06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 22MAYIS1994PAZAR. OLAYLAR VE GORUŞLER Laiklikvebireyselyaşam fnsanların dınlı yaşamalan kadar, dın-dışı yaşamalan da mümkün. Yalnızca devletın laık olabıleceğıni, ama bireylerin [aik olamayacaklannı dıle getıren görüş bu nedenle doğru bır :emele oturmuyor. M. SADIK ASL ANKARA T urgut ÖzaJ'ın nıce sure once so\ledığı bır soz \ardı "Laik olan devlet- tir, ben laik olanıam!" Nedense o sıralarda pek durulmamıştı bunun üzennde Bu kez. Cumhurbaşkanı Sü- feyman Demirel'ın bu tur bır soylemle kamuoyunun gundemıne gelmesı şa- şırtıcı oldu Demırel. şenatçılann Kızı- üy'da yeşıl bajrak açması olavının ardından. bırgazeteyle yaptığı soyleşı- ce şunlan sovjuvordu "Laiklik keli- raesi, Türkiye'de vanlış kullanılmakta- ckr. Devlet laiktir. ama birevler laik otamazlar. Çünku insanlar >a Allah'a iaanırlar ya da inanma/lar." Bu sov- lemlenn an arda ıkı kez yınelenmesı, bunun da otesınde bu olçude çakışma- sı bır rastlantı olabılır mı9 Devletın laıklığı vurgulandığı ıçın, sankı ılk bakışta doğruy muş gıbı algı- lanabılecek bu duşuncenın, bireysel yaşama değgın yanı. ne >aak kj ele alınmış değıl Tek tek bırev ler laık ola- mazmış gıbı laık bır bırevsel >aşam- dan soz edılmezmış gıbı, Türkije'nın son otuz yılında ağırlıklı pa> sahıbı olan bu ıkı lıdenn bırbınnı butunleven ıfadelen. adeta doğrulanırcasına sus- kunlukla karşılandı Bu suskunluğa bakılarak bıreyın değıl. ama valnızca devletın laık olabıleceğıni dıle getıren bu gomşun doğruluğu savlanabıhr mı9 Bu soylemlerde laıklığın. ustu ortu- lu bır şekılde "dinsizlik" olarak algı- landığı. en azından boyle yorumlandı- ğı anlaşılıyor Denılmek ıstenıyor kı "Detlet dinsiz oiabiür, ama bireyler dinsiz olamaz!" Once ,şu uç kav ramı bırbınnden avırmak gerekır "DinJi", "dinsiz", "din-dışı". Tıpkı "ahlaklı" (ahlakı). "ahlaksız" (gaynahlakı), "ahlak-djşı" (lâahlakı) kavramlannda olduğu gıbı Sız eğer, laıklığın dınsızlık olduğunu duşunerek onermeler kur- maya gıdersenız, elbette boyle bır so- nuca ulaşırsınız Temele alınması gere- ken onerme bu değıldır oysa Laiklik, dınsızlığı değıl, dın-dışılığı ıfade eder Çunku dınsızlık ıle dın-dışıhk ayn an- lamlar ıceren kavramlardır Burada "laik" kavramının anlamı. kokeru uzennde duracak değılım Konuyld ıl- gılı dennlığıne bılgı edınmek ısteyen- ler. Toktamış Ateş'ın son gunlerde vavjmlanan değerlı bır çalışmasından vararlanabıhrler(l) Ancak tam bu noktada. konuyla da ılgısı nedenıyle, Toktamış Ateş'ın soz konusu yapıtın- dan şu tumcelen aktarmakta yarar var "Haklıdırlar. Birevler laik olmaz. Laik olan, laik olabilecek olan devlettir. Ama bir kişi pekâlâ, 'Ben laık bır ınsa- nım' divebilir. "Ben laığırrf demek, "Be- nım dınım sızı ılgılendırmez Ben de sızın dınınız ve ınançlannızla ılgılen- mı>orum" demektir. "Ben laık değılım demek, "Ben kendı ınancımı. sana zor- la >a da senı ıkna ederek kabul ettıre- ceğım ve eğer kabul etmezsen. senı toplumun dışına sureceğım" demek- tir." (s 24-25) Demek kı bıreylen toptancı bır yak- laşımla dınlı \a da dinsiz olarak grup- landırmak doğru bır çıkarsama ola- rnaz Buturtoptancıyaklaşımlannyol açtığı kıyım, ışkence, vahşet. 'karanlık çağ' boyunca can ahcı orneklerle ın- sanlann gozlen onune serılmedı mı r> Hıristiyanlığın vaşadığı karanlık ça- ğın. şımdı de fslam dunyasında, hıç değılse kımı ulkelerde uç verdığı gorul- mujor rau' Hınstıjanlık. va^ıdığı karanlık çağı. A)dınlanmaMa aştı Hı- nstıjan dunvası. tabulan ve dogmaia- n aşarak tekseslılığı kınp çokseslılığe vehoşgoruveulaşarak kavuştu'aydın- lanma'vla Kuşkusuz Islamıvet de kendı 'ajdınlanma'sını yaşayacak Her toplumun. avnı çağda 'aydırdanma- nın ışığını yakalaması olası mt'' Işte Turkıye' Lstelık Musluman bır ulke olarak yetmış vılı aşkın suredır bır 'ay- dınlanma' vaşanmıvor mu toplumu- muzda9 Cumhurıvet ıçın kımı yazarla- nn " Anadolu A> dınlanması" so> lemını kullanmalan Ösmanlıdonemındevd- şanan 'karanlık çağın1 aşılmasından kavnaklanmalı' Aydınlanmaya ulaş- manın. hem Batıdakı Hınstıvanları hem de Turkıje'dekı Muslumanlan dınsızleştırdığını kım ılen surebılır9 Toplumsal ve bireysel yaşam, bunun yanı sıra devlet yapılanması dın-dışı bır temele vaslanmıştır. o kadar' Dın- dışı y aşayan bır kımse dinsiz sav ılama- yacağı gıbı. dınlı bır kımsenın dın-dışı bır yaşam alanı olamavacağı da duşu- nulmemehdır Yanı insanlar hem dın- lı olabılırler hem de hıç değılse zaman zaman dın-dışı bır yaşam surdurebılır- ler Ne var kı 'dogmacı duşunce've gore, dınlı bır kımsenın dın-dışı vaşam alanı olamaz' Olmamalıdır da1 Bu savı ılen- ye surenler. aslındd "inanç"lan vola çıkarlar Veınancadavanarakdaakla buvruklar. hıç değılse engeller kovma- va kalkışırlar Ovsa nıcedır bılınen bır gerçekle yaşıvoruz Akıl ve ınanç. bı- lım ve dın a\n temellerden kaynakla- nıyor Ne akıl ve bılım dını ve ınancı temellendırebılır, ne de dın ve ınanç. bılımı ve aklı1 Bunlar apavn olgular çunku1 Laiklik burada gınvor devreve' Dı- nın ve ınancın yanı sıra akla ve bılıme de ozgurluk tanıvor Yalnız dıne ve ınanca davanan bır toplum duzenı ye- nne. bılımden vanada bırdengesağla- maya çalışıyor Bıreylenn hem dınlı olup hem de dın-dışı bır va^am alanın- dan \ararlanmasi bovlece olanaklı hale gelıvor Bır kımsenın. dınlı vanı ıle dın-dışı vanını d>nı anda kışılığınde banndıramavdcağını sdvlamdk, askı- da kdlmava hukumlu Çunku kışı.dk- lıvla dın-dışı bır dlanda vdşarken, ınancıvla dd pekâlâ dınlı bır dlandd vaşavdbılır Bu bır çelışkı savılmamalı1 Çunku. ne dın bılımı ne de bılım dını temellendırmek gıbı bır ışlev ustlen- mektedır buradd Çelışkı ancak, aklı ınançla ya dd ınancı akılla temellendır- meve çalıştığınızda çıkar ortavd' Bu nedenle herhjngı bır kımse, bır>anıy- la ınancını. bır başka vanıvla dd ınanç- dışını vaşavabılır Bılınen ornektır 17vuzvıIdaHınstı- yanlığa sıkı sıkıya bağîı, kovu bır dınlı olarak tanınan Pascal'd aıttır soz "Laboratınara girmeden once dinimi, bir gomlek gibi dışartda bırakır, labora- tınara ovlegjrerim." Bırdınlının bunu sovlemesıne şdşmdmalı1 Bunu sovler- ken Pdscdl. dın-dışı bır alanda da va- şavabıleceğını gostenvor. o kddar Yoksa dınsızlık alanına çıkmış değıl o1 Aslındd ldboratuvarda da dınlı bır kımlığe sahıp Pascdl, ama oradd dınlı- lık çerçevesındekı ınançld değıl dın- dışı alanın vasldndığı akılla yurutecek- tır çdlışmaîdnnı Pascdl, her ne kaddr evrenın akılla temellendınlemeveceğı- nı sov lemış^e de. onun bu yaklaşımını. bu vdzınm konusu olan tavnnddn avn duşunmek gerekır Nıtekım laboratu- vdrda ulaştığı sonuçlar doğrultusun- dd dını çevrelerın kovduğu \ristote- lesçi dogmalara karşın. bunkıra karşı çıkmavı bılmıştıro1 Bızde ıse Anadolu a>dınldnmasınd dek. bunun tam tersı olmuş ne vazık kı( Bılım ve sandt gıbı. dın-dışı olarak Vdşanmdsı zorunlu kımı dlanlar ddhı hep ındnçla temellendınlme>e çalışıl- mıştır Orneğın Pascardan vakldşık uız >ıl sonra Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın. "Ma'rifetnâme" aracılığıv - ld ele aldıgı dnatomı çalışmdlannda. bu çelışkıvı gormek olasıdır Konusu- na ınanç temelınde vakldşmak zorun- da kalan İbrahim Hakkı. kendını hep ınancının ızınde bın gıbı duşunmekten alamamış. ne yazık kı ozgun bır çalış- ma da koyamamıştır ortava1 Çelışkı ışte burada gostermektedır kendını PascaPın davranışında bır çelışkı çık- maz ortava ama. Erzurumlu Irahım Hakkı kendını çelışkıden kurtara- maz Inancı. bır an ıçın olsun bırak- mazçunküaklını1 Turkıye'de bılımın ve sanatın Ana- dolu avdınlanmasıyla bırlıkte buyuk gelışme go^termesı. bu yuzden rastlan- tı savılmamalı1 Karanlık çağlarda ya- şanan o akıl ve ınanç arasındakı çelışkı aşılmışlır arlık1 Nıtekım bugun, ay- dınlanmanın egemen olduğu laık cumhunyetımızde toplumun çok bu- yuk kesımı dınlı olmakla bırlıkte, aynı zamanda dın-dışı bır yaşama alanının da fazlasıyla benımsendığı gorulu>or Zaten bılım adamlannm, Anadolu ya- şamını, İslamı>etın getırdığı katı ku- rallardışmda. bır "kadınlı erkekli top- lum düzeni" olarak vurguladıklan unutulmamaiı'(2) Demek kı ınsanlann dınlı yaşamala- n kadar. dın-dışı yaşamalan da mum- kun Yalnızca devletın laık olabılece- ğıni. ama bıreylenn laık olamayacak- lannı dıle getıren goruş bu nedenle doğru bır temele oturmuyor Ancak bunu savlayanlar asla unutmamalı, bır sure sonra. savladıklan duşunce- nın peşıne şoyle bır duşuncenın daha takıldığını görebılırler "De>let kişiler- den oluştuğuna, kişiler de laık olamaya- cağına göre. o halde devlet laik ola- maz!" Toplumumuz, belırlı makamlara gelmış kışılenn. tartmadan soz soyle- memelen gerektığını, bunun hıç değıl- se Turgut Özal la bırlıkte tanhe kanş- tığını düşünmek, daha da otesınde gormek ıstıv or 11) Toklamtş \teş. "Oûnvada >e Türkive'de La- ıkhk" Lrnıt'»dvınalık Ankara 1994 {2\ tmcl Oogramacı, "AUturk'ten Gunûmûze So$>alDeğışm«deTurkKiKİıııı" Ankara 194^ s 40 ARADABIR RECEP BİLGİNER Medyadan Gelen Koku Bır elımde kalem, otekı elımde P Lazaref'ın "Fransa'- daBasın Rezaletlen" kıtabı, busatırları yazıyorum Ama daha ılk satırda bır elımde neden Fransa da Basın Re- zaletlen kıtabı var' dıyesoruyorum kendı kendıme Çun- ku bu kıtap, Almanya karşısında Fransa'nın çokuş ne- de,nlerini araştırıyor Turkıye, bır çokuş oncesındekı surecı mı yaşıyor? Tur- kıye'de, 2 Dunya Savaşı oncesınde Fransa da yaşanan koşullar mı var? Hemen yanı başımızda, Fransa'yı co- kerten Hıtler rejımı gıbı tehlıkelı bır komşu mu var? Içı- mızden çokertılme gıbı bır durum mu var? Elımdekı 'Fransa da Basın Rezaletlerı ' kıtabının yaz- dıklarına bakılırsa, o donemdekı Fransa da banker reza- letlerı, banka ıflasları bırbınnı kovalıyor, kımı dalavere- cıler uçkâğıtçılar soyguncular mıllet ve memleket haınlerı, devlet buyuklerının hımayesınde, dolaylı ya da doğrudan, mılletı soyuyorlardı Devlet de buna seyırcıy- dı ya da her rezalete uydurma bır gerekçe one suruyor- du (Turkıyemızın bugunku durumu o zamankı Fransa'- nın durumuna benzıyor mu acaba dıye bır soru takılıyor kafama Yanıt bulamıyorum) Bır yanda soyguncular sankı butun kabahat cumhurı- yetyonetımındeymış gıbı 'batsın bi ( cumhurıyet" dıyor- lar, soyulan, somurulen şaşkın halk da bu tempoya ayak uyduruyordu Oysa amaç, kavram kargaşasında reza- letlerı ortbas etmektı Sonunda Almanlar, o çok guvenı- len Majıno hattından daha once Fransa yı ıçınden ço- kerttı P Lazaref kıtabında, olayları ınceledıkten, ıbretverıcı örnekler verdıkten sonra şu yargıya varıyor " Buçokuntununteknedenı.Fransızbasınının halkı- mıza doğru ve tarafsız haber vermemesıdır' Bi2, o zamankı Fransa ya benzıyor muyuz? Koşullar ve durum aynı mı? Ulkemız çokmedı, bunca bılgısızlığe, bunca kotu yo- netıme, bunca kışısel çıkarlar peşınde koşmalara karşı çokmedı Sıyası yonden de askerı yonden de Turkıye ayakta Gerçı devletımız bır ekonomık darboğazda, devlet adeta durdu Maaş ve ucretler zar-zor odenebılı- yor Yatırımlar rafa kaldırıldı Işsızlık, ışten çıkarmalar gunden gune artıyor Para durumu bankalar yurekler acısı? Ya medyanın durumu? Bu arada, medya dedığımız bu genış yayın duzenı -gazete ve televızyonlarıyla- nasıl bır tavır alıyor bu kar- gaşada? Tıpkı, hukumetın, tutarsız uygulamalan sonucu guven yıtırdığı gıbı, medya da guven yıtırıyor, ınanılırlığı- nı yıtırıyor Okuyucu yıtırıyor Bu yıtırmelerzıncırıne bır de bazı dedıkodular eklenıyor Şu gazete şu kadar, bu gazete bu kadar devletten yardım aldı dıye Bunun arka- sında, kulaktan kulağa O gazete de satıldı' gıbı acımaz yargılar gelıyor Bu yargıları o gazetenm bır gun once yazdıklarını bır gun sonra ınkâr eder nıtelıkte yayın yap- ması da desteklıyor Televızyonlar da oyle Kımı koşe yazarları, kımı televızyon yorumcuları, sık sık saf değıştırdıklerı ıçın, basın mesleğının ahlak kural- larına uymayan zıkzak çızıyorlar Bu zıkzaklar, olaylara, olayların tarafsız yorumuna bağlı kalınmadan, kımı partı lıderlen, kımı devlet adamlarıyla kışısel ılışkılenn etkı- sınde kalıyor Doğrusu, o polıtıkacılar, o devlet adamları da bu yozlaşmada ustaca rol oynuyorlar Sonra da, bır başka olayda kendı ışlerıne gelmeyen yorumlarla karşı- laşınca "basın ıtıbarını yıtırdı" gıbı duşunceler yayıyor- lar Bu arada okuyucu da, dınleyıcı de şaşkın Yazılanların, soylenenlerın hangısı yalan, hangısı doğru? Hangısıne ınansın, hangısıne ınanmasın Sankı halkın dışında cereyan edıyor ulkemızın sıyası ve eko- nomık olayları Pazarda medya, sıyasetçıler, ış çevrele- n, ekonomık kuruluşlann yonetıcılerı1 Ulus olarak, bu- yuk çoğunluk bu pazarın dışında sankı Dehşet verıcı bır goruntu bu 'Özgur parlamento-ozgur basın-durust yonetım' uç- genınde bozulma var Sıyaset ve sıyasetçıler, medyası, yonetıcısı bu kadroya dahıl butun oğelerıyle kendı ekse- nı çevresınde donen denız fenerıne dondu Medya, kendı ıçınde gerçek ve etkılı bır otokontrole gıtmelı Topluma yayılan bu fena kokuyu gıdermelı Savurganlık... Devletin zırvesınde bulunanların ısrafı hakkında venlecek başka bır ömek de mılletvekıllennın sınırsız hak ve ayrıcalıklannın yarattığı savurganlıkla ilgılıdir. 450 mılletvekılının maaş ve ayncalıklan toplu olarak hesapedılırse, en sa\ urgan padışahlara rahmet okutacak sayılara enşılır sanıyoruz SACİT SOMEL Emekli Elçi B atı ulkelennde ekonomı olum- suz sınvaller vermeye başladığı zaman. hükumetler kamu gı- derlennı ve ulusal kurumlannı gozden geçın>orlar Gereksız gorduklen harcamalan kaldı- nyorlar Gorevını tamamladığını ya da ulkeye bır yarar sağlamadığını saptadıklan kurumlan da kapatı>orlar Örneğın Ame- nka, 1993 yılında, 270 buyukelçılık ve kon- solosluklarından 20'sını kapatma karan almıştır Be>az Saray"dakı personel savısı- nı dortte bır olçusunde ındırmıştır Yaban- cı ulkelerdekı asken uslennden bazılannı da kapatmış ya da kuçultmuştur Ingıltere de de İkıncı Dun>a Savaşı"- ndan sonra. bıldığımız kadanyla uç kez ınceleme komısyonlan kurulmuş ve bu ko- mısyonlann kararlanna uyularak yabancı ulkelerdekı bırçok İngılız mısv onlan kapa- ulmıştır Şıh, Venezuela ve Etıyopya da aynı nedenlerle ulkemızdekı mısyonlannı kapattılar Hukumetımız de ıflasın eşığıne gelındık- ten sonra. IMF'den >enı kredıler sağla>a- bılmek amaayla olumsuz etkılennı daha ayadeyoksul halkın duvacağı nıtelıkte bır- takım onlemler alma>a başladı Oysa alı- nacak tasarruf onlemlenne joksul halktan değıl, devlet başkanlığından. bakanlardan ve mılletvekıllennden başlanması gerekır- dı Çunku. Özal'ın Başbakanlığı ve Cum- hurbaşkanlığı donemlennde ulkemızde başlatılan ve memleketımızın bu duruma gelmesınde ana etken olan aşın luks ve sa- vurganbklar. v ıne o makamlan ışgal eden- ler tarafından surdurulegelmıştır Orneğın Demırel, yıne buvük gezılere çıkmıştır Cumhurbaşkanlığfna son gunlerde dort mılvar lıralık bır Cadıllac satın alınmış ve bırkaç ton ağırlığında olması gereken luks araba, Nevv York'tan Turkıye'ye kadar uçakla geünlmıştır Arabanm ekonomık ıstıkrar paketınden once sıpanş edılmış ol- ması. geçerlı bır mazeret değıldır Çunku. borcu 60 mılyar dolan aşmış olan memle- ketımızın ekonomık durumu. geçen vıl da bu kadar paranın odenmesıne, hele hele uçakla getırtılmesıne musaıt değıldı Cumhurbaşkanlığı odeneğı. daha vılın ortasına v armadan tuketılmış v e ek odenek ıstenmıştır Başbakan Tansu Çiller de ANAP'tan. ekonomısı enkaz halıne getınl- mış bır ulke dev raldıklannı 1991 jılından ben, her fırsatta tekrar ettığj ve bu enkazı daha da kotu hale getırdığı halde, son gun- lerde, Başbakanlık ıçın her bın 149 bın ster- lıne(toplam 16mılyarlıra>a)gelenıkı luks araba sıpanş etmıştır Enkaz devralan ve sorumluluğunun bılıncınde olan bır Baş- bakan, bu luks ve pahalı arabalan satın almalı mı ıdı 9 Özal'ın eş ve dostlannın da katıldığı. 100-200 kışıîık tafralı dış gezıler de ondan sonra gelen buyuklenrnız tarafından a>- nıyla surdurulmuştur Renklennı ynkan- dan alan mılletvekıllen de bu havaya uymakta gecıkmemıştır Devlet parası ıle yapılabılmek ıçın resmı bır kısve>e burun- durulen bu gezıler. o derece kotu>e kullanı- lır oımuştur kı bırkaç vıl once, Afnka'dakı bır çevre konferansına sadece bır uzmanı- mızın katılması gerekırken savın bakanı- mız da aılesını toplavarak katılmış. konfe- ranstan sonra da gezı Gunev Afnka'ya kadar uzatılmışttr Gezı savurganlığının gınşım aşamasında kalan son orneklen. Demirerın, gecenler- de. akrabalannın da katılacağı 202 kışılık Lzakdoğu gezısı ıle Kultur Bakanı'nın 80 kışılık Avustralya gezısıdır Bu gezıler, bu- vuk bır ısabetle (5 Nısan'dan sonra) ıptal edılmıştır Devletın arvesınde bulunanlann ısrafı hakkında venlecek başka bır ornek de mıl- letvekıllennın sınırsız hak ve ayncahklan- nın yarattığı savurganlıkla ilgılıdir 450 mılletvekılının maaş ve ayncalıklan toplu olarak hesap edılırse. en savurgan padışah- lara rahmet okutacak sayılara enşılır sanı- >oruz Bugun mılletvekıllen, aldıklan yuksek maaşlardan veçeşıtlı devlet hızmet- İennden parasız yararlanma olanaklann- dan avn olarak. Turkıye'de tedavılen mumkun olsun olmasın, butun hastalıkla- nnı, deviet hesabına dışanda tedavı ettıre- bılmektedırler Bu hakkın kotu>e kullanıl- dığı ve bazı mılletvekıllennın yaptıklan Avrupa gezılennde otel masraflannı devle- te odetebılmek ıçın hastanelerde kaldıklan da bılınmektedır Memleketın başındakıler boyle bır sa- vurganlık ıçınde olurlarsa, bu devlet kendı- sını ıflastan nasıl kurtarabılır 9 Eğer. yukanda değındığımız gıbı, sayın hukumet ve devlet başkanlanmız, huku- metımız ve mılletvekıllenmız ekonomımı- zın gerçekten duzluğe çıkmasını ıstıyorlar- sa once >ukanda teker teker sayılan savur- ganlıklan durdurmalıdırlar Halka ornek olmalıdırlar Bu sav urganhklann kaldınl- ması ıçın vasal duzenlemeleregıtmelıdırler Sadece servıs otobuslennın kısıtlanmasıyla va vaz kamplannın kapatılmasıyla duru- mumuzun duzelemeyeceğını gormelıdırler Aksı halde. bu sav urganlık surup gıderse ulkemızın kalkınmasını yoksul halkımızın vapacağı fedakârlıklardan beklemek boş- tur PENCERE ALİACA ASLİYE HLKLK M4HKEMESİ HAKİMLİĞİ'NDEN DL\ LRLLLR Davacı Mıllı Egıtım Bakanlığı vekılı tarafından da\alıldr Rafet Ustun ve Ramazan Çakıcı alevhıne açılan Mıağa da kaın ^045 par- sel nolu taşınmaz ıle ılgılı açılan cebn tescıl davasının \apilan açık duruşması sonunda \enlen ara karan gereğınce Mahkememizde açıian cebn tescıl davasındadavalı Ramazan Ça- kıcı ya tebhgat vapılamadığından ılanen teblıgat >apılmdsına karar venlmışolup Karar gereğınce davalımn ış bu dava dılekçeMnın ılan edıldığı ta- nhtel46 1994gunusaatO9 10da vapılacakduru^mavagelmesıveva kendısını bır vekılle temsıl ettırmesi 1994 20 E savılı dosvada aksı takdırde duruşmalara gıjabınızda devam olunacaâ husuiu lian olu- nur 3 5 1994 Basın 27 B4 DENİZLİ1. ASLİYE HUKLK MAHKEMESİ 199A 297-1994 12^ Davacı Tanm ve Kovışlen Bakanlığı tarafından da\alı Asım Kılınç vs ale>hıne açılan kooperatıf feshı da\asının vapılan açık sar- gılaması sonunda Mahkememızce 8 3 I994tarıhındeverılenkararda davacı tarahn- dan açılan da\anınkabulune Denızlı ko\ kalkınma vedıgertarımsal amaçlı kooperatıfler bırlığının leshıne daır venlen karar davalılar Behçet Guleç Mehmet Tu\ı Omer Ihsan Pakoz \e Mehmet Alı Baş- kava'ya dosvadakı adresienne îeblığ edılemedıgmden mahkememiz- de venlen 8 3 1994tanhlıkararve7 4 1994 tanhlı Hazınetarahndan temyız edılen dılekçenın ılanen teblıgıne k^rar \en]rm$ olmakla adı geçenlere karar ve temvız dılekçesı Feblıg venne kaım olmak uzere tlan olunur Basın 4808^ T.C. ÇARŞAMBA ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ Savı 1992 17 Davacı S S K Genel Mudurluğu vekıllen tarafından davalılar TEK ıle OnaJ Havırlı akvhiennc açılan tazmınaı davasının vapılan at,ık \argılamaii sonunda mahkememızden venlen 9 2 1993 tanh ve 1992 17-27 savıij davanın kısmen kabulune ılışkın kararla. Kurum zaran olan 21 903 37 6 - TL nın tahsisın onav tanhınden ıtıbaren ıjlevecek \asal faızı 220 000 TL nıspı vekale! ucretmın 206 000 - TL \argılama gıdennın davalı Onal Havırlı dan tahsılıne karar verıldığı karann davacı vekılı ıle davalı TEK vekılının vuzlen- nekar^ı dığer davalı Onal Havırlı nın vokluğundavenldığı Ankara Kavaklıdere Ataturk Bulvan No 144 2-1 adresındeolduğubıldınlen davalılardan Onal Havırlı nın adreü meçhul olduğundan kendısıne teblıgat sapılamadığı daha evvel duruşma gununun ılanen teblığ edıldığı ılanın \avımlandıgı lanhten vasal suresınden sonra karann adıgeçeneteblıgedılmışsavılacagı temvızedılmedığıtakdırde kara- nn bu davalı vonunden koınlc^eceğı karar davacı S S K Genel Mudurluğu vekıllen taratından venlen 9 2 1991 tanhlı temvız dılek- çesının teblıgıne esa> olmak uzere davalı Orul Ha>ırlı'va ılanen teblığ olunur Basın 48192 BENATATÜRKÇÜ DEĞİLİM NadirNadi 12 baüSOOOOıKDV ıçınde) iu\mları TurkıxagıÇad 39-41 Cagaloğlu-Istanbul Ödemeli gonderilmez T.C. TOSYASULHHLKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1993 177-494 Davacı İsmaıl Hakkı Havırveren vekılı A\ Mehmet H Onsa vaş tarafından davalılar Ahmet oglu Hasan vearkdda^ları alejhınde açılrruş olan taksım ve\a ızaeı şuvu dd\asının vapılan duruşması so- nunda Dava konusu Tosya Hacıpır Mahallesı nde kaın tapunun pafta 26 ada 554 parsel 1 numarasında kavıtlı gaynmenkulun taksımının mumkun olmadığından satılmasına daır karar venlmış olup davalıla- nn aramalara rağmen adreslen tespıt edılmedığınden karar teblığ edılemermşdır Buna gore gazete ılanı ıle teblıgat yapılmasına karar venlmış olduğundan gazetenın ılanından ıtıbaren sekız gun ıçınde mahkememıze davalılar Ahmet oğlu Hasan Mustafa Ahmet Kıa Şerıfe Zelıha nın mahkememıze muracaatları teblıgat venne kaın ol- mak uzere ılanen teblığ olunur BdMn 48150 Ecürne'den Kars'a Oturak Âlemi... Kurban Bayramı'nda ozel televızyonlar 'kan oynat- mak' konusunda bırbırlerıyle yarışıyorlar Ne demek 'kan oynatmak"> Kaba bır lafl Eskıden jandarma koy ya da kasabada, ıçkılı toplantı- ları basar ustune bır de zabıt tutup, katılanlarm tumunu karakola sevk ederdı Ertesı gun gazeteler olayı yazar- lardı 'lckılı oturak âlemı yaparak kadın oynatan Alı, Ve//, Hasan, Huseyın ve arkadaşları, oynattıklan kadmlarla bırlıkte derdest edılerek haklannda kanunı muameleye gırışılmıştır ' Geçtı o gunler Maço erkek, şımdı evde oturuyor, hanım çılıngırsofra- sını kuruyor, televızyonu açıp ekranda kan oynatmak ıçın elde kumanda aletı var Erkek ısterse 'zapıng'deyapabılır, çunku butun kanal- larda gobek dansozlerı şıkır şıkır Fıkırfıkır Elın keferesı ne lyı ettı de bılımsel teknolojık devrımı gerçekleştırdı, ıletışım yoğunlaştı, medya palazlandı, gobek dansı odamıza gırdı • Eskıden koçek ve cengı varmış Koçek, kadın kılığına gırıp oynayan erkeğe denıyor Bır vakıtler padışah saraylarında resmı koçek takımları bulunurmuş, koçekler, kız gıbı gıyınır, saçlarını kadın gı- bı uzatır, can yakarlarmış, istanbul'da un yapan adı bu- tun ımparatorluğa yayılan koçekler varmış Oğlan ço- cuklar yedı sekız yaşlarında seçılır oğretımden geçırılır, on uç on dort yaşına gelınce koçek takımına katılırlar- mış Sultan Abdülmecit 'cınsel sapık oldukları ve ahlak ku- rallarma uymadıkları' gerekçesıyle koçeklerın çalışma- İannı 1856 da yasaklamış Zavallı koçekler, Mısır'a kaçmışlar Mehmet Ali Pasa'ya sığınmışlar • Kadın oyuncuya çengı denıyor Ne var kı Turk kadınlannın çengılık yapmasına ızın ve- rılmezmış sarayda çengılık yapacak olanlar başka ul- kelerden getırılmış carıyeler arasından seçılırmış Çengı takımıyla çalgı takımı efendılerın huzurunda meş- ke başladıklarında gel keyfım gel Abdülmecit koçeklerın çalışmaİannı yasaklayınca çengıler de ortadan kalkmış Ancak koçeklerle çengıle- rın şurada burada gızlı gızlı çalıştıklarını da herkes bılı- yormuş Softaların dışında Osmanlılar keyıflerıne duşkun kışı- ler olarak tanınıyorlar Abdülmecit ın koçeklerı yasakla- masının da ahlak kaygılarından çok, alafranga merakın- dan ılerı geldığı duşunulebılır, çunku padışah ıçkıye, kadına, eğlenceye duşkundu Batı muzıgını severdı, ye- nılıklere açıktı • Geçmışe mazı yenmışe kuzu denır, bız gelelım gunü- muze' Bırdenbıre ortalığı yenıden çengılerın ve koçek- lerın sarması anlamlı bır toplumsal olgu değıl mı' Gunduz ve gece televızyonda alenen kan oynatıyoruz Kadın da ekranda gobeğını oynatıyor Erkekler seyredıyor Femınıstler, bu ışe ne dıyorlar 1 ? Bıfmıyorum, hoşlan- dıklarını da sanmıyorum, ama gobekçılerın ıçınde ışını hakkıyla yapanlar var dokulenler var Ulke Edırne den Kars'a bır âlem oldu, erkekler kadın oynatıp efkâr dağıtıyorlar Elın keferesı lyı kı bılımsel teknolojık devrımı odamıza soktu, çengı çalgı kondumuza gırdı hepımızın evı bırer saraya donuştu hem bu yolda çağ atladığımızı vurgula- mak ıçın gobek atan kadına artık 'çengı' demıyoruz Oryantal dansoz' dıyoruz Voltaire ve aydınlanma • Candide yada jyimserlik YAKINDA KİTAPÇILARDA Hıdır ve Rahiroe AYCHN'ın oflı, Yısıl AYDIN ve Menevs ŞAHlN'ln kjrteşı, Ftdıme KORK'ın ıjıbeyi, Kıtan AYDIN'ın eşi Tamer AYDIN, Hasan AYDIN ve Cem AYOIN'ın babası, MıtUlı ArOIM'ın yejem, Mehmel AYOIN ve Alunel AYOIN'ın amcaoflı, Leyla ÇELİK ve Lıllıye ÇELlK'ın anıştesi. fiılıslan DfMlfi ve Mtral OEMlR'ın amcaa, Mehmet DCMİRIn »maofllı, Aydınlar Matbaası'nın sahibi, DEVRİMCİ İNSAN, VEYSEL AYDIIV 20 Mayıs 1994 tarıhınde yakalandıflı hastalıktan kurtulamayarak aramızdan ayrıldı Cenazesl 22 Mayıs 1994 Pazar Gûnü Ögie namazını takiben Haznedar Azerıler Camıı'nden kaldırılacak ve saat 14 30'da Aydınlar Matbaası Önünde düzenlenecek törenden sonra Yenıbosna Çobançeşme Mezarlı jında toprağa verılecektir Tum dostlarımıza, akrabalarımıza ve devrımci kamuoyuna duyurulur. ANISINI YAŞATACAĞIZ YUZBAŞISELAHAHIN'IN R0MANI tlhan Selçuk 5 bası 70 000(KDV ıçınde) Çagdtış Ya\ mları Turkoıagı Cad 39-41 Cağaloğlu-Istanbul Ödemeü gonderilmez BİRİNCİ KİTAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle