Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS1994ÇARŞAMBA
12 KULTUR
47. Uluslararası Cannes Film Festivali 12 mayıs akşamı başlıyor
Cannes'da yine Türkfilıııiyok!
MEHMETBASUTÇU
PARİS - Lıstelerin tümü açı-
klandı. Açılış fılmi, kapanış fil-
nıı, "Altın Palmiye" adaylan.
yanşma dışı sunulacak yönet-
nıenler. yan bölümlerin eleğin-
de kalan adlar... Tümü açıklan-
dı. Basınla ilışkileri düzenleyen
görev lıler kollan sıvadılar; bazı
filmlenn ön gösterileri Paris'te
yapıldı bile. Cannes Feslivalı
başlamak üzere...
Ve >ine Türk fılmi yok Can-
nes'da... Halbuki bu yıl, özellik-
le ikı genç yönetmenin ilk film-
lennden umutiuydum: Zeki
Demirkubuz'un " C Blok"u ile
Yeşim Lstaoğlu'nun "İz"-
inden... İlk ya da ıkinci fılmlere
a\nlan "Eleştinnenleriıı Hafta-
sı" yan bölümünün seçıci kuru-
lundaki arkadaşlar. her ıki fılmi
de beğendiklerini, son karar
toplanusmın ilk turunda oy
verdıklerini. arpa sonuçta bu
jönetmenlenn elendiğinı söyle-
dıler Herhalde tümüyle yalan
değildı. ama bır tutam ikiyüzlü-
lük ıçeren, biraz da baştan sav-
mayı amaçlayan basmakaiıp
cümlelerdi bunlar. Sözkonusu
seçicı kurulda 1987/1991 yıllan
arasında görev yapüğım için,
bu tür diplomatik cümlelerin
ardında neler gizlendiğıni gayet
açıkça görebıliyorum.
'Şahmaran' adaydı
Erden KıraJ "Mavi Sürgün",
Ali Özgentürk de "Çıplak" ile
geçen yıl Cannes'da şanslannı
denemişler ve elenmişlerdi. Bu
kez yanşmalı bölümün kalbu-
rüstü tek Türk adayı Zülfö Lj-
vaneü"ydi. "ŞahmaraıT'ın video
kasetini, Cannes Festivali yö-
neticisınin danışmanlanndan
bınnin evinde, bir rastlantı so-
nucu 27 mart gecesi birlikte izli-
yorduk "Zûlfu Litaneli belki de
şu anda Istanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanı seçildi" dediğım-
de, \an şaka yan cıddı, "Eğer
başkan seçilirse, fîlmi hiç olmaz-
sa T n Certain Regard' bölümü-
ne almamız gerekir" yanıtını
verdı gülümseyerek...
Başar Sabuncu ise "Yolcu" ile
ada> bılc olmamıştı festivale,
halbuki Paris'te. Sabuncu'nun
sınemasını seven ve bu nedenle
onu gönülden destekleyecek
olan ctkin kişiler vardı.
Önce şunu bilmek gerekiyor:
Bir film. kendisini tartışmasız
kabul ettirecek kadar sağlam
bir sinema dili sergilemiyorsa
ya da her gün izlediklerimizden
pek farklı değılse; hatta. Batılı
seçıcılere göre. bizım biraz da
küçümseyerek "egzotik" dedı-
ğımiz türden. ılgınç ve renklı bır
yerel ses getirmiyorsa... Yanı.
aylar boyunca yüzlerce film
görmek zorunda İcalarak görsel
bir hazımsızlığın sancılannı çe-
ken seçicilerin uyuşmuş beğeni-
lcrini uyandıracak, törpülenmiş
duyarhiıklanru uyaracak, yor-
gun benliklennı sarsacak kadar
güçlü bir özgünlüğe sahip değil-
se...
Seçici kurulun dengeleri
Gen>e tek çözüm yolu kabr:
En azından bir seçicinin, deği-
şik nedenlerle. o fılmi sonuna
dek savunabilmesi... Çoğu kez,
o film, o seçicinin gerçekten ho-
şuna gitmiştir: Sinema dilini il-
ginç \a da cesur bulmuştur: fıl-
min beslendiği kültüre yakındır
ya da duygusal nedenlerle o
toplumu. o ülkenin insanlannı
sever...
Yani, seçici bir ölçüde nesnel-
liğıni yitirmiştir. (Aslında, film
beğenmek, tam anlamıyla öznel
bir seçimin sonucu değil mi-
dir?..) Unutulmaması gereken
başka bir nokta, seçici kişinin
ya da kurullann iyi ya da kötü
bazı art düşüncelere de sahip
olabilecekleridir. Belki de,
küçük ya da büyük bir çıkar
ilişkisi sözkonusudur. Seçici, et-
ki altında kalmış, hatta tuzağa
düşmüş de olabilir. Aynca seçi-
ci kurul. coğrafı ve politik çok-
seslıliğı. sinema türleri arasın-
daki dengeleri de göz önünde
bulundurmak zorundadır.
Sonra. bazı ülkelerin sinemalan
"olmazsa olmaz" türdendir.
Destek ve ilgi gerek
Amerikan sinemasından
kurtuluş yoktur; evsahibi ülke-
nin sineması da bir tür doku-
nulmazlığa sahiptir. Türk sine-
masının elinde bugün, bu kart-
lardan hemen hemen hiçbiri
yoktur. Bu durumda, Türk si-
neması, bırakın arka bahçeyi.
hep arka bahçenin gerisindeki
çıkmaz sokakta oynamak zo-
runda kalır. Ortak yapım anlaş-
malan, Eurimages desteği gibi
veriler, bize yavaş yavaş arka
bahçenin kapılannı açıyor gibi
gözükse de, durum henüz yerle-
şik ve dengeli bir konuma İcavu-
şam^mıştır. Güçlü yapımcı-
lanmız da yoktur, güçlü bir
tanıtma etkinliğimiz de... Kişi-
sel çabalarla bir yeriere gelmeye
Başar Sabuncu'nun Müjde Ar ve Halil Ergün'lü 'Yolcu' filmi aday olamadı bu yılki festhale. Ali Özgentürk, 'Çıplak' ile geçen yıl Cannes'da şansını denemiş ve elenmişti.
çalışır ve bir oranda başannz
da; ancak, kurumlann yüklen-
mesi gereken görevlere kişiler
nereye kadar omuz verebilirler
ki?.. Bu konumda, kendisini he-
men kabul ettirebilen bazı Türk
fılmleri dışında (iki örnek ver-
mek gerekırse, Yılmaz Güney /
ŞerifGörenıkilisını "Yol",Tev-
fık Başer "ı de' '40 Metrekare AI-
manya" adlı fılmlenyle anım-
sayabilıriz) dığerlerinm yoğun
desteğe. ilgıye gereksinimleri
vardır. Bu destek ve ilgi, ku-
rumlann yokluğunda olağan
olarak yeterli düzeye ulaşa-
maz... Bu durumda, Cannes se-
çicileri Türk sinemasını tanı-
mıyorlar. sevmiyorlar diye ha-
yıflanınz... Sevdinnek için güç-
r
ı CANNES'DA TÜRK SİNEMA5I
I A) Yanşmalı Ana Bölüme Seçilenler:
"•Yol" Yılmaz Güney / Şerif Gören
I 1982 (Büyük ödül Altm Palmiye"yı. Cos-
I ta Gavras'ın "Missing" ile paylaştı).
' 'Elveda Yabancı* Tevfik Başer 1991
I B) Yan Bölümlere Seçilenler:
| 1) "Eleştirmenlerin Haftasr Yan Bölü-
. müne Seçilenlen
I "40 Metrekare Almanva "Tevfik Başer
I
lü ve pınltılı, teknik açıdan ge-
nel sinema standartlanna ula-
şan fılmler yapmak gerekir.
Tanıtım için ise düzenlı ve plan-
lı çabalann titizlikle uygulan-
1986
"Dolunay " Şahin Kaygun 1988
"Benim Sınemalarım " Füruzan ve Gül-
sün Karamustafa 1990
"Robert's Movıe Canan Gerede 1991
2) "Yönetmenlerin On Beş Günü" Yan
Bölümüne Seçilenler
"L'mut" Yılmaz Güney 1971
A
Ha:al Ali Özgentürk 1980
11
Aı' Ali Özgentürk 1982
"Dilan Erden Kıral 1987
"Herşeve Rağmen' Ortıan Oğuz 1988
•5i$r
ZüHüLivaneU1990
3) "Belirli Bir Bakış" Yan Bölümüne
Seçilenler:
"Yer Demir Gök Bakır"Zülfü Livaneü
1987
"Gece Yolculuğu"Ömer Kavur 1988
ı
ı
ması. tanıtma sisteminin altya-
pısının tıkır tıkır işlemesi baş
koşuldur.
Başka bir sorun, gerçekleri,
olduğu gibi söyleyip yazmak
sorunudur. Sinemamızın dün-
yanın en büyük festivalinde
arka bahçelere bile çok seyrek
buyur edilir olması, uiusal gu-
ruru incinen bazı gazeteci arka-
J
daşlan, kuşkusuz. haberleri
çarpıtarak okuruna moral ver-
meye soyunmaya dek götürebı-
lır. Ömeğin, sınemanın kültürel
alanda önemli bir tanıtma ışlevi
Erden Kıral'ın 'Mavi Sürgün'ü geçen yıl şansını deneyen ancak
elenen fılmivdi.' C Blok' da bu vıl elenen fllmlerimizdenbirivdi.
6.ÜLUSLARARASI TİYATRO FESTİVAlİi
Yaşamla öliiııı arasındaKültür Servisi - Uluslararası fstanbul
Tiyatro Festivaü'nde bugün, Ankara Sa-
nat Tiyatrosu'nun sahneleyeceğı "Ay,
Carmelaî" adlı oyun izlenebilir. "Ay,
Carmelar bugün "saat 18.30 ve 21.15,
>arın ise 21.15'te Ses Tiyatrosu'nda sah-
nelenecek. Rutkay Aziz'in yönettiği oyu-
nu dılimize Yalçın Baykui çevirmış. "Ay,
Carmela!"nm danslan Gülüm Pekcana,
ışıklan Osman Tosun'a. sesi ise Bora
Balcı'va an. Oyunda Altan Erkekli ve
Asiı Öngören roî alıyor.
Ayşegül Yiikse). "özgürlük Savaşına
Agrt: 'Ay, Carmela!' başhklı yazısında
oyun ve yazan üzenne şunlan söylüyor:
"Teatro Goya'nm sahnesi... To:lu, yan
karanlık, bomboş... Yerde bir gromöfon;
üstünde takıiı kalmış bir plak: Ay, Car-
mela! 1938'de İspanya'nın Belçite kasa-
basmda yaşanmış vaşanmamış bir öyküye
doğru yola çıkarıyor biziyazar Jose Sanc-
his Sinisterra İspanya Iç Savaşı'ntn tam
ortasındayız. Franco yanlısı Falanjistler,
büyük ozan Federico Garcia Lorca'.vı kur-
şuna dizeli neredeyse ıkı yıl olmuş. Bu yarı
karanlık, boş sahnede "gerçek"le "gerçek
ötesi" arasında gidıp gelerek, varyete sa-
natçıları olan Paulino ve Carmela 'ntn
dünyasında ve onların İspanvası'nda tam
üç saat geçireceğiz.
Sinisterra 1940 doğumlu bir İspanyol ti-
yatro adamı. İspanya İç Savaşı nı yaşamıs
olamayacak kadar genç, General Franco '-
nun uzun yıllar sürenfaşist diktatörlük dü-
zenine birincı elden tanık olacak kadar
yaşlı. Ne şanslı ki İspanya'nın Franco'suz
günleri olabileceğinidegörmüş; İç Savas a
ağıt yazabilme özgürlüğünü yaşamıs. Bu
ağıt Carmela'nın gözlerinden şimşekler
çakarak bedenine sardığı İspanya Bay-
rağıyla, Halk Cephesi'nin İspanya'nın öz-
gürlüğü adına döktüğükanla, İspanva için
dünyanm dört bir yanından gelip de özgür-
lük savaşına katıîan Uluslararası Gönüllü
Tugayları 'nın yiğit savaşçılarıyla bütünle-
şip lüm dünyaya sesleniyor. Bu ağıı hangi
ırkı, dini, ulusu ilgilendiriyor olursa olsun.
*insan omıru" adına savaşmaya ve ölmeye
hazır tüm insanlar için yazümış. Onların
anaları. çocukları, tonmları içın..."
Jose Sanchis Sinisterra'nın 1986'da
yazdığı "Ay, Carmela!" en ünlü yapıtı.
1987de Madrid'de kırk kişilık bir kad-
royla sahnelenen bu iki kişilik oyunun
Carlos Saura tarafından fılmi yapılmış ve
yapıta İspanya'nın en büyük film ödülü
verilmış. "Ay, Carmela!" Berliner En-
semNe'ın de oyun dağarağına alınmış.
Ancak. Berlin Duvan'nın yıkılması so-
nucunda gercekleşememiş. Oyunun Tür-
kiye prömiyerini Rutkay Azb'ın çaba-
lanyla Ankara Sanat Tiyatrosu gerçek les-
tirdi. "Ay, Carmela!"da sanat yaşam-
lannı birbirine bağlamış bir sahne ikilisi-
nin, Paulino ve Carmela'nın çatışmalı
bırlıkteliğı. duygusal yakınlıklanna
karşın kişisel farklılıklan, yaradılışlan-
ndaki uyuşmaz yanlar. oyunun iç devini-
mini oluşturuyor. Ama ateşleyici etken
Franco'ya faşist desteğini veren Vlussoli-
ni'nin güçlennın işgalı altında bir Italyan
teğmenın denetımi altında düzenlenen
gösteri. Paulino ve Carmela'nın sunmaya
zorladıklan bu gösterinin en korkunç
yanı, bır gün sonra kurşuna dizilecek ço-
cuklara ve yabana tutsaklara da ızlettın-
lecek olması. Faşistlere özgü sapık "mo-
ral gecesi" anla\ışını ıçeren bu gosten
karşısında Paulino ve Carmela arasında
oluşan tavır farkı, sahnedeki olaya da
yansıyacak ve oyunu doruk noktasına
ulaşüracakür. Yaşayabılme adına "onur"-
dan ödün vermekle, yalnızlaşmakla,
onurlu bir ölüm. ölümle çoğalma arası-
nda yapılan "seçim"... Sinisterra. savaşa,
vahşete yenik düşmüş dünyamıza ilettiği
u>anyı. boyun eğmişlığın aanası gülünç-
lüğüyle. dikbaşhlığın saf, ama soylu ço-
cuksuluğu arasında. bıçak sırtında
oluşturu\or
Ankara Sanat Ti> atrosu, Rutkay Aziz'in yönettiği, Altan Erkekli ve Aslı Öngören'in oy nadığı'Aj Canneta'y ı sahneley ecek.
yüklendiğini nihayet anlayan
Kültür Bakanlığı'nın kararlı
çalışmalanyla son yıllarda baş-
latılan ve Cannes Festivali sıra-
sında Türk fılmlenni tanıtmayı
amaçlayan göstenler, bir dizi
yanlış haberin kaynağı olmuş-
tur. Bazı Türk filmlennin. sankı
festivahn değışik bölümlenn-
den bınne seçilmiş gıbı, doğru
habercılikle alay eden >a da ko-
yu bır bılgısızliği sergileyen baş-
îıklarla sunulması. gülünç oldu-
ğu kadar üzücüdür de..
'Pazar1
bölümünde...
Bir kez daha gerçeğı > azmak-
ta yarar var. Bu yıl hıçbir Türk
fılmi ne yazık kı Cannes Festi-
vali'ne seçilmemıştir Ne yanş-
malı ana bölümde ne de van bö-
lümlerden bırinde sınemamız
yer alamamıştır... Her şeye
karşın bir Türk filmi görmek is-
teyenler ise festıvalin "Pazar"
(Marche) bölümünde merakla-
nnı giderebileceklerdir. "Pa-
zar"ın. yapımcılar ya da ku-
rumlar tarafından özgürce ki-
ralanan küçücük salonlann-
daki yüzlerce film arasında.
Türk sınemasının başanlı ör-
neklerinden bazılan da gösteri-
lecektır.
Yazıyı. festıvaiı iyi tanıma-
yanlann birbirine kanştırdığı
yan bölümler konusunda. bir
kez daha kısaca bilgı vererek ta-
mamlayalım:
'Eleştirmenlerin Haftasr
En eski yan bölüm. 1962 yı-
lından bu vana etkinlık göste-
ren "Ekştirmenlerin Haftası"-
dır (Semaıne Internatıonale de
la Critique Française). Yanş-
malı ana bölümünde kendileri-
ne bır yer bulamayan genç yö-
netmenlere festivahn kapılannı
aralamavı amaçlayan "Eleştir-
menlerin Haftasr, ilk ya da
ıkincı fiimlerden oluşan yedi
fılmlik programıyla. bugüne
dek onlarca genç yönetmenin
seslerini ilk kez duyurduklan
bölümdür. Bir ilk fılme verilen
"Altın Kamera" ödülünün gi-
derek önem kazanması sonucu.
diğer yan bölümler de ilk film
aramaya başlayınca. "Eleştir-
menlerin Haftası" eskı etkinliği-
ni yitirmiştir.
'BelirU Bir Bakış'
1968 olaylannın ardından
gelen ikinci yan bölüm "Yönet-
menlerin On Beş Günü" (Quin-
zaine Des Realisateurs). "Altın
Palmiye" yanşı içine gireme-
yen. içenkleri \e biçimleriyle
çızgı dışı kalan. ancak sinema
sanatına yenı sesler getiren
fılmlere Cannes Festivalfnin
kapılannı açmak içın yola çık-
mış; bu amaca uzun yıllar hiz-
met verdikten soura son on yıl
içinde festival içinde festival-ol-
ma amacına yönelmiştir. Yan
bölümler arasında en popüler
olanıdır.
Festi\alin en genç yan bölü-
mü, bu yıl on yedinci yaşını kut-
layacak olan "Belirli Bir Bakış"a
(Un Certain Regard) alı-
nacak fılmler, yanşmalı ana bö-
lümü oluşturanlar tarafindan
belırlenmektedir. Bu nedenle.
bir anlamda resmı >an gösteri
programı nıteliğindedır. Ayn-
ca. içeriğiyle de diğer ikı yan bö-
lümün bir kanşımı nitelığıne
bürünen "Belirli Bir Bakış",
festıvalin ıkinci odak noktası
olmayı hedeflemektedir...
Bız. ıçınde rahatça yerieşebi-
leceğimiz bir koltuk bulsak da
bulmasak da. yedinci sanatın
en lüks ve en hızlı treni sayılan
Cannes Festivali, kurmaylann
çızdiğı rotayı izleyecek... On iki
günlük yol boyunca. sevimli
dağlarla yeşıl vahalar, sinema
dünyasının çölleşmekten kur-
tulmaya başladığını haberleye-
cek kadar çok olacak mı acaba?
Şait Faik Öykö
Ödülü
• Kültür Servisi -1993 Sait
Faik Öykü Ödülü, "Selam
Ateşleri" adlı öykü kitabıyla
Osman Şahin'ın oldu.
Yazara ödülü, Pera Palas'ta
yapılan törenle \enldı.
Oktav Akbal, Rauf Mutluay,
Hilmi Yavuz, Şara Say ın,
Fethi Naci, Tarık Dursun K.
ve İnciser Akpınar dan
oluşan jünüyeleri,
değerlendirdıkleri 17 eser
arasından "Selam
Ateşlen"ni ödüle değer
bulmuştu. Darüşşafaka
Cemıyetı'nın düzenlediği
geleneksel ödül törenine,
aralannda Hilmi Yavuz,
Atilla Dorsay. Sennur Sezer,
Feti Naci'nin de bulunduğu
pek çok sanatçı ve
Darüşşafaka Lısesi
öğrencileri katıldı. Osman
Şahin. ödül töreninde yaptıgı
konuşmada öykülerinde Sait
Faik gıbı, küçük insanlan
yazma} a çalıştığını
belırterek. "Bu ödül bana
>erildiği için çok mutluyum;
gurur duyuyorum, bunun
sorumluluğunu taşıvorum.
Diğer arkadaşlarunın bu
yarışmaya katılması, aldığım
ödülün değerini arttu-ı\or"
dedı.(Fotoğraf:UĞUR
GÜNYÜZ)
Bilar'da bahar
seminerleri
• Kültür Servisi - Bilar
Istanbul'da bahar
seminerleri kapsamında
bugün saat I9.00'da Saruhan
Oluç'tan "Dış Poliüka",
yann 18.30'daCem
Kum'dan modern savaşlar
semineri, aynı saatte Elfe
Uluç'tan 'Sinemada
Oyunculuk' semınennin
ıkinci bölümü, 20.00'dede
Oruç Aruoba'dan 'Kut' adlı
semjner, cuma günü 20.00'de
Aydın Boysan ve Burak
Boysan'dan dia gösterisı
eşlığinde "'Pera'da Gündelik
Hayat", cumartesi saat
17.00'deSultan
Pınar'dan"Yerel
Yönetimlenn Yetki ve
Sınırlan' semineri
dinlenebilecek.
AtatüPk'ün dostu
Yunanlı
sanatçınınhayatı
filme alımyor
• ATİNA (AA) - Atatürk'ün
takdır ettıği sanatçılar arasında
veralan Yunanlı Zozo
Dalmas'm hayatı ülkesinde
hem film hem de televizyon
dizisi olarak çekilecek. Birkaç
yıl önce Atına'da rutubetli bir
bodrum katında kımsesız ölen
Dalmas'ı beyaz perde \e
ekranda. Yunanıstan'ın "'milli
sanatçısı" Aliki Vuyiuklavi
canlandıracak. Dalmas'ın
hayatını sinema ve televızyona
aktaracak olan ünlü Yunan
yönetmen Kostas Ferns.
senar\ oda ağırhğın Dalmas'm
Atatürk ile dostluğuna
verileceğinisöyledi. Ferri.
"Dalmas'm hayatı ile ilgili
çalışmam. Türk-Yunan
ılişkilen açısından da önem
taşı>or. Gerek film gerekse
dizıde dönemin Yunanistan
Başbakanı Eleftenos Venizelos
dahıl pek çok Yunanlı ve
yabancı polıtikacı
canlandınlacak" dedı.
ISUN.U: ULUSIARARASI
« M ™ I I ÎŞTANBUL
»««II TİYATRO FEST1UAU
6. ULUSLARARASI
İSTANBUL TİYATRO
FESTİVALİ'NDE
BUGÜN
21.15 .Muhsin Ertuğrul
Sahnesi tstanbul'un Gözleri
Mahmur- tstanbul Belediyesi
Şehir Tiyatrolan
18.3021.15 Ses Tiyatrosu
Ay, Carmela!- Ankara Sanat
Tiyatrosu
18.30 Karaca Tiyatrosu
Oğuz Han- Aşkabat Devlet
Can Tiyatrosu
6. ULLUSLARASI
İSTANBUL TİYATRO
FESTIVALINPE
YARIN
21.15 Taksim Sahnesi
İzler- Ankara Devlet Tiyatro-
su
21.15 Ses Tiyatrosu Ay,
Carmela.'- Ankara Sanat Ti-
yatrosu