Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS1994 PERŞEMBE
10 DIZIYAZI
Aydemivçok önem vevdiğieseıiniUunamlayamcuh(ı-s^-v»-»
MUSTAFA EKMEKÇİ
Aysel Kutlu. Şevket Sürey-
ya Aydemirin "Kırmızı Mek-
tuplar" adh yapıtının yanm
kaldığını belirtiyor. Âyde-
mir'in bu esere çok önem ver-
diğini. ancak tamamlaya-
madığını üzülerek dile getiri-
yor.
Kutlu ile söyleşimizi Nazım
konusunda kaldığumz yerden
sürdürüyoruz.
Ben şeyi anlaya-
mamışıındır, Ahmed Emin
Valman. Nazım'm özgürliiğü-
ne kavuşması için çırpınıyor; o
Ahmed Emin'e çatıyor! Aslı-
nda iki satir yazmış olması
gene bir şeydi.
AYSEL" KLTLU - Neyse,
şunda birleşmemiz lazım. Ho-
cayı yakından tanıyan, onu
anlayan kişiler ki, şu anda
Uğur da hayatta olsaydı, çok
bize faydalı olurdu sanıyo-
rum bu konuda; Nazım'a
yaklaşımı onun, nasıl kendisi
memleketi için dönüp Türki-
ye'de o anda işçi kesiminin ol-
mayışı. Komünist Partisi'-
nden aynlıp. arkadaşlanna
"'Allahaısmarladık" dediği
zaman. "Suyu Arayan
Adam"da vardır bu. Ata-
türk'e de inandığı- için. Ata-
türk'e döndüğünü. Atatürk'-
ten iş istediğini.. Yani sırf.
Türkiye'de yaşayıp, yaşamını
sürdürmek için yapılan bir
şey değildir. O da onurlu bir
insandır. En az Nâzım kadar
onurlu bir insandır Şevket Sü-
reyya Bey. Çünkü, o kadar
dürüst olduğunu ben ya-
kından biliyorum. Bunu her
an ispata hazınm; çok olay
yaşadım; çok duygulandım
beni bağışla. Hislerimle hare-
ket etmiyorum şu anda; göz-
lerim doldu ama, sanıyorum
bu olanak sağlansaydı,
Nazım'la Atatürk'ün ilişkisi
kurulabilseydi. Naam da bu
kadar sıkıntı çekmezdi...
- Başka bir şey daha \ar:
Nazım, Anadolu halkını cezae-
vinde değil, daha gezerek
taıurdı.
AYSEL KLTLU - Tabii,
Şevket Süreyya Aydemir'den
Aysel Kutlu'ya
ysel Kutlu: 'Kırmızı Mektuplar'ı
hiçbir zaman yayımlanmamış kabul
ediyorum. Her ne kadar yüz sayfahk
yazıya dökülmüş kısmı, öldükten sonra
'Kırmızı Mektuplar' diye çıkmışsa da
eser eksikti. Çünkü onlar bir hazırlık
çalışmasıydı. Hiç çıkmasaydı daha
iyiydi. Hoca'nm çok önem verdiği
kitapta, Rusya, Çin ve İngiltere de
olacaktı.
Kırmızı
Mektuplaryanmkaldıtabii...
- NazınTın halkı bir Bolu'da
tamması var, Rusva'ya giderken
yolda gördükleri var, onların rü-
miinü kahramanlaştınyor, ama
alıp çantasını bir yerlere...
AYSEL KUTLU - Hiçbir za-
man Toroslar'a gitmedim, der.
Bir Doğu Anadolu'ya gitmedj-
ğini söyler.
- Kürtleri görmedi.
AYSEL KUTLU - Kürtleri
görmedi, tabii tabii görmeliydi.
Şevket Süreyya Bey. Kürt soru-
nuna da değinir. o 10 maddelik
şeyinde; Türkiye'nin 10 mad-
deyle nasıl yükselebileceğini an-
laurken. o Kürt sorunundan da
söz eder. Doğu'nun mutlaka
kalkındınlması gerektiğini ve
daha demokratik bir şekilde
yaklaşılıp yönetilmesi gerekti-
ğini yazar. Doğu. eskiden beri
çok ihmal edilmiş bir konu.
Onun acısını, bedelini bu şekil-
de ödeyeceğiz. Her şeyin bir be-
deli var. Onun için.. Öyle.
- Şevket Süreyya ile ilgili kita-
bı öliim gıinüne mi \ eriştireceksi-
niz? Bahara mı düşünüyorsunuz?
AYSEL KUTLU "- Henüz
karar vermedim. Hoca için ko-
nuşurken bile yanlış yapmak-
tan çekinırim. Bir ınsan için ko-
nuşmak kolay değil. Bir insanı
ne kadar severseniz sevin. \eya
sevmezseniz. yani onun için
sağlıklı konuşmak kolay değil:
onun için hata yapmak is-
M E K T Ü P
temem. Bu da var: Çok yönlü
bir insanı. üslelik çok şey öğ-
rendiğimiz bir insanı... Ben onu
hep hoca olarak kabul etmişim-
dir, gerçekten..
- Neden "Hoca" diyorsunuz?
Öğretmen gibi...
AYSEL KUTLU - Hakıka-
ten öğretmendı de ondan. O
gün ilk karşılaştığımızda, bir
dört saatlik konuşma. bize öğ-
reteceğı birçok şey olduğunu
gösteriyordu. Dinleyen buldu-
M E K T Ü P
Bittün dostkmn bayramı Ruhdepresyonunutl
Kıam Aysel,
Her iki mektubunu atdırn. Çünkü Umurbey'e
döndüm. Şimdi köydeyim. Mektuplanndaki
dııygutann ve temennilerin için teşekkürler.
FaJcat bunlan ifade edecek başka bir deyim
bulunsa ne kadar ıyi olurdu...
Şevkı ve arkadaşlan için. seninkine yakın bir
içtenlikle iyi dileklerim vedualanm, onlarla
beraberdir. Buna inanmaru rica ederim.
Şevki'nin gönüUü yolculuğunu ve nicelerinin
kendilerini bir harekete adayışlannı, derin bir
rikkatfe düşünüyor ve aniamaya çabşıyorum.
Oğiunu ınşaallah yakın bir günde, sıhhaı ve
seiametleyamndagörecejpn gün, senin gibi,
bütün dostlannın da bayramı oiacaktır.
Kendisine yazacağjn mektuplarda, ismimi
anmak surettyle olmasa bile. hayırlı günler ve
sonuçlar dileklerimin kendisi ile beraber
olduğunu büdir kızırn. Sana gelince; senin,
derin duygu ve heyecanlann iie güçlenen şefkat
ve ruh bağlıliğm, Şevki için de koruyucu bir
kudret olacaktır.
Kamran'm
2
da gıttiği yerde işlerinin ve
çahşmalannın hem kendisini hem sizkri
memnunedecek şekilde verimti olrnasını
dilerirn.
Kemal'eseJamlar, sevgiler, mektubunu aldım.
Gözlerinden hayırduaianmla öperim kızım...
(j Şevki Çağlar, büyûk oğhrnı, Kıbrıssmaşmda
üsteğmendi.
(*)Kmıran, küçük oğhmı. bankacı.
M E K T U P
Aysel Ktz,
Sana geçmektup yazabildim. Demek ki bir şeyler içinde
yuvarlaruyordum. Hoş göteceğine eminim. Hem bu güzel
hoşgörülerin. hem de dosüannm, çevrenin ve bütün
insanlann hata ve taksirlerini, hassas ve lütufkar ruhunla
kabut, sonunda bütün bu hatahlan, hatta suçlulan,
tükenmeziyiliğinle bağışlamak. haklı çıkaımak yolundaki
üstün insanlığınla, banada kınlmamışolacağına
inanıyonım. Bütün bu duygular içinde, sana karşı daima iyi
dilekkrim ve saygılanmla gözlerinden öperim.
Arada. İstanbuİ'a gitmem de gerekti. Birazda orada kaldun.
Şimdi köydeyim. () Hanım da geldi. Bir iki gün burada kalıp
Kumla'ya gidecek. Tabiat
her tarafta bahanm ve
ilkyaz günlerini yaşıyor.
Havada esen cennet
rüzgarian. Ama ne yazık ki
biz insanlar yahut onlann
içinde hiç değilse ben, bu
şehrayini, bütün musikisı ile
yaşayamıyorum. Bu bir ruh
depresyonu mu? Yoksa, bir
DengeKruhiktinti...
• Tabiat her tarafta
bahannı ve ilkyaz
günlerini yaşıyor.
Havada esen cennet
rüzgarian. Ama ne
yazık ki biz insanlar
yahut onlann içinde hiç
değilse ben, bu
şehrayini. bütün
musikisi ile
yaşayamıyorum.
Aysel Kız.
Birkaç gündûr Ankara'dadeğUdim. Dün
akşam döndüm.
Son telefon konuşmanda bana, evin,çevren,
işlerin ve kendin için verdiğın ferahiatıcı
haberlerin hala güzel etkisî altındayun. Ruhunu
daima murakabe eder ve kendini daima
yenileyen bir insan olarak, ba olgun sükunu ve
iç rahaüığtnı ifade edenerişimier, senden
beklenen ve seni sen yapan aşama ve
hesaplaşmalardır. Bütün insanlann. hele
çağırmzda ve ülkemizin yaşadığı bu probtemli
ve çileli günlerde, vardığin bu dengeîi ruh
ikliminin. seni daima sarmasım diîerim kızım.
Dün Ankara'ya dönönce, bugün için sana
telefon etmeyi daşÜTidüm- Yahut da seni
görmeyeçabşmabydim. Fakatyukanda
değindığimson tetefon konuşrnamızda
beürtttğnn esasa mutabik kalarak, ben senden.
arzu ettiğin vesenin için uygun düşecek
zaman!arda,gene telefon bekteyeyim. Bu
bayramdan önce olamazsa daha sonra da
olabilir. Ben inşaiiah ve bir engel çıkmazsa
Ankara'dayım.
Senin şahanda. hepintzin bayrammıa kutlar ve \
cümlenizedaha iyi günkr düerim. Hepinİzin, ]
nicezamaniar göstermiş dduğuımz dost ve
caudan yakıniığın daima süregelen havası, bana
ferahlık vermektedir. Sevgilerim, teşekkürferim ı
ve dualanmla. '
14.5.1974 ı
aşama mı bilemiyorum.
Daha doğrusu bihnemeye
cahşıyorum.
Sizlere tekfon etmek
isierdim. Ve bunu daima
düşündüm. Ama sizlerin
evde bulunduğunuz saatler, bizim köy PTTsi kapalı olur.
Bankaya telefon etmek ıse bir şey konuşamayacağımıza
göre beni bu teşebbüsten önledi. Gene en iyisi bir mektup
yazmak dedim. Ama bilmiyorum, mektubumeline varacak
mı?
Çünkü belki sizdetatildesmizdir. Mesela IBA (2
)da.
Temenni ederim ki burada benim. bu mektubun eline
varacağını hesapladığım günlerde. gerçekten o da senin eiine
geçmiş olsun.
Şimdilik bu kadar. Bana bir şeyler. birtakım haberler yaz ve
mektubunun içine senden bir şeyler koy.
Gözlerinden öperim.
f} Umurbey Köyü.
(2
} İş Bankası Kampı
ğu zaman Hoca. çok güzel ko-
nuşurdu. Ve incelerdi yüzleri
de. Arada sırada kontrol eder-
di, dinlenip dinlenmediğini. Ve
öğretmeyi de severdi. Yani, o
tarafı vardı. Anlatmayı, öğret-
meyi. bildiklerini aktarmayı se-
ven insandı.
- Yazmadıklan var mıydı?
Yazamadıkları...
AYSEL KUTLU - Yazma-
dıklan. ••Kırmızı Mektuplar"ı
hiçbir zaman yayımlanmamış
kabul ediyorum. Çünkü onlar
bir hazırlık dönemindeydi. Bir
100 sayfahk yazıya dökülmüş
kısmı, öldükten sonra her ne
kadar "•Kırmızı Mektuplar" di-
ve çtkmışsa da. hiç çıkmasaydı
daha iyiydi. Çünkü yanmdır.
Hoca. "Kırmızı Mektuplar"ı
yalnız her yazann yaptığı gibi,
anlatırken düşünürdü, anlat-
mıştır. Sanıyorum, Çin onun il-
gisinı çok çeken bir ülkeydi,
Londra'ya hastalığı dolayısıyla
gmiği zaman, araya bir de
Londrayı koymuştu, İngilte-
re...
- Neydi hastalığı?
AYSEL KUTLU - Ağzında
yara vardı. kapanmayan. şekeri
de olduğu için yanlış "cortıson""
\erilıyordu Hoca'ya, o azdın-
yordu tabii, İngıltere'ye gitü.
papat>a gargarasıyla döndü
oradan. Ama. tahlillerini yap-
tırdı. Her gittiği yerde. eleştiren,
gören, gezen bir insandı. Çok
etkilenmişti. İmparatorluk ola-
rak düşündüğü İngiltere'nin
Londra sokaklannda dolaşır-
-• ken. artık bir imparatorluğun
bittiğini. çöktüğünü. İngiltere'-
nin tamamen kabuğuna çekil-
diğini ve o değişime de hazırlığı-
nın zor olacağını, yani o küçül-
menin İngiltere"ye zor geleceği-
ni. ekonomik yönden de. sosyal
bakımdan da.. İngiltere'yi de
sokacaktı kitabın içine. Kitap-
ta, Rusya, Çin ve Ingiltere de
olacaklı. Üçarkadaşbiribirleri-
ne mektup yazacaklardı. Rus-
ya'da okuyan üç arkadaş
aynlmışlardı. fakat sonradan
birbirlerine ülkeleriyle ılgıli \ıl-
lar sonra. yorum yapacaklardı.
Bu yorumu Rus\a için herhal-
de çok sağlıklı \apacakti. Ho-
ca, çünkü ihtılalde Rusya'da
bulunmuştu. sonraki yıllarda
aradan bir zaman geçtıkten
sonra. Rusya'yı gıdıp gördü.
Karşılaştırmasını vapacağı yo-
rum çok önemli>di.
SÜRECEK
T.C.
MARMARİS SLXH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU
GAYRİMENKÜLÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
1993/5Satış
Saülmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymetı. adedi. ev-
safı: Marmaris ilçesi Kemeraltı Mahallesi, Karapınar mevkiinde bu-
lunan tapunun cilt 15, sahife 1357. pafta 1, ada 138, parsel 96'da
kayıtlı 489 m2
tniktanndaki tarla ile aynı mahalle ve mevkide bulunan
tapunun cilt 15, sahife 1358. pafta l.ada 138, parsel 97"de ka>itlı 290
m2
miktanndaki taşınmazlann yapılan takdiri kıymetlerinde 96 no'lu
parselin 489 000.000.- lira. 97 nö'lu parselin ise 209. -000.000.- lira ola
rak belirlenmiştir.
İmar Durumu: Marmaris Belediyesi'nden alınan imar belgesinde
96 no"lu parsele ınşaat yapılamayacağı, 97 no'lu parsel ise konut alanı
aynk nizam. 4 kat müsadelı, bina yüksekliği 13.50 mt. bu taşınmaz
şuyuludur, şuyu gıdenldıkten sonra imar durumu yenüenecektır de-
nilmektedir.
SaHşŞartlan:,l-SaUş, 20.6.1994 günüsaat 14.00ten 14.15'ekadar
Mahkeme \'azı İşleri Müdürü odasında açık arttırma suretıyle yapı-
lacaktır. Bu artürmada tahmin edilen kıymetin "« 75'ini ve rüçhanlı
alacakhlar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek
şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın
taahhüdü baki kalmak şarüyla 30.6.1994 Persembe günü aynı ver ve
aynı saatlerde ikincı artürmaya çıkanlacaktır. Bu artürmada da rüç-
hanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflannı gecmesı şartıyla en
çok artürana ihale olunur.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20'si
nıspelınde pey akçesı veya bu mıktar kadar milli bir bankanın temı-
nat mektubunu vermelen lazımdır. Satış. peşin para iledır. alıcı ıstedi-
ğınde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Deilâliye resmi ihale
pulu. tapu harç ve masraflan alıa\a aıttir. Bınkmış vergıler satı^ be-
delınden ödenir.
3- İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilılerin (+ ) bu gavnmenkul
üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa daır olan iddialannı
dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bıldirmeleri lazım-
dır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabıt olmadıkça pa> laşmadan
hariç bırakılacaklardır.
4- Satış bedelı hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra \ e
İflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedılir. İki ihale
arasmdaki farktan ve % 30 faızden alıcı ve kefılleri mesul tutulacak
ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendılennden tahsıl edilecektir.
5- Şartname. ılan tarihinden itıbaren herkesın görebılmesı için daı-
rede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen abcıya bir örneği
göndenlebilir.
6- Satışa ıştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını ka-
bul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak isteyenlerın 1993 5 satış
sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmalan ilan olunur.
3.5.1994
(+) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipieri de dahüdir.
Basın: 47988
Atilla Coşkun
UĞUR MUMCU CİNAYETİ
6O0O0TL2BASKI
CemYayınevı
Kuçukparmakkapı IpekSok. No: 1180060 Taksım-İstanbul
Tel: 2430550-2432023
Fax:2441533
T.C.
İSKİLİP SULH HÜKUK MAHKEMESİ
Sayı:l994 96
Davacı İskılip ılçesı, Sakarya Mahallesrnden Mustafa oğlu Ha-
san L'lak tarafından lskilip ilçesi. Sakarva Mahallesi. Kızamık Yolu
pafta 90. parsel 21'de kavtlı bulunan taşınmazın ortaklığının gidenl-
mesi için mahkememıze açılan davanın > arşalaması sırasında kendısı-
ne verilen >etkı gereğince tapu maliklerinden Hüseyın kızı Emine ile
İsmaıl oğlu Ahmet'in açık kimliklennın ve adreslerinin tüm aramala-
ra rağmen tespıt edılemediğinden. kendilerine kavvum tavın edilmek
üzere mahkememıze açıian ka>\um ta>ini davasının yapılan açık
vargılaması sırasında.
Tapu maliklerinden Hüsevin'kızı Emine ile İsmaıl oğlu Ahmet'in
hak ve menfaatlerini korumak üzere İskilıp Me>dan Mahallesı'nden
Fıkri oğlu Ahmet Kartal kayyum tavin cdileceğinden. kavjuma itıra-
zı olanlann veya bu kışilen tanıyan ve bılcnler ile bu kişilerin mirasçısı
olduğunu iddia eden şahıslann, duruşmanın atılı bulunduğu 30.5.
1994 tarihine kadar mahkememizin 1994'96 esas sayılı dosyasına
müracaat etmeleri ilanen tebliğ olunur. 28.4.1994
Basın: 47960
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKCİ
Yazmadıklanm...Önce bir yanlışımı düzeltmek ıstiyorum: 8 Mayıs Pazar günü
çıkan Yukselmek mı Istıyorsunuz?'başUMı 'Ankara Notları'şöy-
le başlıyordu: "Bayan gazetecı, Atatürfc'i/n, inönü'nün arkadaşı-
nın kızıydı Onlar uç kız kardeştiler, en küçükleri oydu. İyi Alman-
ca bılır, Alman gazetelerinın ya da ajanslarının muhabirliğini
yapardı..."
Sonradan öğrendım, bayan gazetecı, uç kızkardeşin en küçü-
ğü değılmış, ortancasıymış. Seyfullah Turan da, CHP milletveki-
lıdeğilmiş...
- Canım, bu da yanlış mı? Daha neler var... diyenler olabilir.
Olsun, ben yanlışımı yakaladığım yerde düzelteyim de...
izmir'den yazan CHP il delegesı Yalçın Kayaoğuz mektubun-
da şoyle dıyor:
"Sayın Ekmekçi
Ismet Inonu'nün Cumhuriyet Halk Partisi Gene/ Başkanlığı'nt
yitirdikten sonra bazı arkadaşlan tarafından bilinçli olarak dış-
lanmasını buyük bir şaşkı, üzüntü ve utançla köşe yazılarınızdan
öğreniyorum.
Sıyasal yaşamda böyle vefasızlar olduğu siırece saygı, sevgi,
dayanışma ve guven gıbı önemlı duyguların yoksullaşacağı ve
sonuçta da etkın bir polıtikanın yapılamayacağı kanısındayım.
Şımdı partı bınalanmızda asılı olan ve aynı posterde yan yana
fotoğrafları bulunan Ataturk, Ismet Inonu ve Bülent EcevK'e da-
ha anlamlı bakacağım.
Siyasal bılgı bırikımım ıçın okuma ve araştırma eksikliğımi
yuzume vurduğunuz için teşekkürler Saygılanmla."
Olay, okurun eksıkliğınden çok, bızlerin zamanında yazma-
mamızdan kaynaklanıyor. Kendi kendime "O zaman görevimizi
yapmamışız1
" öiyocum. Bırdeolaylarınperdearkasını.bizlerde
aradan uzun süre geçtikten sonra öğreniyoruz...
Ozan Ali Yüce trafık kazası geçırdi, kırıklar içinde yattı, alçılar-
da. Şimdi gıderek lyıleşıyor. DlSK'ın Onur Kurulu üyelerınden,
Gıda-lş Sendikası eskı Başkanı Demirhan Tuncay sayrılandı,
SSK sayrıevınde amelıyat oldu, evınde yatıyor, lyıleştı sayılır.
Yazar Vedat Günyol'un sayrıevinden çıktığını teşekkür ılanın-
dan anlamıştım. Sami Karaören de soyledi. Vedat Bey'e "geç-
mış olsun" deüım...
Unlu bir Ingılız gazetecısi Kenneth Macfcenzie, Kıbrıs'ta öl-
muş. Mackenzıe, Türkiye'de uzun yıllar gazetecılık yapmıştı.
Ben daha çok, London Times muhabırı David Hothamı tanırım.
Kenneth Mackenzıe, Observer ile Economıst'eTürkıyeden ha-
berler veriyormuş. Bulent Ecevıt'ı de -nedense- pek tutmazmış.
Bülent Bey, 1974'te başbakan olunca, Dışışleri'ne şöyle buyur-
muş.
- Londra'daki buyukelçilığimıze talımat verin, Observer ile
Economıst, Mackenzie'yi kovsunlar'
Olacak şey değil ama, ne yazık kı böyle. Bızim Dışişleri sonra,
bunu Mackenzıe'ye anlatmış:
- Başbakan 'ın buyruğuna karşın biz herhangi bir şey yapma-
dık! demışler...
Mackenzıe, sağlığında Yukselmek mı Istiyorsunuz?' başlıklı
yazıda geçen gazetecıye olayı anlatmış. Düşünüyorum, bizım
Londra Büyükelçısi, bir Ingıliz gazetesme, "Şumuhabiriat<"de-
se attırabılır mı? Kım dınler onu?
12 Mart dönemınde -daha once yazmıştım- beni Türk Haber-
ler Ajansı ndan-hukumetınbaskılarısonucu-uzaklaştırmışlardı.
Türkiye'de oluyordu demek...
Türkiye'de bazı 'teoulann yıkılması zamanı gelıp geçtı. Bü-
lent Ecevit'in. CHP Genel Sekreterlığıne geldığı sıralarda, özel-
lıkleözeltoplantılarda, "Ataturkefsanesıntyıkacağım!"dedığını
duyunca, şaşırmıştım. Genç Ecevit'in soyledıklerı batmıyordu.
Birinde, 'İkınci Ataturk'' diye bağırmışlardı da, Ecevıt kızar gibi
yapmış, "8dy/esdy/emey/rî"demişti. Ben bunu, alçakgönüllülü-
ğünden yapıyor sanıyordum.
Ataturkün, inönu'nün arkadaşlannın kızı bayan gazetecı an-
lattı bir olayı. Şöyle- Bir elçılığın çağrısına gıtmiştı, bahçede kol-
tuklarda oturuluyordu. Ismet Paşa, Genel Sekreterı Bülent Ece-
vit'le gelmişti. Orada. Ekrem Akurgal ile Londra Buyükelçisı
Turgut MenemefKioğlu da var. Bayan gazetecı. Ismet Paşa'ya
şöyle der:
- Paşam, biz Turk kadınları, genel sekretere karşı cephe ala-
cağız. Her yerde Ataturk aleyhme konuşuyor, Ataturk ün vasıye-
tini ıptal etme yoluna gıdıyor. (Ecevit'in genel sekreterlığı döne-
mınde, Turk Dıl ve Tarıh Kurumları ile ılgıli davalar açılmıştı.
Gazetecı onu anımsatmak ıstiyor.) Her yerde dıyor kı: "Neymış
o, şapka gıymek ınkılapmıymış?" Kastamonu'ya gıdiyor, şapka
devrimı' aleyhme konuşuyor. Sonra, Ataturk 'un Turk Tarıh ve Dıl
Kurumları ile ılgıli vasıyetinı ıptal etmek ne demek?
Bülent Ecevıt karşılık verır
- Tabıı, der. Ataturk onlan propaganda muessesesi olarak
kurmuştu Oysa o kurumlar propaganda değil, bılım yapmalıdır-
lar.
Gazetecı karşılık verır
- Hiç de propaganda olarak kurmadı. Ataturk bir ara babamı
Tarih Kurumu başkanlığına getirmısti, gayet iyi biliyorum,
Ataturk on tane dırektıf vermiştı: Bunun birıncisı, arkeolojık kazı-
lar yapılacak, ıkincısı bilimsel eser yazılacak, sempozyumlar vb.
On tane emır. Bu propaganda değil. bılım. Ruslar propaganda
yaparlar. Ruslar derler kr "Shakespeare Hamlet'i bizden çal-
dı!" Ataturk oyle değıldı Ecevıt bayan gazetecıye çok kızar.
Menemencıoğlu ile Akurgal:
- Bulent Bey'ın dedıklerını anlamıyoruz! derler.
Bulent Bey dırenmektedir
- Ataturk koklu ınkılap yapmamıştır, hepsi gardrop. Atatürk'ün
devrımlen sudan. Enfrastruktur diye bir şey yok! (Bayan gazete-
cıye döner) Türk kadını ıçın ne yaptı? Sız her vakıt hurdunuz!
- Evet, Istanbul'dakı kadınlann birçok şeyleri vardı Bunlar
iyiydi, annem Fransızca bılır, piyano çalardı. Ama, hiçbir hakkı
yoktu. Babamla görüşmeden evlendi. Bu mu kadın haklan?
Bülent Bey artık alay ediyordu: sordu:
- Köylü kadın için ne yaptı?
- Susuz köyunün muhtan Saö Kadın 'ı Meclis'e getirdi!..
Gazeteci, ismet Paşa'ya baktı, gülümsüyordu. Gazetecr
- Ne rezalet! dedi ıçinden, Atatürk'ü küçültmekle Ismet Paşa
büyümezdiki. Genel sekreteri, genel başkanayağ mı yakıyordu
ne?
• • *
Bugün Gökhan Yalta'nın Çiftlık yolunda. Galeri Sanat-Yapım-
da fotoğraf sergisinin açılışı var, saat 18.45'te. Uluslararası fo-
toğraf sanatçısı Gökhan Yalta. geçen yıl 28 Mayıs'ta Torbalı ile
Kuşadası arasında bir trafik kazasında eşi ve köpeğı ile bırlikte
yanarak olmuştu. Gökhan Yalta, Bahtiyar Yalta'nın oğlu...
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Bir nesneyı. o nesne ol-
maksızın tasanmlama
yetisı. 2/ Asya'da bir ül-
ke... Türlü müzik araçla-
rının verdiği sesleri birbi-
. .nden ayırt etmeyi sağla-
van ses özelliği. 3/ Şeyhü-
lislamlık unvanı ya da
makamı. 4/Piston... Gal-
yumun simgesi. 5/ Sanı...
Mardin'in bir ilçesi. 6/
Olgunlaşınca kendiliğin-
den çatlayıp açılmayan
kuru meyve... Güneş
doğmadan önceki alacakaranlık.
7/ Bir soru eki... Y'an memnunluk
belirten bir ünletn... Kurşun boru-
lann ağzını açmakta kullanılan
ucu sivri takoz. 8/ "•Hayır" anla-
mmda kullanılan söz... İradesizlik-
ten ileri gelen sürekli cansızhk. 9/
İstanbul'un Sultanahmet semtin-
de Bizans döneminden kalma ünlü
sarnıç.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Osmanlılar'da, devletin vergi
gelirini toplamayı peşin bedel karşılığında kişilere bırakması. 2/
Su... İslam dıninde insanın ölüm yada saldın tehdidi altınday-
ken ınancını gizlemesi. 3/ Gemi çapasına bağlı bulunan kahn
halat ya da zincir... Müstahkem yer. 4/ Sağlıkh... Bir soru sözü.
5/ Ahi kuruluşlanna girenlerin törenie bellerine bağlanan ku-
şak... " — görmez çeşmimiz endişe-i ağyardan" (Fuzuli). 6/
Toplum içindeki davranışlarda izlenecek yol... Ayak. 7/ Büyük
çivi... Fas'm başkenti. 8/ Bir Uzakdoğu dövüş sporu. 9/ Dağda
yaşayan ve geçimini odun satarak sağlayan kimse... Ruh.