23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 24NİSAN1994PAZAR Şiddet ve seks ağırlıklı TV fılmleri, çocuklarm yaramazlıklarını çığnndan çıkarttı. Ebeveynler kara kara "sansürü" düşünüyor Ingütere'de 'sansür' tartışması alevlendiÇeviri Servisi - İngilizler. iş sansü- re geldiğinde oldukça "muhafaza- kar" bir tutum sergiliyorlar. İngiliz halkının büyük çoğunluğu da gazetelerde yazılanlar ve televiz- yonda. sinemada ya da videoda gös- tenlenler üzerinde belli ölçiide bir kontrol bulundurulmasını onaylı- yor. The Observer gazetesinin sansür üzerine yaptığı bir anket. büyük bir kesımin haberlere ve eğlence prog- ramlanna sansür uygulandığına inandığını ortaya çıkardı. Anketin sonuçlanna göre: çoğun- luk. sansürün genelde olumlu bir şey olduğunu düşünüyor. Her üç ki- şiden sadece biri, izledıkleri ya da okuduklan şeyleri seçme hakkına sahip olduğuna inanırken; nüfusun yansı. ulusal çıkarlan tehdit edici bir unsur olmasa bile hükümetin haber- lere sansür uygulamaya hakkı oldu- ğunu düşünüyor. Psikolojik etkilenme Ankete göre kadınlar ve özellikle ergenlik çağında çocuklan olan 35-54 yaş arası insanlar sansürün gerekliliğine daha çok inanıyoriar. Farklı toplumsal sınıflartn bu ko- nudaki düşünceleri arasında pek bir değişiklik görülmüyor. . Anket, 25 çocuk psikoloğunun, televizyonda gösterilen şiddetle ço- cuklann sergilediği antisosyal dav- ranışlar arasında bir bağlantı oldu- ğuna dair İçişleri Bakanlığı'na bir mektup göndermeleri üzerine dü- zenlendi. Anket, halkın yayın organlann- daki seks ve argo sözcüklerden çok, şiddet nedeniyle kaygılandığını gös- teriyor. Çocuk ve taklit İngiliz televizyon izleyicilerinin büyük çoğunluğu, televizyonda gösterilen şiddetin çocuklarda tak- litçi davraruşlara neden olduğuna inanıyor. Çoğu anne baba. televizyonun çocuklan üzerinde kendilerinden çok daha etkili olabildiğjni ve tele- vizyon programlanndaki seksin ço- cuklan erken yaşta cinsel deneyim- lere yönelttiğini düşünüyor. Konuyla ilgili olarak yapılan bir nin " ?J 1 M,uhafazakarlığıyla tanınan İngilizler'in üçte ikisinin, 'programlar üzerinde, belirli bir sınırda da olsa kontrol istediği"ni saptayan The Obseryer gazetesine göre, İngiliz ebeveynleri en çok karamsarhğa iten programlar, şiddete ya da ortafığı birbirine katmaya yönelik eğlence programlan ile fılmlerden oluşuyor. başka araştırma ise, genç suçlulann televizyon izleme alışkanlıklannın "sıradan" gençlerden pek de farklı olmadığını ortaya koydu. Her ıki grup da müstehcen video fılmleri izlemektense, televizyonda gösterilen pembe dizileri izlemeyi tercih ediyorlar. Şiddet içeren fılm- lere belirgin bir düşkünlükleri olma- sa da, "Terminator-2" gibi fılmleri seviyorlar. Hazırlanan rapor, aynca genç suçlulann, zamanlannın daha bü- yük bir kısmını ev dışında geçirme- leri ve daha yoksul, belki de televiz- yonu olmayan evlerden gelmeleri nedeniyle daha az televizyon izle- diklerini ortaya koyuyor. Geçen hafta altı yaşlannda ikı İn- giliz çocuğu. bir komşulannın evın- deki eşyalan parçaladıklan içın tu- tuklandı. Çocuklar da aileleri de esas suçun televizyonda gösterilen bir dizide olduğunu belirttiler. Hersalı akşamj yüz binlerce çocu- ğu televizvonlann karşısına \apıştı- ran programda havava uçan tuva- letler. tüyler fışkırtan musluklar ve ortalığa tuvalet kağıdı saçan kağıt rulolangösterilivor. Milyonlarca liralık zarar Kuzeni MarcusO'Neiü ile birlikte komşulannın evinde miKonlarca li- ralık zarara yol açan Luke Dish- man'ın babası, "Çocukların bir odanın altını iistüne getirerek ödül aramalarını gösteren bir programdan başka ne beklenir? Bu tiir program- ların bombardımanına uğrayan ço- cukların bu şekilde etkilenmeleri ka- dar normaJ bir şey olamaz" dedi. Çüdırtan program Program, ev halıne getınlmiş bir televizyon stüdyosunda düzenlenen çok hızlı bir yanş üzerine kurgulan- mış. Gizlenmiş jetonlar Çocuklar. çekmeceleri ve dolap- lan boşaltarak. yataklan ters çevire- rek. odanın altını üslüne getirerek önceden gizlenmiş jetonlan bulmak zorunda. Jetonu bulan yanşmaa, bir başka odaya geçip orayı dağıta- rak öteki jetonu buluyor ve nihayet kendisini bekleyen ödülü kazanı- yor. Programın en heyecan verici bölümü Programın en heyecan vencı kısmını, yanşmacılar dört dakika ıçinde sekiz ayn odanın altını üstüne getirirken yaşanan kaos oluşturu- yor. Her programın başında, sunu- cunun programı "Evde yapamaya- caklannızı yapabildiğiniz program" olarak tanıttığını belirten program yapımcısı ise olayla kendi program- lan arasında bir bağlantı olduğuna inanmadıklannı söylüyor. Modacılann kimi uzayın, kimi geçmişin derinliklerine sürüklüyor insanlan Herkes ayn telden çalıyor İşte Guy Laroche'un asker havasında bir takımı. Dore düğmelerle bezeli mini etekü bir model. Bütün bu renkli kargaşayı, bir modacı da tattınyor size. Örneğin Guy Laroche defılesinde, podyuma jean takımlar çıkmaya başlaymca "Demek modacının 94-95 kışı için çizgisi bu!.." diyorsanız,daha erken. Bekleyin. Sırada neler var neler... NECLA SEYHUN Aynı anda dünyanın dört bir bucağına ulaşma, Çin sanatmı hayran gözlerle seyrederken Bizans'ta yaşama olanağını ancak modaveririnsana. Özellikle de günün modası. Eskiden de moda çeşitli dönemleri, ülkeleri gündeme getirirdi ama, modacılann başına buyruk davranma olanaklan yoktur. "Bu yıl Çin moda olacak moda dünyasında" denırdi. Dior'dan Givenchy'ye herkes boyun eğerdi bu kurala. Yorum halka saklıydı elbet. Çin'i kimi öyle yansıtırdı modellerine, kimi böyle. Ama yansıyan Çin olurdu modaya, Meksika değil. Şimdilerde özgürlük moda ya, her modaa ayn telden çalıyor. Kimi Afrika'ya. kimi Asya'ya çağınyor; kimi uzayın, kimi geçmişin derinliklenne sürüklüyor insanlan. Bütün bu renkli kargaşayı, bir modacı. tek bir koleksiyonla da tattınyor size. örneğin Guy Laroche defılesinde, yeni modayı izlemeye haarlanıyorsunuz. Podyuma jean takımlar çıkmaya başlayınca "Demek modacının 94-95 kışı için çizgisi bu!.." diyorsanız, deneyin. Daha erken. Bakın programa. Sırada "Baltık" modelleri var. Spor giysileri bunlar. Kuzey havası bir şıklık. Spor bir şıklık. Maksi mantolar, uzunceketler, blüzonlar, tunikler... Üst üste. Yani Kuzey ülkelerini mi seçti Guy Laroche yeni modasına esin kaynağı olarak?.. Hayır!.. Ardında 30"lu yıllann havası var. Spor modellerin aksine; romantik birçizgi. romantik bir kadın. Bir nostalji modası. Redingot mantolar, pardösüler. Kısa ceketler. godeli etekler. Alıcı kumaşlar. Pudra pembeler. gök mavileri, siyahJar. Ama.. birden sert bir dönüş.Bukez askeri bir hava...Şık. albenili üniformalılar. Çalışan kadına özgü birstil. Asker paltolan, uzun trençkotlar, kanadiyen ceketler, asker yakalı tayyörler. Çift sıra metal düğmeler, deri biyeler. Kumaşlar erkek kumaşı havasında. Bol dralar. Canlı maviler. yeşiller, kırmızılar. Tam askeri birdüzene girmişken birden podyumda.. bir Uzakdoğu havası. Kilometreler. dağlar, sınırlar ötesi bir şıklık. Karşınızda Tibet!.. Silueti uzun gösteren kesimler, maksı etekler, Tıbet ceketlen. Üst üste bir giyim. Soyran sanlan, kınnızı biber ve baharat renkleri. Bu karmaşadan, bu görsel koşuşmadan yoruldunuz mu?.. Dertlenmeyin. Bakın son bölümde "Bizans" var. Modacı baskı kadifelerinde. muslin ve kreplerinde Bizans'la eski Osmanlı saraylan ile oynamış. Esinlenmişonlardan. Haremden, gözdelerden. sultanlardan... Şalvarlar yapmış Boğaz'dabirgeziyeçıkmakistemişmodasal... Eh. defilenin de sonu. Evimize geldik sayılır. Burasısondurak!.. tşte Bizans... Guy Laroche baskı kadifeden bir pantolon takım yapmış. Kanocular dernek kurdu YUSUFELİ (AA) - Dünyada rafting ve kano sporu yapılmasına en elverişli nehirlerden biri olan Çoruh'ta sezon, yann açıbyor. Artvin'in Yusufeli ilçesindeki raftingciler, 24 nisanda Sangöl-Yusufeli parkurunda 2 botla sezonu başlatacaklar. Yusufeli-İspir ve Yusufeli-Sangöl arasında kalan kesimlerde, her yıl mayıs-haziran-temmuz aylannda, rafting ve kano sporu en ideal şekilde yapılabiliyor. Raftingciler ve Kanocular Derneği de Yusufeli'de kuruldu. Pirali Aydın başkanlığında kurulan dernekte. Celal Düz, Özkan Şahin, Orhan Köse ve Biroi Alkan üye olarak görev aldılar. Muhtarveliyiikna etti, eğitim-öğretim durdu UFUKTEKİN ADANA - Adana'nın Pozantı il- çesine bağlı Dağdibi Köyü'nde 15 yıl önce ilkokulun yıkılmasına yol açan heyelandan sonra üç kilometre uzakhkta yapılabilen eğitim-öğre- tim, muhtar Cnal Avan'ın girişimiy- le durduruldu. Okula çocuklannı göndermek isteyenler üzerinde muhtar tarafından baskı kurulduğu öne sürülürken, Adana Valiliği, taşı- malı eğıtim yapılması için Milli Eği- tim Bakanlığı'na başvurdu. 15 yıl kadar önce heyelan ve su baskınına maruz kalan Pozantı'ya bağlı Dağdibi Köyü'nde yıkılan il- kokulun yerine üç kilometre uzakh- kta yapılan yeni okul, ulaşım güçlü- ğüne yol acınca yeni sorunlar ya- şanmaya başlandı. Pozantı Kayma- kamhğı ile Adana Valiligi'ne defa- larca başvurduklan halde "köye il- kokul yapılması". "taşımalı eğitune başlanması" ve "köyün yerinin taşı- nması" gibi istemlerinin hiçbirinden yanıt alamayan Dağdibi köylüleri, seslerini farkb bir yöntemle duyur- ma yoluna başvurdular. Köyde daha önce öğretmenlik yapan muh- tar Ünal Avan, öğrenci veh'lerini ikna ederek çocuklannı okula gönderme- melerini sağladı. Olayın duyulması üzerine Pozantı Kayrnakamlığı ta- rafından "222 sayıiı İlköğretim Ka- nunu'na aykırı hareket edildiği" ge- rekçesiyle muhtar hakkında soruş- turma başlatıldı. Dağdibi Muhtan Ünal Avan, küçük yaştaki çocuklann her gün 3 kilometre gidip 3 kilometre de gel- mek zorunda bırakıldığını belirterek şunlan söyledi: "Sonınun çözûmü için defalarca başvunıda bulunduk. Onerilerimizin hiçbirine somut yanıt alamadık. Veli- ler de bu şartlar altında çocuklannı okula göndermemeye başladı. Yetki- lilere, ya eski okulu onarın ya yeni okulun oraya köyü taşıym ya da öğ- rencileri her gün götürüp-getirin de- dik. Hiçbirine cevap verilmedi. Biz de çocuklan göndermiyoruz. Yorgun argın ne dersi anlıyorlar ne canlan is- tiyor. Kışın daha da zor, hiç gidemi- yorlar." Dağdibi Köyü'nde oturan bir yurttaş, muhtann görüşlerinde haklı olduğunu. ancak öğrenciler ve veli- leri üzerinde baskı kurduğunu öne sürerek "Dayakla tehdit ediliyoruz. Köy 'Göndereb'm" diyenler ve "Gön- dermeyelim" fikrinde olaniar yüzün- den ikîye bölündii. Devletin konuya hemen el atması lazım" dedi. Dağdibi Köyü'ndeki gelişmelerin "eğhim-öğretimden vazgecilmesi" boyutuna ulaşması üzerine Adana Valisi Naci Parmaksız, Milli Eğitim Bakanhğı'na başvurarak heyelan nedeniyle yaşanan sorunlann çözü- münün zaman alabileceğini. bu süre içinde taşımalı eğitim yapılması için gerekli ödeneğin sağlanmasını talep etti. Vali Yardımcısı Dağıstan Kı- lıçarslan, Cumhuriyet'e bilgi verir- ken Bayındırlık ve İskan Müdürlü- ğü'nün "köyün taşınması" gerektiği- ne vönelik raporunun yeni geldiğini belirterek bu aşamada taşımayla eğitim yapılmasına çalıştıklannı söyledi. Ûç öğretmen tarafından 85 öğrenciye eğitim-öğretim verildiğini bildiren Vali Yardımcısı Dağıstan Kılıçarslan. "Okula gidiş-geliş ger- çekten güç. Bir çözüm bulunacak. Eğitim aksıyor ama, gereken yapılı- yor." dedi. Tasarruf için birkaç önlem İSTANBUL (LBA) - Çok basit gibi görünen bazı önlemlerin, aile bütçesine büyük oranda katkılar sağladığı bildirildi. Alınacak önlemlerle milyonlarca liralık tasarruf yapılabileceğini belirten ekonomistler, bazı önlemleri şöyle sıraladılar: • Normal ampul yerine, floresan tipi. az enerji tüketen ampul kullamn. • Buzdolabınm yeri soba, fınn, kalorifer yakınlarıdeğildir. • Damlayan musluklan mutlaka onann, damlayan bir musluk ayda 50 kova su demektir. • Elde çamaşır yıkarken, diş~ fırçalarken veya bulaşık yıkarken, suyu devamlı açık bırakmayın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle