06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22MAYIS1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Uzay Heparı kaza geçirdi • Lstanbul Haber Servisi - • Müzis>en Uzay Hepan (25), .'Etiler Koç Köprûsü iüzerinde, önceki gece saat ;23.30sıralannda ,'motosikletivle Demet ;Akbag a ait araca çarparak ;ağır yaralandı. Tiyatrocu •Demet Akbağ'ın, anza .'yaptığı için aracını Idurdurmak zorunda kaldığı iöğrenildi. International ; Hospital'a kaldınlan ; Hepan'nın bilincinin kapalı •veileri derecede beyın ödemi • olduğu, boyun omurlannda '. da çok sayıda kınklar '. bulunduğu, aynca kann ; bölgesinde derin bir , kanamanın meydana geldiği ; ögrenildi. Kazadan sonra • gözlem altına abnan Demet ."Akbağ'ıntutuksuz ,'yargılannıasına karar verildi. tercüman 3 gün çıkmıyor !• lstanbul Haber Servisi - •Tercüman gazetesinin, yeni ;biratılım başlatacağı ;gerekçesiyle bayramın son üç •günüçıkmayacağı açıklandı. Tercüman gazetesi, dünkü !sayısında, büyük biratıhma ihazırlanıldığını belirten bir ,'duyuru yaptı. "Bayramda peden çücmıyoruz?" başbkh duyuruda şöyledenildi: "En £eç haziran ortalanna doğru Tercüman için yepyeni bir .•başlangıan temelini atmaya lyönelik çabşmalar, Ibayramda da sürecek. Bu Jıazırbklan teknik donanım yc bakım açısından da jgeliştirmezorunluğu, bizleri IÜÇ gûn boyunca, siz saygı Ideğerokurlanmızdan ayn bırakacak, bayramın 2,3 ve 4. günleri Tercüman Çıkmayacak." Sermaye arttırımları fl Ekonomi Servisi- Eczacıbaşı IlaçSanayii'ninde iaralannda bulunduğu dört Ikuruluşun sermeye ]arttınmlan, Sermaye ;PiyasasıKurulu(SPK) ;tarafından kayda alındı. |Dokuz kuruluş, sermaye iartünmı için, iki şirket de ikayıtlı sermaye sistemine Igeçmek ve tavanı yükseltmek [için başvuruda bulundu. |Eczacıbaşı. 12 miJyan 'bedelh, 414 milyan bedelsiz •olmak üzere toplam 486 .milyar liralık arttınma gıderek sermayesini 846 milyaraçıkaracak. Transtürk Holding'in 80.8 milyar liralık bedelli, ayrıı oranda bedelsiz; •Kaleporselen Elektronik îSanayü'nin 48 milyar liralık bedelli, 12 milyarük bedelsiz; llsan İlaç ve Hammaddeleri •Sanayii'nin 3.9 milyarhk Ibedelli, ömilyarlık bedelsiz !hisse senedi ihraçlannı da kayda aldı. TAİ'de öpetim • ANKARA (AA)-F-16 uçağı gövdesinin yüzde 70'inin imal edildiği, Türk Havacıbk ve Uzaj Sanayii'nde (TAI), yıl sonuna kadar 188 uçak arka gövdesi, 141 adet orta gövde ve 115 adet kanat imal edilecek. TAİ, uçağın gövdesini oluşturan barçalann 4 bin 800 adedini jmalediyor. BirF-16 uçağının üretiminde takriben & bin takım aparat ve 75 bin parça kullanıldığma işaret fcden yetkililer, uçağm gövdesini oluşturan parçalann imalatında kullanılan 3 bin kalem takım le avadanlığın da TAİ'de uretildiğını belirttiler. İnşaat bekçisi öldürüldü • Lstanbul Haber Servisi - Çengelköy Talimhane Kaldınm Çaddesi'ndeki Torunlar Inşaat'ın bekçisi Sadık Kartal, bekçilik yaptığı inşaatta ölü bulundu. Önceki gece kimliği belirsiz kişi veya kişilerce başına torba geçirildikten sonra boğularak öldürüldüğü anlaşüan Kartal'm cesedi, kurban kesmek için inşaata gelen inşaat sahibi Aziz Torun tarafından bulundu. Üç milyon hacı • MEKKE(AA)-İslam ülkelerinden gelen yakJaşık üç milyon kişi, Mina'da şeytan taşlayıp kurban kestikten sonra haa oldular. Arafat'açıkanyaklaşık 100 bin Türk haa adayı, Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın merkezi sistemle .okuduğu Vakfe duasına eşlik ettiler. Işçiııiııgözühükümette Hükümetin 'ücretleri dondurma' eğilimi üzerine sendikalar toplusözleşmelerin yasal grev aşamalannı aynı tarihe denk düşürerek 'genel grev'e gitme çalışmalanna başladı GÜNESGÜRSON ANKARA - Ekonomik istikrar pa- ketinin açılmasının ardından, büyük bir bölümü kamuda çalışan 1 milyonu aşkın işçi, gözünü "ücret dondurma" eğüiminde olan hükümete dikti. Türk- İş Genel Başkanı Bayram Meral, tem- muz ayında ücretlerde artış yapılma- ması yönünde hükümetten henüz bir teklif gelmediğini bebrterek, "Teklif gel- sjn, ondan sonra tavnnuzı koyacağız. Kazanılmış hakkimızı verecekler" dedi. Hükumetın "ücretleri dondurma ya da sembolik arttşlarla yetinme" haarbkJan sürerken sendikalar, ortak hareket etme ve bütün toplusözleşmelerin yasal grev aşamalannı aynı tarihe denk düşürerek "genel grev" amacına ulaşmak yönünde çahşmalara başladılar. Kamu sektöründe çalışan ve 1993 yı- bnda toplusözleşme imzalayan 629 bin 783 kamu işçisı. temmuz a>ı zammını beklerken; bu yıl sotıunda başlanacak ve 429 bin 641 işçi adına yapılacak olan toplusözleşme görüşmelerinin. erken tarihe abnması gündeme geldi. Tem- muz zammı için olası bir kesintiye ve üc- retlerin dondurulmasma karşı çıkan Türk-İş, tavnnı hükümetin tekbfini yapmasının ardından, bayramdan son- ra belirleyecek. Hükümetin. "ücretleri dondurma", "sıfır zam" ya da son dilim toplusözleş- me zammını'taksitlendinne" çahşması- nın sonuçlan, ılk olarak haziran ayında 33 bin 950 işcinin ücreti üzerinde belirle- yici olacak. Temmuz ayında 224 bin 900. ağustos ayında 36 bin 566, eylül ayında 334 bin 367 işçi, yapüacak zam oranından etkijenecek. 1992 ve 1993 yı- llannda Türk-İş ile hükümet arasında bağıtlanan kamu kesimi toplusözleşme- lerine göre, 629 bin 783 işcinin. son dı- lim ücret zammını "enflasyona endeks- li" olarak alması öngörülüyor. Türk-İş Başkanı Meral, Cumhuri- yet'e yaptığı değerlendirmede, hüküme- tin ücret zamlanna ilişkin "öneri getir- mediğiıu"", sadece "sıkıntıdan bahsetti- ğini" belirterek, "Yûkü sadece işçi ve memur taşısın diye bir şey yok. Birikim- leri belli oranda kullananlar belli. Hü- kiimet. onlarla görüşmeli" dedi. Meral, temmuz zamlannm geçen yıl imzalanan toplusözleşmeyle kazanılan bir hak ol- duğunu vurgulayarak "Devlet borç alı- yor. O borcu alırken dolar 8 bin lira. Şimdi ise 32 bine çıktı. Devlet, 'O günkü kur üzerinden borcumu geri ödeyeyim' demiyor. Zamlar için de aynı şey geçerli. Kazanılmış bir hak" dedi. Ancak, enf- lasyonun sıfır olması ve fiyatlann don- ması durumunda ücretlere ilişkin bir düzenlemenin konuşulabileceğini belir- ten Meral, "Şu anda öyie bir durum yok. Teklif yok. Teklif gelirse, değeıien- direceğiz. Önce SHP lideri Karayalçın düşüncesini söylesin. "DYP'nin ve IMF'nin isteklerini aynen kabul ediyo- ruz' desin. Kazanılmış hakkı verecek- ler" diye konuştu. Meral, hükümetin zam vermeme eğilimini, "sindinne giri- şimi" olarak nitelendirdi ve "Teklif geJ- sin, ondan sonra tavrımtzı ortaya koya- cağız. Hiçbir şey yokken, yeni bir olay yaratmak istemiyorum. Ölmayan bir teklifi tarttsmak istemiyorum. Düşün- cetni, teklif geldikten sonra söylerün" dedi. Meral, bu yıbn sonunda pazarlık masasına oturulacak ve 1995 yılında bağıtlanacak olan toplusözleşmelere ilişkin olarak, "1995'e ilişkin normal çalışmalarnnız devam edecek. Müzake- releri başlatma süreci erkene alınacak. 3 ay önce müracaat edeceğiz. Martta söz- leşmeteri bitirmek tsrivoruz" diye konuş- tu. Romanlannızı ve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel:5540804 Nükleer danışmanlik savaşı kızıştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'de kurulması planlanan nükleer santral ile ilgıli olarak Türkiye Elektrik Kurumu'nun (TEK) açtığı danışmanlık ıhalesi savaşa dönüştü. Türkiye'nin nükleer danışmanlığını üstlenmek ıçın nükleer teknolojiye sahip ülkelerarasında amansız bir yanş sürdürülüyor. 2 milyon dolar dolayındaki nükleer danışmanbğı üstlenen firma, Türkiye'de nasıl bir nükleer santral kurulması gerektiği konusunda görüş bildirecek. Danışmanın, nükleer santrabn belirlenmesindeetkin bir rol oynaması. nükleer santral ınşa etmek isteyen ülkelerin danışmanlık ihalesini almak isteklerini daha da artınyor. Türkiye'nin nükleer danışmanı TEK ve Atom Enerjisi Kurumu'nun birlikte çalışması ile önümüzdeki günlerde belirlenecek. Türkiye'nin nükleer danışmanlığını üstlenmek için hazırlık yapanlar arasında yer alanlardan Hindistan, ülkedeki nükleer santrallann güvenlıği ile ilgıli olarak asılsız iddialar ortaya atıldığını öne süriiyor. Bir süre önce, Hindistanlı bilim adamı Dr. Bhupesh Manglaya dayanarak çıkan ve "Hindistan'da nükleersantrallann güvenlikli olmadığr yolundakı haberlenn doğru olmadığıru öne süren Hintliler, Cumhunyet'e yaptıklan açıklamada. şu görüşleri dile getirdılcr: "Hindistan nükJeer sanrrallan ile ilgili iddialarda bulunan Dr. Bhupesh Mangla'nın Hindistan bilim diiny asında hiçbir statüsü > oktur. Onunla Ogili hiçbirbilgi edinemedik. Hindistan nükleer santrallarında rady asyon sızınrtsı oMuğuna dair iddialar asıbız ve anlamsızdır." HAFTAYA BAKIS AHMET TANER KIŞLALI "Pûlûmür'ûnYaşsızKadını" Sidney'de bir Türk sormuştu: - Kürtlerin de bir ulus olmaya hakları yok mu? Sorunun öncesi vardı.. Uluslaşamadan, aşiretleri, ka- bileleri geride bırakmadan çağdaşlaşılamayacağını an- latmıştım. Atatürk'ün, 70 dilın konuşulduğu bir toplum- dan 'ulus' yaratma çabalarının niçin 'devrimcilik' oldu- ğunun altını çizmeye çalışmıştım. Soru ilk bakışta akla yakın gibiydi. Oysa 'öz'ün anlaşı- lamadığını gösteriyordu. Bir 'ulus'u, etnik kökenlerine göre 'ulusçuk'fara böl- mek, tarihsel açıdan 'ilericilik' olamazdı Yeniden 'feo- dal bölünme 'ye bir başka biçim aftında dönmok anlamı- nagelirdi. Ve adı da 'gericilik'olurdu. Tıpkı Yugoslavya'nın bugünkü bölünmüşlüğünün 7/©ı /•/' değil, yapılan yanlışlıkların bedeli olan bir geri' adım olması gibi.. (Toplumu bir arada tutan 'ortak' değerleri değil, 'farklılık'\an kurumlaştıran yanlışlıkların!..) Somut bir soru: - İşçi sınıfını bir bayrak etrafmda birleştirmek mi ileri- ciliktir, yoksa gücünü ve olanaklannı parçalara ayırmak mı? • • • Ayrımcılık gericiliktir! Ister ırka, ister dine, ister cinsiyete, ister yaşa.. isterse etnik kökene ya da bölgeciliğe dayansın Bölerek ilerlenmez, bölerek gerilenir. Avrupa Birliği, geriliğin ürünü olarak değil, ilerleme- nin gereği olarak doğdu Doğmak zorunda kaldı. Feodal beyliklerin 'ulus' oluşturması ileri bir adımdı. Şimdi ulusların 'birlik'oluşturması ileri biradımdır... Türkiye'de bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını azaltmaya çalışmak ilericiliktir. Gelir dağılımındaki çar- pıklıkları azaltmaya çalışmak ilericiliktir. Herkesin aynı hak ve özgurluklerden, aynı olanaklar- dan yararlanmasını savunmak ilericiliktir... Yurttaşları arasındaayrım yapan deviet, Tcötö'birdev- lettir. Insanları etnik kökenlerine göre 'biz've 'onlar' di- ye ayıran yurttaşlar, ftcM'yurttaştırlar. Gericidirler! ••• Atatürk'ün ulus tanımı üç öğeye dayanıyordu: Ortak tarih, ortak dil (anadil değil!), ortak kültür. Elbette ki 'ırk' ve 'din' birliği de varsa, ulusal bağların daha güçlü olabileceğini söyleyebıüriz. Ama bunlar, Ke- malist ulusçuluğun 'olmazsa olmaz' koşulları değildir. Atatürk'ün 'ulus' kavramına 'ırk'\ sokmaması doğru- dur! Iraklı ile Faslı belki aynı 'ırktandır. Ama aynı 'ulus'tan değildir.. Tuareg'ler Arap değildir, ama Faslıdır. Tıpkı "Berberi'lerin de Cezayir ulusundan olması gioi. Bir Arap ulusu yoktur, Arap ulusları vardır. Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen Türklerin sayısı 800 bin ile 1 milyon 200 bin arasında değişiyordu. Oysa o ta- rihte Anadolu'nun nüfusu bunun on katı idi. Kim 'safkan' olduğunu öne sürebilir? Çoğunun anası yabancı olan Osmanlı padişahları 'safkan' mıydı? Etnik' kökeni Korsikalı olan Napolyon Fransız değil miydi? italyan kökenli Yves Montand ile Michel Plaöni - ye, "Onlar Fransız değil, İtalyan " dıyebılen tek aklıevvel var mı? Türk milli takımının kaptanlığını yapmış olan Lefter bir Rum, ama Türk.. Tıpkı Arnavut kökenli Şemsettin SamJ gibi. Tıpkı Slav kökenli Mlmar Sinan gibi... Istanbul'da Arap baba Alman anadan doğmuş Türk tanıyorum. ABD'de de, Türk ana ve babadan doğmuş Amerikalı!. Ve Atatürk'ün 'ulus' kavramına 'din"\ sokmaması da doğrudur! Bugün -ikisi de Slav kökenli olan- Boşnaklarla Sırplar, niçin birbirlerini acımasızca öldürüyorlar? 'Irk' farkın- dandeğil, d/n'farkından!.. • • • Ozan ne güzel söylemiş - "Pülümür'ün bir dağ köyünde gördüm onu/yaşını sor- dum bir giz gibi güldülkimi seksen dedi köylülerden kimi yüzlyüzüne baktım bir giz gibi güldülbir asa vardı elindefbir solmuş krallığın/kadifeden harmanisi üze- rindelbir Hititliydi ol bir Selçukluydu/bir Ermeniydi bir Kürttu, bir Türk..." Anadolu insanının gerçeği, Sayın Ecevit in bu dizele- rinden daha güzel anlatılabilir mi? Tıpkı, tanınmış bir sanatçımızın şu sözleri gibi: "- Annem Ermeniydi, babam ise Çerkez.. Ben Tür- küm!.." w Sendikabarajı InsanHaldanKomisyonu'nda Türk hükümetinden sendikaların toplupazarlık hakkı önündekiyüzde 10 barajı konusunda savunma istendi STRASBOURG(Cıınımıriyet)- Avrupa İnsan Haklan Komisyonu, sendikalann toplu pazarbk hakkı önündeki yüzde on ba- rajla ilgili şikayeti cıddi bularak görüşme ka- ran aldı. Türk hükümetinden 22 temmuz ta- rihine kadar savunma iştedi. DİSK'e bağb Sosyal-İş Sendikası ve üyesı Ayfer Kodaş'm kişisel başvuru hakkını İcul- lanarak yapılan şikayeti, 7 nisan tarihü top- lantısında görüşen komisyon, konuyu gö- rüşmeye dejer buldu. Avrupa Insan Haklan Komisyonunun iç tüzüğü gereği Türk hükümetinden söz ko- nusu şikayete ilişkin görüş istendi. Avrupa İnsan Haklan Komisyonu Türk hüküme- tinden özellikle şu sorulara yanıt verilmesını istedi: "Başvuran sendika, kolektif sözteşmeler akdedemediğinden ve grev hakkını kullana- madığından şikayet ermektedir. Yasaya göre bir sendikanın kolektif sözleşmelere katılabil- mek için aynı sektörde çalışan işçilerin yüzde 10'unu kaydetmesi zonınluluğu bulunması ne- deniyle ortaya çıkan bu durum, Sosyal-İş Sendikası faâliyetlerini yüriîtme özgürlüğüne ve bu özgürlüğü hiçbir ayrıcalık olmadan kul- lanabilme hakkına uygun mudur?" Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'nun Türk hükümeünden yanıt vermesıni istedıği, sendikanın kullanamadığı haklar Türkiye'- nin de altında imzası olan ve uyma yüküm- lülüğü bulunan Avrupa İnsan Haklan Söz- leşmesi'nin 11. vc 14. maddelcrinc aykın ola- rak özgur sendıkal faalıyeı ve sendikalar arasında ayncalık yaratmama haklan ile çe- lişiyor. Avrupa İnsan Haklan Komisyonu Türk hükümetinden savunma isterken. şikayet konusu olayla ilgıli gelişmelere de yer verili- yor. 1966 yılında kurulan DİSK'e bağlı Sos- yal-İş Sendıkası'nın 12 Eylül sürccinc kadar toplu pazarlık ve grev haklannı kulandığı, o tarıhtc kapatılıp gelirlerinin Hazıne'ye dev- redildıği. İ990'da tckrar faaliyctıne izın ve- nldıği ancak 2822 sayılı yasanın yüzde 10 baraja ilişkin hükmü gereği kolektif pazarlık hakkının tanınmadığı anımsatılıyor. Türk hükümetinden bu durumun doğru olup ol- madığı soruluyor. Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'nun istediğı açıklama Türk hükümetini zor du- rumda bırakacak. Baraj yolu ile sendikanın toplu pazarlık hakkının engellenmesi, Avru- pa İnsan Haklan Sözleşmesfnin ilgili hü- kümleri ile çok açık çelişiyor. Sosyal-Iş Sen- dikası'nın baraj nedeni ile toplu pazarbk hakkını kullanamaması da birgerçeklik ola-. rak ortada duruyor. Türk hukümeti, Türkiye'yi Uluslararası Çabşma Örgütü ILO'da da yıllardır zor du- rumda bırakan barajlann kaldınlması ko- nusunda henüz ciddi bir adım atmış değil. Sadece Çabşma BakanbğYnın yasa değişikli- ğı ıçın hazırladığı bir taslakıa. barajın kaldı- nlması öngörülüyor. Ancak gerçekte barajı kaldıracak bir çalışma. Türkiye gündeminde değil. Hükümet, Avrupa İnsan Haklan Ko- misyonu'nun da katıbmı ile uluslararası platformda Türkiye'yi çok zor durumda bı- rakan 12 Eylül ile gelmiş barajın hala kaldı- nlmamış olmasına gerekçe olarak Türk-İş'- in istemesini gösteriyor. Sendikal rekabetten korkan Türk-İş, TİSK'in ve sağ siyasi parti- lerin desteğini alarak, "güçhı sendikacılık" adına barajı savunmayı sürdürüyor. KAMU HUKUKÇULARI DA ÖRGÜTLENİYOR NECATtAYGIN Avukatka' sendika kuntyor İZMİR- Kamuda çalışan avu- katlar da sendikalaşıyor. Kuruluş çabşmalan Ankara'da başlatılan "Kamu Hukukçuları Sendikası" - nın örgütlenmesını yürüten. Saba- hat Çine,"Kamu kesiminde görev yapmakta olan avukatların so- runlanna çözüm arama çalışma- lanmızda. sonınlann bir sendika örgütlenmesiyle çözümlenmesinin daha yararlı >e çözümlerin daha kalıcı olacağı göriişü ağırlık ka- zandı. Çalışmalara başladık" dedi. Kamu kesimde çalışan hukuk- çulann, özellikle avukatlann so- runlanna yıllardır el atılmadığını ve birjken soruniann çözüm bekle- diğini belirten Avukat Sabahat Çine, Ankara'da başlattıklan sen- dikal çalışmalann Türkiye gene- linde sürdürüldüğünü ve tamam- lanmak üzere olduğunu belirtti. Avukat Çine. kamu kesiminde çabşan hukukçulann sorun- lannın, ülke genelindekı hukukçu- lann ve avukatlann sorunlanyla iç içe olduğunu belirterek görüşlerini şöyle dile getirdı: " Biz kamu kesimi avukatlannın, meslek, iş >e çalışma koşullarımı- zdan kaynaklanan >e ancak bizim yaşâdığımız >e çözümünü de bizim gerçekleştirebileceğimiz pek özel sonınlarımız \ardır. Özel sorunlar, özel örgütlenme biçimleriyle çö- zümlenebilir. Bu anlamda, kamu kesiminde göre* yapmakta olan avukatların sorunlarına çözüm ara- ma çaltşmalarımı/da, soruniann bir sendika örgütlenmesiyle çözümlen- mesinin daha yararlı \e çözümlerin daha kalıcı olacağı düşüncesi ağırlık kazandığından, bu yolda çalışmalara başlanıunıştır.'" Çine, sendikal çalışmalann ba- rolara ve mesleki kuruluşlara al- ternatif olmadığını, kamu çalışan- lannın sürdürdükleri grevli-toplu- sözleşmeli sendikal mücadeleleri- ne katkıda bulunacağmı belirtti. MİLLİ EĞİTİM BAKANIEMİR VERDİ Menuna protesto yasağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin, kamu çalışanlannın etkinliklerini genelge ve teleks emri yayımlayarak engelleme tavn sü- rüyor. İçişleri BakanbğYnın ardı- ndan, Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe de, ekonomik istikrar pa- ketinı protesto eden kamu görevli- leri hakkında adli ve idari işlem ya- pılması yönünde bir teleks emri yayımladı. Menteşe tarafından teşkilata gönderilen emırde, kamu çalışan- lannın çalışma saatleri içinde yö- neldikleri sokak gösterilerinin 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na aykın ol- duğu belirüldi. Ekonomik istikrar paketini pro- testo eden kamu çalışanlannın "kamu gmenliğini sarsacak" ve "deviet otoritesine zaafiyet görün- rüsü verecek" davranışlarda bu- lunma eğiliminde olduklannın kaydedildiği teleks emrinde. "Ya- sal dayanaktan yoksun bu davranı- şlara tevessül eden kamu görevlileri hakkında ^erekli adli te idari işlem- lerin yapılması" istendi. İçişleri Bakanbğı'nca teleks emri olarak yayımlanan genelge. 14 ni- san tarihinden itibaren diğer ba- kanbklar ve teşkilatlara gönderil- mişti. Memur sendikalannın 'Şasal obnadıklan" na dair ilk genelge, 28 şubat 1991 tarihinde ANAP'ın içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu döneminde Müsteşar Vecdi Gönül imzasıyla yayımlanmıştı. Bu ge- nelge, daha sonra Eğitim-İş Sendi- kası'nın açtığı dava üzerine, Danıştay 5. Dairesi tarafından, ör- gütlenmenın "temel hak ve özgür- lük okhığu" gerekçesiyle iptal edil- di. Bunun ardından geçen yıl hazi- ran ayında. Başbakanvekili olan Erdal tnönü. memur sendika- lannın faâliyetlerini engelleme yö- nündeki girişimlerin durdurulması gerektiğini, bir genelge ile duyur- muştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle