Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24NİSAN1S84PAZAR
10 PAZAR KONUĞU
Hastahkh ekonominin sağhksızçocuğu;borsa
SUNUŞ: Türkiye çok ciddi ekonomik bir kriz
yaşıyor. Bazı çevreleregöre bu, ekonomik bir
kaosa da dönüştü. Bu ekonomik krizin
yaşanacağının ilk belirtilerigeçen ocak veşubai
aylarında duyûlmuşîu. O dönemde Değer süreceğinisöylemişti. Tuncay Artun bugün
Menkul Kıymetler 'inyöneîim kurulu başkanı İMKB 'nin yeni başkanı. Kendisiyle Türkiye 'nin
olan Tuncay Ariun la yaptığımız söyleşide, ocak ekonomik geleceği, krizin atlatılması için neler
veşubattayaşanan krizin boyutlanarak yapılması gerektiği ve İMKB 'yi konuştuk.
Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuk Tuncay Artun Istanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı
eçen ocak ve şubatta yaşanan
ekonomik kriz strasında siz bu-
nalurun boyutlanarak süreceği-
ni söylemistiniz- Bugünkü ortam-
da durumu nasıl değerkıutiri-
yorsunuz?
ARTUN - Krizin boyutlanarak sürece-
ğini tahmin etmek aslında o dönemde zor
değildi. Türkiye'de ekonominin sallanma-
sınm, o krizin başlangıç tarihinden çok
eski nedenlere dayandığını; son bir, iki.
hatta üç yılın ürünü olmadığını biliyor-
dum. Bu kriz. Türkiye'de 1983 sonrasında
izlenen politikalann yarattığı sorunlann
yığın halinde birbirinin üzerine eklenerek
ertelenmesinden kaynaklanıyordu.
1985 yılında Prof. Dr. Bilsay Kuruç
ağabeyimle yazmış olduğumuz bir kilapta
benim payıma düşen bölüm şöyle bitiyor-
du:
"Türkiye'de Hazine, bankerleşme süre-
cine girmiştir. Bu sürecin önümüzdeki
gühlerde artması beklenmektedir. Banka-
banker rekabeti, banka-Hazine rekabeti
haline dönüşmüştür. Varlık vergisi alına-
mayacağına göre. Aşar geri getirilemeye-
ceğine göre yine gelir ortakhğı. Hazine bo-
nosu gibi araçlarla oynanacak ve kuş-
kusuz bir gün fınal gelecektir. Sonucu da
büyük bir emisyon artışı, kambiyo kurla-
nnda büyük bir artış ve yine büyük bir
enflasyon olacaktır. Toplumun çoğunlu-
ğunun ödeyeceği maliyet de bu enflasyon-
dan başka hiçbir şey olmayacakür."
O kitaptaki pasaj. aklımda kaldığı ka-
danyla aşağı yukan böyleydi. Bunu bu şe-
kilde aktararak krizin tamamıyla büyük
ölçüde 1983 sonrasında izlenen politikala-
nn yarattığı sorunlann ertelenmesinden
kaynaklandığını söyledikten sonra böyle
bir tahminde bulunmak kcsinlikle güç de-
ğildi.
Ben, yeni, radikal önlemler alınmadığı
takdirde Türkiye'de •genel enflasyonla
mücadele politikası ayaklan yere basar
ciddi bir program haline dönüştürülme-
dikçe yine bu bunalımlı dönemin süreceği-
Bunalımı
toplumun
hemen her
kesimi
yaşıyor
ra sanıyorum.
- Ahnması gereken buyeni ve radikal ön-
lemler ne olmab?
ARTUN - Öncelikle, Türkiye gerçek an-
lamda enflasyonu indirmek, gerçek an-
lamda enflasyonla savaşmak istiyor mu?
Artık bu, toplumun çoğunluğunu kapsa-
yan bir maliyet haline dönüşmüştür. Eski-
den bazı rantiye kesimler bunun dışmday-
dı. Şimdi bunun içine rantiye kesimler de
girmiştir.
Eskiden bankacılık bunun dışındaydı.
Şimdi bankacılık da bunun içine girmiştir.
Eskiden sermaye piyasası, araa kurumlan
bunun dışındaydı. Şimdi bunlar da girmiş-
tir. Sanayici de ithalatçı da girmiştir. Do-
layısıyla toplumun büyük çoğunluğunu
kapsar hale gelmişür.
Krizin zaten büyümesinin çok önemli
nedenlerinden birisi de, artık toplumun
çok büyük bir çoğunluğunu kapsayacak
bir düzeye gelmesidir. Dolayısıyla bugün
bankacısından, sanayicisinden. ithalatçı-
sından. memurundan. işçisinden tutun
köylüsüne kadar geniş halk kesimlerini
kapsayan bir bunalım yaşıyoruz. Herkes
bu bunalımın nereden kaynaklandığını
gerçekçi bir biçimde saptamak zorunda-
dır. Bunu gerçekçi bir biçimde saptarsak.
yaşadığımız lüks, aşın tüketime dayalı ha-
yatın gerçeklerini, büyük ölçüde dışandan
borçlanarak ve rant ekonomisi yaratıla-
rak sadece geçici bir dönem bu toplumun
gereksiz altyapılar kurularak bu noktaya
getirildiğini görüp konuyu algıladığımız
zaman ortaya çıkan tablo. kesinlikle radi-
kal önlemleri içeren bir genel enflasyonla
mücadele programı olur.
Bence bunun da ilk ilkesi şudur: Türki-
ye enflasyonla mücadele etmek istiyorsa
kambiyo kuru politikasını değiştirmek zo-
rundadır. 1 Mayıs 1981'den bu yana uy-
gulanan esnek kambiyo kuru politikası
bugüne gelmemizdeki en önemli etmen-
dir. Buna paralel olarak yüksek ya da ser-
best faiz politikası da. ki bu kambiyo kuru
politikasının türevidir, terk edilmelidir.
Türkiye faizleri de fıkse etmek zorutıda-
dır.
Özellikle kambiyo kuru politikasında
önce sabit, sonra da enflasyonla mücade-
lede alınan sonuçlara göre yan sabit bir
kambiyo kuru politikasına • geçmeden
Türkiye'nin enflasyon sorununu çözme
olanağı yoktur. Çünkü fınansal sistem do-
larize olmuştun Türk ekonomisi, Türk
toplumu dolarize olmuştur. Asbnda bunu
dolarize olarak niteliyoruz, ama yan yan-
ya dolarize. yan yanya da markizedir.
Onun için de fınansal sektörlere bu yaban-
cı paralann değerinin artmayacağını gös-
termeden, bunu kanıtlamadan enflasyon-
la mücadele olanağı görmüyorum.
En başta İsrail, Meksika olmak üzere
enflasyonla mücadele etmiş bütün ülkeler-
de hiçbir zaman kambiyo kurlan serbest
bırakılmamıştır; tersine fıkse edilmiştir.
Bunun ardından dışandan borçlanma
gereği... Beş yıllık bir program yaparak bu
süre içinde dışandan borçlanma oranlan
düşürülerek Türkiye yine bu sabit kambi-
yo kuru politikasıyla yabancı sermaye
uluslararası para akımlan açısından çekici
bir hale dönüştürülebilir. Yani bu yön-
temle Türkiye'ye döviz girişi de sağlanabi-
lir. Örneğin Meksika bunu böyle başar-
mıştır. İsrail de dış dünyanın desteğiyle
büyük ölçüde başarmıştır.
Bir başka olgu da şu: Kayıt dışt ekono-
mi kayıtlı ekonomiyle entegre edilmelidir.
Bugün bütün dünyada olduğu gibi Tür-
kiye'de de kayıt dışı ekonomi, kayıtlı eko-
nomiyi esir almıştır. Yaşadığımız krizde
görülen bazı dramatik çıkışlar, yükselişler
bunun sonucudur. Kayıt dışı ekonominin
kayıtlı ekonomiyle entegre edilmesi o ka-
dar zor bir iş değildir.
Kapitalizmin beşiği ABD'deki uygula-
maya baksmlar, yeter. Orada insanlar
para taşımazlar. Orada hamıline ne senet.
ne bono ne de çek vardır. Herkes çek kul-
lanır. Nama yazılı çekler ve kişilerin yap-
tıklan ödemeler vergi dairelerince çok cid-
di bir biçimde denetlenir.
Kayıt dışı ekonomi, kayıtlı ekonominin
çok küçük bir bölümüdür.
Ama burada artık kayıt dışı ekonomi-
den de söz etmek mümkün değıl. Bir ölçü-
de yeraltı ekonomisi vardır. Yani hem
kayıt dışı hem de yasadışı ekonomi vardır.
Bu her ülkede. ftalya'da da, Türkiye'de
de, ABD'de de var.
ABD'de şu anda tek
sorun, yeraltı ekono-
misi ve yeraltı ekono-
misinin yarattığı mc-
seleler. Onlar da bu-
nunla mücadele edi-
yorlar. Ama bizde
hem yeraltı ekono-
misi hem de kayıt dışı
ekonomi var.
Dolayısıyla ilk aşa-
mada yapmamız ge-
reken iş. vergi ta-
banını artlırmak
açısından kapitaliz-
min beşiginin uygu-
lamalannı Türkiye'-
de uygulanır hale ge-
tırmekten başka bir
şey değil.
Bu uygulamalar
için çok ciddi hukuk-
sal bir altyapı gereki-
yor. Türkiye'de
ekonominin bu ko-
numa düşmesinde.
gerekli ve yeterli alt-
yapının bulunma-
ması da yer alıyor.
Aynca adalet me-
kanizmasında. özel-
likle bilirkişi müesse-
sesi başta olmak üze-
re bazı kanunlarda
değişiklik yapılması
çok gereklidir. Hu-
kuk fakültelerindeki
eğitim düzeyine ka-
dar varan bir uygula-
manın hukuki açıdan
çok ciddi bir biçimde
değiştirilmesi. Türki-
ye'nin gerçek anlam-
da hukuksal altyapı-
ya kavuşturulması,
mahkemelerin.
yargının tapınak ha-
İindeki bir kuruma
dönüştürülmesi bek-
lenir.
- Peki sizce bu sü-
reç kolay mı?
ARTUN - Bunun
kolay olmadığının
farkındayım. Kuşku-
suz en az beş yıl süre-
cek genel bir enflas-
yonla mücadele
programı içinde rea-
lize edilmesi gereken
yönleri bulunan bir
konudur. Bütün
bunlar yapılmadan
ve diğer bazı radikal
önlemler ahnmadan Türkiye'nin üçlü ra-
kamlı enflasyonist süreçten kurtulacağma
inanmıyorum.
- Para dalgalanmaiannı neye bağhyorsu-
nuz?
ARTUN - Bunu ikiye ayırmak lazım.
Uluslararası para dalgalanmalan ve ulu-
sal düzeydeki para dalgalanmalan vardır.
Ashnda kayıt içi, kayıt dışı olsun. ulusla-
rarası para dalgalanması denilen bir olgu
var. Bu, 1971 yılında yeni bir ekonomi
dünyası yaratma amacından kaynaklanı-
yor.
Daha önce altınla dolar bağlantılıydı.
Dolann altına olan bağlantısı kaldınldı.
Ve karşılıksız dolar basılması büyük ölçü-
de gündeme geldi. Bu. bütün uluslararası
para piyasalannı. bütün ülkeleri belli bir
süreçte etkileyecek, belli bir sürece soka-
cak bir gelişmenin başlangıcıydı.
Bundan sonra 1973 ve 1979 yıllannda
olmak üzere dünyada çok ciddi bir petrol
şoku yaşandı. Bu petrol şoklan nedeniyle
özellikle azgelişmiş ve gelişmekte olan ül-
kelerin borçlanma zorunluluklan günde-
me geldi. Bu. 9-10 yıllık süreçte birbirleri>-
le çakıştı. Yani hem karşılıksız para siste-
mine geçilmesi hem de buna koşut olarak
petrol şoku nedeniyle gelişmekte olan ve
bazı gelişmiş ülkelerin bunalıma girmeleri
ve dışa borçlanmak zorunda kalmalan ay-
nı dönemle çakıştı. Petro-dolar denilen
TUNCAY ARTUN
1949 'da Balıkesir 'de doğdu. Ankara
Üniversitesi'nin İktisat ve Maliye
Bölümü'nübitirdi. Yüksek öğreniminin
hemen ardından dokuzyıl süreyle
bankaiaryeminli murakıplığıyaptı.
Daha sonra Yapı ve Kredi Bankası
Genel Müdür Yardımcılığı 'nagetirildi.
Bir süre Genborsa Genel Müdürlüğü
yaptı. 1986 'da, kendiborsa araa
kıırumu olan Değer Menkul Kıymetler 'i
kurdu. Yaman Törüner'in Merkez
Bankası başkanlığma atanmasıyla
boşalan Istanbul Menkul Kıymetler
Borsası 'na yaklaşık iki hafta önce
başkan olarak atandı.
olay ortaya çıkü. Bazı ülkeler kendini yeni
düzene uyarladı, bazılan da uyarlamadı.
Türkiye, uyarlamayan ülkeler arasın-
daydı. Nitekim24Ocak 1-980 deuyariama
çabalannın bir ürünüdür. Bu kararlar.
Türkiye'de 1979'da oluşan ve 1980'in 24
ocağına kadar süren uyarlamama biçi-
mindeki düşüncenin artık geçerli olama-
vacağı, dünyanın genel gidişatına uymak
gerektiği yönünde alınmış kararlardır.
Ama Türkiye'de bu kararlar hiç bir za-
man geçici olarak düşünülmedi. Aksine.
kalıcı kararlar olarak düşünüldü. Madem
dışandan borçlanma olanağımız vardır,
biz de dışandan borçlanma olanağını sür-
muydu. Bugün için de büyük ölçüde bit-
miş görünüyor.
Dünyada uluslararası parasal fonlar de-
netlenemez hale geldi. Bunlar sürekli yer.
ülke değiştiriyorlar. Bir bakıyorsunuz
Meksika'da. bir bakıyorsunuz Kanada'-
da; bir bakıyorsunuz Tokyo'ya geçmişler.
Tokyo'da Nikkei endeksi 1987 yılında 38.
000'di, 16.000'e kadar düştü. Bugün 19-
20.000 düzeyinde. Bu paradan Türkiye de
nasibini aldı. Bu sıcak para Türkiye'den
geldi geçti. Belki yine gelebilir.
Dünyada bu tür uluslararası para dal-
galanma boyutu yaklaşık 2.5-3 trilyon do-
lar düzeyinde tahmin ediliyor. Ve yine ke-
İMKB Başkanı Tuncay Artun, Leyla Tavşanoğlu'nun sorularını yanıtladı.(Fotoğraf: GARBİS ÖZATAY)
Türkiye 'dolarize'oldu
Kambiyo kurupolitikasında önce sabit, daha
sonra da enflasyonla mücadelede alınan
sonuçlaragöreyan sabit bir kambiyo kuruna
geçmeden, ekonomik sorunları çözmek
mümkün değildir. Türkiyefaizleri de fıkse
etmek zorundadır. Zaman geçirmeden radikal
önlemlerin ahnması gerekmektedir.
dürürüz, denildi. Dışandan ne kadar
borçlanırsak içeride o kadar yatınm ya-
pardık. Bu, bir yere kadar doğru. Ama biz
salt yaunm yapmadık. Borçlandığımız bu
paralan çarçur ettik, yedik. Bir bölümünü
büyük ölçüde gereksiz otoyollara, köprü-
lere yatırdık.
Gerçeklerle yüz yüze kaidık
Bu nedenle Türkiye, 1983'e kadar sür-
mesi gereken 1980-83 dönemini 1994'e ka-
dar taşıdı. Türkiye tam 11 yıl, bir tsviçre
gibi, bir Fransa gibi tüketti. Ama kuşku-
suz Türkiye'nin büyük bir kesimi de.Ha-
beşistan gibi, Hindistan gibi yaşadı. Ülke
ekonomisi içinde çok değişik. ayn ekono-
miler oluştu. Ama toplumun çok büyük
bölümü yaraülan bu ranttan şu ya da bu
şekilde pay aldığı için de iş devam etti. Çe-
tin Altan-'ın çok güzel bir sözü vardır. Der
ki: Rant, zincirleme bir olaydır. Ben rant
elde ederim. Yanımda çahşan insan da o
ranttan pay alır.
Herkes zincirleme biçimde bu rant eko-
nomisinden şu ya da bu şekilde payını al-
dığını sandı. Oysa bu, Melih Cevdet An-
day'ın söylediğj gibi "sadece Wr oyundu.
Bcleşine süren bir oyundu." Bir gün nasılsa
gerçeklerle yüzyüze kalacaktık. İşte o ger-
çeklerle yüzyüze kaldığımız günler şimdi
bugünler. Bu, kurnazlığımızın dışavuru-
sin olmamakla birlikte bunun yaklaşık
üçte biri hisse senedi, devlet tahvili, Hazi-
ne bonosu gibi araçlar üzerinde dolaşan
bir para. Bunun 1.5-2 trilyonu, banka sis-
temine girip çıkıyorsa onun dışmda 1 tril-
yon kadan da bu tür değerlere yöneliyor.
Yani küçümsenecek bir para değıl. Hele
hele parasal göstergelerini çok iyi saptaya-
mayan kambiyo rejimi son derece dışa
açık. son derece liberal ülkelerde pek ko-
lay denetlenebilir bir para değil.
Bir de içerideki para dalgalanmalan
var. Sadece dışanda değil. içeride de bü-
yük bir kayıt dışı ekonomi var. Parasal
büyüklük açısından bu. maalesef mevcut
ekonomik yönetimi bile yönlendirebilecek
nicelikte.
Olay düğümlendi
Ve kayıt dışı bir ekonominin büyüklü-
ğünden dolayı bunu denetlemeniz müm-
kün değil. Çünkü Türkiye'de bu deneümi
sağlayacak mekanizmalann da parasal
büyüklük açısından çok büyük bir düzey-
de olduğu söylenemez. Örneğin Türkiye'-
deki fınansal sistem, mali sistem, banka
sistemi çok küçüktür. Türkiye'de Merkez
Bankası da bence belli normlara göre
küçüktür. Kamunun da parasal büyüklü-
ğü bu şekilde küçük olunca ve tersine bir
de borçlanma ihtiyacı içinde olunca olay
büyük ölçüde düğümleniyor.
Bu noktada çıkış, fınansal sistemi, yani
hem para hem sermaye piyasasını geliştir-
menin yani sıra kayıt dışı ekonominin de-
netlenebiür hale getirilmesindedir.
- Siz İMKB Başkanhğı'na atanab bir
hafta yeni doldu. Sizce İMKB sağhkh bir
borsa mı? Başkanbğımz süresince borsada
ne gibi atıhmlar yapmayı düşünüyorsunuz?
ARTUN - Bızim borsa henüz sekiz ya-
şında bir çocuk. Kuşkusuz her gelişen var-
lık gibi bu da gelişmesini sürdürecektir. Şu
veya bu nedenlerden bazı olumsuzluklara
karşın borsa büyüyecek. gelişecek. Bu ka-
çınılmaz bir olgu.
Ama hiç bir zaman. sekiz yaşındaki bu
kurum için 'sağlıkir ifadesini kullanmak
mümkün değil. Demin belirttiğim ölçüler
nedeniyle bunu borsaya uygularsak bor-
sanın işlem hacmi açısından, işlem adedi
açısından. Türk ekonomisiyle entegrasyo-
nu açısından, Türkiye loplumunun büyük
çoğunluğunu kapsama derecesi açısından
bunun sağhkh bir yapı olduğundan söz et-
mek bence mümkün değil.
- Peki borsayı sağhkh bir yapıya kavus-
turmak mümkün mii?
ARTUN - Kuşkusuz mümkün. Belli bir
süreç almakla birlikte mümkün olabilir.
Ama bunun koşullan var. Bu koşullann
yerine getirilmesi gerekir. Bu koşullar yeri-
ne getirilmeden borsanın Türk ekonomi-
siyle entegre edilmesi, Türkiye'nin bazı
makro ekonomik sorunlanna kendi ala-
nında çözüm üreten bir mekanizma haline
gelmesi bence çok
güç gibi gözüküyor.
Bu görevi kabul
ederken başlıca
amacım. böyle bir
temel misyonu bor-
sa yüklenebilir mi,
benim bir katkım
olabilir mi, oldu.
Borsaya kurum-
sal bir kimlik ka-
zandırmak. kurum-
sallaşmış bir taban
oluşturmak bence
bu işin baş-
langıcıdır. Bence
borsaya yönelen ku-
rumsal kaynaklar
çok önemli. Bazı ge-
lişmekte olan ve ge-
lişmiş ülkelerin bor-
salanna baktığımı-
zda, bunlann çok
uzun süreler gerçek
kişilerin birikimle-
riyle yönlendirildi-
ğini, ama hızını. iv-
mesini kurumsal
yatınmcının ortaya
çıkmasından sonra
gerçekleştirdiğini
görüyoruz. Bizim
ise o kadar bekleme
lüksümüz yok.
Bence yapılması
gereken. "bu süreç
kendiliğinden işler'
felsefesini terk edip
borsaya süratle bir
kurumsal taban ka-
zandırmaktır.
- Bu kurumsal ta-
ban ne olabilir sizce?
ARTUN - Fonlar
olabilir. Bunlar en
başta sigorta en-
düstrisine, sosyal
güvenlik kurumlan-
na, özel emeklilik
fonlanna ait olabi-
lir. Buna ek olarak
yatınm fonlan ve
yatınm ortakh-
klannın gerçek an-
lamda borsada dü-
zenleyici bir nitelik
almasıyla gerçekle-
şebilir.
Yapılan bir çalı-
şma, Türkiye'de fert
başına düşen sigor-
ta priminin 13 do-
lar. İsviçre'deyse bu
rakamın 3 bin dolar
olduğunu gösteri-
yor. Komik bir olgu.
Demck ki zorunlu sigortalan arttırmak,
insanlan borçlandırma yerine ya da faizle
borç verme yerine bu tür sigorta kapsamı-
na almak gerekir. Bannak olarak. araç
olarak. sağhk olarak, konut olarak sigorta
endüstrisinde çok ciddi fonlar yaratılabı-
lir.
- Peki bufonlar nereye yöneürt
ARTUN - Ya banka sistemine ya da ser-
maye piyasasına. borsaya yönelecektir. Şu
anda güç durumda bulunan sosyal güven-
lik kuruluşlannın sorunlan çözüldükten
sonra, özel sosyal güvenlik kurumlan ya-
ratılarak bunlar da sermaye piyasasına
yönlendirilebilir. Bu arada A tipi yatınm
fonlannin içeriğinde çok ciddi değişiklik-
ler yapılarak bunlann borsada gerçek an-
lamda otomatik stabilizatör işlevini gör-
meleri. buna ek olarak da arz yerine talep
yaratacak mekanizmalar olmaktan çıka-
nlmalan gerekiyor.
- Insider trading Türkiye 'de ne ölçüdeya-
pıbyor? Bunun için negibi önlemler ahnabi-
tir?
ARTUN - Çok büyük ölçüde yapılıyor.
Bunu önlemek için kayıt dışı ekonominin
kayıtlı ekonomiyle entegre edilmesi gere-
kiyor. Türk bankacılık sisteminin borsa-
daki etkinliğinin şu ya da bu şekilde kont-
rol edilebilir hale gelmesi zorunlu.
Örneğin bu. bankalann burada kura-
caklan aracı kurumlar aracılığıyla kontrol
edilebilir. Kuşkusuz diğer bazı ülkelerde
olduğu gibi"insider trading'Vengel oj.acak
değişik bir yöntem de bulunabilir. Örne-
ğin Londra Borsası'nda Ağır Suçlar Ma-
sası var. Böyle bir organ yaptınm uygula-
yabilir. Dünyanın hiç bir yerinde "insider
trading'ın gerçek anlamda önlendiği gö-
rülmemiştir. Ne yaparsanız yapın bir yer-
den bir şevler uç \erecektir. Ama bunlan
asgaride tutmanın olanağı vardır.
- Sizce Türkiye'de şimdJye kadar bu tür
önlemler ahnması neden düşünülmedi?
ARTUN - Bence bu da, rant ekonomi-
sinden pay almarun ve sonra da yaptınm-
sız kalmanın rahatlığıydı. İnsanlar şunu
gördü:
Ne yaparsam yapayım, kıhfına uy-
durursam bu ülkede hiç bir hukuksal yap-
ünmla karşılaşmadan bu işten'sıynlınm.
Nitekim de öyle oldu. Bu sadece fınansal
alanda değil, her alanda var.
- Geçen hafta başında, Anayasa'nın 119.
maddesinin işletih'p gerektiğinde tüm eko-
nomik yetkilerin cumhurbaşkantna devri
söz konusu edildi. Sizce böyle bir gerek var
mı?
ARTUN - Anayasa, Türkiye'de sadece
iktisadi değil, sosyal. kültürel, siyasal
alanda bir çok şeyi önlemeye yönelik.
Bunlan ne derece başardığını, ne derece
başaramadığını hep birlikte görüyoruz.
Bence Anayasa'nın 119. maddesinin tartı-
şılması büyük ölçüde politik bir boyut ta-
şıyor.
Kişisel kanımca böyle bir şeye hiç gerek
yok. Türkiye olabildiğince demokratikleş-
me sürecine girmeden, ülkemizde demok-
rasi tüm kurumlanyla yerleşmeden. genel
bir kaulım sağlanmadan, genel bir açılım
olmadan, bazı diğer konularda olduğu
gibi enflasyonla da mücadele edemezsiniz,
ekonomik sorunlarla da mücadele ede-
mezsiniz.
Dolayısıyla temelde demokratikleşme
ve şu andaki mevcut demokratik yöneti-
min göreve devam etmesi, çıkacak bazı
yeni uygulamalann bir genel ekonomik
politikanın programının uygulanmasını
demokratik bir ortamda da. 119. madde-
ye hiç bir şekilde sığınmadan da gerçekleş-
ürebilir.
- Siz İMKB Başkanbğı'na atanır atan-
maz Özer Çiller'le olan bağlantınız ortaya
atıldı. Hatta sizin, Özer ÇiUer'in araa ku-
runuı olduğunuz da söylendi...
ARTUN - Bakın. ben 45 yaşındayım.
Şimdıye kadar yaptığım hiç bir göreve ben
talip olmadım. Bunlann hepsi bana teklif
edildi.
Örneğin bankalann en değerli kurumla-
nndan birisi olan Bankaiar Yeminli Mu-
rakıphğYna girişim bir başannın sonucu-
dur. Orada yeterlilik sınavını hemen he-
men birincilik düzeyinde vererek Ban-
kaiar Yeminli Murakıbı olmam bir başa-
nnın sonucudur.
Yazdıklanm. çizdiklerim, kitaplanm.
makalelerimin çoğu bugün üniversitelerde
referans olarak gösteriliyor. Kitaplanm
yardımcı ders kitabı olarak okutuluyor.
Bu da bence başanlı geçmişimin sonucu-
dur.
Maliye'den sonra çok genç yaşlarda,
29-30 yaşında Yapı Kredi Bankası'nda
genel müdür yardımcısı olmam yine bir
başannın sonucudur.
Yine arkasından. Yapı Kreüi Bankası'-
ndan ajnldıktan sonra Çukurova Hol-
ding'den aynlmama karşı çıkılması da bu
başannın sonucudur.
Çok küçük bir parayla başlattığım, bu-
gün borsanın küçük ölçekli kuruluşlann-
dan olan bir aracı kurumun sahibi olmam.
yine aynı şekilde bir başannın sonucudur.
Ama bu son gelişmeler gösterdi ki benim
bu nitelıklerim göz önüne alınarak bana
tevdi edilen Borsa Başkanlığı görevine ba-
zı insanlann yaklaşımı farklı.
Onlar talep ediyorlar. Haklı ya da
haksız. talep ediyorlar. Bu makama ben-
den daha nitelikli insanlann rahatlıkla
oturabileceğini ben gayet iyi biliyorum.
Türkiye'de benden daha nitelikli insanlar
da olabilir. Bu kez yeteneğime ve niteükle-
rime göre bana rastladı. Dediğim gibi, ni-
telikli olabilir, olmayabilir. Ama burayı
talep eden bazı değerü arkadaşımız oldu.
Sanıyorum, çıkan asılsız haberlerin çok
büyük bir bölümü böyle bir ilişki çerçeve-
sinde yazılmış ya da yazdınlmıştır.
- Siç Değer Menkul Kıymetler'in sahibi-
siniz. İMKB Başkanhğı'na atandıktan son-
ra bu araa kurumu ne yapacakstnız?
ARTUN - Değer Menkul Kıymetler de-
vam edecek. Tamamıyla profesyonel bir
yöneüme bıraktım. Ben açık, net bir insa-
nım. Orada ortakhğım devam edecek.
Ama burada görev yaptığım süre içinde
Değer'le hiç bir ilişkim olmayacak. Bura-
da Borsa Başkanı olarak görev yaptığım
süre içinde de, benim için herhangj bir ara-
cı kurumdan hiç bir farkı olmayacak.