Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 MAYIS1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Telefon
sapklıgına son
• ANKARA (AA)-PTT,
telefon sapıklıklannın önüne
geçecek en son teknolojik
sistemi devreye sokuyor.
Arayanın telefon
numarasını, aranılan kişinin
telefon makinesindeki
ekranda gösterecek olan
Number 7 işaretleşme
sistemi, İstanbul'da deneme
mahiyetinde hizmcte girdi.
Başkalan tarafından sık sık
rahatsız edilen ve bundan
şikayetçi olan telefon
aboneleri, bundan böyle ev
ya da işyerlerine ekranlı
telefon cihazlan aldıklan
takdirde kendilerini rahatsız
eden kişilerin hangi
telefondan aradıklannı tespit
edebilecekler. Uygulamaya
İstanbul'daNETAŞ,
TELETAŞveSİMKO
tarafından üç ayn santralde
deneme niteliğjndebaşlandı.
İlaçfiyatlan
altınla yanşıyor
• ANKARA (AA)'llaç
fiyatlannın altmla yanştığı,
baa ilaçlannfiyatlannınbir
gram altını geçtiği biidirildi.
Ankara Eczacı Odası
Başkanı Olcay Seles. ilaç
fiyatlannın "öteden beri
abartılı ve yüksek" olduğunu
belirtti. Vatandaşm artık
taksitle ilaç almak veya hiç
almamak gibi yollan seçtiğini
kaydeden Seles, ilaç
fiyatlannın yüksek olmasının
firmalann doktorlarla özel
ilişkiler kurması ve
gıderlerinın tümüyle ilaç
fiyatlanna yansımasından
kaynaklandığını söyledi. Bir
gram altınınfiyatı400 bin
lira dolayında iken solunum
yollan, üriner,jinekolojik ve
cerrahi enfeksiyon
tedavılennde kullanılan, bir
hastaya en az iki kutu yazılan
Duocid isimli ilaan bir
kutusu 622 bın 500 lira.
Habur
canlanacak
• ANKARA (Cumhuriyet
Börosu)-SHPGene| Başkan
Yardıması ve Mardin
Miletvekilı Mehmet
Gülcegün. Habur Sınır
Kapısı'nın, hazıran ayının
ikinci yansı'nda eskı
canlılıgına kavuşacağını
belirtti. Gülcegün, dün
düzenlediğı basın
toplantısında, Körfez
savaşıyla birlikte Birleşmiş
Milletler'in Iraka uyguladığı
ambargo sonucu,
Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nin büyük zarar
gördüğünü belirterek
hükümetin bu konuda
başlattığı çalışmalann son
aşamaya geldiğini bildirdi.
SSK'den hastane
itirafı
• ANKARA (ANKA)-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
BakanlığVnın yaptığı bir
araştırma. nüfusun üçte
birine hizmet veren SSK'nin
Türkiye'deki hastane yatak
sayısının yalnızca altıda
birine sahip olduğunu
gösterdi. SSK'nin
Türkiye'deki doktorlann
onda biriyle hizmet verdiği
belirlendi. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı
araşürmasında, SSK'nin 28
bin 157 yatakla ülkedeki
toplam hastane sayısının
yüzde 16'sına sahip olduğu
kaydedildı. Buna karşılık
Sağlık Bakanhğı'na bağlı
tesislerin yatak payının
yüzde 52.2, üniversite
hastanelerinin yatak payının
ise yüzde ? 2.8 olduğu
belirlendi.
Memup
sendikaları
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Ankara Demokrasi
Platformu.kamu
çalışanlannın sendikal hak
ve özgürlük mücadelesini
desteklediğini açıkladı.
Platformun açıklamasında,
"Biz. Ankara Demokrasi
Platformu olarak Kamu
Çalışanlan Sendikalan
Platformu'nun 5 Nisan
kararlanna, çabşanlann
ücretlerinin dondurulmasına
karşı ve kamu çalışanlannın
grevli-toplusözleşmeli
sendikal hak ve özgürlükleri
için almış olduklan kararlan
destekliyonız" denildi.
DÜZELTME
•Ord.Prof.Dr.Ekrem
Akurgal'ın 2. sayfa
"Arada Bir" sütununda
çıkan yazısında metron
sözcüğü metro olarak,
Pittakosadıda
Mittakos biçiminde
çıkmış. Düzeltirözûr
dileriz.
Türkiye Işveren Sendikalan Konfederasyonu Genel Sekreteri Atasayar:
Işsizlikdalgasıgeliyor
IŞIK KANSU
ANKARA - Hükümetin 5 Nisanda
açıkladığı ekonomik paket, çalışan ke-
simlerin yanı sıra sanayide de tehlike
işaretleri vermeye başladı. Türkiye İş-
veren Sendikalan Konfederasyonu
(TİSK) Genel Sekreteri Kubilay Atasa-
yar, haziran ayında yoğun bir işsizlik
dalgasınm geleceğini söyledi. Jşsizliğin
yaşanacağı sektörlerin başında makine.
çelık. beyaz eşya ve tekstilin geleceğini
vurgulayan Atasayar, işyerlerinde ka-
panmalann başladıgını bildirdi.
Turizm Bakanı AMüJkadir Ateş ise,
sanayici ve üreticilenn. mallanna çok
abartılı zam yaptıklannı, stoklannı eri-
temediklerini belirterek, fiyatlar ve enf-
lasyon oranının haziran ayında düşece-
ğini savundu.
TİSK Genel Sekreteri Kubilay Ata-
sayar, para knzınin sanayiye büyük öl-
çüde yansıdığına dikkat çekerek. "Eski-
den ekonomi krize girerdi, ekonomkJeki
krizi attatabilmek içîn bankalara müra-
caat ediür, bankalardan imkan sağ-
lanırdı. BankaJar, kriz çözücü oiurdu.
Şimdi tersi oldu. Bankalar krize girdi"
dedi. Yüksek faızlerle, banka kredileri-
nin ne alınmasının, ne de ödenmesinin
olası bulunduğuna değinen Atasayar.
şöyle devam etü:
"Böyle olıınca, işletmeler, isteristemez
kendi kabına çekilmek mecburiyetini his-
setti. Yani. dtş kaynak yolu, bu son kriz
yoluvla kapandı. Bundan dolayı da yapı-
labilecek tek şey var; hammaddevi kes-
mek, üretimi daraltmak. Üretimi daralt-
mak demek de, işçiyi daraltıpik anla-
mına gelir. Haziran ayı içinde yoğun bir
işsizlik dalgasınm geleceğini hissediyo-
ruz."
Atasayar, işsizlik dalgasınm her sck-
tör için belli ölçüde geçerli olacağını be-
lirterek. "Mesela, işsizlik, ağır sektörler-
de çok önde olacak. Makine endüstrisi,
beyaz eşya endüstrisi, demir çekmeler,
çelikler gibi. Onlarda biraz öne çıkacak.
Tekstilde oldukça \ a> gm. Zaten tekstil-
de var olan bir olay. L'çte birle çalışmavı
hedefledi 1994 ydinda, kendini kurtara-
gadan. Hafif işletmelerden panik kokusu
gelmeye başladı. Çünkö, kimse banka-
lardan medet umamaz hale geldi. Tek
çare olarak, Bir kapatayım. 6 ay
başımın çaresine bakayım' demelef baş-
ladı. Yani sanayideki kriz ciddi boyutla-
ra doğru gidiyor, bize gelen ilk bilgilere
göre."
İşçi çıkarma dışında işyeri kapatma-
lann da başladığını, ömeğin, Arçelik'in
5 hazirana değin üretime ara verdiğinı
anımsatan Atasayar, "İlk anda bazı te-
sislerin, ekonomik krizden çıkışa kadar
belirli bir süre üretime ara vermeleri bek-
TPÎSK Genel SekreteriKubilay Atasayar
-* ekonomik krizin sanayideki etkisinin
haziran ayı içindegörüîeceğini veişsiz sayısının
100 binlere ulaşabüeceğini söyledi.
bilmek içuV diye konuştu. Atasayar, ne
kadar işcinin işten çıkanlacağı konu-
sunda kesin bir bilgi veremeyeoeğini ifa-
de ederken. "100 binlere ulaşırraı"soru-
su üzerine. şu yanıtı verdi •
"Korkarun. Yani haziran ayında aJa-
cağı renge bağlı bu iş. Haziranda bir bek-
lentinüz >ar. IMF dolayısıyla gelecek
bazı kredilerin tenunuz ayına sarkması
bir bekletici neden olabilir mi, yoksa iş-
letmeleri biraz başının çaresine bakmak
dunımunda mı bırakır? Ondan endişemiz
var. Haziran içinde korkuyonız bu dal-
leniyor. Bu konuda hedeflenen süre ekim-
dir. Birçok işyerinin ekime kadar kapan-
ması söz konusu. Örneğin, tekstilde var
böyle işyerleri. Çiinkü stokla çaltşama-
yan işyerleri var. Artık stoka tahammûl
kalmadı. Çok yaygın değil, o bakımdan
rahatız. Küçüuneyi, kapatmaya tercih
ediyprlar" dedı.
TİSK Genel Sekreteri, ekonomik kri-
zin dışında. işsizliği körükleyen neden-
lerin arasında sosyal politikalardaki
yanlışlıklann da bulunduğunu ileri sü-
rerek, şu görüşleri dile getirdi:
"Asgari ücrette izlenen politika, işsizli-
ği önJeyici nitetikte olnıalıdır. Yani istib-
dama hizmet etmelidir. Eğer, asgari üc-
rette nontıal ekonominin şartları dışında
bir tespit yapılırsa, işsizlik artar. Bu da
bir tehlikedir. SSK'nin son rakamlarına
göre, işyerleri, işçi istihdamı bakımından
küçülüyor. 1987-1993 yılı arasında 5 se-
neyi alıvorum. Yüzde 25 istihdamda da-
raîma olmuş. Büyük işletmeler de küçül-
meyebaşlamış.
f ürkiye'de 500'den fazla işçi çaltştıran
işyeri ki, Türkiye şartlannda büyük işlet-
medir bunlar. 1987'de 616 iken 457'ye in-
miş. 500 ile bin arasında işçi çaltstıran iş-
yerleri 404'ten 314'e düşmüş. Binin üze-
rinde işçi çalıştıran işyeri sayısı 212 iken
143'e düşmüş. Bilinen >e söylenenin tersi-
ne, ekonomide kamumın payı büyüyor.
I988'de, SSK'ya kayıtlı kamu işyeri
savtsı 22 bin 156 iken, 1993'te 25 bin
473'e çıkmış. Buna paralel olarak işçisi
artmış. 1988 yılında kamu sektöründe
çalışan sigortalı sayısı 886 bin iken, 1993
1 milyon 77 bin olmuş. Hani ekonomide
küçûltüyorduk kamuyu?"
Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş de,
çoğu sanayi işletmesinin mal stoğu
yaptığını ve bunu eritemediğini belirte-
rek, haziran ayında ekonominin düzene
girmeye başlayacağını söyledi. Ateş,
şöyle konuştu:
"Abartılı fiyat verdiler, kimse mal
alamıyor. Bazı mallar \e ürünlerde fiyat-
lar düşmeye başladı. Birtakun abartılı fi-
yatlar konuldu. Onlar, makul fiyatiara
indiği zaman, yeniden canlanır piyasa."
Türk-İş Yönetim Kurulu: "Ücretler dondurulursa çıkacak olaylardan sorumlu olmayız"
Hükümeteücretuyarısı•Temmuzayı
zammının verilmemesi
olasıhğına sendikalar
sert tepki gösterdi. 12
Eylül'de bile ücretlere
kanşılmadığını
anımsatan sendika
liderleri 'enflasyonu
düşüremiyorlarsa
düşürebilecekler gelir'
dediler.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İşçi. "duvara çarpma
noktasma geündi" gerekçesine
dayanarak temmuz ayı zammı-
nı vermemeyi planlayan hükü-
mete. "Başkasmın kullandığı
arabanın duvara toslamasından
biz sorumlu değiliz" karşılığını
verdi. 1993 >ılında imzalanan
toplu iş sözleşmesi gereğince
600 bin kamu işçisinin I tem-
muzdan itibaren almalan ön-
görülen enflasyon oranındaki
ücret artışlannın tehlikeye gir-
mesi, işçi sendikalan tarafından
tepkiyle karşılandı. Türk-lş
Yönetim Kurulu, hükümete,
"Ücretler dondurulursa doğa-
cak olaylann sorumlusu biz ol-
mayız" uyansını yapü.
Zam yapılmaması konusun-
da hükümetin ikna turunun ilk
durağı olan Türk-İş, bu girişimi
"nabtz yoklama" olarak nite-
lendirdi! Türk-İş, "Ücret don-
durulması, ancaic enflasyonun
sıfır olduğu ortamda gündeme
getirilebilir. Ancak fiyatların da
aynı oranda dondunılması duru-
munda, ücretler de donabiür"
açıklamasıru yaparken bazı
sendikalar, bu önerinin "asla
tartışdamayacağını" vurguladı-
lar. "12 Eylül'de bile, geçmişte
imzalanan toplusözleşme zamla-
nna dokunulmadığını" anımsa-
tan sendika liderleri, "Toplusöz-
leşme sistemimiz. IMPyi ilgi-
lendirmez". "Arabanın direksi-
yonunda biz yokuz. Başkasmın
kollandığı arabanın duvara tos-
lamasından biz sorumlu değiliz".
"Enflasyonu düşüremiyorlarsa
duşürecekler gelir" diye konuş-
tular.
Türk-İş Genel Başkanı Bay-
ram Meral'in hükümet temsil-
cileriyle geçen hafta yaptığı gö-
rüşmenin ardından. Türk-İş
Yönetim Kurulu, önceki gün
yapüğı yazılı açıklamayla üc-
reüerin dondurulması hazırhk-
lannı kınadı. Meral'in yurtdı-
şında bulunduğu sırada yapılan
açıklamada. özetle şöyle denil-
di: .,
"Ücret dondurulması, ancak
enflasyonun sıfır olduğu ortam-
da gündeme getirilebilir. Sürekli
olarak sorun yaratmama çaba-
mızuı aczimize verildiğini göre-
rek açıkça ilan ediyonız ki öc-
retlerin dondurulması halinde
doğacak toplumsal olaylann so-
rumlusu biz olmayacağa. Hü-
kümeti önemle uyanyoruz."
Türk Harb-İş Sendikası Ge-
nel Başkanı İzzet Çetin, fatura-
nın hep çalışan kesimlere çıka-
nlmak istendiğini belirtti.
Şeker-İş Sendikası Genel
Başkanı Hikmet Alcan da geç-
miş dönemlerde IMF kararlan-
na karşın hükümetten zam
alındığını anımsattı.
Basın-İş Sendikası Genel
Başkanı Ali Ekber Güvenç de
imzalanmış toplusözleşme ile
verilmesi öngörülen zammın
ödenmemesinin hukuken im-
kansız olduğunu vurguladı.
KDÇİ işçileri, hükümetin kunımu kapatma kararmı mitinglerle protesto etmişlerdi.
KDÇIKımJu raporu:
Kmabükyasatıîabiüv
TÜREY KÖSE
ANKARA - SHP Genel Başbakanı ve
Başbakan Yardıması Murat Karayalçm'ın
isteği üzerine oluşturulan Karabük Kuru-
lu'nun raporunda "Karabük Demir Çeiik
İşJetmeleri yaşatılabilir" görüşüne yerveril-
di. Kurul. bavramdan sonra Karabük'e gi-
derek incelemeler yapacak, haziran ayında
rapora son biçiminin verilmesinin ardından
KDÇİ'nin kaderi
belli olacak. Kara-
yalçın, "SHP, ka-
rarını değerlendirme
sonucuna göre belir-
leyecek" dedı.
İstikrar paketı
açıklanırken.
KDÇİ'i
ilgili çalışmanın tamamlanma nokiasına
geldiğini belirterek "Petlas, Zonguldak için
de kunıllar oluşturuldu. Bu kunıllar SHP
tarafından kuruldu. \ncak Savın Başba-
kan'a da söyledim; 'kapatılmalıdır' görüşü
veren kuruluşlann temsilcileri de Başbakan'-
ın uvgun göriişüvle kurula katıldı. SHP bu
değerlendirmelerin sonucuna göre karannı
verecektir" dedı. Kurul ıçındc oluşturulan
ıkı alt komısyon. teknolojı ve işletme konu-
lanyla ilgili raporlar
arayalçin'm 'altematİf hazırladı. Başbakanhk
rn7iimnrnnmîiQriçtf«5i
D a n ı
$
m
anı Aykut Ek-
çozum aranması ıstegı «„,rap
oriaria«giii oia-
üzenne oluşturulan
kurul 'bazı düzenlemeleryapılarak Karabük Demir
n^abtkatg: Çelik İşletmeleri;™ yaşatmak £*•
1—J
—'dedı.
p g
rak şu bilgilen verdi:
"KDÇİ için, önümüz-
deki 20 yıllık dönemi
kapsayan süreç içinde
ş
züm bulunmaması
dunımunda kapatı-
lacağı bildirilmışti.
Bu karar büyük tepki görürken, SHP lideri
Karayalçın devreye girerek "altenıatif çö-
züm" aranması için bir kurul oluşturul-
masını istedi. Kurul, Başbakanlık Danı-
şmanı Aykut Eksen ile SHP Genel.Başkan
Yardıması Önay Alpago ve SHP İstanbul
Milletvekili Nami Çağan'ın yanı sıra sendi-
ka, KDÇİ, DPT, Hazine ile sektör temsilci-
lerinden oluşuyor. Karayalçın, Karabük'le
ma imkanlannı
araştırdık. En uvgun çö-
zümü seçtik. Türkiv e de-
mir-çelik sektörünün ge-
leceğini de değerlendirdik. KDÇİ yaşayabilir
bir işletmedir. Birtakun tcknik düzenlemeler,
organizasyon, sermaye yapısı, yönetim, yeni
ürün çeşitlemeleri ile bu kuruluşu yaşatmak
mümkündür." Raporlarda KDÇİ'nin "Kar-
demir A.Ş."ye dönüştürülmesi, bazı bö-
lümlerinin kapatılması, işçi sayısının azaltı-
Iması ve fınansman yapısının güçlendiril-
mesirie ilişkin öneriler yer alıyor.
hakkındaki
iddialan
yanıtladı
İstanbul Haber Servisi- Türk
Kardıyoloji Vakfı Florance
Nightingale Hastanesi Yöne-
tim Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Cem'i Demiroğhı, İ.Ü. Kardi-
yoloji Enstitüsü'ne Fransa ta-
rafından verilen kredinın 300
bin değil, 100 milyon frank ol-
duğunu ve bu parayı vakfa dev-
retmeye kendisinin değil. Baş-
bakanlık Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı'nın yetkili olduğu-
nu açıkladı.
Kredi 100 milyon frank
Gazetemizde yer alan, "De-
miroğlu'na yargı yolu açılıyor"
başlıklı haberle ilgili olarak bir
açıklama gönderen Cem'i De-
miroğlu, şu görüşlere yer verdi:
"Fransa tarafından verilen ve
Bakanlar Kurulu kararı ile t.Ü.
Kardivoloji Enstitüsü'ne tahsis
olunan 100 milyon FF krediyi
(Cazetenizde yazıldığı gibi 3 yüz
bin FF değil) mer'i mevzuat kar-
ştsında. vakfa devretmeye, rek-
tör olarak ben yetkili değilim.
Yetkili makam Başbakanlık
Hazine ve Dış Ticaret Müste-
şarlıgrdır. Kredi görüşmeleri
başından itibaren İ.C. Kardiyo-
loji Enstitüsü Vakfı adına yürü-
tülmüş, ancak isimlerdeki ben-
zeriik sebebivle vakfın adı yazıl-
mamış, vakıf yöneticilerinin baş-
vurusu üzerine bu yanltşlık Baş-
bakanlık Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı tarafından düzeltil-
miştir. Bu kredi ile Türkiye'nin
en büyük kalp hastanesi Vakıf
Florance Nigthingale Hastanesi
kuruunuştur."
İddialar gerçek değil
"Büyük paralarla satın alı-
nan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
cıhazlannın Kardiyolojı Vakfı
aracılığıyla Florance Nigthin-
gale Hastanesi'ne devredildiği
iddiası da gerçek değildır. Her
ıki kurumun da demirbaş def-
terleri vardır. İddianın dediko-
duya dayanan soyut. boş ve
ycrsız bır suçlama olduğu basit
bir incclcme ile ortaya çıkar."
"L'niversitede devamlı statüde
çalışan öğretim üyelerinin
YÖK'ün 38. maddesine göre
yetkili üniversite organlarmın
kararlan ile bir.vakıfta çalışma-
ları ve maaş almalan mümkün
bulunmaktadır. Bana ve vakıf
üyelerine v akıf nezdinde öngörü-
len huzur hakkı ödenmektedir."
"Vakıflara gönüllü bağış adı
altında trilyonluk kaynak top-
landığı iddiası mütcaddit kere-
lcr ilcri sürülmüş, yetkili YÖK
müfettişlerince üniversite ma-
kamlanna haber verilmcden
Kardiyoloji Enstitüsü'nde ince-
leme yapılmış ve bu iddialann
doğru olmadığ! saptanmıştır."
"YÖK müfettişlerine, 'Sizç
hesap vermek zorunda değilim'
diyerek vakıf genel müdürlüğü-
nü araya sokarak soruştunnayı
durdurmak istediğûn iddiası da
gerceği ifade etmiyor."
NADffiNADFYI
UĞURLARKEN
Derleme
50 000 (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı
CadJ9-41 Cağaloğtu-lmanbul
ödemeti göoderibnez
ARAYIS
TOKTAMIŞ ATEŞ
KırbanDerHepiveTHKKurban deriierinin toplanmasıyla ilgili tartışma, bizim
gazetedeki değerli kimi meslektaşlarım tarafından sür-
dürülmekte olduğu için, bu konuya hiç girmemek niye-
tindeydim. Ancak bundan bir süre önce, özel bir televiz-
yon kanalından gelen bazı arkadaşlar bu konuda benim-
le bir söyleşi yaptılar. Biraz aşağıda okuyacağınız gö-
rüşlerimi açık bir biçimde söyledim. Programın yayımla-
nacağı gün de telefon ederek haber verdiler ve izleme-
mi istediler. Fakat bizim evdeki televizyon kablolu yayı-
na bağlı olduğu için izleyemedim. Keşke izlemenin bir
yolunu bulsaydım...
Zira bir gün sonra THK Genel Başkanı Sayın AtillaTa-
çoy okuldan aradı. "Aman hocam" dedi, "Siz THK'ye
nasıl karşı olursunuz?" "Aman hocam" dedim ben de
"Benim THK'ye karşı olduğumu nasıl düşünebilirsi-
niz?" "Ben konuşmanızdan o anlamı çıkardım" deyin-
ce, ayağım suya erdi. Korkarım bundan önce birkaç kez
daha olduğu gibi, konuşmam eksık yansıtılmıştı. Aslında
elbette kimsenin günahını almak istemem. İzlemediğim
bir program için 'kırpmışlardır' demek de belki doğru
değil. Ama Atatürk'ün kurduğu ve üzerine titrediği Türk
Hava Kurumu gibi bir kuruma karşı olduğum izlenimi
doğmuşsa, burada bir yanlışlık var demektir ve düzeltil-
mesi gerekir. Bu yazıyı bu nedenle yazıyorum.
öncelikle şunu vurgulamak isterim ki; kendimi bildim
bileli bizim evde kurban derileri THK'ye verilir ve bunun
aksini hiç düştinmedım. Doğal olarak bu yıl da derileri-
mizi THK'ye vereceğiz ve THK'ye bu ufak katkımızın
mutluluğunu yaşayacağız.
Şimdi burada yanıtlanması gereken kimi sorular var-
dır. Ve sanıyorum benim soruna böyle geniş yaklaş-
mam, farklı ve yanlış anlaşılmalara neden olmuş Birinci
soruşudur: "Insanlar 'bağışlarını' istediklerikuruma,ki-
şiye vb. yapabilmeli midir yoksa yapamamalı mıdır?"
Bence bu sorunun yanıtı çok nettir. Bir insan bağış'ya-
pacaksa, bunu istediği yere yapar. Zaten adı üzerinde
bağış bu. Hem kısıntısız özgürlükleri savunacaksınız ve
hem de insanların en doğal hakkı olan bağışlama öz-
gürlüğünü'ortedan kaldıracaksınız ya da bu özgürlüğün
ortadan kaldırılmasını savunacaksınız. Olmaz böyle
şey. Bunun adına en basitinden 'çifte standart' derler ve
karşımdaki insanlar istedikleri kadar çifte standartlara
sahip olsunlar, ben özgürlüklerden yana tavrımı koya-
rım.
Şimdi ikinci soruya ve yanıtına geçmek istiyorum:
"Devlet belli ekonomik ve toplumsal hedefler doğrultu-
sunda vatandaşlanna belli ekonomik yukümlülükler ge-
tirme hakkına sahip midir, değil midir?" Bence bu soru-
nun yanıtı da çok nettir. Devlet belli amaçlar çerçevesin-
de belli yukümlülükler elbette getirebilır. Ben bunlardan
'hoşlanınm' ya da 'hoşlanmam' o başka Hatta bunları
değiştirmeye ya da ortadan kaldırmaya da uğraşabili-
rim. O da başka. Ama devlet böyle yukümlülükler getire-
bilir ve beğensek de beğenmesek de bunlara uymak zo-
rundayız. Hiç kimse "Ben buyasayı beğenmiyorum, uy-
mak zorunda değilim"diyemez. O zaman ortada devlet
kalmaz. Bu bir 'inanç' meselesi değil, bir 'düzen' mese-
lesidir.
Devletin getirdiği yasaya uymamanın 'yaptırımı' (mü-
eyyidesi) vardır. Eğer siz kendinizde o yasayı 'ihlal'
Hakkını görürseniz, yasanın getirdiği yaptırıma da kat-
/anma/r'zorundakalırsınız. "Benyasaya uymayacağım,
ama bana yaptınm uygulanmasın" talebinde bulunma-
nın, mantıkla hiçbir ilgisi yoktur.
Şimdi üçüncü bir soruyu soralım: "Kurban deriierinin
Türk Hava Kurumu'na verilmesi' devletin bir 'temenni-
si' midir yoksa yasa gereği getirdiği bir 'zorunluluk' mu-
dur?" Elimin altında bu konudaki tüm yasalar, yönet-
meliklerduruyor. Bizim gazeteden değerli meslektaşım
Cengiz Yıldınm, dosya dosya toparlamış bunları. Zaten
ayrıntılı haberleriyie sizlere de aktardı. Bu nedenle ay-
rıntılara girmek istemiyorum. Ancak şu kadarını söyle-
yeyim ki, "Yardım Toplama Kanunu'nun Uygulama
Esasları Hakkında Yönetmelik'/n 2 Mayıs 1992 günlü ve
21216 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelikle
değişik 12. maddesinde; kurban derisi ve bağırsak top-
lama ile fitre ve zekat zarfı dağıtmak suretiyle yardım
toplama yetkisinin sadece Türk Hava Kurumu'na ait ol-
duğu açık bir biçimde belirtilmekiedir." Bunun tartışıla-
cak ve yorumlanacak bir yanı yoktur. Bu yetki (haklı ya
da haksız- doğru ya da yanlış) Türk Hava Kurumu'nurv
dur ve uyulması gerekir.
Elimde Içişleri Bakanlığı'nın, Adalet Bakanlığı'nın ve
Maliye Bakanlığı'nın konuyla ilgili genelgeleri de var.
Hepsi mayıs 1994 tarihli. Bu konuda kimseye 'izin verile-
meyeceği' belirtiliyor. Ama kimileri "Arkadaş ben bu
yasaya uymuyorum" derse, kendinde bunu söylemek
yetki ve cesaretini bulursa, sonuçlarma da katlanmak
zorundadır. Hiç kimse 'yasaların üzerinde' değildir, ya-
saların üzerinde olmamalıdır. Amaç ve niyetler ne ka-
dar hayırlı olursa olsun.
Amaç ve niyet dediğimiz zaman, sormamız gereken
dördüncü soruya geliriz: "Acaba THK topladığı bu kur-
ban derilerini 'iyi' ve 'hayırlı' amaçlar için mi kullanıyor,
yoksa kötü amaçlara mı kullanıyor?" Şu anda elimin al-
tında tutucu bir gazete var. "Müsluman, kurban derini
ayyaşlara kaptırma!" diye resimli ilanlar koymuşlar.
Acaba burada THK'yi mi kastediyorlar? Kastettikleri el-
bette THK. Ama yarın mahkemede sorarsanız, "Hayır
biz başkalannı kastettik" diyeceklerdir. İşte bu ayıpbr.
THK ulusal bir kurumdur, topladığı yardımları yasa uya-
rınca ve en iyi bir biçimde değerlendirmektedir.
Burada birkaç trilyonluk bir kaynağın paylaşılması
söz konusu. Eğer devletin bu konudaki düzenlemeleri
beğenilmiyorsa, değiştirilmesi için çabalamak hakkı el-
bette vardır. Ama "Ben bunlara uymam" demek hakkı
kimsede yoktur. Hele, hem yasalara uymamayı 'hak'
olarak görmek ve yasanın yaptırımlarıyla karşı karşıya
gelindiği zaman "Müslümanlara zulmediliyor" diye şi-
kayet etmek, ne 'adalet duygusuyla' bağdaşır ne de
mantıkla.'
Muş ve Hakkari'de
27 PKK'li öldürüldü
Haber Merkezi- Ağn'nın
Tendürek Dağı kırsal kesi-
minde, Muş'ta ve Hakkari'-
nin Kato Dağı bölgesinde gü-
venlik güçleriyleçatışmaya gi-
ren toplam 27 terörist öldü-
rüldü. Mardin'de mayın pat-
laması sonucu 4 kişi hayatını
kaybetli.
Tendürek Dağı Keçitepe
mevkiinde operasyonlannı
aralıksız sürdüren güvenlik
güçleri, bir grup PKK'H ile
karşılaştı. Çıkan çatışmada 15
PKK'li ölü olarak ele geçiril-
dı. Muş'un Yaygın nahiyesi
kırsal alamnda önceki gece
arazi arama ve tarama çalış-
ması yapan güvenlik güçleri
ile bir grup PKK'linin çatış-
ması sonucunda da 8 terörist
öldürüldü. Güvenlik güçlerin-
ce Hakkari'nin Kato Dağı
bölgesinde sürdürülen ope-
rasyonlarda da 4 PKK'li terö-
rist daha öldürüldü.
Ağn'nın Doğubeyazıt ilçe-
sinde gerçekleştirilen operas-
yonlarda. biri Suriye uyruklu
11 kişi yakalandı. Diyarbakır
il merkezinde 19 Hizbullahçı
yakalanırken Bitlis, Mardin,
Batman. Diyarbakır, Muş, Si-
irt ve Van'da 30PKK'li yaka-
landı Mardin'in Savur ilçesi
yakmlannda Tokluca köyüne
gitmekte olan bir otomobil,
yola döşenen mayına çarptı.
Patlamada araçta bulunan
Vasfi Sincar, Fikri Sincar,
Sami Tekin ve Sadun Demir
yaşamını yıtirdı.