Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22MART1994SAU
12 DIZIYAZI
'Arapçaezanisterük'
.25 Kasım 1925, İslamci kesim laik
cumhuriyete karşı eylemlerinden vaz-
geçmiyor. Rize'de, Nakşibendi tari-
katı müritlerinin "hükümetin zorla
şapka giydireceği, kadınlarm çarşafla-
nnı açacağı, Kuranı kaldıracağı" yo-
lundaki propagandalan sonucu Ofa
da yayılan silahh isyan başlatılıyor.
Hareket. etkilerini Giresun'da da
gösteriyorancak başanlı olamıyordu.
30.11.1925 tarih ve 677 sayılı yasay-
la, tekke ve zaviyeler kaldınlıyor.
Hamdullah Suphi Tannöver bu kara-
ra karşı çıkıyor. Yasada, yasarun ge-
rekçesinde ve Meclis'te yapılan tartış-
malarda tekke ve zaviyeler cehalet ve
irtica yuvalan olarak niteleniyordu.
Atatürk ise buralar için. "Tekkelerin
gayesi halkı meczup >e aptal yapmak-
tır. Türkiye Cumhuriyeti şevhler, der-
vişler, müritlcr, meczuplar memteketi
olamaz" divordu.
İlk Türkçe hutbe
3 Şubat 1928, ilk Türkçe hutbe Sü-
leymaniye Camii'nde Sadettin Kay-
nak tarafından okunuyor.
9 Nisan 1928. anayasadan devletin
dininin İslam ojduğu ibaresi çıkanh-
yor. Atatürk. İÜ rektörlerinden İ.
Hakkı Baltacıoğlu'na Kuranı Türk-
çe'ye kazandırmasmı teklif ediyor.
Baltacıoğlu teklifı kabul ediyor ve bu
işi yedi yılda bitirebileceğini belirti-
yordu..
12 Ağustos 1930, Serbest Cumhuri-
yet Fırkası kuruluyor. Paris Büyükel-
çisi Ali Fethi Bey'in Mustafa Kemal'i
yeni bir muhalefet partisi kurulması-
na ikna etmesi üzerine kurulan parti-
ye daha önce Terakkiperver Cumhu-
riyet Fırkası'nı kuran Kazım Karabe-
kir de girer. Bunun dışında Ali Fuat,
Refet Bele, Cafer Tayyar, Rauf ve Dr.
Adnan (Adıvar) beyler de partide yer
alırlar.
Izmir mitingi
Atatürk, kendine çok yakın iki
adam olan Kütahya Milletvekili Nuri
Conker ile Kars Milletvekili Ahmet
Ağaoğlu'nu da partiye sokar. Conker,
partinin genel sekreteri bileolur. Ülke
genelinde büyük ilgi gören SCF, 4 Ey-
lül 1930 günü İzmir'de büyük bir mi-
ting düzenler. İzmir'de bulunan Ata-
türk, mitinge izin verir.
Ali Fethi Bey, 5 Eylül günü otelinin
önünde büyük bir kalabalıkla karşı-
laşır. CHP yanlısı Anadolu gazetesin-
de yazan Denizli Milletvekili Haydar
Rüşrü, o gün Serbest Fırka"yı ağır bir
dille suçlamıştır. Mahşeri kalabalık
partililer tarafından yönlendirilerek
Anadolu gazetesine ve CHP il merke-
zine yürütüiür. Olaylar sırasmda bir
polis ağır yaralanınca komiser halka
ateş açar. Sonuç: Bir ölü ve 12 ağır ya-
ralı.Bu olay, Serbest Cumhuriyet Fır-
kası'nın, Türkiye'deki irticayı destek-
leyip körüklediği ve Mustafa Ke-
mal'e suikast planlayıp cumhuriyet
rejimini değiştirmek istediği için kala-
balığı galeyana getirdiği biçiminde
yorumlanır.
Kubilay olayı
22 Arahk 1930. Nakşibendi tarikatı
mensubu Derviş Mehntet ve beş arka-
daşı. Menemen'in Kese Köyü'ne ge-
lirler. Burada halka, İstanbul'un yan-
daşlan tarafından sanldığını, sa-
yılannın 770 bin olduğunu söylerler.
Menemen'e gidip camide sabah na-
mazı kılarlar. Namazdan sonra Der-
viş Mehmet. Ankara hükümetini
ıskat edip, ikinci Abdülhamit'in oğlu
Selim'i halife ilan edeceğini cemaate
bildirir. Camiden, üzerinde (innafe-
tahnaleke...) yaalı bayrağı alıp Hü-
kümet Konağı önüne giden Derviş
Mehmet. kendisini 'Mehdi-i Resul'
ilan eder ve halktan şapkalannı çıka-
np kendisiyle birlikte zikre başlama-
lannı emreder. Bu sırada genç yedek-
subay Kubilay, emrindeki küçük bir
birlikle müdahale eder. Derviş Meh-
met, arkadaşı Şamdan Mehmet'e
emir vererek Kubilay'ı öldürmesini
ister.Binden fazla insanın tekbir sesle-
ri arasında öldürülen Kubilay'ın başı
testere ile kesilerek bayrağın ucuna
takıhr ve halka gösterilir. Kanı Derviş
Mehmet tarafından içilir. Derviş bu-
rada şu konuşmayı yapar:"Ya eyyii-
hel müslimin. Halife Abdülmecit htı-
dutta bekliyor. Kalkınız Müslümanlığı
kurtaralım."
Türkçeezan metnl
Ezanın yeni biçimini Diyanet İşleri
Reisliği şöyle belirlemişti:" 1) Tann
uludur. 2) Şüphesiz bilirim bildiririm
Tann'dan başka yoktur tapacak. 3)
Şüphesiz bilirim bildiririm Tann'nın
elçisidir Muhammed. 4) Haydi
namaza. 5) Haydi felaha. 6) Namaz
uykudan hayırlıdır (sadece sabah
namazı için). 7) Tann uludur. 8)
Tann'dan başka yoktur tapacak.
Teğmen Kubilay Derviş Mehmet
tarafından Menemen'de şehit edildi.
Yirmi dakika sonra'olay yerine ge-
len bir jandarma kıtası isyanalara
ateş açar. Derviş ve yandaşlan kendi-
lerine kurşun işlemeyeceğini söyler-
ler.
Derviş Mehmet ve arkadaşlann-
dan bazılan çatışma sırasında ölür.
Yapılan incelemeler sonunda olayın
Nakşibendi tarikaü şeyhlerinden
Esat Efeodi, Seyh Halit ve Hoca Saf-
fet tarafından yönlendirildiği ve bu
grubun yurtdışı ilişkilerinin bulundu-
ğusaptanır.
31 Aralık 1930 günü Menemen,
Manisa, Bahkesir ve Antalya'da yak-
laşık 2 bin 200 kişi tutuklanır. Mene-
men ve çevresinde sıkıyön^tim ilan
edilir. Olayla ilgili Divan-ı Harp du-
Eskişehir'de yargılanan Said Nursi,
mahkum oldu ve süriildü.
ruşmalan 15 Aralık 1931 günü başlar
ve 28 kişinin idamına karar verilir.
Din dersi kalkıyor
1931-1932 öğretim yılında okulla-
nn ders programlanndan din dersleri
çıkanlır.
22 Ocak 1932, Yerebatan Camiin-
de ilk kez Türkçe Kuran okunur.
29 Ocak 1932, ilk Türkçe ezan Fa-
ü'h Camii'nde okunur. (Ziya Gökalp:
Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan
okunur'Köylü aniar manasını na-
mazdaki duanın.Bir ülke ki mekte-
binde Türkçe Kur'an okunur, Küçük
büyük herkes bilir buyruğunu Huda'-
nın'îşte orasıdır senin vatarun)
o1 } eriat yanlılan laik
J> cumhuriyete karşı
eylemlerini sürdürüyordu.
Ezanın Türkçe okunmaya
başlamasıyla tepkiler de
arttı. Bu tepkiler zaman
zaman ayaklanma
boyutlanna ulaşıyordu.
İşte bu olaylardan birinde,
Menemen'de Kubilay şehit
edildi.
1 Şubat 1933, Bursa'da Nakşibendi
şeyhlerinden Kozanlı tbrahim Efendi,
öğle namazından sonra Ulucami'den
çıkan cemaate "Dinini seven bizimle
gelsin" diye bağırarak çevresine kala-
balık bir kitleyi toplar. Ayetler
okuyarak yapılan yürüyüşle 'Evkaf
Miidürliiğü'ne gelen Kozanlı Ibrahim
ve arkadaşlan. burada "Başka yerler-
de Arapça ezan okunurken niçin Bur-
sa'da Türkçe ezan okunuyor" sorusu-
nu dile getirirler. Vakıfîar müdürü,
konunun vilayet emri olduğunu söy-
leyince kalabalık Vilayet Konaği
önüne gider. Bu sırada hükümet güç-
leri olaya müdahale eder.
1935, Said Nursi ve talebeleri tutuk-
lanır. 120 talebesiyle birlikte Eskişe-
'ün Kubilay olayıyla ilglll mektubu
Gazi Mustafa Kemal'in 27
Arahk 1930 tarihinde Erkâru
Harbiye-i Umumiye Reisi
(Genelkurmay Başkanı) Fevzi
Paşa'ya (Mareşal Fevzi Çak-
mak) gönderdiği mektup şöy-
leydi: "Menemen'de ahiren
vukua gelen irtica teşebbüsü
esnasmda Zabit vekili Kubi-
lay Bey'in vazife ifa ederken
duçar olduğu akıbetten Cum-
huriyet ordusunu taziyet ede-
rim. Kubilay Bey'in şahade-
tinde mürtecilerin gösterdiği
vahşet karşısmda Menemen'-
deki ahaliden bazılannın alkı-
şla tasvipkâr bulunmalan bü-
tün Cumhuriyetçi vatanper-
verler için utanılacak bir hadi-
sedir. Vatanı müdafaa için ye-
tiştirilen, dahili her politika ve
ihtilafın haricinde ve fevkinde
muhterem bir vaziyette bulu-
nan Türk zabitinin mürteciler
karşısmdaki yüksek vazifesi-
nin vatandaşlar tarafından
yalnız hürmetle karşılandığına
şüphe yoktur. Menemen'de
ahaliden bazılannın hatalan
bütün milleti müteellim etmiş-
tir. İstilanın acıhğmı tatmış bir
muhitte genç ve kahraman
Zabit Vekilinin uğradığı teca-
vüzü, milletin, bizzat Cumhu-
riyete karşı bir suikast telakki
ettiği ve mütecasirler ile mü-
şevvikleri ona göre takip ede-
ceği muhakkaktır. Hepimizin
dikkatimiz, bu meseledeki va-
zifelerimizin icabatmı hassasi-
yetle ve hakkıyle yerine getir-
meye matuftur. Büyük or-
dunun kahraman genç zabiti
ve Cumhuriyetin mefkûreci
muallim heyetinin kıymetli
uzvu Kubilay Bey, temiz kanı
ile Cumhuriyetin hayatiyetini
tazelemiş ve kuvvetlendirmiş
olacaktır. Reisicumhur Gazi
M. Kemal" (Devrim Şehidi
Öğretmer. Kubilay, Kemal
Üstün, Çağdaş Yayınlan, 4.
Basım. 1990, s. 28) Kubilay'ın şehit edilmesi üzerine Fevzi Çakmak'a bir mektup gönderen Mustafa
Kemal, Orduya taziyet dilemişti.
hir Ağirceza Mahkemesi'nde yargıla-
nan Said Nursi, 11 ay hapse mahkum
olur. Cezasını tamamladıktan sonra
Kastamonu'ya sürülür.
1935, ilkokullarda din dersleri kal-
dınhr.
1935, Nakşibendi şeyhlerinden
Şeyh Halid, Eruh'ta Mehdilik iddiası
ile silahlı eyleme kalkışır. Bir yıl süren
çatışma ve takipten sonra Suriye'ye
sığınır.
1936 ocak, Çorum'un İskilip ilçe-
sinde nakşi şeyhi Kayserili Ahmet Ka-
laycı şeriat istemıyle harekete geçer.
Kalaycı şeyhin garip kurallan vardır.
Ona göre namaz ve oruç farz değildir.
Ancak 40, 70 ve 90 günlük yeni oruç-
lar yaratmıştır. Nakşi şeyhine tap-
mak gerekiyordu. Kalaya hareketi
kısa sürede basünlır.
1937, Laiklik bir Anayasa hükmü
haline gelir.
1939, İlk yasal İslami muhalefet ya-
yını 'Hareket' yayın hayaüna başlar.
20 Eylül 1943, Said Nursi tutukla-
nır ve Ankara'ya sevkedilir. Değişik
bölgelerden tutuklanan 126 'Nur' ta-
lebeleriyle birlikte tutuklu olarak Is-
parta ve Denizli cezaevlerinde bulu-
nan Nursi, sonunda beraat eder, Af-
yon Emirdağ'a sürgün edilir.
18 Temmuz 1945, Milli Kalkınma
Partisi kurulur. MKP. dış politika
alanında "İslam Birliği" (Şark Fede-
rasyonu) projesinın gerçekleştirilme-
sini istemektedir.
1946, amao "Dünya Müslümanları
Birliğir
'ni destekleme olan Sosyal
Adalet Partisi kurulur.
1946 yılında kurulan bir başka par-
ti, Antma Koruma Partisi (ARK),
dinci bir siyasal parti olduğunu tüzü-
ğünün birinci maddesinde açıklar.
1946'da kurulan İslam Koruma
Partisi, parti adı altında kurulmuş ol-
masına karşın, kuruluş dilekçesinde
her türlü siyasal faaliyetten uzak ol-
duğunu belirtir ve gayenin sadece İs-
lamın yükselmesi, kuvvet kazanması,
dayanışması olduğunu söyler.
1947, Türk Muhafazakar Partisi
kurulur. Partinin programında ve
amaçlannda İslami amaçlar egemen-
dir.
1947, Milli Eğjtim Bakanlığı, iste-
yen vatandaşlann özel din seminerleri
açabileceğini öngören bir kararname
yayınlar. (Tahsin Banguoğlu bakan.)
CHP'de tartışmalar
2 Arahk 1947, CHP 7. Kongresi,
okullara din dersi konması tartışma-
lanna sahne olur.
Şubat 1948, CHP grubu, İlahiyat
Fakültesi'nin yeniden açılmasını tek-
life karar verir.
20 Mayıs 1948, CHP Meclis Gru-
bu, Milli Eğitim Bakanlığına, ortao-
kul mezunu gençlerin askerlik yü-
kümlülüklerini yerine getirdikten
sonra girebilecekleri "iraam hatip
kurslan" açmasını teklife karar verir.
On il merkezinde açılacak bu kursla-
nn beş ayhk kurslar olduğu açıklanır.
1948, dini reform isteyen bir grup
DP'li partilerinden aynlarak Millet
Partisi'ni kurarlar.
Parti programının 8. maddesi. "Par-
ti din müesseselerine ve milli ananelere
hûrmetkardır" diyor, 12. maddesine
göre laikliği esas itibariyle kabul et-
mekle beraber din işlerinin ayn bir
teşkilat elinden idaresini, bu teşkilatın
muhtar bir teşkilat olmasını istiyor.
Parti aynca ilk ve orta tedrisata din
dersleri konulmasını da uygun gör-
mektedir.
15 Ocak 1949'da Ankara ve İstan-
bul'da 10 ayhk ilk ımam hatip kursla-
n açıhr.
1949, Hamdullah Suphi Tannöver:
"Dini sadece bir vicdan işi olarak ele
almak yanlıştır." Ortaokul kıtapla-
nnda okuma parçalannı okuduğu-
muz Tannöver. din derslerinin okul-
lara girmesini istiyor.
15 Şubat 1949, ilkokullarda isteğe
bağh olarak din derslerinin okutula-
cağı belirtilen ocak ayındaki MEB ta-
mimi yürürlüğe girer.
4 Haziran 1949. TBMM genel ku-
rulu, AÜ'ne bağh bir ilahiyat fakülte-
si açılması karannı verir.
14 Nisan 1950. Millet Partisi tstan-
bul tl Kongresi, çalışmalanna fatiha
okuyarak başlar ve laik devlet düze-
nini agır biçimde eleştirir.
Yarın: Slz Istersenlz
serlatı blle aerl
getireblllrsfnlz
AtatürkV saldırılaratepkilersürüyorHaber Merkezi- Ulu önder
Atatürk'e ve onun ilkelerine yö-
nelik saldırılara tepkiler. sürü-
yor.
Sıvas Cumhuriyet Üniversi-
tesi Tıp Fakültesi öğretim ele-
manlan gazetemize faksla gön-
derdikleri mesajlannda, "Ata-
rürk'e ahlaksızca ifadelcrle dil
uzatan kara sesleri, lanetle kı-
nadıklarını" belirttiler. Öğretim
elemanlannın mesajlannda.
Türkiye Cumhuriyeti içinde ya-
şayanlara çağdaşhğı, laikliği.
demokrasiyi. ınsanca yaşâma
gurur ve haysiyetini. insan sev-
gisini yerleştiren Atatürk'ü bir
kez daha minnet ve saygıyla an-
dıklan vurgulandı. Mesajı im-
zalalayan CÜ Tıp Fakültesi öğ-
retim elemanlannın isimleri
şöyle:
Prof. Dr. Atüla Atalay. Prof.
Dr. Ahmet Çolak. Prof. Dr.
Yusuf Çağlar Prof. Dr. îlhan
Sezgin, Dr. Oztürk Özdemir,
Dr. Ferda Perçin. Arş. Gör. tz-
zet Yelkovan. Handan İ. Şatı-
roğlu, Uzm. Turhan AmcaoğJu.
Dr. L'ygur Traşlar. Arş. Gör.
Ahmet Yüdız, Prof. Dr. Abdul-
lah Arkın. Yrd. Doç. Dr. Er-
dem Gümüşbaş, Yrd. Doç. Dr.
Mehmet Çimen, Dr. Esat Adı-
güzel, Muharrem Terzioğlu,
Arş. Gör. Zehra Akgüa biyo-
log Yasemin Günüy. Arş Gör.
Yûcel Koca. Prof. Dr. Erdoğan
Gürsoy. Serpil Ünver Saraydın,
Prof. Dr. Tülin Baykal, Doç.
Dr. Emel Koptagel. Yrd. Doç.
Dr. Bilge Onarlıoğlu, Yrd.
Doç. Dr. Faruk Yücel. Yrd.
Doç. Dr. Esra Baskın, Zehra
Kayaköklü, Müberra Yılmaz,
M. Esra Şanlı, Adalet Iğdır,
• Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi
öğretim elemanlan gazetemize faksla
gönderdikleri mesajlannda, "Atatürk'e
ahlaksızca ifadelerle dil uzatan kara sesleri,
lanetle kınadıklannı" belirttiler.
Uzm. Rıfat Kurşun. Doç. Dr.
Özee Çetinkaya. Yrd. Doç. Dr.
K. Bildikoğlu.' Prof.Dr. Musta-
fa Gürol. Ali Akuı, Doğan Fan-
man. Prof. Dr. Ali Gökalp,
Doç. Dr. OkUy Işık, Prof. Dr.
Mustafa Gönüllü, Yrd. Doç.
Dr. Şalkı Özakman, Prof. Dr.
Ahmet Olmuş. Prof. Dr. Ayşe
Gökalp, Yrd. Doç. Dr. Sadi
Türkay, Yrd. Doç. Dr. Gülden
Kafah, Uzm. Dr. Cüneyt Öz-
türk, Dr. cengiz Beyazıt. Dr.
Uğur öz, Dr Nurşcn Yüksel.
Yrd. Doç. Dr. Ercan Canbay,
Dr. Ufuk Akmil, Yrd. Doç. Dr.
Okay Bulut, Yrd Doç. Dr. Se-
na Bulut, Yrd. Doç. Dr. Fevzi
İçli. Yrd. Doç. Dr. S. Özçelik,
Yrd. Doç. Dr. Hayri B. Tok-
soy, Yrd. Doç. Dr. Dilara Kö-
roğlu, Yrd. Doç. Dr. Aytekin
Akyaz, Yrd. Doç. Dr. Şevkat
Köroğlu, Burhan tlter, A. Tas-
yurt, Doç. Dr. Saniye Topçu.
"Atam îzindeyiz"
"Türkiye Cumhuriyeti'nin
kumcusu ulu önder Atatürk'e,
onun ilke ve devrinüerine, ailesi-
ne yapılan çirkin saldmlan şid-
detle kınayarak lanetledikleri-
ni" vurgulayan bir grup > urttaş
da gönderdikleri faks mesajla-
nnda, Türkiye Cumhuriyeti'ni
ve onun ilkelerini sonsuz dek
koruyup yaşatacaklannı bildir-
diler. Yurttaşlann imzalan şöy-
le: Halenur Oymak, Hekime
Öztürk. Hanife Bovakir, Emel
Genç, Şemsiye Baloğlu, Nurten
Sevim, Firdes Baştürk. Nurten
Şentürk, Aynur TimuçinA Zü-
beyde Izci, Merikan Ozün,
Havva Tabakoğlu. Şükran
Okur, Gülbüz Çamlıdağ. Fatma
Çetin, Şükriye Doğanay. Neri-
man Kayserili, Gülbeyaz Tun-
ca, Ayşe Keser, Saniye Altı-
naks, Selver Sönmez, Nagihan
Bubnuş. Beytullah Güner, İs-
mail Karacaoğlan, Aydemir
Bingöl. Bir grup yurttaşın da
"Kara 12lere" başlığı ile gaze-
temize gönderdikleri faks me-
sajlannda, hiçbir gücün kendi-
lerini Kemalizmin ilkelerinden
saptıramayacağı belirtilerek
"Yaşasın laik Türkiye Cumhuri-
yeti, Yaşasın Mustafa Kemal
Atatürk" denildi. Mesajı imza-
layan yurttaşlann imzalan ise
şöyle:
Ayça Turhan, Yeşün Sinano-
ğulları, Ayşe Tahmaz, Nilay
Kayalar, Serap Özay Taybars,
Ayşen Küıç, Yusuf Marnaa,
Pınar Cansen Arılgan. Kadem
Çakar. Aykan Gürsoy, Hadi
Kavraz, Derya Saraç. .Betül
Açin, Sibel Özdemir, G. Öncel.
F. Tülay Oral, Ayten Eryılmaz,
Duygu Kırıkçı, M. Çimen, öz-
lem Yakar. Nuran Çiçek, Biliz
Koç. Gökhan Büyükşengür.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Ertan Ünver'in Hesapları...
Geçen hafta perşembe günü Ankara'da Nâzım Hikmet
Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği "Nâzım Hikmet için
Karma Resim Sergisi" açıldı. Zafer Çarşısı'ndaki Devlet
Güzel Sanatlar Salonu'nda açılan sergi, bu hafta sonuna
dek açık kalacak. Sergi daha sonra Istanbul'da sürdürüle-
cek. Satılacak resimlerden elde edilecek gelirle, istanbu!'-
da istiklal Caddesi'nde "Nâzım Hikmet Müzesi"nin oluştu-
rulacağı bına satın alınacak.
Serginin açıhşı dolayısıyla İstanbul'dan Prof. Aydın Ay-
bay ile Kıymet Coşkun, Semih Balcıoğlu, Alpay Kabacalı,
Atilla Ergür, Gülbin Akyavaş Ankara'ya gelmışlerdı.
Sergi, gösterışsız bir torenle açıldı. Emre Kongar, Kültür
Bakanlığı adına konuştu. Başbakan, çeşıtlı bakanlar sergı-
ye "işlerinin çokluğundan" katılamayacaklarını bildiren
telgraflar göndermişlerdı, ama hiçbırinde "Nâzım Hikmet"
adı geçmiyordu. Nâzım Hikmet adından hâlâ ödlerı kopan-
lar mı vardı ne? SHP Çankaya Beledıye Başkanı Doğan
Taşdelen, sergi salonunda konuklara bir kokteyl verdi.
Kokteylden sonra da Altındağ Belediye Başkanı Ali Rıza
Koç, Nâzım Hikmet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleriyle, danış-
ma kurulu üyelerine, Ankara Kalesınde Boyacızade Ko-
nağı'nda akşam yemeği verdi.
Nâzım Hikmet Vakfı, Ankara'da da çalışmaları yönlertdi-
rip yürütmek için beş kişilik bir kurul oluşturdu Danışma
kurulu üyelerinden Yavuz önen, Bülent Tanık, Kaya Gü-
venç, yönetim kurulundan Halit Çelenkle ıkimizin de katıl-
dığımız bu beş kişılık kurul, eşgüdümcü olarak çalışacaktı.
Bu sergi dolayısıyla, sanatçtianmızm Nâzım'ı nasıl içten
sevdıklerıni gözledim.
Ankara'da seçilmesine artık "garanti" gözüyle bakılan
Korel Göymen, önceki akşam sanatçılara bir kokteyl verdi.
Göymen, bu akşam da Srieraton Oteli'nde Murat Karayal-
çın'ın da katılımıyla sanayicılerın, gazetecilerın bulunduğu
toplantıda yemek yiyecek. Yemeği SHP il Başkanı Yılmaz
Ateş ve eşe veriyor.
•••
27 Mart seçimlerine dört gün kala, dün sabah erken saat-
te, Torbalı Belediye Başkanı Ertan Ünver'i aradım. Ertan
Ünver, bir hesap adamı, bir beyin. Araştırmacılar gibi değil.
Öyle "Kime oy vereceksiniz" filan diye sormadan, bilgisa-
yarının başında, kendi deyimiyle yüreğini "buzdolabına
koyarak" çalışıyor. Ertan Ünver'e göre 27 Mart seçim so-
nuçları şöyle gerçekleşebilir:
ANAP: Yüzde 21.90, DYP: 21.70, SHP: 19.90, RP: 15.30,
DSP: 7.30, CHP: 4.40, IviHP: 3.10, BBP (Muhsin Yazıcıoğlu):
1.70, YDP (Hasan Celal Gûzel): 1.50, DP (Aydın Menderes):
1.40, \P (Doğu Perinçek): Yüzde 0.80, SBP (Sadun Aren):
Yüzde 0.70, MP (Aykut Edibali): Yüzde 0.30. (Bu oranlar,
Türkiye ölçeğinde il genel meclisı sonuçlarına göre.)
Ankara SHP'nin. Istanbul 49-51 ANAP'la SHP arasında;
izmir yine 49-51 SHP ile ANAP arasında. Korel Göymen'in
Ankara'da secılmeşansı 54 ıken ANAPinRüştüYöce'sı 41,
DYP'nin Kemal Çevik'i ise 11.6 puanda kalmış durumda.
(istanbul, İzmir bahksırtı).
Oya katılma oranı çok yüksek değil. Yüzde 81.5 ile 84 ara-
sında. Gecerli oy ise yüzde 79-81.5 arasında olacak. Boş
oylar çok çıkacak. Ertan Ünver, bulduğu sonuçları on beş
kez denetlediğini söyledi. Ünver, araştırma kuruluşlannın
görüşlerine katıtmıyor. Diyor ki:
- Istanbul'la Izmir'e "banko" diyemiyorum. Ikisinde de
araştırıcılar "SHP istanbul'da Dalan, İzmir'de özfahıra ile
çekişecek" diyorlar. Hayır, SHP ıkisinde de ANAP'la çeki-
şecek.
Ertan Ünver, sonuçlara nasıl vardığını da şöyle açıklıyor:
- Şir örnek vereyim: Bir, benım en son ekim ayında yaptı-
ğım araştırmanın üzerine, orada bulunan partiler var, şim-
di seçime katılmıyor; katılmayan partilerin potansiyellerı-
nin dağılımı var; örneğin Yusuf Bozkurt özal, benim ekim
değerlendirmemde var: 5.30! Seçime girsin, 5.30 oy alır.
GALLUP-PİAR 'la bahse girmeye hazırım! Etkenleri sayıyo-
rum: Katılmayanların dağılımı, hangi etkenlerle bu hesap
yapıldı? "Tahmin" dersenız, açıklama gönderirim. Ben bu-
nu hep yapıyorum. 1961 genel seçiminden beri, tam 33 yıl-
dır, her seçimde yaparım. 1972 kuruitayında başladım.
Bilgisayarla çalışarak ama, 1966 CHP Kurultayı'ndan beri
de sosyal demokrat kurultaylarının sonuçlarını hep bu bi-
çimde vermişimdir. Genel Sekreter sonuçlarını bilmişim-
dir. Hikmet Çetin e kurultay başlamadan üç gün önce tele-
fon edip, "Hikmet Bey, genel sekreterliğinizi şımdiden
kutlanm" dediğim zaman, Hikmet Çetin, böööyle telefonla
hafif bir dondurma olmuş, sonra "Nasrettin Hoca, nasıl bil-
din sen bunu" demiştir. Hanı Nasrettin Hoca demış ya bir
adama: "Ağaçtan düşeceksin" diye, öyle.
- Pekı, düşündün mü? istanbul'da Zülfü yerine Nurettin
Sözen olsa ne olurdu?
- O hesapları yapmaya vaktim olsaydı, bir ihtilal yapar,
Cumhurbaşkanı olur, Armutalan'da ev alır. resim yapar.
Sabancı ya satar, Türkiye'yi yeniden kurtarırdım netekım!
O denli vaktim olmadı...
- DYP 21.70 diyorsun, DYP 21.70 olabilir mi?
- Evet! Üzgünüm.
- Kırsal kesimden mi geliyor?
- Evet, üzgünüm, bu bir, iki: 'Laz'la 'kız'ın kavgası! Top-
lumların yaşamında hipotalamus (beyin sapı) etkenı var.
Birey için nasıl önemliyse hipotalamus, bilinçaltının da öte-
si, toplumların yaşamı da böyledir. CHP nasıl Ittihat ve Te-
rakki'den geliyorsa, DYP de Hürriyet itilaf'tan geliyor. Hür-
riyet itilaf'tan gelen bir gen var, ben buna sosyal tavır geni
diyorum. Hürriyet Itilaf, sonra Terakkiperver Fırka, Serbest
Fırka, törpülenerek gelen Demokrat Parti, AP... Bu oran 14.
30'dur. O kalıtsal gen, DYP'ye yansıyor. Bu oyu kırsal ke-
simden alıyor... Zülfü Livaneli'nin SHP'ye kazandırdığı oy
da 0.76'dır. İlk başta 3-3.5 dolayında oy artırdıktan sonra
Yüksel Çengel görevden alınmalıydı", "Ben kapalı kapı-
lar arkasında pazarlık yaptım'dedi, 3.5-4 puan artacakken
ne yazık kı şu anda yalnız 0.76 puan getırebılıyor. Bu, Nuret-
tin Sözen, sorunuza yanıttır!
BULMACA
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Persler'in Batı Anado-
lu kıyılannı Iran'a bağla-
mak için yaptıklan yol. 2/
Bir gemi ya da ucağin iz-
lediği yol... Kap ağırhğı.
3/ fiaç... Kadın şapkala-
nna konulan ve yüzü ör-
ten ince tül. 4/ Sürülme-
miş, ot bürümüş toprak...
Eski Türk güreşlerinden
biri. 5/ Kumaş üzerine
yapılan bir tür işleme...
Parola. 6/ Uluslararası
Para Fonu'nun simgesi...
Bir şeyi anımsamak için yazılan kı-
sa yazı. 7/ Olumsuzluk belirten bir
önek... Antalya yakınlanndaki
ünlü arkeolojik mağara. 8/ Birleş-
miş Milletler Endüstriyel Kalkın-
ma Örgütü'nün simgesi. 9/ Ekva-
tor bölgelerinde yetişen bir meyve
ağacı... Doğu Anadolu'da kullanı-
lan bir tür küçük zurna.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Rus kentlerinde içkaleye verilen
ad. 2/ Avrupa'da bir başkent...
Akaju da denilen büyük bir orman ağaa. 3/ Satrançta bir taş...
Söz, lakırdı... Japon lirik dramı. 4/ Bir organı su vererek yıkayıp
temizleme... "Adımız miskindir bizim düşmanımız —"dir bi-
zim" (Yunus Emre). 5/ İzmir Körfezi'nde bir ada. 6/ Yeniçeri
kışlası... Bir tür deniz taşımacıhğı. 7/ Şehzadelerin özel eğitmen-
leri... Uzaklık işareti. 8/ Afrika'da yaşayan bir antilop... Dü-
şünce. 9/ Kazak başkanlanna verilen ad.