Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS1994 ÇARŞAMBA
10 DIZIYAZI
Gazi'ye'yurttaşlık'tuzağı
POLTTIKA VE OTESI
0te yandan, Ata-
türk'ün ulusu çağdaş uygarlı-
ğa ulaştıracak atılımlanndan
rahatlan kaçan, ürken, aydı-
nlanmadan korkan bazı kişı-
ler, engeller yaratmak için ne
oyunlar düşünüp ortaya koy-
duklannı. akla hayale gelmez
ustalıklar gösterdiklerini,
Söylev'de Atatürk şöyle anla-
ür:
"2 Aralık 1922 günü, Büyük
Millet Mcclisi İkinci Başkanı
doktor Adnan Adıvar'ın baş-
kanlık ettiği oturumda. başkan
şunları söyledi: "Efendim, Mil-
letvekili Seçimi \ asası'nın de-
ğiştirilmesiyle ilgili önergenin
görüşülebileceği \olunda Ta-
sarı Romisvonu'nun bir yazısı
var." Bu sözler, "Okunsun!" ses-
leri ile karşılandı.
Başkan, 'Efendim, yasa
tasarüarınuı okunmadan ko-
misyona gönderilmesi, gelene-
ğimiz gereğidir' dedi. Ben,
'yasa tasartsfm okutmadan
komis\ona göndermek isteyen
başkandan söz alarak şunları
söyledim: 'Efendim. bu yasa
tasansı özel bir amaç güdüle-
rek hazırlanmış. Bu özel amaç,
doğnıdan doğnıya beni ilgilen-
dirdiğinden izin verirseniz. kı-
saca düşüncemi bildirmek isti-
vorum.
M E R İ Ç V E L İ D E D E O Ğ LV
Mjrn\rum Milletvekili Süleyman Necati,
Mersin Milletvekili Selahattin ve Samsun
Milletvekili Emin Bey, bir tasan hazırlarlar.
Milletvekili seçilebilmek için o günkü sınırlar
içinde kalan yerler halkından olmak veya bir
seçim bölgesinde beş yıl oturmak gibi koşullar
içeren tasan Mustafa Keman yurttaşlık
haklanndan yoksun kılmayı amaçlamaktadır.
Gazi'nin vanıtı
Mustafa Kemal'e yurttaşlık tuzağı > asasının üç mimarı (soldan sağa) Erzurum Milletvekili Süleyman Necati Bey,
Samsun Milletvekili Emin Bey ve Mersin Milletvekili Selahattin Bej'di. Ancak halk bu milletvekillerinin tasartsını
öğrenince büyük tepki göstererek Meclis'e telgraf yağdıracak \e Mustafa kemal'e sahip çıkacaktı.
Erzurum Milletvekili Sük>\
man Necati, Mersin Milletu-
ili Selahattin >e Samsun Mil-
letvekili Emin Beycfendi'lerin
hazırladıkları yasa tasarısı,
doğnıdan doğnıya beni yurt-
taşlık haklanndan yoksun
kılmak amacını güdiiyor. Ta-
sarının ondördüncü maddesini
gözden geçirecek ohırsanız,
şöyle denildiğini göriirsünüz:
Büyük Millet Meclisi'ne üye
seçilebilmek için, Türkiye'nin
bugünkü sınırları içindeki yer-
ler halkından olmak ya da ken-
di seçim bölgesinde yerleşmiş
olmak gerekir. Göçmen ola-
rak gelenlerden Türk ve Kiirl-
ler, bir yere yerleştirildikleri
günden bu yana beş > ıl geçmiş
ise seçilebilirler.
Ne yazık ki, benim doğum
yerim, bugünkü sınırtar
dışında kalmış bulunuyor.
İkincisi, herhangi bir seçim
bölgesinde beş yıl oturmuş da
değilim.
Bu durum, yurdumuzu yok
etmek isteyen düşmanların bu
işteki başanlarının biraz olsun
önlenemeyişinden ileri gelmiş-
tir. Eğer düşmanlar amaçlan-
na tam olarak ulaşmış olsa-
lardı. Tanrı korusun. tasarıya
imza atan bayların doğum yer-
leri de sınır dışında kalabilirdi.
Bundan başka, beş y ıl sürek-
li olarak bir seçim boigesinde
oturmamış isem, o da bu yurt
uğnında yaptığım öde\ler yü-
zündendir. Eğer bu maddenin
istediği niteliği kazanmaya
çalışsaydım, IstanbuTu k'a-
zandırmakla sonuçlanan Arı-
burnu ve Anafartalar'daki sa-
vunmalarını yapmamaklığım
gerekirdi. Eğer bir yerde beş
yıl oturmak zorunda bulun-
saydım, Bitlis'i >e Muş'u kur-
tarmak gibi önemli ödevimi ye-
rine getirmemekliğim gerekir-
di. Bu bayların istediği nitelik-
leri kazanmak isteseydim Ha-
lep'te bir ordu kurarak düşma-
na karşı savunmaya girişme-
mekliğim >e bugün 'ulusal
sınır' dediğimiz sınırı eylemü
olarak çizmemekliğim gere-
kirdi.
Sanıyonım ki, bundan sonraki çalı-
şmalanmı herkes bilir. Hiçbir yerde,
beş yıl oturamayacak koşuüarda
çalışmış bulunuyorum. Ben sanıyonım
ki, bu çalışmalarımdan dolayı ulusu-
mun sevgisini ve yakınlığım kazandım.
Bu çaltşmalarım yiizünden yurt'
taşlık haklanndan yoksun bırakıla-
cağımı hiç aklıma getirmezdim. Sanı-
yonım ve sanıyordum ki, dış düşman-
lar canıma kıyarak beni yurdumdaki
işimden ayırmaya çalışacaklardır.
Ama hiçbir zaman düşünüp düşleye-
mezdim ki yüce Meclis'te de, iki-üç
kişi bile olsa, düşmanlar gibi düşünen
M.
oyunlar, Atatürk'ü durdura-
mazdı. Nitekim o. yürüyüşüne
devam ederek Lozan Banş
Antlaşması çahşmalanna baş-
lamıştı bile... Kendisinden din-
leyelim:
"Bay lar, iki dönemli olarak 8
ay süren Lozan Konferansı'nın
aşamalannı >e sonucunu bütün
dünya bilmektedir. Bu konfe-
ransta Türkiye Devleti'ni, İsmet
Paşa Hazretleri temsil etti.
Trabzon Milletvekili Hasan Bey
ile Sinop Milletvekili Rıza Nur
Bey, İsmet Paşa'nın başkanlı-
ğındaki Delegeler Kurulu'nu
oluşturuyordu. Kurul, Kasım
1922 başiarında Lozan'a gitti.
Göriişmeler ateşli, tarttşmalı
geçiyordu. Türk haklannı tanı-
yan olumlu sonuç görülmüyor-
du. Ben, bunu pek doğal bulu-
yordum. Çünkü Lozan barış ma-
sasında yüzyıllık besaplar gö-
rülüyordu.
Mirasçısı olduğumuz Osman-
lı devletinin dünya gözünde hiç-
bir değeri, saygınlığı ve onunı
kalmamıştı. Genel devletler hu-
kukunun dışında bırakılmıştı.
Geçmişteki yandgılarla hiçbir il-
gimiz yokken, yiizyılların hesap-
ları bizden sorulmamak gerekir-
ken, bu konuda da dünya ik
karşı karşıya gelmek bize düş-
müştü.
Gazfden İnönıTye destek
Konferansta görüşmeler 4
Şubat 1923 günü kesildi. Daha
sonra. Lozan Konferansı 23
Nisan 1923'te yeniden toplan-
dı. Temmuz ortalannda konfe-
rans, anlaşma ile sonuçlandı."
Ancak antlaşmayı imzalama
konusunda İsmet Paşa, Bakan-
lar Kurulu Başkanı Rauf Bey'-
den günlerce olumlu ya da
ustafa Kemal bu
tuzağı açığa çıkanrken
şöyle der: Eğer bu tasannın
İStedİğİ niteliği kazanmaya ojumsuz bir yanıt alamayınca
çalışsaydım, Anburnu ve
Anafartalar'daki
savunmalan
yapmamaklığım gerekirdi.
Z7
JL/ğer bir yerde beş yıl
oturmak zorunda
bulunsaydım, Bitlis'i ve
Muş'u kurtarmak gibi
önemli ödevimi yerine
getirmemekliğim gerekirdi.
JLJ u baylann istediği
nitelikleri kazanmak
isteseydim bugün 'ulusal
sınır' dediğimiz sının
eylemli olarak
çizmemekliğim gerekirdi.
Anafartalar'da grup karargahı önünde silah arkadaşlanyla birlikte görülen Mustafa Ke-
mal, verdiği bunca mücadeleden ötürü birgün güç durumda kalacağını hiç hesaplamamıştı.
U çalışmalanm
yüzünden yurttaşlık
haklanndan yoksun
bırakılacağımı hiç aklıma
getirmezdim. Hiçbir zaman
düşleyemezdim ki yüce
Meclis'te de, iki-üç kişi bile
olsa, düşmanlar gibi
düşünen üyeler
bulunabilsin.
üyeler bulunabilsin.
Bu baylara sonıyorum: L'tusun da
kendileri gibi düşündüğünü söyleyebi-
lirler mi? Beni yurttaşlık haklanndan
yoksun kılmak yetkisi, bu baylara
nereden >erilmiş? Bu kürsüden açıkça
yüce kurulunuza ve bu baylann seçim
bölgeleri halkına >e bütün ulusa soru-
yonım ve karşıhk istiyorum."
Halkın tepkisi
Atatürk'ün bu sözleri ajanslarda,
gazetelerde yer ahr almaz, ülke ayağa
kalkar. Yurdun heryerinden Meclis'e
protesto telgraflan vağar. Tasarıya
imza atan milletvekillerinin seçim
bölgeleri halkı da onlan en ağır biçjm-
dc kınar. İşte Rize seçim bölgesi
halkının telgrafı:
"Üç milletvekili bayın, Seçim Ya-
sası'yla ilgili. bilinen önergesine. san-
cağımız milletvekillerinin katılmaya-
cağı kanısıyla bir şey yazmayı gerekli
görmemiştik. Şimdi milletvekili Os-
man Efendi'den aldığımız mektupta.
kendisinin o önerge ile ilgili bulundu-
ğunu ve karşı gruptan olduğunu övü-
nürcesine bildirmesi üzerine. şunları
bilgilerinize sunmak zorunda kaldık:
1- Size ve sizinle birlikte çalışan de-
ğerli arkadaşlannıza karşı sancağımız
adına söz söyleyen ve aykın görüş
bcsleyen \ e bizce hiçbir değeri v e öne-
mi olmayan milletvekilini lanetleriz.
Onun sancağımıa temsil etme hakkı
da kalmamıştır.
2- Şu zamanda yurt hayınlannın
bile katılma\acağı kanştıncılığı bize
öğütleyen milletvekili bayın görüşü-
nü benimscyecek bir tek kişinin bile
sancağrruzda bulunmadığını kıvana-
rak ve üstün saygilanmızla bilgilerini-
ze sunanz efendim."
Ulusun kurtancısına sahip
çıkışının tarihsel bir örneği. Öte yan-
dan 3-5 milleUekilinin bilinçlc ve ger-
çekten ustalıkla hazırladıklan bu gibi
büyük bir üzüntüye düşer ve
delegelik görevinin kendisin-
den alınmasını isteyen bir tel çe-
ker.
"Onun bu teline hemen şu ya-
nıtı verdim:
Ankara
19.7.1923
İsmet Paşa Hazretleri'ne
18 Temmuz 1923 günlü tel-
yazınızı aldım. Hiç kimsede ka-
rarsızlık yoktur. Kazandığınız
başanyı en sıcak ve içten duy-
gulanmızla kutlamak için, yön-
tem gereği, antlaşmanın im-
zalandığını bildirmenizı bekti-
yoruz, kardeşim.
Türkiye Büyük Millet Mecli-
si Başkanı
Başkomutan Gazi Mustafa
Kemal
İsmet Paşa, bu tel yazıma
karşılık verdi. İsmet Paşa'nın
üzüntüsünün ne kertede olduğu-
nu ve özellikle alçakgönüllülü-
ğünü. içtenliğini gösteren değerli
bir belge olduğu için, telgrafını
bilginke sunuyorum:
Gazi Muslafa Kemal Paşa
Hazretleri'ne
Lozan
20 Temmuz 1923,
Her dar zamanımda hızır
gibi yetişirsin. Dört beş gündür
çektiğim azabı bir düşün. Bü-
yük işler yapmış ve yaptırmış
adamsın. Sana bağlılığım bir
kat daha artmıştır. Gözlerin-
den öperim. Pek sevgili karde-
şim. sayın önderim.
İsmet.
Lozan ve SevT hevesleri
İsmet Paşa, 24 Temmuz 1923
günü Lozan Banş Antlaşmasf-
nı imzalar. Atatürk de hem
kendisini hem de Delegeler Ku-
rulu'nu kutlayan çok anlamlı
ve yaptıklan işi yücelten bir
telgraf çeker.
Geçerliğini koruması bakımından
tarihteki en uzun süreli antlaşmalar-
dan biri ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
uluslararası güvencesi olan Lozan
Antlaşmasfnı, günümüz Türkiyesi"-
nde Sevr Antlaşması ile karşılaştınp
Sevr'in daha gerçekçi olduğunu ileri
süren dış ve iç güçlere karşı Türk ulu-
su. Lozan Antlaşmasf nı da tıpkı Ata-
türk'ü koruduğu gibi öylece koruya-
caktır.
MEHMED KEMAL
Kaç Kez Kurtulmak...Kaç kez battık, kaç kez kurtardılar. Artık batmaya da
kurtarılmaya da alıştık Batmayı, kurtarılmayı kanıksar
olduk. Eskiler, bundanolacakadımızı 'millet-imerhume'
koydular.
"Ey, millet-i merhume!.."
İttihatçılar ülkeyi batırdılar mı? Kimine göre yargılan-
mak üzere gittiler; dönüp hesap vereceklerdi. Kaçarken
adlarını bile değiştirmişlerdi. Artık adları Ittihat ve Te-
rakki değ i I, Teceddüt Fırkası 'yd 1.
Ittihatçıların çoğu kaçarken bir Alman denizaltısına
(U-67) sığışmışlardı. Taİât, Enver, Cemal Paşa, Beyrut
Valisi Azmi, eski polis müdürü Bedri, doktor Nâzım,
doktor Bahattin Şakir, Cemal Azmi... Talât Paşa şöyle
diyordu:
"... Bizim siyasal ömrümüz artık sona ermiştir. Ister
haklı ister haksız yere olsun, bir kez üstümüze milletin
kin ve gazap yüzü dönmüştür. Bizim yurüyeceğimiz en
kısa yol, Avrupa'ya giden bu yoldur. Bir köşeye çekilip
oturmalıyız. (...) Gün geçer de bir fırsat çıkarsa, 0 fırsat-
tan yararlanmamız doğaldır. Bize düşen, her türlü tiran-
lıktan uzakta, bir köşeye çekilmektir."
Bir köşeye sinip yeni fırsatları gözetleyen Talât Paşa,
Almanya'da bir Ermeni kurşunuyla can vereceğini ak-
lından bile geçirmiyordu.
Enver'le Cemal Paşa'ları, sonucu ölümle biten mace-
ralar bekliyordu. Biri Türkistan'da, ötekı Tiflis'te can ver-
di. Öteki ittihatçılar ise dünyanın türlü kentlerinde birer
kıyıma uğradılar.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında boyle birer macera-
ya kurban giden bu paşaların içinde en gerçekçi, en
uzağı gören, Mustafa Kemal Paşa oldu. 19 Mayıs 1919'-
da Samsun'a çıktığında ne 'Gaz/'liği vardı ne Atatürk'-
lüğü, herhangi bir ordu müfertişi kimliğindeydi.
"Neye güveniyorsunuz" diye sorulduğunda,
"Milletin azim ve kararına.. ' yanıtını veriyordu.
"Milletin azim ve kararı" soyut bir kavramdı. Belki
Mustafa Kemal'in kafasmda bile tam şekillenmemişti.
Ancak Mustafa Kemal Paşa, Samsundan yurdabakıyor
ve şunları görüyordu:
"7979 yılı Mayısı'nm 19'uncu günü Samsun'a çıktım.
Genel durum ve görünuş: Osmanlı devletinin de içinde
bulunduğu topluluk, genel savaşta yenılmiş; Osmanlı
ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes
anlaşması imzalanmış. Buyuk savaşın uzun yıllan bo-
yunca, ulus yorgun ve yoksun bir durumda. Ulusu ve
yurdu bu genel savaşa sürükleyenler, kendi başlannın
kaygısına duşerek, yurttan kaçmışlar. Padişah ve halife
olan Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını
koruyabileceğini düşlediği alçakça önlemler araştır-
makta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükumet;
güçsüz, onursuz. korkak, yalnız padişahın isteklerine
uymuş ve onunla birlikte kendilerinı ayakta tutabılecek
herhangi bir duruma boyun eğmiş. Ordunun elinden s/-
lahları ve cephanesı alınmış ve alınmakta."
Peki, vatan coğrafyası ne durumdadır? Bunu Mustafa
Kemal Paşa, bir tablo gibi şöyle çizer:
"itilaf Devletleri. ateşkes anlaşması hükümlerine uy-
maya gerek görmüyorlar. Birer uydurma nedenle, İtilaf
donanmaları ve askerleri Istanbul'da. Adana iline Fran-
sızlar; Urfa, Maraş, Antep'e Ingilizler girmişler. Antalya
ile Konya'da Italyan birlikleri, Merzifon'la Samsun'da
ingiliz askerleri bulunuyor. Her yanda yabancı devletle-
rin subay ve görevlileri ve özel adamları çalışmakta. 75
Mayıs 1919'da, İtilaf Devletleri'nin uygun bulmasıyla Yu-
nan ordusu izmir'e çıkanlıyor.''
Bu tablo çizildikten sonra vatanı kurtarmak, saldırganı
yurttan atmak, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak,
'7923 Devnmi'ni kotarmak eylemi başlıyor. "Milletin az-
mi" bundan sonra ete kemiğe bürünüyor; Türk ulusu,
"millet-i merhume " olmaktan kurtulma sürecine giriyor.
Vatan kurtuluyor.
Bundan sonrası ise kaç kez batmanın, kaç kez kurtul-
manın 'destan ıdır!..
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Değirmene su veren
oluğun eğimi. 2/ Sahip...
Bir cins tafta. 3/ Kum fa-
lı... Verme. ödeme. 4/
Gözleri görmeyen... Da-
ha çok Ege türkülerinde
ve oyun havalannda rast-
lanan. Türk müziğinde
küçük bir usul. 5/ Kırlili-
p gösteren iz... Olumsuz-
luk belirten bir önek. 6/
Benzenden türeyen ve
boya sanayisinde kullanı-
lan zehirli bir madde. 7/
Hakkâri'nin eski adı. 8/ Defa...
Eylemleri olumsuz yapmakta kul-
lanılan ek. 9/ Tavlada bir sayı...
Çile durumundaki ipliği yumak
yapmak ya da masuraya sarmak
için kullanılan aygıt.
VrKARIDAN AŞAĞ1YA:
1/ Klasör. 2/ Mantık... Dâhi. 3/
Düşünce yazısı türlennden bın. 4/
Asya'da bir ırmak... Cılız. zayıf. 5/
Dürülerek boru biçimi verilmiş de-
ri >a da kâğıt tomar... İşaret. 6/
Yapısına girdiğı sözcüğe "iki. çıft" anlamı katan yabancı
önek... Ciddi olmayan. ciddi işlerle uğraşmayan. 7/ Bir İamseye
çalıştığı yerce verilen tatil... Ad kavmi hükümdan Seddad tara-
fından cennete benzetilerek yaptınlan efsanevi bahçe. 8/ MÖII.
bin yılında Yukan Suriyeve Mezopotamya'da Hurriler tarafın-
dan kurulmuş olan devlet. 9/ Denizfılinin dişlerinden yapılan
değerli bir tespih... Güreşte bir oyun.
Yarın: Devrlmler
gencliğe emanet
VEFAT
Antakya eşrafından merhum İskenderun mutasamfı
Hacı İbrahim Ethem ve Piraye Mümin'in kızı; merhum
Fikret Mümin, merhume Seniye Civelek ve Saime
Hekimoğlu'nun kız kardeşleri; Hekimoğlu, Mümin.
Civelek, Ozgüven. Demircan, Yüksel. Karabay, Çirkin,
Kaymazailelerinin kıymetli büyüğü; Dr. Vehbi Yüksel.
Ethem Yüksel ve Piraye Demircan'ın anneleri; Esen
Yüksel ve Yusuf Demircan'ın kayınvalideleri; Erdem'in
sevgili babaannesi; merhum Burhan Cahit Yüksel'in
sevgili eşi; Cumhuriyet Türkiyesi'nin yetiştirdiği aydın
Türk kadınının simgesi,
Nişantaşı Kız Lisesi'nden emekli kütüphaneci
AYŞE HAYRÜNNİSA
YÜKSEL'İ
kaybettik. Üzüntümüz sonsuzdur. Cenazesi 25 mayıs
çarşamba günü (bugün) ikindi namazını müteakip
Teşvikiye Camii'nden kaldınlacaktır.
Allahrahmeteylesin.
AİLESİ
BAŞSAĞLIĞI
Danışma Kurulu Üyemiz, değerli sanatçı
ATİLLA
GALATALI'yı
yitirdik. Acımız büyüktür.
Tüm dostlann başı sağolsun.
Nazım Hikmet Kültür ve Sanat
Vakfı Yönetim Kurulu
ILAN
T.C.
KARAKOÇAN ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Sayı: 1993 234
Davacı Şcnol Yalçın vekili Av. Abdulkadir San'nın davalı Der-
ya Yalçın alcyhınc açmış olduğu c\liliğin fcshi davasının yapılan açık
duruşmasında verilen ara karan gereğınce:
Davalı Karakoçan ılçcsi Sanbaşak koyü nüfusuna kayıtlı İmam
kıa. Besime'denolma01.05.1964doğumlu Derya Yalçın'ın adına çı-
kanlan tebligata rağmen bilaikmal iadc cdıldıği. zabıta manfctiylc
yapılan araştımıada ise adresi bilinmediğinden davalı adına ilanen
tebliğıne karar vcrilmiştir.
Davalı Derya Yalçın'ın duruşmanın atılı bulunduğu 06.07 1994
günü saat 09.30'da mahkememızde hazır bulunması veya kendisini
bir vekille temsil ettirmesi aksı takdirde >okluğunda karar verileceği
dava dilekçcsi yerine kaım olmak üzere ılan olunur. 11.05.1994
Basın:48313
Ç0KKAPILI0DA
Asım Bezirci
3.bası40.000(KDVn,ınde)
Ycıyınları Türkoaığı Cad.39-41 Cağaloğlu-İsıtmbul
Ödemeti gönderibnez
LAPSEKİ ASLİYEHUKUK
HAKÎMLİĞİ'NDEN
Dosyano:1993 2Esas
1994 19 Karar
Davacı Ülfettin Yıldı vekilı A\. Emine Güney tarafmdan davalı
Hanife Yıldı hakkında açuğı boşanma konulu davada:
Lapseki ilçesı. Çardak. kütük: 589'da nüfusa kayıtlı İlyas-Ayşe'-
den 1944'te olma Ülfettin Yıldı ile Şükrü-Fatma'dan, 1942'de olma
Hanife Yıldının şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanmalanna karar
verildiğinden.
İnkur Belediyesi. Şükrü Yalkı kızı Ünye-Ordu adresinde ikamet
eden davalı Hanife Yıldfya karar tebliğ edüemediğinden. karar tebli-
ği venne geçerli olmak üzere ve ilan tarihinden 15 gün sonra karann
kesınleşeceğı ilan olunur. 12.4.1994
Basm:48308
KARŞIYAKA 2. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1993 288
Davacısı Yusuf Özoğlu vekili tarafından davalılar Necati Akkuş
\e Ramazan Günaydın aleyhine açılan alacak davasında;
Davalılar Necati Akkuş ye Ramazan Günaydın'ın Büyükdere
CaddesıNo'. lllGa>rettepe İstanbuladreslerineçıkanlantebligatla-
nn bılateblığ ıade edildiği \e savcılıkça yaptınlan araştırmada tebli-
g;ıt.ı sarih adresleri tespit edilemediğinden, adı gecen davalılann
duruşmanın bırakıldığı 15.06.1994 günü saat 09.55"te mahkememiz-
dc hazır bulunması veya kendilerinı bir vekille temsil ettirmeleri. du-
ruşmaya gelmediklen takdirde duruşmanın \okluklannda yapılıp
karar venleceği hususu davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
16.05.1994 Basm: 27366