Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24NİSAN1994PAZAR
HABERLERIN DEVAMI
TÜRKİYE'DE DÜNYADA
AOana
Alyon
A*,
Anfcara
Antalya
Aydın
Burea
Çanakkale
Dıyarbatar
Edtrne
Erzunjm
stanbui
Izmır
(ars
Conya
Samsun
r
rabzon
longuldak
Y32'20
Y 21
Y22
Y24' 11
Y28
-
16
A 25' 14
Y 19
B 18 ' 10
Y27' 13
B2C
Y21
Y24
Y 18
A V 14
Y23- 8
Y25" 11
Y23
-
15
Y26' 16
Y29' 11
1 Amsterdan- Y 12
I A/nman A 36
|Atına B26
Bağdat A 35
I Bonn Y 16
; Bruksel Y 13
• Cenevre Y 14
; Cezayır Y 20
; Frankluri Y 16
Letkoşa Y 31
Petersburg B 9
Meteoroloji Işlen Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, bûtûn böl-
getenmız çok bulutlu Marmaranın doğusu Karadenız, Iç Ege, Goller
Bölgesı. Iç Anadolu. Doğu Akdeni2, Doğu Anadolu nun kuzey ve babsı
saganak ve yer yer göfc gürultulu sağanak yağışh geçecek Dencterımız-
de rüzgar Bato Karadenız de yıldız ve karayel Dc^u Karadenız ae gün-
doğusu ve poyraz, Mamarada yıldız ve poyrazdan 2-4 kuvvetınoe saatte
4-16 (tena mılı hızla esecek Van Gölü'nde hava, parçalı ve çok bulutlu
geçecek
Londra
Maör>d
Mllano
Moskova
Munıh
Osto
Parıs
Prag
Rıyad
Roma
Vıyana
Y 15
B 16
Y 16
B 13
Y 12
Y 9
B 16
Y 13
A 37
Y 21
Y 14
y Yağmurlu Bulutlu Sisli Güneşlı Karh
llyılda
ilkidam
Lübnan'da dün 11
yıldır ilkkez idam
cezası uygulandı. 8
yaşındaki bir kıza
tecavüzedip
öldüren 22
yaşındaki
Bassan-el Mosleh,
güney Lübnan'da
Sayda kentinde
halkın gözleri
önünde asılarak
idamedildi.
(FOTOĞRAF:
REUTER)
Kutup'ta
ilginç rekor
Norveçli Borge
Ousland ilginç bir
rekor kırdı. Ousland,
22 Nisan'da 50
günlük bir
yolculuktan sonra
Kuzey Kutbu'na
ulaştı. Ousland,
böylece hiçbir
yardım 'gönmeden,
tek başına Kuzey
Kutbu'na ulaşan ilk
insan oldu.
(FOTOĞRAF:
REUTER)
GÜNDEM
MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Pek çok aydın, sendikacı, kitle örgütü temsilcisi artık kenar-
da seyretmek yerine,''Bir ucundan da biz tutmalıyız'' demeye
başladı Politikayla aktif olarak uğraşmayan bu kişileri iki ana
grupta toplayabiliriz:
1- SHP, DSP ve CHP'den umudunu tümüyle yitirmiş, "Artık
bunlardan bir şey olmaz, başka bir yapı gerek'' diyenler.
2- Bu üç partinin ayrılığının özünde kişisel olduğunu ve bir
an önce birleşmeleri gerektiğini düşunenler.
Bugünlerde solun boy hedefi SHP. Parti içinden bazı millet-
vekilleri de dahil olmak üzere pek çok kişi, koalisyonu sürdür-
menin hata olduğunu, bununsoludahada yıpratacağını düşü-
nüyor Hatta DSP ve CHP liderleri, SHP'nin kendilerine de za-
rar verdiğini, seçmenlerin, "işte solcular da böyle" diye dü-
şündüğünü söylüyorlar.
SHP lideri Murat Karayalçin'la Başbakanlık'taki maka-
mında yaklaşık 1.5 saat görüstük Karayalçın'ın, seçimler, şe-
riatçılar ve Türkiye'nın diğer sorunlarıyla ilgili değerlendir-
melerini diğer sütunlarımızda bulacaksınız. Biz, SHP'nin ge-
leceği ile ilgili düşüncelerini aktaracağız.
Karayalçın, solda başka bir parti yokmuş gibi SHP için çalı-
şıyor. Ama "birleşme"olasılığını da hiç gözardı etmiyor. San-
ki, restore etmek üzere aldığı büyük bir konak gibi bakıyor
SHP'ye. Pek çok yanını beğenmiyor, değiştirmek ıstiyor; ama
cebinde çok para da yok. Zaten konağı emanet edenler, tü-
müyle elini eteğini çekmemiş. Arada bir, "Fazla değişiklik
yapma " diye uyarıyorlar.
Karayalçın ise kollan sıvamış, projeyi hazırlamış SHP lide-
ri, daha çok bu tür işlerin adamı. Kent-Koop'ta yılllarca proje-
cilik yaptı. Sonra Ankara Anakent Belediye Başkanlığı. Yani
hep kafasına koyduğu projeleri gerçekleştirmeye çalışmakla
geçtı yaşamı Şimdi belki bu yüzden, muhalefete düşmeyi
göze alamıyor. Ya da iktidar olmaya alışmış. Daha doğrusu,
sanki kendisini, hükümette projeler uygulamak için hazı-
rlamış. Siyasete daha çok bu gözle bakıyor
Bu bir yana, Karayalçın'ın partideki yeniden yapılanmaya
ılışkin görüşlerini aktaralım:
- SHP'yi dikine hiyerarşik yapıdan kurtaracağım. Mevcut
Siyası Partıler Yasası uyarınca, partiler adeta devlet gibi ör-
gutlenmış. Yani devlet nasılsa partıler de öyle orgütlenmış.
Belde, ilçe, il örgütü var, bir de genel merkez. Ben yatay ör-
gütlenmeye ağırlık vereceğim. Yani il, ilçe birimlerinde rna-
salar kurulacak. Insanlar siyasetin içine çekilecek.
- Ankara yakınlarında bir parti okulu kuracağız. Yeri hazır
- Bir bilim ve araştırma kurulu oluşturacağız Bu bağlamda
TÜSES'le daha sıkı ilişkiler içine gireceğiz.
- Türkiye'nin siyasi coğratyasını çıkarıp, bu coğrafyaya
göre nasıl hareket etmeliyiz, onu araştıracağız.
Karayalçın, SHP'nin genel başkanlığına seçildikten bir ay
sonraki görüşmemizde bunların bir bölümünü aktarmıştı.
Ama araya seçim girince gerçekleştirilemediğini söyledi ve
ekledı:
- Partiyı, sözünü ettiğim yapıda örgütleme işini 1994'te bitir-
mek istıyorum. 1995'te kurultayımız var. O zamana kadar bun-
lar tamamlanacak. Bu kez gordük ki seçimlere hazırlanmak
için altı ayyetmiyor, biryılgerekli. 1995'ten itibaren deseçim-
lere hazırlanacağız.
12 Eylul askeri yönetimi ve hemen sonrasının radyasyonlu
ortamında, soldaki tüm doğumlarda az ya da çok sakatlıklar
vardı. SODEP-HP birleşmesi bunu bir ölçüde azaltmaya yöne-
likti, ama tam olmadı. CHP'nin açılmasıyla yeni bir rüzgar
esebilir diye düşünüldü, ama bu da yeni bir bölünme getirdi
DSP ve CHP'nin başında 12 Eylül öncesinin deneyimli poli-
tikacıları var. Gerek onlar gerekse SHP içinden pek çok kişı,
"Karayalçın'ın nasıl başanlı olamayacağtnı" görmek üzere
onu izliyor.
Karayalçın, onların izlemeye hazırlandığı filmi değiştire-
bilecek mP
Göreceğiz...
Film uzun metrajlı değil...
'Mumcu'nunevini
bilmiyorduk'
EVREN DEĞER
ANKARA - Yazanmız Uğur
Mumcu'nun katledilmesinın 15.
ayı dolarken, emniyetin, Mum-
cu'nun nerede oturduğunu bil-
mediğı ortaya çıktı. Mumcu'nun
katledilmesinden kısa bir süre
önce. dönemin MİT Müsteşan
Teoman Koman. terörün gazete-
cilere de yönelebileceğini açıkla-
ması ve terörün yönelebileceği
isimler arasında Mumcu'nun da
bulunmasına karşın. yine döne-
min Ankara Emniyet Müdür-
lüğü Hassas Bölgeleri Koruma
Şube Müdürû Yaşar Karaca'nın
8 Mart 1993 tarihli yazısı. Anka-
ra Emniyeü'nin. Mumcu'nun
oturduğu adresi bile bilmediğini
ortaya koydu.
Mumcu'nun oturduğu evin he-
men çaprazındaki Tunus Bü-
yükelçiliği'nin önünde koruma
görevi \apan emniyet mensup-
lannın da, Mumcu'nun otur-
duğu evi bilmedikleri gibi, kendi-
lerine Mumcu'nun korunması
yolunda bir görev verilmediği de
belirlendi.
Aynca, bir süre önce Mumcu
ailesinin bireylerine, Ankara Vali
Yardıması Mehmet Çapraz tara-
fından gönderilen ve "polis me-
murlarının sadece sefaren'n dcş ko-
ruma» ile değil, aynı zamanda bu-
lundukları sokak üzerinde önleyici
zabıta hizmetini yapmakla mükel-
lef olduklan" > olundaki bılginin
de gerçeklerle bağdaşmadığı sap-
tandı. Mumcu'nun öldürüldüğü
gün. Tunus Büyükelçiliği'nin
önünde koruma görevi yapan
R.K. adlı poüs memuru, alınan
ifadesinde gerçeği. "Nöbet tut-
tuğumuz yerin, üst diizey bürokrat
ve elçilik mensubu 4uşilerin
oturduğu yer olması nedeniyle, ge-
lişigüzel konrrol yapamı\oruz.
Ancak bir mekan takımında veya
beUi yaş gruplarını nöbet çev-
retnizde ve geceleri belirsiz saat-
lerde gördüğümüzde telefonla De-
netim Anüıiiği''ne durumu biMiri-
yorumr
'şeklinde dile getirdi.
Mumcu suikastınm 15. a>ında
ortaya çıkan belgeye göre, döne-
min Hassas Bölgeleri Koruma
Şube Müdürü Karaca. Terörle
Mücadele Şubesi'ne gönderdiği.
8 Mart 1993 tarihli yazıda, Mum-
cu'nun korunmadığını şöyle an-
lattı:
"Ben Hasas Bölgeleri Koruma
Şube Müdürü olarak 29.7.1991
tarihinde göreve başladım. 6.10.
1990 günü Gaziosmanpaşa Kö-
roğlu Caddesi 15 numarada ika-
met eden Doç. Dr. Bahriye Üçok'-
un ölümünü mütcakip, o tarihte
görevli Hassas Bölgeleri Koruma
Şube Müdürii ile vaptnış olduğum
görüşmede, yazılı veya sözlü her-
hangi bir talimatın kendisi tarafı-
ndan verilmediği anlaşılmıştır.
A>Tica Karh Sokak. no 70'te Tu-
nus Elçievi'nde görev > apan perso-
nele, gazeteci yazar Uğur Nlum-
cu'nun ikameti bilinmediğinden ve
koruma ile ilgili herhangi bir talep
odnadığından evinin ve arabasınııı
korunması için herhangi bir emir
verilmemiştir."
Elçilik korumalannm,olaydan
hemen sonra verdikleri it'adeleri
ise şöyle:
23 Ocak 1993 - (Saat 08.00-
20.00 saatleri arasında görevli
memur K.A'nın ifadesi) : "Nö-
betim esnasında görevimin baş-
langKindan sonuna kadar elçili-
kevi cevresinde şüpheli bir şahısa
rastlamadım.
Ben öldürülen Uğur Mumcu'-
nun o tarihe kadar o yerde ikamet
etriğini bilmi\ordum. Zaten konı-
muş olduğum etçilikle evin arası 60
metre, bulunduğumuz yer itibany-
la Türkiye'deki üst düzey bürok-
rat ve yabancı misyon şeflerinin
ikamet ermesi sebebivk, ancak bir
mekan takımından veva belli bir
yaş grubunda şüpheli gördüğümüz
şahıslan telefonla veya telsizle
merkeze ve şube gnıp amiriiğimize
büdiriyorduk."
23Nisan'a gericisaldırı
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu)- Okullarda antilaik uygu-
lamalar ve bunlara tepkiler sürü-
>or. Bergama Ticaret Lisesi'nde
tarih öğretmeni Haşim Erkun.
öğretmenler arasında çıkan bir
lartışmada. Nutuk'ta padişah
Vahdettin'in vatan haini ilan edil-
mesinin doğru olmadığını savu-
narak Atarürk'ü suçladı. Ata-
türkçü öğretmenler Cumhuri-
yet'in kurucusuna ve kendilerine
hakareı edildiğinı belirterek kay-
makamlığa ve savcılığa suçduyu-
rusunda bulundular. E)enizli'nin
Tavas ilçesi Garipkö> İlkokulu'-
nda da şarr Cemal Öğuz Öcal'ın
Atatürk'ü öven. Vahdettin'i ye-
ren 23 Nisan adlı şiirinin okun-
ması yasaklandı. Yasak. velilerin
tepkisi üzerine tlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü'nce kaldınlırken. şii-
rin dünkü 23 Nisan törenlerinde
okunması sağlandı.
Bergama Ticaret Lisesi'nde.
bir gnıp Atatürkçü öğretmen.
Tarih öğretmeni Haşım Erkun'-
un. Atatürk'e hakaret ettiğini be-
lirterek. hakkında savcılığa suç
duyurusunda bulundu ve kay-
makama şikayet ettı. Atatürkçü
öğretmenler. Erkun'u. antilaik
tutumlan yüzünden daha önce
okul müdürü İsmet Erdem'e de
dilekçeyle şika>et ettiklerini. an-
cak olayın örtbas edildiğini \ ur-
guladılar.
Bergama Ticaret Lisesi öğ-
retmenlerinden. Kadir lludağ.
Mehmet Atacan, Najl Fırlavış,
Selma Cırban, Tülay \ apıcı ve
Cemile Akkaya. 18 nisanda ya-
şanan olayda Erkun'un Ata-
türk'e ve kendilerine ağır haka-
rette bulunduğunu belirttiler.
Atatürkçü öğretmenlenn Selma
Cırban imzasıyla kaymakamlığa
verdiğı dilekçede. ola>ın gelışimı
şöyle aalatıldı:
"18.4.1994 günü, teneffüs saati
sırasında okulumuz tarih öğretme-
ni Kadir Lludağ, öğrencilere
İnkılap Tarihi dersinden İstiklal
Mahkemeleri ve Mandacılık ko-
nusunda dönem ödevi verdi. Öğ-
renciler kaynak sorduklannda
Lludağ, Nutuk'dan > ararlanabile-
ceklerini söyledi. Haşim Erkun
ise, Nutuk'un olaylara tek taraflı
baktığını, başka eserlerden fa\-
danılması gerektiğini sö> ledi. Öğ-
renciler dışarı çıktıktan sonra Ha-
şim Erkun, "Mesela Nutuk,
Vahdettin'i vatan haini gösteri-
yor. Ben buna inanmıyorum'
dedi. Bunun üzerine Lludağ, 'Sevr
Banş Antlaşması'na imza koyan,
Atatürk'ü vatan haini ilan eden.
idama mahkum eden zihniyetin
temsilcıleri elbette vatan hainidir'
dedi. Erkun bunun üzerine, 'Vah-
dettin'in verdiği altınlann üstüne
vatan Atatürk'e, Kazım Karabe-
kir'i idam cezasıyla yargılayan
zihnivete ne demeli o zaman" di-
yerek Atarürk'e hakaret etti."
Selma Cırban, bu tartışma sı-
rasında. Erkun'un kendilerine de
"Satılmış itler" diyerek hakaret
veçeşitli küfürler ettiğini dedilek-
çesinde belirtti. Öğretmenler,
"Bizler laikliğe tnanan Atatürkçü
öğretmenler olarak Haşim Er-
kun'un okuhıımızda görev yap-
masından büyük rahatsızlık ve en-
dişe duvuyoruz" diyerek. ilgiü
makamlardan gereken işlemin
yapılmasını istediler.
Öğretmenler, "Haşim Erkun,
öğrencileri baskıcı tutumuyla
sıkıştırn ordu. BLrim Ocak ve Or-
tadoğu gibi yayınları koridorlarda
ve öğretmenler odasında yanında
bulunduruyor, okula ne olduğu be-
lirsiz insanlan getirivordu. Bu
olaylardan huzursuzluk duyarak,
kendisini okul müdürü İsmet Er-
tem'e de şikayet ertik. Ancak di-
lekçelerimizden bir sonuç ala-
madık" diye konuştular. Müdür
İsmeı Enem'in. söz konusu di-
lekçelerın tarihlerini değiştirdiği.
üzerlennde tahribat yaptığı ve di-
lekçeleri. okulu kanştıracak bir
ola>. diyerek işleme koymadığı
belirtildi. Bunun yanısıra. Milli
Eğitim Müdürlüğü'ne aynı ko-
nuda \erdikleri dilekçeden de so-
nuç alamadıklannı belirten öğ-
retmenler. Milli Eğitim Müdür
Yardımcısı . Nezüi Sulukan'ın
olavı örtbas ettiğini savundular.
23 Nisan Şiiri
Bunun \anı sıra. Denizli Mu-
habirimiz Ömer Yurtseven'in ver-
diğı bilghe göre Tavas ilçesi Ga-
ripköv, llkokulu'nda Şair Cemal
Oğuz Öcal'ın. Atatürk'ü öven,
Sultan Vahdettin'i yeren 23 Ni-
san adlı şiirinin okunması. okul
yönetirnince yasaklandı. Ancak.
öğrenci velilerinin şikayeti üzeri-
ne, Tavas Milli Eğitim Müdürlü-
ğü yasağı kaldırarak. 23 Nisan
törenlerinde şiirin okunması sağ-
landı. Garipköv İlkokulu'nda, 5.
sınıf öğrencisi fbrahim Cenkçik'-
in Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı törenleri için 23 Nisan
adlı şiiri okumak ıstemesı üzerı-
ne, okulun tören komisyonu-
nuda görevli öğretmenlerden
Fahrettin Günyar, şiirin yasak ol-
duğunu öne sürerek, öğrenciden
başka şiir seçmesini istedi. Bunun
üzerine öğrencinin velisi Mustafa
Çarlık. olaya karşı çıktı. Komis-
yondaki diğer öğretmenler t.
Hakkı Orai ve Süleyman lrgat'ın
da şiirin okunmasına karşı çı-
kmalan üzerine, Mustafa Çarlık,
okul müdürü Mehmet Tuncer'-
den yardım istedi. Ancak Tuncer,
olaya kanşmak istemediğini söy-
ledi. Diğer öğrenci velilerinin de
araya girmesine karşın Atatürk'ü
öven. Vahdettin'i yeren şiirin
okunması için ızin alınamadı.
Gazetemize ulaşan şikayet
üzerine okul müdürü Mehmet
Tuncer ile görüstük. Tuncer, şii-
rin hiç bir sakıncası olmadığını,
ancak geçen yıl aynı şiirin okun-
mak istenmesi nedeniyle başka
bir okulda tartışmalar ya-
şandığını. tlçe Milli Eğitim M-ü-
dürlüğü'nün de bu yüzden yasak
koyduğunu savundu. Tuncer,
daha sonra, önerimiz üzerine İlçe
Milli Eğitim Müdürlüğü'nden
tekrar görüş isteyeceğini söyledi.
Milli Eğitim Müdürü ömer Şim-
şek'in olayı duyunca tepki göster-
diği ve şiirin törenlerde okunması
için talimat verdiği öğrenildi. Bu
gelişmelerden sonra. İlçe Eğitim
Müdürlüğü'nden çıkan izinle
dün yapılan törenlerde şiirin
okunması sağlandı.
Burdur'da tartışma
Burdur'un Gölhisar İlçesi
Kaymakamı Adnan Türkda-
mar, 23 Nisan Ulusal Egemen-
lik ve Çocuk Bayramı kutlama-
lannı çiseleyen yağmuru gerek-
çe gösterip geçiştirmeye çalışın-
ca öğretmen. \eli ve öğrencile-
rin tepkileriyle karşılaştı. Bu-
nun üzerine kayrnakamhk kut-
lamalann 25 nisan pazartesi
günü yapılmasına karar verdi.
OLAYLARIN
ARDENDAKİ
GERÇEK
• Baştarafi I. Sayfada
önemi vardır. Milli parasına
itibar etmeyen halkın kendi-
ne inanması da mümkün de-
ğildir. Öncelikle bu yanlış
eğilime birson vermeliyiz."
Sayın Cumhurbaşkanı
doğru söylüyor; bütün konuş-
malarında olduğu gibi orta-
lıkta kol gezen güvensizliği
yok etmek amacını güdüyor.
Ne var ki yaklaşık on yıllık
bir sürede topluma aşılanan
ve bir yaşam biçimine dönü-
şen alışkanlıklardan toplu-
mun bir anda sıyrılmasına
olanak var mı?..
1980li yılların ülkeye en
büyük kötülüğü "dolarizas-
yon" olmuştur.
O dönemde neredeyse
resmipolitikayadönüşen "do-
larizasyon" günlük ekonomik
yaşama işlemiştir; evler dö-
vizle kiraya veriliyor, taksitli
satışlar dövizle yapılıyor,
zengin aileler çocuklarına
harçlıklarını dövizle veriyor-
lar. Türk Lirası kullanma eği-
limi, ne yazık ki, ülkemizde
ancak belirli kesimlerde ge-
çerlidir.
Bir ülkeye hiç kuşkusuz
bundan daha büyük kötülük
yapılamazdı.
Ama bunu başardılar.
'Dolarizasyon'un mimarı-
nın kim olduğunu şimdi bu
köşede anımsatmaya gerek
yoktur; iş işten geçtikten son-
ra Türk Lirası na yeniden dö-
nüşün de elbirliğiyte çareleri
aranmalıdır.
Parası güçlü olmayan bir
ülkenin ekonomisinin de güç-
lü olamayacağı gibi en basit
bir kuralı yeniden keşfetmek
zorundayız.
Ne yazık ki bu kuralın çiğ-
nenmesine giden yolları, yal-
nız ülkeyi yöneten politikacı-
lar döşememişlerdir; bu poli-
tikacıları yönlendiren ve adı-
na uzman denen çok sayıda
aymaz da bugüne gelin-
mesinde gerekli propagan-
danın aracı olmuşlardır.
Ancak yalnız halkın iyi ni-
yetiyle Türk Lirası'na yeni-
den güç, güven ve değer ka-
zandırmak olanaksızdır; eko-
nominin yasalarını dikkate
alarak, Türk Lirası'ndan
kaçışı önlemek, belki uzun bir
sürede başarı sağlayabilir.
•••
Çekoslovakya'dan canlı sığır ithali
Şirket
Ocak 1991
EtmarA.Ş
AlbayrakA.Ş
Şubat1991
BetaAŞ
MarmaraYapı
EtmarAŞ
Altaşlnşaat
Mart 1991
BetaAŞ
Nisan 1991
BetaAŞ
BetaAŞ
MulezsoLTD.
Mayıs1991
BetaAŞ
Hazıran 1991
BetaAŞ
EtmarA.Ş
Mehmet Pamukçu
Türü
sığır
sığır
siğır
sığır
sığır
sığır
sığır
sığır
sığır
sığır
**sığır
sığır
sığır
sığır
Girişşekli
canlı
canlı
canlı
canlı
canlı
canlı
canlı
canlı
canlı
canlı
canlı
canlı
canlı
canlı
Adet
431
328
360
24
350
100
406
460
860
4»
180
728
125
70
Tutart
(kg)
203.904 .
76.170
185.711
13374
88.328
26.036
224*532
115331
415229
209990
44.455
347.958
31.343
18.000
Değeri
(doter)
249.782
193.133
213 567
15.380
183.531
44.515
258.211
162134
477.512
242.117
54.460
130.559
79923
20250
Kanserojenete soruşturma
Devlet, Mumcu dosyasınırafa kaldırdı
• Baştarafi 1. Sayfada
temesine gönderme yaptı ve
"Bu tür cinayetlerde. faili mec-
hul olaylarda. süre istenmez.
Süre i.ştemek demek. ya bu işin
faiUerini biliyorum, ama bir >ıl
sonra vakalavacağım demektir.
ya da bu işi biİmemektir. Bugüne
kadar Arikara'da işlenen hangi
faili mechul cinayet çözülmuşrür
ki, bir yıl süre istenmiştir?" dıve
konuştu.
Mumcu soruşturmasıyla ilgi-
li olarak soruşturma makamla-
n, devletin en üst düzeyinden,
MİT'e yazılı olarak "Bu suikas-
ti aydınlatın" yolunda emir gel-
mesi gerektiğini belirtirken. bu
yönde bir emrin de halen gön-
derilmediği öğrenildi. Yetkili
makamlar, 1980'li yıllarda, ge-
rek Türkiye'de ve gerekse yurt-
dışındaki Türklere ve Türk
temsilciliklerine yönelik silahlı
eylemler yapan ÂSALA örgü-
tünün çökertihnesi için. döne-
min Cumhurbaşkanı Kenan
Evren'in. dönemin MİT Müste-
şar Yardımcısı Hiram Abas'a
yazılı emir gönderdiğine işaret
ederek. "Bu emir sayesinde.
ASALA'nın beyin takımı çöker-
rildi. Yine ayntsının yapılması
gerekir. Bu yapılmadığı sürece
bu suikast çözümlenemez. Bu
yapılırsa. MİT, en azından sui-
kastin arkasındaki güçleri orta-
ya çıkarabilir" diye konuştular.
Mumcu suikastinden sonra.
cinayetin aydınlatılmasını bir
namus borcu olarak gördükle-
rini açıklayan dönemin hükü-
met yetkilileri ise. "susma hak-
lannı" kullanıyorlar. SHP Ge-
nel Başkanı ve Devlet Bakanı.
Başbakan Yardımcısı Murat
karavalçın. Mumcu cinaye-
linin avdınlatılmasını. suikastın
olduğu tarihte. SHP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardımcısı
olan Erdal İnönü gibi "bir na-
mus borcu" olarak gördüğünü
açıklamasına karşın. konuya
ilişkin yazılı sorulara. üç ayı aş-
kın bir süredir yanıt gönderme-
di. Aynı biçimde, Adalet Baka-
nı Seyfi Oktay da, suikasıin bi-
rinci yılında yayımlanmak üze-
re kendisine gönderilen sorulan
yanıtsız bıraktı.
Ankara Valisi Erdoğan Şahi-
noğlu da. suikasttan hemen
sonra, Mumcu'nun korundu-
ğunu açıklarken. daha sonra
ortaya çıkan belgelerde. "Uğur
Mumcu'nun kesinlikle konın-
madığının" ortaya çıkması
karşısında kendisine fakslanan
yazılı sorulara 3 aylıkbir zaman
geçmesine yanıt göndeımez-
ken, Cumhuriyet'e de adalete
yansıyan bir konuda konuş-
mak istemediğini mesajını iletti.
Mumcu suikastının 15. a\ında
devlet. susma hakkını kulla-
nırken. "devletin bu cinayetin
gerçek yüzünii bildiği" v olunda-
ki kuşkular da yoğunlaştı.
t Baştarafi I. Sayfada
lahribatlar yapılarak 2000 ton
kanserojen madde içeren canlı
sığır ithal edildiği anlaşıldı. Ko-
nuyla ilgili görüştüğümüz Ta-
nm ve Köyişleri Bakanlığı
Müşteşar Yardımcısı Cengiz
Aldemir. 1990 ve 1992 yıllan
arasında Çekoslovakya'dan
canlı sığır ithalatının yasaklan-
dığını belirterek şunlan söyledi:
"Çekoslovakya'dan canlı
havyan ithalaü 1990 yılında ya-
saklandı.
Bu yasak 2.5 yıl sürdü. Biz sa-
dece Marmara Yapı A.Ş ile ilgi-
li soruşturma yapmıyoruz. Biz
et ithal eden tüm fırmalar
hakkında soruşturma açıyoruz.
Sadece biriyle ilgili değil. Bu ül-
keden yasaklı dönemde sokul-
muş canlı hayvanlar var. bu ko-
nuvla ilgili ihbarlar var.
Konuyu Bakanlık bün>esin-
de soruşturuyoruz. Konuyu
teftiş kurulumuz ele aldı.
Maliye ve Gümrük Ba-
kanlığı'yla ortak bir çalışma
yapıldı ve bir komisyon kurul-
du. Bu komisyon çalışmalanna
de\am ediyor. Sanı\orum so-
ruşturma kapsamı içinde 6-7
şirket var."
Demiral, Erbakan soruşturmasıiçinkonuştu:
Dd cümleyi değerlendîrmekyanlış
ANTALYA (Cumhu-
riyet) - Ankara DGM
Başsavası Nusret Demi-
ral. RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan'ın
rejim değişikliğine ilişkin
"Kanlı mı kansız mı ola-
cafc?" sözleri üzerine
başlaulan soruşturma-
da. "yalnızca bu iki cüm-
lenin degeriendirihnesinin doğru obnav acağmı" söy-
ledi. Demiral. savcılar toplantısı için bulunduğu
Antalya'da gazetecilerin konuya ilişkin sorusunu
yanıtlarken. Erbakan'ın konuşmasını içeren video
kaseti henüz incelemediğini bildirdi. Demiral. şun-
lan sövledi:
"Erbakan'ın konuşmaları bir konuşmaya cevap
olarak verilmiş. Hangi partinin başkamnın konuş-
ması, onu bilmiyorum. \ alnız o iki cümlevi değerlen-
dirmek doğru değil. Bütün konuşma iki bucuk saat.
Hepsini çözeceğiz, ondan sonra birlikte değerlendi-
receğiz. Bir suçluiuk ortamı getirmiş mi getirmemiş
mi. ona bakacağız. Şimdi o sözleri normal olarak
kabul edersek. Türk Ceza Kanunu'nun 312. madde-
sinin ikinci fıkrasına girer. ^ ani halkı sınıf, din, ırk
ve mezhep a>Timı gözeterek açıkça kin ve düşmanlı-
ğa tahrik etmek. Soruşrurmamız süriivor. Sanı-
yorum, bu hafta içinde sonuçlandınlacak."
Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral, Er-
bakan'ın sözlerinın milletvekillerinin vasama faali-
yeti kapsamı içinde değerlendirilip değerlendiri-
lemeyeceğine ilişkin bir soruya ise. "Mecüs çalı-
şmalannda milletvekillerinin görevleri saptanmış.
Bu görevler
içinde olmadı-
ğını düşündü-
ğümüz için so-
ruşrurmaya
başladık"
yanıtını verdi.
AÇIK
YÜKSEK
ÖĞRETİM
KÖŞESİ
YANITLAR
1-C, 2-C, 3-C, 4-D, 5-C, 6-A,
7-A, 8-B, 9-C, 10-A, 11-C,
12-B, 13-A, 14-B, 15-A, 16-D,
17-C, 18-D, 19-D. 2 0 ^ , 21-A.
22-E
TÜRKIYE
EKONOMİSİ
1. Aşağıdaki amaçlardan hangi-
si 24 Ocak istikrar programının
amaçları arasında değildir?
A9 Dışa kapalı olan ekonomiyi
hızla dışarıya açmak
B) Enflasyonu durdurarak eko-
nomide fiyat istikrarını sağlamak
C) Kamu kesiminin ekonomideki
yerini gittikçe büyütmek
D) Bozulan fiyat yapısını düzelt-
mek ve serbest piyasa mekaniz-
masını işlerliğe kavuşturmak
2. Aşağıdaki iktisat polrtikası
araçlarından hangisi 24 Ocak
İstikrar programının kullanıldığı
araçlardan değildir?
A) Sıkı para polıtikası
B) Dış ticarette kamu müdahale-
lerinin azaltılması
C) Düşuk faiz politikası
D) Gerçekçi bir döviz kuru politi-
kası
3. 1980 yılında enflasyon oranı
(toptan eşy a endeksi) yüzde kaç
olmuştur?
A) 20, B) 85,C)107, D) 40
4. Aşağıdakilerdan hangisi yan-
lışbr?
A) GSMH bir ülkenin brüt üretim
gücünü gösterir
B) GSMH bir ülkenin net üretim
gücünü gösterir
C) Milli gelir bir ülkede yaratılan
gelir toplamını gösterir
O) Kişi başına MG bir ülkede ya-
ratılan geiirin dağılımını göste-
rir
5. Gelir dağılımını gelerin rant,
faiz, ücret. kar şeklinde dağılımı
biçimirvde incelenirse bu hangi
tür irvcelemedir?
A)- Kişiset gelir dağılımı irtcele-
mesi
B) Sektörel gelir dağılımı incele-
mesi
C) işlevsel gelir dağılımı incele-
mesi
6. Türkiye'de milli gelir konu-
sunda ilk ciddi ve teknik çalışma
hangi yılda gerçekleştirilmiştir?
A) 1927, B) 1930,
C) 1935, D) 1954
7. Türkiye'de milli gelir hesapla-
n günümüzde hangi kuruluşlar-
ca yapılmaktadır?
A) DİE, DPT, B) DİE, MPM,
C) DPT, MPM. D) Hiçbiri
8. Türkiye'de en yüksek büyü-
me hızı hangi dönemde sağlan-
mıştar?
A) I. Plan, B) II. Plan, C) III. Plan,
D) IV. Plan
9. Türkiye'de kişi başına tüketim
harcamalan nasıl hesaplan-
maktadır?
A) Özel tüketim harcamalarının
nüfus artışına bölünmesiyle,
B) Toplam tüketim harcamaları-
nın nüfus artışına bölünmesiyle,
C) Toplam tüketim harcamaları-
nın yıl ortası nüfusuna bölünme-
siyle,
D) Tümü yanlış
10. Türkiye'de kamu harcama-
lan içinde en büyük payı hangi
kalemalmaktadır?
A) Cari harcamalar
B) Yatınm harcamalan
C) Transfer harcamalan
D) Hiçbiri
11. Türkiye'de tüketim harca-
malan içinde GSMH'nin yakla-
şık olarak yüzde kaçını oluştur-
maktadır.
A) 40-50, B) 60-70,
C) 80-90, D) 100
12. Türkiye'de toplam tüketim
harcamalarının dağılımı aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) %10 kamu, %90 özel
B) %50 kamu, %50 özel
C) %30 kamu, %70 özel
D) %40 kamu, %60 özel
13. Türkiye'de toplam tüketim
içindeki en büyük payı hangi tü-
ketim malı grubu almaktadır?
A) Dayanıksız tüketim malları
B) Dayanıklı tüketim malları
C) Enerji
D) Hiçbiri
14. Karma ekonomilerde yab-
nmlar,
A) Devlet tarafından yapılır
B) Hem devlet hem de özel ke-
sim tarafından yapılır.
C) özel kesim tarafından yapılır,
devletçe denetlenir.
D) Sadece devlet ve özel kesim
ortaklıkları şeklinde yapılır.
15. Bir ekonomideki temel yatı-
nm sektörleri,
A) Tarım, sanayi ve hizmetlerdir.
B) Tanm, sanayi ve ticarettir
C) Sanayi, turizm ve ulaştırma-
dır.
D) Sanayi ve ticarettir.
16. Sabit sermaye yannmlan,
A) Mevcut yatınm tesislerinin
satın alınmasıdır.
B) Değeri sabit kalan yatınmlar-
dır.
C) Yatırılan sermayenin sabit
kaldığı yatırımlardır.
D) Işletmeler açısından sabit
varlık sayılan kalemleri yapılan
yatırımlardır
17. Olkemizde sabit sermaye
yannmlannın GSMH'daki payı
1924-1927 yıllan arasında—
A) %10'un altında,
B) %20'nin üzerinde,
C) %10 ile %15.3 arasında sü-
rekli yükselmiştir.
D) Tümü yanlış
18. Ülkemizde 1973-1984 döne-
minde sabit sermaye yabnmla-
n,
A) Her yıl bir önceki yıla göre
hem cari fiyatlarla hem de sabit
fiyatlarla sürekli olarak artmıştır.
B) Cari fiyatlarla sürekli artmış,
sabit fiyatlarla sürekli dalgalan-
mıştır.
C) Cari fiyatlarla sürekli azalmış.
sabit fiyatlarla sürekli dalgalan-
mışbr.
D) Cari fiyatlarla sürekli artmış,
sabit fiyatlarla dalgalanmıştır.
19. Finansal kurumlann oluştur-
duğu piyasalar aşağıdaki piya-
salardan hangisidir?
A) Para piyasası
B) Kredi piyasası
C) Finans piyasası
D) Sermaye piyasası
E) Ikincil piyasa
20. Trampa sisteminin geçerli
olduğu piyasalarda finans piya-
salan,
A) Yeterince gelışmıştır.
B) Trampa sisteminde para eko-
nomisi geçerli olduğundan
önemli işlevleri yerine getirmek-
tedir.
C) Para ekonomisi geçerli olma-
dığı için ihtiyaçta yoktur.
D) Yasal dayanağı olmadan faa-
liyet göstermektedir
E) Fon fazlasını.fon ihtiyacı olan-
lara aktarmak için faaliylette bu-
lunurlar.
21. ilk kez olarak yeni sunulan
finansal vaıiıklann sabldığı pi-
yasalar aşağtdakilerden hangi-
sidir?
A) Birincil piyasa
B) Sermaye piyasası
C) Finans piyasası
D) Banka sistemi
E) İkincil piyasa
22. Bir veya daha kısa vadeli
fonlann arz ve tatebin karşılaş-
bğı piyasa aşağıdaki piyasalar-
dan hangisidir?
A) Kredi piyasası
B) Ikincil piyasa
C) Birincil piyasa
D) Sermaye piyasası
E) Para piyasası
• Yanıtlar üstte