23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS1994 PERŞEMBE 10 DIZIYAZI Aydemivçok önem vevdiğieseıiniUunamlayamcuh(ı-s^-v»-» MUSTAFA EKMEKÇİ Aysel Kutlu. Şevket Sürey- ya Aydemirin "Kırmızı Mek- tuplar" adh yapıtının yanm kaldığını belirtiyor. Âyde- mir'in bu esere çok önem ver- diğini. ancak tamamlaya- madığını üzülerek dile getiri- yor. Kutlu ile söyleşimizi Nazım konusunda kaldığumz yerden sürdürüyoruz. Ben şeyi anlaya- mamışıındır, Ahmed Emin Valman. Nazım'm özgürliiğü- ne kavuşması için çırpınıyor; o Ahmed Emin'e çatıyor! Aslı- nda iki satir yazmış olması gene bir şeydi. AYSEL" KLTLU - Neyse, şunda birleşmemiz lazım. Ho- cayı yakından tanıyan, onu anlayan kişiler ki, şu anda Uğur da hayatta olsaydı, çok bize faydalı olurdu sanıyo- rum bu konuda; Nazım'a yaklaşımı onun, nasıl kendisi memleketi için dönüp Türki- ye'de o anda işçi kesiminin ol- mayışı. Komünist Partisi'- nden aynlıp. arkadaşlanna "'Allahaısmarladık" dediği zaman. "Suyu Arayan Adam"da vardır bu. Ata- türk'e de inandığı- için. Ata- türk'e döndüğünü. Atatürk'- ten iş istediğini.. Yani sırf. Türkiye'de yaşayıp, yaşamını sürdürmek için yapılan bir şey değildir. O da onurlu bir insandır. En az Nâzım kadar onurlu bir insandır Şevket Sü- reyya Bey. Çünkü, o kadar dürüst olduğunu ben ya- kından biliyorum. Bunu her an ispata hazınm; çok olay yaşadım; çok duygulandım beni bağışla. Hislerimle hare- ket etmiyorum şu anda; göz- lerim doldu ama, sanıyorum bu olanak sağlansaydı, Nazım'la Atatürk'ün ilişkisi kurulabilseydi. Naam da bu kadar sıkıntı çekmezdi... - Başka bir şey daha \ar: Nazım, Anadolu halkını cezae- vinde değil, daha gezerek taıurdı. AYSEL KLTLU - Tabii, Şevket Süreyya Aydemir'den Aysel Kutlu'ya ysel Kutlu: 'Kırmızı Mektuplar'ı hiçbir zaman yayımlanmamış kabul ediyorum. Her ne kadar yüz sayfahk yazıya dökülmüş kısmı, öldükten sonra 'Kırmızı Mektuplar' diye çıkmışsa da eser eksikti. Çünkü onlar bir hazırlık çalışmasıydı. Hiç çıkmasaydı daha iyiydi. Hoca'nm çok önem verdiği kitapta, Rusya, Çin ve İngiltere de olacaktı. Kırmızı Mektuplaryanmkaldıtabii... - NazınTın halkı bir Bolu'da tamması var, Rusva'ya giderken yolda gördükleri var, onların rü- miinü kahramanlaştınyor, ama alıp çantasını bir yerlere... AYSEL KUTLU - Hiçbir za- man Toroslar'a gitmedim, der. Bir Doğu Anadolu'ya gitmedj- ğini söyler. - Kürtleri görmedi. AYSEL KUTLU - Kürtleri görmedi, tabii tabii görmeliydi. Şevket Süreyya Bey. Kürt soru- nuna da değinir. o 10 maddelik şeyinde; Türkiye'nin 10 mad- deyle nasıl yükselebileceğini an- laurken. o Kürt sorunundan da söz eder. Doğu'nun mutlaka kalkındınlması gerektiğini ve daha demokratik bir şekilde yaklaşılıp yönetilmesi gerekti- ğini yazar. Doğu. eskiden beri çok ihmal edilmiş bir konu. Onun acısını, bedelini bu şekil- de ödeyeceğiz. Her şeyin bir be- deli var. Onun için.. Öyle. - Şevket Süreyya ile ilgili kita- bı öliim gıinüne mi \ eriştireceksi- niz? Bahara mı düşünüyorsunuz? AYSEL KUTLU "- Henüz karar vermedim. Hoca için ko- nuşurken bile yanlış yapmak- tan çekinırim. Bir ınsan için ko- nuşmak kolay değil. Bir insanı ne kadar severseniz sevin. \eya sevmezseniz. yani onun için sağlıklı konuşmak kolay değil: onun için hata yapmak is- M E K T Ü P temem. Bu da var: Çok yönlü bir insanı. üslelik çok şey öğ- rendiğimiz bir insanı... Ben onu hep hoca olarak kabul etmişim- dir, gerçekten.. - Neden "Hoca" diyorsunuz? Öğretmen gibi... AYSEL KUTLU - Hakıka- ten öğretmendı de ondan. O gün ilk karşılaştığımızda, bir dört saatlik konuşma. bize öğ- reteceğı birçok şey olduğunu gösteriyordu. Dinleyen buldu- M E K T Ü P Bittün dostkmn bayramı Ruhdepresyonunutl Kıam Aysel, Her iki mektubunu atdırn. Çünkü Umurbey'e döndüm. Şimdi köydeyim. Mektuplanndaki dııygutann ve temennilerin için teşekkürler. FaJcat bunlan ifade edecek başka bir deyim bulunsa ne kadar ıyi olurdu... Şevkı ve arkadaşlan için. seninkine yakın bir içtenlikle iyi dileklerim vedualanm, onlarla beraberdir. Buna inanmaru rica ederim. Şevki'nin gönüUü yolculuğunu ve nicelerinin kendilerini bir harekete adayışlannı, derin bir rikkatfe düşünüyor ve aniamaya çabşıyorum. Oğiunu ınşaallah yakın bir günde, sıhhaı ve seiametleyamndagörecejpn gün, senin gibi, bütün dostlannın da bayramı oiacaktır. Kendisine yazacağjn mektuplarda, ismimi anmak surettyle olmasa bile. hayırlı günler ve sonuçlar dileklerimin kendisi ile beraber olduğunu büdir kızırn. Sana gelince; senin, derin duygu ve heyecanlann iie güçlenen şefkat ve ruh bağlıliğm, Şevki için de koruyucu bir kudret olacaktır. Kamran'm 2 da gıttiği yerde işlerinin ve çahşmalannın hem kendisini hem sizkri memnunedecek şekilde verimti olrnasını dilerirn. Kemal'eseJamlar, sevgiler, mektubunu aldım. Gözlerinden hayırduaianmla öperim kızım... (j Şevki Çağlar, büyûk oğhrnı, Kıbrıssmaşmda üsteğmendi. (*)Kmıran, küçük oğhmı. bankacı. M E K T U P Aysel Ktz, Sana geçmektup yazabildim. Demek ki bir şeyler içinde yuvarlaruyordum. Hoş göteceğine eminim. Hem bu güzel hoşgörülerin. hem de dosüannm, çevrenin ve bütün insanlann hata ve taksirlerini, hassas ve lütufkar ruhunla kabut, sonunda bütün bu hatahlan, hatta suçlulan, tükenmeziyiliğinle bağışlamak. haklı çıkaımak yolundaki üstün insanlığınla, banada kınlmamışolacağına inanıyonım. Bütün bu duygular içinde, sana karşı daima iyi dilekkrim ve saygılanmla gözlerinden öperim. Arada. İstanbuİ'a gitmem de gerekti. Birazda orada kaldun. Şimdi köydeyim. () Hanım da geldi. Bir iki gün burada kalıp Kumla'ya gidecek. Tabiat her tarafta bahanm ve ilkyaz günlerini yaşıyor. Havada esen cennet rüzgarian. Ama ne yazık ki biz insanlar yahut onlann içinde hiç değilse ben, bu şehrayini, bütün musikisı ile yaşayamıyorum. Bu bir ruh depresyonu mu? Yoksa, bir DengeKruhiktinti... • Tabiat her tarafta bahannı ve ilkyaz günlerini yaşıyor. Havada esen cennet rüzgarian. Ama ne yazık ki biz insanlar yahut onlann içinde hiç değilse ben, bu şehrayini. bütün musikisi ile yaşayamıyorum. Aysel Kız. Birkaç gündûr Ankara'dadeğUdim. Dün akşam döndüm. Son telefon konuşmanda bana, evin,çevren, işlerin ve kendin için verdiğın ferahiatıcı haberlerin hala güzel etkisî altındayun. Ruhunu daima murakabe eder ve kendini daima yenileyen bir insan olarak, ba olgun sükunu ve iç rahaüığtnı ifade edenerişimier, senden beklenen ve seni sen yapan aşama ve hesaplaşmalardır. Bütün insanlann. hele çağırmzda ve ülkemizin yaşadığı bu probtemli ve çileli günlerde, vardığin bu dengeîi ruh ikliminin. seni daima sarmasım diîerim kızım. Dün Ankara'ya dönönce, bugün için sana telefon etmeyi daşÜTidüm- Yahut da seni görmeyeçabşmabydim. Fakatyukanda değindığimson tetefon konuşrnamızda beürtttğnn esasa mutabik kalarak, ben senden. arzu ettiğin vesenin için uygun düşecek zaman!arda,gene telefon bekteyeyim. Bu bayramdan önce olamazsa daha sonra da olabilir. Ben inşaiiah ve bir engel çıkmazsa Ankara'dayım. Senin şahanda. hepintzin bayrammıa kutlar ve \ cümlenizedaha iyi günkr düerim. Hepinİzin, ] nicezamaniar göstermiş dduğuımz dost ve caudan yakıniığın daima süregelen havası, bana ferahlık vermektedir. Sevgilerim, teşekkürferim ı ve dualanmla. ' 14.5.1974 ı aşama mı bilemiyorum. Daha doğrusu bihnemeye cahşıyorum. Sizlere tekfon etmek isierdim. Ve bunu daima düşündüm. Ama sizlerin evde bulunduğunuz saatler, bizim köy PTTsi kapalı olur. Bankaya telefon etmek ıse bir şey konuşamayacağımıza göre beni bu teşebbüsten önledi. Gene en iyisi bir mektup yazmak dedim. Ama bilmiyorum, mektubumeline varacak mı? Çünkü belki sizdetatildesmizdir. Mesela IBA (2 )da. Temenni ederim ki burada benim. bu mektubun eline varacağını hesapladığım günlerde. gerçekten o da senin eiine geçmiş olsun. Şimdilik bu kadar. Bana bir şeyler. birtakım haberler yaz ve mektubunun içine senden bir şeyler koy. Gözlerinden öperim. f} Umurbey Köyü. (2 } İş Bankası Kampı ğu zaman Hoca. çok güzel ko- nuşurdu. Ve incelerdi yüzleri de. Arada sırada kontrol eder- di, dinlenip dinlenmediğini. Ve öğretmeyi de severdi. Yani, o tarafı vardı. Anlatmayı, öğret- meyi. bildiklerini aktarmayı se- ven insandı. - Yazmadıklan var mıydı? Yazamadıkları... AYSEL KUTLU - Yazma- dıklan. ••Kırmızı Mektuplar"ı hiçbir zaman yayımlanmamış kabul ediyorum. Çünkü onlar bir hazırlık dönemindeydi. Bir 100 sayfahk yazıya dökülmüş kısmı, öldükten sonra her ne kadar "•Kırmızı Mektuplar" di- ve çtkmışsa da. hiç çıkmasaydı daha iyiydi. Çünkü yanmdır. Hoca. "Kırmızı Mektuplar"ı yalnız her yazann yaptığı gibi, anlatırken düşünürdü, anlat- mıştır. Sanıyorum, Çin onun il- gisinı çok çeken bir ülkeydi, Londra'ya hastalığı dolayısıyla gmiği zaman, araya bir de Londrayı koymuştu, İngilte- re... - Neydi hastalığı? AYSEL KUTLU - Ağzında yara vardı. kapanmayan. şekeri de olduğu için yanlış "cortıson"" \erilıyordu Hoca'ya, o azdın- yordu tabii, İngıltere'ye gitü. papat>a gargarasıyla döndü oradan. Ama. tahlillerini yap- tırdı. Her gittiği yerde. eleştiren, gören, gezen bir insandı. Çok etkilenmişti. İmparatorluk ola- rak düşündüğü İngiltere'nin Londra sokaklannda dolaşır- -• ken. artık bir imparatorluğun bittiğini. çöktüğünü. İngiltere'- nin tamamen kabuğuna çekil- diğini ve o değişime de hazırlığı- nın zor olacağını, yani o küçül- menin İngiltere"ye zor geleceği- ni. ekonomik yönden de. sosyal bakımdan da.. İngiltere'yi de sokacaktı kitabın içine. Kitap- ta, Rusya, Çin ve Ingiltere de olacaklı. Üçarkadaşbiribirleri- ne mektup yazacaklardı. Rus- ya'da okuyan üç arkadaş aynlmışlardı. fakat sonradan birbirlerine ülkeleriyle ılgıli \ıl- lar sonra. yorum yapacaklardı. Bu yorumu Rus\a için herhal- de çok sağlıklı \apacakti. Ho- ca, çünkü ihtılalde Rusya'da bulunmuştu. sonraki yıllarda aradan bir zaman geçtıkten sonra. Rusya'yı gıdıp gördü. Karşılaştırmasını vapacağı yo- rum çok önemli>di. SÜRECEK T.C. MARMARİS SLXH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU GAYRİMENKÜLÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI 1993/5Satış Saülmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymetı. adedi. ev- safı: Marmaris ilçesi Kemeraltı Mahallesi, Karapınar mevkiinde bu- lunan tapunun cilt 15, sahife 1357. pafta 1, ada 138, parsel 96'da kayıtlı 489 m2 tniktanndaki tarla ile aynı mahalle ve mevkide bulunan tapunun cilt 15, sahife 1358. pafta l.ada 138, parsel 97"de ka>itlı 290 m2 miktanndaki taşınmazlann yapılan takdiri kıymetlerinde 96 no'lu parselin 489 000.000.- lira. 97 nö'lu parselin ise 209. -000.000.- lira ola rak belirlenmiştir. İmar Durumu: Marmaris Belediyesi'nden alınan imar belgesinde 96 no"lu parsele ınşaat yapılamayacağı, 97 no'lu parsel ise konut alanı aynk nizam. 4 kat müsadelı, bina yüksekliği 13.50 mt. bu taşınmaz şuyuludur, şuyu gıdenldıkten sonra imar durumu yenüenecektır de- nilmektedir. SaHşŞartlan:,l-SaUş, 20.6.1994 günüsaat 14.00ten 14.15'ekadar Mahkeme \'azı İşleri Müdürü odasında açık arttırma suretıyle yapı- lacaktır. Bu artürmada tahmin edilen kıymetin "« 75'ini ve rüçhanlı alacakhlar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şarüyla 30.6.1994 Persembe günü aynı ver ve aynı saatlerde ikincı artürmaya çıkanlacaktır. Bu artürmada da rüç- hanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflannı gecmesı şartıyla en çok artürana ihale olunur. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20'si nıspelınde pey akçesı veya bu mıktar kadar milli bir bankanın temı- nat mektubunu vermelen lazımdır. Satış. peşin para iledır. alıcı ıstedi- ğınde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Deilâliye resmi ihale pulu. tapu harç ve masraflan alıa\a aıttir. Bınkmış vergıler satı^ be- delınden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilılerin (+ ) bu gavnmenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa daır olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bıldirmeleri lazım- dır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabıt olmadıkça pa> laşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Satış bedelı hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra \ e İflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedılir. İki ihale arasmdaki farktan ve % 30 faızden alıcı ve kefılleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendılennden tahsıl edilecektir. 5- Şartname. ılan tarihinden itıbaren herkesın görebılmesı için daı- rede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen abcıya bir örneği göndenlebilir. 6- Satışa ıştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını ka- bul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak isteyenlerın 1993 5 satış sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 3.5.1994 (+) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipieri de dahüdir. Basın: 47988 Atilla Coşkun UĞUR MUMCU CİNAYETİ 6O0O0TL2BASKI CemYayınevı Kuçukparmakkapı IpekSok. No: 1180060 Taksım-İstanbul Tel: 2430550-2432023 Fax:2441533 T.C. İSKİLİP SULH HÜKUK MAHKEMESİ Sayı:l994 96 Davacı İskılip ılçesı, Sakarya Mahallesrnden Mustafa oğlu Ha- san L'lak tarafından lskilip ilçesi. Sakarva Mahallesi. Kızamık Yolu pafta 90. parsel 21'de kavtlı bulunan taşınmazın ortaklığının gidenl- mesi için mahkememıze açılan davanın > arşalaması sırasında kendısı- ne verilen >etkı gereğince tapu maliklerinden Hüseyın kızı Emine ile İsmaıl oğlu Ahmet'in açık kimliklennın ve adreslerinin tüm aramala- ra rağmen tespıt edılemediğinden. kendilerine kavvum tavın edilmek üzere mahkememıze açıian ka>\um ta>ini davasının yapılan açık vargılaması sırasında. Tapu maliklerinden Hüsevin'kızı Emine ile İsmaıl oğlu Ahmet'in hak ve menfaatlerini korumak üzere İskilıp Me>dan Mahallesı'nden Fıkri oğlu Ahmet Kartal kayyum tavin cdileceğinden. kavjuma itıra- zı olanlann veya bu kışilen tanıyan ve bılcnler ile bu kişilerin mirasçısı olduğunu iddia eden şahıslann, duruşmanın atılı bulunduğu 30.5. 1994 tarihine kadar mahkememizin 1994'96 esas sayılı dosyasına müracaat etmeleri ilanen tebliğ olunur. 28.4.1994 Basın: 47960 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKCİ Yazmadıklanm...Önce bir yanlışımı düzeltmek ıstiyorum: 8 Mayıs Pazar günü çıkan Yukselmek mı Istıyorsunuz?'başUMı 'Ankara Notları'şöy- le başlıyordu: "Bayan gazetecı, Atatürfc'i/n, inönü'nün arkadaşı- nın kızıydı Onlar uç kız kardeştiler, en küçükleri oydu. İyi Alman- ca bılır, Alman gazetelerinın ya da ajanslarının muhabirliğini yapardı..." Sonradan öğrendım, bayan gazetecı, uç kızkardeşin en küçü- ğü değılmış, ortancasıymış. Seyfullah Turan da, CHP milletveki- lıdeğilmiş... - Canım, bu da yanlış mı? Daha neler var... diyenler olabilir. Olsun, ben yanlışımı yakaladığım yerde düzelteyim de... izmir'den yazan CHP il delegesı Yalçın Kayaoğuz mektubun- da şoyle dıyor: "Sayın Ekmekçi Ismet Inonu'nün Cumhuriyet Halk Partisi Gene/ Başkanlığı'nt yitirdikten sonra bazı arkadaşlan tarafından bilinçli olarak dış- lanmasını buyük bir şaşkı, üzüntü ve utançla köşe yazılarınızdan öğreniyorum. Sıyasal yaşamda böyle vefasızlar olduğu siırece saygı, sevgi, dayanışma ve guven gıbı önemlı duyguların yoksullaşacağı ve sonuçta da etkın bir polıtikanın yapılamayacağı kanısındayım. Şımdı partı bınalanmızda asılı olan ve aynı posterde yan yana fotoğrafları bulunan Ataturk, Ismet Inonu ve Bülent EcevK'e da- ha anlamlı bakacağım. Siyasal bılgı bırikımım ıçın okuma ve araştırma eksikliğımi yuzume vurduğunuz için teşekkürler Saygılanmla." Olay, okurun eksıkliğınden çok, bızlerin zamanında yazma- mamızdan kaynaklanıyor. Kendi kendime "O zaman görevimizi yapmamışız1 " öiyocum. Bırdeolaylarınperdearkasını.bizlerde aradan uzun süre geçtikten sonra öğreniyoruz... Ozan Ali Yüce trafık kazası geçırdi, kırıklar içinde yattı, alçılar- da. Şimdi gıderek lyıleşıyor. DlSK'ın Onur Kurulu üyelerınden, Gıda-lş Sendikası eskı Başkanı Demirhan Tuncay sayrılandı, SSK sayrıevınde amelıyat oldu, evınde yatıyor, lyıleştı sayılır. Yazar Vedat Günyol'un sayrıevinden çıktığını teşekkür ılanın- dan anlamıştım. Sami Karaören de soyledi. Vedat Bey'e "geç- mış olsun" deüım... Unlu bir Ingılız gazetecısi Kenneth Macfcenzie, Kıbrıs'ta öl- muş. Mackenzıe, Türkiye'de uzun yıllar gazetecılık yapmıştı. Ben daha çok, London Times muhabırı David Hothamı tanırım. Kenneth Mackenzıe, Observer ile Economıst'eTürkıyeden ha- berler veriyormuş. Bulent Ecevıt'ı de -nedense- pek tutmazmış. Bülent Bey, 1974'te başbakan olunca, Dışışleri'ne şöyle buyur- muş. - Londra'daki buyukelçilığimıze talımat verin, Observer ile Economıst, Mackenzie'yi kovsunlar' Olacak şey değil ama, ne yazık kı böyle. Bızim Dışişleri sonra, bunu Mackenzıe'ye anlatmış: - Başbakan 'ın buyruğuna karşın biz herhangi bir şey yapma- dık! demışler... Mackenzıe, sağlığında Yukselmek mı Istiyorsunuz?' başlıklı yazıda geçen gazetecıye olayı anlatmış. Düşünüyorum, bizım Londra Büyükelçısi, bir Ingıliz gazetesme, "Şumuhabiriat<"de- se attırabılır mı? Kım dınler onu? 12 Mart dönemınde -daha once yazmıştım- beni Türk Haber- ler Ajansı ndan-hukumetınbaskılarısonucu-uzaklaştırmışlardı. Türkiye'de oluyordu demek... Türkiye'de bazı 'teoulann yıkılması zamanı gelıp geçtı. Bü- lent Ecevit'in. CHP Genel Sekreterlığıne geldığı sıralarda, özel- lıkleözeltoplantılarda, "Ataturkefsanesıntyıkacağım!"dedığını duyunca, şaşırmıştım. Genç Ecevit'in soyledıklerı batmıyordu. Birinde, 'İkınci Ataturk'' diye bağırmışlardı da, Ecevıt kızar gibi yapmış, "8dy/esdy/emey/rî"demişti. Ben bunu, alçakgönüllülü- ğünden yapıyor sanıyordum. Ataturkün, inönu'nün arkadaşlannın kızı bayan gazetecı an- lattı bir olayı. Şöyle- Bir elçılığın çağrısına gıtmiştı, bahçede kol- tuklarda oturuluyordu. Ismet Paşa, Genel Sekreterı Bülent Ece- vit'le gelmişti. Orada. Ekrem Akurgal ile Londra Buyükelçisı Turgut MenemefKioğlu da var. Bayan gazetecı. Ismet Paşa'ya şöyle der: - Paşam, biz Turk kadınları, genel sekretere karşı cephe ala- cağız. Her yerde Ataturk aleyhme konuşuyor, Ataturk ün vasıye- tini ıptal etme yoluna gıdıyor. (Ecevit'in genel sekreterlığı döne- mınde, Turk Dıl ve Tarıh Kurumları ile ılgıli davalar açılmıştı. Gazetecı onu anımsatmak ıstiyor.) Her yerde dıyor kı: "Neymış o, şapka gıymek ınkılapmıymış?" Kastamonu'ya gıdiyor, şapka devrimı' aleyhme konuşuyor. Sonra, Ataturk 'un Turk Tarıh ve Dıl Kurumları ile ılgıli vasıyetinı ıptal etmek ne demek? Bülent Ecevıt karşılık verır - Tabıı, der. Ataturk onlan propaganda muessesesi olarak kurmuştu Oysa o kurumlar propaganda değil, bılım yapmalıdır- lar. Gazetecı karşılık verır - Hiç de propaganda olarak kurmadı. Ataturk bir ara babamı Tarih Kurumu başkanlığına getirmısti, gayet iyi biliyorum, Ataturk on tane dırektıf vermiştı: Bunun birıncisı, arkeolojık kazı- lar yapılacak, ıkincısı bilimsel eser yazılacak, sempozyumlar vb. On tane emır. Bu propaganda değil. bılım. Ruslar propaganda yaparlar. Ruslar derler kr "Shakespeare Hamlet'i bizden çal- dı!" Ataturk oyle değıldı Ecevıt bayan gazetecıye çok kızar. Menemencıoğlu ile Akurgal: - Bulent Bey'ın dedıklerını anlamıyoruz! derler. Bulent Bey dırenmektedir - Ataturk koklu ınkılap yapmamıştır, hepsi gardrop. Atatürk'ün devrımlen sudan. Enfrastruktur diye bir şey yok! (Bayan gazete- cıye döner) Türk kadını ıçın ne yaptı? Sız her vakıt hurdunuz! - Evet, Istanbul'dakı kadınlann birçok şeyleri vardı Bunlar iyiydi, annem Fransızca bılır, piyano çalardı. Ama, hiçbir hakkı yoktu. Babamla görüşmeden evlendi. Bu mu kadın haklan? Bülent Bey artık alay ediyordu: sordu: - Köylü kadın için ne yaptı? - Susuz köyunün muhtan Saö Kadın 'ı Meclis'e getirdi!.. Gazeteci, ismet Paşa'ya baktı, gülümsüyordu. Gazetecr - Ne rezalet! dedi ıçinden, Atatürk'ü küçültmekle Ismet Paşa büyümezdiki. Genel sekreteri, genel başkanayağ mı yakıyordu ne? • • * Bugün Gökhan Yalta'nın Çiftlık yolunda. Galeri Sanat-Yapım- da fotoğraf sergisinin açılışı var, saat 18.45'te. Uluslararası fo- toğraf sanatçısı Gökhan Yalta. geçen yıl 28 Mayıs'ta Torbalı ile Kuşadası arasında bir trafik kazasında eşi ve köpeğı ile bırlikte yanarak olmuştu. Gökhan Yalta, Bahtiyar Yalta'nın oğlu... BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Bir nesneyı. o nesne ol- maksızın tasanmlama yetisı. 2/ Asya'da bir ül- ke... Türlü müzik araçla- rının verdiği sesleri birbi- . .nden ayırt etmeyi sağla- van ses özelliği. 3/ Şeyhü- lislamlık unvanı ya da makamı. 4/Piston... Gal- yumun simgesi. 5/ Sanı... Mardin'in bir ilçesi. 6/ Olgunlaşınca kendiliğin- den çatlayıp açılmayan kuru meyve... Güneş doğmadan önceki alacakaranlık. 7/ Bir soru eki... Y'an memnunluk belirten bir ünletn... Kurşun boru- lann ağzını açmakta kullanılan ucu sivri takoz. 8/ "•Hayır" anla- mmda kullanılan söz... İradesizlik- ten ileri gelen sürekli cansızhk. 9/ İstanbul'un Sultanahmet semtin- de Bizans döneminden kalma ünlü sarnıç. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlılar'da, devletin vergi gelirini toplamayı peşin bedel karşılığında kişilere bırakması. 2/ Su... İslam dıninde insanın ölüm yada saldın tehdidi altınday- ken ınancını gizlemesi. 3/ Gemi çapasına bağlı bulunan kahn halat ya da zincir... Müstahkem yer. 4/ Sağlıkh... Bir soru sözü. 5/ Ahi kuruluşlanna girenlerin törenie bellerine bağlanan ku- şak... " — görmez çeşmimiz endişe-i ağyardan" (Fuzuli). 6/ Toplum içindeki davranışlarda izlenecek yol... Ayak. 7/ Büyük çivi... Fas'm başkenti. 8/ Bir Uzakdoğu dövüş sporu. 9/ Dağda yaşayan ve geçimini odun satarak sağlayan kimse... Ruh.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle