Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 NİSAN1994PAZARTESİ CUMHURİYET 2 SAYFA
KULTUR
13. ULUSLARARASIISTANBUL FILM FESTIVALI
Sinemanınprensi: LuchinoVisconti
SUNGUÇAPAN
"Tutku", "Beyaz Geceler", "Düş-
man Kardeşler", "Lanetliler", "Lud-
wig", "Aile Tablosu"ve"Masunf fes-
livalde genç kuşak sinemaseverlere
yeni ufuklar açacak nitelikte, keşfe ve
seyredeğer Visconti yapıtlan. François
Truffaut ve Norman McLaren fılmle-
riyle birlikte festivalin. Sinematek işle-
vini de üstlenen 'Anılarına' bölümüne
konuk edeceğimiz Luchino Visconti,
kuşkusuz ölümünün üstünden 18 yıl
geçmesine karşın tüm görkemini k o
ruyan büyük bir 'firma' sinema sanatı-
nda.
Aslı ortaçağa çıkan, köklü ve soylu
bir aileden gelcn, Milanolu Modrone
Dükü Luchino Visconti, James Cain'-
in 'Postacı Kapıyı İki Kez Çalar' adlı
romanından uyarladığı "Ossessıone-
7W//CM"(1943) adlı ilk ve yenigerçekçi-
liği haberleyen öncü filmiyle dikkati
çemişti.GiovanniVerga'nın "Malovog-
lia'lar" adlı ırmak romanından ak-
tardığı "La Terra Trema- Yer Sarsılı-
yorla yenigerçekçilik akımının baş-
yapıtlanndan birini gerçekleştirerek
üne kavuşacaktı 1948'de.
Estetik, plastik ve barok
"La Terra Trema"yla yenigerçekçi-
lik akımı içindeki yerini alan Visconti.
Sicilyalı yoksul balıkçılann destanını
anlattıktan sonra tarihsel, toplumsal
ve aynı zamanda pşikoloji fresk'ler çiz-
meyi sürdürdü. Ödün vermez tutu-
muyla kendi estetiğini, görkemli sine-
masını oluşturdu. 1940'lardan son fıl-
mini ("L'innocente- Masum") bitirir
bitermez öleceği 1976'ya kadar.
-
'Bi-
rey, toplum ve tarih celişkilerinin senfo-
msi" niteliğindeki "Senso- Günalıkar
Gönüller"(\954) giderek ustası kesile-
ceği tarihsel üstün yapımlann ya da
kusursuz çağ filmlerinin ilk büyük ör-
neğiydi.
Yoksul güneyden kopup varlıkh ku-
zeye göç eden, kırsal kesimi terkedip
büyük kentin (Milano) çarklan içınde
ayakta kalmaya ve bir yer edinmeye
çabalarken tüm bireyleri dağılan, yoz-
laşıp. değişen bir köylü ailesinin trajik
öyküsünü aktaran unutulmaz "Rocco
e i suoi Fratelli- Düşman Kurdeşler"-
(1960) başyapıtıyla yeniden yeniger-
çekçiliğin başlangıç yıllanna, toplum-
cu eğilimlerine dönüş yapan Visconti.
Guisseppe Tommasi di Lampedusa nın
romanından uyarladığı "// Gattopar-
do- Leopar "ıyla da, kimilerine göre en
görkemli eserini verdi 1963'te.
Özellikle 1850- 1950arasıdönemine
ilgi duyduğu İtalyan tarihinin önemli
bir dönemecine. büyük ölçüde kendi
ailesini de çağnştıran, soylu Salina
Prensi'yle geniş ailesinin öyküsü
aracılığıyla "bakan" Visconti. İtalyan ve tarihsel koşullann yürü ya kulum
birüğinin zorlu ve sancılı kuruluş
yıllan sırasında, Sicilya'da, kiliseyle
elele vermiş aristokrasinin. çöküşünü
dediği burjuvaziyle. sınıf çıkarlanna,
iktidar arayışlanna uygun şekilde. ay-
nı ortak paydada buluşmasını, tarih-
sel dinamiklerin de sorgulandığf yoğun
estetik, plastik ve barok sinemasıyla
anlattı.
Sarsıcı bir yozlaşma dcstanı
Giderek "Leoparlann yerini artık
çakallann aldığı" Garibaldi çağı İtal-
yası dekorunda geçen "İktidar dönüşfl-
mü freski" niteliğindeki bu Visconti
başyapıünı 1970"lerin başmda, usta-
nın Alain Delon'dan sonraki fetişaktö-
rü Avusturyalı Hdnat Berger'i sun-
duğu "Lanetliler"iz\edi.
Nazi Almanyasından, çelik sanayi-
cisi varlıkh bir ailenin öyküsü
aracılığıyla, iktidar ve güç kavramlan-
na ilişkin, sarsıa bir yozlaşma ve çürü-
me destanı niteliğindeki "Lanetliler",
ustanın yine gözde temalanna döndü-
ğü, bir başka görkemli Visconü baş-
yapıtıydı.
Genelde çökmekte olan burjuvazi-
nin tragedyamsı öykülerini. edebiyat,
tiyatro ve operadan da esinlemcler
taşıyan görkemli, barok üslubuyla an-
latmayı pek seven "prens*
1
Visconti,
"Ossessiotıe", "La Terra Trema",
"fl0cw"üçlemesinin yanısıra "La Ca-
duta degli Dei- Götterdammerung- La-
netliler"(\969). "Mortea Venezia- Ve-
nedikte Ölüm" (1971), "Lud\\ig"
(1973), "Gruppo di Famiglia in un In-
terno- Aile Tahhsu'\\91S)\t "L'inno-
cente- ;l/<£n/m"(l976)gibi usta işi baş-
ka önemli fümleri de arkasında bıra-
karak 70 yaşında. Roma'da pcrdcyi
indirdi 1976'da.
Ammsamak ve keşfetmek için
Başta Bertolucci olmak üzere ken-
dinden sonraki bıryığın yönetmeni dc-
rinlemesineetkileyen Visconti'nın zen-
gın sincması, kuşkusuz gcnç kuşak si-
nemascverlerin. her zaman bulamaya-
cağı bir fırsatı ayaklanna getiren 'eşsiz
birkaynak'tır.
Dostoyevski uyarlaması "Beyaz Ge-
celer"den D'Annunzio öyküsü "Ma-
sum"a, "Tutku'dan "Rocco'yayada
"Lanetliler"den "Aile Tablosu"na ka-
dar, festivalin bu yıl ses getirecek film-
leri arasında. kuşkusuz anımsamaya
ve keşfetmeye değer bu Visconti
klasikleri de yer alıyor.
Mao dönemininbaskılanKültür Servisi - "Fdm cekmek sigara içmek gibi; sağlığa zararlı
oMuğunu biliyorum ama bir türlü bırakamıyorum" diyor sinema
oyuncusu annesi ve yapımcı babasının propaganda fılmleri çevır-
meye zorlandığını görerek büyümüş olan ünlü Çinli yönetmen
Tian Zuhangzuhang.
Zuhangzuhang halen kendi ülkesinde gösterilmesi yasak
olan son fılmi "Mavi Uçurnna"da Mao döneminde yaşanan
baskılan anlaüyor. "Mavi
Uçurtma" ilk kocası siyasi sür-
güne yollandıklan sonra onu
ele veren adamla evlenen ama
o da "sistemin carklan"ndan
kurtulamayınca. yaşlı ve içi ku-
rumuş bir profesörle evlenmek
zorunda kalan bir kadın ve
küçük oğlunun dolayımında
Çin'in yakın tarihine ışık tutu-
yor.
"Kültûr Devrimi bizim mahal-
leden dört kurban secti ve bunlardan biri de babamdı. Kaderin bir
cibesi olarak da onlan suclavan konuşmayı yapmak bana düştü.
Henüz çok küçüktüm ve ezberlediğim sloganlarla dolu konuşmamı
heyecanla okudum ama farketmeden, babamın ismini söylemeyi
unutmuşunt. Bu unutkaniık hala kalbimi sızlatan anılanmı biraz ol-
sun hafifletiyor" diyor Zuhangzuhang.
Otobiyografık özellikler taşıyan "Mavi Uçurtma"da bir çocu-
ğun gözünden veriyor Çin'deki siyasi olaylan ve dönemin popü-
ler tüm Maoist sloganlanyla ironik bir dille alay ediyor.
Ancak fılm sadece siyasi bir film olmanın çok ötesine gecerek
insan ruhunun çelişkilerine doğru görsel bir yolculuk biçimini alı-
yor. Zaten, ^Mavi Uçurtma"ya 1993 Tokyo Film Festivali'nde
En İyi Fibn Ödülü'nü kazandıran da bu görsel zerafeti oldu.
• Otobiyografik
özellikler taşıyan
'Mavi Uçurtma'
Çin'deki siyasi olaylan
ve dönemin popüler
tüm Maoist
sloganlanyla ironik bir
dille alay ediyor.
FESTİVALDE BUGÜN
Beyoğlu Emek: Highvvay 61 (12.00. 18.30)*
Çocuk Hırsızı (15.00. 21.30)* • '
Beyoğlu Atlas: Çocuk Cinayetleri (12.00, 18.30)*
Aile Tablosu (15.00.21.30)*
Beyoğlu Alkazar. Kadınlan Seven Adam (12.00,18.30)*
Kalbin Karanlık Yüzü (15.00)*
KuklaUstası (21.30)*
Beyoğlu Avnıpa: Küçük Düşler (12.00, 18.30)*
Mavi Sürgün( 15.00)
B>ron: Bir Şevtana Ağıt (21.30)*
Be>oğlu Beyoğlu: Buluşma (12.00)
Ağnya Dönüş (15.00)' Iskipli Atıf Hoca (18.30)
Gecc Melek ve Bizim Çocuklar (21.30)
Kadıköy Reks: Benjamin'in Kadını (12.00)
Mavi Üçurtma (15.00)*
Ürpertiler (18.30)*
Düşman Kardeşler (21.30)*
FESTİVALDE YARIN
Beyoğlu Emek: Bakkalın Kansı (12.00. 18.30)*
Mano. Maria veMario( 15.00. 21.30)*
Bevoğhı Atlas: Zorunlu Aşk (12.00. 18.30)*
Mâsum( 15.00. 21.30)*
Beyoğlu Alkazar. Yeşil Oda (12.00, 18.30)*
B\ron. Bir Şevtana Ağıt (15.00. 21.30)*
Beyoğlu Avnıpa: Albaya Mektup Yok (12.00,18.30)*
Duygular Dizisi (15.00)*
Ma'zeppa (21.30)*
Beyoğlu Beyoğlu: C Blok (12.00)
Vagon (15.00) Yarasa (18.30)
Yaz Yağmuru (21.30)
Kadıköy Reks: Mutfak Sohbetleri (12.00)*
GûzMehtabı( 15.00)*
Kudurmuşlar (18.30)*
Çalıntı Öpücükler (21.30)*
Film, 1993 Tokyo Film Festivali'nde En İyi Film Ödülü aldı. | -kAltyıızılt olarak gösrerime sumılacakiır.
RomenOda
Orkestrası Türkiye'de
Kültür Servisi - Romen Oda Orkestrası "Ptıilannonia", nisan ayı
içinde Edirne, Bursa, Eskişehir, Aydm. Ankara ve Samsun'da bir
dizi konser vermek üzere Türkiye'ye geliyor. Mustafa Nevzat İlaç
Sanayii'nin 70. yıl etkinlikleri çerçevesinde Türkiye'je gelen Ro-
men Öda Orkestrası "Philarmonia"ilk konserini bugün Edime'de
verecek. Sanat yönetmeni ve kemancı Prof. Nicolae lliescu tarafı-
ndan yönetilecek olan orkestra, Türkiye'deki konserler dizisi süre-
since Mozart, Vrvaldi, Sarazate, Dinicu, Elgar ve Türk bestecı
Yalçın Tura'nın eserlerini seslen-
direcek. 1987 yılmda "Yehudi
Menuhin Liusİararası Keman
Yanşması"nda "En (yi Bartok
Yonımcusu"secilen kemana Ci-
hat Aşkm ise konserlere solist
olarak katılacak.
1982 yılında Bükreş Filarmoni
virtüözleri tarafından kurulan
"Phflamıoııia''nın repertuvan-
nda özellikle klasik ve klasik ön-
cesi döneme ait eserler bulunu-
yor. Orkestranın sanat yönetme-
ni lliescu, 1984-89 yıllannda Ro-
manya'nın en iyi orkestrası ola- Cihat Aşkın
rak bilinen "George Euescu
Philarnıoııic"in baş kemancıhğını yaptı. Orkestrasıyla birlikte çah-
şmalannı sürdüren sanatçının birçok radyo ve TV kaydı da bulu-
nuvor. Konserlere solist olarak katılacak kemana Cıhat Aşkın ise
12 yaşında tTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarfndan mezun
oldu. ilk resitalini 1984 yılmda veren sanatçı. 1985'te "İstanbul Fi-
larmoni Derneği ödülü" ile "tTÜ Başan Belgesi"ni kazandı. Çeşitli
uluslararası yanşmalarda alü ödül kazanan Aşkın, Londra City
Üniversitesi'nde doktora eğitımini sürdürüyor.
Yirmi üç kişiden oluşan Romen Oda Orkestrası "Philarmonia"
Türkiye'deki konserlerine 13 nisanda Bursa, I4nisanda Eskişehir,
15 nisanda Aydın, 18 nisanda Ankara ve 20 nısanda Samsun'da
devam edecek. Konserler dizisi 22 nisanda Bahkesir konserleriyle
sona erecek.
11.ULUSLARARASI ANKARA MÜZİK FESTİVALİ
Besteyücekştikçe, Moravec de büyüyor
JONATHA\CARR(*)
Bazı müziğin düşünülebilecck en mükcm-
mel yorum düzevinin bıle ötesinde seslendı-
rilebilivor olması şaşırtıcıdır. Mozart'ın. 25.
(K503) Piyano Konçertosu dahil. cpe>ce bir
yapıtı ile Debussj preludes'lerin bazılan buna
ömektir. Yükseklere tırmandıkca, tırmanıla-
cak daha yüksekteki kava parçalan bulan
dağalar gibi bazı jorumcular vanlan en yük-
seğin daha ötesinı arar dururlar.
Çok büvük müzısyen- yorumcular ise dın-
L'vıciyi öyle bir dunyaya alırlar kı bestecının
ıç uyumuna ulaşırsınız. Bu konuma. yorum
çarpıklığı ya da en mükemmel enstrümandan
bile gelebilecek özel şaşırtm'acılıklar gibi un-
surlar kenara itilerek \anlmislir. Ve daha
ötesi gerçekten yoktur. Rudolf Serkin ve VVil-
helm KompfT, en iyi dönemlennde Mozart:
konçertolarda bunu yapmışlardır. VValter
Gieseking''in Debussy "preludei"lerdc
vapmış olduğu gibi
11. Uluslararaii Ankara Müzik Fesinali"-
nin 4 ve 6 nisan tanhli konserlerinde dinle-
diğimiz Çek piyanisli han Moravec bunu
hem Mozart'ta, hem Debussy'de yapabili-
yor. Bu özellik onu çok özel bir sanatçı kate-
gorisine sokuyor. Hatta belki dc benzersız te-
kil bır sanatçı yapıyor. Moravec'e sadece bir
virtüöz deyip geçivermek biraz fazla basitleş-
tirme olur. 6 nisan resitalınde Beethoven'in 32
Variations'un ve Chopin ballad'lar ve teknik
zorlamalannı çok rahat geçiverdı. Ama, astl
önemlısi bestecının yaratıcı imgelemi ile din-
• Bazılan Moravec'e
'piyanistlerin piyanisti'
ya da
k
müzikten çok iyi
anlayanlann
piyanisti'diyorlar.
Gerçek şu ki
Moravec/bestecilerin
piyanistidir'. Beste
yüceleştikçe, Moravec
de büyüyor.
leyici arasında bir duvarlılık köpriisü oluştu-
rabilmesi ve beceriklı parlak parmaklannı
aklının ve aönlünün emrinde koşturabilmcsi-
dır.
Bazılan Moravec'e 'piyanistlerin pivanisti'
ya da 'miizikten çok iyi aıilav aolaruı piyanist'ı
divorlar. Gerçek şu ki Moravec, "bestecilerin
piyanistidir.' Beste yüceleşükçe. Moravec de
büyüyor.
Moravec, Ankara"da. Mozart'ın 25. kon-
çertosunun seslendirilışınde. Gürer Aykal
gibi net değnek vuruşlu ve ses oranlan duy-
gusuna sahip bir şefin yöncttiği Cumhurbaş-
kanlığı Senfonı Orkestrası"nda değerli bir or-
tak bulmuş oldu. Bir fazla prova yapılabilmiş
olsaydı belki daha da iyi bir buluşma sağ-
lanabileceği düşünülse bile, orkestranın sağ-
lam ve oturmuş yapısınm yanı sıra güzel şcy-
ler vaat edcn özellikleri hemen dikkati çeki-
yordu. Mozart undanıesıni -;üsleycn flüt vc
obua">a uynca çok yüksck not verilmesi ge-
r
ekiyor.
Açılış konseri. Edvvard Elgar'ın coşkulu bir
scnfonik parçası olan "In the South" dc taç-
landınldı. Çoğunlukla sisler içinde yaşayan
bir İngiliz'in Akdcniz güncşini algılayışını
özetleyen bu güzel parçada orkestra detay
mükcmmcllıvetçiliğine göre coşkuyu daha
ön planda tulan bir seslendirme anlayışı-
ndavdı. Ancak bundan bir kusur olarak söz
ediyor dcğilim: çünkü bazı plaklarda dinlcdi-
ğimiz yorumlann hatta Elgar'ın kendisinin
tarihi kayıtlardaki yorumlannın da benzeri
anlayışlara dayandığı bilinıyor.
Toplamda konuşulursa. Ankara Festiva-
li'nin hoş bir başlangıç yaptığını düşünüyo-
rum. Çok sayıda başka uluslararası festival-
de de daha iyisinin kolayca yapılamadığını
biliyoruz. Bu düzeydeki sanat olaylan ya-
pıldıklan kentleresaygınlık kazandıragelmiş-
tir. Çeşitli güçlüklerini üzülerek öğrcndiğımiz
Ankara Festivali'nde Saym Cumhurbaşkanı
Siüeyman Demirel'jn açılış konserinc gelerek
onurlandırmasının yarattığı umudun
ışığında. mali engeller atlanarak geleceğe
emin adımlarla yürünmesi içıen dileğimdir.
(*) Jonathan Carr, dünyaıa ünlü bir ekono-
mi-politıka yazarı ve ayrıca müzikologdur. 11.
Ankara Uluslararası Müzik Feslivali'nin bir
bölümünü izlemektedir.
BUAŞAMADA
ŞÜKBAN KUBDAKUL
Yaşayan Ceyhun Atuf Kansu
II. Meşrutiyet döneminden kalma tatlısu frenkleri, kü-
çümsedikleri edebiyat adamlarını tek sözcükle bitire-
ceklerini sanıyorlardı.
-Köylü..
Günümüzde de bu türden hafifliklere özenen kimileri,
beğenilerinin dışında olanlan benzer sözcüklerle kına-
maya çalışıyor.
- Fanatik, nihilist, dinozor..
Ama yaratmanm güzelliğini hangi harcama yöntemi
etkileyebilir ki.
Tersini de sorabiliriz.
"Talim Terbiye"zoruyla okul kitaplarına girmiş değer
fukaralarını hangi edebiyat öğretmeninin marifeti yücel-
tebilir genç liselinin su katılmamış beğenisinde?
"Antoloji" hazırlama hevesine kapılan birşairimiz ge-
çen yaz kitabında yer vereceği şiirleri seçerken sıkıntıya
uğradığını söylüyordu. Doğruyaalmıştım. Kasım ayında
yayımladığı "antoloji"ye baktım. Ceyhun Atuf Kansu'-
dan tek şiir: "Kızamık Ağıdı".
Yargı hakkımı kullanmıyorum, ama yadırgama özgür-
lüğümü yazmaya hakkım var sanıyorum.
Her döneminden birkaç örnekle anılacak ustalardan
biridir bence Ceyhun Atuf. Her döneminde vazgeçilmez
şiirler var çünkü.
Cemal Süreya, yıllar önce Papirüs'te Ceyhun Atufun
şiirini değerlendirirken unutamadığım bir tümceyle nok-
talamıştı yazısını: "Babam Ceyhun Dedem Korkut gibi
boy boyluyor, soy soyluyor."
Uzaklardan gelen bir şair Ceyhun Atuf. Çağdaş Türk
Edebiyatı'nda yazmıştım. Yinelemekte fayda görüyo-
rum.
"Çoğul ve ölmezlik Ceyhun'un birçok şiirinde temel
öğe olarak çıkar karşımıza. Çoğul ulusal imecedir. Öl-
mezlik, en eski tarihlerden yaşadığı günlere, 1978'ler-
den geleceğe kadar uzar gider. Bu geçmiş I yaşanan
zaman I gelecek boyutunda köyleri, kasabaları. ufak
kentleriyle Anadolu vardır. Ama bir coğrafya teriminin
değil içinde yaşamış, hasta çocuklanna umar götürmüş,
değişim savaşımına katılmış acılı bir sevecenliğin Ana-
dolusu'durCeyhun'unki. Bunedenlene "MilliEdebiyat"
akımının ikinci sınıf şairlerinin köycülüğüne benzer, ne
de son çağ ozanlarının sergilemekten başka özellıği ol-
mayan koşmalarındakine. Coşumculara özgü beklenti-
lerle donanmış acılı bir iyimserliktir Ceyhun'un şiirleri-
ne hız veren."
Gazetelerde okudum. Adına konulan ödülün bu yılki
töreninde konuşmacılar (Emin özdemir, Prof. Şerafet-
Mn Turhan, Hüseyin Atabaş, Şükrü Erbaş, Abdülkadir
Budak) yaşayan Ceyhun Atuf şiirinden söz etmişler hak-
lı olarak.
Nedir yaşayan şiir?
Işte Ceyhun'un şiir dünyasından bir yanıt:
Bağtmsızhk Gûlû
Yerden alıp o gülü
Hangi gülü?
Birtopçu neferinin
Sakarya'lı yaztoprağında
Sıcak kan gülü.
Alıp koklamak o gülü
Hangi baharda?
Türkçenin özgür kırlarında
Türkülerde burcu burcu, <i\.% t. v j . v
Bilgeliğin ana gülü. '"u,S .••»#.-*:»-- <
Bir basmadan alıp o gülü
Hangi basmadan?
Nazilli fabrikasından
Pamuğumuzdan emeğimizden
Dokuduğumuz halk gülü.
Hoyrat ellerinden alıp o gülü
Hangi ellerden?
Uzak Teksas'lı çobanların
Bilmediği, uğruna can vermediği
Türkiye'li oçileler gülü.
Yerine koymak, kutsamak o gülü
Hangi yerine?
Mustafa Kemal'in bahçesine
Bir ulusun suladığı beslediği
Yediveren bağımsızlık gülü.
Nice yıllara Ceyhun Ağabey, nice yıllara.
Eşik 'ten edebiyat dünyasına çağrı
Kültûr Servisi - Eşik dergisi edebiyat düm asına bır çağn
yaparak. Türk edebiyatının içinde bulunduğu
durgunluktan çıkabilmesi için bir tartışma platformu
oluşturulmasını istedi. Açıklamada şu görüşlere ver verildi:
"Edebiyat dünyasında son yıllar. adeta birbirini yincleyen.
nitelik olarak biridiğeriniaşamayanyıllardizisine
dönüştü. Kuşkusuz bu olumsuzlugun çok yönlü nedenleri
var. Eşik dergisi olarak konuyu "Üçüncü bin yılda
edebiyatıngeleceği"perspektifindengündemegetırmeyi;yıl
boyunca sürdürmeyi planladığımız nitclikli ve vcrimli bir
tartışma sürcci çcrccvesinde edebiyatın geleceğini cnine
boyuna clc almayı amaçlıyoruz." Konuya ilgi duyan
herkesi yazı yazmaya vedüşüncelerini kendileriyle
paylaşmaya çağınyor. (Yazışma Adresi: P.K. 308 38002
Kayscrifax:(352 2220479)
Belediyeden sanata destek
KOCAELİ (AA)- İzmit Büyükşchir Bclcdiyesi
Konservatuvan Bale Bölümü'ndeücretsizbaleeğitımi
veriliyor. KonservatuvarMüdürüŞahin Ecevit.yetenekli
gençlerin belirlenerek eğitilmesi amaayla kurulan bale
bölümüne. her yıl sınavla aldıklan öğrcncilere ücrctsiz
eğitim verdiklerini söyledi. Okulda halen 11-20 yaşgrubu
40 öğrencinin eğitim gördüğünü bildiren Ecevit. şöyle
konuştu: "Konservatuvar olarak yetenekli çocuklan
belirleyerek ücretsiz baleeğitimi veriyoruz. Profesyonel
eğiticiler tarafından verilen eğitim. bütün yıl sürüyor".
ANKARA KITAP PUARI'NDA BUGÜN
İ st Salon
11.30-12.30: Basın Toplantısı
Türkiyc Ardştırmalar Merkczi (Bonn Essen) Prof.Dr. Faruk
Şen
13.00-15.30: Ödül töreni ve kokteyl
Türkiyc Yayınalar Birliği
16.00-17.30: Söyleşi: "Nasıl Baba OldumT" Anadolu'da Gülme-
ce
MuzafTer tzgü
Düzenleyen: Edebiyatçılar Derneği
Alt salon
17.00-19.00: Panel: "Şiirimizde Kuşak Farklılıklan"
Yöneten: Doğan Hızlan, Cahit Külebi. Ali Püsküllüoğlu, Ah-
met Erhan
Edebiyatçılar Derneği tmza Güıüeri
Yer: Ost salon: Edebiyatçılar Derneği Standı Özel Arabul, Eren-
diz Atasü. Kemal Gündüzalp, Vasfi Uçkan. Abdullah Nefes. Bur-
han Günel. Hüseyin Atabaş. Mehmet Eroğlu. Ergun Sav
Törkive Yazariar Sendkası tmza Günleri
Yer: Ost salon-Türkiye Yazarlar Sendikası standı
Abdülkadir Paksoy, Ali Yüce. Cahit Külebi, Duran Yılmaz,
Emin Karaca, Mahmut Makal