06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22MAYIS1994PAZAR 12 KULTUR Siyasive ekonontik kriz,kültür ve sanatetkinHklerhüohımsuzetküecü TUNA ERDEM Festivaller, fuarlar ve kültür mer- kezlerinin etkinlikleri, sürekli ve ku- rutnsallaşmış olduklan için kültür ve sanatm kök salmasmm birincil itici gücünüolusturuvorlar. Savaş dönemleri de dahil. olumsuz tüm koşullar altında sanat üreti/nıeye ve tüketilmeye devam edilse de, ancak bövlesi süreklilik ve kurumsallık ka- zanınış etkinlikler, sanatm işleviniye- rine getirmesine, gelişip yayılmasına olanak tanıyabiliyor. Bu nedenle yıllardır süren birfesti- val ya da fuarın önümüzdeki yıl ol- mayacağını hayal bile etmemiz, yıllardır etkinlikleri hep süregitmis bir kültür merkezinin kapılanm ka- patabileceğini düşünmemiz ola- naksız. Ancak Türkiye 'nin içinde bulundu- ğu siyasi ve ekonomik durum, ne yazık ki böyle soru işaretlerinin olusmasma neden oluyor. Once "festivaller şehri" İstanbul ve "kültür merkezi" Beyoğlu 'nda be- lediye başkanlıklarmı Refah Parti- si'nin kazanması, hemen ardmdan 5 Nisan ekonomik paketinin açıklan- nıası, kültür ve sanat etkinliklerine balta vurdu. Vluslararası Ankara Müzik Festi- vali'nde birçok konser iptal edilmek zorunda kalmdı; Cemal Reşit Rey Konser Salonıı 'nda ise iptallerin ardı arkası kesilmiyor. Vluslararası İstanbul Film Festiva- li'nde seyirci sayısı azalırken, Ankara Kitap Fuarı 'nda da katılım oranı bek- lentilerin altmda kaldı. Tiyatro festi- valine sponsor bulunamadı; İstanbul Müzik Festivali'nin programı isefa- kirleşti. Bu yılki tiyatro festivalinin, duru- mu anlatan anlamlı bir slogunı vardı: "İstanbuTda büyük oyunJar oynaıu- vor". Baskent Ankara'da ise, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in "Kültür benim işim değil. Ankara'nın daha önemli sorunları var. Kültüre para \emiem" şeklintte- ki bevanatıvla açıklık kazandı. Her ne kadar Kültür Bakanlığı, Ankara - da belediyenin desteklemediği kültür etkinliklerine sahip çıkılacağını açı- klasa da, tasarruf önlemlerinden payına düşeni alarak harcamalarını kısıtlamak zorunda bırakılması, bunu zayıfbir umut durumuna getiriyor. Kültür ve sanat etkinliklerinin ya- ratıcı ve düzenlevicilerine, siyasi çal- kantı ve ekonomik krizin kültür vesa- nat etkinlikkrini nusıl etkileyeceğini sorduk: Krizin bedelini sanatda ödüyor VfELİH FERELİ (İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Genel Müdürü): Sponsor adaylar değişikliğe gidiyor Festivaller- de angajman- larbiryılönce- den ve ulus- lararası piya- sada oluşan fi- yatlar üzerin- den yapılıyor. Özellikle bü- yük orkestra ve flaş isimleri getirebilmek için bedelini ödemek z o rundasıruz. Biz, Uluslara- rası Festivaller Birliği ve çalıştığımız ajanslar nezdinde, saygınlığımız] kaybetmemek için çizgimizden ödiin vermemek zorundayız. Ancak kriz yüzünden bu yılki müzik festi- vali, planladığımız kadar zengin ola- mayacak. Krizin iki etkisi oldu. Binncısı dolar karşısında bütçe tahminlerimizle gerçekler arasında büyük bir fark oluştu. İkincisi de sponsor adayı kurumlar öncellikle- rinde bir değişikliğe gidiyor ve bek- lediğiıniz doğrultuda deştek alama- yacagımız anlaşılıyor. Özellikle ti- yatro festivali hep üvey evlat olarak görülüyor. Oysa Türkiye'nin yozla- şan ortamında tiyatronun çok bü- yük bir önemi var. Kültür Ba- kanlığı'na bu ortamda daha büyük ölçekli >ardımının gerektiğini belirt- tim. Tabii bakanlık bütçesi de bir kısıtlama altında ve ancak Maliye Bakanlığı"nın verdiğini bize aktara- bilecekler. Ancak vakıf bir simgedir ve toplumun tutunmak zorunda ol- duğu değerleri yaşatmak için vakfin yaşatılması gerekir. Kurumlann şö- valyeliklerine hitap ederek destekle- rini esirgememelerini diliyorum. Film festivalinde çok cazip fiyat- lara rağmen izleyici sayısında bir dü- şüşoldu. Bunun izleyici psikolojisin- den kaynaklandığını düşünüyorum. Seçimler ve ekonomik kriz üst üste gelince, izleyicide "savaş kaybetme psikozu" oluştu. Heves ve coşku kayboldu. Örneğin Taksim'de yaşa- nan miting, seyirci üzerinde olum- suz etki bıraktı ve o gün Beyoğlu'- ndaki sinemalarda seyirci sayısı, tahminimizin çok altındayken, Reks Sineması tamamen doluydu. Kurumumuzun değerlerine gönül verenler, asla "festivaller sürecek rni' gibi bir soru işareti taşımasınlar. Biz, festivallerin süreceğini kanıtlamak için büyük özveriyle çalışıyoruz. Yeni bir dlnamizm getirecektir Son ekono- mik ve siyasal gelişmelerin kültür ve sa- nat alanımıza yeni bir dina- mizm getire- ceğine inanı- yorum. Yerel yöne- timlerde ikti- dar olan ya- ratıa güçlerin kültür ve sa- nata vurduk- VECDİ SAYAR / Smema yazart, Kül- tür Bakanlığı Da- nifmanıj: lan her darbede, karşılannda toplu- mumuzun demokrasiye inanmış tüm güçierini bulacaklanndan. kül- tür alanımızın emekçilerinin, elle- rindeki olanaklar ölçüsünde etkin bir muhalefet yürüteceklerinden ve bu muhalefetin sanatsal üretimlerirü daha da güçlendireceğinden hiç kuş- kum yok. Belki de, önümüzdeki bu dönem, geçmişe bakarak yapılan hatalan görmemiz için bir vesile olur da, sosyal demokratlar kültür politi- kalannı yeniden gözden geçirmek gereğini duyarlar. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatro- lan'nın yönetim kuruluna belediye meclisinden iki üyenin seçilmesini olanaklı kılan. sonra da bu kurula bir jinekolog doktorla bir politi- kacıyı atayan, sosyal demokrat bele- diye başkanı değil miydi? Hüküme- tin sosyal demokrat ortağının, hü- kümet progranrunda en özlü biçimde yer alan, kültürel yaşamda demok- ratik katılım ilkesini hayata geçir- mek konusunda neden bu kadar is- teksiz davrandığını anlamak müm- kün mü? Her şeyden. önce iktidar alanlannı genişletmeyi düşünen, gelecek perspektifleri kendi iktidar- lannın süresi ile smırb bürokratlar "Ben elimdeki yetkiyi kimseyle pay- laşmam" diyerek politik kararlarda etkili olabildilerse, bağımsız kültür odaklannı güçlendirici, kalıcı ön- lemler almak yerine, kişisel konum- lannı güçlendirecek icraatlarla ye- tindilerse, "ulnfe" dağıtmakla, sa- natsal üreü'mi desteklemek arasın- daki farkı anlayamadılar ya da anla- mak istemedilerse, bunun sorumlu- luğu siyasal yetkede değil midir? Bu- güne kadar sivil toplum örgütleri ile sağlıkh bir diyalog kurulması. kül- tür ve sanat alanmın özerklik ve de- mokratiklik ilkeleri doğrultusunda yeniden örgütlenmesi için ciddi ve içtenlikli bir çaba gösterilebilseydi, bugünkü koşullarda kültür ve sanat emekçilerinin baskılara karşı diren- meleri daha kolay olmaz mıydı? İstanbul halkının desteği gerekli . CEVZA AKTÜZE (Uluslararast İstanbul Müzik Festivali Yönetmeni): İçinde bulunduğumuz ekonomik durum, tabii 22. Uluslararası İstan- bul Müzik Festivali'ni etkiiedi ve et- kileyecek. Ancak, bugüne kadar fes- tivale destek olan sponsorlanmıan, şimdi İstanbul'da gelenek haline ge- len bu etkinliğe daha fazla destek olacaklannı cidden umuyoruz. Şu sıralar İstanbul halkının evlerinden pek çıkmadıklannın da farkındayız, ama festival biletleri için mayıs ayı- nda rezervasyona başladığımızda yine o heyecan verici kuyruğu oluş- turacaklar ve aldıklan biletlerle de Uluslararası İstanbul Müzik Festi- vali'ni destekleyecekler. Eğer İstan- bul halkı, bizim yanımızda olup bize destek olursa altından kalkamdya- cağımız hiçbir zorluk yoktur. Şu dönemde artı bir çaba harcanmalı Önce yerel seçim sonuç- lan, ardından '5 Nisan Ka- rarlan'. Bir yandan şeri- atçılar seçim sonuçlanndan aldıklan güçle ellerinde yeşil bayraklar, so- DİKMEN GÜRtTV kaklara dö- UÇARER {İstanbul külüyorlar. Uluslararast Tiyatro öte yandan uz- Festivali Yöneticisi): laşmaktan dem vurulu- yor. Kim kiminle nasıl uzlaşacaksa! Ekonomik önlemler ise bu bu- nalımlı dönemin tuzu biberi. Çağ- daşlık düzeyini yakalamış ülkeler, kriz dönemîerinde sanata daha da sıkı sanlmışlar. Savaş biter bitmez Viyana'da ilk onanlan bina, Burgh Tiyatrosu ol- muş. Tiflis'te Rustavelli Tiyatrosu oyun saatlerini elektrik kesinülerine göre ayarlamış. tepesinde bombalar patlarİcen hiç ara vermemiş temsille- rine. Bunlar belki aşın örnekler, ama bizde de ortalığın ne politik ne de ekonomik açıdan güllük gülis- tanlık olduğunu kimse söyleyemez. çevreler (istisnalar kaideyi bozmaz) olaya genelde salt parasal açıdan bakıyor. Bu yaklaşım bana aa veri- yor. Üzüntü ya da öfke değil, aa. Ama inanıyorum ki, sağduyulu izleyici sa- hip çıkacaktır festivailerine ve onun için de tüm sanatçı arkadaşlanma, tüm Cumhuriyet okurlanna bir kez daha 'Bu İstanbul bizim, bu festival- ler bepimizin, onları yaşataiım' diyo- rum. Yatırım ve para akışı gerekîyor Sanat ve kültür etkin- likleri, belli bir >atınm ve para akışı ge- rektiriyor. Bu, yıllardır sanat ortamında bir sorun olmuştur. Resmi kanal- BERAL MADRA: lardan ve özel (Sanat Eleşürmeni, sektörden bu Küratör) a ] a n a y a t ı n . lan para. her zaman hedefine ulaşmamıştır. Çünkii bu güne kadar bu alanda kararlı ve tutarlı bir sislem kurul- mamıştır. Türkiye'deki sanat üreti- Bunlan kimlerin yapabüeceğini şu anda bilemiyorum, ancak sa- natçılar üretimi sürdürecek. Örne- ğin, ben 1994'te Almanya'ya dört sergi götürüyorum. Bunlann tüm masraflan Alman resmi kuruluşlan tarafından karşılanıyor. Türkiye'den de Kültür Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'ndan baa kısıtlı katkılar aldık. Almanya'da iki milyon Türk yaşı- yor, bunlann arasında Türk kimliği- ni karanlık gösteren güçler var. Bu sergiler, karanlık içinde bir aydınlık alan olarak görülecek. Böyle sergile- re katkı sağlayacak yürekli ve özve- rili özel sektör yardımlannı bekliyo- ruz. Sanatçılar göçlü adımlar atmalı HÜSAMETTtN KOÇAN (Plastik Sanatlar Derneği Başkanı)' Son siyasal gelişmelerin, kültür ve sanat ortamını, özellikle de büyük kentlerde olumsuz yönde etkileyeceği- ni düşünüyorum. Fakat biz sanatçılar, Türkiye'nin çağdaş üretimine sahip çı- karak, bu oluşumun olumsuz geliş- melerini etkisiz kılmak ve çağdaş açılı- mda güçlü adımlar atmak zorundayız. İstanbul, Ankara gibi kentlerde bizim ile aynı dili kullanmayan yönetimlerin işbaşında olması. bize çağdaş sanatm yaygınlaşması konusunda daha çok karşı mücadele etmiştir. Şu anki siya- sal ve ekonomik göstergeler. belli alanlarda olumsuz yansımalar göster- nıesine rağmen sanat üretiminin önü- nü hiçbir zaman tıkamayacaktır. Yoksullukve yoksunluk dönemi Ülkenın içinde bulun- duğu ekono- mik kriz, her şeyden önce kültür alanını etkileyecek, çünkübilindiği gibi ülkemizde kriz anında vazgeçilecek i'k şeyin kültür Jrf d [ ş Ajansı Yonetıası) n n p a r a o d e y e - rek aldıklan kitaplar, kasetler. izledik- Icri oyunlar, filmler daha az tüketilir olacak. Hammadde fıyatlan arttıkça kültür ürünlerini üretenlerzordurum- da kalacaklar. Hammadde bakımmdan dışa bağımlı alanlarda. örneğin sinema da bu güçlükler daha da yoğun biçimde duyulacak. Kısaca, kültür alammızı ciddi bir yoksunluğun ve yoksulluğun beklediğini görmek için kahin olmak gerekmiyor. Ama bütün bunlara karşın, hem izleyici ve okurlar hem de özveri ile çalışan üreticiler direnmeyi sürdürecekler. Bu küçük de olsa bir umut. Bence daha umutsuz görüneni siyasi gelişmeler. Refah'ın yükselişi. henüz politik kadrolar, siyasi önderler ve medya vö- netidieri tarafından bile doğru irdele- nemedi. Kendimi 1930'larda Alman- ya'da, 1970'lerin sonunda fran'da, 1980'lerin sonunda Cezayır'de yaşı- yonnuşum gibi hissediyorum. Gelen tehlikenin ne olduğu son derece açık, ama kimsenin kıpırdadığı yok. Böyle bir gelişmenin kültür alanımızın üstü- ne kara bir çarşaf örterek, tümüyle yok edeceğini düşünüyorum. Ne yapalım ki, bu konuda umutlu olabilmek için şu anda herhangi bir neden görmüyorum. Türk insanı çaba gösterecektir Birer üst yapı kurumu olan kültür ve sanat, toplum- sal yaşam biçi- minin yansı- malan olarak kabul ediliyor. Kültürün ve sanatın. top- lumlann za- Her şeye rağmen yeni bir caz festivali . GÖRGÜN TANER (Uluslararası İstanbul Caz Festivali Yönetmeni): Bu yıl temmuz ayında 1. İstanbul Caz Festivali'ni yapıyoruz. İçinde bulunduğumuz ekonomik durum nedeniyJe oldukça da zorlanıyoruz. Ama "Sahi. siz hala festival yapmayı düşünüyor musunuz"1 diye soranlara inatla, İstanbullu cazseverlerin bu festivale sahip çıkacaklan inana- ndayız. Biletlerimizi çekilişsiz, ku- rasız, haziran ayından itibaren sa- tışa bile sunacağız. Böyle bir ortamda İstanbul Kül- tür ve Sanat Vakfı diyor ki "Bu İs- tanbul Bizim, Bu Festivaller Hepimi- zm". Çok anlamlı bir söylem. Tüm sanat etkinliklerini, tüm festivalleri yaşatmak gerek. Yaşatabilmek için de özellikle şu dönemde artı birçaba harcanmalı. Tiyatro festivali adına konuşmak gerekirse bu çabayı başta Sayın Şa- kir Eczacıbaşı olmak üzere tüm vakıf çalışanlan harayor. Kültür Bakanlığı, Devlet Tiyatrolan. yapa- bileceğinin en fazlasını yapıyor. Di- ğer ödenekli tiyatrolar, özel tiyatro- lar destek veriyor. Ben iş çevreleri- nin de aynı desteği göstermesi gerek- tiğine inanıyorum. Ne yazık ki bu minin dışanya ihraç edilmesi gün- deme gelmiş. Venedik Biyenali gibi baa adımlar atılmıştı. Bunlan sa- natçılann ve bu işlerle uğraşanlann özverisiyle gerçekleştirebiliyorduk. Bu sistemsizlik içinde, para İcaynak- lannın görünür biçimde kısıtlan- masından sonra işimiz çok daha zorlaşacak. Ovsa Türkiye'nin içinde bulundu- ğu bu dünyaya açılma ve kapanma ikileminde. çağdaş sanat üretîminin desteklenmesi çok daha yaşamsal bir anlam kazandı. İçinde bulunduğumuz durumdan çıkmak için alınacak her önlemde bu konunun üzerinde durulması ge- rekiyor. çaba gösterme sorumluluğu yüklüyor. Bu nedenle siyasal haritada meydana gelen ve olumsuz göstergeleri de bir- likte getiren bir ortama yenik düşül- meyecektir. Her zamankinden daha çok üretip. yaşama daha çok iletmek zorundayız. Ekonomik oluşumlara gelince. kuşku- suz bütün alanlarda olduğu gibi sanat tüketıminde de olumsuz yansımalara neden olacaktır. | Dolayısıyla finansal kaynak gerek- tiren büyük projelerzorlanacaklar. Ama tekil yaratımlann, mevcut olumsuz koşullan da ardına alarak güçlü bir üretim sürecine gireceğıni düşünüyorum. Sanatçının ve düşünü- riin önünde hep sorunlar olmuştur \e her iki yaratım alanı da bu sorunlara gehşmeİer- den ya da konjonktürel krizlerden ni- telik olarak etkileneceklerini sanmıyo- rum. Ancak. toplumun genel beklenti- lerinden farklı olarak ortaya çıkan si- yasi ve ekonomik gelişmeler. resmi ve özel kurumlann maddi teşviklerine bağlı bazı kültür ve sanat etkinlikle- rine kısıtlamalargetirebilir. Ülkemizin şu sıralar içinde bulunduğu durum. tü- ketici açısından bakıldığında olumlu birgörüntü sergilememektedir. Birbe- del karşılığı görülen kültür ve sanat hizmetleri. bu göriintüden belli ölçüde de olsa olumsuz etkilenecektir. Bunla- ra rağmen biz karamsar değiliz. Top- lumsal tercihini çağdaş yaşam doğrul- tusunda yapmış Türk insanı için tiyat- ro, güzel sanatlar. müzik ve edebiyat, günlük vaşamın aynlmaz parçalan ol- muştur. İnsanımiz her şeye rağmen ya- şamını güzelleştiren sanat etkinlikle- rinden uzak kalmamak için çaba gösterecektir. KüHür • Sanat YILIN EN BUYUK FILMI NNE5 SENL'O! BUYuK OOULU ' 99d OSCAS ADAYI JSIARASASI HLV. FbSTlVALI ACILİS FİLMI İLVEDA fARIYEİYOhJ Chon Kaıge Bilinnneyen dünya Çin'in yorım yuzyıllık macerası içinde buyulc bır dostluğun, tutkunun nefes kesici öyküsü "Murfııj surukleyıcı bır Film Dunyonın her yonıncia seyırcıyı buyuluyor ' V Canby The N«w ttyt Tımeı "Muhtejem ve porıltılı bır deston. .' R Co^n» TiMC 8 V/.HKjm»oo PIAYBOY 4. HAFTA Sadece BEYOGLU A L K A Z A R ' d a Seonsion 12.00-15.15-18.30-21.45 fel: 245 73 83 Ferhan Şensoy'un FERHANGİ ŞEYLER PAZAR 15.30 CINEMA CAFEBAI? Enfla.syonu deldık P.l£sı ve Sah gunlen%40 ındınm 20.00 - 22.00 MEKSIKA ALEVLER İÇİNDE Yon:Sergeı Mondarchuk 2 2 . * - 02.00 CEMO-KAZIM (Çjfcl*TM Hâk taiı: 293 89 78 (3 hat) İÇİNDEN DALGA GEÇEN TİYATRO Ferhan Şensoy Yer feoerbortçe Morino Pyramıd Karfitı SEYİRCİLİ SEYİR DEFTERİ Soh-O Oeniz A>ın GüldürO rjamt»-»>er»embo-Cumo-Cumarteu 21.00 KIRKAMBAR G Carjaınbo. Pcrıcmbc, C Bilet Sotı*: F. botıçe Marma W: 0216-346 23 44/1007 Ses 1885 Ortaovuncular - Beyoğlu,fct0212 -251 18 65/44 Vfokkoromo v» Cöo) Moğamton A2 PirSutanÖ&Dı* 3 5 Feodem 6 | ! Anam ırp. Babam ırga 12 3en Ommm Ybkjmdan 3KartDağtar i 4 SorartaBen 6 BeflYaraYara Bilgi ifin: (K312) 527 61 28 Kültür Sanat ılaniarınız ıçın 293 89 78 (3 hat) —j İSTANBUL BELEDİYESİ =J SEHİR TİYATROLARI 10. GENÇLİK GÜNLERİ (22 Mayıs Pazar) Harblye M. Ertuğrul Sahnesi 12.00: C Chaplın Fılmlerı (C.Chaplın Festival) 15.00: SÖYLEŞİ: Sokak Çocukları Vusuf Atimel Kulca 19.30: KONSER: Hakan ErtHİ/Aslı Omağ KadıkOv Halduo Taner Sahnesi 19.30: TİYATRO: Rulel Dershanesi ETKİNLİKLER ÜCRETSIZDIR İletişimcilep Haftası düzenleniyop • Kültür Seryisi - Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nce, 3Omayıs-3 haziran tarihleri arasında, "İletişimciler Haftası" düzenlendi. Hafta çerçevesinde, öğrencilerin mesleki uygulamalar gerçekleştirecekleri 'iletişim Fakültesi Radyo-TV Stüdyolan'nın açılışı da yapılaak. Aynca 'Kısa Metrajlı Film Yanşması' ile 'Radyo Program Yanşması'nı kazananlara ödülleri dağıtılacak. İletişimciler Haftası'nda 2 haziran perşembe günü "2000'li Yıllarda İstanbul ve Çevre Sorunlan", 3 haziran cuma günü de "50'lerden 90'lı Yıllara Türk Sineması'nın Ulaştığı Çizgi" konulu paneller izlenebilecek. İzmir DT kimlik arayışında •İZMİR (AA) - İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Cengiz Yılmaz, I988-I989sezonunda 180 bin olan seyirci sayısının, 1993-1994 döneminde 90 bine düştüğünu bildirdi. Seçimlegeçen hafta göreve getirilen İzmir DT Müdürü Yılmaz, bugün düzenlediği basın toplantısında, "Seyirci sa>imızı artırmak için büyük-dev projeler yapmayı planlıyoruz. Yeni mekanlarla Izmir'i bir tiyatro gölü haline geüreceğiz" dedi. Önümüzdeki sezonda, tamamlanmak üzere olan Sabancı Kültür Sitesi ve Atatürk Kültür Merkezi'nin salonlanndan yararlanmayı, Efes Antik Tiyatro'da da oyun sahnelemeyi planladıklannı kaydetti. PEN'in protestosu • Kültür Şervisi - PEN Yazarlar Derneği, İsveç'te yayımlanan Dagens Nyheter gazetesinde yer alan biryazıya karşı lık aşağıdaki açıklamayı yaptı: "Gazetenizin kültür sayfasında İsveçPEN'i Uluslararası Sekreteri Carola Lansson-Boethiusve Ulf Boethius imzalanyla yayımlanan yaada, Türkiye"deinsan hak ve özgürlüklerinin ihlaline ilişkin örnekler verildikten sonra Türkiye'nin barbar bir ülke olduğu öne sürülmektedir. Türkiye PEN'inin yönetim kurulunda konu tartışılmış ve aşağıdaki açıklamalann dünya kamuoyuna ve gazetenize iletilmesi kararlaştınlmıştır: 1 - Türkiye'de temel insan haklanna ve özgürlüklerine aykın davranışlar görüldüğü bir gefçekür. Türk yazarlan ve aydınlan buna karşı yaşamlannı hiçe sayarak savaşım vermektedirler. Nitekim, 2 Temmuz 1993 günü Sıvas'ta demokrasi savaşımı veren 37 yazar ve aydınımız. Türkiye'yi karanlıklara sürüklemek isteyen güçler tarafından yakılmıştır. Türkiye PEN'i de. birtakım başka kuruluşlarla birlikte bu savaşıma katılmaktadır. 2- Tüm bunlar gözardı edilerek söz konusu yazıda Türkiye için birgenelleme yapılmakta ve Türkiye barbar bir ülke olarak tanımlanmaktadır. Herkes düşünce özgürlüğüne sahiptir. Ancak, yazarlardan C.H. Boethius'un PEN Kulübü adına bir ülkeyi barbar olarak nitelemesi her şeyden önce PEN'in temel ilkelerine aykındır." Gözlüklü Martı'da buay KiUtörSeryisi - Aylık bilimsel çevre sağlığı gazetesi "Gözlüklü Martı" mayıs sayısında da çevre ağırlıklı haberlere yer vermeyi sürdürüyor. Derginin "Ekonomi-Ekoloji" bölümünde "İstanburda Halka Tek Bir Beyaz Bulut Gösterilmeden Kirli Havanın Siyah Bulutlan Altında Bir KJŞ Geçirtüdi" başhklı yazı yer alıyor. "Eğitim-Kültür" bölümünde ise Ergun Balcı'mn "İdeolojik Boşluk", Wendy S. Rossun "ABD'de Lobicilik Faaliyetleri Çok Katı Kurallarla Çerçevelenmiştir" başlıklı yazılan yeralıyor. "Bilgi Şenligi" bölümünde "Havanın Kısa Bir Tarihi" adlı yazı dizisi sürüyor. TürkMüzikleri Dernegi • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Kazakistan Cumhuriyeti'nin Almaata kenünde yapılan 1. Uluslararası Etnomüzikoloji Sempozyumu'nda, Uluslararası Türk Müzikleri Derneği'nin kurulması için ilk adım atıldı. Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Almanya, Fransa, Rusya, Japonya, Macaristan ve ABD temsiicilerinin bulunduğu derneğin Türkiye temsilciliğine Dr. Ahmet Yürür seçildi. TEMSIUVE KATILIMCI DEM0KRASİNİN KÖKENİ Doc.Dr.SamiSelçuk 30.000 (KDV içinde) Çağdaş Yavınlan Türkocağı Cad.39-4! Cağaloğlu-İstanbul ödemeUgönderilmez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle