacak. Zey nep Ankara. marjinal cinselliği kısaca şu sözlerle açıklıy or: "İnsanlık tarihi boyunca çoğunluk iki cins ve azınlık marjinal cinsellikler üzerinde yükseldi. Ve her azınlıkçoğunluk ilişkisinde olduğu gibi burada da çoğunluğun itki. baskı v e terörü, marjinal cinselliğe sahip kişileri acımasızca kıskacına aldı. Ama yine de insanlık tarihi boyunca bundan sonra olacağı gibimarjinal cinsellikler yok edilemedi. Tanrı. marjinal cinseliiktekilere zeka. yaratıcılık ve güzellikte doruklar sundu. Ama bunun bedelini. y aşamlan boyunca dorukta acılarlaödetti." 6. Ulusal Mevlana Sempozyumu KONYA (Cumlıuriyet)6. Ulusal Mevlana Sempozyumu bugünyapılacak. Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmalan Merkezı tarafından. Mevlana Celaleddin Rumi'nin Konya'yagelişinın 766. yıldönümünedeniyle düzenlenen 6. Ulusal Mev lana Sempozyumu. üniversitenin Erol Güngör Konferans Salonu'nda yapılacak. Açılış konuşmasını Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. HalilCin'inyapacağısempozyuma 30kadar bılım adamı katılacak \e bildiri sunacaklar. Çehov'un Tektifi tzmir'de İZ.MİR (AA) İzmırli sanatseverler, bu hafta TürkAmerikan Derneği'nde iki temsil, Alman Kültür Merkezi'nde ise bır konseri izleme olanağı bulacaklar. İzmir De\let Konser\atuvan sanatçılan Esen Kıvrak (kcman)ile Nilüfer Akdoğu(piyano).akşam Alman Kültür Merkezi'nde bir konser verecekler. Sanatçılar konserlerinde Mozart ve Dvorak'ın yapıtlannı seslendırecekler. Dokuz Ey lül Üniversitesi Güzel Sanatlar Sahne Sanatlan Bölümü Tiyatro Topluluğu da. perşembe günü TürkAmerikan Derneği'nde Anton Çehov'un tek pcrdelik esen "Teklif'i sahneleyecek. ve jeterli malzeme olduğunu ancak mekan olmadığını belirtiyor. Bu da ona göre Türkiye'de operanın tek sonınu. levi de bu nedenle insanlann opera izlemek ıçin bir ön araştırma yapma gereksinımini gidermesi. Çok fazla emek harcanmış yapıtlan ıncelemek için seyirciyi pompalamak. Mersin'de sergilenen "Opera Opera Dedıklen' adlı \apıtınızda da benzer amaçlar güdüyor olmalısını/. Aradaki fark ne? Opera Opera Dedıklerı'nde daha çok koro ağırlıklı bır çalışma yaptık. Orada amaçlanan. "demokrasi" kavramını müzikle anlatabılmek. "Beğenmese de renkler birbirini / Ne güzel gökkuşağının altında duıroak." Oyunun sloganı bu. Çokseslı müzıkte de aynı şey var. Notalann bır araya gelmesiyle insanlann yaratması gereken çoksesliliği anlatıyorsunuz. Sahnede, oyuncuların özgfir görünümü, yapıt sahneve hazirlanırken farklı bir yöntem kullanıldığını düşündüriiyor. Ben. hıçbırzaman rejısörgibidavranmadım."'Bunuisti>onım"diyegimiedim " ' 'tlk " " oyunculann arasına. provalann çoğu. uzun konuşmalarla sohbetlerle geçtı. Tıplemeler değil. oyunculann kışılikleri belirleyıci oîdu büyük oranda. Tiplemelenn dışında eğılim gösteren oyunculann bu eğilimlerini de dikkate aldım. Çünkü. bence oyuncu karaktere sokulmaz. Öyle bir yöntem uyguladık. öyle sıcak ılişkıler içinegırdik kı oy uncular. kendiliğinden oynadılar. Sanıy orum onlan anlamak, en ıyı becerdığım şey. Türkiye'de opera hangi noktada sız, . . , opera . . . var. Bunu büyük „ Türkiye'de harflerle söylüyorum. Nitelikli ve yeterli malzemeyar. Ancak mekan yok. Sahne yetersiz. Türkiye'deki operanın tek sorunu bu. Y'oksa. Avrupa ölçütlerinin asla altında değiliz. Opera için Ankara'nın sımgesi olabilecek nitelikte bir bına yapılması gerekıyor.Aynca Türkıye'nin yabancı ülkelerdekı tanıtımı ıçin operanın y a da çağdaş Türkiye'ningösteree. . . . sanat dallannın • .. ' . • •si olabilecek desteklenmesi degerekiyor. Ya sahnedeki mum? Özel bir anlamı >ar mı? Yıllar önce bır edebıy at öğretmenimin bir sözü akiımdan hiç çıkmadı. Bu yüzden bütün ovunlarunda mutlaka bir mum vardır Demışti ki: "Eğer hepimiz birer mum olursak. bu ülke ışıl ışıl olur." Herkes. kendi ıjını doğru yaparsa neden daha aydınlık olmasın bu ülke. Aydınlık için. herkesin elınden gelenı yapması gerekiyor. Ben de elimden geleni yapmaya ,,... Operaya ... .. kazançalışıyorum. izleyici r dırmaya çalışıyorum. Öylesine Bir Dinleti. müziğin doğuşundan itibaren operaya yönseyen tarihi süreci anlatıyor bir yanıyla. Bir başka yanıyla neden bugüne dek operanın hep "•papyonuyla" anıldığını da sorguluyor. Hiç operada kahkaha attınız mı? Ö zaman buyrun Öylesine Bır Dinletı'ye! Trabzonyda kültür etkinlikleri TRABZON (AA) Trabzon'daki kültür, sanat ortamı bu hafta gerçekleştirilecek etkinliklerle renkleniyor. Devlet Güzel SanatlarGalerisi'nde Mustafa Hikmet Malkoç'un 10. kişisel resim sergisi. 12 mayıs perşembe gününe kadar açık kalacak: Sergide, 35 yağlıboya tablo yer alıyor. Trabzon Belediyesi Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'ndeki Sinema Günleri. "Kelebekler Sonsuza L'çar" filmiy le sona eriyor. Saray Sinema ve Sanat Evi'nde, perşembe gününe kadar iki fılm gösterilecek. Mike Figgis'in yönettiği, Richard Gere ile Lena Olin'in başrollerini paylaştığı "Bay Jones" ve Harold Ramiş'in "Bugün Aslında Dündü" adlı fılmi görülebilir. KTÜ Atatürk Kültür Merkezi'nde, bugün Fatih Eğitim Fakültesi Müzik Eğilim Bölümü'nce.çoksesli müzik konseri sunulacak. ömayıstaise KTÜ Pop Müzik Orkestrası. öğrencilere konser verecek. Konserler ücretsiz izlenebilecek. 7mayıstada Salih Kalyoncu'nun "Umudunu Yitirme" adlı iki bölümlük komedisi sahnelenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle