01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24NİSAN1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 YAZİ HAYVANLAR VE HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ 0 WAM T«fe(rf2J5128S(SF8fts:(212)5139S88 Meclis'te din devleti oylaması! C urphurbaşkanı Sütey- man Demirel. Turkısh Daily News gazetesine yaptığı açıklamada şöyle demiş: "Türkiye'yi köktendinci bir devlete dönüştürmek için ne yapılacak? önce Anayasa'yı değiştirmeniz gerekir. Laiklik ketimesini çıkarıp, Türkiye Cumhuriyeti'nin din üzerine kurulu olduğunu yazmanız lazım. Türkiye'yi köktendinci bir devlet yapmak ısteyenlerin, önce Anayasa'yı değiştırecek çoğunluğu ele geçırmeleri gerekir." Bu sözler, Mesut Yılmaz, Murat Karayalçın ya da Tansu Çiller gibi siyasi de- neyimi yetersiz kişilerce söy- lenmiş olsa, hadı neyse... Ama Demirel gibi, yılların deneyiminden geçmiş bir kişiye ait olunca şaşmamak KIBRIS Clfnton'a göre Kıbrıs sorunu bitiyormuş... Biten Kıbrıs olmasın! elde değil. Demirel, nasıl olduysa "Meclis'te çoğunluğu bulup Türkiye'yi köktendinci bir devlet yapacak anayasa de- ğişikliğine gitseler de, bu kararı ben veto ederim" de- memiş. Hayret doğrusu! Demirel'e hatırlatmak ğe- rekir ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılacak bir oy- lama ile Anayasa'dan laiklik sözcüğü çıkarılarak Türkiye Cumhuriyeti köktendinci bir devlet haline getirilemez. Çünkü böylesı bir değişiklik, Başkanlık kürsüsünün arkası- nda "Egemenlik kayitsız şartsız milletindir" yazan Türkiye Büyük Millet Meclisi'- nde olamaz! Demokrasinin temel ilkesi, azınlıkta kalan düşüncenin de bir gün iktidara gelmesini sağlayacak ortamı korumak ve kollamaktır ama bu demek değildir ki demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan düşüncelere de aynı hoşgörü gösterilir. Böy- lesi bir hoşgörüye ancak gaflet denebilir. Daha açık söylemek gere- kirse, köktendinci bir Türkiye, anayasa değişikliği ile değil, Necmettin Erbakan ın ağzı- ndan kaçırdığı gibi kanla kurulabilir. Bunun adına da iç savaş denir! Nasıl ki Türkiye Cumhuri- yeti, Osmanlı'nm Meclis-i Mebusan'ında alınan kararla kurulmamıştır, köktendinci Türkiye'nin temeli de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde atı- lamaz... Türkiye Büyük Millet Mec- lisi'nde köktendinci Türkiye hayali kuranların temsilcisi yok mu? Tabii ki var. Türkiye Cumhuriyeti'nde devletin olanaklarıyla devleti yıkmayı amaçlayan örgütlenmeler yok mu? Tabii ki var. Devletin en tepesindeki şahsın görevi, bu düşünce- dekileri besleyen kaynakları kurutacak önlemlerin alın- masını sağlamaktır... Çünkü onların amacı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde anayasa değişikliği için yeterli çoğunluğu sağlamak değil- dir. Onlar, başlarındaki takke- nin çevresine neden kefen bezi sarıyor acaba? Boşuna mı silahlanıyorlar? Taşıtları- nın camlarına malum slo- ganları süs olsun diye mi yapıştınyorlar? Dün 23 Nisan'dı... Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayra- mı... Kutlu mu olsun, geçmiş mı olsun artık belli değil! • Pijama Temel, Cemal'in evine misafirliğegitmişti. Akşam sağanak halinde yağmur başladı. Ortalığı seller götürüyordu. Cemal, Temel'e eve gitmemesini önerdi: -Bu gece bizde yatarsın Temel. -Olur Cemal. Ancak, bir süresonra Temel ortadan kayboldu. Cemaltam yatacakken kapı çalındı. Karşısında sırılsıklam halde Temel duruyordu: -Ne bu halin?Niye dışarı çıktın? -Hiç, eve kadargittim geldim. -Niyeki? -Niye olacak, pijamalarımı almak için. 'Çiller, NATO dergisine kapak olmus... Kapak Başbakanı! KAMİL MASARACI • • KAiVaLMÜ U Solda birlik için istifa mı, katılım mı? S olda bırlık için başlattığı bireysel kampanyayı giderek genişleten Doç. Dr.Nurfcut fnan, SHP, DSP ve CHP'nin tek çatı altında top- lanmaması karşısında bunla- ra oy vermeme ve üyelerinin de istifa etmesi yolundaki çağrısına yeni bir boyut ekle- di. Bir milyon imza toplayarak üç partinin yöneticileri üzerin- de kamuoyu baskısı yarat- mak isteyen inan, son duyu- rusunda, parti üyesi olmayan sol seçmenin de imza kampanyasına katılmasını önerdi. inan'la bağlantı kurmak is- teyenler için telefonu 0.312. 468 07 59, faks numarası 0. 312.46846 24. Bu arada, Inan'ın ûyelerin partiden istifa önerisine An- kara'dan yazan avukat Sedat Sami Taşdelen farklı bir yak- laşım getirdi: "Şunu çok iyi biliyorum ki, 'istifa' bile sayın yöneticileri içinde bulundukları gaflet uy- kusundan uyandırabilecek güçte bir yaptırım olma- yacaktır. Doğru tavır, sosyal de- mokrat düşünceyi, vurdum- duymaz yöneticilerin tekelin- de görmek yanlışlığından kur- tulup, parti (partıler) içinde kalıp, birleşmeye engel olan- lara karşı sabırlı bir mücadele başlatmak ve onları birleşme- ye zorlamak, olmazsa, onları partilerden uzaklaştırmak ol- malıdır. Eğer birleşmezlerse ben de istifa ederim arkadaş, mantığı, kolaycılıktan başka bir şey değildir. Partiyi (par- tileri), ülke yararlarını kendi yararlarından sonra düşünen insanlara bırakıp gıtmek nasıl bir çözümdür? Parti (partiler) sayın yöneticilerin baba- lannın tapulu malı mı? istifa etmeyeceğiz. Parti- lerimizde kalıp, birleşmeye bilerek ya da bilmeyerek en- gel olan herkese karşı mü- cadele edeceğiz. Partinin (partilerin) sahibi halktır, sağduyudan uzak birkaç yö- netici değil." SHP üyesi olduğunu ve is- tifa etmeyeceğini açıklayan Taşdelen'in düşüncelerini de yabana atmamak gerek! • ı l.Ordu bandosu Zülfü Livaneli'nin davası B elediye başkanlığına aday olduğu sırada interstar'ın hakkında yaptığı bir yayın üzerine Zül- fü Uvaneli dava acrmştı. Dava sonuçlandı ve İnters- tar'ın sorumluları birer milyar lira tazminat ödemeye mah- kûm oldu. Bunlardan biri de Livaneli'- nin şikayetine göre interstar'- ın 17 Mart'ta yaptığı bu yayını- ndan sorumlu "Genel Haber Müdürü" Orhan Duru'ydu. Oysa Orhan Duru, 1 Ekim 1993'te İnterstar'dan istifa et- miş ve ilişiğini kesmişti. Üste- lik, çalıştığı dönemde "Genel Haber Müdürü" de değildi. Ama olan olmuş ve Zülfü Livaneli, Orhan Duru'yu da mahkemeye vermişti... Bir milyar lira para cezası- na mahkOm olan Orhan Duru, önce Livaneli'yi aradı. Aldığı yanıt, "Avukatlar yanlış yapmış" oldu. Yanlışın ce- zasını Orhan Duru çekecek- ti.. Bir üst mahkemeye itiraz etmeye hazırlanırken karar metninde yazan para miktarı dikkatini çekti. Her ne kadar parantez içinde yazıyla bir milyar deniyorsa da rakam olarak yazrlmış sıfırları sayı- nca cezasının bir trilyon lira olduğunu gördü. Interstar'dan ayrıldıktan sonra yeni öyküler yazmak için evine çekilen Orhan Du- ru'nun bakalım başına daha nelergelecek? • zararsızmıs.. AnasUtü dururken mama Khalatı zaraıiı değil mi! B irsubayiçin, öldüğü zaman başında askerlerin nöbet tuttuğu Türk bayrağına sarılıtabutu.musalla taşında cenaze namazının kılınmasını beklerken, bir raslantı sonucu, askeri bandonun Istiklal Marşı'nı çalması ve göndere bayrak çekmesinden daha güzel ne olabilir? Amabandoistiklal Marşı'ndan önce, her zamanki gibi bir de konser verirse o subayın yakınları için daha kötü ne olabilir? Olan BirinciOrdu Komutanlığı'nın önünde geçen cuma günü oldu. Nizamiyenin yanıbaşındaki SelimiyeCamisi'nın musal la taşında yatan emekli tank kıdemli binbaşı Behcet Alpaslan, hızlı ritimli birkonserleson yolculuğuna çıktı. Oysa, bayrak töreni öncesi hiç olmazsa daha ağır ritimli bir repertuvar oluşturulabilir, illa hızlı tempoda bir marş çalınacaksa 1947yılında mezun olduğu Harp Okulu'nun Harbiye Marşı ile uğurlanabilirdi. Ama olmadı. Çünkü... Çünküsü yok... • H ezcan afi aramancı B aşlıktaki "hafi" sözcüğünün birçok anlamı olmasına karşın, burada "çok ikram eden, insanı güleryüzle karşılayan" anlamında kul- lanıldı. Kamu Ortaklığı İda- resi Başkanı ve THY Yöne- tim Kurulu Başkanı Tezcan Yaramancı görünürde çok "hafı" bir ınsan. Elı öylesıne açık ki, medyadakı yöneticı ve yazarlara dağıttığı "ik- ram'ın, medya patronları- na verdiği "rekfam'ın haddi hesabı yok. Televizyon er- kanlarından dağıttığı gülü- cükler ise bir başka özelliği. Gerçek yüzünü ve niyetini gizlemeyı çok iyi başaran Yaramancı'y' gelecek gün- lerde çok daha yakından tanıma fırsatımız olacak. Çünkü THY dosyasmı açı- yoruz...Yaramancı'nın "sor- madan yazma" istemine karşı, verdığımız yazılı so- ruların yamtını beMemenin de bir sınırı olmafı. 25 Mart'- tan bu yana tam bir ay geçti. Vaziyet 26 Nisan'da dosyayı açıyor... 32 kısım tekmili bir- den... Dilerseniz bugün dos- yanın kapağını şöyle bir aralayalım: "Cenevre'deki UBS Bankası'nda hesabı olan ki- şiyle THY'nin üst düzey yö- netimindeki kişi arasındaki yakınhk nedir? Bu hesaba iki kalemde yatırılan 350 bin dolar (yaklaşık 10 milyar lira) paranın kaynağı nere- sidir? Paris'te Reu Trezel'- deki ev kimindir? Bu evin baştan aşağı değiştirilen lüks mobılyalarının fatu- rasını kimler ödemiştir?"B îkiteUTnin üç güzeli N e guzel "çağrı" o... Biri tam sayfa ayırmış. öteki sür- manşet çekmiş. Diğeri manşetten vermiş. "Haydi Türkiye, bu savaşı kazana- cağız" demışler. Aferin İki- telli'nin üç güzeline! Bu "çağrı"yı acaba Baş- bakan'ın kamuoyu araştır- macısı vatandaş mı kaleme aldı, yoksa reklamcısı va- tandaş mı? O vatandaşlar, biz vatandaşlara demiş ki, "Yaşadığımız bu zorlu sınavı aşmak için, toplum olarak, birey olarak özveri göstermeye hazırız ve baş- ladık bile." Sızı gidi sizi! Sizi gidi İki- telli'nin üç güzeli sizi... Aldığınız kredi ikı trilyon lira mı yoksa üç trilyon lira mı? Kurgarantili mi, uzun vadeli mi? Yüzde 3 faizli mi, yoksa faizsiz mi? Krediyi aranızda eşit mi bölüşeceksiniz yok- sa çağrıya sayfalarınızda ayırdığınız yer oranında mı? Ne özveri ama... Gari- banlar artık eskisi gibi kay- nar suya atmadan önce ıstakoz yarıştıramıyor... Hele şu sıralar doların fiyatı da düştü, aylıklar 600 mil- yon liraya kadar indi. Ke- merleri sonuna kadar sıktıklan için gömlek-kravat reklamına çıkarak ek gelir sağlıyor zavallılar. Patron- ları bile yeni aldığı Limuzin'e vergisini ödeyemediğinden isminin baş harflerinden plaka taktıramayıp, geçici plaka ile idare etmek zorun- da kalıyor. Sizi gidi sizi... Sizi gidi İki- telli'nin üç güzeli sizi... Bu kredinin karşılığında okura dürüst haber mi ve- receksiniz yoksa üç kupona uykuilacımı?B KİM KtME DUM DUMA BEH/ÇAK 3«k<*hir\ bil bv îşi fahyor hakkmiJAVontirv. öierine ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI ZONTELLEKTÜEL ABDULLAH KEMAL GÖKHAJS GÜRSES AI-VlMHej OMU$7t. HARBİ SEMtH POROY EPİP WSA,&U6ÜH 46. f WXXA OLMASAH TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN HAREKET ORDUSU İSTANBULDA 1$O9'DA 8U&ÜN, 'H4REKET ORDUSU* İSTAN- BUL'DAKİ AYAKLAAIMAYI BASTIRDI. AVCI 7#- BUfiU ERLEHİ VE 6ERİCİLERİN ÇltCARDlĞI "31M48TAYAKLANMASt* U. MEŞRUTİYETİ UEDEF ALIYOR, ŞERİA r UYGUL4MASTHI AM4Ç y &ZlAN,gELAMK.TE Kİ m. OROU KOA4U7*NI A/At/Mt/rfBfcET fl*- $A H ALDI. ÇOK KlSA Stİe£D£ /SmNSUl'A DURUMA ££EM£N OLAH oeCHS, AYAKLANMANIN eLE&AŞILABINI DA YAICALf- YARAK HARP DIVANINPA YAR6lUyAG4K,ÇO 5UNU ÖUJM CEZASINA ÇAHPTHSACAKTIIi'. OLAY, PAbiŞAU JT. AgCtÜLHAUİT'İN TAHT- fflV İK1DİZİLMESİYL£ AİOfOALANACAKMî. 24Nisaıt TANSELKARAHAN Birinci ölüm yıldönümü 10.05.1962-24.04.1993 Usta! Herşeyerağmenyaşamak bu olsa gerek... Yamk yüreğimiz sevginle dolu. BİZtMKÖY Mahmut Makal 13. bası 30.000 (KDV içinde) Ödemeii gönderilmez tLAN T.C. D. BAKIR 2. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN I994/lEsas Davacı Ayla Özyaşar vekilleri tarafından davalı Abdullah Öz- yaşar aleyhine açılan boşanma davasınm yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince: Davalı Abdullah Özyaşann Sivrice köyü Midyat adresine çıkartı- lan teblıgaün bila tebliğ iade edildiği gibi emniyetçe yaptınlan soruş- turma neticesinde tebligata yarar adresı tespit edilemediğınden dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Karar gereğince; davalı Abdullah Özyaşar'ın duruşmanın bırakıl- dığı 26.5.1994 günü saat: 9"da bizzat haar bulunması veya kendisini bir vekille ternsil ettirmesi. duruşmaya gelmediğinde ve dava ile ilgili ibraz etmek istediği belgeleri dunışma gününe kadar göndermesi ve- ya getirip ibraz etmesi. gelmediği gibi kendisini bir vekille de temsil ettirmediği takdirde yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve ka- rar verileceği keyfıyeti davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 12.4.1994 Basın: 47439
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle