Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6MART1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ŞevketArıkan'ın
annesi öldö
İstanbul Haber Servisi -
Beykoz Belediye Başkaru
Şevket Ankan'm annesi
Fatma Ankan, dün »ece kalp
krizi sonucu öldü. 65 yaşında
ölen Fatma Ankan, bugün
öğle namazından sonra Paşa
Camisf nde kıiınacak cenaze
namazının ardından toprağa
verilecek.
TunceliRPadayı
seçimden çekildi
TUNCELİ (Cumhuriyet)-
Tunceli'deRefah
Partisi'nden belediye başkan
adayı Mehmet Ali Öncü,
seçimlerden çekildi. Daha
önce Tunceli'de "Refah'a
karşı olan düşmanlığı kırmak
için aday olduğunu"
açıklayan Mehmet Ali Öncü,
AJevilerin yoğun baskısı ve
yakınlannın istememesi
üzerine seçimlerden.
çekildiğini bildirdi. Öncü
aynca, diğer birçok aday gibi
kendisinin de PKK'dan
yoğun tehdiüer aldığını ve bu
tehditlere dayanamayıp istifa
ettiğini açıkladı.
MHPIiadaya
silahlı saldırı
• GEBZE(AA)-MHP
Tavşanal Belediyesi başkan
adayı Nihat Şıvgın, Gebze'de
iki kışinin silahlı saldınsına
uğradı. İki saldırgan olaydan
sonra yakalanarak gÖ2altına
alındı. Olayda, Nihat Şıvgın
ile otomobilde bulunan ve
kolundan yaralanan Şükrü
Kahramanoğlu, çevreden
yetişenler tarafmdan Kartal
Devlet Hastanesi'ne
kaldınldı. Hastane yetkilileri,
Şükrü Kahramanoğlu'nun
hayati tehlikeyi atlattığını,
ancak Nihat Şıvgın'ın sağlık
durumunun ciddiyetini
koruduğunu bildirdiler.
SaldırganlannÜmit Cingirik
(22) ve Cem Yurtsever (19)
olduğu açıklandı.
Adaylar
tar&şacak
• ANKARA (AA) - Ankara
Büyükşehir Belediye başkan
adaylan, 7 mart pazartesi
günü yapılacak panelde,
'"Yerel Yönetimlerin
Finansman Sorunlan ve
Çözüm Önenleri"ni
tartışacaklar. Ekonomi
Muhabirleri Derneği iel
Banka Uzmanlan Derneği
tarafından ortaklaşa
düzenlenen panele, DYP
adayı Prof. Dr. Kemal
Çevik, SHP adayı Doç. Dr.
Korel Göymen, ANAP
adayı Prof. Dr. Rüştü Yüce
ve CHP adayı Ali Dinçer
konuşmacı olarak katılacak.
Panel, Ziraat Bankası Kültür
Sitesi'nde saat 10.00'da
başlayacak.
Göneydogu
Komisyonu
•ANKARA (ANKA)-
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgelerinde
meydana gelen olaylan
araştırmak, ahnması gereken
önlemleri belirlemek
amacıyla kurulan TBMM
Araştırma Komisyonu'nun
başkan ve üyeleri belirlendi.
Başkanlığa DYP'li İsmail
Köse seçildi. Resmi
Gazete'de yer alan TBMM
karanna göre Güneydoğu
Komisyonu'nun
başkanlığına DYP'li İsmail
Köse, başkanvekilliğine
ANAP'h Mehmet Keçeciler,
sözcülüğüne DYP'li
Mustafa Zeydan, katip
üyeliğedeRFliLütfi
Esengün seçildi.
Komisyonun üyeleri işe
şunlar:"Ahmet Sezal Özbek
(DYP), Abdürrezzak Yavuz
(DYP), Kadir Ramazan
Coşkun (ANAP), Mehmet
Kerimoğlu(SHP)Ali
ibrahimTutu(SHP)."
27PKKİI
öldürüldü
• Haber Merkezi-
Diyarbakır, Şırnak, Ağn,
Erzurum ve Tunceli illerinde
güvenlik kuvvetlerince
gerçekleştirilen
operasyonlarda toplam 27
terörist öldürüldü. Ağn'daki
çaüşmada ise 2 er şehit oldu,
5 er yaralandı. Mardin ve
BitlisMerindedePKKile
işbirliği yaptığı belirlenen ve
çeşitli eylemlere katılan 8
terörist, sevk edildikleri adli
makamlarca tutuklandı.
Diyarbakır'ın Lice iJçesi
Kavaklıbağ Köyü Muhtan
Kazım Kaya ise, henüz
kimliği belirlenemeyen kişi
ya da kişilerce öldürüldü.
Romanlannız ve
ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel:5540804
Yılmaz, ülkeyi seçime götürecek bir hükümete destek de verebileceklerini söyledi:
Seçîm hükümetindeyeralırız
•ANAP Genel Başkanı
Yılmaz,İstanbul'da
işadamlan.sendika ve
gazetecilerin davet
edildiği bir toplantıda
yerel seçimlerin sonucu
ne olursa olsun mutlaka
bir erken seçimin şart
olduğunu söyledi.
İstanbul Haber Servisi -
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, Türkiye'nin iç içe bu-
lunduğu ekonomik kriz ve siya-
si istikrarsızlığın nedeninin Baş-
bakan Tansu Çiller'in inatla
yürüttüğü yanlış politikalar ol-
duğunu belirterek "Hiçbir top-
lum, bir acemi sivasetçiye üç
defa beyaz sayfa açtınnaz" de-
di. Mesut Yılmaz. ülkeyi seçime
götürecek bir seçim hükümeti-
ne dışandan destek olmaya ve-
ya dahil olmaya hazır oldukla-
nnı bildirdi.
Mesut Yılmaz, dün Conrad
Otel'de "27 Mart Yerel Seçim-
leri Öncesi Türkiye Ekonomisi"
konulu bir basın toplantısı dü-
zenledi. Yılmaz, işadamlan ve
gazete ve sendika yöneticilen-
nin çağnlı olduğu toplantıda
Türkiye'nin uzun yıllardır ilk
defa derin bir ekonomik buna-
lım ve kronik bir siyasi istikrar-
sızlığın içinde olduğunu söyle-
di. Bu karşılıklı etkileşimin Baş-
bakan Çiller'in sorunlara yak-
laşım biçiminden kaynak-
landığını ifade eden Yılmaz,
Yılmaz, 27 Mart yerel seçimleri öncesi Türkiye ekonomisi konulu toplantıda konuştu.
"Uzmanlık alanına giren ekono-
mik sorunlara ekonomik çözüm-
ler getirmekte başarısız kaldık-
ça sorunlan bir süre için unuttu-
rabilmek amacıyla suni siyasi
kriz ve çatışmalar yaratmakta-
dır. Bu yolla ekonomiye onar-
ması mümkün değildir ama siya-
seti de ekonomiye benzeteceğin-
den korkarım" "dedi. Başbakan
Çiller'in ekonomik düzenleme
diye iki kez açtığı beyaz sayfala-
nn kapkara çıktığını ifade eden
Yılmaz, "Hiçbir toplum, bir
acemi siyasetçiye üç defa beyaz
sayfa açtırmaz" diye konuştu.
Koalisyon hükümetinin ülke-
nin gerçeklerinden soyutlanmış
bir kağıttan kurul konumunda
olduğunu öne süren Yılmaz,
"Cumhuriyet tarihimi/de daha
bu kadar zayıf bir hükümct. bu
kadar güvenilmez bir başbakan
gelmemiştir" dedi. Konuşması-
nının ardından basın mensup-
lannın sorulannı yanıtlayan
Yılmaz, Türkiye'yi seçime gö-
türecek bir seçim hükümetinde
yer alabileceklerini ya da dışan-
dan destek verebileceklerini
söyledi. Yerel seçim sonuçlan
ne olursa olsun bir erken seçime
mutlaka ihtiyaç olduğunu kay-
deden Yılmaz. "Bizim inancı-
mız sonucun seçim iradesi ile
Meclis tablosu arasında tersioe
bir ilişkiyi ortaya koyacağıdır"
dedi. Seçimden sonra koalisyon
partilerinin azınlığa düşüceğini
öne süren Yılmaz. erken seçim-
leri gidilmezse Başbakan'ın tu-
tumunun "vatana ihanetle eşde-
ğer" olacağıru söyledi.
Anavol formülü
Yılmaz. DYP ve Çiller'in
öncülüğünde Anayol formülü-
nün de başanlı olamayacağını,
bunun hangi çatı ve liderlik altı-
nda olacağının önemli olduğu-
nu vurguladı. Mevzuata göre
erken seçimin 2 ay içinde yapı-
labileceğini söyleyen Yılmaz,
bir soru üzerine "ANAP'ın, bu-
günkü siyasi düşüncelerini sür-
dürdüğü sürece Refah Partisi
ile bir koalisyona girebilmesi
mümkün değildir" dedi. Tansu
Çiller'in birkaç ay önce bir ye-
mekte "Seçimlerden sonra bir-
likte bir değerlendirme ya-
palım" dediğini anlatan Yıl-
maz, olumlu yanıt verdiğini,
ancak Başbakan'ın bugün aynı
öneriyi yineleyemeyeceğini söy-
ledi. Güneydoğu"da seçime gir-
menin bir medeni cesaret gös-
tergesi durumuna geldiğini
kaydeden Yılmaz, DEP'in çe-
kilmesinin ve milletvekillerinin
dokunulmazlıklannın kaldınl-
masının bölgede gerginliği art-
tıracağını söyledi. Mesut Yıl-
maz. Başbakan'ın Güney-
doğu'daki güvenlik harcamala-
n konusundaki beyanlannı da
"Başbakan desteksiz atıyor"
şeklinde değerlendirdi.
Ecevttlmılr mmnglndekonustu: ÇIZMEDEN YUKARI / MUSA KART
DEPTilerinkonuşmaları
bölücüteröre cüret verdî
ASUMAN ABAaOĞLU
İZMİR- DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit, Türkiye'de ciddi
bir devlet bunalımı yaşandığını
belirterek, "Hükümet param-
parçadır ve yönetimin iplerini
kaçırmıştır. O yüzden bazı dev-
let organları, hükümetin de
TBMM'nin de iradesi ve deneti-
mi dışında, kendi bildikleri gibi
davranma dummunda kalmak-
tadırlar" dedi.
Partisinin Izmir Cumhuriyet
Alanı'nda düzenlediği mitingde
konuşan DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit, TBMM'deki do-
kunulmazlık görüşmelerinin,
Türkiye'de ciddi bir devlet bu-
nalımı bulunduğunu apaçık
gözler önüne serdiğini söyledi.
Ecevit. dokunulmazlı-
klannın kaldınlması istenen
bazı milletvekillerinin, daha sa-
vunmalan tamamlanmadan,
hükümetin de TBMM'nin de
bilgisi ve onayı dışında. TBMM
binasını saran güvenlik güçle-
rince gözaltına alındıklannı
söyledi. Kendisinin, "vicdan hu-
zuru" içinde dokunulmazlı-
klann kaldınlması yönünde oy
kullandığını belirten DSP Ge-
nel Başkanı Bülent Ecevit, şöy-
le konuştu:
"Bölücü akımı Meclis'e SHP
taşımıştı. O nedenle, bölücülük-
teki tırmantştan. yalnız doku-
nulmazlığı kaldınlan milletve-
killeri değil, SHP de siyasal an-
lamda sorumludur.
Gerek bu nedenle gerek se-
çimlerden çekilen DEP'in oy-
larından pay kapabilme gayre-
tiyle SHP" Meclis'te, açıkça
DEP'li milletvekillerinin yanı-
nda yer almış ve dokunulmazlı-
kların kaldırılmasına karşı
çıkmtştır.
Erdal İnönü ile Murat Ka-
rayalçın, bu davranışlanna de-
mokratlık kılıfı giydirmek gay-
retiyle, düşünce suçu olmaz ma-
zeretine sardı\orlar. Oysa bölü-
cü terör eylemlerine cüret verir
nitelikteki konuşmalar, düşünce
ö'zgürlüğu kavramım aşar ve
suça azmettirme niteliğini edine-
rek, ev lemle bütünleşir. "
SAMUPA1
1 AV'LYAR
Ölme eşeğim ölme!..
SEÇÎM NOTLARI / CELAL BAŞLANGIÇ
MİDYAT - Her köşede silahlı bir
adam vardı. Kimi bir dükkanın girişin-
de, kimi bir pasajın önünde.
Tarihi Midyat kentinin dekoruna son
birkaç yılda eklenmişti eli silahlılann bu
görüntüsü. Midyat'ın köylerindeki ko-
ruculann üç yüz kadan artık kente in-
mişti.
Öysa Midyat ilçe merkezi PKK'nın
pek tutunamadığı bir yerleşim birimiy-
di. Korucular da ilçe merkezine gelirken
silahlannı köylerinde bırakıyorlardı ilk
günlerde. Ancak bir korucu minibüsü
taranınca, artık silahlanyla gelmeye
başlarlar ilçe merkezine. Geliş o geliş.
Şimdi aruk silahlanyla birlikte yerleş-
mişlerdir.
Hatta bir ara ilçe merkezindeki dene-
timleri korucular yapmaya başlar. Mid-
yat'ın girişinde ve çıkışında korucu bari-
katlan kurulur. Halka dönük büyük bir
sindirme harekatı başlamıştır Midyat"-
ta. Polis bile koruculardan rahatsız ol-
maktadır. Çünkü kent içinde güvenliği
polis sağlıypr. Korucular ise jandarma-
ya bağlı. Örneğin ilçe merkezinde bir
korucu Midyatlı bir esnafı dövmeye
başlıyor. Polis müdahale etse kimi za-
man aldığı yanıt "sen karrşma" oluyor.
Halkta büyük bir tepki var korucula-
ra karşı. Ama bu tepkı içten içe. kulak-
tan kulağa yayıhyor. "Korucular beni de
rahat bırakmazlar" korkusu sarmış in-
sanlan. Koruculara ilişkin öyküleri ina-
nılmaz bir fısıltıyla anlatıyorlar.
Midyatlılann iddiasına göre, korucu-
lar bölgedeki operasyonlarda ele geçen
silahlan tutanaklara yazdırmayıp piya-
sada satıyorlar. Ama silah saüldıktan
bir süre sonra jandarmaya ihbar yapılı-
yor "Bilmem kimde, şu marka, şu seri
numaralı silah var" diye. Silah alan kişi-
nin evine baskın yapılıyor ve o silah bu-
lunuyor. Bunu anlatırken gizliden gizli-
ye "Kiminle ortaklık yaparlar bilmem"
diye eklemeyi de unutmuyorlar.
Midyat, kuyumculanyla ünlü. Tarihi
çarşışında sıra sıra kuyumcu dükkanlan
var. Özellikle *telkari' denilen gümüş iş-
lemeciliği Midyat'ın giderek azalan Sür-
yani ustalan tarafından. yaşatılıyor.
Çarşıdaki esnafın dikkaüni çeken. silah-
lan omzunda kente inen koruculann
bol bol altın bozdurmalan. Daha sonra
köylerden şikayetler gelmeye başlayın-
ca işin aslı ortaya çıkıyor. Çünkü şika-
yetler "Korucular evimizi bastı. Altın gü-
Korucularadayoldu(T)
müş ne varsa yağmaiadı" yönünde.
Ankan'ın çabaları
SHP Genel Sekreter Yardımcısı ve
Mardin Milletvekili Muzaffer Ankan
Midyatlı. Yurttaşlann koruculardan
yakınmalan elbette kısa sürede ulaşıyor
kendisine. İktidar partisinin bir millet-
vekili olarak başvurmadık yer bırakmı-
yor Ankan. Ancak istenen sonuç bir
türlü alınamıyor. Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nin mekanizmalan içinde eriyip
gidiyor yapılan başvurular. uyanlar ve
verilen emirler.
Midyat'ta seçim çalışmalan başladı.
Ankan da bu çalışmalara katılmak üze-
re Midyat'a gitti. Ilçenin görüntüsü de-
ğişmemişti. Eski Midyat'ın çarşısında.
silahlı bir kalabalık vardı. Işin ilginci
bunlar DYP'den Midyat belediye baş-
kan adayı olan Feremez Aslan'ın koru-
culanydı. Seçim için propaganda çalış-
malanna eli silahlı korucular katılıyor-
du..
Üzerinde fışeklik, elinde Kalaşnikof
olan biri gelip "Ağama oy vereceksin de-
ğil mi" diye soruyordu. "Elbette"den
başka ne denebilir ki: "Ağam, benim bü-
tüm oyum senin ağanın. Sen bir daha
bana gelip zahmet etme, başkalarına
git..."
Midyat'a giden Ankan a köylüler
üzerindeki baskılan anlatmaya başladı-
lar. İddiaya göre korucular geliyor, bü-
tün oylann DYP'ye çıkmaması duru-
munda başlanna gelecekleri kendileri-
nin düşünmesi gerektiğini söylüyorlardı
köylülere. Midyatlılar. Ankan'a "Baskı
altındayız. Can güvenliğimiz yok. Ne ya-
pacağn" diye soruyorlardı.
Bir olay anlatıyor Ankan.
Korucular 'güvenlik denetimini' ele
geçirdikten sonra olmadık işlervapıyor-
lar. Hatta Kutlubey koruculan Çalpı-
nar'da bir minibüsü tanyorlar. On iki
kişi ölüyor. Olay tüm gazete ve televiz-
yonlara 'PKK mim'büs taradı' diye yan-
sıyor. Ancak sağ kurtulan tanıklar var.
Koruculan tanıyorlar. Şikayet üzerine
Midyat Cumhuriyet Savası soruşturma
açıyor. Dava sonucu korucular suçlu
bulunuyor. Mahkum oluyorlar.
Şimdi akla "O soruşturmayı açan sav-
cı nerede" diye bir soru gelebiiir. Hemen
yanıtlayalım. Soruşturmayı açtıktan bir
ay sonra savcı Midyat'tan aynlıyor. Şu
anda Türkiye'nin başka bir bölgesinde
görev yapıyor.
Ankan bir başka olay daha anlatıyor.
Haklannda verilmiş mahkumi>et ka-
rarlan Yargıtay tarafından onaylanmış
suçlu korucular var. Ancak koruculuk
görevini sürdürüyorlar. Gidip cezaevin-
de yatmalan gerekirken bir yandan dev-
letin verdiği silah. diğer yandan da dev-
letten aldıklan maaşla geçinip gidiyor-
lar işte.
Ankan'ın şikayetleri sonucu bir yet-
kiii çıkıp "Böyle bir korucu varsa, bir ta-
nesinin adını verin, gereğini vapalım" di-
yor. Ankan da bu durumda olan ko-
ruculardan birinin adını veriyor.
Midyat'a geldiğinde çevresindekilere
"Ne oldu o adını verdiğim korucuya" di-
ye sordu Ankan. Aldığı yanıt ilginçti:
- Komutan çağırmış korucuyu. "Seni
artık koruyamam" demiş. "Hazırlığı
yap. Silahını karının üzerine yaparız. O,
para almaya devam eder. Sen de cezanı
çekip geldikten sonra devam edersin ko-
ruculuğa..."
'Elbette korkuyoruz'
Bu yanıt üzerine herkes bir birinin yü-
züne baktı. Yapacak fazla bir şey yoktu.
Midyat'ın çarşısını korucular tutmuştu.
Kimi dükkanlann girişinde, kimi pasaj-
lann önünde. Kahvelerde oturuyordu
kimi de.
"Yürüyün gideKm" dedi Ankan,
"Çarşı içinde dolaşıp, halka koruculara
karşı moral vereüm."
Ankan'ın gelmesiyle bir hareket baş-
ladı çarşıda. Ama dışa değıl. içe doğru.
Ankan'ı gören esnaf. yüz yüze gelme-
mek için dükkanma doğru kaçıyordu.
Karşılannda Midyatlı milletvekilini gö-
ren korucuJar da ne yana doğru gide-
ceklerini kestirememişlerdi ilk anda.
Ankan dükkanma doğru kaçışan esna-
fa bağınyordu:
- Korkmayın, gelin yahu. Düne kadar
tavuk hırsızlığı yapanlar, bugün eline si-
lah aldı diye korkmayın. Bir şey yapa-
mazlar. Bakın, "Sıze vol yapacağım. su
getireceğim" demiyorum. Sizi bu koru-
culardan kurtaracağım. 27 Mart aynı za-
manda kurruluşunuz olacak. Ne işi var
koruculann burada? Burada PKK var
mı? Varsa dağlarda var. Alsınlar silahla-
nnı dağlara gitsinler. Orada dövüşsünler
PKK ile.
Ankan'ın çarşının ortasında böyle
bağırdığını du\anlar dükkanlanndan
çıkıp yavaş yavaş çevresinde toplanı-
yorlardı. Ankan Midyatlılara "Kork-
mayın. Ne var korkacak? V oksa korku-
yor musunuz?" diye sorarkan bir esnaf
dayanamadı:
- Korkuyoruz elbet. Biz böyle dükkan-
lanmıza kaçtıkça daha çok korkanz
bunlardan. Biz böyle kaçtıkça, son sözü
eli silahlı olan söyler. PKK'va karşı mü-
cadele ettik. Onları Midyat'a sokmadık.
Şimdi de kaderde koruculara karşı mü-
cadele etmek varmış.
Havayı kendi lehlerine görmeyen ko-
rucular. bu konuşmalar üzerine birer
ikişer ortahktan kayboluyordu. SHP
Mardin Milletvekili Muzaffer Ankan
"Gerekirse" diyordu, "Her gün böyle
gezeceğim esnafı. Her gün böyle •koru-
culara karşı halkı korkudan kurtarma
yürüşüyü" yapacağım."
Bölgede korucu olan belediye başkan
adaylannın sayısı artıyordu. Olağanüs-
tü Hal Bölgesi'nde elli bini aşkın korucu
ellerinde silahlanyla siyasete sıvanmış-
lardı. Bir albay, bir polis komiseri göre-
vinden istifa etmeden herhangi bir par-
tiden aday olamazdı, ama bir korucu-
başı bir yandan bu görevini sürdürür-
ken diğer > andan da elde silah bu seçim-
lerde belediye başkanlığına, gelecek se-
çimlerde mrlletvekilliğine aday olabilir-
di.
Belediye başkanlığına aday olan ko-
rucubaşılann seçtikleri partiler de il-
ginçti. Hemen hepsi DYP. ANAP. RP,
MHP gibi sağ partilerden adaydılar be-
lediye başkanlığına.
Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Er-
kan, "Korucular güvenlik güçlerinin ay-
rdmaz bir parçasıdır" diyordu. Ancak
bu süreçten sonra ortaya cıkan gerçek,
giderek koruculann sağ partilerin aynl-
maz bir parçası olduğu yolundaydı.
SÜRECEK
POIJTIKAGUINLUGU
HtKMET ÇETİNKAYA
Umut ve Hüzön...Hava birden bozdu. Insanın iliklerini ısıtan güneş yitip
gitti. Gökyüzünü kara bulutlar kapladı. Çam ağaçlarının
ardında kalan o küçük kıyı köyü, kendi yalnızlığı içine
gömüldü.
Geceleri köy kahvesinin televizyonu karşısında ha-
berleri izleyen insanlar, Türkiye'nin geleceğine ilişkin
kararlar da veriyor. Ekonomiden siyasete değin ülkenin
gündemindeki tüm sorunlara yanıt aranıyor, çözüm
önerileri getiriliyor.
Türkiye, ekonomide ve siyasette bir tıkanıklığı yaşı-
yor. Enflasyon almış başını gidiyor. DYP-SHP koalisyo-
nu kimilerine göre çatırdıyor, kimileri de "Elbet anlaş-
mazlık olacak"deyip yürüyeceğini söylüyor.
Acaba bir kıyı köyünde insanlar ne düşünüyor?
Birisi:
"Vallahi beyim hayat pahalı. Ama bu koalisyon sür-
sün, demokratikleşme gerçekleşsin..."
Ardından gülmeye başlıyor...
Ekliyor:
"Çok şey mi istedim yoksa?"
Diğeri söze giriyor:
"Bu ülkede enflasyon olduğu sürece gelen gideni ara-
tır."
"Neden?"
"Üç yıl önce ANAP niye gitti? Enflasyondan... Şimdi
'ANAP gelsin' diyoruz. Neden? Yine enflasyondan. Üç
yıl sonra bu günleri arayacağız. O gelsin, bu gitsin diye
bir ömür geçireceğiz."
Soruyoruz:
"Ya demokrasi... Insan hakları..."
Yanıt:
"Bizim buralarda gerek yok ö'yle şeylere. Demokrasi
de var, insan hakları da. Ya sizin oralarda nasıl?"
Gülüyor.
Eh bizdegülüyoruz.
Diyorum ki'
"Hasan Mezarcı olayına ne diyorsunuz?"
Aksakallı birihtiyar, "Boş veroğlum"d\yorveekliyor:
"Biz buralan Yunan gâvuruyla savaşarak geri afdık.
Ben televizyonda izledim, o çocuk hasta. Onu mahke-
meye değil, hastaneye göndermek gerekir. Ben Müslü-
manım, Atatürk'u ondan iyi tanırım. Eğer Mustafa
Kemal Paşa olmasaydı, şimdi biz bu topraklarda esir
yaşayacaktık. Minarelerden ezan sesi duyamayacak-
tık."
Bir başkası giriyor söze:
"Benim PKK'ya sözüm olacak. Bıraksınlar Türk'ün
"Kürt'ün yakasını. Biz kardeş kardeş yaşarız. Girmesin-
ler aramıza. Hem Kurtçülere hem Türkçülere söylüyo-
rum: Savaşacaklarsa çıksınlar dağa. Çıksınlar, ele güne
rezil olsunlar."
Diyorum ki:
"DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklannın kaldırıl-
masına ne diyorsunuz?"
Hemen hemen aynı yanıtı alıyoruz, beş kişiden:
"Suçlan varsa cezalarını çekecekler. Bak birisi Ban-
dırma ya gitmiş. mahkemeserbestbırakmış."
ANAPIılar, DYP'lilerveSHP'liler bulunuyor çoğunluk-
ta...
Soruyoruz:
"DYP-SHP koalisyonu bitsin mi, bitmesin mi?"
DYP'liler yanıt veriyor:
"Vallahi bitmesin bey. Işler karışmasın. Kör topal gidi-
yor, eh fena da değil..."
SHP'lilerin üçü:
"Bitsin ki biz kendimize gelelim. Tek başımıza iktidar
olalım..."
Diğer SHP'lilerle birlikte ANAP ve DYP'liler de gülü-
yor.
öteki SHP'liler yanıt veriyor:
"Arkadaşlanmızın ayakları yere basmıyoranlaşılan."
Tartışmaya ANAP'lılar da katılıyor:
"Memleketi batırdılar. Koltuğu çok sevdikleri için bı-
rakmıyorlar. Bunlar memleketi idare edemez. Çekip git-
sinler ki, biz gelelim. Görsünler o'zaman memleketnasıl
idare ediliyor."
Bir DYP'li sözünü kesiyor:
"Gelin sizinle ortak olalım. Güzel güzel idare ederiz
memleketi."
Bir soru yöneltiyoruz tüm partililere:
"İstanbul'da kim belediye başkanı olmalt?"
llginç bir yanıt geliyor tüm partililerden:
"Zülfü olmalı, Zülfü..."
Sadece bir kişi karşı koyuyor
Dalan a oy verirdim, onuseçerdim...'"
Kahvedekilere soruyoruz:
"Neden Zulfu olmalı istanbul'da belediye başkanı?"
Yanıt aynı:
"Eliyüzü düzgün, içindekin, öfkeyok; açıksözlü."
Bir gece yarısı biraz umut, biraz hüzün doluyor insa-
nın içine. Yukarılarda Karaburun, sol uçta Çeşme. Yağ-
mur inceden çiseliyor
Kendi kendime şöyle diyorum:
"Karamsar olmaya hiç gerek yok."
Sonra düşünüyorum:
"Keşke burada tartıştıklarımızı, Batman 'ın bir dağ kö-
yünde de tartışabilseydik..."
Karanlığın içinde aydınlığa doğru yürüyorum Yağ-
murda ıslanmayı göze alıyorum. Lacivert bir gecede
umutla hüznü birlikte yaşıyorum.
istanbul'dan 700 kilometre uzakta olan bir kıyı köyün-
den nedense ayrılmak istemiyorum.
Karayalçın:
Türkiye, laikliği tartışır
ııoktaya getîrildi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SHP Genel Başkanı.
Başbakan Yardımcısı Murat
Karayalçın , "Türkiye laikliği
tartışır noktaya geldi. Türkiye'-
yi bu noktaya, gizliden gi/İiye
izlenen politikalar. mgulama-
lar ve bazı yöneticilerin ödünleri
taşjdı" dedi.
Karayalçın dün Atatürkçü
Düşünce Derneği Samsun Şu-
besi yöneticilerini kabulü sıra-
sında laiklikle ilgili bazı değer-
lendirmeler yaptı. Karayalçın,
yurttaşlann laiklik konusun-
daki duyarlılıklannın memnu-
niyet verici olduğunu vurgu-
layarak şunlan söyledi:
"Vatandaşlann tutumu zaten
bilinivordu. Ama Türkiye laik-
liği tartışır noktaya geldi. Tür-
kiye'yi bu noktaya, gizliden
gjzleye izlenen politikalar. uy-
gulamalar ve bazı yöneticilerin
ödünleri taşıdı. Türkiye ciddi
yanltşlar yaptı. Siyasi değerlen-
dirme yapmak, şu ya da bu par-
tiyi suçlamak istemiyorum.
Ama geldiğimiz noktanın altın-
da yatan gerçekleri doğru teşhis
etmeliyiz. Türkhe'nin bir daha
bu noktaya gelmemesi için tüm
siyasi partilerin, laikiiği savu-
nur çizgide birleşmesi gerekir.
Türkiye'de çoğuku demokrasi
var, farklı düşünceler olabilir,
ancak Atatürk ilkeleri konu-
sunda bir farklılaşma olmama-
lı. Bu cumhuriyeti kuran ku-
nımlar üzerine politika yapıi-
mamalı."
Karayalçın dün öjleden
sonra Güneş-1 otobüsüyle Al-
tmdağ'a gitti. Burada Ankara
Belediye başkan adayı Korel
Göymen ile birlikte yurttaşlan
selamlayan Karayalçın. Hıdır-
lıktepe otobüs yolunu da hiz-
mete açtı. Karayalçın açılış
töreninde yaptığı konuşmada
laikliğin önemini vurguladı.
Yurttaşlar "Türkiye laiktir, la-
ik kalacak" sloganlan atarken,
Karayalçın da "Ankara'nm yö-
netimini cumhuriyetçüere, sos-
yal demokratlara verin " dedi.