05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6ŞUBAT1994PAZAR HABERLER Kent yönetimindelaikükSıvas katliamı ile Konya'dakadın ve erkeklerin ayrı otobüslere bindirilmesine dikkat çeken SHP lideriKarayalçın, yerelseçimlerin ilkkez laiklik açısından önem taşıdığını vurguladı İSMET DEMİRDÖĞEN CEMİLCİĞERİM SAMSLN - SHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın. laıkliğın bu- giine kadar "ilke" düzeyinde ele alınarak genel seçimlerde söz konusu edildiğını vurguladı ve İ993'te yaşa- nanlann "laikliğin kent yönetimi açısından da önetnini gösterdiğini" söyledı. Karayalçın. "Bu kez yerel seçimler farklı. Kent yönetimlerini se- çerken, laikliğe bürün gücümüzle sahip çıkmalıyız. Çünkü Sıvas'ta 37 yurttaşunız yakıldı. Konya'da kadınlarla erkekier ayrı oto- büslere bindirildi. Bunun için kent y önetimlerine sahip çıkmalıy ız" dedı. SHP lıden, Türkiye'nin dolara ve ıç borç- lanmaya bağımlılığını "esrar, alkol, nikotin" bağımlılığına benzeterek, bu bağımlılıktan kurtulunması gerekliğjni söyledi. Karayalçın, ekonomik büyümesini kendı olanaklanyla sağlayan Güney Kore'den övgüyle söz ettı. Karayalçın, dün sabah gittiğı Samsun'da halktan büyük ilgi gördü. Partı otobüsüyle şe- hir ıçınde tur atan ve otobüsün üzerinden halkı selamlayan Karayalçın. daha sonra Cumhuriyet Meydam'nda coşkulu kalabalığa konuştu. Samsun gezısinde SHP'nın Seyyal Taner'in seslendirdiği. "Elleri bağlı mıyam, yol bilmez sağcı mıyam" şarkısı da ılk kez kul- lanıldı Konuşmasına, "Merhaba Samsun, Merhaba Karadeniz" dive başlayan Kara- yalçın. Türkıye'de 10 yıldır yüksek enflasyon yaşandığını belirterek. şunlan söyledi: "Türkiye'de esrar, alkol, nikotin bağımlılığı gibi dolara, iç borçlanmaya bağımlılık var. Ekonomimiz, dolar olmadan ayakta duramı- yor. Biz, büyiimek, zenginleşmek isti>oruz. Bu- nun için tasarruf gerekli. Türkiye'de 1950'li yı- 1lara kadar tasarruf alışkanlığı >ardı. Daha son- ra tasarruf toplumundan. tüketim toplumuna dönüştük. Şimdi, hem büviime isteniyor, henı de kaynak yaratümıyor. Büyümeye, kendi pa- ramız yeöniyor. Borçlanıyoruz, bağımlılık bun- dan kaynakİanıyor. Dolara, iç borçlanmaya ih- tiyaç çok yüksek. Bu bağımlılıktan, ulusal onur için kurtulmalıy ız. Bakınız asker gönderip kur- tardığımız Kore, nasıl gelişti? Asker gönderdiği- mizde bizim de Kore'nin de ulusal geliri 300 do- lardı. Asya Kaplanları grubundan bu iilkenin ulusalgelirişimdi 10bindolaruıüzerinde. Bizhâlâ 2 bin dolardayız. Onlar kendi olanaklarıy la bü- yüdüler. biz de bunu yapmak zorundayız." Yüksek enflasyon \e devalüabvondan ANAP döneminı sorumlu tutan Karayalçın. 199Tde kurulan 3 aylık ANAP hükümetinin. Merkez Bankası'nın kaynaklannı yüzde 28 bin oranında çektiğini. enflasyonun da büyük ölçüde bundan kaynaklandığını söyledi. Hü- kümetın aldığı kararlardan dolayı toplumun tümünün desteğını sağlamasının bekleneme- yeceğını bildıren Karayalçın. "Devaliiasyon yaptık diye, elbette ki bize "afenn" denmeyecek. Biz bunları yaptık diye, 'enayı misiniz' diyorlar. Biz enayi değiliz, halkın fedaisiyiz. Halk için ne gerekiyorsa yaparız" diye konuştu. Laiklik uyarısı Konuşmasında. yerel seçımlere ve laiklik sorununa da değinen Karayalçın, 27 Mart ye- rel seçimlennin laiklik açısından önem taşıdığını belırttı. Laikliğin bugüne kadar ilke düzeyinde ele alındığına ve genel seçimlerde söz konusu edildiğine dikkat çeken Kara- yalçın. "Ancak bu kez yerel seçimler farklı. 1993'te yaşadıklarımız laikliğin kent yönetimi açısından da önem taşıdığını gösterdi. Kent yö- netimlerini seçerken. laikliğe bürün gücümüzle sahip çıkmalıyız. Çünkü Sıvas'ta 37 yurttaşunız yakıldı. Konva'da kadınlarla erkekier ayrı oto- büslere bindirildi. Bunun için kent yönetimlerine sahip çıkmalıyız. Türkiye laiktir, laik kalacak sloganını ağzımızdan düşürmeyelim" dedi Karayalçın. miting meydanında bulunan ve grevli toplusözJeşmeh sendikal hak isteyen kamu çalışanlanna da, bu konudaki tasarıyı önümüzdeki hafta TBMM'ye gönderme sözü verdı. Kamu çalışanlannın, "Grevsiz sendika istemiyoruz" sloganlan üzerine Karayalçın, memur sendikalanru kulüp ya da demek biçi- minde düşünmediklerini söyledi Karayalçın, "Bize göre sendika, grevli, toplusözleşmeli ol- malı" dedi. Karayalçın, konuşmasında isim vermeden, ANAP lideri Mesut Yılmaz'ı da eleştirdı. Karayalçın. mıtıngden sonra babası ve kar- deşınin mezannı zıyaret ettı. Kritlk e$lk sancısı Karayalçın: Erkenseçim gerekebilır • Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan SHP lideri. erken seçimi gerektirecek 'kritik eşik'in oy oranını açıklamadı. AYŞE YILDIRIM SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Murat Karayalçın, yerel seçımierde erken seçımı gerektirecek bir tablonun orta- yaçıkabıleceğını söyledi. Karayalçın, "kritik eşik" diye adiandırdığı oy oranını ise söyle- mekten kaçındı. Murat Karayalçın, yakla- şan yerel seçimler ve koalisyonla ılgili sorula- nmızıyanıtİadı. Kamuoyu yoklamalannda SHP'nin oy oranının yüzde 12-14"lerde göstenlmesınin yanlış olduğunu belirten Karayalçın, "Te- mel konusu belediye başkanlığı olan bir se- çünde, biz şündiye kadar belediye başkan adayiarımızı açıklamamıştık. Bir anlamda aksak rekabet vardı. Biz belediye başkan adayiarımızı daha 10 gün önce açıkladık" dedi. Tansu Çiller'in uygulamalanyla ilgili bir değerlendırme yapmak istemediğıni ifa- de eden Karayalçın, kendisinin "çok savun- duğu" uygulamalan olduğunu anlattı. İki farklı parti olduklannı anımsatan Karayal- çın. DYP'nın tüm yaklaşımlanyla ılgili aynı şeyleri söyleyemeyeceğinı. ancak "kamu ge- ürlerinin arttırılması. gerçek kur politikasının izlenmesi, kamu harcamalarının çeşitli dallar- da azaltılmasında" olduğu gıbı çoğu temel konularda Çiller'in "çok cesurca" kararlar aldığını söyledi. "Bunları paylaşıyonım" dı- yen Karayalçın, Çiller'e yöneltılen "becerik- siz" suçlamalanna da temel konularda katıl- madığını belirtti LivaneK,Sait Faik'inIstanbııhuuıgezdi Livaneü, Beyoğhı'nda kartal uçurdu, \apura bindi. Kendi deyimiyle Sait Faik'in İstanbulu'nu seyretti. (Fotoğraflar: MUHARREM AYDIN) DYP'nin oy oranı DYP'nin oy oranının artması >a da azal- masının öncelikle "onları" ilgilendırdığını, ancak hükümeti ilgilendıren nitelıkler ka- zandığı takdirde gerekli değerlendirmelerin yapılabıleceğinı de sözlerine ekledi. DYP- SHP koalisvonunun oy oranında bir düşüş yaşandığını kabul eden Karayalçın, bunun hükümetin birinci yılını doldurduğu günler- de SHP'den iki partinin ortaya çıkmasıyla yaşandığını belirtti. "Hükümetin oy oranının 1991 ekimindeki düzeyde otmadığı bilinmekte" diyen Kara- yalçın, şunlan söyledi: "Bugün "Yerel seçim sonuçlanna göre bu hükümet görevden aynlmalıdır' diyen siya- setçiler de 89'daki oy oranının ardından yöne- time geldiler. Oj oranınız uygun da olsa eğer moraliniz, gücünüz, iddianız yoksa aynlma kararmı ve- rebilirsiniz. Oy oranınız kimilerine göre y eter- li olmasa bile elinizde eğer yapılması gereken çok sayıda iktisadi, siyasi ve toplumsal proje varsa görevinize devam edersiniz. Ama bir kritik eşik vardır, yani şu anda size söy leyenıediğim bir kritik eşik \ ardır. O kri- tik eşik gözardı edilemez kuşkusuz. Onu söy- leyemiyonım." Kritik eşiğin "yüzde 30'- lar" civan olup olmadığıyla ilgili sorumuzu ise Karayalçın, şöyleyanıtladı: "Oeşik neydi bilemiyonım? Çünkü o eşik daha başlangıçta bir sonın olarak ortaya çıktı. Çünkü hüküme- tin kurulmasının hemen ardından SHP'den iki parti aynldı. Yani aslında oy oranıyla ilgili bir tavır söz konusuysa, o insanlarm, o tarih- lerde de bunu söyleyebilmeleri gerekiyordu." Kritik eşiğin seçimlerde ortaya çıkması du- rumunda erken seçımin "kabul" meselesin- den çok "bir moral yükümlülügü" olduğunu da belirten Karayalçın, şöyle devam etti: "Aslında ben Türkiye'nin erken seçim hü- kümetine değil, bu hükümetin devamına ihti- yaç duy duğu görüşünde>im. Erken seçim hü- kümeti Türkiye'nin önemli kararlarının bir yd daha ya da ne kadar süre sonra erken secime gidilecekse o kadar ertelenmesi anlamına ge- lecektir." Seçimlerdekartal gibi uça Müzikavizyon, fuarını açan Livaneli gezdiği standlarda, gitar ve tumba çaldı. Yatandaşlarla görüşen Livaneli, sorunları dinledi ve çözüm yoUarı önerdi. cagızİstanbul Haber Servisi - SHP İstanbul büyükşehır belediye başkan adayı Zülfü Livaneli, dün "bareketK" ve "dolu dolu" bir gün geçirdi. Livaneli, dün TÜYAP'takı "Müzikavizyon, Hobi ve Spor^" fuannı açtı. Livaneli. "Kitapçıların yok ol- duğu bir dönemde, kente küitü- rel canlılık gerekiyor. Kentiçi yaşama bilinci yerleşmeli" dedi. Gezdiği standlarda, gitar ve tumba çalan Lıv aneli. papağan ve Sıbırya ansı kurt köpeğiyle poz verdi. Buradan Eminönü Iskelesi'ne giden Livaneli şehir hatlan vapuruna binerek gü- vertede, kendi deyimiyle, "Sait Faik'in İstanbulu'nu" seyretti. çay içip. sımıt yedi. Vatandaş- larla da görüşen Livaneli so- runlan dmledi, çözüm yollan önerdi. Park Oteh'ni gösterip, "Bizim tabanunız müteahbitler değil, sunit yiyen dostlar" diyen Zülfü Livaneli. vapur gezisinı "bir kıtadan diğerine geçiş olan dünyanın en heyecan verid yol- culuğu" olarak değerlendirdi. Kadıköy'deki iskele önünde, "Türkiye laik kalacak", "Yiği- dim, aslanım işte geliyor" slo- ganlan ve kalabahk bir toplu- luk tarafından karşılanan Livaneli, Kadıköy _ Belediye Başkanı Dr. Cengiz Özyalçm ve SHP'nin yeni Kadıköy adayı Selami Öztürk'le birlikte bele- diye binasına geçti. "Kırk yıllık hatın" için bir fincan kahveyi içti ve Bahariye Caddesi'ne çı- kıp, elindeki kırmızı karanfille vatandaşlann arasına kanştı. Gördüğü yoğun ilgiye sevi- nen Livaneli daha sonra SHP Kadıköy ilçe binasını ziyaret et- ti ve "Burada gördüğüm aydın- lık yüzler, bazı kafalarui içinde- ki az gelişmişliği yok edecek. Zafer bizim olacak" dedi. Liva- neli. Bahanye Caddesi'nde yü- rürken. omzuna konulan bir kartal ıle poz verip. "Biz de se- çimlerde tıpkı kartal gibi hav ala- nacağız" diye konuştu. HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI TüPkiye'de HumeyniOlmaz, Ancak Erbakan Olur! (2) Humeyni çızgısındeki Cemalettin Kaplan, Türkiye'ye gelse, düşüncelerini serbestçe savunsa, partisini kur- sa... RP'nin yarısı kadar oy toplayabilir mi? Kıyaslanabilecek bir noktaya bile gelemez... Bir "deh- şet" havası yaratır. Kitleleri iter, 12 Eylül öncesinin bazı sivri sol grupçukları gibi kalır. içe dönük, kendi üretip kendi tüketen, toplumdan so- yutlandıkça hırçrnlaşan her grupçuk gibi... Niçin? Çünkü her bitki, ancak kendine uygun ortamlarda geli- şebilirdeonun için... Ingiltere'deki krallık ile Suudi Arabistandaki krallık aynı mı? Aynı olabilir mi? • • • Bugünü anlayabilmek için geçmişe gitmek ve bazı gerçekleri -bir kez daha- alt alta sıralamak zorundayız.. Islamiyet öncesi Türklerde kadın-erkek eşitti. Ev ve çocuklar üzerinde de kamu yaşamında da eşit haklara sahipti Kadın kale komutanı, elçi, hatta devlet başkanı olabi- lirdi. Şamanizm kadını "/cufsa/'sayıyordu... Ama aynı dönemde Iran'da geçerli olan Zerdüşt dini- ne göre, kadın "kötü" ve "kirli" idi Şeytanın yansıma- sıydı. Arabistan'da ise kadın deveden bile değersizdi. Insan olduğu tartişmalıydı... Kız doğuran analar, cezalandın- labiliyor, yeni doğmuş kız çocuklar, diri diri kuma gömü- lebiliyordu... Türklerin Anadolu'da buldukları kültür sentezi de ol- dukça demokratik ve insancıl öğeler içermekteydi... Niçin Iran ve Arabistan kökenli tarikatlar "Allah korku- su" üzerine kurulmuşken Anadolu'nun bağrında doğan- ların temelinde "Allah sevgisi" vardır? Bektaşilik. Mevlevilik, Babailik niçin farklıdır? iran'ın Şiısi katı ve acımasız iken Anadolu'nun Ale- visının hoşgörulü ve ilerici oluşu bir rastlantı mıdır? • • • O farklı geçmişin üzerine, Anadolumuz 20. yüzyılda iki büyük farklılık daha ekledi: Kemalist devrim ve o devri- min başlattığı 70 yıllık bir demokratik deneyim... Mustafa Kemal, Anadolu'da değil de Iran ya da Ara- bistan'da dünyaya gelseydi, "laik-demokratik" bir ay- dınlanma devrimini gerçekleştirebilir miydi? Hayır! Tarihin tanıdığı belki de en büyük devrimciydi. Ama gerçekleştiremezdi... Çünkü Anadolu'daki koşullar ora- larda yoktu. Ve Kemalist devrim, Anadolu'yu diğer Müslüman top- lumlardan ayıran farkı çok daha açtı... Kapatılamayacak kadar açtı!.. * • • Sorun bakalım, RP'ye oy vermeye hazırlanan kitlele- re, Türkiye'de iran ya da Suudi Arabistan benzeri bir "din devleti" istiyorlar mı? Sorun bakalım, RP toplantılarındaki başörtülü kadın- lara; mırastan erkeğin yarısı kadar pay almaya hazırlar mı? Kocalarının ustlerıneuç kadınladahaevlenjpkerıdiJe- rini de istediği anda boşayabilmesini kabulleniyçrlar mı? Hırsızınelininkesilmesinden, "z/'na"yapanıntaşlana- rak öldürülmesinden, yargı önünde kadının tanıklığının erkeğinkinin ancak yarısı kadar geçerli olmasından ya- nalar mı? Bir "din polisi" olmasını, Ramazan ayında evlere, iş- yerlerine girip oruç tutulup tutulmadığını denetlemesini; kadının araba kullanmasına, yuzunü açmasına, erkeği yanında değilken sokağa çıkmasına engel olmasını isti- yorlar mı?.. Ve sonra da dönüp RP'nin sayın yöneticilerine sorun... Niçin soyut bir laiklik karşıtlığı ıle yetiniyorlar da işi bi- razcık somutlaştırmaktan kaçınıyorlar'? Örneğin erkeğin birden fazla kadınla evlenebilmesine olanak verecek bir yasa önerisi hazırlamayı engelleyen bir anayasa hükmü mü var? Iran'dakı, Suudi Arabistandaki "Islami düzenler"\e il- gili somut görüşleri nedir? Sorun ki "olay" da netleşsın halkın tepkisi de.. ••• Sayın Erbakan, eskiden 10 Kasım, 29 Ekim, 23 Nisan gibi günlerde -her ne hikmetse- bir türlü Ankara'da bulu- namazdı. Bulunamadığı için de Anıtkabir'e gitmek ken- disine "nasip" olmazdı.. Artık işlerini iyi "ayar'iıyor. Ata'ya saygısını göster- mekiçin herkestenöncekoşuyor... "AtatürkyaşasaRP'- li olurdu "bilediyor... Hoca'nın ne dediği önemli değil... Ama niçin dediği, niçin demek gereğinı duyduğu önemli!.. DYP'li başkan adayı yüzlerce kişiyi saatlerce bekletti Dalankrallığı kılpayıkaçırdı İstanbul Haber Senisi- Belki inanmayacaksanız ama, DYP'nin İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi başkan adayı Bedrettin Dalan, talip olduğu belediye başkanlığı- ndan da önce, oldukça rahat kazanabileceği "krallık" un- vanını kıl payı kaçırdı! Nasıl mı? Anlatalım: Yaklaşan seçimler önce- sinde, diğer adaylar gibi. zi- yaret temposunu hızlandıran Bedrettin Dalan, çağnldığı birçok davete katılıp, hem nabız yokJuyor, hem de "Yaptıklanm yapacak- larımın teminatıdır. tstan- bul'a hizmet ibadeftir" görü- şünü daha geniş kesimlere duyurmaya çabşıyor. Ancak Dalan bu ziyaretlenn bazı- lanna rötarlı gidiyor; baa- lannı ise hiç gerçekleştirmi- yor. DYP Basın Merkezi'- nden çekilen faksta, Bedret- tin Dalan'ın önceki akşam saat 20.00'de. Beşiktaş'taki Conrad İstanbul Oteli'ndeki "Gümüşsuyu Gecesi"ne; son- ra da, DYP Bahçelievler İlçe Örgütü'nün, 21.30'da Yeşil- yurt'taki Polat Hotel'de dü- zenlediği baloya katılacağı bildinlıyordu. Bedrettin Da- lan'ı izlemekle görevli gazete ve televızyon muhabirleri be- lırtilen saatte Gümüşsuyu Gecesi'ne gitti. Ünlü halı markası Gümüşsuyu'nun yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Özdemir, üst dü- zey şırket yöneticileri ve yüz- lerce bayı gibi gazeteciler de saatlerce Dalan'ı bekledi. Es- kiden Gümüşsuyu firması- nda çahşüğı öğrenilen Bed- rettin Dalan, saatler 23.00'ü gösterirken bile ortahklarda görülmedi. Dalan gelmeye- rek neler kaybetti bilseniz! Eğer gelseydi, İbrahim Tatlı- ses'in tahtını zorladığı riva- yet edilen genç arabeskçi Mahsun Kırmızıgül'ün sah- nede nasıl "acılı, acüı" türkü okuduğunu görecek, dahası "sanatçı"nın hit parçası "Atem Buysa Kral Sensin"ı dinleyecekti. 3 saat, Dalan'ın gelmesini bekleyen gazeteciler, "Belki diğer davete gitmiştir" diye- rek hızla Yeşılyurt'taki Polat Hotel'e hareket ettiler. Saat- lerin 23.30'u göstermesine karşın. Dalan buraya da gel- memıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle