23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3MAYIS1994SAU 10 DIZIYAZI Scola'nın Mario, Maria ve Mario'sunu seyredenlerden iki kişi, Alkazar'ın barındafılmi değerlendiriyor. İtalya'yıkavramayaçalışıyorlar,ya Beyoğlu... ANKARA NOTLARI "IsmetPaşa Küs mü Gitti?"Yazılarına bugün ara vereceğim. Yalnız, Bartırı DSP Merkez İlçe Başkanlığı'ndan gelen 26.4.1994 günlü mektubu yayımlamak istedim. Şöyle deniyor mektupta: "Sayın Mustafa Ekmekçi, 26.4.7994 tarihliCumhuriyetGazetesi'niniO.sayfasında, 'İsmet Paşa Küs mü Gitti?'başlıklı yazınızda, 'Şimdi CHP'de de, DSP'de de İsmet Paşa'nın fotoğrafları asılıdır. Derhal o resimleri indirmeleri gerekir' diyorsunuz. 0 dediğiniz, yalnız CHP için geçerli. DSP binalarmın hiçbirinde Paşa'nın resmi olmamıştır ve yoktur. Bilginize sunulur. Saygılanmla." Konuyabirazcıkeğilince, Makyavele biletaşçıkartacak bir anlayışla karşı karşıya olduğumu gördüm. Tüylerim diken diken oldu! Önceki gün, Ankara'da hava ne güzeldi; günlerden pazar, 1 Mayıs! 1 Mayıs, iki türlü bayramım; Cumhuriyet'te 1 Mayıs 1975'te başlamıştım. Hiç unutur muyum? Sabah, Metin Aksoy'la biriikte, Tandoğan yakınında, Celal Bayar Bulvarı ile Sıhhiye köprüsünün kesiştikleri alanda yapılan 1 Mayıs kutlamalarına gittik. Arkadaşlarımız, daha önceden "Çağdaş Gazeteciler Derneği" yazılı bezden asımızı (atiş), yürüyüş kolunda taşımışlar, alanaçoktan gelmişlerdi. Alana girerken, HalitÇelenk'i, Kaya Güvenç'le eşi Serpil Güvenç'i gördüm. Kaya Güvenç de Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği'nin (TMMOB) kafilesini beklemekteydi Asımızı, arkadaşlarımızı bulduk. Alan çok kalabalıktı. 1 Mayıs gerçekten görkemli kutlandı. Özellikle ölüsüz bir 1 Mayıs geçırmemizi diliyordum Toplantı dağılırken SHP Ankara Milletvekili Salman Kaya ile yeğeni Elif Kaya polislerce dövülmüş, ben görmedim. Dört polis görevlisi de köprüden düşerek yaralanmış, bir polis memuru da köprüden düşüp bacağını kırmış. Ahmet öğretir adlı bir yurttaşın da köprüden düşerek ağır yaralandığı gözlenmiş. Sayıları 1520'yi bulan gençler gözaltına alınmışlar, onlara işkence ne yapılmaması için gözlerımi dort açacağım. Geçtiğimiz haftalarda, Hüsniye ile Halit adlarında ıki kardeşin gözaltına alındıklarını yazmıştım. Onlar, gözaltında 15 gün tutulduktan sonra, geçtiğimiz hafta, DGM'yeçıkarılıpsalıverildiler. Hüsniye ile Halit'i, polis gözetiminde üniversite giriş sınavlarına götürmüşlerdi. Ikisiyle de konuştum. Hüsniye'ye ilk beş gün işkence yapmışlar, üzerine giysisi üstündeykensoğuk su sıkmışlar, tekme tokat girişmişler, Hüsniye sayrıevine götürülüp "serum" verilmiş. Üç gün helaya çıkarılmamış. Halit ise, çırılçıplak soyulup askıya alınmış. Bunlar, "antiteröryasasına "sokulduklarından, içeri savunman da alınmıyor. işkence yurdumuzda ne zaman bitecek? Işkenceyle eğitilen çocuklardan kim ne bekleyebilir? Halit ile Hüsniye'nin ablaları Hayriye, DGM'de yargılandı, iki yıl sonunda aklandı! Poliste de çifte ölçü mü kullanılıyordu ne? Solcular baskılar altında tutulurken, Islami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDAC) örgütünden olupda "Bosna"yürüyüşüne katılıp gözaltına alınanlar, "el bebek gül bebek" miydiler? Solcu kazlar tek hücrede kalırken, onlar kalabalık gruplar halinde kalıyorlar, abdest alma gerekçesiyle, sık sık dışarı çıkabiliyorlar mıydı? İBDAC örgütü militanları Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (THKPC) önderi Mahir Çayan'ı beğendiklerini söylüyorlar, "Ah, bir de islamcı olsaymış" diyorlar mıydı?.. Ankara Kalesi'nde, Geleneksel El Sanatları Vakfı'nda (GESAV) düzenlenen piknik gibi bir toplantıya katılacağımdan, 1 Mayıs toplantısından erken ayrılmıştım. GESAV'daki toplantıda, Füsun Uzer, Aydın Cırtgı, Seçkin Göloğlu, Süheyla Kaplan, Sevim Koyunoğlu, Sevim Nazenln, Sevinç Karataş, Gencay Şaylan, Sema Gülen, Nurettin Tekindor, fayla Kıyat ile Yüksel Maden vardılar. Vakfın lokantasında çay içilıp, bir çeşit' beyin jimnastiği" yapıldı. Aydın Cıngı, fstanburdan gelmişti. O konuşurken, ben aynldım. O gün işimiz coktu. Haluk Gerger, Metin Aksoy, Veli özdemir, Ali Tartanoglu ile birlikte, Haymana'ya, Haymana Cezaevi'nde yatan Doçent Fikret Başkaya yı görmeye, ona "geçmiş olsun" demeye gidecektik. Saat 16.30'da yola çıkabildik. Haymana, Ankara'ya yetmiş kilometre vardı. Oran üzerinden gittik, Gölbaşı'na varmadan Haymana yoluna saptık. Fikret Başkaya, "Paradigmantn İflası" adlı yapıtı yüzünden 20 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Bir ayı aşkın süredir, Haymana'da yatıyordu Haluk Gerger de "Özgür Gündem"öe çıkan bir yazısından 20 ay hapis cezasına çarptırılmış, cezaYargıtay'da onanarak kesinleşmişti. Gerger de Haymana'da yatmayı düşünuyordu. Yolda, Gerger ilginç bir olay anlattı, şöyle. Köıiez bunalımı sırasında, DYP muhalefetteydi. Suleyman Demiret'in çağrısıyla, DYP, "Körfez Krizı" konulu bır açıkoturum düzenlemiştı Coşkun Kırca, emekli General Süreyya Yüksel, daha birkaç kişiyle birlikte, Doç. Haluk Gerger de konuşmacılar arasındaydı. Açıkoturum Ankara Hilton'daydı. Haluk Gerger, son derece eleştirel konuşmuş, Süleyman Demirel yönetimindeki hükümetleri de ağıreleştirmiş, onların da "bağımlı" o\duklarını söylemiş, "8u iş yalnız Turgut özal meselesi değil, bütünhükümetlerTürkiye'debağımlıdır!"öerr\\şt\. Toplantıya ara verilince, Demirel gelir, Haluk Gerger'in elinden tutar, "Haydi yukarıya yemeğe çıkalım!" der, yolda şöyle konuşur Ben antitezimi anyorum, seni anyorum! Çünkü ben tezim, sen antitezsin! Sen olacaksın ki, ben sentezi bulayım. Sentez ancak bizi kurtarır... Haluk Gerger, bunları anlattıktan sonra, şöyle dedi: Süleyman Bey belki adresimi anyordur, "Nerde bu Haluk Gerger?" diye. Antitezini anyorsa, biz Haymana'dayız. Gelsin, bizi orada bulsun! Beyoğlu'nun arka yüzü İtalya'dan daha uzak... Festivaün gözdelerinden. Scola'nın Mario, Maria ve Mario'sundan çıktılar. Alkazar'ın banna gıriyorlar. Fılmde Scola, İtalyan Komünıst Partisi'ne üye bir kankocanın öyküsünü anlatıyor. Partı içinde yollan siyası olarak aynltrken, evlilıklerinin de buna paralel çöküşü... Ya da evliliklerindeki çöküşün parti içinde ayn kanatlarda yer alarak dışa vurumu... Kadının elınde parlak beyaz ciltli İngılizce ıki kitap var. Biri The Dıctıonary of Costume, diğeri de The Art of Fashion Drafıng. Adam deri bır çanta taşıyor. Sınemanın,edebıyaun,sanatın"tanıdık yüzleri" Alkazar'ın bannda. Bir yandan ünlü bir yönetmen, diğer yanda bir yazar, az ötede yerli filmlerin birjönüoturuyor. Genç kadın "Çok guzel fılmdi" diyor. Adam "güzelüği" tamamlıyor : "İnsanların özel yaşamlarındaki duruşlamla siyasetteki dunışları arasındaki çizgilerin kesişmesini çok iyi >akalamtş. Bence oliliğin giderek durağanlaşması, tekdüze bir noktaya varması iki insanın birbirlerinden ayrılmalanndan önce parti içinde yollarınin ayrılması olarak >ansıyor." Sonuç olarak, İtalyan Komünist Partisi'ne üye Mario ve Maria'nın sorunlan. davranış biçimlerinin kökeni, tstiklal Caddesi iizenndeki Alkazar sinemasının bannda anlaşılmıştı. Adamda da kadında da İtalyan Maria ve Mano çiftinı kavramanın mutluluğu vardı. Antitez Haymana'da... MUSTAFA EKMEKCİ 3 nın iki yansıdırlar. Biri karalanınca, miş binalann, hala yükselmekte olan girer, ne cankurtaran. Ömektepeliapartman iskeletlerinin arasından ler, bazı apartmanlann arasından yol öbür taraf tenüz kalır mıT" Çevresindekıler muhtar Göleli'yi bakmak gerekiyor. Her yer tuğla re'n olmadığı için neredeyse tırmanıyorgi. Yeni yapılar ya da sıvasız apart lar. destekliyor: İleride bir yazı var: "Örnektepe "SHP'den belediye başkanı seçilen, manlar... Ne imar planı var ne de bu seçimde de CHP'den aday olan izan. Apartmanlann çatılan neredey parkı". Ancak park diye girilen yer Hüseyin Aslan, bizim bu muhtardan se birbirine değiyor. Düz duran bir moloz yığını. Tabelasıasılmış ama bile daha az oy aldı. Üç bini bulmadı kaçak apartmana, bir diğen yan park yapılmamış. Bu da "Aslan sosaldığı oy. Burada beş sene belediye lamasına geSp dayanmış. Bazı apart yal demokrat belediyecilik anlayışı" başkanlığı yaptıktan sonra seçime gi manlann arasında yol gececek yer nın yeni bir ürünü olsa gerek. Parkın ilerisi eski bir Yahudi merip, her yıl için bin o> bile alamazsan, bile kalmamış. Evler iç içe, bir yangın anla halk seni nasıl değerlendiriyor." olsa, birisi ağır hastalansa ne itfaiye zarlığı. Üzeri şöyle bir sıynlmış mezarhğın. Mezar taşÖrnektepe Haliç'e lan toprağa kanşhakim bir nokta. mış. Kimi sahipli Aşağıda Haliç bir mezarlann taşlan kavis çızip Boğaz'a toprağa doğru akıyor. Eşsız raektepeliler, yol olmadığı için, evlerine betonla tutturularak kobir manzara. Buradan bakınca. Haliç' giderken bazı apartmanlann arasından neredeyse runması sağianmış. Sahipsiz mezarin leş gibı olması, sutırmanıyorlar. İleride bir yazı var: "Örnektepe lann taşlan ise geyun ortasından haparkı". Ancak park diye girilen yer moloz yığını. cekondulann vaya fırlayan pıslik kuladalan bile güzel göTabelası asılmış ama park yapılmamış. Parkın yapımında lanılıyor. Evlenn rünüyor. Ancak, bu ilerisi eski bir Yahudi mezarlığı. Sahipsiz merdivenleri, eşiği güzellığı görmek için oluyor. , gecekonduyken semezarlann taşlan gecekondulann yapımında Mezar taşlannın çimler sırasında kullanılıyor. Evlerin merdivenleri, eşiği oluyor. bir yüzünde altı köapartmana dönüşüp şeli Davut'un gelişigüzel yüksel o yıldızı ve ölen kişinin adı var. Arka yüzleri dümdüz. Evlerin yapımında mezar taşlan kullanırken, yazılar ve yıldız görünmeyecek şekilde ters yerleştinlmiş harca. Garbis özatay fotoğraf çekmek için, evlerin bir parçası olmuş mezar taşlanna bakarken bir kapının eşiğinde durdu: "Albert de burada yatıyormuş..." Ters çevrilmemiş bir mezar taşının üzerinde altı köşeli yıldız ve ölen kişinin adı okunuyordu. Gecekondular mezarhğa doğru taşmış. Bazı evlerin bahçelerinde, temellerinin dibinde mezarlar var. Çocuklar ve tavuklar mezarlığın üzerinde geziniyor. Bu görüntüye şaşınp "Hiç kemik çıkmıyor mu buradan" diye soracak olursanız da sakin sakin yanıtlıyor: "Arada bir üç beş tane çıkıyor. Alıp atıyoruz." Arabistan görüntüleri Beyoğlu'nun hemen her mahallesınde olduğu gibi Örnektepe'nin de çıkışında Diyanet'in Kuran kursu var. Küçücük çocuklar içeride. Kısa bir süre önce daha çok öğrenci varmış."Nereye gitti diğer çocuklar" diye sorunca, alınan yanıt ılginç: "Beykoz'da bir Kuran kursu var. Oraya gittiler." Anlaşılan çocuklar, Kuran kursu Kuran kursu dolaşünlıyorlar. Beyoğlu mahallelerini bir cami, bir Kuran kursu, bir cami, bir Kuran kursu geçince, ileride Bademlik var. Yok yok, sanki Beyoğlu'nun bir parçası değil de Fatih'in Çarşamba'sı, Draman'ı ya da Suudi Arabistandaki bir yerleşim birimi. Küçücük kızından, yetmişlik yaşlısına dek tüm kadınlar ya kara çarşaflı, ya peçeli. Başörtüsü bile daha çağdaş bir giyim biçimi olarak kalıyor bu görüntünün yanında. Örnektepeülerin anlatüğına göre, Beyoğlu'nun yoksul semtlerinde Refah her gün bir torba dolusu yiyecek dağıtmış. Torbanın üzerinde RP amblemi var; içinde de iki ekmek, bir parça peynir ve zeytin. Ya BeyoğlıTnun arka yüzü? Ancak Beyoğlu'nun bu yüzünde yaşayanlar, Italya kadar uzak olmayan Beyoğlu'nun öbür yüzündekileri ne kadar kavramışlardı? Sorunlannı, açmazlannı. çıkmazlannı ne kadar biliyorlardı? Daha doğrusu, Beyoğu'nun böyle bir yüzü olduğunun farkında mıydılar? Farkındalarsa ne yapıyorlardı? Ünlü sinema oyuncusu Nur Sürer, Beyoğlu'nun öbür yüzünü öğrenen , bu gerçeğin ayırdına varanlardan biri. Kendısı gibi sinema oyuncusu olan Halil Ergün'ün SHP'den Beyoğu Belediyesi başkan adayı olması üzirine, seçim kampanyası boyunca e\ ev, kapı kapı gezdi Beyoğlu'nu 'Birbirinden farklı binlerce insan anıdım" diyor Sürer, "Binlerce kadın tanıdım. Şimdi bir filmde rol alsam, elimde canlandıracak binlerce insan var. Bu kampanv adan önce, BeyoğlıTnun sınırlarının bu kadar geniş olduğunu bilmiyordum. Yapay bir gettolaşma var. İstanbul'a entegre olanıamışlar, kendi içlerine kaparanışlar. Örneğin Erzincan kökenli >üz virmi köy derneği \ar. Bilmem ne kö\ü jardımlaşma derneği. kendi içlerinde yaşıyorlar. Evleri köylerinde kalmış. Eşyalanyla birlikte İstanbul'a göçmüşler. Belki de köylerindeki > aşantılarından tek farlılıkları, burada evlerinin bir oda fazla olması. Aralannda o kadar az insan var ki, tstiklal Caddesi'ne çıkmış, orayı vaşamış... Ama oraları tanıyınca. Beyoğlu'nun bütününün bizim için vazgeçilnıez olduğunu anladun. Çfinkü biz bu insanlarla iç içe yaşıyoruz." Tek tip Refah gömleği Bir Örnektepeh seçimler sırasında tanık olduğu olayı anlatıyor: "Bir sabah kalktım, yedisinden yetnüşine biitün erkeklerin üzerinde aynı renk ve desende oduncu gömleği var. Sanki tektipgiyinmişler. Şaşırdım önce. Sonradan öğrendim ki, Refah herkese aynı gömleği dağıtmış. Hemencedk üzerlerine geçirmişler." Bu olay başka bır yaranın da anlatımı elbette. insanlann giyecekleri o denli sınırlı ki, ellerine bir gömlek geçer geçmez hepsi birden hemen giyiniyor. Yani, yeni bır gömleği birkaç gün bekletecek kadar zengin değil gardroplan. Beyoğlu denilince bir zamanlar akla İstiklal Caddesi'nin ara sokaklanndaki pavyonlar, batakhaneler gelirdi. Ancak. sinemalan, tıyatrolan, kitapçılan. müzik evleri ile "Beyoğlu'nu kültür basınca", aydmlann. gençlerin gittiği kafeler, barlar ara sokaklarda bu pavyonlann yerini almış. Pavyonlar Beyoğlu'nun içlerine doğru çekilmiş. Örnektepe Muhtan Göleli, bir rahatsızlıklannı dile getiriyor: "Beyçğlu'nun o çirkin eğlenee biçimi buralara taşoidı. Sosyal demokratlar bile bu tür şeylerin mahalle İşte Beyoğlu'nun arka yüzü Örnektepe'den görüntüler. En üstteki resimde görülen moloz yığını sözümona park. içlerine kadar girmesinden rahatsız. Kimbilir ne zaman biter? Üst solda görülen önü kesilmiş yol da sözde sokak. Sağdaki resimde oynavan çocuklarsa, İnsanımızın çoğu o tür şeyleri kabulleyanı başlanndaki şe>in Albert'in mezartaşı olduğunun farkında bile değiller.(Fotoğraflar: GARBIS ÖZATAY) nemez." Seçimler süresince bunu da bir silah olarak kullanmış Refah. Hatta "SHP kazanırsa çocuklannız, kızlartnız Beyoğlu'na düser" diye korkutmuşlar insanlan. Ömektepeliler sık sık, bir türlü yapılmayan parklannı, geçit venneyen sokak aralannı, toplanmayan çöplerini gösterip söyleniyorlar: "lşte biz de Beyoğlu'nda yaşıyoruz. Istanbul'un göbeğinde yani..." Bu BeBeyoğkt'mmilk n.vözyılınikinci yoğlu'nu seymediniz. Biraz da sıkıntı yanstndaki îsıanbuFu çekirdeğiGalata. dağıtmak için iyisi mi Tünel'den vuinoeteyen veyazan Kozmopolit bir run, İstiklal Caddesi'nden çıkın. R b M Smankenü. !26Tde Yapım tarihi olarak dünyanın ikinci konudaşoyİe GaJata, bir daha metrosu sağınızda kalsın, aldırmayın birleşmemek üzere d d d i * Gramafon Bar'dan gelen caz müzigiBizans'tan aynlıyor. ne. Naam Hikmet Vakfı'ru solda kestsıde İ Galata'ya bırakın. Arkadaki Nevizade Sokağı'şehri'olarak VenedİkiiJerhaidın. nı da bırak. Oraya sonradan gelecebeiinnekte,Törk İ453'teGalata ğiz. Yeni Melek solda, Atlas, Alkazar Ö } r f dövüşmeden sinemalan sağda kalsın. Atlas'ın giriOsmanilara tesiim merkezisemtlerine şindeki Kulis'e de takılma, içerideki yerteşrken j abanalar oluyor. Bumın antikacılann vitrinlerine de. İleride daGalata'da üzerineFataSultto Mis Sokak var. YukansmdakiHayal Mehmet de Galata'da Kafe'ye, Caz Bar'a, aşağıda Ümit'in yaşayaniara din ve Neredeyse tüm Beşinci Mevsim'ine, Muzaffer'in yabanci ülkelerin tkaretözgüriüğü Akademi'sine sonra gidersin. Yerinbüyükelçiiik bînaiansı tanıyor. de şimdi bir bankarun şubesi olduğu 1447'd.çkitîüfus için vitrinde bir makete dönüşmüş Beyoğiu'aun çekirdeğmi ofeışruran Galata, tarib boyaBca çeşitli kurduğu* önce Galata, sayıınınagöre Nisuaz Pastanesi'ne de bakma. İyisi din ve ıduslardan insanlann bfaitkte yaşadığı bir merkcz oldu. sonra da Beyoğlu. Osmanlı Galata'nın yüzde 38'i mi bir Taksim'e çık. Sıkıntın dagılmadı mı, vur bu kez de Taksim'den Ortodoks Rum, yüzde 35'i Müsiüman. yüzde 22'si İmparatorîuğu'nun Batj'yaacılanpenceresi oîdu Tünel'e doğru. İtalyan Komünist Katolik Avrupah, yüzde 5'ı deGregoryen Ermeni. 19. yüzyıhn başlannda Osmanbda Batıblaşma Partisine üye Mario ile karısı Maria'Galata'dakiCenevizüferinayncalıklıhayan İ669 hareketi ite biriikte *y aniışı 3e doğrasa öe nın sorunlannı iyi kavra. Örnektepe'yıisnda sona erdîkten sonra. GaJata, {stanbuİ'da eerçekkştirilen 'BatıijLaşma' ejiemkri içinde; deki Ahmet'in, Bademlik'teki Ayşe'Hiristiyaıüann çoğunlukta olduğumahaîlderdetı bin îstanburdaki Avrupahtann ve A\ rupa ite üişkîB nin açmazlannı nasılsa bir anlayacak haîinı alds. Galala'nm ayncaİıklanTü yitirdiği bu HıristivTUiOsmanltJann yoğunbiçfandeotunlakları çıkar. Hem bazen Beyoğlu'nun arka dönenkle gene de onu, İs£anburuB Hınsuyanlann Galata'nm > ıJdızı gene parlamaya başlanuştır. '" yüzü İtalya'dan daha uzak gelmiyor çoğuniuktaokluğudığerınahallelerindenayıran mu insana? önemli özellikleri vardır. Bunlardan biri de yabancılann yaşadığı bir yer Kaynak: Beyoğht, Özâennr Kaptem (Arkcm j, Yayuıları olmasmdan kaynaklanmaktadır. SÜRECEK Ergün ve Refah Nur Sürer'e göre Beyoğlu seçimlerinde başanlı bir aday ve bir de başanlı parti var. Başanlı aday Halıl Ergün. Başanlı parti de Refah. Sürer. "Biri secmeni beyaz perdeden yakaladı, diğeri de dinden" diyor. Örnektepelıler de Sürer'in bu saptamasını doğruluyor: "Camilerde vaaz vere vere seçimi kazanddar. Adam Erzurum'dan gelmiş. Günah diye evinde tekvizyon acımyor. On dört yaşında bir kızı var, imam hatipte öğrenci. Kız nereye derse, orava oy veriyorlar. Küçücük kız, koca koca adamlara, bürun aileye Refah'a oy > erdirdi." Beyoğlu'nun kısa tarîhi Batı'ya açdanpencere BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 1/ Flurcun da denilen bir 1 kuş. 2/ Muşmulaya benzer bir yemiş... Elektrik 2 akımı devrelerini kollara « ayırmak için kullanılan kutu. 3/ Üzerinden uyku 4 sersemliğini atamamış c olan... Bakınn simgesi. 4/ iri ve uzun taneli bir 6 üzüm cinsi. 5/ Sağlıklı... 7 Balmumuna ya da parafıne batınlmış fitil. 6/ 8 Adlan sıfat yapmakta g kullanılan • bir yapım eki... Birbağlaç... Sergen. 7/Alışılmış olan, yenilik getirmeyen. 8/ 106 taşla oynanan bir oyun... Hayriyye ve Hayrabad adb mesnevilenyle ünlü XVII. yüzyıl divan şairi. 9/ Bir cins antibiyotik. YUKAR1DAN AŞAĞIYA 1/ Kimyonla yapılan Rus kökenli likör... Argoda esrar. 2/ Düz ve geniş arazi... Hayyanlan bağlamak için çakılan demir ya da ağaç kazık. 3/ Pamuk, yün, ipek gibi şeyleri eğirip iplik durumuna getirmeye yarar araç... Bir çoğul eki. 4/ Tokmakbaş adı da venlen bir balık. 5/ Eli işe yatkın, becerikli... Duman lekesi. 6/ Deseni, rengi ve atkısı bozuk hah... Küçük erkek kardeş. 7/ Bir gösterme sıfaü... Demirli betonla yapümış yapı. 8/ Merhamet... Bizmutun simgesi. 9/ İskambilde koz... Kahramanmaraş'ın bir ilçesi. Misafır oylar Bir başkası Refah'ın Beyoğlu'ndaki organizasyonunu anlatıyor. "Benim inancım o ki, Beyoğlu'nda RP'nin en az beşbin misafır oyu vardır. Kazanamayacaklart yerlerden seçmen kaydırdüar buraya. Biz, ne seçmen kütükkri yazüırken sahip çıkabildik, ne de seçim günü sandıklan koruyabildik." SHP Beyoğlu İlçe Başkanı Yuksel Kılınç açıklık getirmek istiyor partinin bu zaafıyetine: "Seçmen kütükleri 7 kasımda yazıldı. İlçe örgütümöz bu tarihten on beş gün önce görevden alındı. Sonra göreve iade edildiysek de seçmen yazımında künseye görev \eremedik. çünkü zamanımız kalmamıştı. RP bu işi ustaca yaptı. Adam kaydırdı, ama yığma yapmadı. Kaydırdıklarını Beyoğlu'na yaydı. İş böyle yapılınca da daha sonra seçmen listesi incelenerek anlamak olanaksız duruma geliyor." Örnektepe Muhtan Haydar GöleB, solun bölünrnüşlüğünden şikayetÇi: "Sokular hem bölündüler hem de birbirlerini karaladılar. Oysa, partiler ayn olsa da eninde sonunda bir elma
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle